26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16 TEMMUZ 2007 PAZARTESİ 4 CHP’Lİ MEHMET SEVİGEN: HABERLER Bakan Pepe servetini açıklasın ? CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen “iddia edildiği gibi Acarkent ve Acaristanbul’da villasının bulunmadığını” bildirdi. ANKARA / İSTANBUL (Cumhuriyet) CHP lideri Deniz Baykal’ın “Bir bakan oğlunun 600 evi var” eleştirilerine hedef olan Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe’nin “Acarkent’in intikamını almaya çalışıyorlar” suçlamasına CHP’den tepki geldi. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen, “Acarkent’te villası olmadığını” söylerken “Pepe’nin ağzını bozacağına servetinin kaynağını açıklamasını” istedi. Baykal’ın eleştirilerinin ardından, CHP’li Sevigen, “söz konusu bakanın Osman Pepe olduğunu” açıklamıştı. Pepe, bunun üzerine “Sevigen Acarkent’te villayı nasıl almış, önce bunları açıklasınlar. Benden Acarlar’ın intikamını alıyorlar” dedi. Sevigen dün yaptığı yazılı açıklamada, “iddia edildiği gibi Acarkent ve Acaristanbul’da villasının bulunmadığını” bildirdi. Sevigen, “Biz siyasette çolukla çocukla uğraşmayı sevmeyiz. Ama eğer Başbakan’ın, bakanların 2224 yaşlarındaki çocukları veya burslu okuyanlar 12 yıl içinde trilyonluk servetlere kavuşuyor, gemiler alıyorsa bunun hesabını sorarız” dedi. Erdoğan’ın şehit hesabı AKP iktidarı döneminde daha az kayıp verildiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, ‘şehitler üzerinden siyaset yapıldığı’ yönündeki sözlerini unuttu İSTANBUL / KOCAELİ (Cumhuriyet) “Askerlik yan gelip yatma yeri değildir” sözleri nedeniyle eleştirilen ve şehitlere “kelle” diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün de tartışmalı bir “karşılaştırmaya” imza attı. Erdoğan, kendi iktidarları döneminde 73 kişinin, CHP lideri Deniz Baykal’ın hükümette olduğu dönemde ise 1158 kişinin teröre şehit verildiğini söyledi. AKP’nin dün Kazlıçeşme Meydanı’nda düzenlediği “Milli İrade Mitingi”nde, Türkiye’nin dört bin yanında yapılan Cumhuriyet Mitingleri’ne göndermeler vardı. “Şimdi siz sayabildiniz mi biz kaç kişiyiz?”, “Ne Tandoğan, Ne Çağlayan inadına Erdoğan”, “Kör muhalefet gel de miting gör” pankartlarının taşındığı mitingde konuşan Erdoğan, “Sayın Baykal gazetelere verdiği ilanda terörün beni esir aldığını söylüyor. İktidarımız döneminde teröre yavrularımızın şehit edildiğinden bahsediyor. Bizim şehit sayımız şu ana kadar 73. Baykal’ın hükümet olduğu, başbakan yardımcısı olduğu dönemde şehit sayısı 1158 idi. Biz bir şehidimizin kanını 550 milletvekiline değişmeyiz’’ dedi. Son dönemde bazı siyasilerin hakaret etmeye başladıklarını be 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Elhamdülillah Demokratım... Amerika’nın neocon’ları gibi bizim de neodemo’larımız oluştu. NeoCon deyimi ‘neoconservativeyeni muhafazakâr’ teriminin simgesidir. Bizim neodemo’larımız da ‘yeni demokrat’ terimini anlatıyor. Küreselleşmenin yeni kavramları, yeni hedefleri, yeni tanımları var. ‘Liboş’, sonradan olma liberalleri anlatıyordu. ‘Libodemoş’da sonradan olma liberal demokratlar için uygun olmalı. Bu soldan sağa viraj alanlardan birisi bir TV programında AKP’nin nasıl demokrat olduğunu anlatıyordu. Gülerek izledim. Demek ki AKP demokrat bir partiymiş de haberimiz yokmuş, öğreniyoruz. Şimdi böyle ‘neodemo’ olmak için, öncelikle küreselleşeceksin. Küreselleşince de hem kendi eksenin çevresinde döneceksin hem de güneş çevresinde döneceksin. Böyle dönüp dururken de Amerika’yı keşfedeceksin. Hem de öyle keşfedeceksin ki, Amerika ‘at’ deyince atacaksın, ‘tut’ deyince tutacaksın, ‘yat’ deyince yatacaksın, ‘elma’ derse çıkacaksın, ‘armut’ derse çıkmayacaksın. Demokrat olduğunu kanıtlamak için de ‘yeminli özelci’ olacaksın, elinde avucunda neyin varsa satacaksın. ‘Sermayenin dini, dili, rengi mengi yoktur, kim çoğunu verirse satarım’ diye memleketi satacaksın. Çünkü sen demokratsın, sonra neme lazım darbeci falan olursun. Demokratsan eğer, sakın ha ulusalcı olmayacaksın. Ulus demek, ülke demek geride kalmış olmaktır, ezberdir, sonra biraz daha sürdürürsen militarist olmaktır, darbecilik falandır. Sakın ha, ulusalcı olmayacaksın. Hem ulusalcı olmayacaksın hem de laik olmayacaksın. Sonra sana dinsiz falan derler, aman ha. Dinsizlik maazallah, cüzzamlı olmak gibidir, dımdızlak ortada kalırsın, koruyan falan da olmaz, kim vurduya gidersin. Liberal olacaksın bir, Avrupacı olacaksın iki, Amerikancı olacaksın üç. Daha baştan Müslümansın zaten onu birden önce sayıyorum. Sonra özelci olacaksın, devleti küçülteceksin, küçülteceksin, öyle ki görünmez olacak. Şimdilik şeriatçı olmayacaksın. Zaten sonradan demokrat olanların şeriatçı olmaları gerekmez, asıl şeriatçılar kadrolu olarak görev başındalar ama henüz ‘şimdi’ işaretini almadılar. Onlar ‘zamanı var’ diyorlarsa dikkat etmen gerekiyor. ‘Sabırlı olmak lazım’ dediklerinde bir şey anlatıyor. ‘Sırası gelince...’ dedikleri zamanı bekliyorlar. Demokratsan eğer, Kürtçülük konusunda ‘insan hakları’ ile ‘demokrasi’den söz edip PKK’den hiç söz açmaman gerekir. Eğer PKK için ‘silahlı Kürt muhalefeti’ diyemiyorsan bir şey söylememen daha iyi olur. Kürt milliyetçiliği sözü açılırsa senin Türk milliyetçiliğini eleştirmen uygun kaçar. Ermeni soykırımını da uygun yerlerde başını burkup kabul eder görünmen Avrupalılık işareti sayılır. Yok, bütün bunların küreselleşmiş dünyanın egemen güçlerinin ustalıklı taktiklerinin çıkar ortaklığını kabullenmiş maskaralıklar olduğunu anlıyorsan yerin bizim yanımızdır. Biz, ulusalcıyız, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin laiklik yolunda, çağdaşlık yolunda, kendimiz olma yolunda, insandan ve emekten yana mücadelesinin kararlı erleriyiz. Büyük Atatürk’ün gösterdiği yolun, ulusun kanıyla ve teriyle çizilmiş yolun akılcı insanlarıyız. Aklın ve bilimin rehberliğinden başka hiçbir rehbere, mürşide, bilinmeyen güce gerek duymayan aydınlanmanın ışığında kendi yolunu bulan Cumhuriyetçileriz. Hiçbir engelden korkmadan, hiçbir güçlükten yılmadan ne yapacağını her koşulda bilen insanlar olarak AKP iktidarına sandıkta son vermek için oyumuzu kullanacağız. Akılcı bir hesapla AKP’yi durdurmanın yolunu ben, kişi olarak DSP ile güçlenmiş CHP’ye oy vermekte gördüğüm için oyumu bu doğrultuda kullanacağım. Demokrasinin bu olmadığını, demokrat olmanın ölçütlerinin bunlar olmadığını, ülkemin koşullarının (okuryazarlıkeğitim, kültürfeodal yapı vb.) demokrasiye yeterli desteği sağlamadığını bilerek gene de ülkemin geleceğine sandıkta sahip çıkmaya çalışacağım. Ama sahip olduğum Atatürk bilinci bana ‘hiçbir koşulda, hiçbir durumda, hiçbir nedenle ülkemin tehlikeye düşmesine asla izin vermemem gerektiğini’ şart koşuyor ve ben bu şartı varoluşumun temel nedeni sayıyorum. Umarım ve dilerim ki, 22 Temmuz seçimleri ülkemin yararına olur... erdalatak@gmail.com erdalatak@uperonline.com www.erdalatabek.com Acar da yalanladı Acarlar Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Acar da “Pepe’nin söylediği gibi, Sevigen’in, Acarkent, Acaristanbul veya şirketimizin herhangi bir projesinde villa veya dairesi bulunmamaktadır. Bu husus, tapu kayıtlarından açıkça tespit edilmiştir’’ açıklamasını yaptı. Acar, Acarkent ve Acaristanbul projelerindeki itilafların giderilmesi için hiçbir siyasi partiden beklentileri olmadığını belirtti. AKP’nin Kazlıçeşme’deki mitinginde Cumhuriyet mitinglerini hedef alan pankartlar taşındı. (Fotoğraflar: UĞUR DEMİR) lirten Erdoğan, “Şimdi mazotçular türedi. Yalanın fiyatı düştü, şimdi yalan 1 YTL’’ dedi. Erdoğan, “İmarzedelere 9 katrilyonluk borcunu biz ödedik. Çıkmış mazotu 1 YTL yapacağım diyor. Önce babanın 9 katrilyon borcunu öde. Güney Kıbrıs’ta sanal bir şirket kurup Türkiye’yi dava etmişler şimdi. Bu uluslararası mahkeme bir yanlış yapar da buradan herhangi bir şey çıkacak olursa, kusura bakmasın bu can bu tende oldukça, bir kuruş alamazsın” diye konuştu. Erdoğan, Baykal’ın bir mirasyedi olduğunu ve Atatürk’ün kur duğu partiyi de mahvettiğini savundu. Baykal’dan kendisinin ve eşinin malvarlığını açıklamasını isteyen Erdoğan, “Dün gördüm, öyle çok ağlıyor ki. Malvarlığını bilmesem gerçekten acıyacağım” dedi. Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin de yanındaki “haddini bilmez tiplerle” terör estirdiğini ifade ederek “Biz, senin 12 Eylül öncesindeki anlayışını da biliriz” diye seslendi. ‘Kılavuzu karga’ Kocaeli’de de mitinge katılan Erdoğan, Baykal’ın “Sosyetik özentilerim, marka tutkum yok” sözlerine “Kolumda bir saat gördü, dedi ki ‘60 bin dolar’. Sayın Baykal, gel paran bolsa veya o kılavuzlarına söyle 15 bin dolara sana vereyim. O fazla gelirse 10 bin dolara da fit olurum. Buna da varım. Yiğit ol, yiğit. 70 yaşına geldin dayandın, hâlâ dürüst davranmıyorsun’’ diye karşılık verdi. Erdoğan, Baykal’ın ekonomiden anlamadığını savunarak “Bunun kılavuzu kargadır” dedi. Erdoğan’dan önce konuşan Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, oğullarının gayrimenkul zengini olduğu iddialarını “iftira” olarak niteledi. AKP, MİTİNG ALANLARINI DOLDURMAK İÇİN HER YOLU DENİYOR Taşımalı mitingler ANKARA / İSTANBUL (Cumhuriyet) Cumhuriyet mitinglerini “81 ilden bindirilmiş kıtalar” diye eleştiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın partisi AKP, miting meydanlarını “doldurabilmek” için belediye olanaklarıyla “taşıma” yapmaktan özel trenler kaldırmaya, cep telefonları aranarak Başbakan Erdoğan’ın banttaki sesinden çağrı yapmaktan, telefonlara mesaj geçmeye kadar her yolu kullanıyor. AKP’nin önceki gün başkentte düzenlenen mitingi öncesinde, başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere AKP’li belediyeler alarma geçti. Belediye çalışanları mitinge katılmaya zorlanırken binlerce yurttaşa telefonda banttan Erdoğan’ın mitinge çağrı mesajı dinletildi. Cep telefonlarına gönderilen mesajlarda da yurttaşlar mitinge çağrıldı. Belediyeler miting alanına otobüs kaldırdı. Dolaştırılan araçlarda çağrı anonsları yapılırken mitinge gidecek araçların kalkış yeri ve saati hakkında bilgi verildi. Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve AKP’li belediyelerin tüm çabalarına karşın mitinge katılım düşük oldu. AKP dün, Zeytinburnu Kazlıçeşme Meydanı’nda düzenlenen mitingde de katılımı artırmak için kentteki bütün olanakları seferber etti. Mikalkacak olan ücretsiz AKP treni miting saatinde oraya en yakın istasyonda olacak. Eminönü Kazlıçeşme, Yenikapı Kazlıçeşme, Bakırköy Kazlıçeşme arasında ücretsiz ring seferleri konulmuştur. Ring seferi yapacak araçlarda AKP pankartları yer alacaktır” deniliyordu. SirkeciHalkalı arasında sefer yapan banliyö treninin yanı sıra 2deniz otobüsü, 2 vapur, 17 özel tekne, 1600 otobüs kiralandı. İstanbul’un çeşitli noktalarından kaldırılan otobüslerle partililer Kazlıçeşme’ye taşındı. On binlerce kişinin katıldığı mitingde 1.5 milyon su, 300 bin adet sandviç dağıtıldı. AKP’li belediyeler “pankart, afiş terörü” de uyguluyor. CHP’nin önceki gün Ankara Şehirlerarası Terminal İşletmesi yolunda astığı “Ampulü söndürmeden tatile gitmeyin” pankartıyla karikatürlü afişleri, aynı gece belediye çalışanları tarafından sökülüp parçalandı. CHP, bu afiş ve pankartları dün yeniden astı. Partililer, AKP’nin Kazlıçeşme mitingine motorlarla taşındı. (AA) ting öncesinde “Kazlıçeşme miting alanına en kolay nasıl ulaşırsınız” diye el ilanları dağıtıldı. Bu ilanlarda “Miting alanına kolay ulaşımınızı sağlamak için gerekli önlemler alınmıştır. Sayısı artırılan tren seferlerinin yanı sıra Sirkeci’den Göç Yasası ve Prof. Faruk Şen Profesör Dr. Faruk Şen, Türkiye Araştırmalar Merkezi Direktörü. AlmanyaTürkiye ilişkilerinde etkili isimlerden birisi olduğu gibi, Almanya’da yaşayan yurttaşlarımız konusunda da en sağlam bilgileri sağlayan bir merkezin de yöneticisi. Almanya’da Merkel hükümetinin çıkardığı yeni Göç Yasası üzerine gelişmeleri anlatan yazısını sizinle paylaşmak istedim. Almanya’da yaşayan yurttaşlarımız açısından nelerin olup bittiğini anlamamıza yardımcı olabilir. İşte Faruk Şen’in yazdıkları. “Almanya, Avrupa Birliği´nin, içerisinde en fazla göçmen barındıran ülkeleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. 82 milyon nüfuslu ülke içerisinde 15.2 milyonluk bir kitle göçmen kökenlilerden oluşuyor. 20. yüzyıl başlarında ülkeye gelen ve bugün ‘safkan’ Almanlara dönüşmüş eski Polonyalı göçmenleri de buna ilave edersek nüfusun yaklaşık dörtte birini göçmenler teşkil ediyor. Göçmenlerin nüfus içerisinde büyük paylarına karşın Alman siyasetinde, sanat yaşamında göçmenlerin oranı nüfuslarına paralel değil. 1998 yılında iktidara gelen Sosyal DemokratYeşiller koalisyonu göç konusunda somut adımlar atmak istedi, bu maksatla bir göç komisyonu dahi kuruldu. Ancak maalesef bu konuda eski İçişleri Bakanı Otto Schilly hatalı bir tutumla komisyona eşini dostunu, kendisine ilgi gösterenleri topladı. Rita Süssmuth başkanlığında toplanan komisyonun çıkardığı raporlar sadece tozlu raflar arasında kaldı. Aynı gelişmeyi yeni büyük koalisyon hükümetinde de görüyoruz. Sosyal Demokratların göçmenlerden uzaklaşır politikaları, Hıristiyan Demokratlar ile birlikte iktidara gelmeleri ile daha da pekişti. Temmuz 2006´da uyumdan sorumlu federal devlet bakanı Maria Böhmer başkanlığında toplanan uyum zirvesi de göç komisyonundan daha ileri gidemedi. Bu esnada hazırlanan göç yasası değişiklikleri ise olumsuz tabloya tuz biber ekti. Son değişikliklere göre Tayland´a gidip, oradaki bir kadına âşık olan bir Almanın Almanya’ya getirdiği eşinden hiçbir yükümlülük istenmezken, Almanya’da doğup büyümüş, ancak Türk vatandaşlığına sahip bir genç insan Türkiye’de tanışıp evlenmeye niyetlendiği eşini bir yıl beklemesi ve bu arada eşin Almanca öğrenmesi gerekiyor. Almanya’da bir yıl ayrı yaşama, mutfağı ve yatağı ayırma boşanma için gerçekçi bir neden olarak görülürken Türklerden evliliklerini yürütebilmeleri için bu kadar süre ayrı kalmaları bekleniyor. ??? Göç kanununda değişikliğe gidilirken Sosyal Demokrat Parti’de büyük çoğunluk buna onay verdi. Stratejik olarak hayır diyen birkaç kişinin durumu ise istemli ya da istemsiz olarak bu şovun tamamlayıcısı oldu. Geçen yıl uyum zirvesine baklava börekleri ile katılan örgütlerimiz nihayet oyuna getirildiklerini anlıyorlar. Uyum zirvesini boykot konusunda Başbakan Merkel’e verilen ültimatom iyi hoş olsa da, bu ültimatomun bir şey getirmeyeceğini derneklerimiz oldukça iyi biliyorlar. Federal parlamento ve eyaletler meclisinden geçen böyle bir yasanın geri dönüşü hayli güç. Avrupa Birliği genelinde de göçmenlere yönelik politikalarda sert rüzgârlar esiyor. Bu akımın öncüsü, dönemin içişleri şimdinin devlet başkanı Sarkozy ve Fransa oldu. Bu politikalara karşı ülkedeki Magrip kökenli göçmenler üç ay boyunca Fransa’nın altını üstüne getirdiler. Zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri olmayan insanların neler yapabileceğini bu örnek hayli iyi gösterdi. Almanya’nın da bu konuda biraz daha dikkatli olması gerekiyor. Genç göçmenlerin meslek eğitim ve uyum konusunda çalışmalar yapmayan hükümetlerin başarılı olma olanağı yok. Ancak federal göç sorumlusu Bayan Böhmer’in bunları öğrenmeye ne zaman ne de ilgisi var görünüyor. Halbuki kendisiyle aynı partiden olan Kuzey Ren Vestfalya Uyum Bakanı Armin Laschet 20 noktadan oluşan bir programı geçtiğimiz yıl uygulamaya koydu ve uyum konusunda Kuzey Ren Vestfalya’da yaşayan göçmenlere ilişkin büyük başarılar elde etti. Neden Bayan Böhmer kendi partisinden bir siyasiden bir şeyler öğrenemiyor ve yanlış politikalarla işleri eskisinden de kötü hale getiriyor? Fare doğuran uyum zirvesi dağının yetersizliği, yeni çıkarılan yasayla ortaya çıktı. Yasaya karşı bu noktada yapılabilecek tek şey Cumhurbaşkanı Köhler’in yasayı veto etmesini sağlamak olacak.” Almanya’da olumsuz yönde önemli bir adım atıldı. Belki seçim derdine düşmüş siyasetçiler fark ederler diye bekliyorum. ESKİŞEHİR’DEKİ TOKİ EVLERİ Başbakan’ın verdiği anahtar kapıyı açmadı ESKİŞEHİR (AA) Eskişehir’de evleri teslim edilmeyen Sıraevler toplu konut projesi hak sahipleri, Toplu Konut İdaresi’ni (TOKİ) protesto etti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın teslim töreninde verdiği anahtarların kapıları açmadığını ve evlerini teslim alamadıklarını savunan hak sahipleri, Erdoğan’ın verdiği anahtarları yere attılar. TOKİ’nin Şeker Fabrikası binasının arkasında yaptırdığı 644 konutun zamanında teslim edilmediğini ifade eden hak sahipleri, dün konutların bulunduğu alanda toplandı. Aileleriyle inşaat alanına gelen yurttaşlar, dövizler ve Türk bayraklarıyla TOKİ’yi ve müteahhidi protesto etti. Hak sahipleri adına konuşan Birol Sayman, Başbakan Erdoğan’ın 7 Temmuz’da Vilayet Meydanı’nda düzenlenen anahtar teslim töreninde, 6 anahtar teslim ettiğini belirterek söz konusu anahtarların evlerin kapısını açmadığını söyledi. Taşeron firma yetkilisi Ahmet Hattısıra ise evlerin 3 aydan önce hazır olamayacağını belirtti. CUMHURİYET 04 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear