28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 31 MAYIS 2007 PERŞEMBE 6 HABERLER ‘Kim, ne, ne zaman, nerede, nasıl, neden’ sorularını 53 yıldır yanıtsız bırakan Bilderberg, Türkiye’de PERŞEMBE ORHAN BURSALI Görme, duyma, konuşma D Ç ünyanın geleceğini şekillendirmeyi amaçlayan işadamları, politikacılar ve devlet adamlarının katıldığı, kâğıt, kalem sokmanın hoş karşılanmadığı ve ele alınan konuların kamuoyundan gizlendiği Bilderberg 2007 toplantıları İstanbul’da başlıyor. AKP ve Demokrasi (Ey Demokratik Müslimin!) Bazı solcusosyal demokrat eskileri, sönmekte olan o büyük egolarının yeniden Meclis’te vücut bulabilmesi için yakalarına AKP rozeti taktırdı! AKP’ye övgüler düzüyor ve sosyal demokratlara yapılan küfürleri ayakta alkışlıyorlar! Erdoğan da kendilerini!.. Seyrederken utandım! Bazı okuryazar ve öğretim üyesi erbabı AKP’nin yanında saf tutuyor. Neden? Görünüşteki inançlarına göre, AKP “demokrasi” mücahidi! AKP bütün diğerlerinden “daha demokratik”! Dahası, en “demokratik”! Bunlardan, rozet sırasında olan, BÜ’lü bir anayasacı akademisyen, “Mücadele, daha fazla demokrasi isteyenlerle, daha az demokrasi ve statüko yanlıları arasında geçecek.. tabii ki ben demokrasi safında olacağım!” diye buyuruyor! Zaten sık göründüğü TV’lerde anayasa konusunda “derin uzmanlığını”, “Sezer’in artık görev yapamayacağını, makamını Meclis Başkanı’na terk etmesi” gerektiğini söyleyerek göstermişti! Profesör, “AKP’ce demokrasi”ye duyduğu büyük aşkla, rozeti hak etti! Şimdi bu ikinci takımı da, lacilerini çekmiş, “gelecek program”da izleyeceğiz! ??? Mihver, AKP ve demokrasi! O halde bu kulvarda iz sürelim! AKP hangi büyük demokrasi açılımlarını gerçekleştirdi 4.5 yılda? Evet AB’nin istediği bazı anayasa değişikliklerini yaptı! Fakat AKP’den önce, MHP’nin ortağı olduğu Ecevit iktidarında, daha az anayasal ve yasal değişiklikler yapılmadı? Ayrıca, kâğıt üzerinde yapılanlara sevinmek yerine, uygulamaya bakalım: Ülkemizde demokrasinin genişlemesi ve derinlik kazanmasının önündeki en büyük engellerden birinin, siyasetçinin, siyasi yapının ta kendisi olduğunu söylemiyor muydun? AKP bu konuda ne yaptı? Meclis’teki müthiş bir parmak çoğunluğuna rağmen, Siyasi Partiler Yasası’nı mı demokratikleştirdi? (Erdoğan tam tersine AKP tüzüğünü diktatörleştirdi!)... 10 milyon gibi büyük bir çoğunluk seçmenin Meclis’te temsil edilmesini önleyen seçim sistemini mi değiştirdi? Demokrasi ve temsiliyet krizi yaratan bu seçim sistemine alternatif bir sistem mi önerdi? Milletvekili dokunulmazlığını mı kaldırdı? Daha saydam bir devlet ve hükümet yönetimi mi yarattı? Hortumların önünü mü kesti? Ülkenin ekonomik kaynaklarının yandaşlara peşkeş çekilmesini engelledi mi, azdırdı mı? Şu sıralarda, “hazır çoğunluğum varken, ihale yasasını, daha büyük ve sürekli hortumlama faaliyetlerine uygun hale getireyim” utanmaz düşüncesiyle Meclis’e sevk ettiği yasa değişiklik tasarısını da mı “demokrasi” mücadelesi buluyorsunuz? İşçi haklarını mı genişletti? Sendikalaşmayı mı körükledi? Sosyal adaleti yaygınlaştırdı mı yoksa budadı mı? İktidarı döneminde bu ülkede hangi sınıf ve tabakalara en geniş özgürlüğü tanıdı? Demokrasinin en büyük yapı taşlarından biri olan, ülkenin ekonomik bağımsızlığını mı genişletti? Erdoğan, Ortadoğu’da Amerika’nın paylaşım savaşına karşı mı çıktı, yoksa savaşa katılamadığı için 1 Mart tezkeresinin ardından gözyaşı mı dökmüyor hâlâ! Lütfen şu “demokrasi” için AKP’nin ne yaptığını şöyle bir sayıp döker misiniz? ??? AKP’nin “daha fazla demokrasi” istediği doğrudur! Ama bunu sadece kendisi için istediği, doğruların da doğrusudur! AKP, neredeyse bütün atamalarını kendi türünden yaptı! Zerre kadar liyakat aramadı, sadece yandaş, sıkmabaş, türbanlı, dindarlık, cemaat! İşte AKP’nin Türkiyesi bu değil miydi? AKP sistemin hemen her başını, kıçını; sistemin her ayağını ele geçirmek çabasında olmadı mı! Ey nevzuhur demokratik Müslimin! Oldu mu, olmadı mı!? AKP’nin, sistemi yıkma pahasına, Cumhurbaşkanlığını mutlak suretle ele geçirme çabasının anlamı nedir? AKP demokratik yönetim mi sergiledi? Bugüne kadar yaptığı icraatlarda, Meclis’te veya belediyelerde, halka fikrini mi sordu? “Paydaşlarıyla” uzlaşma mı aradı? Ne yaptı? “Çoğunluk benim, benim dediğim dedik ve çaldığım düdük” demedi mi? Bu düdükleri “demokrasi” sesi mi veriyordu? Yoksa, demokratik Müslimin, sizler hepiniz, “Bu kadar ayıp kadı kızında da olur” mu diyorsunuz? ??? AKP, evet daha çok demokrasi istiyor! Ama bunu sadece, kendi iktidar alanını daha genişletmek, düşüncelerini daha çok hayata geçirmek, dinci iktidarını, ülkede geri dönülmez bir düzeye getirmek için yapıyor! Erdoğan, TÜSİAD’daki konuşmasında, bu uğurdaki mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğine ilişkin, neredeyse “yemin etti”! Onun bu “demokrasi” mücadelesine destek verenlere hayırlı uğurlu olsun diyemeyeceğim... Onları tam bir düşünce aldanması (bazıları fikir ve çıkar namussuzluğu gibi çok kaba bir deyim kullanıyor, onları kınıyorum!) içinde görmek ve ülke için üzülmek gerekir!.. Daha fazla demokrasi mücadelesini, anlaşılan öncelikle bu zevata karşı vermek gerekiyor! S ilah tüccarlarından, CIA ajanlarına, CEO’lardan yazarlara kadar birçok kesimden davetli, 3 Haziran’a kadar yarım asırdır olduğu gibi bu yıl da dışarıya sızdırılmayacak konuları ele alacak. Toplantılar sonrası bildiri yayımlanmayacak T ürkiye’de en son 1975 yılında İzmir Çeşme’de yapılan toplantıların bir diğer ilginç yönü ise uluslararası medya devlerinden birçok üst düzey gazetecinin katılıyor olmasına karşın, basında bu konuda yazılıp çizilenlerin çok sınırlı kalması. “U lusal egemenlik yok... ülke sınırları yok... tek para birimi, tek banka ve tek ekonomik sistem... zihinler denetim altında, düzen yeni dünya düzeni...” Bilderberg karşıtları yarım asırdır kapalı kapılar ardında yapılan toplantıları bu sözlerle eleştiriyor. NECDET ÇALIŞKAN okuluslu şirketler ve gelişmiş ülkelerin üst düzey yöneticilerinin katıldığı ve dünyanın en gizli organizasyonlarından biri olduğu iddia edilen Bilderberg 2007 toplantıları bugün İstanbul’da başlıyor. Basına kapalı olarak gerçekleştirilen ve katılımcıların toplantılarda konuşulanlar hakkında dışarıya bilgi ver(e)mediği Bilderberg’in bu yıl 31 Mayıs3 Haziran tarihleri arasında yapılacak olan buluşmasında İran, enerji politikaları, Büyük Ortadoğu Projesi ve Türkiye’nin AB süreci gibi konuların ele alınması bekleniyor. Kurulduğu 1954’ten bu yana “dünyaya yön veren elit kulüp” tartışmalarına sahne olan Bilderberg’e, bu yıl aralarında küresel finans ve silah ticareti devi Rothschild, ABD’nin önde gelen yeni muhafazakâr düşünce kuruluşu Hudson Institute, Bush ailesi ve Suud Hanedanlığı arasındaki ticari ilişkilerle gündeme gelen Carlyle Group gibi kuruluşların yanı sıra eski ABD Dışişleri Bakanı Henry A. Kissinger, eski ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard C. Holbrooke, Rockefeller şirketi başkanı David Rockefeller, eski Dünya Bankası Başkanı James D. Wolfensohn, Avrupa Merkez Bankası Başkanı JeanClaude Trichet gibi isimlerin gelmesi bekleniyor. TÜRK KATILIMCILAR İstanbul’da nerede yapılacağı “güvenlik” gerekçesiyle kamuoyundan gizlenen toplantılar için Türkiye’den ise Devlet Bakanı Ali Babacan, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Kemal Derviş, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Yeni Şafak Gazetesi yazarı Fehmi Koru ve Referans gazetesi yazarı Cengiz Çandar davetliler arasında. ABD, Kanada ve Avrupa’dan birçok gelişmiş ülkenin ekonomi bakanı ve üst düzey yöneticilerinin davet edildiği toplantıyı Financial Times, The Economist ve Le Figaro gibi yayınlardan gazeteciler de takip edecek. Microsoft, Royal Dutch Shell, DaimlerChrysler, Deutsche Post AG, Axa, Lafarge, CocaCola, fiyat ise Bilderberg’in 2007 İstanbul buluşmasında yer alacak olan başlıca çokuluslu şirketler. Hollanda’da Oosterbeek şehrindeki Bilderberg Oteli’nde 1954’te Hollanda Prensi Bernhard ve sosyolog Retinger tarafından kuruldu. 32 yıl sonra tekrar Türkiye’de İslamcıların duruşunu değiştiren buluşmalar Y RESMİ SERMAYE GAYRİ ÖRGÜTÜ İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa ve ABD arasındaki ilişkileri ve ortak strateji belirlemek amacıyla oluşturulan Bilderberg grubu, küresel stratejilerinin ele alındığı gayri resmi sermaye örgütü olarak da tanımlanıyor. Geçen yıl Kanada’da yapılan toplantıların en temel özelliği ise “gizlilik”. Hatta çoğu buluşmanın hangi otelde olacağı, toplantılar başlayana kadar kamuoyunda açıklanmıyor. Otelin çevresi basının yaklaşmasını, fotoğraf çekmesini engellemek için çembere alınıyor. Toplantıda görüşülen konular kamuoyuyla paylaşılmadığı gibi, salona kâğıt kalem sokulmasına bile ‘sıcak’ bakılmıyor. ıllardır, komplo teorisyenleri tarafından “gizli dünya hükümeti” olmakla suçlanan Bilderberg toplantılarının bu yıl İstanbul’da yapılacak olan buluşmasının Silivri’deki Klassis Otel’de düzenlenmesi bekleniyor. Gazeteci Cengiz Çandar geçen ayki bir yazısında, “Bu yılın katılımcıları arasında ben de varım. Gizli dünya hükümeti nasıl bir şeymiş, görmüş olacağız” derken, iki yıl öncesine kadar Bilderberg’i en sert dille eleştirenler arasında yer alan Yeni Şafak gazetesi yazarı Fehmi Koru, geçen yıl Kanada’nın Ottowa kentinde yapılan zirveye katılması için yapılan daveti kabul etmiş, ardından da “Bilderberg’de Üç Gün” başlığıyla toplantılardaki sıkı güvenlik önlemlerini ve izlenimlerini aktarmıştı. Koru, gelecek yıllar için de Bilderberg’e Fehmi katılmayı umduğunu Koru söylemişti. ilderberg toplantılarına muhalif olan yazar ve gazeteciler de İstanbul’da Alternatif Bilderberg buluşması düzenleyecek. Uzun yıllardır Bilderberg toplantılarını inceleyen American Free Press’ten Jim Tucker başta olmak üzere Bilderberg karşıtları Sirkeci’deki Orient Express Hotel’de buluşacaklarını duyurdular. Katılımın ücretsiz olduğu antiBilderberg, 30 Mayıs4 Haziran tarihleri arasında. Hollanda’da Oosterbeek şehrindeki Bilderberg Oteli’nde 1954’te kuruldu. Kurucuları Hollanda Prensi Bernhard ve Polonyalı sosyolog Joseph Hieronim Retinger. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa ve ABD arasındaki işbirliğinin simgesi olarak ortaya çıktı. ABD’den Dış İlişkiler Komisyonu (CFR) ve ABDJaponyaAvrupa ortak düşünce kuruluşu Trilateral ile ortak çalışmaları var. Dünyanın geleceği ve küreselleşme konusunda her yıl farklı ülkede toplanır. Toplantıya gelişmiş ülkelerin yaklaşık 130 siyasi ve ekonomik ‘eliti’ davet ediliyor. Toplantılarda, o ülkenin istihbarat örgütü ile birlikte CIA güvenliği sağ B lar. Her yıl yapılan toplantıların nerede (hangi otelde) yapılacağı, son ana kadar gizleniyor. Bu konudaki en geleneksel ipucu ise otelin sıkı bir güvenlik sağlanabilecek konumda olması ve golf tesisinin bulunması. Türkiye’de daha önce 1820 Eylül 1959’da İstanbulYeşilköy’de ve 2527 Nisan 1975’de İzmirÇeşme’de toplandı. Sırların ardındaki kulüp Kanadalı gazeteci Estulin, “Kulüp Bilderberg” adlı kitabı ile bu buluşmaların karanlık noktalarına ışık tutmaya çalışıyor ürkiye, içeriğini bilmediği Bilderberg toplantılarına ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, yaklaşık 15 yılını bu örgütü araştırmaya ayırmış olan Kanadalı gazeteciyazar Daniel Estulin, “Kulüp Bilderberg” adlı kitabı ile bu buluşmaların karanlık noktalarına ışık tutmaya çalışıyor. April Yayıncılık tarafından geçen günlerde Türkiye’de de yayımlanan kitapta Estulin, şu saptamalarına yer veriyor: “Dünyanın en güçlü adamları ilk kez 1954 yılında, Oosterbeck adlı küçük Hollanda kentindeki lüks Bilderberg Oteli’nde bir araya geldiler. Tüm hafta sonu dünyanın geleceğini tartıştılar.” “Toplantılar biterken her yıl görüş alışverişi yapmak ve uluslararası ilişkileri çözümlemek için buluşmayı kararlaştırdılar. Kendilerine Bilderberg Kulübü adını verdiler. O zamandan bu yana, insanlığın geleceği hakkında kararlar vermek için her yıl lüks bir otelde bir araya Mit mi, gerçek mi lusal egemenlik yok... ülke sınırları yok... tek para birimi, tek banka ve tek ekonomik sistem... zihinler denetim altında, düzen yeni dünya düzeni...” George Orwell’ın 1984 kitabından alıntı gibi görünsede, karşıtları yarım asırdır kapalı kapılar ardında yapılan Bilderberg toplantılarını bu sözlerle eleştiriyor. 1996’da Toronto’da yapılan Bilderberg toplantılarına katılan dönemin Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel ile Dışişleri Bakanı Emre Gönensay’ın yurda dönmesinden sonra Türkiye’de hükümet düştü. Hükümetin düşmesi, İslami söylemli Refah Partisi’nin yolunu açtı. Hükümetteki bu değişiklik Bilderbergcilere Hıristiyan Avrupa’nın etnik gerilim yaratan ve bölgesel istikrarı bozan yumuşak karnında İslami etkinlik oluşturmak için altın anahtar sundu. Bill Clinton: Bilderberg toplantısına 1991’de katıldı; Demokrat Parti adaylığını kazandı ve 1992’de Başkan seçildi. Tony Blair: Bilderberg toplantısına 1993’te katıldı; 1994’te parti başkanı oldu ve 1997’de Başkan seçildi. George Robertson: Bilderberg’e 1998’de katıldı; 1999’da NATO Genel Sekreterliği’ne atandı. Romano Prodi: Toplantılara 1999’da katıldı; aynı yılın eylülünde Avrupa Birliği Başkanı olarak yemin etti. 2006’da İtalya Başbakanı seçildi. “U ? T geliyorlar.” “50 yılı aşkın geçmişi boyunca toplantıların basın tarafından izlenmesine asla izin verilmedi, katılımcıların vardığı sonuçlar konusunda hiçbir açıklama yapılmadı.” “Bilderberg Kulübü’nün daha özgür koşullar altında görüşmesini sağladığı şüphesiz; ancak dünyanın en güçlü insanları o toplantılarda nelerden söz ediyor?” “Her ülke karakteristik olarak üç delege gönderir: Bir iş dünyası lideri, bir bakan (veya parlamenter), bir entelektüel (ya da periyodik yayınlardan birinin başeditörü).” “Bilderberg Kulübü’nün en çok çekindiği şey, organize kitlesel direniştir. Kulübün hedefleri ana hatlarıyla şöyledir. Tek küresel para, tek uluslararası kimlik, tek hukuk sistemi, tek dünya devletişirketi...” obursali?cumhuriyet.com.tr. Hizbullah’ın eylemleri kitaplaştırıldı ? DİYARBAKIR (AA) Terör örgütü Hizbullah adına çok sayıda saldırı düzenledikleri gerekçesiyle 20’si hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen toplam 34 sanıkla ilgili hazırlanan gerekçeli karar kitapta toplandı. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nce “Hizbullah Ana Davasının Gerekçeli KararıDiyarbakır ve Batman Eylemleri” ismiyle 302 adet olarak kitap haline getirilen gerekçeli karar, hâkim ve savcıların yanı sıra sanık ve avukatlarına dağıtılacak. Kitapta Hizbullah adına 19921994 yılları arasında Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 71 adam öldürme, 90 adam yaralama, çok sayıda bombalı saldırı, adam kaçırma ve sorgulama eylemleri detaylarıyla yer aldı. Toplam 1100 sayfadan oluşan gerekçeli kararın, Türkiye’de Hizbullah ile ilgili bugüne kadar yazılmış en kapsamlı gerekçeli karar olduğu belirtildi. Toplantıları basının izlemesine izin verilmiyor. Kanadalı gazeteciyazar Daniel Estulin CUMHURİYET 06 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear