14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12 HAZİRAN 2007 SALI 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB PB PB B B B B B 28 30 27 28 32 30 32 30 22 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B Y Y Y Y B B Y PB 24 24 24 24 25 26 26 25 29 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y B B B B B B B Y 29 28 32 35 29 30 26 24 22 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey, iç ve doğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, İç Anadolu’nun doğusu Orta ve Doğu Karadeniz, Doğu Akdeniz’in iç kesimleri, Doğu Anadolu’nun kuzey ve batısı ile Kastamonu çevreleri aralıklı sağanak yağışlı, diğer yer parçalı ve az bulutlu geçecek. Hava sıcaklığı batı bölgelerden başlayarak tüm yurtta artacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih B B Y Y Y Y B Y Y 21 18 22 22 18 21 24 24 26 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y Y Y B Y Y Y Y 32 29 30 27 28 25 22 26 24 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB A A A B A Y A A 20 34 21 38 24 28 10 31 31 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada demdeki yerini sürekli koruyacak konulardan biri terör. Meydanı boş buldu derler ama civar illerden, ilçelerden bindirilmiş kıtalar önünde yine esip savuran, terör karşısında aciz bir politika izleyen hükümete toplumdan yönelen sert eleştirileri karşılamak için çırpınan RTE, Burdur’da önce itiraz edilmesi olanaksız bir cümleyle konuya giriyor; “Terör azmıştır, kabul ediyoruz” diyor. Daha sonraki cümlelerinde başbakanlık sıfatını taşıyan bir insandan ne beklersiniz? Terör karşısında özellikle uluslararası çabalarda gereken başarıyı sağlayamadığını, diyelim ki ABD karşısında boynum bükük demesini mi? Çok beklersiniz! ??? Terör karşısında askerin aylar, yıllar önce açıklamaları bir kulağından girmiş, öteki kulağından çıkmış. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt’ın 12 Nisan 2007’de uyarıları taze. Orgeneralin Kara Kuvvetleri komutanı iken uyarıları belleklerde, ama tek söz sahibi RTE, bu uyarıları “kişisel kaygılar” diye hasır altı etmiş. Şehitlerin cenaze töreninde anababaların, kardeşlerin, eşlerin feryatlarına tercüman olan toplumsal tepkiyi, “Asker yan gelip yatmaz, can verir” diye özetlenecek birçok yazılı sözlü hükümet karşıtı haykırışı; Burdur’da halka konuşurken, “şehit cenazelerini ‘siyasi istismar meselesi kılmak’ isteyenlere” kendi aciz haline bakmadan “acıdığını” söyleyebildi. Üstelik içten gelen tepkiyi “Şehit üzerinden siyasi rant sağlanmaz” gibi bir ifadeyle altı da üstü de doğru olmayan biçimde yorumladığı gibi, kendi ayıbını örtme çabasıyla “şehit cenazelerinin adeta siyasi arenaya çevrildiği” gibi anlamsız bir yalana başvuruyor. ??? Her konuda patronunun arkasında duran yardımcısı iki numaralı RTE, Gül Abdullah ise terör ve özellikle sınır ötesi operasyon konusunda yaptığı son açıklamalarla hükümetin askere hemen her türden yetkiyi, üstüne üstlük yazılı olarak verdiğini doğrudan olmayan ifadeler kullanarak toplumdaki beklentiyi karşılamaya çabalıyor. AKP iktidarı ile iyi geçinerek haber almanın yollarını, yöntemlerini çok iyi kullanan Hürriyet’te Fatih Çekirge Gül Abdullah’la yaptığı bir bahçe söyleşisinde edindiği “bazı sırları” ifşa ediyor. Dün yayımlanan söyleşiye göre, Gül Abdullah “çok gizli bir şekilde Genelkurmay Karargâhı’na gitmiş”… Çok gizli, kozmik… ifade adeta komik! Gül, sanki Türkiye’yi ABD sultasından kurtarmak için Rusya Başkanı Putin’le çook gizli bir buluşma tezgâhlamış da, gizliliğe çoook önem veren bir ziyaret yapıyor Genelkurmay’a! Bu davranışla hükümet, askerle hiçbir konuda uzlaşmaya ters düşmediğine kamuoyunu inandırmak istiyorsa… Genelkurmay Başkanı’nın dikkatli bir üslupla söyledikleriyle RTE’nin bugün kabile reisi dediği, dün bu adamla (Barzani ve benzerleriyle) konuşmanın fevkalade önemli olduğunu içeren açıklamaları arasındaki tezadı nereye koyacağız? Ama kamuoyunda kemikleşen yargıya göre, dün söyledikleriyle bugün söyledikleri birbirini tutmuyormuş, yalana prim vermek siyasal ahlaka sığmayan bir davranış imiş... Umurlarında bile değil. Yalanı kolaylıkla sindirebiliyorlar. ??? Orgeneral Büyükanıt’ın her konuşmasında K. Irak’a operasyon yapabilmek için “siyasi direktifin” zorunlu olduğunu içeren açıklamalarının yarattığı belirsizliği, daha doğrusu hükümetin askere K. Irak’ta kiminle savaşacağını emreden yazılı direktif verememekten kaynaklanan öfkeyi… gerekeni yapamamaktan doğan sert eleştirileri örtme çabasıyla şöyle diyor Gül: “…Genelkurmay Başkanımızla yaptığımız istişareler, planlar ve senaryolara göre ihtimaller, Türkiye Cumhuriyeti devletinin inisiyatifinde olmak kaydıyla netice alacak her şeyi planlamış bulunuyoruz. Netice alacak her şey olabilir.” Hükümetin askere “planlanan her şeyi” yazılı olarak verdiğini Gül Abdullah söyleyemiyor ama… gazeteci Çekirge, şöyle yazarak imdadına yetişiyor: “…Çünkü Gül’ün anlattığından anlıyoruz ki, ‘Hükümet ile Genelkurmay arasında bir kopukluk olmadığı gibi Irak konusunda siyasi talimatlar hükümet tarafından (demek ki yazılı olarak) Başbakan imzasıyla’ verilmiş…” Gül değil, gazeteci yazıyor: “Yani asker, gerekli gördüğünde bunu hükümetle konuşarak, her türlü inisiyatifi kullanacak durumda. Eğer mesele Irak’a bir harekât yapmak ise o dahil” imiş! Pekâlâ ama, Gül’ün söylemediği ama yazılmasını onayladığı anlaşılan üstelik yazılı direktifler askere verildi ise Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, her sorulduğunda özenle operasyon için hükümetin “yazılı direktif vermesindeki zorunluluğun” altını neden çiziyor? Kamuoyunu, halkı aldatmaya, uyutmaya çalışan birileri varsa… bu “biri” kuşku yok asker değil! Gazeteci sanıyormuş ki, “hükümet ve asker de toplumda böyle (operasyon) beklentinin yükselmesinden rahatsız(mış)”. Rahatsızlık doğru ama: Asker, operasyon yapma beklentisini karşılamak için hükümetin K. Irak’ta kiminle savaşacağını ayrıntılarıyla bildirememesinden rahatsız! Hükümet ise seçim arifesinde terör karşısında acizlik sergilemesinden kaynaklanan bu nedenle toplumda beklentinin hemen her gün yükselip yoğunlaşmasından rahatsız! Bugünkü sivil otorite ile asker arasındaki bariz fark, işte! Erzincan’ın Kemah ilçesinde 1 onbaşı, Şırnak’ta da 1 er yaşamını yitirdi GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Teröre 2 şehit daha Yurt Haberleri Servisi PKK’ye karşı sürdürülen operasyonlarda Erzincan’ın Kemah ilçesinde 1 onbaşı, Şırnak’ta da 1 er şehit oldu. Bursa’da 4 canlı bombanın eylem hazırlığında olduğu ihbarı emniyet birimlerini harekete geçirdi. Kemah ilçesi kırsalında yürütülen operasyonda önceki akşam bir grup PKK’liyle sıcak temas sağlandı. Çıkan çatışmada ağır yaralanan Jandarma Komando Onbaşı Ahmet Bilgiç şehit oldu, 1 güvenlik görevlisi yaralandı. Yaralı güvenlik görevlisinin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Çatışmanın ardından güvenlik güçlerinin bölgede yaptıkları aramada; bir teröristin bir adet M16 ve iki adet Kaleşnikof piyade tüfeği ile ölü bulunduğu belirtildi. Şehit Bilgiç için, Erzincan Askeri Hastanesi önünde tören düzenlendi. 3. Ordu Komutanı Orgeneral İsmail Koçman,“3. Ordu Komutanlığı bünyesinde yapılan operasyonlarımız, tek bir terörist kalmayıncaya kadar devam edecektir” dedi. Bilgiç’in Tokat’ın Zile ilçesine bağlı Çayır köyünde yaşayan annesi Esme Bilgiç, haberi tarlada öğrendi. Sinir krizi geçiren Bilgiç’e sağlık görevlileri müdahale etti. Askerliğinin bitmesine yaklaşık 5.5 ay kalan Bilgiç’in yaklaşık 1 ay önce köyüne izinli geldiği ve dönerken ailesine, “Geri dönmeyebilirim, hakkınızı helal edin” dediği öğrenildi. Bekâr ve 6 kardeşin en büyüğü olan Bilgiç’in inşaat işçisi babası Hüseyin Bilgiç ise oğlunun şehit düştüğü haberini ilçeye bağlı Acısu köyündeki bir inşaatta çalışırken öğrendi. Acı haberle yıkılan baba Bilgiç, askerler tarafından teskin edilmeye çalışıldı. Bilgiç gözyaşlarıyla “Vatan sağ olsun” dedi. Evliliğe hazırlanıyordu Şırnak’ın Bestler Dereler Doğanköy mevkiinde sürdürülen operasyon sırasında dün de Jandarma Er Murat Kahraman şehit oldu. Kahraman’ın Osmaniye’de oturan ailesi sinir krizi geçirdi. 6’sı erkek, 4’ü kız 10 kardeşi olan Murat Kahraman’ın terhisinden sonrası Almanya’da oturan nişanlısı ile evleneceği öğrenildi. 7 aylık asker kardeşinin ölüm haberini alan ağabey Tahir Kahraman,“Dün (önceki gün) kardeşimle telefonla görüşmüştük. Morali yerindeydi. Bugün (dün) şehit olduğu haberini aldık. Teröristleri Allah’a havale ediyorum” diye konuştu. Kahraman, bir kardeşinin de Mardin’in Derinsu ilçesinde astsubay olarak görev yaptığını söyledi. Gümüşhane’nin Torul ilçesinde askerlerin bulunduğu alana yıldırım isabet etmesi sonucu Jandarma Komando Er Lokman Kılıç (22) şehit oldu. 4 canlı bomba aranıyor 4 canlı bombanın Bursa ve Güney Marmara’daki yerleşim birimlerinde yer yapma hazırlığında olduğu ihbarı üzerine bölgede önemli noktalara güvenlik takviyesi yapıldı. 4 PKK’linin Bekir Körcü sahte kimliğini taşıyan “Rojhat” kod adlı Sadık Kaya, Mustafa Pehlivan adına kimlik çıkarıldığı öğrenilen “Şahan Hizan” kod adlı Akif Özdemir ile örgütte “Sözdar” kod adını kullanan Sakin Aydın ve “Rojin” kod adlı Fatma Geçer olduğu öğrenildi. Hassas noktalara teröristlerin fotoğrafları dağıtıldı. Fatma Geçer’in 2 yıl önce bir akrabasıyla birlikte Van’ın Erciş ilçesindeki ailesini terk ederek PKK’ye katıldığı, teröristlerin önemli bölümünün ciddi sağlık sorunlarının bulunduğu, canlı bomba hücresi içinde kanser tanısı konulan militanların da bulunduğu bildirildi. Şehit Onbaşı Bilgiç’in Tokat’ta oturan yakınları haberi alınca sinir krizi geçirdi. (AA) Türk vetosuna bypass ‘TÜRKİYE’Yİ DURDURMAK ZOR’ ABD operasyon söylemini yumuşattı Haber Merkezi Sınır ötesi operasyon tartışmalarını yakından izleyen ABD yönetimi, Türkiye’de her gün gelen şehit haberleri ve kamuoyu tepkisi üzerine söylemini yumuşattı. Sınır ötesi operasyonla ilgili olarak önce “üçlü mekanizma”yı işaret eden ABD, artık “Türkiye’yi durdurmak için yapılacak çok fazla bir şey olmadığı” görüşünde. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın “Bence Kuzey Irak’a girmeliyiz” açıklamasının tetiklediği sınır ötesi operasyon tartışmasına ABD Dışişleri Bakanlığı, “PKK çaresine bakılması gereken bir sorun. Bu, her iki taraf için de duygusal bir konu. Ancak odaklanılması gereken nokta sorunu, tek taraflı eylemler yerine ortak bir yolla, işbirliği içinde çözmek olmalı” açıklamasıyla karşılık vermişti. ABD yönetimi, sınır ötesi operasyona sıcak bakmadığını her platformda dile getirmişti. Ancak, Ankara Ulus’ta yaşanan ve 7 kişinin ölümüyle sonuçlanan bombalı saldırı ve her gün gelen şehit haberleri, Büyükanıt’ın K. Irak’a operasyon talebini yinelemesi Washington’da yankılandı. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, “Sınırdaki çatışmalar Irak’ın istikrarına yardım etmez” derken Savunma Bakanı Robert Gates, “Türkiye’nin tek taraflı müdahalesi gerilimi artırır” açıklamasında bulundu. Ardından Rice, Washington yönetiminin Türkiye’nin K. Irak’a “sınırlı” müdahalesini durdurmak için yapabileceklerinin çok az olduğunu söyledi. Rice, Türkiye’nin Kuzey Irak’ta PKK’ye karşı düzenleyeceği “kuvvetli” bir operasyonun, bölgesel gerginlikleri genişletme riskini beraberinde getirebileceğini savundu. ? Baştarafı 1. Sayfada dan BM’nin bilgisi ve kontrolü dahilinde belirlenecek. Çok yönlü kriz konularında BM Genel Sekreteryası ve AB Troykası arasında düzenli üst düzey siyasi diyalog oluşturulacak ve konuya ilişkin değerlendirmeler yapılarak kararlar alınacak. Ortaklık yapılacak alanlar, barış sağlama gücü, polis teşkilatı, güvenliğin sağlanması konusunda AB ve BM kriz merkezleri sürekli bağlantı halinde olacak. AB ve BM’nin dahil olacağı ikili ortak tatbikat, çalışma ve NATO Genel Sekreteri Ankara’da ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) NATO Genel Sekreteri Jaap De Hoop Scheffer, Ankara’ya geldi. Scheffer, bugün sırasıyla Dışişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve Başbakan ile bir araya gelecek. Görüşmelerde TürkiyeNATO ilişkileri ile Türkiye’de son günlerde artan terör olaylarının ele alınacağı kaydedildi. programlar düzenlenecek. Türkiye, AGSP çerçevesinde AB’ye verdiği askeri desteği geri çekti. AB’nin çeşitli operasyonlarına hava ve deniz unsurlarıyla desteklenmiş tugay düzeyinde katılım taahhüdünü 2000’li yılların başından beri sürdüren Türkiye, kararına “sıkıntılara çözüm getirilmemesini ve beklentilerinin yanıt bulmamasını” gerekçe gösterdi. AGSP’de, Türkiye’ye Rumların vetosu nedeniyle yaklaşık 5 yıldan bu yana operasyonlarda kullanılacak asil listede değil, yedek tugaylar listesinde yer veriliyordu. Buna karşın Türkiye acil bir durumda yaklaşık 10 bin askerle en fazla desteği verme taahhüdünde bulunuyordu. Projeye Almanya’nın 2 bin 500, Fransa’nın ise 3 bin asker göndermeyi taahhüt ederek katıldığı belirtiliyor. Anlaşmada bulunan en önemli unsur ise Türkiye tarafından BM, NATO, OECD gibi uluslararası kuruluşlara katılan Kıbrıs Rum Kesimi’nin böylece BM’nin barış gücü operasyonlarına katılmaya hak kazanacak olması. AGSP’de yer alan Kıbrıs Rum Kesimi kuvvetlerine AB tarafından belirlenecek güç içerisinde yer verilmesi durumunda BM ile ortak gerçekleştirilecek bir operasyonda Rumlar da yer alabilecek. büyüklükteki her kasabada bir şehitlik var. Türkiye’nin bütünlüğü, ortak paydaları bir bakıma şehitlerde simgeleşiyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde, hele terörün alçalıp yükseldiği ülkelerde, aileler çocuklarını davulzurna ile askere göndermezler. Türkiye’de gönderiyorlar. Neden? Vatan kavramı, devlet kavramı; milletle, toplumla, ulusla bütünleştiği için. En içten dileğimiz; terör ortamının tümüyle son bulması ve kimsenin burnunun kanamaması. Ancak terör devam ettiği sürece, Türkiye’nin buna boyun eğmeyeceğinin de dosta düşmana gösterilmesi gerekiyor. Teröre karşı toplumsal duyarlılık ne kadar yükselirse, terör o ölçüde hedefsizleşecektir. ??? AKP hükümeti teröre karşı takınması gereken tavır konusunda çırpındıkça batıyor. Hâlâ şu söylemdeler: “Şehit cenazelerini siyasi malzeme yapmayalım... Cenaze törenlerini gösteri yeri haline getirmeyelim... İstismar etmeyelim... Bu törenlere katılanların çoğu provokatör...” Başta vurguladığımız gibi, evlat acısını dindirmek olanaksızdır. Ama acılı insanlar ve acıyı paylaşmak için bir araya gelenler ortaya bir tepki koyuyor. Terörü azdıranları, terörle mücadelede gerekli çabayı harcamayanları açığa çıkarıyor. Sorumlu arıyor ve kendi gözlemleri çerçevesinde sorumluyu ortaya koyuyor. AKP de bundan rahatsız... Çünkü protestolar kendisine yöneliyor. Başlangıçta bu protestoları medya da görmek istemedi. İç sayfalarda “öte yandan” diye duyurdu. Ancak tepkiler yükselince, daha doğrusu gizlenemez hale gelince “haber” değeri taşımaya başladı! AKP’nin terörün yükselişindeki sorumluluğu artık tartışma götürmez bir gerçektir. Başbakan’ın “Askerlik yan gelip yatma yeri değildir” ve “kelle” sözlerinin üzerine, terörle mücadeleyi planlama merkezi olarak Ankara yerine WashingtonErbilBağdat hattını seçmesi bardağı taşırmıştır. AKP, bu noktadan geri dönüş ortamını aramak yerine, konumuna haklılık kazandıracak tutamaklar bulma gayretinde... Kolay gelsin diyoruz! ??? 8 Haziran’daki Genelkurmay bildirisinden sonra çok satışlı medyanın karmaşık hale getirmeye çalıştığı bir durum var: Terörle mücadelede toplumsal duyarlılığın artırılması... Bunun tehlikeli bir çağrı olduğu, çatışmalara neden olabileceği yorumları medyada öne çıkarıldı. Bunda temel etken iktidar ile iktidarın tam ve yarı resmi yayın organları oldu. Bize göre, askerin topluma birlikte mücadele etme çağrısı, siyasi bir iktidarın arayıp da bulamayacağı bir fırsat... Tabii, ülkesi ile nefes alıp veren, devlet benim başkentimden yönetilir diyen bir siyasi iktidardan söz ediyoruz! Zira böyle bir iktidar terörle mücadele için alacağı kararları hem askerle hem toplumla paylaşma, iki kesimden de destek alma fırsatı bulacaktır... Toplumsal duyarlılığı olumsuzlayan koroya ikinci cumhuriyetçiler de hemen katıldılar. Bunu da yadırgamamak gerekiyor. Malum koro hep şu nakaratı söylerdi: Devlet küçültülmeli! Sata sata devlet küçültüldü ama bu kez toplum ayağa kalktı... Şaşkınlar... Hâlâ mitinglerin ruhunu okumaya çalışıyorlar... Anlaşılan yakında şunu önerecekler: Sadece devleti küçültmekle yetinmeyelim, toplumu ve toplumsal bilinci de küçültelim! ankcum?cumhuriyet.com.tr Gülaltay hakkında 76.5 yıl hapis istemi İstanbul Haber Servisi İnsan Hakları Derneği başkanlarından Akın Birdal suikastının azmettiricisi Semih Tufan Gülaltay’ın da aralarında bulunduğu 14’ü tutuklu 32 şüpheli hakkındaki soruşturma tamamlandı. Şüphelilerin 76.5 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cuma Özdemir’in hazırladığı iddianamede “Piyon” operasyonunda yakalanan Semih Tufan Gülaltay’ın “Suç işlemek için örgüt kurmak’’, 6 kez uygulanmak üzere “gasp’’, 3 kez uygulanmak üzere “tehdit’’ ve “Ateşli Silahlar Kanunu’na muhalefet etmek’’ suçlarından 42 yıldan 76.5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Diğer 30 şüphelinin de “suç işlemek için kurulan örgüte üye olmak’’, “gasp’’, “tehdit’’ ve “Ruhsatsız silah bulundurmak” suçlarından 1 yıl ile 26 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmaları istendi. İddianamede Gülaltay’ın annesi Solmaz Gülaltay hakkında tehdit suçundan 3 yıldan 7.5 yıla kadar hapis cezası istendi. Belediye ihaleyi iptal etmeyerek suç işliyor İstanbul Haber Servisi Dubai Şeyhi El Maktum’a satılan İETT arazisi ile ilgili Maktum’un ödeme yapmamasına karşın ihaleyi iptal etmeyen İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) suç işlediği öne sürüldü. İBB Meclisi CHP Kadıköy İlçe üyesi Hüseyin Sağ, meclis toplantısında, 2886 sayılı İhale Yasası’nın 57. maddesine göre, onaylanan ihale kararının alıcıya ulaşmasının ardından 15 günlük süre içerisinde ihale bedeli yatırılmazsa herhangi bir yasal işlem gerçekleştirmeden ihalenin iptal edilmesi gerektiğine işaret etti. Sağ, “İBB ve Kadir Topbaş, suç işliyor. İhalenin tekrarlanması gerekir. Söz konusu ihale şartnamesinde sürenin 15 gün uzatılmasına dair bir hüküm yoktur” dedi. Sağ, Topbaş’ın hukuk dinlemediğini ve El Maktum için özel işlem uygulandığını söyledi. / IŞIL ÖZGENTÜRK 1. KOŞU: F: Su Dansı (6), P: Tilia (7), PP: Begümhan (2), S: Helli (5). 2. KOŞU: F: Anabelle (8), P: Nalmes (11), PP: Asmin (3), S: My Ginetta (6). 3. KOŞU: F: Dayala (2), P: Öktenalp (1), PP: Kılıçbaylım (5), S: Ödemiş Efesi (8). 4. KOŞU: F: Waadi (8), P: Babette (2), PP: Lissey (5), S: New Valse (6). 5. KOŞU: F: Bitirim (7), P: Eyyubi (1), PP: Metinkaya (3), S: Beymiyaman (4). 6. KOŞU: F: Peksoy (2), P: Berkcan (4), PP: Afat (6), S: Berkman (5). 7. KOŞU: F: Serengeti (7), P: Yatağan Gülü (2), PP: Sum ALTILI GANYAN ru (10), S: Sabrina (6). 8. 2 8 7 2 7 17 KOŞU: F: Merzuk (17), P: 1 2 4 2 4 Miss Ceylan (4), PP: Trysa 5 5 2 (2), S: Muscari (7). Günün 8 6 7 İkilisi: 5. Koşu: 7/1.3. Çifte 3/1 8/10 Bahis: 3. Çifte: 7/2. ? Baştarafı Arka Sayfada ‘Korkmayan yanımızmış o çocuklar bizim’* çocuklar bizim / Ama biz sustuk. / Düşleyen yanımızmış o çocuklar bizim / Ama biz düşünmedik. Direnen yanımızmış o çocuklar bizim / Ama biz teslim olduk.” Günlerdir bu dizelerde “beni saran, beni kuşatan ne var?” diye düşünüyorum. Derin bir örselenmişlik duygusu gelip yüreğime oturuyor, bizim korkmayan yanımız olan o çocuklar için, kendim için, bir sabah vakti tanyeri ağarırken ya da ayın göz aldığı bir gecede, kendi gençliğini, yaşanan başka gençlikleri düşünen, kederlenen herkes için, “bunları hak etmedik” diye düşünüyorum. Bilmem, belki de hep birlikte hak ettik. Derin suskunluklar bizi bağışlamaz... Beni saran bu örselenmişlik duygusuna rağmen, bir yerlerden gelen bir ses, bir nota, bir gülüş, düşman mıydı? / Bir gün olsun dokunup kendi ellerimizle / Aklımızla yüreğimizle duygularımızla / Anlayamadık... Uyup yükseklerden gelen bir sesin buyurgan tonuna / Bizim olmayan bir ağızla konuştuk haklarında... Şimdi düşünüyorum da / Korkmayan yanımızmış o çocuklar bizim / Ama biz korktuk. / Konuşan yanımızmış o bir hasret sarılması bazen her şeyi bağışlar diye düşünüyorum. Bağışlamalı da, çünkü yaşam bağışlamalardan oluşan muhteşem bir alev topu, becerikliliğimizle ya da beceremediğim her şeyle bu alev topunun içindeyiz. Çünkü insanız! Bu güzel şiir için teşekkürler Şükrü Erbaş, adaylığın hepimize uğur getirsin. Not: * Şükrü Erbaş’ın “Yolculuk” adlı şiirinden bir dize. CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear