26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20 MAYIS 2007 PAZAR 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Talat Enlil’in resimleri 31 Mayıs’a kadar TEM Sanat Galerisi’nde görülebilir SANATA BAKIŞ SELMİ ANDAK Eylem olarak soyutçuluk KAYA ÖZSEZGİN İDSO Konserinde Ender Sakpınar İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nın (İDSO) konserleri serisinde 2007 yılının ilk haftasında çok önemli ve repertuvarı ilginç bir dinletiyi, ülkemizin uluslararası kariyeri olan bir şefin (Ender Sakpınar’ın) yönetiminde izlemiştik. Bu konserin solisti keman virtüözlerinden Florin IonescuGalati idi. Atatürk Kültür Merkezi’nin Büyük Salon’unda dinletilen bu konser, gerek repertuvar gerekse şef ve solist açısından unutulmaz bir müzik şöleni yaşatmış oldu. Önce, bir süreden beri özlemini duyduğumuz orkestra şefi Ender Sakpınar dinleyenlere anılarda kalacak bir seslendirmeyi ve yorumu tekrar anılarımıza eklemiş oldu. Ender Sakpınar’ın özgeçmişinde özetle: Ankara Devlet Konservatuvarı Kompozisyon Bölümü’nü Prof. Ercivan Saydam’ın öğrencisi olarak bitirmiş olduğu, sonra Fransa’da “Paris Ecole Normale de Musique”te yüksek armoni, kontrpuan, füg derslerini bitirdiği ve 1982 yılından sonra Fransız hükümetinin burslusu olarak orkestra bölümünden birincilik ödülü aldığı bilinir. Yurtiçi ve yurtdışı konserlerinde orkestra şefi olarak başarılar kazandığı, radyo ve TV programlarına şef olarak katıldığı, ayrıca İtalya’da Omagio Venezia Festivali’nin açılışına katıldığı, 1987 yılından beri İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’nın şefliğini yaptığı, 1991’de Stockholm Folk Operası konuk şefi görevini üstlendiği, 1997 yılında “Ege Senfoni Orkestrası”nı kurduğu, günümüzde orkestra şefi ve genel müzik direktörü olarak ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası Sanat Danışmanı görevini de üstlendiği bilinmektedir. İzlediğimiz İDSO konserinde program: M. Paganini’nin “Re majör Op. 6 No. 1 Keman Konçertosu”, Aram Haçaturyan’ın (19031978) “Spartaküs ve Gayaneh Bale Süiti’nden Seçmeler”, Georges Bizet’nin (18381875) “L’Arlesienne Süiti’nden Bölümler” eserlerini içeriyordu. Konsere solist olarak katılan viyolonist Florin IonescuGalati keman ustaları arasında genç yaşına rağmen sayılı virtüözlerden biri olarak tanımlanır. Florin IonescuGalati, Romanya’da, 1970 yılında Bükreş’te doğdu. Müziğe 4 yaşında iken babası kemancı ünlü Ilarion IonescuGalati’nin yanında başladı. Florin Ionescu Galati, Braşov Müzik Okulu’na devam etti ve 1989 yılında Bükreş Müzik Akademisi öğrencisi olarak, öğretmeni Prof. Stefan Gheorghiu’nun yanında çalıştı. İlk konserini 10 yaşında kemancı kariyeriyle vererek başarılı oldu. Bu arada Ulusal Radyo Orkestrası eşliğinde ünlü besteci Kabalevski’nin eserini çalarak başarılı oldu. Florin IonescuGalati özellikle Mozart, Vivaldi, Bach, Beethoven, Bruch, Vienavski, Paganini ve diğer büyük bestecilerin konçertolarını çalarak yorumlarında tanındı. Romanya ile birlikte Kanada, Yunanistan, Türkiye, İtalya, Bulgaristan, ABD, İsviçre, Rusya, Almanya, Fransa ve müzikle bağlantılı birçok il ve ülkede verdiği konserler ile evrensel bir kariyere ulaşan Florin IonescuGalati, aynı zamanda babası ile birlikte ülkemizdeki sanat çevrelerinde ve konserlerine gelenlerce çok sevilen bir sanatçı... 5 Mart 1993 tarihinde Romanya’da Braşov Filarmoni Orkestrası Devlet Solisti oldu. Bu arada Vivaldi’nin “L’estro Armoniso” yapıtının kaydı dünya müzik endüstrisinde başyapıt olarak ilgi görüyor. İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nın şef Ender Sakpınar yönetimindeki konserine solist olarak katılan kemancı Florin IonescuGalati etkinliğinde başkemancı görevini Ayşe Özbekligil üstlenmişti. Soyutçuluğun ifade olanakları kendi sınırlarını genişletebildiği ve ortalama kavramları aşabildiği oranda verimli sonuçlar elde edebiliyor. Resim sanatımızda bu gerçeği, uluslararası düzey ölçütlerine uyum sağlama endişesi duymadan özgür alanlara doğru açılım gösterebilen sanatçılar görebilmişlerdir. Farklı örneklerden yola çıkarak şunu söylemek mümkün: Figür gibi soyutçu anlayışın da tekrar çıkmazında kendini tüketmemesinin başta gelen koşullarından biri, biçimin yaşayan özünü işleyip olgunlaştırmak ve onun yaşamla bağını kesmemektir. Sanatın içerdiği başka eğilimler gibi, soyutçu eğilim de tıkızlaşma tehlikesine karşı direnerek yol alabildiği ve yeni bulgularla beslenebildiği zaman varlık nedenini ayakta tutabilir. Gizemli bir tat katıyor Moore’un ‘Sicko’su tam bir yumruk gibiydi Cannes’da ‘İnsanlık’ UĞUR HÜKÜM Birkaç yıldır çalışmalarını ilgiyle izlemekte olduğum Talat Enlil’in son beş yıl içinde aldığı yol, soyutçuluk doğrultusunda edindiği deneyim birikiminin olumlu katkıları üzerinde gelişmektedir. İkibinli yılların başında, yoğun boya hamurunun pelteleşmiş dokusunu merkeze alan siyah ve sarı ağırlıklı resimler dikkat çekiyordu. Bu resimlerde karanlık bir odada göz yanıltma yoluyla görüntüler elde etmeye (fantasmagori) dayalı doğaüstü biçimler egemendi. Kimi yerde bu biçimler çözülüyor gibi görünse de sonuçta varılan nokta, kalın boya katmanının simgeleştirdiği içsel bir oluşumun dışavurumu çevresinde düğümleniyordu. Bir süre sonra bu boyasal işlem, tablonun zemininde duru siyah bir fona dönüşerek işlevini tamamladı. Bu zemin üzerinde ince çizgilerle birbirine bağlanan işlek renk yumakları oluşmaya başladı. Sanatçı, bir resmine isim olarak seçtiği ifadeyle, kendine özgü bir “direniş çizgisi” yakalamaya çalışıyor, o zamana kadar yaptıklarını yeni ve farklı bir anlam dağarcığı içinde sorgulamaya yöneliyordu. Tablonun arka planıyla onu tırmalayan biçimler arasında farklı bir arayış söz konusuydu. Bir tabloda, bütün bunlar bir anda duruluyor, yataydikey dengesi beklenmedik bir aşamada devreye girebiliyordu. Konuştuğu dille yaptığı işler arasında farklı ilişki kodları arıyor olması, Talat Enlil’in soyut resimlerine gizemli bir tat katıyor, onları deneyimsel bir alana doğru çekiyordu. Birbirinden farklı branşlarda eğitim görmüş olmasının da ona bu yönde hazırlayıcı düşünsel bir taban oluşturduğu söylenebilirdi. ‘Mini retrospektif’ Yeni resimlerinde bir durulma aşamasının varlığı dikkat çekiyor. Ayrıntıdan ve dekordan olabildiği ölçüde uzak durmayı ilke edinmiş olan kuşakla Enlil arasında bir sözbirliği var sanki. Ama onun bu amaç çevresinde biçimlenen çalışmaları, bir süreçle bağlantılı olduğundan spekülasyona açık değil. Ayrıca kendi sesine kulak vermek gibi küçümsenmeyecek bir ilkesel tavrı da var. Yeni sergisine 1990’lı yıllara kadar geriye giden işlerini koyarak bu sesin hangi dönemeçlerde alçalıp yükseldiği hakkında izleyicinin gözlemine fırsat veren bir “mini retrospektif” kurması, söz konusu ilkesel tavrı biraz daha somutlaştırmış oluyor. Bu arada desenlerden seçmeler de yer alıyor sergide. Birer ön çalışma olarak bu desenlere bakmak yanıltıcı olabilir. Çünkü onlardaki çizgi ve leke oluşumları, boyaresimlerin öncül işleriyle sınırlı kalmamak gibi daha kapsamlı amaçları düşündürmektedir. Değinilmesi gereken bir başka nokta, resimleri oluşturan soyutçu tekniğin, anlamsal açıdan onları kuşatan somut içeriklerle dolu olmalarıdır. (Sergi 31 Mayıs’a kadar görülebilir. Tel. 0212 247 08 99) “Kâr, varsa yoksa kâr” dünyasının acımasız bir sanayi ve ticaret çarkına dönüştürdüğü sinemanın Mekke’si Cannes’da insanlık ne gezer demeyin… Zira icabında öylesi bir âleme haddini bildirmeye kararlı hacıların en babaları yine sinemadan geliyor. Cumartesi sabahı Resmi bölümün yarışma dışı gösterilen, Amerikalı militan sinemacı Michael Moore’un ‘Sicko’su tam bir yumruk gibiydi. Moore, Amerikan sağlık sektöründen çıkarak, ABD patentli liberal bir yaşamın geleceğimizi nasıl ‘insanlık’ dışı sağlıksız bir karanlığa sürükleyeceğini anlatıyordu. ‘La Question Humaine / İnsan Sorusu Sorunu’, Fransız angaje sinemasının son yıllarda ön plana çıkan isimlerinden Nicolas Koltz’un ‘Yönetmenlerin Onbeşi’nde gösterilen son filmi. Aralarında daha önce gerçekten beğeni toplamış ‘Parya’ (2000), ‘Yara’ (2004) gibi ‘DocuFiction / Yarı Belgesel Yarı Konulu’ nitelenen 4 uzun metrajlı filmi olan Klotz bu kez François Emmanuel’in aynı isimli romanını sinemaya uyarlamış. Çokuluslu bir petrokimya tekelinde çalışan bir psikolog, tesadüfen, kuruluşunun geçmişte Nazilerle olan yakınlığını keşfediyor. Liberation gazetesine göre Klotz yalnızca, “Çağdaş liberalizmin Nazizm’in genetik ve kalıtımsal uzantısı olduğu tezini ustalıkla sergilemekle kalmıyor, aynı zamanda ‘insanca’ bir umut mesajı da yolluyor.” ‘Belirli Bir Bakış’ Resmi yarışmada heyecanla beklenen Joel ve Ethan Coen biraderler filmi ‘Yaşlı Adamlara Ülke Yok’ bizde tam düş kırıklığı yaratırken, bir başka belgesel, 1941 Tahran doğumlu, İsviçre kökenli Fransız yönetmen Barbet Schroeder ustanın ‘Jacques Verges – Terörün Avukatı’ yüreğimize su serpti. İnsanlığın o kadar da ucuza harcanamayacağını, kalıpların kişileri, devirleri, siyasetleri kolaylıkla açıklayamayacağını gösterme gayretinde olduğu için… ‘Belirli Bir Bakış’ bölümünde hayatımızda ilk kez görebileceğimiz bir Estonya filmini kaçırdığımıza üzüldük. 1980 doğumlu genç kadın yönetmen Kadri Koussar’ın birinci uzun metrajlı ‘Magnus’da, tedavisi olanaksız denen bir hastalığa karşı yaşam mücadelesi veren küçük bir çocuk ve babasının özgün ‘insani’ hikâyesini anlattığı için… İzlediğimiz 5 Resmi Yarışma filminin ortalama kalitesinin yüksek olmasına karşın genç Rumen yönetmen Cristian Mungiu dışında gönlümüzdeki Altın Palmiye’yi sunacağımız bir eser henüz gözümüze çarpmadı… TOKAT AİLE MAHKESİ’NDEN İLAN Esas No: 2006/103 Karar No: 2007/61 Davacı Hümeyra BIYAN tarafından davalı İbrahim BIYAN aleyhine açılan Boşanma Davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, Davacının davasının kabulü ile, Tokat iliMerkezBağbaşı Mah/Köy Cilt No:78, Hane No: 51’de nüfusa kayıtlı iken evlenmekle Sivas İliMerkezKılavuz Mah/Köy, Cilt No: 23, Hane No: 29’da sıraya giden Remzi ve Huriye’den olma, Kolonya 12.03.1980 doğumlu, T.C. Kimlik No: 10694439512, (BSN:90) olan Hümeyra BIYAN (GÖKTAŞ) ile davalı Sivas İliMerkez Kılavuz Mah/Köy, Cilt No:23, Hane No: 29’daki sıraya giden, Sivas 01.02.1966 doğumlu, (T.C.Kimlik No:Y 10481436684, BSN:51) olan, Şaban ve Saliha’dan olma İbrahim BIYAN’ın TMK’nun 166/12 maddesi uyarınca EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİ İLE BOŞANMALARINA, tarafların müşterek çocukları İbrahim ve Hümeyra’dan olma Tokat, 05.01.2000 doğumlu Hüseyin BIYAN’ın velayeti davacı anneye verilmesine, velayeti anneye verilen müşterek çocuk ile baba arasında babalık duygularının tatmini ve çocuğun ruhi ve fiziksel gelişimi için aynı şehirde oldukları takdirde her ayın 1 ve 3. cumartesi, sabah 10.00’dan Pazar akşam 18.00’e kadar, dini bayramların 2. günü her yılın Temmuz ayının 1. günü, saat 10.00’dan 31 Temmuz günü saat 18.00’e kadar şahsi ilişki düzenlenmesine tarafların aynı şehirde yaşamaları halinde, çocukların okul durumlarının etkilememek şartı ile sömestr tatilinin MEB tarafından belirlenecek ilk bir haftası 7 gün ilk gün sabah saat 10.00’dan 7. gün son günü saat 18.00’a kadar her yıl 115 Ağustos tarihleri arasında ilk gün 10.00’dan son gün 18.00’e kadar müşterek çocuğun babaya teslimi sureti ile müşterek çocuk ile baba arasında şahsi ilişki tesisine, TMK’nun 353 ve Velayet ve Vesayet tüzüğünün 4. maddesi gereğince çocuğa ait mal varlığı varsa dökümünü gösteren bir defter vermek ve bu mal varlığında veya yatırımlarda gerçekleşen önemli değişiklikleri bildirmek için velayet hakkı kendisine verilen anneye kararın tebliğinden itibaren 1 ay süre verilmesine, 23.02.2007 tarih, 2006/103 Esas2007/61 Karar sayılı ilamı ile karar verilmiştir. Davalı İbrahim BIYAN’ın adına bildirilen adreslere çıkarılan tebligatların tebliğ edilemeyerek iade edildiği, tüm araştırmalara rağmen adresinin tespit edilemediği, dava dilekçesinin davalıya ilanen tebliğ edildiği anlaşıldığından işbu ilanın, ilan tarihinden itibaren 15 gün içerisinde adı geçen tarafından mahkememizce verilen kararın temyiz edilmediği takdirde, kesinleşeceği tebligat yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. (Basın: 14673) BANDIRMA ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2006/143 Davacı Saadet Başaran vekili tarafından mahkememize açılan gaiplik davasına esas olmak üzere; Balıkesir ili, Bandırma ilçesi, Bentbaşı Mahallesi, No: 2, Hane ne No: 30, Birey Sıra No: 24’te nüfusa kayıtlı davacının eşi Seyit Seremi (Karabacak) kardeşi olan Yaşar Karabacak’ın 30 sene önce yurtdışına çıkmak üzere evinden ayrıldığını, aradan uzun yıllar geçmesine rağmen haber alınamadığını ve nerede olduğu bilinmediğini belirterek gaipliğine karar verilmesini talep ettiğinden, Tevfik ve Emine (Bandırma 25.04.1942 doğumlu YAŞAR KARABACAK’ı (Şeremet) tanıyanların ve ne olduğunu bilenlerin işbu ilanın yayınlandığı tarihten itibaren 3 ay içerisinde mahkememizin 2006/143 esas sayılı dava dosyasına bildirmeleri, aksi halde adı geçenin gaipliğine karar verileceği ilan olunur. 29.12.2006 Basın: 29183 GELİBOLU SULH HUKUK MAHKEMESİ Sayı Esas No: 2006/169 Davacı 282 Sayılı Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifi vekili Av. Işık Tülümen tarafından davalılar Oktay Doğan ve arkadaşları aleyhine mahkememize açılan Ortaklığın Giderilmesi davasının yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karar gereğince; Adına tebligat yapılamayan ve zabıta araştırmasında da adresleri tespit edilmeyen, İsmail Hakkı ÜNALAN MİRASÇILARI, Ethem Alper ÜNALAN, Ali Taner ÜNALAN, Nurgül ÜNALAN, Ramazan ALTUÇ, MİRASÇILARI Sevim GÜRAL, Emine ÜNAL, Demir SAĞIR, MİRASÇILARI Şükran SAĞIR, Ergün SAĞIR ve Mesut SAĞIR’a bugüne kadar bildirilen adreslerine duruşma gün ve saatini bildirir tebligat yapılamadığı ve zabıta araştırmasında da adresi tespit edilemediğinden; mahkememizde Ortaklığın Giderilmesi davasında gazete ilanı yapılmasına karar verildiğinden; davalılara duruşma günü olan 05/06/2007 günü saat 10.20’de mahkememizde hazır bulunmaları veya kendilerini bir vekil ile temsil ettirmeleri, aksi takdirde davanın gıyabında sonuçlanacağı hususu İLANEN tebliğ olunur. 24.01.2007 (Basın: 14757) ÇATALZEYTİN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’NDEN SAYI ESAS No: 2007/20 Davacı Kastamonu İl Özel İdaresini temsilen, Kastamonu Valiliği tarafından davalı Şükrü Uzun ve Hüsnü Yılmazer hakkında mahkememize ikame olunan kamulaştırma bedelinin tesbiti ve tescil davasında, Kastamonu İl Özel idaresini temsilen, Kastamonu Valiliği tarafından aşağıda belirtilen taşınmazların üzerine daimi irtifak hakkı kamulaştırılması yapılarak bedelinin tesbiti ile kamulaştırılan kısmın, Kastamonu İl Özel İdaresi adına tapuya tescili talep edilmiştir. 1 Kastamonu ili, Çatalzeytin ilçesi, Arıca köyü, Eskiköy mevkiinde bulunan, batısı orman, kuzeyi Şükrü Uzun, güneyi Şükrü Uzun, doğusu Hüsnü Yılmazer tarlası ile çevrili 119,38 m2’lik kamulaştırma haritasında 1 numaralı olarak işaretlenmiş taşınmaz, 2 Kastamonu ili, Çatalzeytin ilçesi, Arıca köyü, Eskiköy mevkiinde bulunan, batısı Şükrü Uzun, kuzeyi Hüsnü Yılmazer, güneyi Hüsnü Yılmazer, doğusu Şükrü Uzun tarlası ile çevrili kamulaştırma haritasında 2 numaralı ile işaretlenmiş 42,68 m2 bölümündeki taşınmaz, 3 Kastamonu ili, Çatalzeytin ilçesi, Arıca köyü, Eskiköy mevkiinde bulunan, batısı Hüsnü Yılmazer, kuzeyi Şükrü Uzun, güneyi Şükrü Uzun, doğusu dere yatağı olan kamulaştırma haritasında 3 numara ile işaretlenmiş 201,59 m2’1ik taşınmaz. Kamulaştırma yasasının 10. maddesi gereğince ilan tarihinden itibaren 30 gün içerisinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal veya adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açabileceği, açılacak davalarda Kastamonu Valiliği İl Özel İdaresi’ne husumeti yönelteceği, 30 gün içerisinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanların dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını, belgelendirmedikleri takdirde kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve mahkemece tesbit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malın kamulaştırmayı yapan idare adına tescil edileceği, Mahkemece tesbit edilen, Kamulaştırma bedelinin hak sahipleri adına T.C. Ziraat Bankası Çatalzeytin şubesine yatırılacağı, ilgililerin konuya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delillerinizi tebliğ tarihinden itibaren, 10 gün içerisinde mahkemeye yazılı olarak bildirmeleri gerektiği, duruşmaya gelinmediği veya bir vekil tarafından temsil edilinmediği takdirde yargılamaya yoklukta devam edileceği ve karar verileceği, ihtaren TEBLİĞ OLUNUR (Kamulaştırma Kan. 10. md. HMUK. 509. mad) (Basın: 22419) 2006/446 Esas 2007/61 Karar Davacı İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından davalı Olgun Balcı aleyhine açılan işgal tazminatı davasında; Mahkememizin 2006/446 esas, 2007/61 karar sayılı 22.3.2007 tarihli kararı ile “Davanın kabulüne, 88.100.00 YTL ecrimisilin dönemleri sonu itibarıyla yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Harçlar Kanunu gereğince 4.757.40 YTL ilam harcından peşin alınan 1.189.350 YTL’nin mahsubu ile kalan 3.568.05 YTL bakiye harcın davalıdan tahsiline, davacı vekiline takdir olunan 7.586.00 YTL. ücreti vekalet ile davacı tarafından yapılan 1.626.77 YTL. mahkeme masrafının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, yasa yolu açık olrnak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda karar verilmiş olup; Kararın davalı OLGUN BALCI’ya tebliği yerine geçmek üzere İLANEN TEBLİĞ OLUNUR. 11.4.2007 (Basın: 26760) FATİH 3. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ’NDEN SAYI: 2006/385 Davacı İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü vekili tarafından davalı Olgun Balcı aleyhine açılan Ecrimisil davasında: Emniyettepe Mah., K.Karabekir Cad. Eczane Sok. No:2/A Eyüpİstanbul adresinde tebligat yapılamayan davalı Olgun Balcı’nın emniyet marifeti ile de adresi mümkün olamamış, bu suretle davalıya dava dilekçesinin ilanen tebliğine, yargılamanın 20.06.2007 günü saat: 10.30’da yapılmasına karar verilmiş bulunduğundan, muhatabın bizzat mahkememizde hazır bulunması veya kendisini kanuni bir vekil ile temsil ettirmesi, gelmediği takdirde HUMK. 213/2 maddesi gereğince gıyabında devam olunacağı, dava dilekçesinin tebliği yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 14.05.2007 (Basın: 26759) FATİH 1. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ’NDEN CUMHURİYET 14 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear