26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 9 ŞUBAT 2007 CUMA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB Y S Y Y Y Y PB PB 13 14 15 14 15 13 13 11 14 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB PB PB PB S S S S PB 12 12 13 12 9 8 3 2 16 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B 17 B 16 PB 6 PB 12 B 7 S 8 S 1 S 3 S 8 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun batı kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın batısı ve Ege kıyıları yağmur ve sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Yurdun iç ve doğu kesimlerinde buzlanma ve don olayı ile birlikte sabah saatlerinde sis görülecek. Hava sıcaklığı; iç ve batı kesimlerinde artacak, yurdun doğu kesimlerinde azalacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo K 5 Helsinki K 6 Stockholm K 2 Londra Y 7 Amsterdam K 3 Brüksel K 5 Paris Y 8 Bonn PB 3 Münih K 4 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih K Y Y Y Y Y Y PB Y 4 11 15 7 15 10 15 15 9 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB 13 Y 11 PB 1 B 22 PB 8 PB 14 B 10 Y 18 B 14 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada nelik faaliyetinin engellenmesi. Bu konudaki çalışmalarımız da sonuç verdi” diyor. Neyi anımsatmak istiyor Büyükelçi Wilson? ABD, Türkiye’nin PKK ile ilgili yakınmalarına özellikle koordinatörlük kurumu ortaya çıktığından beri askeri operasyondan önce yapılması gereken kimi çalışmalar olduğunu söyledi. Bunların başında PKK’nin Avrupa’dan aldığı maddi desteğin kesilmesi geliyordu. Bu bilgiler bir araya getirilince ortaya çıkan mantıksal sonuç şu oluyor: ABD, PKK’ye sağlanan maddi desteğin engellenmesi için Avrupa ülkeleri, özellikle Paris üzerinde baskı yaptı ve… Fransa harekete geçti. Ancak bu sonuç akla başka bir olumsuzluğu getiriyor. Demek ki, ABD istediği zaman ağırlığını koyarak üstelik Fransa gibi kolay diş geçiremediği bir ülkeye gerekeni yaptırabiliyor. Ama aynı ABD, Kuzey Irak Kürtlerini ve üzerindeki etkisi yadsınamayan Bağdat hükümetini Türkiye’nin Kandil dağlarına askeri operasyon yapmasına karşı çıkmamaları için neden ikna edemiyor? ??? Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Washington’a derin temaslar yapmaya gitti. Düzenlediği basın toplantısında PKK konusunda Türkiye’nin “askeri önlem alıp almayacağı” sorusunu şöyle yanıtladı: “Yapılmaması yönünde ABD’den bir telkin söz konusu değil”. Oysa, aylardır, hatta yıllardır Türkiye’nin Kuzey Irak’a askeri operasyon yapmasına karşı çıkanın, sert birtakım tavırlar takınarak engel olanın ABD olduğunu biliyorduk. Bakan Gül, “askeri bir önlem alınmaması yani askeri bir operasyon yapmamızı engelleyecek yönde ABD’den ‘bir telkinin’ söz konusu olmadığını” söylediğine göre: ABD Kuzey Irak’a isterse askeri operasyon yapmamıza karşı çıkmayacak demektir. Öyleyse? Hükümet bugüne dek kamuoyunu uyutan bilgilerle operasyon yapmadı. Ama şimdi bakanın açıklamasına göre ABD engeli ortadan kalktığına göre, sınır ötesi askeri operasyonu neden yapmıyor, yapamıyor? ??? Kamuoyu bir askeri operasyon beklentisi içindeyken koordinatör emekli Paşa Edip Başer, son açıklamalarında Amerikalıların öncelik verdiği bir konuyu benimsemiş görünüyor. “PKK terörüyle mücadelede yararlı olacağına inanılması halinde Kuzey Iraklı Kürt liderlerle görüşülebileceğini” söyledi. Böylece Türkiye’nin artık kırmızı çizgilerinin kalmadığını söylemiş oldu. Anımsayacaksınız; Amerikalı emekli General Joseph Ralston, Ankara’ya gelmeden önce Kuzey Irak’a uğradı, Kürt liderlerle konuştu. Söylediğine göre, “Kürt liderlerini PKK’ye karşı savaşmaları için ikna edemedim” dedi. Bu bilgileri birlikte yorumlarsak; kapalı kapılar arkasındaki görüşmelerde Türkiye’nin Kuzey Irak Kürt aşiretleriyle pazarlığa oturma olasılığı da ele alınıyor, demektir. ??? Bu arada Bakan Gül’ün ABD gezisinde Ermeni soykırımı yasası ön plana çıktı. Fakat pek çok kimse, hatta bakan da öyle görmeyebilir ama karşılaştığı olaylar skandal niteliğinde. Ermeni yasasını destekleyen Temsilciler Meclisi Başkanı (Demokrat) Nancy Pelosi, Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Joseph Biden, Senato çoğunluk lideri Harry Reed, Gül’ün görüşme talebini geri çevirdiler. Üç önemli insandan TC Dışişleri Bakanı’nın görüşme talebine ret! Dışişleri Bakanımız benzerine rastlamadığımız bu olayı sineye çekmiş görünüyor ve hâlâ ABD’nin kimi yaptırımları yerine getiremediği için bize karşı “mahcup” olduğunu söylüyor. Güldürmeyiniz bizi Sayın Bakan! Yahudi lobisine ‘tasarıyı desteklerseniz İsrail’le ilişkiler bozulur’ mesajı verdi GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Gül sonuç alamadı YILMAZ POLAT WASHINGTON Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Washington’daki temaslarının son gününde Hamas ziyareti nedeniyle daha önce sert biçimde mektuplaştığı Demokrat Parti Kaliforniya Milletvekili Tom Lantos’la Temsilciler Meclisi’nde yüz yüze geldi. Lantos, Hamas yetkililerinin Ankara ziyaretinden sonra Gül’e sert bir mektup yazmış ve artık Türkiye’nin sorunlarını, özellikle de Ermeni soykırımı tasarısını Kongre’de savunamayacağı tehdidinde bulunmuştu. Gül de Lantos’a aynı sertlikte yanıt vermişti. Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Lantos’un ofisinde yapılan görüşmede Hamas konusu yeniden gündeme geldi. Gergin bir havada başlayan görüşmede Gül, Hamas politikalarının yanlış olmadığını tekrarladı ve bunun sonradan Washington ve Tel Aviv’de de anlaşıldığını söyledi. Söylediklerini Amerikan ve İsrailli yetkililerden de doğrulatabileceğini kaydeden Gül, Türkiye’deki Musevi yurttaşların tasarıya şiddetle karşı çıktığını ve Türk kamuoyunun bu konuda çok hassas olduğunu söyledi. Yahudi lobisinin geçmişte olduğu gibi tasarıya karşı çıkmasını isteyen Gül, Yahudi asıllı Kongre üyelerinin tasarıya destek vermesi halinde, Türkİsrail ilişkilerinin olumsuz etkilenebileceğine dikkat çekti. Gül, soykırım tasarısının ilişkilere oluşturduğu tehdidi anlatmak üzere Temsilciler Meclisi tahsisatlar komitesi savunma alt komitesi başkanı John Murtha ile Temsilciler Meclisi’nin çoğunluk lideri, Demokrat Parti Maryland Milletvekili Steny Hoyer ile de bir araya geldi. Gül, Kongre’de, ABDTürkiye Kongre Çalışma Grubu yetkililerinin onuruna düzenlediği öğle yemeğine katıldı ve ardından, Kongre’deki Türk dostluk grubunun eşbaşkanı Demokrat Parti Florida Milletvekili Robert Wexler ile görüştü. Gül, ABD Temsilciler Meclisi azınlık lider yardımcısı, Cumhuriyetçi Parti Missouri Milletvekili Roy Blunt ile de bir araya geldi. Gelecek hafta ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Peter Pace’in resmi konuğu olarak Washington’a gelecek olan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt da Kongre’de sözde Ermeni soykırım tasarısına ilişkin temaslar yapacak. Lantos’la da görüşmesi beklenen Büyükanıt’ın da Yahudi lobisinin desteğinin önemli olduğu, Yahudi Kongre üyelerinin tasarıya destek vermelerinin Türkİsrail ilişkilerine zarar vereceği yolunda mesajlar vermesi bekleniyor. Gül: Musul’u tek bir Irak’a verdik Alman Marshall Fonu ile Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları (SETA) kuruluşu tarafından düzenlenen “Yol Ayrımındaki Türk Politikası’’ konulu toplantının açılışında konuşan Gül, Kerkük’teki gelişmelere ilişkin bir soru üzerine “Biz o bölgeyi yüzyıllarca yönettik. Doğal bağlarımız var. Aynı zamanda bugünkü realiteleri de tanıyoruz. Irak, Iraklılara aittir. Biz 1926’da Musul’u verirken tek bir Irak’a verdik. Karşımızda tek bir Irak görmek istiyoruz’’ dedi. Kerkük’ü, “Irak’ın küçük bir modeli’’ olarak nitelendirerek “Kerkük tek bir grup tarafından ele geçirilmemeli. Bu, Irak’taki duruma yardım etmeyecek’’ diyen Gül, Kerkük’ün geleceği için eski Baasçıların da sisteme entegre edilmesi durumunda şiddetin azalacağını söyledi. Gül’ün dinleyicilere sunumunu, ABD’nin eski Dışişleri Bakan Yardımcısı ve eski Ankara büyükelçilerinden Marc Grossman yaptı. Türkiye’deki reform sürecini öven Grossman, bugün Cohen Grup adlı bir lobi şirketinde yer alıyor. Almanca eğitim verecek üniversite Türkiye’de Almanca eğitim verecek üniversite kurulması konusunda temaslarını sürdüren Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) ve Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Bilim Bakanlığı Heyeti, Ankara’da Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i ziyaret etti. İstanbul’da Büyükşehir Belediyesi yetkilileri ve Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ile bir araya gelen KRV Bilim Bakanlığı yetkilileri ve TAM heyeti, daha sonra Ankara’ya geçerek Dış Türklerden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, YÖK Başkanı Erdoğan Teziç ve Dışişleri Müsteşarı Ertuğrul Apakan’ı ziyaret etti. Ankara programını köşkte Cumhurbaşkanı Sezer’i ziyaret ederek tamamlayan heyet, Sezer’i, kurulacak olan üniversite konusunda bilgilendirdi. Projeye tam destek verdiğini ifade eden Sezer, TürkAlman ilişkilerinin köklü bir geçmişe sahip olduğunu ve günden güne ilerlediğini, Türkiye’de eğitim verecek Almanca bir üniversitenin de ilişkiler çerçevesinde hayata geçirilmesi gerektiğine inandığını söyledi. Almanca eğitimin de önemli bir kazanım olacağını belirten Sezer’in isteği üzerine üniversitenin programına Avrupa hukuku alanı da eklendi. tığı bir dönem oldu. Aralık 1991’de Sovyetler Birliği’nin çökmesiyle birlikte fiilen sona erdi, ama etkileri hâlâ devam ediyor. Peki, 21. yüzyıla ne ad verilebilir? Bu konuda değişik tanımlamalar var. Tek kutup iddiasındaki ABD’nin derdi başka. Diyor ki: “21. yüzyılın adı yeni Amerikan yüzyılıdır... Ya Amerika’yı sev ya yerküreyi terk et!” Gelişmeleri dikkatle izleyen, bunun ışığında geleceği okumaya çalışan uzmanların 21. yüzyıla yakıştırdığı ad ise şu: Karanlık savaş dönemi! Neden? Yeryüzü tam bir ateş çemberi... Düşman kim dost kim, belli değil. ABD gezisinden eli boş dönen Dışişleri Bakanı yakınıyor: “PKK eskiden bize düşman ülkelerde yuvalanırdı, şimdi dost ülkelerden destek buluyor!” Özellikle terörün uluslararası bir silah olarak kullanıldığı günümüze “karanlık savaş dönemi” ne yazık ki çok yakışıyor! ??? Almanya’nın 43 yıldır ev sahipliğini yaptığı Uluslararası Güvenlik Konferansı’nı izlemek üzere Münih’teyiz. Konferansın bu yılki konusu yukarıda aktardığımız kaygıların bir parçası: Küresel krizler ve küresel sorumluluk! Krizleri anladık da sorumluluğu anlamadık! Zira yeryüzünün içine düştüğü güvenlik sorununun sorumluluğunu üstlenen yok... Bir başka deyişle sorumluluk üstlendiğini iddia edenler, sorunlu... ABD’nin Irak’ın işgaline 200 milyar dolar daha ayırmayı planladığı, Afganistan’a ek asker gönderecek müttefik aradığı, İran’a saldırı gerekçeleri oluşturmaya çalıştığı, Kuzeydoğu Afrika’yı karıştırdığı bir süreçte yapılan bu konferansa kim hangi güvenlik açılımları getirecek, yerinde izlemeye çalışacağız. Çin Halk Cumhuriyeti ve Japonya’nın da aktif katılmasının beklendiği konferansın dikkat çekici konuklarının başında Rusya Devlet Başkanı Putin geliyor. NATO’nun Aralık 2006’da Riga’daki toplantısı dünyanın güvenlik sorununa şu çözümü bulmuştu: NATO bundan böyle sadece askeri alana bakmaz, sosyal ve ekonomik politikalar da üretir, dünyanın hiçbir bölgesini de kendi başına bırakmaz, kontrol eder, olur biter! ABD dışında kimsenin işine gelmeyen bu “çözüm” 20. yüzyıl kurumlarının da usul usul kurum bağladığını, NATO’nun da bir Amerikan SENATO’suna dönüştüğünü gösteriyor. ??? Konferansa Türkiye’den CHP Genel Başkanı Deniz Baykal katılıyor. Baykal, Türkiye’nin iç güvenlik sorunlarıyla çevresinde giderek küreselleşen krizlerin iç içe geçtiğini gören ve bunun ayırdına vararak değerlendirmeler yapan bir lider. Baykal’ın, güvenliğin Davos’u olarak adlandırılan bu konferansa çağrılmasının nedenlerinden biri bu olsa gerek. Türkiye, girişte sözünü ettiğimiz 20. yüzyıl ayrımlarını yaşamış bir ülke. Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünü getirdi. İkinci Dünya Savaşı’nı teğet geçtik, ama sonuçlarını kucağımızda bulduk. Sovyetler’e karşı Batı Bloku’nun ileri karakolu işlevini üstlendik. Karanlık savaşın neresindeyiz? Güney komşumuz Amerika neyimiz olur? Dost mu düşman mı? Aramıza mesafe koyduğumuz sınır komşularımızla “ortak sorunlarımız” çıkarsa ne yapacağız? Türkiye’yi yönetme sorumluluğunu alan, almayı planlayan tüm siyasilerin bu sorulara gerçekçi çözümler üretmesi gerekiyor! ankcum?cumhuriyet.com.tr ‘Karanlık geçmişle yüzleşilmeli’ ABD’li Bakan Rice’ın yardımcısı Fried, Dink’in cenaze töreninde ‘katı milliyetçiliğin reddedildiğini’ belirterek ‘Türkiye, Ermenistan’a zor da olsa el uzatmalı’ diye konuştu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın Avrupa ve Avrasya’dan sorumlu Bakan Yardımcısı Daniel Fried, Irak’a olası bir “sınır ötesi” operasyonuna karşı çıkarak “Söz etmek kolay ancak Türkiye’nin amaçladığı sonuçları vermeyebilir. Bu nedenle görüşümüz, Türkiye için Kürt bölgesel makamları, merkezi hükümet ve bizimle işbirliği yaparsa daha iyi olacağı yönünde” dedi. Fried, sözde Ermeni soykırımı konusunda ise “Büyük uluslar karanlık geçmişleriyle yüzleşmeli” değerlendirmesini yaptı. Washington’daki ofisinden, telekonferans sistemiyle gazetecilerin sorularını yanıtlayan Fried, TürkiyeABD ilişkilerinin “derin” ve “geniş kapsamlı” olduğunu söyledi. Fried’ın, bir tek Rumlarla Doğu Akdeniz’de yaşanan petrol arama krizine ilişkin soruyu yanıtsız bırakması dikkat çekti. Fried, sözde soykırım tasarısının Bush yönetiminin desteğine sahip olmadığını belirterek “ABDTürkiye ilişkisi, herhangi bir konudan daha önemlidir” dedi. ABD’nin geçmişte de kölelik gibi “karanlık noktaları”nın bulunduğuna işaret eden Fried, Türkiye’nin “geçmişindeki karanlık tarihi ile dürüstçe yüzleşmesi gerektiği” mesajını verdi. Fried, Hrant YÖK’e saldırı için fırsat bildi 4.5 yıla kadar hapsi isteniyor İsmal Beşikçi hakkında dava HİLAL KÖSE Vakit’in haberi Erdoğan’ı yanılttı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dinci Vakit gazetesinin “Devlet üniversitelerinde yolsuzluk yapıldığı ve YÖK’ün de sorumlular hakkında soruşturmaya izin vermediği” yönündeki haberi yalan çıktı. Bu haberi YÖK’ü eleştirmek için fırsat olarak gören Başbakan Tayyip Erdoğan kurula çattı. Ancak Kamu İhale Kurumu’nun, üniversitelerle ilgili hiçbir özel incelemesinin olmadığı ortaya çıktı. Sahibi ve yazıişleri müdürü hakkında yakalama emri çıkarılan Vakit gazetesi 6 Şubat Salı günkü sayısında manşetten yayımladığı, “Yolsuzluğu Örtbas Kurulu” başlıklı haberde, YÖK’ün, “Yükseköğretim Kurulu olmaktan çıkıp yolsuzlukları örtbas kurulu, rektörleri koruma kurulu haline dönüştüğünü” ileri sürdü. Gazete haberine kaynak gösterilen Tüm Öğretim Üyeleri Derneği Eski Başkanı Prof. Tahir Hatipoğlu, YÖK’ün Kamu İhale Kurumu tarafından ihalelerde yolsuzluk yaptıkları belirlenen 47 devlet üniversitesinin sorumluları hakkında işlem yapılmasına izin vermediğini savundu. Erdoğan, haberin gazete yayımlandığı gün TBMM’deki grup konuşmasında YÖK’ü eleştirdi. Erdoğan, “YÖK’ün şu olaydaki tavrına bakın, Kamu İhale Kurumu birtakım tespitlerde bulunmuş. Bunu engellemek hukuk devleti anlayışıyla bağdaşmaz” diye konuştu. Ancak Kamu İhale Kurumu Başkanı Dr. Hasan Gül, kurumun belli kamu kurumlarını yolsuzluk tespiti amacıyla mercek altına alarak bir inceleme yapma görev ve yetkisinin bulunmadığına işaret etti. YÖK’ten yapılan açıklamada da haberinin gerçek dışı olduğu belirtilerek “Her türlü dayanaktan yoksun suçlamaların doğru kabul edilerek, en üst düzey yetkililer tarafından üniversitelerimizi töhmet altında bırakan beyanatların verilmesi, esefle karşılanmaktadır’’ denildi. İKTİDARIN ABD’DE TASARIYI ENGELLEME UMUDU AZALIYOR Sosyolog, yazar İsmail Beşikçi (68) hakkında, TCK’nin 216/1. maddesi uyarınca “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan dava açıldı. Esmer dergisinde yer alan yazısı nedeniyle 4.5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen Beşikçi, 12 Şubat Pazartesi günü Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargıç karşısına çıkacak. Yaşamının 17 yılını cezaevlerinde geçiren Beşikçi, “basın yoluyla halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik ettiği” gerekçesiyle yargılanıyor. Genelkurmay Başkanlığı, Beşikçi’nin Esmer dergisinin Aralık 2005 tarihli sayısında “Konuşmadık, bastırdık” başlıklı yazısı nedeniyle suç duyurusunda bulundu. AKP’nin Ermeni açmazı BAHADIR SELİM DİLEK İfadesi bile alınmadı Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı da Ankara’da yaşayan Beşikçi’nin savunmasını bile almadan iddianame hazırladı. Yazarın 1.5 yıldan 4.5 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını isteyen savcılık, yazıdaki “…Ama Kürt çocukları her gün ‘Türküm, doğruyum, çalışkanım…Varlığım Türk varlığına armağan olsun..’ diye ant içiyor. Bu ant, Kürtlerin yaşadığı alanlarda Türk egemenlik sisteminin ayrılmaz bir parçası olmuş…” ifadelerinde suç unsuru olduğunu ileri sürdü. Derginin sorumlu yazıişleri müdürleri Mehmet Ali İzmir ve Ferzende Kaya’nın da TCK’nin 301/1. maddesi uyarınca “devletin askeri teşkilatını aşağılamak” suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapse mahkum edilmeleri istendi. Beşikçi’nin avukatı Levent Kanat, davanın hukuksal dayanaktan yoksun olduğunu ifade etti. ANKARA ABD’de Temsilciler Meclisi’ne sunulan ve 1915 yılında yaşanan olayların “soykırım” olarak tanınmasını isteyen tasarının Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen öncesinde, 24 Nisan tarihine kadar yasalaşma olasılığının giderek güçlenmesi, AKP’yi siyasi açıdan çıkmaza soktu. ABD Kongresi’nde daha önce birçok kez gündeme gelmesine karşın Beyaz Saray’ın devreye girmesiyle gündemden kaldırılmış olan Ermeni tasarısının bu kez yasalaşması durumda, AKP hükümeti, Ermeni politikasında büyük darbe alacak. Bu durumda AKP, “ABD’deki Ermeni tasarısını engelleyememiş hükümet” damgasıyla tarihe geçecek. CumhurbaşDink cenazesi sırasında atılan “Hepimiz Ermeniyiz” sloganını katı milliyetçiliğin reddi olarak yorumladığını söyledi. Ermenistan ile ilişkilerin normalleşmesi konusunda Türkiye’ye ne yapacağını söylemenin ABD’ye düşmediğini belirten Fried, “Belki, normalleşme için bir fırsat var. Toplum sanki milliyetçileri reddetti. Ermenistan’a eli uzatmak kolay değil. kanlığı seçimlerine bu damga ile gitmek istemeyen AKP, Abdullah Gül’ün Washington’daki temaslarına büyük önem veriyor. Ancak Gül’ün, muhataplarını söz konusu tasarının engellenmesi yönünde ikna edebileceği beklentisinin boşa çıkması, AKP’nin elindeki önemli bir kozu da sıkıntıya soktu. Daha önce Temsilciler Meclisi ve Senato’daki dengeler nedeniyle, 1915 olaylarının soykırım olarak kabul edilmesini öngören tasarılar yasalaşmamıştı. Ancak, dengelerin Cumhuriyetçiler aleyhine bozulmuş olması, Demokratlar’ın elini güçlendirdi. Bu bağlamda, “Ermenileri desteklemeyen Demokrat üyeler bile Irak politikası nedeniyle Bush yönetimini cezalandırmak için, Ermeni tasarısına olumlu oy kullanabilir” değerlendirmeleri öne çıktı. ve ABD’nin Batı Avrupa’daki dostları ile çalışmalar yaptıklarını anlatan Fried, “Sorunun niteliğini anlıyorlar” diyerek daha fazla gözaltılar olacağı beklentisini de dile getirdi. Fried, “terör örgütü” olarak nitelendirdiği PKK ile mücadele konusunda da “Sorunun çözümü için de hem Irak merkezi hükümeti ile hem de Kürt bölgesel hükümeti ile işbirliği gerekecek” dedi. Doğrusunu yapmak zordur. Türkiye’nin fırsatı yakalayacağını umuyorum” dedi. ‘Kürtlerle işbirliği yapın’ Fried, Fransa ve Belçika’daki PKK operasyonlarının Abdullah Gül’ün ABD ziyaretini desteklemeye yönelik olduğunu sanmadığını ifade ederek “Zamanlama rastlantı” dedi. Buna karşın, PKK konusunda Türkiye CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear