26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 MAYIS 2007 SALI 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y Y B B B B Y Y Y 20 22 24 22 23 25 28 25 20 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y Y Y B B Y 18 23 21 22 23 23 22 20 24 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B PB PB PB PB B B B 24 23 24 26 22 23 15 15 13 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey, iç ve batı kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın kuzey ve doğusu, güney ve İç Ege, Batı Akdeniz, Batı Karadeniz, Orta ve Doğu Karadeniz kıyıları, Çorum çevreleri ile öğle saatlerinden sonra İç Anadolu’nun kuzeybatı aralıklı sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu geçecek. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih B B B PB PB PB B PB PB 18 8 10 21 21 22 23 22 23 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B PB Y PB B Y Y Y B 17 20 17 15 21 19 20 20 21 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Stockholm Y PB PB PB Y PB Y A A 9 29 25 36 16 31 24 30 27 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Yağmurlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada değişmeyecek: Demokrasiyi bir araç gibi kullanmayı ilke edinen kafaya, laik rejimin altını oymaya çalışan kafaya... halkımız asla geçit vermeyecek! Batılılar (ABD ve AB) Cumhurbaşkanlığı sorununa anayasal kurallar içinde çözümlenecek bir olay gözüyle bakıyorlar. Türk halkı ve Silahlı Kuvvetler başka bir rejim özlemi çekiyormuş gibi; kuramsal demokrasiyi savunuyor, demokrasinin kesintiye uğramamasını irdeleyip yorumluyorlar. Her ne olursa olsun, neye mal olursa olsun ulusal yararlar açısından AKP iktidarının devam etmesini isteyen ABD’nin kuyruğuna takılan AB; Batılı demokrasilerin önde giden kuralı laikliğe boş veren, ılımlı İslamın yerleşmesini isteyen bir tavır içinde. ABD de AB de, Türk demokrasisinin kendine özgü koşullarını, şeriatçı köktendinci gruplara karşı laikliğin verdiği savaşımı göz ardı ediyor, üstü kapalı ifadelerle son dört beş yıldır sergileyegeldikleri tutumu ve... asker düşmanlığını yineliyor. ??? ABD ve AB’nin; halkın laik Cumhuriyete, Atatürk devrimlerine sahip çıkmasını bir kez olsun onayladığına tanık olmadık. AB, Olli Rehn söyledi laikliği Türkiye’nin “iç sorunu” görüyor. ABD, Irak’ta çarşaflamış, nükleer konusunda burnundan kıl aldırmayan İran’a karşı ne halt edeceğini bilemiyor. Türkiye’de her dediğime evet diyen RTE ve hükümetine dokunulmasın istiyor. ABD’nin, hışımlıya döner mi dönmez mi hiç umursamadan ılımlı İslamın temsilcisi kıldığı AKP, (bu yolda kullandığı RTE) iktidarının sürmesini sağlamak için laik Cumhuriyete ve Atatürk devrimlerine sahip çıkan milyonları, Türk halkının bu hükümete, Cumhurbaşkanlığı’nı ele geçirmesine, dindar bir üçgenin devleti yönetme hevesine ve laik Cumhuriyete karşı olan tepkisini görmezlikten geliyor. ABD de AB de idarei maslahatçı açıklamalara başvurmadan Türk halkının laik Cumhuriyete sahip çıktığını açıklayamıyorlar. İçimizdeki asker düşmanları tabii dışarıda da Washington’da da ortak buluyor. Amerikan ağzıyla haber ve yorum yazmayı meslek edinen Milliyet muhabiri Yasemin Çongar; içimizdeki asker düşmanlarına malzeme taşımayı yine görev biliyor. Telefonda konuştuğu ABD’li yetkiliye sormuş: “Ama ordunun darbe uyarısı da var...” İstediği yanıtı alamamış. Ne ki, kaşımayı sürdürüyor sorularla: “Açıklamalarınızı muhtıraya kapalı destek sayanlar var.” Amerikalı tuzağa düşmemiş, yanıtı: “Yanılmış olurlar.” Şu hale bakınız: İçimizdeki Genelkurmay’ın açıklamasına adeta can havliyle “Hayırrr” diye bağıranlar yetmiyormuş gibi; dışarıda yaşayanlar arasında Türkiye’de laik Cumhuriyete kastedenleri neredeyse alkışlayanlar, TSK’yi darbeci gibi göstermeye çalışanlar da var. ??? RTE’nin sesi Adalet Bakanı Çiçek Cemil; Genelkurmay muhtırasına verdiği yanıtta anayasa gereği TSK’nin hükümetin emrinde olduğunun altını çizerken, aynı anayasanın ve yasaların... TSK’ye “gerektiğinde laik Cumhuriyeti ve üniter devleti koruma ve kollama görevi verdiğini” unutmuş görünüyor. Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin, 80 yıl sonra kendini muhafazakâr demokrat diye satan ama aslında bal gibi dinci bir rejim özlemi içindeki AKP iktidarında içine düştüğü şu hazin duruma bakın: ABD ve AB bu hükümete ılımlı İslam yolunda, laik Cumhuriyetin temel ilkelerinin üstünü çizmesine tam destek veriyor, cesaretlendiriyor ve fakat: Türkiye’de milyonlar ABD ve AB’nin desteklediği RTE’ye ve tabii ABD ve AB’ye karşı laik Cumhuriyete sahip çıkıyor. Halka karşı ABD ve AB desteğinde RTE iktidarı! Gerçek bir kez daha ortaya çıksın diye RTE ve AKP’ye yine soralım: Utanç verici bu manzara karşısında yüzleriniz kızarıyor mu? Okula dinci kuşatma Öğrencilerin toplu halde cuma namazına götürüldüğü ileri sürülen Fatih Sultan Mehmet İlköğretim Okulu’ndaki ‘Kutlu Doğum’ etkinliğinden son anda vazgeçildiği öğrenildi SELİN GÖRGÜNER GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY AKP’nin iktidara gelmesiyle başlayan Milli Eğitim’deki irticai faaliyetlere bir yenisi eklendi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin cuma günü yaptığı açıklamada sert şekilde eleştirdiği okullardaki Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinin bir benzeri Esenler ilçesine bağlı Başakşehir’deki İstanbul Büyükşehir Belediyesi Fatih Sultan Mehmet İlköğretim Okulu’nda düzenlenmek istendi. 30 Nisan’da yapılması planlanan ve okul müdürü Bayram Ercan imzasıyla hazırlanan davetiyelerle velilerin de çağrıldığı tören, dün sabah aniden iptal edildi. Alt katında mescit bulunan ve çok sayıda öğretmen ile idarecilerinin öğrencilere sık sık “dini telkinlerde” bulunduğu iddia edilen Başakşehir’deki İstanbul Büyükşehir Belediyesi Fatih Sultan Mehmet İlköğretim Okulu yeni bir Kutlu Doğum etkinliğine sahne olmaktan son anda vazgeçti. “Âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili peygamberimiz Hz. Muhammet’in (s.a.v.) Kutlu Doğumunu an(la)mak için düzenlediğimiz programımıza katılmanız bizleri sevindirecektir” ifadelerinin yer aldığı ve müdür Ercan imzasıyla velilerin çağırıldığı söz konusu “an(la)ma!” ge rekçesiz olarak iptal edildi. Okuldaki öğretmenler, irticai faaliyetlerin yürütüldüğü okulun müdürü Ercan’ın Fettullah Gülen tarikatına yakınlığı ile bilindiğini ileri sürdü. Okulun öğretmenlerinden B. A. (Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi), Z.Ç. (Türkçe), N.Y. (Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi), A.Y. (Türkçe) ve H.A.’nın (Sınıf öğretmeni) çocuklara dini telkinlerde bulunduğunu belirten öğretmenler, “Öğretmen arkadaşlar öğrencilere ‘Sağdan yazmak sünnettir. Dinin emri şeriattır’ gibi dini telkinlerde bulunuyorlar. Her cuma günü öğrenciler toplu halde cuma namazına götürü lüyor. Okulun çevresinde çok sayıda Işık ve İhlas Evi var.Velilerimizin çoğu sıkmabaşlı ve kara çarşaflı. 5 ve 6. sınıf öğrencilerinden başları kapalı olanlar var” diye konuştu. Kent merkezlerine uzaklığı ve site tarzı yapılması nedeniyle irticai örgütlenmenin çok rahat bir şekilde yapılabileceği bir yer olan Başakşehir’de, sokaklarda türbanlı, kara çarşaflı ve cüppeli insanlar dikkat çekiyor. Fatih Sultan Mehmet İlköğretim Okulu’nun zemin katında bir de mescit bulunuyor. Başakşehir’de Fethullah Gülen’e yakınlığı ile bilinen Ensar Vakfı’na ait Ensar Koleji de yer alıyor. Alman bakan gazetemizde Kuzey Ren Vestfalya Uyum Bakanı Armin Laschet (sağdan dördüncü), önceki gün gazetemizi ziyaret etti. Konuk Bakan, Çağlayan’da yapılan “Cumhuriyet Mitingi”ni de görmekten mutlu olduklarını belirterek “Türk halkının laisizme bağlılığını, böyle barışçıl ve demokratik bir şekilde ifade etmesini hayranlıkla karşılıyorum” dedi. Aralarında Türkiye Araştırma Merkezi (TAM) Genel Müdürü Dr. Andreas Goldberg, TAM Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen, TAM Direktör Yardımcısı Gülay Kızılocak ve bakanlık elemanlarının da bulunduğu bir heyet, gazetemiz yöneticilerinden bilgi aldı. (SERKAN YILDIZ) Ceket ve kravat zorunluluğu kaldırıldı Okul yönetimi, öğretmene göz yumdu Öğrenciler için yaz ayarı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İlk ve ortaöğretim okulları görevlilerinin ve öğrencilerinin kılık kıyafetinde yaz dönemi uygulaması başlatıldı. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik imzasıyla yayımlanan genelgeyle, hava sıcaklıklarının artmasından öğrencilerin olumsuz etkilenmemesi için çeşitli kurallara uyulması istendi. Buna göre, okul kıyafetlerine ilişkin şu çerçeve çizildi: “Erkek öğrencilerimizin ceket giyme ve kravat takma zorunluluğunun kaldırılması, öğrenciye yakışır, sade, kollu/yarım kollu gömlek ve tişört giymeleri... Kız öğrencilerimizin şeffaf olmayan, vücut hatlarını belli etmeyen, badi, streç ve benzeri darlıkta kıyafet olmayacak şekilde, öğrenciye yakışır, sade, kollu/yarım kollu gömlek veya tişört giymeleri... Kıyafetin pedagojik esaslara uygun olmasına özen gösterilmesi, kot, streç, tayt vb. pantolonlar ile okulca belirlenenlerin dışında simge, sembol, şekil ve yazıların yer alacağı, vücut hatlarını belli eden darlık ve türde yakasız, kolsuz kıyafetleri giymemeleri...’’ Fransız başkanlık seçimlerinin 6 Mayıs’ta yapılacak final turunda, bilindiği üzere, sağın adayı Nicolas Sarkozy ile sosyalistlerin adayı Bayan Segolene Royal yarışacak. Zaman zaman manipülasyona yönelik kamuoyu yoklamalarına dayandırılan tahminlerin, en azından birinci turda, çoğunlukla olduğu gibi bu kez de yaya kaldıkları söylenebilir. Ancak burada benzerine az rastlanan sayılara ulaşan ‘kararsızların’ varlığının tahminlerin isabet yüzdelerini olumsuz yönde etkilediği unutulmamalıdır. Ayrıca, ne denli manipülasyona uğramış olsalar da kamuoyu araştırmaları (sondaj ya da anketler) yine de 2. tura kalan iki aday konusunda yanılmamışlardır. Genellikle yanıldıkları; Le Pen’in söylenenin çok altında, merkeze oynayan François Bayrou’nun ise tahminlerin çok üstünde oy almaları konusunda olmuştur. Gerçekten de ikinci tura kalacağı bile ileri sürülen ırkçı partinin oyları yüzde 10’lara gerilemiş, merkez oyları ise beklenenin üstünde yüzde 18.76’ya dayanmıştır. Söz konusu iki parti böylece final tura katılmaya hak kazanamamıştır. Ama bu durum, oylarının son tura kalan iki adaydan hangisine ne oranda yöneleceği düşünüldüğünde, yarışta yine de etkili, giderek belirleyici olacakları gerçeğini ortadan kaldırmamaktadır. Merkezci lider bu konuda seçmenlerini serbest bırakacağını söylemiştir. Kamuoyu yoklamalarına bakılırsa 6.5 milyonu bulan merkez oylarının daha fazlası Segolene’e yönelmek üzere iki finalist arasında paylaşıl Türbanıyla 23 Nisan’da ZEYNEP ŞAHİN ANKARA Ankara Faik Erbağı İlköğretim Okulu’nun 23 Nisan törenlerini, öğretmenlerden Zekiye Güleç türbanıyla izledi. Okul yönetimi, ses düzeninde yaşanan aksaklıkla ilgilenildiği için öğretmene herhangi bir uyarı yapılmadığı açıklamasında bulundu. Başkentin merkez ilçelerinden Keçiören’de bulunan Faik Erbağı İlköğretim Okulu’nun bahçesindeki 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı programını okulun Sosyal Bilgiler öğretmenlerinden Güleç baştan sona kadar türbanı ile takip etti. Güleç’in, İstiklal Marşı okunurken de türbanıyla törende yer aldığı belirtildi. Olaya göz yuman okul yönetimi, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, “Ses düzenimizde ciddi bir aksaklık meydana gelmişti. Onunla uğraşırken ilgilenemedik” dedi. Öğretmenin, daha sonra idare tarafından uyarıldığı belirtilerek bir daha böyle bir davranışta bulunması durumunda idari soruşturma açılacağının kendisine iletildiği kaydedildi. di. Ancak Türkiye AKP’ye nasıl baktığını artık biliyor! Tıpkı, Tandoğan gibi Çağlayan’da da katılımın ne kadar olduğu konuşuluyor. Sayım önceki gün başladı, bakalım ne gün sona erecek. 5 yıldır sabırla bekleyen toplum, notlarını verdi, AKP’nin karnesini meydanlara astı. Görünüm şu: Türkiyeleşemedi: AKP iktidarının ilk günlerinde bu soruyu sormuştuk, yanıtını büyük ölçüde bilmemize karşın bir süre “zaman kredisi” tanımıştık. Süre çoktan doldu, AKP ne yazık ki Türkiye’nin ortak paydalarına hitap edemedi. Devleti tanıyamadı: Hükümetler temelde topluma ve devlete hizmet etmek için vardır. AKP ise hükmetmek için geldi. Devlet kurumlarında önceki hükümetlerde de tanık olduğumuz kadrolaşmayı öylesine ileri noktalara götürdü ki; adeta AKP’leştirdi. İktidar gücüyle tüm devleti ele geçirebileceğini düşündü. Kimi kurumların sessizliğini “sadakat” sandı. ??? Ekonomiyi yabancılaştırdı: Türkiye’ye yabancı olan AKP, belki de bunun bir yansıması olarak ekonomiyi de büyük ölçüde yabancılaştırdı. Yeri geldikçe vurguladığımız gibi Türkiye’nin kalkınmasını sağlayacak, istihdamı artıracak her türlü yatırıma evet. Ancak AKP’nin yabancı sermaye yağıyor dediği durum, büyük ölçüde mevcut yatırımların ve bankaların yabancıların eline geçmesinden başka bir şey değildi. Borsayı sopalaştırdı: Yüzde 70’ten fazlası yabancıların olan borsayı, toplumsal muhalefeti etkisizleştirmek için kullandı. Sesini yükseltene, “borsa incinir, ona göre” demekten çekinmedi. Yabancılar da kendi hükümetleri olarak gördükleri AKP’yi üzecek adımlarda borsayı düşürdüler, rahatlatacak durumlarda yükselttiler. IMF’yi kurumlaştırdı: AKP iktidara geldiğinde Türkiye’de IMF’nin Kemal Derviş imzalı ekonomi programı yürürlükteydi. 3 yıllık program, AKP iktidarının ikinci yılında ömrünü dolduruyordu. İsteseler, “Biz kendi ekonomi programımızla yürüyeceğiz. IMF’ye teşekkür ederiz” diyebilirlerdi. Bunun yerine tam tersi bir politika izlediler. Birkaç hafta önce The Economist’teki bir yorumun konusu şuydu: “IMF merkezini Ankara’ya taşımalı... Türkiye’den başka büyük müşterisi kalmadı!” Rakamları anlamsızlaştırdı: Enflasyonun üç haneli olduğu dönemlerin hükümetleri bile rakamlarla oynayıp halka yalan söylemeye cesaret edemediler. AKP etti. Ekonomide rakamlar iyi, halkın durum kötü! Çünkü rakamların neredeyse tümü hormonlu. ??? Yolsuzluğu tabana yaydı: Demokrasiyi tabana yayalım derken, yolsuzluğu yaygınlaştırdılar. AKP, Özal dönemi uygulamalarına rahmet okutan yöntemlerle yolsuzluğu adeta doğal çalışma yöntemlerinden biri haline getirdi. Toplumu yozlaştırdı: Halkımız “dinciyim diyen de bunu yaptıktan sonra” diye başlayıp büyük bir yozlaşma süreci içine girdi. Buna ahlaki çöküntü de eklendi. AKP ve medyası iktidarı sürdürmek uğruna gerçek dışı haberciliği de yöntem olarak seçince yozlaşma katlandı. İşte, TandoğanÇağlayan uyanışının altında, en dibinde yatan konular bunlar. Bu uyanış sadece Cumhurbaşkanlığı seçimi ile sınırlı değil. Halkımız artık AKP’yi şöyle görüyor: Türkiye’ye istediklerini kabul ettirebileceklerini düşünen yabancıların ve içimizdeki uzantılarının hükümet gücü. AKP’yi indirmeye hazırlanırken, geçmişten de ders almak ve yerine ne konabileceğini çok iyi hesaplamak gerekiyor! ankcum?cumhuriyet.com.tr ? ZONGULDAK (Cumhuriyet) Zonguldak’ın Ereğli ilçesine bağlı Kandilli beldesindeki bir ilköğretim okulunda Kuranıkerim okunarak ve dini sohbetler düzenlenerek kına gecesi adı altında etkinlikler gerçekleştirildiği belirlendi. Kandilli İlköğretim Okulu’nda geçen cumartesi gecesi düzenlenen kına gecesine erkekler alınmadı. Kadınlar Kuranıkerim okudu, ilahiler söyledi, dini sohbetler yapıldı. Şikâyetler üzerine Kandilli Jandarma Komutanlığı olayla ilgili soruşturma başlattı. Karadeniz Ereğli ilçesi Milli Eğitim Müdürü Turan Akpınar ise “Bunlar normal şeyler. Gelenek ve göreneklere göre gençlerin kınaları yapılmıştır” dedi. Okulu cami sandılar IŞIL ÖZGENTÜRK DEĞİŞEN DÜNYADAN HÜSEYİN BAŞ Şimdi sıra 1 Mayıs’ta! ? Baştarafı Arka Sayfada Hayal ediyorum, Abdullah Gül asla geri adım atmaz, kitlesine bunu anlatamaz, ama Anayasa Mahkemesi bir iptal kararı verebilir. Bu iktidar için de istenilen bir sonuç olur, çünkü çok kötü tökezlediler. Necdet Sezer’in görev süresi uzatılır, partiler aralarında anlaşarak seçim barajını yüzde 5’e indirirler ve seçime gidilir. Seçim barajının düşürülmesinden neden bu kadar korkuyoruz ki? Zaten parlamentoya girmesi istemediğiniz DTP, kendine parlamentoya götürecek bir yol buldu. Belirli illerden bağımsız adaylar çıkaracaklar, bunlar parlamentoya girdiklerinde de bir grup oluşturacaklar. Geriye ne kaldı? Bu seçim barajı değişmezse, işimiz gücümüz meydanlarda miting yapmak olacak. Bu böyle biline. Gene mitinge dönelim; bu ülke Kibeleler ülkesi ve anne olmak böyle bir şey, çocuğunun, torununun yarınını güvenceye almak. Onları korumak, onlara onurlu, neşesi bol bir gelecek sunmak. Yazımı yazarken içimden gülmek geliyor,Tayyip Bey, “bindirilmiş kıtaları” gördünüz mü? Sayabildiniz mı? Rastlantıya bakın, bugün 1 Mayıs, şimdi de emeğin hakkı için sokaklara! isilozgenturk@gmail.com Fransa Tehlikeli Dönemeçte! ması beklenmektedir. Bu şaşırtıcı değildir. Zira Segolene’le merkezci liderin politikaları arasında, ekonomik alana ilişkin bazı temel pürüzlere karşın, Sarkozy’ye kıyasla, özellikle de demokrasi konusunda yakınlık, sosyalist partideki radikallerin hoşuna gitmese de, kimsenin saklısı değildir. Bu aşamada ağır basan görüş, ideolojik endişelerden çok Sarkozy iktidarının önlenmesidir. Esasen, Segolene Royal ile Bayrou’nun, Canal Plus’de yapılması öngörülen televizyon parogramının Sarkozy’nin baskısıyla engellenmesine karşın bir başka kanalda gerçekleşen söyleşi de iki liderin görüşleri konusunda sözü edilen yakınlığı kanıtlamıştır. Bu gelişmeler göz önüne alındığında Sarkozy’nin işinin finalde, birinci turdaki kadar kolay olmayacağı görülmektedır. Hırsı aklının önünde giden patronların adayı ilk turda aşırı sağın oylarını, bizzat Le Pen’in deyişiyle ‘çalmak’ için yaşlı faşistin alanına girmiş ve sonuçlara bakılırsa da bunda hayli başarılı olmuştur. Le Pen’in, Macar kökenine atıfla ‘göçmenlerin adayı’ olarak suçlamasına karşın bir numaralı göçmen ve kenar mahalle halkları düşmanı Sarkozy’nin aşırı sağın alanında at oynatarak başarı kazanmasında, faşist sloganlara yatkınlığı ve yakınlığının payının bulunduğundan ise kuşku yoktur. Ama bütün mesele, aşırı sağın ideolojik açıdan kendisine yakın gördüğü Sarkozy’ye, birinci turda Le Pen’in oylarını çalmasından kaynaklanan öfkeyi bastırarak destek verip vermeyeceğine, verirse de bunun ne ölçüde olacağındadır. Özetle, 1. turdan başarıyla çıkılmasında rol oynayan ‘çalıntı aşırı sağ oyların’, bu kez, finalde Sarkozy’nin nihai zafere ulaşmasında önemli bir engele dönüşmesi pekâlâ mümkün görünmektedir. ??? Sarkozy’nin ikinci ve çok daha önemli handikapı ise, Segolene’le kıyaslandığında ekonomik ve sosyal alandaki yetersizliğidir. Sarkozy’nin bu konudaki dağarcığı acınacak ölçüde boştur. 12 yıllık Chirac döneminde ekonomik ve sosyal alanlarda emekçilere ve toplum dışına itilmiş kitlelere sırt çevirip sürekli büyük sermayenin değirmenine su taşıyan politikaların dışında yapabileceği başka hiçbir şey yoktur. Patronların adayıdır. Sosyal dayanışma, emekçilerin, toplum dışına itilmişlerin, yoksulların, evsiz barksızların büyük sorunlarına bütünüyle yabancıdır. Dağarcığındaki tek şey polisiye güce dayalı ‘toplum güvenliğidir’. Büyük çelişkisi ise bu noktada düğümlenmektedir: Serbest piyasa ekonomisinin silindirinin ezip geçtiği sosyal kazanımlarını, sosyal dayanışmayı, demokrasiyi korumak için emekçilerin yollara dökülen hak arayışlarının, öğrenci gösterilerinin karmaşasında, Sarkozy’nin toplum güvenliğini ve ülke huzurunu sağlaması hemen olanaksızdır. Masaldır. Daha da vahim olanı bütün bunların salt Fransa ile sınırlı kalmayacağı ve Avrupa Birliği’nin de, Fransız ve Hollanda halklarının 2005’te ‘hayır’ dediği ‘küresel serbest piyasa’ya muhkemce bağlamayı hedefleyen anayasa taslağını, Almanya’da Merkel, Fransa’da da Amerikancı Sarkozy öncülüğünde yeniden gündeme getirilmesi hazırlıklarıdır. Bu, Fransa da dahil ‘Sosyal Avrupa’nın sonu anlamına gelmektedir. Atlantik ötesiyle Avrupa Birliği arasında bir ‘serbest ticaret bölgesi’ gündemdedir. ‘Büyük transatlantik pazarının’ hazırlıkları şimdiden gerçekleşmiştir. Ünlü New York Stock Exchange, Paris, Amsterdam, Brüksel ve Lizbon borsalarının birleşmesinden doğan Euronext’i satın alarak 19.000 milyar dolar gibi devasa bir kapitalizasyonla dünyanın en büyük borsası konumuna ulaşmıştır. 2005 Mayısı sonunda ‘serbest piyasacı’ Avrupa’ya, Hollanda halkı ile birlikte ‘hayır’ diyen Fransa; kapıya dayanan patronların adayı, Amerikan hayranı Sarkozy karşısında da dileriz pes etmeyecek ve Bayan Segolene Royal’ı cumhurbaşkanlığına getirmeyi başaracaktır. Türbanlı öğrenciler ilahi okudu ? Yurt Haberler Servisi Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi Derecik beldesinde, Koçyiğit Camii’nde Kutlu Doğum Haftası nedeniyle yapılan etkinlikte, türbanlı küçük kızlar ilahiler okudu. Etkinliğe, Derecik Beldesi Belediye Başkanı AKP’li Nusret Dinç, Şemdinli Müftüsü Adem Bozkurt ve birçok davetli katıldı. Kutlamalara katılanlara Hazreti Muhammet’in hayatını anlatan kitaplar, Kuranıkerim, kalem ve güller dağıtıldı. Daha sonra, iliköğretim okulu öğrencisi erkek çocuklarla, türbanlı kız çocukları ilahiler okudu. CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear