17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12 MAYIS 2007 CUMARTESİ 6 HABERLER Turan Samast, yeğeni O.S’nin 2 arkadaşıyla birlikte ve kırmızı bir BMW otomobil ile geldiğini söyledi Dink’in katilini İstanbul’a kim getirdi? İstanbul Haber Servisi Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen yazıda katil zanlısı O.S’nin olay yerinden kaçarken 5 ayrı kamera tarafından görüntülendiği belirtildi. Olayın ardından ifadesine baş CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU ? Polis muhbiri Erhan Tuncel’in Dink’in öldürülmesinden dört gün önce İstanbul’a geldiği ortaya çıktı. Tutuklu sanıklarından Zeynel Abidin Yavuz’un da cinayetten iki gün önce Gaziantep’ten havayolunu kullanarak İstanbul’a geldiği belirlendi. vurulan O.S’nin dayısı Turan Samast yeğeninin madde bağımlısı olabileceğini belirtti. Turan Samast, O.S’nin İstanbul’a iki arkadaşı ile kırmızı renkli BMW marka otomobil ile geldiklerini belirterek “Belindeki bakır renkli tabancayı görünce ‘Bu silah ne’ diye sordum. ‘Ne olacak dayı, herkeste var’ dedi. Saat 09.00 gibi dayısı Yaşar Samast’a gideceğini söyleyerek evden ayrıldı. Saat 18.00 sıralarında geldiğinde saç ve sakalını kesmişti. Birkaç dakika sonra dayısı Yaşar Samast’ın yanına gideceğini söyleyerek evden ayrıldı. Bir saat sonra tekrar geri geldi, birlikte akşam yemeği yedik. Hrant Dink’in öldürülmesi olayını haberlerde izledik ve saat 22.00 sıralarında yattık. Ertesi gün de kahvaltı yaparak Yalova’ya gideceğini söyledi. Sabah 09.00’da silahını beline taktı. ‘İstanbul karışık, silahla mı gideceksin’ diye sordum. O da ‘Bir şey olmaz, gömer ya da çöpe atarım’ dedi. 20 Ocak’ta televizyonda gördüğüm şahsın O.S. olduğunu anladım” dedi. Erhan Tuncel’in de Dink’in öldürülmesinden dört gün önce İstanbul’a geldiği ortaya çıktı. Sanıkların Trabzon dışına çıkıp çıkmadıklarını havayolu şirketleri aracılığıyla araştıran İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, Tuncel’in olay tarihinden 4 gün önce, Ankara’dan İstanbul’a uçakla geldiğini belirledi. Yasin Hayal’in de 20 Aralık tarihinde ADA İstanbul uçuş koduyla seyahat ettiği belirlenirken tutuklu sanıklarından Zeynel Abidin Yavuz’un da cinayetten iki gün önce Gaziantep’ten havayolunu kullanarak İstanbul’a geldiği ortaya çıkarıldı. O.S’nin cinayetten bir gün önce İstanbul Bayrampaşa’daki üç ayrı kontörlü telefon bayiinden Ahmet İskender’i bir kere, O.Ö’yü de dört kere aradığı belirlendi. O.S’nin olay günü ise biri Şişli, diğerleri ise Bayrampaşa’dan olmak üzere üç kontörlü telefon bayisinden İskender’i beş kez aradığı belirlendi. Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen yazıda da Yasin Hayal’in ifadesi özetle şu şekilde yer aldı: “İslami bir görüşü benimsiyorum ve görüşüme yakın Alperen (Nizami Alem) adı altında faaliyetlerini sürdüren grubun içerisinde yer alıyorum. 1988’de Adıyaman Menzil grubu ile tanıştım. ABD patentli McDonald’s’ın ramazan ayı dahil açık olması ve burada verilen her hamburgerin Müslümanlara kurşun olarak geri döndüğü düşüncesiyle bombalı eylemi gerçekleştirdim.” Komadan Çıkarken Hesaplamadım ama AKP yönetiminin son üç yılındaki yazılarımın çoğunun siyasal içerikli olduğunu tahmin ediyorum. Bu yazıların birçoğu da bu partiyle ve lideriyle ilgilidir… Yirmili yaşlarımdan bu yana, demek ki kırk yıldır, içinde ve taraf olduğum Türkiye siyaset yaşamının hiçbir döneminde, şu son birkaç yılda olduğu ölçüde gerilip sıkılmadım. 1960’lı yıllarda, solcuların soluk alıp verişlerini dinlemekle övünen, dönemin içişleri bakanlarından bir Faruk Sükan vardı. O günlerin en çok sıkıntı veren kişisi oydu. Sonra CKMP, MHP, Türkeş sorunuyla karşılaştık… Derken 12 Mart, Deniz’lerin katledilişi… Yurtdışında 4 yıl sürecek ilk sürgün yılları… 80 öncesinde siyasal cinayetler, provokasyonlar, geliyorum diyen 12 Eylül… Cezaevi dönemi ve yeniden (bu kez altı yıl sürecek) sürgün, gurbetçilik, Evren’le geçen kâbuslu yıllar… Evet, itiraf ediyorum… Bu dönemlerin hiçbirinde, cezaevi sürecinde bile, AKP iktidarından ve başkanından sıkıldığım ölçüde sıkıntı duymadım …. Çünkü zulmün bile bir mantığı vardır. Kötülükle mücadelenin kuralları vardır. Dostlar ve düşmanlar bellidir. Ölçüler yerli yerindedir. Anlamlar bozulmamıştır. Berraklık, açıklık, belirlilik vardır. Yerler, saflar, taraflar bellidir. Fakat bu kez böyle olmadı… ??? Ben, yukarıda sıraladığım AKP öncesi siyasal dönemlerin hiçbirinde, Türkiye’nin parçalanacağı, dünya haritasından silineceği gibi bir duyguya kapılmadım… Cumhuriyetin değerleri hiçbir zaman, bu ölçüde bir kararlılık ve yaygınlıkla saldırıya uğramamış; tehditle, yıkımla, nefretle karşılaşmamıştı… Türkiye Cumhuriyeti hiçbir zaman Türklük alt kimliktir diyen bir başbakan görmemişti. Türkiye hiçbir zaman, IMF, AB gibi kuruluşların üçüncü beşinci sınıf memurlarının bu ölçüde hakaretlerine uğramamış; öz benliğini, kendine güvenini, onurunu hiçbir zaman bu kadar yitirmemiş, ayağa düşürmemişti… Siyaset hiçbir zaman bu kadar değersizleşmemiş, yozlaşmamış, basitleşmemiş, çirkefleşmemişti… Ve hiçbir zaman, kendi ülkesinin değerlerine bu kadar yabancılaşmış, onurunu bu kadar yitirmiş bir okuryazar takımı ortalığı bu ölçüde kaplamamıştı… ??? Evet… Yaşanan kâbusun uzunluğuyla karşılaştırılamayacak kadar kısa bir sürede bu kötü düş sanki sona eriyor… Komadan çıkıyor gibiyiz… Ebedi karamsar kimi dostların kuşkucu homurdanışlarını işitir gibi olsam da, ben komadan çıkmakta olduğumuza inanıyorum. İnanmaktan da öte, apaçık bir gerçeklik olarak görüyorum bunu… Saflar yeniden belirleniyor… Boğuntudan, kâbustan kurtulmuş olarak, uzun süredir ister istemez ihmal ettiğimiz ekonomiktoplumsal konulara, sorunlara şimdi yeniden, daha sıklıkla eğilmeliyiz… Solu, demokrasiyi, sosyal demokrasiyi yeniden tanımlamalı; AKP’nin toplumda yarattığı yıkıntıları da onaracak, toplumsal yaraları saracak yeni ekonomi politikaları üretmek, eğitimi hızla çağdaşlaştırmak için kolları sıvamalıyız… ABD, AB, IMF köleliğinden kurtulmuş, bağımsız, kimlikli, kişilikli bir dış politikanın yeniden oluşturulabilmesi için yapılması gerekenleri tartışmalıyız… Ve kendi adıma konuşacak olursam, “Cumartesi Yazıları”mda, şiire, sanata, edebiyata ve beni çokça ilgilendiren toplumbilimsel, felsefi konulara ya da sıradan günlük yaşama eskiden olduğu gibi, daha sıklıkla değinebilecek olmanın sevincini yaşıyorum… Komadan çıkıyoruz… Ülkenin önündeki çok ciddi sorunlar sürmekte olsa da AKP’ye karşı çok büyük bir başarı kazanılmıştır… Şimdi, AKP ve lideri ile günübirlik boğuşma zorunluluğundan ve kâbusundan büyük ölçüde kurtulmuş olarak, bu sorunları daha sağlıklı bir akılla, daha düzeyli, daha nitelikli tartışma olanağına sahibiz… Başta CHP yöneticileri olmak üzere siyasetçilerin de, yaşanan “stres”i büyük ölçüde geride bırakmış olarak, Tayyip’liArınç’lı AKP’nin konuşma düzeyinin üstüne yükselerek, üsluplarına çeki düzen vermelerini beklemek sanıyorum ki hakkımızdır… Bu arada, Tayyip Erdoğan hayranı, onun uçak ve sohbet arkadaşı, eski solcu, yeni liberal (ya da gizlemeye gerek görmeksizin açıkça sağcı) gazeteciyazar takımının, çok yakında iktidardan bir daha dönmemek üzere uzaklaşacak olan dostları konusunda bundan sonra neler yazacaklarını ise, ilgiyle ve belki ibretle izleyeceğiz… ataolb?cumhuriyet.com.tr Faks: (0212) 343 72 64 68’lilerden CHP’ye çağrı ? İstanbul Haber Servisi 68’liler Birliği Vakfı Başkanı Sönmez Targan, CHP’nin büyük küçük demeden soldaki tüm partilerden en az bir temsilciyi TBMM’ye taşıması için çağrı yaptı. Targan, yaşanan siyasal ortamda kendini solda ifade eden tüm siyasal partilerin, ortak bir program temelinde sol bir ittifakla seçime gitmesinin tarihsel ve kaçınılmaz bir görev olduğunu belirtti. 68’liler olarak solda birliği savunduklarına dikkat çeken Targan, “Birliğin, sadece seçimler için değil emperyalizmin ve onun ülkemizdeki uzantısı irtica odakları ile gerici örgütlenmelerin kökü kazınıncaya kadar kalıcı ve stratejik bir birliktelik olmasını diliyoruz” dedi. CUMHURİYET 06 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear