24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12 TEMMUZ 2007 PERŞEMBE 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB PB PB B PB B PB PB 32 33 34 32 36 38 37 39 28 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB B PB B PB Y PB PB B 28 28 27 28 37 36 36 33 36 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B B B B 35 32 40 40 38 40 31 26 24 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzeybatı kesimleri parçalı çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra Marmara’nın güneydoğusu ile Eskişehir, Kütahya, Bolu, Düzce ve Karabük çevreleri kısa süreli ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu geçecek. Hava sıcaklığı Marmara ve Ege bölgesinde 6 ila 8 derece azalacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y Y Y Y Y Y Y Y Y 16 18 18 22 19 19 19 21 22 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y B Y Y PB B A Y 20 26 35 20 24 25 25 31 22 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y PB B B B Y B A A 30 34 29 39 28 30 25 35 38 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCELCÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada bir süre kaldığı şu sıralarda “Her an bir sürpriz olabilir. Yaşanabilecek bazı şeyler seçim dengelerini bozabilir” diyor. Sonuç üzerinde tahmin yapmıyor ama, kimi irdelemeleri ilginç. Örneğin anketler yeni Meclis’te üç partinin temsil edileceğini söylüyor. Erol Tuncer yazılmayan, söylenmeyen bir gerçeği önümüze koyuyor: “Beş partili Meclis’e hazır olun!” Seçimde yüzde 10’u aşarak TBMM’ye girecek olan partiler. AKP, CHP ve MHP. Fakat CHP’nin listelerinde yer verdiği 14 DSP’li ayrı bir grup olacak. Demokratik Toplum Partisi de “kendi bağımsız adayları dolaysıyla doğrudan değilse de dolaylı olarak parlamentoya girecek” ve sayıları Tuncer’e göre 2030 arasındabağımsız adaylar kuşku yok, DTP’ye girecek, DTP Meclis’te temsil edilecek! Böylece TBMM’de üç değil, beş parti temsil edilecek ve kuşkusuz bu sonuç, cumhurbaşkanı seçiminden şayet anketlerin gösterdiği yönde sonuç çıkar AKP birinci parti olmasına karşın tek başına iktidara gelemeyecek olursa koalisyon hesaplarına kadar belli başlı sorunlar beş partinin davranışlarına göre inişli çıkışlı bir seyir gösterecek. Partilerin çıkaracağı olası milletvekili sayısını tahmin etmek istemiyor Erol Tuncer, ama alacakları oyların yüzdeleri üzerinde kimi görüşlerini saklamıyor. Örneğin AKP’nin RTE’nin söylediği gibi nasıl olacakta yüzde 40 oy alacağını çözümlemiş değil. CHP’nin “olumlu koşullardan ötürü” oy oranını yüzde 25’e yükselteceğini, “ANAVATAN’la DYP’nin DP çatısı altında birleşmesi sonuçsuz kalınca, bunun MHP’ye yaradığını” öne sürüyor. “Kamuoyu yoklamalarıyla ilgili tereddütlerden ve manipülasyon endişelerinden” söz eden görüşüne katılmamak olanaksız. ??? Tuncer yıllardır ülke barajının yüzde 10’dan yüzde 5’lere düşürülmesi için mücadele ediyor. Bülent Ecevit dışında hiçbir parti lideri barajın yüzde 5’lere çekilmesini desteklemedi. Barajı yüzde 10’larda tutma inadının elbette bir nedeni, bir gerekçesi var. Barajı aşağılara çekmeye partilerin karşı çıkmalarındaki nedeni ve gerekçeyi bir örnek pekâlâ açıklayabilir. Örnek Diyarbakır. 2002 seçimlerinde AKP yüzde 16.20, CHP yüzde 5.9, (DTP’den önceki) DEHAP yüzde 56.1 oy alıyor. DEHAP, yüzde 10 ülke barajını aşabilseydi Diyarbakır’dan 8 milletvekili çıkaracak, 2 milletvekilliğini AKP alacaktı. DEHAP barajı aşamayınca yüzde 16.20 oy alan AKP iki yerine altı fazlasıyla 8 milletvekilliği kazandı. Aldığı 5.9 oyla bu ilden tek bir milletvekili çıkaramayacak olan CHP, iki milletvekili çıkardı. Nedeni Erol Tuncer açıklıyor: Yüzde 10’u aşamayan partilerin oyları o ilde aldığı oy sırasıyla birinci, ikinci, üçüncü sıradaki partilere dağılıyor. ??? Anketlerin, partisel varsayımların hiç hesaba katmadıkları seçim sisteminden kaynaklanan şaşırtıcı Diyarbakır örneği 2007 seçiminde de geçerli. DP, Genç Parti ve Saadet Partisi barajı aşamazlarsa…bu partilerin oyları çoğu ilde birinci parti olacağı tahmin edilen AKP’ye, sonra CHP ve belli oranda MHP’ye ne ölçüde yansıyacağı hesaba katılmıyor. Yanı sıra bağımsızların oy hesabını nasıl etkileyeceği de belli değil. Hürriyet’in ilan ettiği il il seçim analizlerinde barajı aşamayacak olan partilerin oylarının barajı geçen partilere nasıl yansıyacağı hesaba katılmamış… Gazete, AKP’nin 226266, CHP’nin 174208, MHP’nin 7699 arasında milletvekili çıkaracağı tahmin ediyor. Barajı aşabilseler DP’nin 717, GP’nin iki milletvekili çıkaracağı yazılıyor ama barajı geçememeleri durumunda oylarının olası milletvekili sayıları ilan edilen partilere, örneğin birinci parti konumunda olacağı yazılan AKP’ye bir ölçüde yarayacağından söz edilmiyor. Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararından ve cumhurbaşkanını AKP’nin seçtiremeyeceği anlaşıldıktan sonra seçim sürecinin hızla değişmesi nedeniyle “seçim sonuçlarını tahmin etmekte zorlandığını” söyleyen Erol Tuncer haklı. 22 Temmuz günü bakalım sandık ne eyler… Ne eylerse güzel eyler (mi?). Göreceğiz! Sevgili okurlarım, 22 Temmuz 2007 seçimleri öncesinde medyamızın hali içler acısı: Bütün çok satışlı gazeteler ve bütün çok izlenen televizyonlar, inanılmaz bir biçimde, gerçekleri saptırmak bahasına iktidardaki AKP’ye müthiş bir destek veriyor. Türkiye’de medya hiç bu denli sermayeye bağımlı, sermaye de hiç bu denli iktidara mahkum olmamıştı. ??? Türkiye her ne kadar azgelişmişlik çemberini hâlâ bütünüyle kıramamışsa da, içinde çok sayıda gelişmiş kişi ve kurum var. Medyamızda da, namuslu, bilgili, düşündüklerini açık seçik bir biçimde ifade eden pek çok yazar var. ??? Bugün medyadaki yüz akı yazarların sadece dördünden, bu dört yazarın, medya tarafından “uçurulan” Türkiye ekonomisi hakkında yazdıklarından söz edeceğim. Cumhuriyet’in değerli yazarı genç ve parlak bilim insanı Erinç Yeldan. Milliyet’in değerli ve renkli yazarı eski Planlamacı Güngör Uras. MEDYA NOTU EMRE KONGAR Yeldan, Uras, Cansen, Kızılot Hürriyet’in işletme ve ekonomi bilgesi, serbest piyasa uzmanı Ege Cansen. Hürriyet’in maliye ve ekonomi uzmanı, sadece çarpıcı bilgilerle değil, aynı zamanda esprileriyle de okurun ilgisini canlı tutan Şükrü Kızılot. Bu dört yazarın söyledikleri, sadece ekonomimizin içler acısı halini değil, aynı zamanda çok satışlı medyanın neden iktidara büyük bir destek verdiğini de açıklıyor. ??? Bakın bu dört yazar, medya tarafından “uçurulan” Türkiye ekonomisi için esas olarak neler diyor: (Pek çok yazılarında savundukları görüşleri kendimce özetliyorum. Hatam varsa, sütunum büyük saygı duyduğum bu yazarlara açıktır.) Güngör Uras: Hesapsız kitapsız özelleştirmeler sonunda, Türklerin elinde tuvalet işletmeciliği bile kalmayacak, ancak yabancıların işlettiği tuvaletlerde (o da, iş bulabilirsek) ücretli bekçilik yapabileceğiz. Ege Cansen: Yüksek faiz, ucuz döviz politikası ekonominin altını oyuyor, üretim ve üretim verimliliği bir türlü ekonominin kendi kendini besleyen bir büyümeye ve istikrara kavuşmasına izin vermiyor. Şükrü Kızılot: AKP’nin dört buçuk yıllık iktidarı döneminde toplam borç 187 milyar dolar artarak, 221 milyar dolardan, 408 milyar dolara ulaştı. Borç oranı artışı yüzde 85. Neredeyse, bütün Cumhuriyet dönemi borçlarına eşit. Toplamı dört yılda 129.7 milyar dolardan 213.4 milyar dolara çıkan dış borcun yüzde 59’u özel sektörün. Ani bir kur artışı bütün özel sektörü krize sokabilir. (Şimdi anladınız mı medya niye AKP’yi uçuruyor.) Erinç Yeldan: AKP dönemindeki ekonominin en önemli belirleyicisi dış borçlanmadır. AKP, hemen hemen bütünüyle dış borçlanmaya dayalı bir ekonomik politika izlemekte, bunun bedelini de dışarıya kaynak transferi yaparak, (yani Türkiye’nin zenginliklerini dışarı aktararak) ödemektedir. AKP döneminde Türkiye’ye 87.2 milyar dolar dış borç yaratan yabancı sermaye girişi gerçekleşmiştir. Türkiye bunun karşılığında dışarıya 54.2 milyar dolar net kaynak (milli servet) aktarmıştır. Bu kaynak transferi esas olarak emekçi sınıfların sömürülmesiyle finanse edilmiştir. ??? İşte AKP iktidarının ekonomik başarısı! Yok olan bir ulusal ekonomi. Ezilen emekçi sınıflar. Döviz kuruna bağımlı bir özel teşebbüs. Yoksullaştırdığı halka kömür ve erzak dağıtarak oy isteyen bir iktidar. ekongar@cumhuriyet.com.tr; www.kongar.org GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘Kararlar herkesi bağlar’ TMSF Başkanı Ertürk’ün, Merkez Grubu şirketlerine el konulmasına ilişkin mahkemenin verdiği yürütmeyi durdurma kararını hedef alan sözleri tepki çekti İstanbul Haber Servisi İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’nin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun, (TMSF) aralarında Sabah ve atv’nin de bulunduğu Merkez Grubu şirketlerine el konulmasını “hukuksuzluk” sayarak yürütmeyi durdurma kararı vermesine karşın TMSF Başkanı Ahmet Ertürk’ün karara “direnmesi” hukukçuların tepkisini çekti. Bir televizyon kanalında soruları yanıtlayan Ertürk, “Bazı konularda çıkan mahkeme kararlarına bakıldığında neredeyse iki kanun var gibi. Süreç öyle işletiliyor ki, biz alacağımızı alamaz hale geliyoruz.Yürütmeyi durdurma kararı doğru değil” diyerek İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’nin, Merkez Grubu’na ilişkin yürütmeyi durma kararını eleştirdi. Ertürk, “Yönetimde kalacağız. Satış sürecini hızlandıracağız, bu yıl içinde tamamlamayı düşünüyoruz. Henüz modeli belirlemedik. Uzan Grubu satışlarında denediğimiz varlık satışı modeli ya da hisse satmak gibi imkân söz konusu. Varlık bütününü bir arada piyasaya sunmayı düşünüyoruz. RTÜK’ün kuralları var. Ciner, ve Bilgin Grubu’nun rızasıyla ihalesiz satış da mümkün’’ diye konuştu. ‘Telaştan kaynaklanıyor’ Ertürk’ün açıklamaları hukukçuların tepkisini çekti. İstanbul Barosu Başkanı Avukat Kazım Kolcuoğlu, yargı süreci devam ederken mahkemenin verdiği karara ilişkin “Doğru değildir” ifadesinin kullanılamayacağını belirtti. Kolcuoğlu, Ertürk’ün açıklamalarını “Mahkemenin, açıkça TMSF’nin Sabah ve atv’ye el konmasına ilişkin kararın yürütmesini durdurmasını, ileri de kendilerinin sorumlu tutabileceği telaşından da kaynaklanıyor olabilir. Ertürk’ün böyle bir açıklama yapmasının temelinde bu da yatıyor” sözleriyle eleştirdi. Kolcuoğlu, “Kararları yerli yersiz eleştiren, tutum ve söylemler Ceza Kanunu tarafından hem yasaklanmış hem de hapis cezası öngörülmüştür” dedi. Ertürk’ün mahkeme kararlarına ilişkin “Neredeyse iki kanun var gibi” ifadesini kullanması karşısında da Kolcuoğlu, şunları söyledi: “Bu anlayış, işime gelince o yasa doğrudur. İşime gelmeyince yanlıştır demek ve şüpheyle bakmak yargıya güvensizlik boyutunun ötesinde yasaktır.” Çanakkale’de teröre lanet yağdı Çanakkale’de, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Türk Kadınlar Birliği ile Esnaf ve Kefalet Kooperatifleri Birliği öncülüğünde, “Teröre Hayır” mitingi düzenlendi. Mitingde konuşan Türkiye Muharip Gaziler Derneği Çanakkale Şubesi Başkanı Necdet Erdinç, bazı devletlerin, Türkiye’nin sanayileşmesini, daha çağdaş ve demokratik bir yapıya kavuşmasını terörle engellemeye çalıştığını söyledi. ÇYDD Başkanı Ersin Gin ise Türkiye üzerinde gözü olan sömürgeci güçlerin gizli oyunlarla ülke halkını birbirine düşürmenin yollarını aradıklarını söyledi. Atatürk’ün “Yurtta Barış Dünyada Barış” ilkesinin gerçekleştirilmesi gerektiğini belirten Gin, “Yeter artık, şehitler olmasın, anneler ağlamasın” diye konuştu. (Fotoğraf: AA) ‘Anayasaya aykırı’ Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukukçusu Prof. Dr. Celal Erkut, karara ilişkin iyi ya da kötü gibi ifadelerin kullanılmasının “tereddütsüz kabul edilemez” olduğunu ifade ederek “Yargı kararları ile ilgili başta Başbakan olmak üzere son dönemlerde görüşler ortaya atılmaya başlandı. Bu tür söylemlerin temelinde aslında Özal’ın ‘Anayasayı bir kere delsek ne olur’ anlayışı yatıyor. Oysa ki yargı kararları herkesi bağlar” dedi. Yargı kararlarına yönelik yorumların yapılmasının anayasanın 138. maddesinin son fıkrasınca yasaklandığını dile getiren Erkut, “Hukukun üstünlüğünün korunması için yargı kararlarına ilişkin yorumda bulunulmasına izin verilmemeli. Savcılık harekete geçmeli” diye konuştu. şı çıkacaktır. ‘Olmaz’ diyecektir, bağıra bağıra devam edecektir: ‘İstikrar bozulamaz... Buna izin vermeyiz!’ Yabancılar ne zaman bizi olağanüstü övmeye girişseler ürkerim. 2001 yılı başıydı, dönemin Dünya Bankası Başkanı tek sözcüklü şu demeci vermişti: ‘Muhteşemsiniz!’ Yine böyle bir dönemden geçiyoruz. Ancak bu kez iktidarda tamamen kendilerinin olduğunu düşünüyorlar. Bu yüzden de bırakmak istemiyorlar. Piyasaları paraya boğup halkın şöyle düşünmesini sağlamaya çalışıyorlar: ‘Bu iktidar mükemmel. Aman değişmesin. Baksana herkes ekonominin çok iyi yolda olduğunu söylüyor!’ Rakamları çarpıtmaktan istatistiklerin yarısını verip yarısını gizlemeye kadar her türlü yöntemi başarıyla uygulayan bu oligarşi kendi içinde çok örgütlü... Örneğin, bir uygulamadan pay alamayan, ‘nasıl olsa ötekinden alırım’ düşüncesiyle sesini çıkarmıyor, düzenin aynen devamını istiyor. ??? Ekonomideki oligarşi doğal olarak dış politikada da dikkati çekiyor. AB katlarından son dönemde gelen haberlerin özeti şu: Türkiye’nin durumu umut vermiyor ama, AKP mükemmel! AKP’nin 4.5 yıllık dönemi boyunca bu tablo değişmedi. Öyle ki, Türkiye’deki siyasal cinayetlerde bile AB ve onun etrafı Türkiye ile AKP’yi ayrı tuttu. Bir AB yetkilisinin Dink cinayetinden sonra şu demeci verdiğini anımsıyorum: ‘Olay çok vahim. Ancak bundan AKP hükümetini sorumlu tutmak haksızlık olur!’ AKP icraatından Rusya memnun, ‘ne güzel, Asya coğrafyasından ellerini eteklerini çektiler’ diyor... Yunanistan memnun, ‘ne güzel, Kıbrıs’ta her türlü ödünü vermeye hazırlar’ diyor. Rum yönetimi memnun, ‘ne güzel, KKTC’yi etkisizleştirmek için her şeyi yapıyorlar. İç dengeler biraz daha elverişli olsa bizi de tanıyacaklar’ diyor. ABD memnun, ‘açıktan yaptıramadıklarımızı gizli kararnamelerle yaptırıyoruz. Öteki hükümetler olsa, bu kadarına cesaret edemez’ diyor. AB memnun, ‘Türkiye’ye bir komiser atasak AKP’den daha iyi hizmet edemezdi’ diyor... Bütün bunlardan sonra soralım: Yukarıdaki oligarşik yapı, AKP iktidarının bitmesini ister mi? Elbette istemez... ??? Bu oligarşik yapının deyim yerindeyse ‘ozon tabakası’ medya! Korumakollama görevini o kadar iyi yapıyor ki... 4.5 yılda iyi deneyim kazandılar. Artık yöntemlerine alıştık. İki ana yöntem var: 1 AKP’nin yaptığı her şeyi reform olarak sunmak. 2 AKP’ye seçenek oluşturabilecek tüm hareketleri karalamak ve sindirmek. Başlangıçta sadece birinciyi uygulamayı denediler, olmadı. Elbet bu kadar fazla yalama, yalama yaptı! O zaman dediler ki, ‘bundan iyisi var mı ki, bize kızıyorsunuz’ havası yaratalım. AKP’nin karşısına usul usul kamuoyunda da kabul gören bir seçeneğin çıkması bu kesimi adeta çileden çıkarıyor. Arkadaşlar önce AKP’ye 400 milletvekilliği biçtiler... Bunu topluma yutturamayacaklarını anlayınca lütfettiler 300’e indirdiler. Baktılar ki bu rakamda da tehlike var, şimdi ‘uzlaşmaları’ oynuyorlar. İşin gerçeği uzlaşmaları değil uzatmaları oynuyorlar. AKP’nin Cumhurbaşkanlığı’nda uzlaşabiliriz söylemlerini dile getirmesinin ve medyanın anında bunu işlemeye başlamasının nedeni bu. AKP oligarşisi birkaç yayın organıyla, güçlü 35 kuruluşla yıkılmaz... Ama 42 milyon seçmenle yıkılır! ankcum?cumhuriyet.com.tr TOKİ ve SOYAK aleyhine dava ? İstanbul Haber Servisi TOKİ’nin ihaleyle SOYAK’a devrettiği Halkalı Atakent Mahallesi Soyak Olympiakent projesinden konut alan 100 kişi, TOKİ ve SOYAK aleyhine Levent Adliyesi Tüketici Mahkemesi’nde dava açtı. Konutların maket projede anlatılan özelliklere sahip olmadığını ve kandırıldıklarını belirten site sakinleri, “Projenin bitmiş halini görünce şok olduk. Geldik ve bir beton yığını ile karşılaştık. Bize ‘ayıplı mal’ teslim ettiler” dediler. ‘IRAK ÖNLEM ALMAZSA BİZ ALIRIZ’ BASKILAR SONUÇ VERDİ Taciz iddiasına soruşturma ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanlığı, Denizli Merkez Yeşilköy İşitme Engelliler İlköğretim Okulu’nda meydana gelen olaylarla ilgili olarak yeni bir inceleme ve soruşturma başlatıldığını ve bu çerçevede okul müdürü Davut Ünal’ın görevinden alındığını bildirdi. Okulda, kimi öğrencilerin cinsel istismara maruz kaldığı, büyük öğrencilerin ise kendinden küçüklere şiddet uyguladığı, zorla dışkı yedirdiği iddia edilmişti. Gül’den aynı sözler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Irak’ın Kuzey Irak kaynaklı terörist saldırılara karşı önlem almaması halinde “Türkiye’nin önlem alacağını” söyledi. Dışişleri Bakanı Gül, dün NTV’de soruları yanıtladı. Türkiye’nin Irak toprağında gözü olmadığını söyleyen Gül, “Irak’ın toprak bütünlüğüne belki bazı Iraklılardan daha çok önem veriyoruz” dedi. Türkiye’ye yönelik Kuzey Irak kaynaklı terörist saldırıların düzenlendiğine dikkat çeken Gül, “Iraklılara siz bunları halledin diyoruz. Topraklarınızı kontrol edin diyoruz. Eğer siz yapamazsanız o zaman ABD’liler yapsın diyoruz” diye konuştu. ABD’den “işgal gücü” diye söz eden Bakan Gül, şunları söyledi: “Madem onlar orada, madem onlar Irak’ı kontrol altında tutuyor. Bağdat’ı kontrol edelim, Basra’yı kontrol edelim. Irak’ın kuzeyini kontrol edemem. Buna hakları yok. Eğer onlar yapamazsa, kendi önlemimizi kendimiz alırız” diye konuştu. Maça Rum engeli LEFKOŞA (AA) KKTC birinci futbol liginde geçen yılın şampiyonu olan Çetinkaya kulübü ile İngiltere 1. ligi takımlarından Luton Town arasında yapılması beklenen karşılaşma Rumların baskısına yenik düştü. Çetinkaya takımı, dün saat 21.00’de başlacağı duyurulan maç için, 30 dakika önceden Lefkoşa Atatürk Stadyumu’na geldi. Luton Town ise saat 21.00’de gelerek 15 dakika sahada ısınma hareketleri yaptı. Ancak maç, yoğun baskılar sonucu son anda oynanamadı. Çetinkaya oyuncuları soyunma odasına giderken Luton Town oyuncuları kendi arasında maç yapmaya başladı. Çetinkaya oyuncuları daha sonra saha kenarına gelerek, Luton Town oyuncularını izledi. KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Fatma Ekenoğlu, Başbakan Ferdi Sabit Soyer de protokol tribününden maçı izledi. Rumların, maçın oynanmaması için, İngiltere Dışişleri Bakanlığı İngiltere Futbol Federasyonu nezdinde gün boyu baskı yaptığı öğrenildi. 1. KOŞU: F: Süzül (13), P: Kartalhan (2), PP: Memoş Tumbul (4), S: Kartaltepe (3). 2. KOŞU: F: Taysa (5), P: Virgo (7), PP: Nalmes (6), S: Çatankız (8). 3. KOŞU: F: Duhan (4), P: Kırmızı Gül (12), PP: Fatihhan (5), S: Aksüt (1). 4. KOŞU: F: Made In Turkey (7), P: Delani (1), PP: Jade (6), S: Aryuş (2). 5. KOŞU: F: Batuhanbey (3), P: Sevdakar (4), PP: Elbeyi (1), S: Bitirim (2). 6. KOŞU: F: Tekkaya (10), P: Bozdoğan (2), PP: Zarahan (12), S: Dayala (8). 7. KOŞU: F: Küpeci (1), P: Fırat Rüzgarı (3), PP: Clever Boy (2), S: İlkbahar (4). 8. KOŞU: F: Selen Sultan (5), P: Monjal (1), PP: Cesur Boksör (2), S: Velo Crown 6). 9. KOŞU: F: Babakartal (3), ALTILI GANYAN P: Ekinci (5), PP: Fatine 7 3 10 1 5 3 Hanım (8), S: Kaynaklıgü 1 4 2 3 2 zeli (10). 6 1 12 8 Günün İkilisi: 9. Koşu: 2/5 6 6 3/5.8 Çifte Bahis: 1. Çifte: 5/3. 7/9 8/1 3 kişiye 187’şer bin YTL ? ANKARA (AA) Şans Topu’nda kazanan numaralar “3, 10, 19, 20, 23, + 5” olarak belirlenirken 5+1 bilen 3 kişi, 187 bin 924 YTL kazandı. Çekilişte 5 bilenler 1767 YTL, 4 +1 bilenler 105 YTL, 4 bilenler 14 YTL, 3 +1 bilenler 6 YTL, 3 bilenler 1.85 YTL, 2 +1 bilenler 2.2 YTL, 1 +1 bilenler 1.15 YTL kazandı. 1. KOŞU: F: Başkurt (6), P: Akbatu (3), PP: Dorje (7), S: Bozkır (4). 2. KOŞU: F: October Baby (7), P: Esra Can (2), PP: Safir Green (8), S: Feyza Nur (3). 3. KOŞU: F: Fıfth Of August (6), P: Çınarınkızı (2), PP: Tempest (5), S: Blackmail (12). 4. KOŞU: F: Argal (2), P: Wild Kıss (1), PP: Agean Dream (3), S: Big Fish (5). 5. KOŞU: F: Aycan (5), P: Ceylangülü (2), PP: (6), S: Akçora (1). 6. KOŞU: F: Mr. Safranbolu (1), P: Shakina (2), PP: Arpiper (3), S: Come Dancer (10). 7. KOŞU: F: ArakarALTILI GANYAN ya (5), P: Cansu Sul6 2 5 1 5 tan (6), PP: Sadonun 7 Oğlu (3), S: Lütuf (1). 2 2 1 2 Günün İkilisi: 5. Ko 8 5 3 3 şu: 5/2.6 6 12 10 Çifte Bahis: 4. Çifte: 3 11/4 1/5. 6 15/13 CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear