25 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 MART 2007 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Terörle Mücadele Koordinatörü, ‘Türkiye’nin önceliği Kürdistan’ın kurulmasını engellemek’ dedi 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Başer: PKK yan mesele Gürel de kapkaç kurbanı ? İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul Milletvekili Zeynep Damla Gürel’in çantası, Beyoğlu’nda otomobilinin camını kıran 2 kişi tarafından çalındı. Alınan bilgiye göre, Zeynep Damla Gürel, aracı ile İstiklal Mahallesi Cürev Baba Türbesi önünde durduğu sırada, otomobilinin camı, 2 kişi tarafından kırıldı. Bu kişiler, otomobil içinden milletvekilinin çantasını kapkaç yöntemiyle alarak olay yerinden yaya olarak kaçtı. Gürel’in çantasında, 400 YTL ile kredi kartları ve sürücü belgesinin bulunduğu öğrenildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’nin Terörle Mücadele Koordinatörü emekli Orgeneral Edip Başer, Türkiye’nin stratejik açıdan birinci önceliğinin PKK’yle mücadele değil, bağımsız bir Kürdistan’ın kurulmasını engellemek olduğunu söyledi. Başer, “PKK’nin bertaraf edilmesi, Türkiye için bana göre bir yan meseledir” dedi. Başer, önceki gün ABD’nin PKK ile mücadele konusundaki koordinatörü Joseph Ralston ile yaptığı görüşmenin ardından dün CNN Türk’te katıldığı bir programda, son gelişmelere ilişkin soruları yanıtladı. “Türkiye için PKK’ye askeri müdahale yaptık yapmadık gibi bir silahlı mücadele mi, yoksa Irak’ta bir Kürt devletinin kurulup kurulmaması mı stratejik bir tehdit olarak önemli’’ sorusuna Başer, “Kuşkusuz, ikinci husus Türk devletinin stratejik bo Düzenbazın Gözleri... Sessizlik şiirle, şarkıyla, türküyle bozulur bazen. Bazen hayatın sayfalarından bir resim çıkar karşınıza. Geçmişe doğru bir yolculuk başlar uzun soluklu... Köpürüp akan ırmak, bir ses, bir soluk, yaşamın olanca derinliğinde akıl almaz duyguları, kin ve nefretle çoğaltır... Alçaklığın ihanet damgasını yüzlerde görürsünüz o anda... Arkadan vurmalar, yalan dolan, ikiyüzlülük... Kendi çıkarlarını kollama, her türlü yalakalık!.. Sayıları çoktur onların... Egoları yüksektir, tepeden bakarlar... Yılan gibidirler her an sokabilirler... Önceki akşam sabahın ışıkları sökene dek ayaktaydım... Elimde yarım kalmış kitaplar vardı. Hem okuyor hem de kendi kendimle hesaplaşıyordum... Bir ara çok iyi bildiğim şiirin dizelerini anımsamaya çalıştım: “Dün gece yoktu bu şiir buralarda/Kurulan düzenlerin en güzeli/Sevmek yaşamak kadar önemli.” Zamanın buluştuğu bir dönemeçte şafağı beklerken çocukluk, gençlik günlerim geldi aklıma. Cemal Süreya’yla ilk tanışmam, Erdal Öz’le bir İzmir akşamında oturup rakı içmem... Ortaköy’de bir meyhanedeydik... Demirtaş Ceyhun, Cemal Süreya, Aziz Çalışlar, Erol Özkök... Yıl kaçtı acaba? Anımsayamıyorum!.. “Günün tam ortasında ağlıyorum/Her akşam sokak ortasında öldükçe/Önümü, arkamı bilmiyorum/Azaldığını duyup duyup karanlıkta/Beni ayakta tutan gözlerinin...” ??? Sabahın ilk ışıkları apartmanların üzerinden bahçenin çimleri üzerine düşüyordu... Rahmi Saltuk’un CD’sini dinlemeye başladım... Yıllar ne çabuk geçiyordu... 70’li yılların sonuydu galiba yine. Sabaha karşı Ankara’da bir otelin barında Işık Yenersu ve Rahmi’yle beraberdik... Oysa bir hafta önce İzmir’de Ahmed Arif’le birlikte şiirler okumuştuk... Rahmi Saltuk, CD’siyle “Sevgili Hikmet” diye başlayan bir mektup göndermişti... “Şimdi diyorum ki; ben türkülerimi özgürce söyleyebilseydim... Türkiye daha mutlu, keyifli yaşanılır bir ülke olurdu... Bundan adım gibi eminim. Sevgiler, selamlar...” Rahmi özgürce söyleyememişti türkülerini... Kimseye boyun eğmemişti!.. İkiyüzlü, yalaka, çıkar peşinde koşan bir sanatçı değildi... Sirk cambazı, palyaçosu da değildi... Adam gibi adamdı Rahmi Saltuk!.. Rahmi Saltuk’un “Dosttan Dosta”sında türkülerin dili vardı, coşkusu, isyanı ve hüznü... Yaşam düzgün olmak, boyun eğmemek, gerçekleri söylemekti... Gerçekleri yazan bir başka dost Erol Manisalı’nın “Avrupa’yla Derin Bağlar” (Truva Yayınları) kitabını okuyup bitirmiştim... AKP, AB ve ABD üçgenindeki derin ilişkiler, Abdullah Gül’ün kimliğinde AKP’nin misyonu, TSK’ye karşı AB’nin kullanılması... AKP’nin Washington ve Brüksel’e olan derin bağları Türkiye’nin nereden nereye geldiğinin ifadesiydi... Erol Manisalı’nın özgün çalışması çok önemliydi benim için... Artık gün aydınlanmıştı... Kahvemi yudumlarken Nurgün Erdinç’in “Bazen Erkek de Sever” (Bizim Kitaplar), Nilhan Aydın’ın “Bir Kadının Portreleri” (Günizi Yayıncılık) kitaplarını masamın üzerine koydum... ??? Emekli Kurmay Albay Aziz Ergen’in “Kirli Eller İttifakı”nı (Güncel Yayıncılık) bir hafta önce okumuştum... Genç bir subay olarak Doğu ve Güneydoğu’da sıcak çatışmalar içinde bulunmuş, ölümle burun buruna gelmiş olan Aziz Ergen, “Beyaz Enerji Operasyonu”nda üç aylık teknik soruşturma yapıp ürpertici sonuçlara ulaşmıştı... Aziz Ergen, Amerikalı Albay Martin Rollinson’u sorguya çeken kişiydi Kuzey Irak sınırındaki bir operasyonda... O yüzden de adı “çuval olayının rövanşını alan Türk subayı” diye anılmıştı uzun süre... ??? Evet... Banyo alıp tıraş olmalıyım. Ardından bir kahvaltı... Giyinip gazetenin yolunu tutmalıyım... İkiyüzlülüğün, yalakalığın, arkadan vurmanın geçerli olduğu bir toplumda ayakta kalmak zor da olsa, direnip başarmalıydım... Düzenbazların gözleri güzelim yurdumda alkış toplasa bile!.. ? Edip Başer, ABD’nin PKK ile mücadele konusundaki koordinatörü Joseph Ralston ile yaptığı görüşmenin ardından katıldığı bir televizyon programında, “Bence PKK ile uğraş meselesi, bertaraf edilmesi stratejik bir mesele değil Türkiye için’’ dedi. Başer, Türkiye’nin birinci önceliğinin Kuzey Irak’ta Kürdistan kurulmasını engellemek olduğunu savundu. yutta daha önemli olarak bakması gereken konu. Bence PKK ile uğraş meselesi, bertaraf edilmesi stratejik bir mesele değil Türkiye için. Bana göre bu bir yan meseledir. Stratejik durumun içerisinde bunun da yeri var, ama kesinlikle stratejik boyutta değil, benim nazarımda. PKK’yi etkisiz hale getirmek, belli taktik düzeydeki ekonomik, siyasi ve operasyonel alanda alınacak tedbirlerle halledilecek bir konu. Ancak öbür olay, tam anlamıyla stratejik boyutta, Türkiye’nin gerçekten birinci öncelikli uğraş konusu olması gereken bir konu” yanıtını verdi. Irak’ta federatif bir yapı olmasının, Kuzey Irak’ın tam bağımsız olduğu anlamına gelmediğini, Türkiye’nin karşı olduğu noktanın bu olduğunu ve Türkiye’nin o pozisyonunu ısrarla devam ettirmek zorunda olduğunu belirten Başer, “Hatta Türkiye, eğer o durum Türkiye’nin arzu etmediği istikamette değişecek olursa ne yapacağına da bir an evvel karar verip ona göre hazırlıklarına yapmak zorunda” dedi. Raltson ile yaptıkları görüşmenin de ara bir görüşme niteliğinde olduğunu söyleyen Başer, söz konusu görüşmeyi bir dönüm noktası olarak değerlendirebileceklerini ve PKK’yle mücadele konusunda elle tutulur bir şeylerin elde edileceğini ifade etti. Başer, kamuoyunda ABD’nin terörle mücadelede Türkiye’ye tam destek vermediği yönünde bir hava oluştuğunun hatırlatılması üzerine, hiçbir ülkenin Türkiye’nin arzu ettiği boyutta terörle mücadeleye destek verdiğini söylemenin mümkün olamayacağını belirtti. ‘Barzani’yle görüşmem’ Türkiye’nin ABD için bölgede vazgeçilmez bir ülke olduğunu kaydeden Başer, şunları söyledi: “Biz örtüşme noktalarını bulmaya çalışıyoruz. PKK terör örgütünün, terörist örgüt olarak kabul edilmesi gibi birçok nokta var. Bulmasak, Ralston ile ben ne konuşaca 301’e karşı kitaplı eylem ? Haber Merkezi ‘Irkçılığa Dur De’ girşimcileri herkesi Barış Panayırı çadırında 301’den yargılanan yazarların kitaplarını okumaya çağırıyor. “Sen de kitabını al gel. Birlikte okuyalım. Artık kitaplar yasaklanmasın. Yazarlar yargılanmasın. Hrant’lar öldürülmesin!” diyen Irkçılığa Dur De girişimcilerinin kitap okuma eylemi bugün saat 15.30’da Kadıköy Beşiktaş iskelesi meydanındaki Barış Panayırı çadırında gerçekleşecek. ğım? Aynı şekilde, ‘Ben Barzani ile bugünkü koşullarda konuşmam’ diyorum. Niye ‘konuşmam’ diyorum. Çünkü, Barzani ile bugün benim konuşmamın, terörle mücadele kapsamında benim görevimin yapılmasına en ufak bir katkısı olacağını düşünmüyorum. Ben, hükümetle Genelkurmay’ın görüşleri arasında fazlaca bir fark olduğunu da zannetmiyorum. Kastedilen şeylerin aynı olduğunu değerlendiriyorum. Yani bir yararı olacaksa görüşülür. MGK’de alınan kararın da mutlaka Kuzey Irak’takilerle siyasi ilişkiler anlamına gelmediğini, Irak hükümetiyle olan siyasi ilişkilerin geliştirilmesinin kastedildiği şeklinde değerlendiriyorum. Hükümet siyasi otoritedir. Hükümet eğer o bölgedeki insanlarla görüşmeyi de siyaseten gerekli görüyorsa görüşebilir. Ona kimsenin bir diyeceği yok.” YENİDEN YARGILAMADA KARAR ÇİZMEDEN YUKARI Gazetecileri fişleyen fişleyene!.. MUSA KART ‘Eski DEP’li vekiller siyasete dönebilir’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yeniden yargılanan DEP’in eski milletvekilleri Leyla Zana, Orhan Doğan, Hatip Dicle ve Selim Sadak, 7 yıl 6’şar ay hapis cezasına mahkum oldu. Mahkeme daha önce verdiği 15’er yıllık hapis cezasını, yeni Türk Ceza Yasası ve Terörle Mücadele Yasası’na uyarlayarak bu karara vardı. Kararın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan avukat Yusuf Alataş, müvekkillerinin Ankara 1. Nolu DGM’nin kararı gereği 9 yıldan fazla tutuklu kaldıklarını anımsatarak yeni karara göre 6 yıl tutuklu kalması gereken Zana, Doğan, Dicle ve Sadak’ın 3 yıl fazladan hapis yattıklarını söyledi. Alataş, müvekkillerinin mevcut hukuki durumlarıyla siyaset yapıp yapamayacaklarının sorulması üzerine de Zana, Dicle, Doğan ve Sadak’ın kamu haklarından mahrum olmadıklarını anlattı. Yeni yasaya göre, hukuki kısıtlılığın infaz süresiyle sınırlı olduğuna işaret eden Alataş, “Ancak milletvekilliği seçilme yeterliliği Yüksek Seçim Kurulu’nun kararına bağlı’’ dedi. Alataş, kararı ulusal ve uluslararası düzeyde temyiz edeceklerini söyledi. pında Kürtçe bildiri dağıttıkları’’ ve bu bildiride “terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ı övücü ifadelere yer verdikleri’’ gerekçesiyle, SPY’ye muhalefet ve TCY’nin “suçu ve suçluyu övme’’ fiilinden 1 yıl 6’şar ay hapis cezasına çarptırıldığı davanın gerekçeli kararı açıklandı. Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin gerekçeli kararında, “Bildiride, terör örgütü PKK’nin elebaşısı olan ve bu suçtan hükümlü bulunan Öcalan’ın döktüğü kana rağmen Kürt sorununun barışçıl çözümüne dair önemli katkılarda bulunduğundan söz edilmektedir. Oysa ki Öcalan’ın Kürt meselesine katkısı kan ve gözyaşıdır. Bunun dışında bir katkısı söz konusu değildir. Bu nedenlerle işlediği suçtan dolayı Abdullah Öcalan’a övgü yapıldığı kabul edilmiştir’’ denildi. Pervari’de çatışma ? SİİRT / ŞIRNAK (Cumhuriyet) Siirt’in Pervari ilçesinde çıkan çatışmada 2 korucu şehit oldu. Güvenlik güçleriyle PKK’liler arasında önceki gece Pervari’ye bağlı Doğan köyü civarındaki Besta mevkisinde sıcak temas sağlandı. Çıkan çatışmada Doğan köyü korucularından Osman Bulut ve Süleyman Bulut şehit oldu. Şırnak Valiliği’nden yapılan yazılı açıklamada ise Küpelidağ bölgesinde ileri üs bölgesi tesis eden güvenlik güçlerine bir grup PKK üyesince silahlı saldırı girişiminde bulunulduğu belirtildi. Açıklamada, çıkan çatışmada bir PKK’linin öldürüldüğü ve 3 el bombası ele geçirildiği ifade edildi. musakart@yahoo.com CHP’lilerden Cumhuriyet’e destek CHP Çankaya İlçe Teşkilatı üyeleri dün gazetemizin Ankara Bürosu’nu ziyaret etti. Gazetemizin Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’la görüşen heyet, Cumhuriyet’in “Tehlikenin farkında mısınız? Cumhuriyet’inize sahip çıkın” reklamlarına destek verdi. CHP’liler AKP’nin basına yönelik tutumuna da tepki gösterdi. Hizbut Tahrir operasyonu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’da, yasadışı Hizbut Tahrir terör örgütüne yönelik operasyonda, örgütün üst düzey kadrolarında yer aldığı belirtilen bir kişi gözaltına alındı. Operasyonda, örgütün Türkiye yapılanmasında “üst düzey kadrolarda yer aldığı’’ belirtilen Y.Ç. adlı kişi, gözaltına alındı. Operasyonun devam ettiği öğrenilirken, yeni gözaltıların da olabileceği kaydedildi. ‘Öcalan’ın katkısı: Kan’ Öte yandan, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ve Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un, geçen yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde “Türkiye ça hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Atatürk’e ettiği hakaretle gündeme gelen Mimarsinan Belediye Başkanı hakkındaki iddialar TBMM gündeminde DÜZELTME Gazetemizin dünkü sayısında yer alan “Başbakanlık fişledi” başlıklı haberin grafiklerindeki Milliyet gazetesi ile ilgili bölümde Sedat Ergin’in genel yayın yönetmeni olmasının ardından gazetenin haberler ve köşe yazılarında “olumsuzluk oranı arttı” ifadesi yer almıştır. Doğrusu “Köşe yazılarında olumluluk, haberlerde olumsuzluk arttı” olacaktır. CHP’den Aksu’ya Bozgeyik sorusu ? CHP’li Erdal Karademir, İçişleri Bakanı Aksu’nun yanıtlaması istemiyle verdiği önergede, Mimarsinan Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddiaları konusunda inceleme yapılıp yapılmadığını sordu. ANKARA/ İSTANBUL (Cumhuriyet) CHP İzmir Milletvekili Erdal Karademir, anlattığı fıkrayla Atatürk’e hakaret eden AKP’li İstanbul Mimarsinan Belediyesi Başkanı Cuma Bozgeyik hakkındaki çeşitli savları TBMM’ye taşıdı. Karademir, soru önergesinde bazı haber ve noter tespitlerine göre gündeme getirilen savları sıraladıktan sonra Aksu’ya şu soruları yöneltti: “Kıyıda yapılan dolgular, yürürlükteki Kıyı, Çevre ve İmar yasalarına uygun mudur? Kıyı şeridinde yapılan dolgu, anılan yasa hükümlerine uygun değilse, dolguyu yaparak ve dolguya izin vererek doğayı, çevreyi ve kıyıyı tahrip edenler hakkında bakanlığınız tarafından bugüne kadar ne tür bir işlem gerçekleştirilmiştir? Belediye Başkanı Bozgeyik’in yönetime geldiği günden bu yana Mimarsinan beldesinde ruhsatsız ve imara aykırı yapı sayısı nedir? Bozgeyik göreve geldikten sonra imar planı değişikliklerine gittiği, imar planındaki 5 kat olan yerleri 10 kata çıkararak kişisel çıkar sağladığı iddiaları doğru mudur? Yerel ve ulusal basınımızda konuya ilişkin yer alan haberler ve noter tespit tutanağı ihbar kabul edilerek İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu’nca ve/veya bakanlık kontrolörlerince yapılan inceleme veya soruşturma var mıdır?” Öte yandan AKP İstanbul İl Başkanı Mehmet Müezzinoğlu, anlattığı fıkrayla Atatürk’e hakaret eden, Bozgeyik’in, il disiplin kuruluna havale edildiğini bildirdi. Müezzinoğlu, İl Disiplin Kurulunun gerekli inceleme ve görüşmeler yaparak kararını vereceğini belirterek “Uyarı, kınama, geçici ihraç, üyelikten ihraç verebilir. Alınan karar, il genel merkezine görüş olarak iletilir. Kesin karar, il genel merkezi tarafından verilir’’ dedi. CUMHURİYET 05 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear