25 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 MART 2007 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 TBMM Bayındırlık ve İmar Komisyonu’nda kabul edilen Dönüşüm Alanları Yasa Tasarısı’na CHP’liler şerh koydu ‘Yasa rejimi tehlikeye sokar’ AYŞE SAYIN Aksu: Gidilmeyen yer yok ? İstanbul Haber Servisi İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, AKP İstanbul İl Başkanlığı’nca Kadıköy Zübeyde Hanım Öğretmenevi’nde düzenlenen “Kadın’’ konulu “AK Parti Hesap Veriyor’’ toplantısında “Kesinlikle İstanbul’da güvenlik maksadıyla gidilemeyen semt yok. Eskort olayı da olmamış bir olaydır’’ diye konuştu. Bakan Aksu, burada yaptığı konuşmanın ardından, son zamanlardaki toplumsal olaylar ve basın açıklamalarında herhangi bir sorunun yaşanmadığını kaydetti. ANKARA CHP, AKP hükümetinin, partili belediyelerin desteği ve kulisiyle hazırladığı “Dönüşüm Alanları Yasa Tasarısı”nın, “cumhuriyet rejimini tehdit edecek” nitelikte tehlikeli hükümler taşıdığını bildirdi. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait harekât, eğitim ve savunma amaçlı alanlar hariç, tüm ülkeyi “dönüşüm alanı”na çevirecek yasa tasarısına muhalefet şerhi koyan CHP, düzenlemeyle kıyılar, ormanlar dahil, tüm ülke kaynaklarının “dönüşüm” adı altında, rant kesimine peşkeş çekilmesinin yolunun açıldığını, “Suudi, Alman mahallesi” gibi “kurtarılmış bölgeler” oluşturulacağını vurguladı. TBMM Bayındırlık ve İmar Komisyonu’nda kabul edilen Dönüşüm Alanları Yasa Tasarısı’na CHP’li üyeler muhalefet şerhi koydu. AKP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in Meclis’te yoğun kulis yaptğı ve komisyondaki görüşmeleri bizzat izlediği yasa önerisi, daha önce çıkarılan “Kentsel Dönüşüm Yasası”nın kapsamını daha da genişletiyor. Yeni düzenlemede “kentsel” ifadesi çıkarıldığı için kentlerin yanı sıra kırsal bölgelerin de “dönüşüm alanı” ilan edilmesinin yolu açılıyor. CHP İzmir Milletvekili Er ? AKP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in Meclis’te yoğun kulis yaptğı ve komisyondaki görüşmeleri bizzat izlediği yasa önerisi, daha önce çıkarılan “Kentsel Dönüşüm Yasası”nın kapsamını daha da genişletiyor. Yeni düzenlemede “kentsel” ifadesi çıkarıldığı için kentlerin yanı sıra kırsal bölgelerin de “dönüşüm alanı” ilan edilmesinin yolu açılıyor. dal Karademir’in kaleme aldığı CHP’nin muhalefet şerhinde, tasarıda SİT alanı olarak tescil edilen bölgeler ile bu bölgelere ait koruma alanlarından ve koruma kurullarından hiçbir şekilde söz edilmediğine dikkat çekilerek “Dolayısıyla koruma yasalarının yok farzedilmesi ile Sevda Tepesi, Boğaziçi’nin öngörünüm bölgeleri, Galataport, Haydarpaşa, Atatürk Orman Çiftliği gibi alanların dönüşüm alanı içine alınması sağlanacaktır. Hatta, öngörülmesi halinde Anıtkabir veya TBMM’nin bina ve arazileri de dönüşüm alanı projesine dahil olabilecektir” görüşüne yer verildi. Muhalefet şerhinde, düzenleme ile dönüşüm alanları sınırları içinde 12 Ekim 2004 tarihinden önce yapıldığını belgeleyen gecekondu sahiplerine bedeli 20 yılı aşmamak üzere borçlandırılmak kaydıyla sosyal konutlardan veya yapılardan bağımsız bölümler verilmesinin öngörüldüğü belirtilerek bunun bir “şartlı imar affı” olduğu ifade edildi. CHP’liler “Bu ifadenin ‘oy’a tahvil amaçlı kullanılabileceği açıktır. Çünkü, ‘verilebilir’ ifadesinden herkesin konut sahibi olamayacağı anlamı çıkmaktadır” görüşüne yer verdi. CHP’nin muhalefet şerhinde düzenlemenin tehlikeli ve sakıncalı yönleri şöyle özetlendi: Tasarı kentsel dönüşüme yönelik mevcut hukuksal çerçeveyi geliştirmeyi değil, tüm hukuksal bağlardan kurtulmayı temel amaç olarak belirlemektedir. Sağlıksız ve köhneleşmiş veya deprem riski taşıyan yapıların dışındaki yapılaşmamış tüm toprakları (kıyılar, ormanlar, kültür tabiat varlıkları, özel koruma alanları, sulak alanlar), yani tüm çoğrafyayı diğer bir tanımla ülkenin tüm topraklarını dönüşüm alanı kapsamına almaktadır. “Her türlü arsa ve araziler” ibaresi ile kamu malları dönüşüm alanı kapsamına dahil edilmektedir. Tasarıyla gecekondu alanlarındaki kaçak yapılar yıkılarak yerlerine birtakım gelir gruplarının çok katlı apartman blokları dikmelerine imkân ve yol verileceği görülmektedir. Tasarı, dönüşüm alanlarına satış yoluyla başka nüfus kesimlerini yerleştirme yetkisi vermektedir. Bu da diğer bir anlatımla kurtarılmış bölgelerin oluşumuna olanak sağlayacaktır. (Suudi Mahallesi, Alman Mahallesi, herhangi bir tarikat mahallesi, patrikhane nüfusunun yaşadığı mahalle gibi.) Hazine taşınmazlarının belediyelerin kontrolüne bırakılması amaçlanmaktadır. Tasarıyla “dönüşüm alanı sınırının kesinleşmesiyle birlikte, kararın onayından evvel ruhsata bağlanmış olanlar dahil bütün yapım faaliyetlerine geçici olarak son verilmektedir”. Tasarının bu fıkrası haksızlığa yol açacaktır. Dönüşüm alanları yasa tasarısı ile gerçekleştirilecek her türlü yapı, satır aralarına gizlenen düzenlemelerle “kamu yapısı” kılıfına uydurulurken diğer taraftan konut, ticaret, sanayi, rekreasyon gibi ticarete, alım ve satıma konu olan yapı ve tesisler Kamu İhale Kanunu dışına alınarak idareye dilediğinde pazarlama yetkisi vermektedir. GENELKURMAY YAYIMLADI Rus yarbay, Ermeni vahşetini anlattı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, Ermenilerin Birinci Dünya Savaşı sırasında Doğu Cephesi’nde yaptıklarının görgü tanığı Rus Yarbay Tverdohlebov’un günlüğünü kendi el yazısıyla yayımladı. “Gördüklerim Anılarım’’ adlı kitapta, Ermeni vahşetinin boyutları, akıl almaz katliamları gözler önüne serilirken Rus yarbay, Ermenileri, “Oldukça yeteneksiz, asalak, açgözlü, ancak başka bir milletin sırtından geçinebilen bir millet saymak mümkündür’’ sözleriyle anlatıyor. Genelkurmay ATESE Başkanlığı tarafından bastırılan Rus yarbayın günlüğünde Ermeni vahşetinin boyutları, akıl almaz katliamları gözler önüne serilirken, Türkçe, İngilizce, Fransızca ve Rusça olarak hazırlanan kitap, Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde de yayımlandı. Tverdohlebov’un kitabında yer alan anılardan birkaçı ise şöyle: ? “.... Bundan bir süre sonra Ermenilerin Türklere yaptıkları Erzincan katliamına dair haberler geldi. Bu olay şöyle gerçekleşmiş: Katliam bir doktor ve müteahhit tarafından organize edilmiş. Yani her halükârda ayak takımından birisi tarafından yönetilmemiş. 800’den fazla silahsız sivil öldürülmüş. İnsanları koyun gibi kesmişler. Tutsak edip ölüme mahkum ettikleri insanlara kendi elleriyle büyük çukurlar açtırmışlar. Bu çukurların başına insanları gruplar halinde götürmüşler ve hayvan boğazlar gibi kestikten sonra çukurlara doldurmuşlar. Çukur başındaki bir Ermeni arsız arsız çukurdaki cesetleri sayarak ‘Burası 80 kişi mi oldu? Bir on kişi daha alır! Bir on daha kes!’ deyince, on kişi daha kesip çukura atmışlar ve üstünü toprakla kapatmışlar. Bu Ermeni müteahhit, sırf eğlence olsun diye bir binadan Türklerin teker teker çıkmalarını emretmiş. Dışarı çıkanların kafalarını keserek, böylece yaklaşık 80 kadar insanı katletmiş.” AKP’ye sağlık eleştirisi ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Başkanı Dr. Köksal Aydın, Adana Tabip Odası’nın (ATO), Eczacılar Odası Konferans Salonu’nda düzenlediği “Aile hekimliği ve sağlıkta yıkım politikaları” konulu panele katıldı. Aydın, “Bir insanı öldürmekle sağlık hakkını elinden almak” arasında fark olmadığını belirterek “Sağlıkta Dönüşüm Projesi’ni hayata geçirmeye çalışan AKP Hükümeti insanlarımızı öldürmeye çalışıyor” diye konuştu. Bakan Koç’un önünde diz çöktü Osmaniye’de çeşitli açılışlara katılmak üzere Adana’ya gelen Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, Karataş sahil yolunda 1992 yılında temeli atılan Kültür Merkezi inşaatını aracından inmeden inceledi. Elinde 99’luk namaz tespihi bulunan Koç, yanına gelip diz çökerek, merkezin tamamlanması için maddi destek isteyen Yüreğir Belediye Başkanı Ömer Topçu’ya, “Bu desteği veremem. Sen gönüllü oldun. ‘Belediye olarak ben yapacağım’ dedin, biz de belediyeye burayı devrettik’’ dedi. Koç, daha sonra müsteşarını arayarak inşaatın tamamlanması için gereken paranın bir bölümünü bakanlık olarak karşılamaya çalışacaklarını belirtti, bir bölümünün de Özel İdare bütçesinden karşılanması talimatını verdi. BASK: Sosyal patlama yakın ADANA (AA) Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) Genel Başkanı Resul Akay, Adana Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Toplantı Salonu’nda düzenlenen durum değerlendirme bölge toplantısına katıldı. Akay, “Dünyada ve Türkiye’de yaşanan çelişkiler, gelir dağılımı bozukluğu, zenginlerle yoksullar arasındaki uçurum, adı konulmamış bir sosyal patlamanın habercisidir’’ dedi. ‘Ilıca’da kaçamayı başaramayanlar katledildi’ ? “...Ilıca’da kaçmayı başaramayanların tamamı katledilmişti. Ordu Komutanı [Odişelidze], boyunları kör bıçaklarla lime lime kesilmiş çocuk cesetleri bulunduğunu söylüyordu. Katliamdan üç hafta kadar sonra Ilıca’ya giden Yarbay Gryaznov, 26 Şubat’ta döndüğünde, bana, orada şöyle bir tabloyla karşılaştığını anlatmıştı: ‘Köylere giden yollarda ve sokaklarda parçalanmış cesetler öylece yatıyor. Önden giden her Ermeni, mutlaka gördüğü cesede tükürüyor ve küfrediyordu. Bazılarının cinsel organlarına tüfek fişeği sokulmuştu.’” ? “...26 Şubat’ı 27 Şubat’a bağlayan gece Ermeniler, Rus subaylarını aldatıp Erzurum’da katliam ve insanlık kıyımı yaptılar. Türk birliklerinden kaçtılar. Erzurum’da o gece öldürülen Müslümanların sayısı 3 bine yakındı. Daha açık konuşmak gerekirse, katliam tesadüfen değil, önceden yapılan hazırlıklar ve tutuklamalarla, organize bir şekilde gerçekleştirilmişti.’’ ‘Hedef Kürt İslam devleti ’ Hizbullah Ana Davası’nın gerekçeli kararında şeriatçı örgütün PKK’ye karşı mücadele vermek için kurulduğu, ancak yaşanan gelişmelerin yine PKK’nin işine yaradığı ifadesine yer verildi DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Hizbullah Ana Davası’nın 1100 sayfalık gerekçeli kararında şeriatçı örgütün amacının Kürt İslam devleti kurmak olduğu ve PKK’ye karşı mücadele vermek için kurulduğu vurgulandı. Kararda, “Her ne kadar örgüt, PKK’nin eylemlerine karşı kurulmuş ve birçok PKK terör örgütü sempatizanı veya militanını öldürmüşse de bu örgütün faaliyetleri en sonunda yine PKK terör örgütüne yaramıştır” denildi. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, şeriatçı terör örgütü Hizbullah adına, 19921994 yılları arasında 71 adam öldürme, 90 adam yaralama, çok sayıda bombalı saldırı, adam kaçırma ve sorgulama eylemlerini gerçekleştirdikleri gerekçesiyle 13 yıldır yargılanan ve 20’si hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen 34 sanık ile ilgili gerekçeli kararını hazırladı. Kararda Hizbullah adına 19921994 yılları arasında Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde işlenen 71 adam öldürme, 90 adam yaralama, çok sayıda bombalı saldırı, adam kaçırma ve sorgulama eylemleri detaylarıyla yer aldı. Son dönemde psikopat, yankesici, hırsız gibi şahısların örgüt bünyesine alındığı belirtilen kararda Hizbullah’ın amacının Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde, şer’i hükümlerle yönetilen bir “Kürt İslam’’ devleti kurmak olduğu vurgulandı. Silahlı faaliyet yürüten militanların deşifre olması halinde bu kişilerin örgüte sempati duyan birinin evinde yıllarca kapalı tutulduğu anlatıldı. Hizbullah’ın PKK’ye karşı kurulduğu, ancak hesaplarının yanlış çıktığına de Vatan’a yalanlama ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi, Vatan gazetesinin, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in komutanlara verdiği akşam yemeğini konu alan “O Gece Köşk’te Neler Konuşuldu?” başlıklı haberini yalanladı. Gazete haberinde Sezer’in, “Elbette burası kamusal alan. Bunu da koruduk. Biliyorsunuz devir teslim hep eşli yapılmıştır. Ama eşi türbanlı bir cumhurbaşkanı gelirse Semra Hanım devir teslim törenine katılmayacak. O Gölbaşı’nda olacak...” dediği ifade edilmişti. Haberde Sezer’in, Erdoğan’ın adaylığı konusunda da “Ortam çok gerildi. Erdoğan’ın bunu dikkate alması lazım. Halen bir uzlaşma şansı var” dediği öne sürülmüştü. ŞEHİTLER UĞURLANDI Yurt Haberleri Servisi Diyarbakır Dicle ilçesinde mayın patlaması sonucu şehit olan 3 asker ile Tunceli’de atış eğitimi sırasında yaşamını yitiren 2 asker memleketlerinde düzenlenen törenlerle toprağa verildi. Diyarbakır’da 7. Kolordu Komutanlığı’nda düzenlenen törenin ardından, şehit Tanju Çankaya’nın cenazesi Ardahan’a, şehit Muharrem Yalanız’ın cenazesi Artvin’in Şavşat ilçesine, şehit Emrah Çetin’in cenazesi de Gaziantep’in Nurdağı ilçesine gönderildi. Tanju Çankaya Ardahan’daki cenazesinde göz yaşı döken şehit annesi Zenne Çankaya, “Terör Ankara’da var, terör bakanlıkta var. Neden bir milletvekilinin, bir bakanın ya da bir zenginin oğlu ölmüyor’’ diye isyan etti. Tunceli 4. Komando Tugay Komutanlığı’nda atış eğitiminde seken kurşunların isabet etmesi sonucu şehit olan İsmail Yetişkin için memleketi Afyonkarahisar’ın Taşoluk beldesinde, aynı olayda şehit düşen Murat Taşar’ın cenazesi Diyarbakır’da toprağa verildi. ğinilen kararda “Her ne kadar örgüt, PKK’nin eylemlerine karşı kurulmuş ve birçok PKK terör örgütü sempatizanı veya militanını öldürmüşse de bu örgütün faaliyetleri en sonunda yine PKK terör örgütüne yaramıştır. Bu bölgedeki geleneksel ve devletle barışık dini yapıyı zedeleyerek kendine taban bulmak isterken kendi tasfiye sürecinde yapmış olduğu bu faaliyet uzun dönemde tahrip olan bu ilişkiler nedeniyle terör örgütü PKK ideolojik taban kazanmasına hizmet etmiştir’’ denildi. Kararda örgütün şifreli konuşmalarından da örnekler verildi. Militanların örgütle ilgili bir kelime kullanmadıklarına dikkat çekilen kararda şu örnekler verildi: “Sorumlu düzeydeki kişiler şifrelenmiştir. A şahsın yakalandığını belirtmek için şifre ‘Bankaya 100 milyon yatırdım’ şeklindeki bir konuşma ile yakalanan şahıs bildirilir ve bu şekilde ilişkili şahısların yerlerinin değişimi sağlanır. Kaçırılacak B şahsının kaçırıldığını bildirmek için ‘Göndermiş olduğunuz mobilyalar defolu çıktı’ şeklinde konuşma yapıldığından sorumluya B’nin kaçırıldığı bildirilmiş olur.” Kararda, örgütün kaçıracağı şahısları şifrelediği, sorgulama için kaçırılan kişinin beyaz eşya, koltuk veya çekyat içerisinde sorgunun yapılacağı yere götürüldüğü belirtildi. Hizbullahçıların emniyetteki ifadelerinden yalan söylemeyi kural haline getirdiğine, bu konuda eğitim aldıklarına dikkat çekilen kararda, örgütün istihbarat faaliyetlerinde özellikle çocukları kullandığı, silahlarını cami ve mescitlerde sakladığı vurgulandı. PROF. DR. AŞKIN’IN YARGILANMASI Savcı sanıkların beraatını istedi VAN (Cumhuriyet) Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın ile 9 sanığın yargılandığı davanın 16 Mart tarihli son duruşmasına giren ve sanıkların beraatını isteyen savcı Sezgin Kanmaz, reddi hâkim talebinde bulundu. 16 Mart’taki duruşmaya savcı Akın Karakaş’la birlikte katılan savcı Sezgin Kanmaz, esas hakkındaki mütalaasında rektör Aşkın ile 9 sanığın beraatını istedi. Karakaş ise mütalaanın tamamlanmadığını belirterek mahkemeden süre talebinde bulundu. Mahkeme heyeti ise savcı Kanmaz’ın görev yazısının araştırılması için duruşmayı 24 Mayıs’a erteledi. Bunun üzerine Kanmaz da Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na bir dilekçe vererek reddi hâkim talebinde bulundu. Kanmaz dilekçesinde dava dosyasının soruşturma evresi ile arama, ifade, yazışmalar ve keşif tespiti gibi bölümlerinde görev yaptığını anımsattı. Mahkemenin iddia makamını temsil eden Cumhuriyet savcısını araştırması için müdahil vekiline süre verme yetkisinin olmadığını belirten Kanmaz, bunun hukuka aykırı olduğunu vurguladı. CUMHURİYET 09 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear