02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS 2007 CUMA 4 ALİ SİRMEN HABERLER DÜNYADA BUGÜN CHP ile güç birliği yapılırsa aday olmayacağını açıklayan DSP lideri ‘Bu gereklilik’ dedi Gerçek Demokrasi İçin İki Sandık Şart Dün burada, halkın üyesi olduğu siyasi parti içindeki milletvekili adayını kendi tespit edememesinden dolayı, bize demokrasi diye sunulan rejimin neden gerçek bir demokrasi olmayıp atanmışlar yönetimi olduğunu anlatmaya çalışmıştım. Kaldığım yerden devam ediyorum. Yürürlükte olan liderler sultası yönetiminin gerçek bir demokrasiye dönüşmesi için yapılması gereken, parti üyelerinin bir önseçimle üyesi oldukları partinin milletvekili adaylarını kendileri seçmeleridir. Burada seçim, gerçek demokrasilerde olduğu gibi, bütün parti üyelerine açık olmalıdır. Kastedilen, alicengiz oyunlarıyla oluşturulmuş delege düzeni değil. Delege ağaları denen, garip bir türün türemesine yol açıp, parti tabanı ile yönetiminin arasındaki doğrudan ilişkiyi kesen yönetimin sakıncaları ve dalaverelerini başka bir yazıda ele alırız. Şimdi, yalnızca önseçim sisteminin ana çizgilerini açıklamaya çalışalım. 24 Nisan 1983 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun Dördüncü Bölümü önseçimin nasıl yapılacağını düzenlemiş bulunmaktadır. ??? Şimdi söz konusu yasanın öngördüğü sisteme yakından bakalım: Parti adaylarının tespiti: “Madde 37 – Milletvekilliği için yapılacak seçimlerde, siyasi partilerin bir seçim çevresindeki adaylarının listesi ve bunların listedeki sırası, o seçim çevresinde o siyasi parti üye kayıt defterine göre düzenlenen parti seçmen listesinde yer alan bütün üyelerin ilçe seçim kurullarının yönetiminde serbestçe oy kullanacakları bir önseçimle o seçim çevresinden çıkacak milletvekili sayısının iki katı olarak aday adaylığını koymuş olanlar arasında tespit edilir. Önseçimlerin yapılacağı gün, Yüksek Seçim Kurulu tarafından genel seçimlerden en az iki ay önceki bir tarih olarak belirlenip ilan edilir. Bütün yurtta ön seçimler, seçime katılacak partiler için aynı günde yapılır. Genel seçimler için kabul edilen seçim çevresi ön seçim için de esas alınır. Merkez Adaylığı Madde 38 Siyasi partinin bir seçim çevresinde teşkilatı bulunmaz veya göstermesi gereken aday sayısı kadar istekli aday olmazsa, o seçim çevresine ait aday listesi, o seçim çevresinden çıkacak milletvekili sayısının iki katı olarak parti tüzüğünün belirttiği esaslara göre merkez karar ve yönetim kurulunca tespit edilir. Siyasi partiler ön seçime katıldıkları seçim çevrelerinden çıkabilecek milletvekili sayısı toplamının yüzde beşini aşmamak üzere merkez adayı gösterebilirler. Ancak, gösterilen merkez adayı, aday listesinde ön seçimde seçime katılan partililerin en az yüzde yirmi beş oyunu almış olan bir adayın üstünde bir yere konamaz.......” ??? 40 maddesinde, aday adaylığı için siyasi partilerin anayasa ve kanunlarda belirtilen şartlara aykırı olmamak kaydıyla adaylarda yasaya ek olarak ne gibi şartlar bulunması gerektiğini tüzüklerinde gösterebileceğini söyleyen ve “ancak, aday adaylığı için parti üyesi olmak şartı öngörülemez” diyen 2820 sayılı kanun, 42 maddesinde de parti seçmen listesini düzenlemekte. Bu maddeye göre partilerin il ve ilçe teşkilatları üyelerini muntazam kayıt ve sıra numarası ve partiye giriş çıkış tarihleri ve üye hakkında bilgileri içeren üye kayıt defterine kaydederler. İlçe seçim kurulu başkanının denetimi altında olan üye kayıt defterleri, en az altı ayda bir, bu makam tarafından incelenir ve usule uygun tutulup tutulmadığı bir tutanakla tespit edilir. Madde, ardından, kayıt defterinde bulunan ve en az 90 gün önce kaydını yaptıran herkesin oy kullanabileceğini söyledikten sonra, önseçimden en az 90 gün önce üye kayıt defterlerine son kaydedilen üyenin belirlenmesiyle defterin ilçe seçim kurulu başkanı tarafından mühürleneceğini, bu defterlerin de önseçimden en az 60 gün önce ilçe seçim kuruluna verileceğini belirtmektedir. Diğer ayrıntıları Resmi Gazete’de 24 Nisan 1983’te yayımlanan kanunun metninde bulabilirsiniz. Görüldüğü gibi, bu yasa, demokrasiyi tabana yaymakta, milletvekili adaylarının parti başkanının atamasını engellemekte ve böylelikle lider sultasının önünü kesmekteydi. Ne yazık ki, bu yasanın söz konusu hükümleri bugün uygulanmamaktadır. Buraya nasıl geldiğimizi de gelecek yazıda anlatacağım. Sezer’in fedakârlığı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, CHP ile güçbirliği sağlanması durumunda milletvekili adayı olmayacağını açıklarken, bunun “fedakârlık değil, gereklilik” olduğunu söyledi. CHP lideri Deniz Baykal, Zeki Sezer’i “sıkıştırmak, zorlamak istemediğini, ancak birlikte İzmir mitingine gitmeyi ve orada birlikte halkı selamlamayı çok istediğini” yineledi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Cumhuriyet’in sorularını yanıtlarken DSP ile her türlü müzakerenin tamamlandığını, şu andaki beklemenin “DSP’nin iç düzenlemesini yapması” nedeniyle olduğunu söyledi. Baykal, “Biz Parti Meclisimizde dün (önceki gün) oybirliğiyle kesin karara vardık. DSP ile DSP yöneticisi arkadaşların istemleri ve beklentisi doğrultusunda işbirliği kararımız tamamdır. Önümüzdeki dönemde DSP ile ortak bir siyasi belge hazırlamak istiyoruz. Türkiye kamuoyuna genel sorunlara nasıl baktığımızı ortaya koyan bir çerçeve sunmak istiyoruz” dedi. Baykal, Rahşan Ecevit’in MilliDSP lideri Zeki Sezer. yet gazetesinde Fikret Bila’ya yaptığı “Sol yelpazenin güç birliği eskiye nazaran solda çok daha güçlü bir rüzgâr estirecektir. Ve kurulacak hükümetin öyle ya da böyle ortağı olacaktır” açıklamasının son derece olumlu olduğunu vurguladı. Baykal, “Rahşan Hanım’ın Sayın Fikret Bila’ya yapCHP lideri Deniz Baykal. tığı açıklamalar bizim için memnuniyet vericidir” dedi. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer’le birlikte İzmir mitingine gitmeyi, orada birlikte halkı selamlamayı çok istediğini vurgulayan Baykal, “Bu noktada Sayın Sezer’i köşeye sıkıştırma veya bir karara zorlama niyetinde değilim. Gelişmelerin doğal seyri içinde cumartesi gününe kadar DSP iç düzenlemesini tamamlarsa pazar günü programımızı birlikte gerçekleştirebiliriz” açıklamasını yaptı. DSP’de ise “iç” değerlendirmeler sürüyor. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, dün gazetecilerle sohbet ederken “Fedakârlık söz konusu değil mi” sorusuna “Hayır efendim niye fedakârlık olsun. Ben milletvekilliği, yaptım, bakanlık yaptım. Milletvekilliği fedakarlık edilecek bir yer falan değil, öyle düşünülmesin. Fedakârlık değil, bir gereklilik, bir kampanyayı etkin yürütme, Türkiye’yi aydınlığa çıkarma gerekliliği. Özveri birçok konuda yapılabilinir ama milletvekili adayı olmamak herhalde önemli özveri değildir” yanıtını verdi. Sezer bir başka soru üzerine “Bir tane bile muhalif yok bizim partimizde, farklı görüşler var. Sonuçta tüm arkadaşlarımız, il başkanlarımız, parti meclisi üyelerimiz, başkanlık kurulu üyelerimiz ‘hep birlikteyiz’ diyor. Bir kişi bile bunun dışında gösterilemez” dedi. ‘Seçimden önce bu iş biter’ Sezer, “Süreç neden uzuyor” sorusuna da şu yanıtı verdi: “Çok önemli bir karar bu. Sadece 2 kişi evlenirken bile aylarca süren görüşmeler oluyor. Birbirimizi tanıyalım… falan. Şimdi iki koca örgüt, iki koca yapı, farklılıkları da barındıran iki yapı. Benzerlikleri var, farklılıkları da olan iki yapı. Bunu doğal karşılamak gerek. Sağlıklısı böyle olur. Öbür türlüsü, günlük heyecanlarla, çok da ne olup ne yapılacağı hesaplanmadan atılmış adımlar olabilir ki, acele giden ecele gider diye bir söz var Türkiye’de. Ama bunu derken tabii, seçimlerden önce bu iş olur yani…” CHP lideri Baykal’ın İzmir mitingine birlikte katılma çağrısıyla ilgili sorular üzerine de Sezer, “Şimdi bilmiyorum. Henüz oraya gelmedik. Bizim Cumartesi günü Amasya mitingimiz var. Biliyorsunuz Amasya Tamimi, Türkiye’nin çağdaş Cumhuriyet’e dönüşünün, ulusal birliğinin gerçekleştirilmesinin öncü hareketidir. O yüzden Amasya çok önemli” açıklamasını yaptı. Sezer “Hakkaniyet için kaç milletvekili DSP’ye verilmeli” sorusuna “Daha o kadar teknik noktaya gelmedik” karşılığını verirken bir başka soru üzerine seçime girmeme kararı alınması için PM kararının yeterli olduğunu, kurultay kararı gerekmediğini bildirdi. CHP’nin SHP ile ittifaka soğuk baktığı anımsatıldığında da Sezer, “Biz daha geniş katılımlı bir birliktelik istiyorduk. CHP’nin buna sıcak bakmadığını herkes biliyor” demekle yetindi. Sezer ciddi bir adım attı Zeki Sezer’in milletvekilliğine aday olması durumunda partisinden istifa etmesi gerekiyordu. Kurultay sürecinde bunun parti içinde ciddi çalkantılara yol açabileceğine dikkat çekilirken; Sezer milletvekilliğine aday olmayacağını açıklayarak parti içindeki gerilimi düşürme ve bütünlük görüntüsü verme konusunda ciddi bir adım attı. DSP Genel Başkan Yardımcısı Masum Türker ile Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Erçelebi’nin de aday olmama kararı aldıkları kaydedildi. DSP Genel Başkan Yardımcısı Masum Türker, gelinen noktayı değerlendirirken “Problem yok. Genel başkanımızın etrafında kenetlenmiş durumdayız” dedi. Cindoruk: İsraf önlenir ? ESKİŞEHİR (AA) Eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, solda ve sağda birliğin seçimlerde seçmene rahatlık getireceğini belirterek “Siyasi parti sayısında azalma olursa bir israfı önlemiş oluruz. Birbirine benzeyen siyasi partilerin bir araya gelmelerini çok doğal karşılıyorum’’ dedi. Cumhurbaşkanlığı seçiminin 5+5 olarak değiştirilmek istenmesini yanlış bulduğunu ifade eden Cindoruk, “Bu durum, makamı siyasal hale getirir. İnsan duygusudur, ikinci dönem de seçilmek isteyecektir. O zaman daha politik olacaktır. 7 yıllık süre faydalıdır’’ diye konuştu. AKP’nin 25 yaşla ilgili manevrası yeni bir tartışma başlattı Soysal: Anayasa değişikliği gerekir ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’nin, milletvekili seçilme yaşının 25’e indirilmesine ilişkin düzenlemeyi anayasada gerekli değişiklik yapılmadan 22 Temmuz’da yapılacak genel seçimde uygulama kararı alması yeni bir tartışma başlattı. Prof. Dr. Mümtaz Soysal, uygulama için anayasa değişikliği yapılması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu ise 25 yaşın seçim sisteminde bir değişiklik getirmediğini, bu nedenle ilk seçimde uygulanabileceğini söyledi. Hukukçular, son sözü Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) söyleyeceğinin altını çizdi. AKP, muhalefetin de desteğiyle geçen yıl ekim ayın 25 yaşın seçimde uygulanıp uygulanmayacağı tartışması gündeme gelirken Soysal, bu koda bir anayasa değişikliği nuda anayasa değişikliği yapılması gerektiğini, AKP’nin yasaları dinlemediğini söyledi. yaparak milletvekili seçilMahkemesi’ne başvurması gerektirisi bu madde kapsam dışında bırakıme yaşını 30’dan 25’e düşürdü. Seçiğini belirten Soysal, “Ancak hiçbir larak TBMM’de kabul edildi. min 22 Temmuz’da yapılmasına kaparti antipatik etki yaratabileceği AKP, son bir manevrayla 25 yaşın rar verilmesi ise anayasanın 67. madgerekçesiyle başvurmayacaktır” diuygulanabilmesi için anayasa değişikdesindeki “Seçim yasalarında yapıye konuştu. liğine gerek olmadığını, 25 yaşla ilgilan değişiklikler, yürürlüğe girdiği Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu ise li değişikliğin bir anayasal norm oldutarihten itibaren 1 yıl içinde yapıanayasanın 67. maddesinin seçim yağunu, bu nedenle anayasanın 67. madlacak seçimlerde uygulanmaz” hüksalarında yapılacak değişiklikleri kapdesinin ilgili fıkrası kapsamına girmemü nedeniyle 25 yaş düzenlemesinin sadığını belirterek “Burada sistemdiğini, bu nedenle 25 yaşındakileri genel seçimde uygulanıp uygulanamade bir değişiklik yapılmıyor. Sademilletvekili adayı yapacaklarını duyacağı tartışmasını beraberinde gece milletvekili seçilme yaşı 30’dan yurdu. AKP’nin bu kararı ise anayatirdi. Bunun üzerine AKP, bir anaya25’e indiriliyor. Burada kasdedilen sada gerekli değişiklik yapılmadan 25 sa değişikliği önerisi getirerek anayadüzenleme, 67. maddedeki düzenyaşın 22 Temmuz’daki seçimde uygusanın 67. maddesine bir geçici madleme değildir. Bir uygulamama kulanıp uygulanmayacağı tartışmasını de eklenerek 25 yaşla ilgili düzenleralını bu kadar geniş yorumlamagündeme getirdi. menin 22 Temmuz’da yapılmasını önmak lazım. Milletvekili seçilme yaProf. Dr. Mümtaz Soysal, bu konugördü. Ancak 25 yaşındaki kamu göşı, zaten anayasada düzenleniyor. da anayasa değişikliği yapılması gerevlilerine diğer kamu görevlilerinAnayasada yapılan bir değişiklik rektiğini, AKP’nin yasaları dinlemeden farklı olarak ek süre tanınmasısöz konu, o nedenle 67. madde kapdiğini söyledi. Bu uygulamaya karşı nın seçim takvimini etkileyebileceği samına girmez” dedi. ana muhalefet partisinin Anayasa endişesiyle anayasa değişikliği öne Ali Koca yeni genel sekreter ? ANKARA (ANKA) TBMM Genel Sekreteri Rauf Bozkurt’un emekliye ayrılmasıyla boşalan genel sekreterlik görevine TBMM Genel Sekreter Yardımcısı Ali Koca getirildi. TBMM Genel Sekreterliği’nde düzenlenen devir teslim töreninin ardından göreve başlayan TBMM Genel Sekreteri Ali Osman Koca yayımladığı mesajında TBMM personeli ile birlikte başarılı bir çalışma dönemi diledi. Eski valiye ‘silah ruhsatı’ cezası ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay 4. Ceza Dairesi, eski Merkez Valisi Ayhan Çevik’i, usulsüz silah ruhsatı verdiği gerekçesiyle 5 ay 25 gün hapis cezasına çarptırdı. Çevik’in cezası 1908 YTL’ye çevrilerek ertelendi. Çevik’in, silah ruhsatı verdiği 4 kişinin, Sedat Peker’in adamları olduğu ileri sürülmüştü. Yatağan’dan ceza çıktı ? MUĞLA (Cumhuriyet) Yatağan’da hava kirliliğine neden oldukları gerekçesiyle Yatağan Termik Santralı Teknik Müdür Yardımcısı Harun Sarı, kimya mühendisleri Yılmaz Gülçay ve Olcay Bilgir, 6’şar ay hapis cezasına çarptırıldı. Cezalar para cezasına çevrildi. Davacı Yatağan Çevre ve İnsan Sağlığı Koruma Platformu üyesi Nuray Şahbudak, “Santral yönetiminin kasıtlı olarak çevreyi kirlettiği tescillenmiş oldu” dedi. asirmen?cumhuriyet.com.tr Budak’a görevden uzaklaştırma ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) İçişleri Bakanlığı, DTP’li Cizre Belediye Başkanı Aydın Budak’ı görevinden uzaklaştırdı. Budak’ın avukatları, bakanlığın takdir hakkını kötüye kullandığını savunarak Danıştay’a başvuracaklarını açıkladı. DTP’li Cizre Belediye Başkanı Aydın Budak hakkında 21 Mart Nevruz kutlamaları sırasında yaptığı bir konuşma nedeniyle Diyarbakır ve Cizre’de “örgüt propagandası” ile “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” iddiasıyla iki ayrı dava açılmıştı. Bu davalardan birinden önceki gün beraat eden Budak, Diyarbakır’da görülen dava nedeniyle halen tutuklu bulunduğu için tahliye edilmedi. Tunceli’de 19 kişi gözaltına alındı ? TUNCELİ / ŞIRNAK (Cumhuriyet) Tunceli’nin Ovacık ilçesinde PKK’yle ilişki içinde oldukları gerekçesiyle aralarında AKP’li Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Gür ve DTP İlçe Başkanı Hasan Ayata’nın da bulunduğu 19 kişi gözaltına alındı. Jandarma Komutanlığı’nca Ovacık kırsalında 14 Nisan günü yapılan operasyonda öldürülen 11 PKK’linin üzerinden çıkan belgelerde kentteki bazı siyasilerin de örgütle ilişkisi tespit edildi. Belgeleri incelemeye alan savcılığın talimatıyla AKP’li Ovacık Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Gür, DTP İlçe Başkanı Hasan Ayata’nın da bulunduğu 19 kişi gözaltına alındı. Zanlıların büyük bölümünün esnaf olduğu belirtildi. CHP ile DSP arasındaki birlik görüşmelerinde inisiyatif CHP yönetimine geçmiş gibi görünüyor. Baykal, “Gelin birleşelim” derken DSP zorlanıyor. Son büyük mitinglerin de yarattığı hava içinde birlik baskısı daha da artıyor. CHP yönetimi bu baskının asıl muhatabıydı. Ancak Baykal başarılı bir operasyonla birlik sorununu DSP’yle birlik noktasına getirerek dikkatlerin DSP üzerinde yoğunlaşmasını sağladı. Şimdi gözler DSP yönetiminde gibi bir hava yaratıldı. Aslında solda birlik DSP ile CHP birleşmesiyle hallolacak bir sorun olmanın çok ötesinde. Bu iki partinin seçimlere ortak katılması bir hava yaratır, bunu görmek gerekiyor, ama bir iktidar umudu yaratır mı diye sorarsanız, bunun mümkün olmadığını düşünüyorum. Solda birlik, geniş çevrelerde bir umut ve değişim ihtiyacıyla birlikte bir anlam kazanacak. Böyle bir hava var mı? CHP ve DSP, Türkiye’nin SHP ve ÖDP Ne Yapıyor? önünde bulunduğu sorunlara çözüm üretecek bir programa sahipler mi? Örneğin Kıbrıs’ta, Denktaş’ın geleneksel çizgisi dışında bir çözüm önerileri var mı? IMF’nin önerdiği paketlere karşı bir sosyal politikaya niyetliler mi? Güneydoğu’da “askeri çözüm” dışında bir projeleri olduğunu duydunuz mu? Avrupa Birliği ile ilişkiler nasıl götürülecek? Bu sorular uzatılabilir… ??? Soldaki partilerden SHP’nin genel sekreteri İstanbul milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci ile birlik konusunu konuştum. Ketenci, DSP’ye tepkiliydi. DSP ile iki aydan beri birlik konusunu ele alıyorduk. Genel başkanlar üç defa, birlikte oluşturulan komiteler ise 4 defa toplandı. Son toplantıda iki partinin de ötesinde 10 Aralık hareketi, ÖDP ve bağımsız sosyalistlerin de katılacağı bir birlik konusunda anlaşmaya vardık. Bunu ilan edelim dediğimizde değişik gerekçeler göstererek ertelenmesini sağladılar. Sonra da CHP’den gelen çağrı üzerine oraya yöneldiler. Solda birlik nasıl olacak? Önce solun temel değerleri üzerinde birlik gerekiyor. DSP ile CHP’nin milletvekili pazarlığı üzerinden yapacakları birlik solun birliği olabilir mi? Solun en temel değerlerinden sosyal politikalar konusunda neler yapacağız? Konuyu yalnızca “soyut laikliği” savunmakla sınırlayarak sol ittifak kurulabilir mi? Değerlerimizi konuşalım; bu değerler üzerinde birleşen herkesin birlikte hareket edeceği bir çözüm üreterek solda birlikten söz edebiliriz. Biz böyle bir birliğe her zaman açığız. Bunu önümüzdeki süreç içinde de zorlamayı sürdüreceğiz. ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras ise önümüzdeki seçimlerde nasıl bir yol izleyeceklerini şöyle anlattı: Türkiye’de demokratik ve özgürlükçü bir sol seçeneğe ihtiyaç olduğu inancındayız. Yükselen milliyetçiliğe, militarizme karşı, laik, demokratik bir hukuk devletini savunacak, IMF politikalarına karşı sosyal devlet talebini yükseltecek, bir arada yaşamı savunacak bir sol seçenekten yanayız. ÖDP olarak, bildiğiniz gibi biz askerin siyasete müdahalesine karşı çıktık ve bu konudaki tepkilerimizi dile getirdik. Birlik yapılması düşünülen CHP ne yaptı bu konuda? Böyle sosyal demokratlık olur mu, böyle sol politika olur mu? Biz ÖDP olarak belli asgari müştereklerde oluşturulabilecek bir birliğe her zaman varız. Ancak bunun olmazsa olmazları olduğunu da söy leyelim. Sol, ırkçı milliyetçi, militarist siyasetleri kesinlikle reddeder. Sol, IMF politikalarına karşı emekten yana bir çizgi izler. Sol, evrensel alanda barışçı, savaş karşıtı bir siyaseti kendisine temel alır. Bunları birlikte ifade edebileceğimiz bütün siyasi güçlerle seçim ittifakı dahil her türlü işbirliğine, güç birliğine gireriz. Anlaşılan ÖDP, seçimlerde bu konulardaki temel siyasetlerini açıklamayı ve bu konularda bir siyasi duyarlık yaratmayı kendisine hedef olarak seçmiş. Bazı seçilebilecek yerlerde ise “bağımsız aday” konusunda çalışmalar yaptıklarını da söylüyorlar. ??? Seçim kazanı kaynıyor. Bütün kesimler seçimlerden nasıl kârlı çıkabileceklerinin hesabını yapıyorlar. Zaman daralıyor, tartışma yoğunlaşıyor… Bakalım daha neler göreceğiz. CUMHURİYET 04 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear