28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29 TEMMUZ 2007 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Nikos Paleopulos’un resimleri 10 Ağustos’a kadar Karşı Sanat Çalışmaları’nda 15 ESİNTİLER ZEYNEP ORAL İmroz’un tuvale yansıması Kültür Servisi Karşı sözlüğün iç kapağına çizSanat Çalışmaları, “Ni di. Yapıtları Türkiye’de ve kos Paleopulos’un İm Yunanistan’da çeşitli özel roz Resimleri” sergisine koleksiyonlarda bulunuev sahipliği yapıyor. 40 yor. Gökçeada, İstanbul adet dijital baskı resmin ve Atina kiliselerinde, yer aldığı sergi, 10 Ağus yapmış olduğu ikonolar tos’a kadar açık kalacak. yer almakta.. son yıllarda Nikos Paleopulos sergi uğraştığı minyatür ikonaiçin şunları söylüyor: “Bu lar ise tüm dünyaya dağılsergideki tablolar benim mış durumda. Nurullah Berk’in İmroz izlenimlerimden oluşuyor. İmroz’un do “Türk Resim Sanatı” adğasını, çiçeklerini ve di lı yapıtınıYunancaya çeğer tüm güzelliklerini viren sanatçıyı tanıyan İsnasıl gördüysem öyle tanbul Güzel Sanatlar resmetmeye çalıştım. Akademisi öğretim üyeYenilikçi bir resim tar lerinden bir grup, yapıtlazım olduğunu iddia ede rındaki belirgin renk armem. Bu resimler İm monisine izafeten, ona “koloroz’da rist” nibuluntelendirduğum mesini sırada uygun karşıgördülaştığım ler. Gökdoğa çeada’yı güzelilk defa likleriy1948 yıle kurlında ziduğum bir iç di Sergi, 40 adet dijital baskı yaret etti ve adayalog. resimden oluşuyor. nın güBu dünyayı yaşanılan mutlu zelliğinden büyülendi. Alukların ve çekilen acı da, resimlerinin ilham ların içinden gelen naif kaynağı oldu uzun yıllar bir bakışla çizdim. Şu boyunca. Kendi deyişiyle üçbeş resmi bugünlere “hayatının en güzel ve en taşımama izin verdiği trajik yıllarını geçirdiiçin Tanrı’ya şükrediyo ği” Gökçeada’yı 1975 yırum. Umarım bu resim lında terk etmek zorunda ler İmroz’un güzellikle kaldı. Bugün Atina’da yarini eskilerin hatırlama şayan Nikos Paleopulos sı, yenilerin de sevmesi bir asrı bulan yaşına rağmen gelecek için planlar için bir vesile olur.” 11 Mayıs 1908’de İstan yapmakta ve Yunanisbul Langa’da doğan Nikos tan’da bir minyatür müzePaleopulos, küçük yaşın si kurmayı hayal etmekte. dan itibaren resme eğilim Sergi pazar hariç 11.00li idi ve henüz beş yaşın 19.30 saatleri arasında izdayken tren konulu ilk so lenebilir. yut resmini Fransızca bir (0 212 245 15 08) Meclis’te Kadınlar... Başta KaDer olmak üzere tüm kadın kuruluşlarını, Meclis’te kadın milletvekili oranını artırmak için verdikleri olağanüstü çaba için kutluyorum. Azimli çalışmalar, yaratıcı kampanyalar, kamuoyunu bilgilendirmelerle, hiç dinmeyen bir enerjiyle ülke nüfusunun yarısını oluşturan kadınların daha adilce Meclis’te temsil edilebilmeleri için güçbirliği yaptılar. Sonuçta geçen dönem yüzde 4.4 olan kadın temsil oranını yüzde 9’a çıkarmayı başardılar. Kadın milletvekili sayısı iki kat arttı... Evet, bu oran Cumhuriyet tarihimizde, Meclis’teki en yüksek kadın oranı. (1935’te yüzde 4.5’ti... Sonra her seçimde daha da geriledi. Ve dünya sıralamasında, en geri ülkelerden de geri bir sırada sürünüp durduk...) Günümüzde demokrasinin (ah! Evet, o çok değerli kavram demokrasinin) temel ölçütlerinden biri de, bir ülkede kadınların durumudur. Kadınların ülke yönetimine katılım düzeyidir. Mehmet Ağa’nın gülümseyişi Ertuğrul Genç’in sözlerinde yaşıyor Maçka bir kitaba benzer Sumela Manastırı Karneyi aldığımız ilk gün, Mehmet Ağa’nın otobüsünün kokusu burnumda tüterdi… Köyümüze giden otobüs mavi renkteydi ve de burunluydu. Mehmet Ağa’yı gözümde dans ederken canlandıramıyorum ama, boynuna astığı mendiliyle köy yollarında kıvrılan o koca otobüse kavalye olarak çok yakışıyordu. Sülüklü Mezarlığı geride kalınca, Mehmet Ağa’nın otobüsü Maçka yoluna girdi demekti… Mezarlık, Trabzon’dan Maçka’ya giden araçlar için kentin son durağı gibiydi. O mezarlıktan her geçişimde, dudaklarımı otobüsün camına dayar ve kimsecikler görmeden hiç tanımadığım babaannem Sabire Akın’a öpücük gönderirdim… Sumela Kültür Sanat Festivali Köy yolunda tahtaların yan yana dizildiği bir köprü vardı… Mehmet Ağa, pek güvenemediği o köprüden geçerken yolcuları indirirdi… Çıkardığı sesten dolayı o köprüye biz “Piyano Köprü” derdik. Piyano köprü yıkıldı, Mehmet Ağa öldü çoktan… Köy otobüsleri Çömlekçi’den kalkmıyor artık… Trabzon Meydanı, paçalarındaki çamuru silmek için yanında elbise fırçası taşıyan insanlarla değil, linç girişimleriyle haber oluyor… Son yıllardaki en güzel olay, belediye başkanı Volkan Canalioğlu’nun başlattığı kültür ve sanat festivali… Ama, medya o günlerde üç maymunu oynuyor, Trabzon’da sanata gösterilen ilgiyi görmüyor, duymuyor, konuşmuyor. Maçka’da da, bu yıl, Sumela Kültür ve Sanat Festivali’nin 3.’sü düzenleniyor. Bed ri Rahmi Eyüboğlu, Sabahattin Eyüboğlu, İsmet Zeki Eyüboğlu, Ömer Kayaoğlu, Ahmet Özer, Volkan Konak, Nihat Genç gibi nice sanatçı ve nice bilim insanı yetiştiren Maçka için bir kültür festivalinin 3.’sünü düzenleme onuru belediye başkanı Ertuğrul Genç’e ait… Bu yıl, Hüseyin Turan, Grup Sarmaşık ve Neşet Ertaş’ın verdiği konserler, 2.’si düzenlenen ulusal karikatür yarışması, yurtdışından ustaların katıldığı satranç gösterisi, festivalin öne çıkan etkinlikleri arasında yer aldı. Ömer Burhanoğlu’nun “Aynı/Ayrı” adlı fotoğraf sergisi İstanbul’dan sonra Maçka’da da beğeniyle izlendi. Bugün sona erecek festivalde, saat 17.00’de, Erdal Eksert’in hazırladığı Bedri Rahmi Eyüboğlu belgeseli, saat 18.00’de Nihat Genç söyleşisi ve 19.30’da sırasıyla Grup Feluka, Fadıl Yoloğlu ve Deniz Seki konserleri gerçekleşecek… Ertuğrul Genç, sanayi yoksunu Maç ka’nın geleceğinin turizmde olacağını görecek kadar aydın ve bunu sözde bırakmayıp, hayata geçirmek için de çalışan dürüst ve başarılı bir insan. Onun sayesinde Maçka’nın adı hak ettiği gibi sanat ve kültür etkinlikleriyle anılır oldu. Pek çok turizm ve gezi dergisinde Maçka’yı tanıtan, doğal ve tarihi güzelliklerini duyuran yazılar çıktı, fotoğraflar yayımlandı... Bu konuda şunları söylüyor Sayın Genç: “Turizmde büyük atılım yapmak istiyorsanız, mutlaka tanıtımını yapmanız gerekiyor. İnsanların bilmediği bir yere gelmesi mümkün değildir. Yayla yollarını hazırlamamız, ulaşımı daha rahat bir konuma getirmemiz gerekiyor. Sumela dışındaki diğer manastırları hizmete açarak, turistlerin burada bir gün değil, bir hafta konaklamalarını sağlamalıyız. Çakırgöl kayak tesislerini hayata geçirdiğimizde ise, turizmi kış sezonuna da yaymış olacağız. Maçka, tarihi boyunca kültürlü insanların ön plana çıktığı bir yerdir. Birçok Maçkalı sanatçı ve bilim insanı alanlarında öncü olmuş, ilkleri gerçekleştirmiştir. Biz burada, iki dağın arasında yaşıyoruz. Biliyoruz ki, bu konumuyla Maçka, açık bir kitap gibidir. Herkesi bu doğa ve tarih harikası kitabın aydınlık sayfalarını okumaya davet ediyorum.” Piyano köprünün sesi, Mehmet Ağa’nın gülümseyişi Ertuğrul Genç’in sözlerinde yaşıyor… Şuna tanığım ki, hiç kimse Maçka’ya hizmet konusunda Ertuğrul Genç kadar istekli, çalışkan, başarılı ve azimli olamaz. O’nu her düşünceden insan seviyor ve sayıyor. Böyle olunca da kazanan Maçka oluyor. Bu gece rüyamda piyano köprüyü görmek istiyorum… Üstünde kuyruklu bir piyano ve kızım Ilgın tuşlarında parmaklarını gezdiriyor… Mavi renkli, burunlu bir köy otobüsü az ileride, fındık ve mısır tarlaları arasında yokuşu tırmanıyor… Sahi, siz hiç Maçka’da bir rüya görmediniz mi?.. Yeterli değil Hemen belirteyim: Elde edilen bu sonuç hiç ama hiç yeterli değildir. Hâlâ yüzde onun altında, hâlâ en geri sıralardayız! Bunun en çok bilincinde olanlar da kadın örgütleridir. Seçim sonrasında kimi gazetelerin “kadınların zaferi” falan gibi sözler kullanmaları, olsa olsa cehaletlerinin sonucudur. Bu oranın İsveç’te yüzde 47, Meksika ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nde yüzde 33, Irak’ta yüzde 26, Etiyopya’da yüzde 22 olduğunu anımsatayım... Bütün dünyada, kadınların, siyasi karar organlarında, parlamentolarda yer almaları, politik kararları etkileyebilmeleri için gerekli en düşük oran yüzde 30 olarak kabul edilmektedir. (Buna “kritik eşik” deniyor.) Neden eşit temsil olmasın, neden yüzde 50 olmasın diyenler çıkabilir. Bunun cevabı; yüzde 30 cinsiyet kotası alt tabandır, uyguladınız mı o alt tabandan alınan ivmeyle, akıllı listelerle, er geç daha yüksek kadın temsiline ulaşırsınız... (Kimse yumurtayı yeniden keşfetmiyor, bunlar dünyada bilinen, denenmiş ve uygulanan yöntemler... Ama, “bize ne çağdaş dünyadan, evrensel değerlerden” diyorsanız o başka!) Bizde seçim sistemindeki yüzde on baraj rezaleti, partilerdeki lider sultası, Meclis’te daha adil ve eşitlikçi bir temsiliyeti olanaksız kılıyor. Dilerim seçimlerden bir ders alınmış olunur da önümüzdeki dönem bunlar değiştirilir. Seçim öncesi çalışmalar sürerken aday listeleri açıklanmasına yakın; kadın örgütleri, listelerde kadınları seçilebilir yerlere yerleştirmeyen partilere oy vermeyeceklerini söylemişlerdi. Sözlerini tuttular. Düşünebiliyor musunuz sosyal demokrat olduğunu iddia eden CHP, parti yönetim kademelerinde uygulamak üzere, yüzde 25 kadın temsili zorunluluğunu tüzüğüne koymuştu. Ancak bunu en önemli alanda, seçim aday listelerinde uygulamadı. CHP yani daha doğrusu Baykal, geçen dönemin en çalışkan, dış dünyayla ilişkilerimizde en etkili ve yetkin, Türkiye’nin en saygın, en çağdaş yüzünü yansıtan geçen dönemin iki kadın milletvekilinin, “Avrupa Konseyi KadınErkek Fırsat Eşitliği Komisyonu” başkanlığına seçilmiş Gülsün Bilgehan ve “NATO Parlamenter Asamblesi” Türk grubu üyesi Zeynep Damla Gürel’in değerini bilemedi. Onların Meclis’e girememesi partinin ayıbı, Türkiye’nin kaybıdır. Bundan sonra Meclis’e giren tüm kadın milletvekillerini canı gönülden kutlarken onları çok güç işlerin beklediğini de vurgulamak istiyorum. Erkek egemen toplumun erkek egemen dünyasında, erkek egemen meclisinde, işleri gerçekten zor. Dilerim, parti liderinin vekili değil, yalnız yörelerinin vekili değil, milletin vekili olabilirler. Liderin şakşakçısı, kuklası olmazlar. Dilerim, kendilerine umut bağlamış kadınların haklı ve meşru taleplerine kulaklarını, gözlerini ve duyarlıklarını kapamazlar. Dilerim, “parti disiplini”nden çok, “kadın dayanışmasına” bağlı kalırlar. (Kimileriniz bu dileğe şaşabilir, ama inanın öyle çok gereksinim var ki buna.) Dilerim toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı devlet politikaları ve bunları yaşama geçirecek kurumsal yapılar için çalışırlar. Kadınların, kız çocuklarının eğitim ve öğretimde fırsat eşitliği yakalaması için çalışırlar. Dilerim akan kanı durdurmak için seferber olurlar. Şiddeti sonlandırırlar! Yalnız şu son 5 yılda 2000 kadar kadın ve kız çocuğunun, “töre”, “namus” gerekçesiyle öldürüldüğünü unutmazlar! Dilerim “erkekleşmezler”, kendileri kalırlar... (Bilinmez bir gerçek değildir: Kimi kadınlar eşiği geçtikten sonra arkalarından kapıyı sımsıkı kapadıklarından, öteki kadınlar o eşikten içeri giremez...) Dilerim, yaratıcılıklarını, akıllarını, duyarlığın dilini, vicdanlarını kullanabilirler. Dilerim, asırlardır edindikleri deneyimlerle, yaşamla iç içe olmaktan gelen birikimle çözüm üretme becerilerini kullanabilirler... eposta: zeynep@zeyneporal.com faks: 0 212 257 16 50 Mizahhaber sitesi yayında... Bizim Gençliğimizde Buraları Yemyeşildi TEMA Ormanlarımız Yanıyor. Seyirci Kalmayın. Fidan Dikim Hattı: (0 212) 284 80 00 www.tema.org.tr ? Kültür Servisi Temmuz ayında internette yayına başlayan “Mizahhaber” adlı blog internet sitesi özellikle karikatürcülerden, mizahçılardan, mizahseverlerden ilgi gördü. Bugüne dek mizah dünyasında pek de fazla olmayan bir şekilde “güncel” habercilik yapan, mizah dünyasında yaşanan ve kimsenin değinmediği sorunlara değinen siteyi Erdem Taner gönüllü bir ekiple hazırlıyor, sitenin genel yayın danışmanlığını ise mizah yazarıçizer Cihan Demirci yapıyor. Pek çok karikatürcünün, mizahçının yorumları, haberleri, çizgileri ve yazılarıyla katıldığı http://mizahhaber.blogspot.com adresinde yer alan site, mizah dünyasında yaşanan tüm gelişmeleri anında duyurmasıyla, son bir ay içinde verdiği “özel” haberlerle yayınını sürdürüyor. (mizahhaber@gmail.com) CUMHURİYET 15 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear