26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3 HAZİRAN 2007 PAZAR 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Mehmet Güleryüz sergisi, 9 Haziran’a dek Tevfik İhtiyar Sanat Galerisi’nde SANATA BAKIŞ SELMİ ANDAK Sanatsal ve tinsel göstergeler KAYA ÖZSEZGİN Bir Sezonun Ardından İstanbul Devlet Opera ve Balesi, müdür ve sanat yönetmeni Kerim Soysal’ın yönetiminde 20062007 sezonunda sanatçılarımız, teknik ve idari görevlileriyle birlikte, dünya opera literatürünün başyapıtlarından, ulusal sanatçılarımızın eserlerini içeren geniş bir yelpazeye uzanan repertuvarı ile sezonu tamamlamış bulunuyor: Klasik operalar, çağdaş operalar, klasik ve yarı klasik baleler, müzikaller, dans tiyatrosu ve müzikli drama örnekleri, çokseslendirilmiş türkülerimizden oluşan müzikli gösteriler, özel konserler, anma geceleri, çocuk müzikalleri... İstanbul Devlet Opera ve Balesi, kurulduğu tarihten günümüze, koruduğu seçkin sanatsal çizgisini daha da yükselten bir oluşum ve çalışma içinde başarılara ulaşma amacını güdüyor. Bu doğrultuda çalışmalarla müdür ve sanat yönetmeni Kerim Soysal’ın uygulamaları açısından İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin 20062007 sezonunu kapsayan olayların kısa bir özetini, müzik ve genellikle sanatsever dinleyicimize ve bu köşemizi izleyen okurlarımıza Cumhuriyet gazetemizin aydınlığında olayları sunmayı yararlı buluyorum: İstanbul Devlet Opera ve Balesi perdelerini ilk kez geçen ekim ayında Selman Ada’nın “Ali Baba ve Kırk Haramiler” adlı operası ile açmıştı. Sonra Richard Strauss’un dünyaca tanınmış ‘Electra’ operası Türkiye’de ilk kez sahnelenmiş oldu. Bu gösteriyi Verdi’nin ünlü “Othello” operası izledi. Verdi’nin diğer ünlü operası “Macbeth” sahneye konuldu. Geçen sezonun görünen bir özelliği de sahneye ilk kez konulan eserlerin (ilkpremier) repertuvara alınmaları idi. Örneğin Paisiello’nun bestesi olan “Sevil Berberi” operası da ilk kez sahneye konuldu. Bunu Minkus’un tanınmış “La Bayadere” balesi izledi. Kaybettiğimiz ünlü yazarımız Recep Bilginer’in özgün metni ve Timur Selçuk’un müzikleriyle yaratılan “Sarı Naciye” müzikli dramı ve “Gelin”, “İçimdeki Hüzün”, “İşte Mutluluk Bu” ve “Tango Aksiyon” baleleri ve danslı “İstanbul” eseri ilk (premier) oynanan yapıtlar oldu. Kasım ayında ise Ulu Önderimiz Atatürk’ün 125. doğum yılı dolayısıyla özel ve görkemli bir konser verildi. “Dostluk Konserleri” adı altında verilen konserde ölümsüz bestecimiz Ahmet Adnan Saygun’un 100. doğum yılı nedeniyle besteleri seslendirildi. Dostluk konserleri, “Aşk İçin” ve “Bahar Konseri” olayları ilgiyle karşılandı... Eğitici yapımları içeren gösteriler ve çocuk müzikalleri önem kazandı. Örneğin tüm dünyada ilgi gören “Heidi” ve “Elma Kurtları” adlı çocuk müzikalleri ve bir süre önce sahneye konulan ve yoğun ilgi gören “Uyuyan Güzel” adlı çocuk müzikali de unutulmadı. Önemli bir etkinlik kazanan ve geçen sezonun görkemli gösterilerinden biri sayılan, UNESCO tarafından tüm dünyada “Mevlana ve Hoşgörü Yılı” olarak belirlenen “Mevlana Oratoryosu” büyük düşünürün 800. doğum yıldönümü dolayısıyla çeşitli etkinliklere konu oldu ve Topkapı SarayıAya İrini Müzesi’nde seslendirildi. Bir Türk operası ile açılışı yapılan 20062007 sezonu, bir Türk balesiyle sona erdi. Bu etkinlik, büyük Divan Şairimiz Şeyh Galip’in evrensel anlamlar taşıyan düşüncelerinden esinlenerek hazırlanan ve modern bale niteliğiyle değerlenen “Hüsnü Aşk’a Dair” adlı gösterisi İstanbul Devlet Opera ve Balesi’ne ayrı bir renk kazandırıyor. Gözün izlediği şeyin, salt izlenen şeyle sınırlı kalmadığı, onun arkasında saklı kalanı da yapıta aktardığı gerçeği, eski ustalardan günümüz sanatçılarına kadar pek çok ressamın zihnini meşgul etmiştir. Bu noktadan hareketle, sanatın salt bir aktarımdan, görüneni resmetmekten ibaret olmadığı sonucuna varmak da mümkün. Demek ki göz, izleme eyleminin bilinen seyriyle yetinmediği sürece gerçekliğin kaynağına ulaşma becerisini elde etmiş olmakla kalmaz, bu kaynağı (kaynakları) irdeleyebilme şansına da ulaşmış olur. Psikanalitik çözümlerin resimsel ipuçları, bu yolu izleyen sanatçılara açıktır o nedenle. Örneğin gözün işlevi üzerinde, neredeyse bilim adamına özgü yorumlar geliştirmiş olan Leonardo, algıladığı duyumlar açısından göze ayrıcalıklı bir yer ayırmakta haklıydı. Ona göre göz, uygun uzaklıklarda, işlevi açısından başka herhangi bir duyudan daha az yanılırdı. Bu gerçeği, salt perspektif kuralları açısından öne sürmüyordu elbet; öyle olsa, portrelerinde edebiyatçıların yoğun ilgisine konu olan tinsel değerlerden bu kadar fazlaca söz edilmezdi. ‘Hayvanlaşan insan’ çekliği dayanak almasına rağmen, kapılarını gerçekdışı olana her zaman açık tuttuğunu söylerken, dile getirdiği budur. Kökü epeyce gerilere giden “hayvanlaşan insan” konusuna ilişkin resimler de dahil olmak üzere, insanı görünen ve görünmeyen tutkuları, bilinçaltı saplantıları içinde madde ve ruh olarak bir bütünsellik düzeyinde yansıtan çizimleri, bu varlığın görünürde olmayan kadavrasından başka bir şey değildir. İnsan, bu kadavrasını canlı bedeninde ikinci bir beden olarak taşır, bu bilinçdışı yaratığın bütün psikopatolojik semptomlarını üstlenmiş görünür. Çizimle yeniden cisimlenme İnsan figürlerinin yaşam içindeki konumsal özelliklerine eğilen sanatçılar, her zaman bu “ayrım”ın peşinde olmuş ve figürü saltık bir tema olarak algılama yanlışlığına düşmemişlerdir. Aynı titizliğe, ilk çalışmalarından bugüne uzanan bütün resimlerde tanık olduğumuz Mehmet Güleryüz de çağdaş sanatçılığın bir cephesini bu bağlamda değerlendirmekte, insan varlığını görünür gerçeklik olarak değil, kavranan bir yaşam olgusunun Mehmet Güleryüz’ün farklı tabanlardan ve insan sınıflarından gelen figürleri onları dışarıdan gözlemleyen sanatçının gözünde “çizimle yeniden cisimlenen” varlıklar oldukları ve tinsel gerçekliklerini olduğu gibi dışa vurdukları için “gerçek” birer olgudurlar. göstergesi olarak ele almaktadır. Gerçeküstücülerden önce ifadeci ressamların giderek derinleştirdikleri bir analiz tutkusu olarak bakıldığında, çağdaş sanatta insan, bu konuya eğilen ressamlar için, artık tinsel yönleriyle gözlem ve teşrih masasına yatırılması zorunlu bir canlıdır. Çağımızın yaşam koşulları, sanatçıyı böyle bir tanıklığa yönlendirmektedir. Güleryüz de bu tanıklığın bilincindedir. Nitekim son sergisi nedeniyle resimaltı olarak kaleme aldığı kısa notlarında, ger Mehmet Güleryüz’ün farklı tabanlardan ve insan sınıflarından gelen figürleri, konu olarak seçildikleri resim yüzeylerinde, “rol kesiyor” gibi göründükleri halde, onları dışarıdan gözlemleyen sanatçının gözünde “çizimle yeniden cisimlenen” varlıklar oldukları ve tinsel gerçekliklerini olduğu gibi dışa vurdukları için “gerçek” birer olgudurlar ve aynı zamanda da resim gerçekliğinin objesidirler. Öyle bakılmış ve öyle görülmüşlerdir. Kendi dünyalarındaki “özel atmosfer”ler, içinde yer aldıkları resimlerin de “özel” göstergelerini oluştururlar. Güleryüz’ün bu sergisinde tuval üzerine boyaresimlerle tuval üzerine çizimler, kâğıt üzerine bir desen dışında, bir arada sergileniyor. Boya ve çizgi yönündeki dayanışmacı tavır, bu kez bir beraberlik düzeyinde vurgulanmış oluyor. Bunun aynı zamanda resimsellik bağlamında iki tekniği örtüştürme çabasına yönelik olması, serginin etkisini güçlendiriyor. (Sergi 9 Haziran’a kadar görülebilir. Tel: 0212 224 74 31) DOSYA NO: 2004/518 TAL Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, kıymeti, adedi ve evsafı; Bir borçtan dolayı hacizli bulunan Düzce İli, Merkez Şerefiye mahallesi, 58 ada, 2 No’lu parselini teşkil eden 6556,63 m2 miktarındaki taşınmazın, borçluya ait 18/1280 hissesi ile aynı mevkide bulunan 58 ada, 142 No’lu parselini teşkil eden 4644,02 m2 taşınmazın borçluya ait 27/960 hisselerinin paraya çevrilmek sureti ile satışına karar verilmiştir. Evsafı: 1 Söz konusu, 58 ada, 2 No’lu parsel Düzce şehir merkezine giriş olan, Çoban kavşağına yakın bir alanda ve E5 karayolu üzerinde bulunmaktadır. Taşınmazın etrafı oto galerileriyle çevrili olup, bu taşınmaz da oto galerisi ve açık oto pazarı olarak kullanılmaktadır. 58 ada, 142 No’lu parsel ise batı tarafından eski Akçakoca caddesine cepheli olup, güney hududu şehrin içinden geçen, çevre yoluna cepheli konumdadır. Taşınmaz doğu hududundan satışı istenen 2 No’lu parsele bitişik vaziyettedir. İMAR DURUMU: Düzce Belediye Başkanlığı İmar Servisi’nden celp edilen imar paftası incelendiğinde, taşınmazların imar uygulama alanı içerisinde kalmakta olduğu ve mesken ve ticari alana tahsisli bulunduğu anlaşılmış bulunmaktadır. Taşınmazların her ikisinin de önemli alanda bulunduğu ve üç kat inşaata müsait olduğu belirtilmiştir. TAŞINMAZIN İNCELENMESİ: 58 ada, 2 No’lu parsel üzerinde, tek katlı yığma sistemde yapılmış, çatısı eternit ile kaplı, işyeri olarak kullanılan bir bina mevcuttur. Bu bina büro, çay salonu ve depo olarak kullanılmakta olup kapı, cam ve çerçeveleri demir profil olarak yapılmıştır. Çay ocağı olarak kullanılan kısımda su mevcuttur. 120 m2 kullanım alanına sahiptir. Taşınmazın arka tarafında Ahmet Çakman sokağa bakan kısmında ikişer katlı 150,00 m2 kullanım alanlı betonarme sistemde yapılmış, iki adet ev bulunmaktadır. Her katta 4 oda, bir mutfak, banyo ve tuvalet mevcuttur. Oda tabanları parke, ıslak zeminler seramik, mutfak tezgâhı mermer, tezgâh altı ve üstü dolaplar mevcut, banyo ve tuvalet yan duvarları tamamen seramik, elektriği ve suyu mevcuttur. Bu binanın kuzey tarafında ise iki katlı betonarme sistemde yapılmış bir bina daha bulunmaktadır. Bu binanın her katı 175,00 m2 kullanım alanına sahiptir. Bu binanın her katı 4 oda bir salon, mutfak, banyo ve tuvaletten oluşmaktadır. Oda ve salonlar tamamen parke, ıslak zeminler seramik, mutfak tezgâhları mermer olup, tezgâh altı ve üstü dolapları mevcuttur. Trafo binasının arka tarafında ise diğer hissedara ait 100,00 m2’lik bina temeli bulunmaktadır. 58 ada, 142 No’lu parselin ise üzerinde kapı numarası 5 olarak yazılı, betonarme sistemde yapılmış tek katlı bir ev ve odunluk olarak kullanılan 24 m2’lik müştemilatı bulunmaktadır. Bu bina 4 oda, bir salon, mutfak, banyo ve tuvaletten oluşmaktadır. Binanın içerisinde elektrik ve suyu mevcut olup 140,00 m2’lik kullanım alanına sahip bulunmaktadır. 58 ada, 2 No’lu parselin borçluya ait 18/1280 hisse değeri: 40.357,43 YTL 14.3014.40 saatleri arasında, 58 ada, 142 No’lu parselin borçluya ait 27/960 hisse değeri: 33.531,10 YTL 14.4014.50 saatleri arasında. SATIŞ ŞARTLARI: 1) 1. Satışı: 17/07/2007 günü 14.30 ila 15.30 saatleri arasında, Düzce 2. İcra Müdürlüğü’nde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Gayrimenkul bu artırmada tahmin edilen kıymetlerin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa, alacakları mecmuunu, satış ve paylaştırma masraflarını geçmek şartı ile en çok arttırana ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla, gayrimenkul 27/07/2007 günü Düzce 2. İcra Müdürlüğü’nde aynı saatler arasında ikinci artırmaya çıkarılacaklardır. Bu artırmada da bu miktar elde edilmemişse, gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere; artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin, malın tahmin edilen kıymetlerinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2) Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetlerin %20’si nispetinde nakit pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın şartsız kesin ve süresiz teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhaleye itiraz vaki olması halinde dahi (alacağına tekabül eden satış bedelini müşteri sıfatıyla ödemekten imtina suretiyle (alacağına) mahsuben ihale yapılmamış olması şartı hariç) satış bedeli nakden icra veznesine yatırılır. Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masrafları ile Katma değer Vergisi (150 m2’ye kadar olan net meskenlerde %1, mesken olmasına rağmen işyeri olarak kullanılmış dairelerde, metruk durumda olan binalarda, tarla, bina, han, otel ve arsalarda %18 olarak KDV müşteriden tahsil edilir) tahliye ve teslim giderleri, öncelikle müşteri tarafından ödenir. Birikmiş emlak vergisi, cezaları ve ferileri ile tellaliye ve tapu satım harcı satış bedelinden müşteriye iade edilir. 3) İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını, dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4) İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5) Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için ve dairede yukarıdaki dosyada açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6) Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıdaki dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 7) Satış ilanı, ilgililerin adreslerine tebliğe gönderilmiş olup, adreste tebligat yapılamaması veya adresleri bilinmeyenlerin de yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 29.05.2007 (İc.İf.K126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 29487) DÜZCE 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKULÜN SATIŞ İLANI Esas No: 2007/14 Esas Davacı Gülnar Belediye Başkanlığı tarafından davalı Veli Gök aleyhine davalının zilyetliğinde bulunan Mersin ili, Gülnar ilçesi, Saray mahallesi, Silifke caddesi, 151 ada, 57 parsel nolu arsa niteliğindeki taşınmazı davacı idarece kamulaştırma Bedelinin tespiti ve tescili davası açıldığı, mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedelinin Gülnar Ziraat Bankası Şubesinde, davalı adına açılacak hesaba yatırılacağı, konuya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delillerin ilan tarihinden itibaren, 10 günlük süre içerisinde hak idda edenler olduğu takdirde, mahkemeye yazılı olarak bildirmeleri, ayrıca ilan tarihinden itibaren 1 ay içerisinde itiraz etmedikleri takdirde kamulaştırma bedelinin zilyede ödeneceği ve karar verileceği hususları kamulaştırma kanununun 19. maddesi gereğince ilan olunur. 01/05/2007 (Basın: 29678) GÜLNAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ İLAN CUMHURİYET 14 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear