28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 ŞUBAT 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sezer, Arınç ve Erdoğan’ın yeniden tanımlama ve yorum arayışlarına tepki gösterdi 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Laikliğin tanımı açık’ Eruygur yeniden ADD Başkanı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanlığı’na yeniden Şener Eruygur getirildi. ADD’den yapılan yazılı açıklamaya göre, Turgut Özakman başkanlığında toplanan Merkez Yönetim Kurulu’nda görev dağılımı yapıldı. Emekli Orgeneral M. Şener Eruygur, oybirliğiyle yeniden genel başkanlığa seçildi. Toplantıda, genel başkan yardımcılıklarına Prof. Dr. Ali Ercan ve Prof. Dr. Nur Serter, genel sekreterliğe İzzet Polat Ararat, genel saymanlığa Celal Akpınarlı, genel sekreter yardımcılıklarına Melek Yılmaz, Abdurrahman Kurtaslan, Mehmet Kaynak ve genel sayman yardımcılığına Cemal Kaman getirildiler. Hukuk Tanımayan Düşünce... Türkiye “derin devlet”i tartışırken Ulusal Deprem Konseyi (UDK) kimseye haber verilmeden ortadan kaldırılmış... İTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Celal Şengör, UDK’nin lağvedildiğini televizyonlardan öğrenince şaşırıp kalmış... Prof. Dr. Namık Kemal Pak ise, “kararı televizyondan öğrenince dehşete düştüm” derken Celal Şengör, “UDK’nin kapatılması akıl alacak iş değil” diyor... Kararı Resmi Gazete’den “tesadüfen” öğrendiklerini söyleyip ekliyor: “Böyle bir karar alındığına göre demek ki böyle bir fonksiyona ihtiyaç kalmamış, topraklarının yüzde 98’i deprem kuşağında olan Türkiye’de böyle bir yapıya gerek kalmamış. İnşallah ülkede büyük depremler olmaz...” Bilim insanlarımız zaman zaman AKP’nin iktidarda olduğunu unutuyorlar... Bilim dışı bir düşünce iktidarda dördüncü yılını doldurdu... AKP için dünya hâlâ “öküzün boynuzlarında!..” Yaşadığımız coğrafyanın yüzde 90’ının hareketli fay kuşaklarının üzerinde olduğunu onlar kabul etmezler... Celal Şengör, zaten açıklamasında, “düşünce biçimi”nin altını çizmiş... Diyor ki: “UDK’nin Başbakanlık genelgesiyle ve neredeyse gizlice lağvedilmesini bir ciddiyetsizlik olarak görüyorum. Bu akıl alacak bir iş değil. Kaldı ki TÜBİTAK yönetiminin yasadışı olduğuna ilişkin yargı kararı var. Dolayısıyla mevcut TÜBİTAK yönetiminin tavsiyesi üzerine UDK’nin lağvedilmesi kararı suçtur...” Evet.. TÜBİTAK yönetimi yasadışı bugün... Bir hukuk devletinde yargı kararını çiğneyen bir düşünce Türkiye’yi nereye götürür? Yanıtını ben değil, televizyon ekranlarında AKP’ye destek çıkan sözde aydınlarımız versin!.. CHP İzmir Milletvekili Erdal Karademir, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması için bir soru önergesi verdi... UDK’nin lağvedilmesinin, başta Dünya Bankası olmak üzere yurtdışı kurum ve kuruluşlardan sağlanan milyonlarca Avro’luk finansal kaynakların kullanılmasıyla ilgisi olup olmadığını sordu... Elbet Başbakan soru önergesini yanıtlayacak... Peki kamuoyu ne yapacak? ??? Halkımızın depremle filan pek ilgisi yok. Marmara depreminden ders alınmadı... Asıl sorun hukukun çiğnenmesi... Bu durum salt TÜBİTAK için geçerli değil. Hukuk, Bergama Ovacık’taki altın madeni işletmesinde de delinmedi mi? Türkiye’yi zor günler bekliyor... Hrant Dink cinayeti aydınlanabilecek mi? Tamam tetikçi bulundu!.. Oysa Hrant Dink cinayetinin arkasında iç ve dış güç odaklarının olmaması olanaksız... Türkiye’de dincifaşist bir örgütlenme devletin önemli kurumlarında “tarikatçı yapılanma”yla birlikte ivme kazanırken Erdoğan’ın sadece “iş olsun” diye “kafatasçılar” diyerek bazı çevrelere şirin gözükmesi gerçekten insanı düşündürüyor... “Derin devlet” savını yinelemek ne yarar getirir Türkiye’ye? Başbakan önce “derin devlet”i çözmeli, yükselen dincifaşist örgütlenmenin, kafatasçılığın önüne geçebilmek için gerekeni yapmalıdır... AKP oy yitiriyor... Başbakan tüm bunları bildiği için de Hrant Dink cinayeti üzerinden MHP’ye vurup “Hani bunlar milliyetçiydi” deyip ekliyor: “Irkçılar, ayrımcılar, kafatasçılar...” Türkiye’nin dört bir yanında El Kaide, Müslüman Kardeşler, İslamı Hareket ve Hizbullah militanları cirit atıyor; Güneydoğu’da, Karadeniz’de MOSSAD ve CIA ajanlarından geçilmiyor... Şimdi soruyorum: “Hizbullah’ın öldürülen Hüseyin Velioğlu’ndan sonra lideri olan İsa Altsoy, Almanya’da yaşadığı halde niçin Türkiye’ye iadesi istenmiyor?” ??? Ulusal Deprem Konseyi lağvediliyor, TÜBİTAK’ta yargı kararları çiğneniyor... İşte size bir Türkiye fotoğrafı... Dincifaşist örgütlenme, 1994 yılında hazırlanan “TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu Raporu” ve Susurluk’ta ortaya çıkan devlet içindeki örgütlü çete... Bir arpa boyu bile yol gitmedik bunca yıldır, “demokrasi ve insan hakları” dediğimiz halde... Neden, niçin? Yargı kararlarını elinin tersiyle iten bir düşünce Hrant Dink cinayetinin arkasındaki güç odaklarını bulabilir mi? ? Cumhurbaşkanı Sezer, laiklik ilkesinin anayasaya girişinin yıldönümü nedeniyle yayımladığı mesajında, laikliği yeniden tanımlama ya da gerekçedeki tanımı benimseme görüşlerinin anayasa ile bağdaşmadığını belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, laikliğe yeniden tanım isteyen TBMM Başkanı Bülent Arınç ile anayasadaki laiklik maddesinin gerekçesini dikkate aldıklarını belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sert tepki gösterdi. Laiklik ilkesinin anayasaya girişinin 70. yıldönümü nedeniyle bir mesaj yayımlayan Sezer, “Çağdaşlaşmanın, çözümlemeci düşünen, laikliği içselleştiren dogmalara değil, akılcılığa ve bilime önem veren özgür bireylerin yetiştirilmesiyle başarılabileceğini gören Yüce Atatürk, bu yöndeki dönüşümleri destekleyecek büyük devrimleri, LAİKLİĞİN ANAYASAYA GİRİŞİNİN 70. YILDÖNÜMÜ İstanbul Haber Servisi Din ve devlet işlerinin birbirindan ayrılması ve en genel tanımla toplum ve devlet yaşamının “din” yerine “akla” ve “bilime” dayanmasını öngören laiklik ilkesi, 70 yıl önce 5 Ocak 1937’de yapılan düzenlemeyle anayasaya girdi. Malatya Milletvekili İsmet İnönü ve arkadaşlarının Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verdiği önerge ile “Teşkilatı Esasiye Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun”un kabul edilmesiyle CHP’nin 6 ilkesi de toplumun gereksinimleri doğrultusunda gerçekleştirmiştir’’ dedi. anayasa metnine eklendi. Yasa, bu düzenlemeyle “Türkiye Devleti, cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, laik ve inkılapçıdır” şeklini alarak toplumun “din” adına ve binlerce yıl önce konmuş, çağın sorunlarına çözüm getirmeyen kurallara göre yönetilme zorunluluğunu ortadan kaldırdı. Laiklik ilkesinin anayasada yer bulmasıyla bütün din ve inançtan yurttaşın eşit koşullarda yaşadığı ve toplumun hiçbir bireyine dinsel ayrıcalık ve üstünlük tanınmayan bir toplum düzeni oluşturuldu. bir yaşam biçimidir.’’ Anayasanın başlangıç bölümü ve özellikle 24. maddesi ile anayasayı yorumlamaya yetkili tek organ konusundaki Anayasa Mahkemesi’nin çeşitli kararlarında, laiklik ilkesinin, ülkenin toplumsal gerçekleri ışığında açık ve net biçimde anlamını ve tanımını bulduğunu ifade eden Sezer, şöyle devam etti: “Laiklik, din ve vicdan özgürlüğü değildir. Laiklik, tüm özgürlüklerin, bu bağlamda din ve vicdan özgürlüğünün de güvencesidir. Laiklik, dinin devlet işlerine, politikaya ve toplumsal yaşama kesinlikle karıştırılamayacağı, devletin sosyal, ekonomik, siyasal ve hukuksal temel düzeninin kısmen de olsa din kurallarına dayandırılamayacağı düzenin adıdır. Anayasada ve Anayasa Mahkemesi kararlarında, laikliğin açıkça tanımı yapılmışken, madde gerekçesinden yola çıkılarak laikliği tanımlamaya çalışmanın ya da ‘gerekçedeki tanımı benimsemenin’ hiçbir geçerliliği olamaz ve bu yaklaşımlar anayasa ile bağdaşmaz. Ulusumuz, laik, demokratik çağdaş yaşam seçiminden asla ödün vermeyecektir.’’ Bağnazlıktan çağdaşlığa... Özgürlükler ve demokrasinin laiklikle güvenceye alındığını belirten Sezer, Türkiye’nin böylelikle çağdaş ülkeler ve değerler sisteminin içine girebildiğini ve orada kalabildiğini vurguladı. “Laiklik, Türkiye’nin ümmetçilikten ulusçuluğa, kulluktan yurttaş lığa, bağnazlıktan çağdaşlığa yönelişini simgeler’’ diyen Cumhurbaşkanı Sezer, mesajında şunları kaydetti: “Laiklik, özü yönünden devletin dinsel kurallarla yapılandırılmamasını, dinsel otoriteden bağımsız bir siyasal örgütlenmenin oluşturulmasını, aklın ve bilimin devlet ve toplum yaşamında egemen kılınmasını, yurttaşların yasalar önünde eşit olmasını ve saygı görmesini öngören ‘El Kaide’de 1 gözaltı daha ? KONYA (AA) Konya merkezli olarak terör örgütü El Kaide’ye yönelik düzenlenen operasyonda bir kişi daha yakalandı. Konya Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, aranan Ali B. isimli zanlıyı İstanbul’da yakaladı. Sabah uçakla İstanbul’dan Konya’ya getirilen ve Konya Numune Hastanesi’nde sağlık kontrolünden geçirilen şüpheli, Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüldü. Ali B’nin Suriye’de bomba eğitimi aldığı ileri sürüldü. Geçen hafta 7 ilde terör örgütü El Kaide bağlantılı bir gruba yönelik düzenlenen operasyonda 48 kişi gözaltına alınmış, 36 kişi tutuklanmıştı. Arınç, Atatürk’e yer vermedi! Vicdani Ret Platformu üyeleri, ABD Konsolosluğu önünde basın açıklaması yaparak Irak’a savaşa gitmeyi reddeden ABD’li Teğmen Ehren Watada’nın ve askere gitmeyi reddeden İHD yöneticisi Halil Savda’nın yargılanmasını protesto etti.Watada’nın yargılanmaya başladığını belirten platform sözcüsü Oğuz Sönmez, “Bizler onun yalnız olmadığını göstermek istiyoruz” dedi. Sönmez, Halil Savda’nın da Gelibolu Beşiktepe Askeri Birliği disiplin koğuşun Van’da PKK operasyonu ? VAN (AA) Van’da bir ihbarı değerlendiren polis ekiplerinin başlattığı operasyonda örgüte yardım, yataklık ettikleri ve eleman kazandırdıkları iddia edilen S.P, Y.A, S.Y, S.Y, M.A.N, İ.A, H.E, Ö.A, A.K, K.Ş, S.N. ve E.A’yı gözaltına aldı. Adliyeye çıkarılan 12 zanlıdan 6’sı tutuklandı. ‘Vicdani ret’ eylemi da tutulduğunu ve ‘işkence gördüğünü” ileri sürdü. Avrupa Konseyi’ne üye 46 ülke arasından yalnızca Türkiye’nin anayasasında vicdani ret hakkının bulunmadığını anımsatan Sönmez, “Türkiye son olarak AİHM tarafından Ocak 2006’da vicdani retçi Osman Murat Ülke davasında mahkum edilmesine rağmen bugüne kadar hiçbir yasal düzenleme yapmamıştır. Savaş değil barış isteyenleri susturamazsınız” diye konuştu. (SELİN GÖRGÜNER) AKP işine gelince demokrat Başbakan Yardımcısı Şahin, Atatürk’ten ‘bu adam’ diye söz eden Yayla’yı demokrasi adına savunurken, kendilerini eleştiren Fethi Dördüncü’ye gösterdiği tepkiyi unuttu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Selanik’teki Atatürk Evi Anı Defteri’ne hükümet hakkındaki düşüncelerini yazan 83. yaşındaki Fethi Dördüncü’yü hedef tahtasına koyan ve dava üstüne dava açan hükümet, demokrasiyi kendine göre yorumluyor. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, AKP İzmir İl Gençlik Kolları’nın toplantısında Atatürk’ten “bu adam” diye söz eden Prof. Dr. Atilla Yayla hakkında suç duyurusunda bulunmanın, demokratik değerler, özgürlük ve hukuk anlayışıyla bağdaşmadığını kaydetti. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Şahin, Anavatan Partisi İzmir Milletvekili Serpil Yıldız’ın konuya ilişkin olarak verdiği soru önergesini yanıtlarken farklılıkların olmadığı yerde seçimden, seçimin olmadığı yerde sorumluluktan, sorumluluğun olmadığı yerde de özgürlükten söz etmenin mümkün olmadığını belirtti. Şahin, şöyle devam etti: “Sayın Yayla’nın hakaret içermeyen, teröre davet ya da teşvik etmeyen görüş ve değerlendirmeleri sırf bizleri rahatsız etti diye, hakkında suç duyurusunda bulunmak, mücadelesini verdiğimiz demokratik değerler, özgürlük ve hukuk anlayışımızla bağdaşmamaktadır. Bizi rahatsız eden, dünya görüşümüze, inanç ve değerlerimize aykırı bulduğumuz bir düşünceye karşı verilecek tek ve en iyi tepki, demokratik bir üslupla hukuk içinde tartışmak, düşünce ve değerlerimizle karşıt görüşleri çürütmeye çalışmak olmalıdır.’’ Yayla, paneldeki konuşmasında Atatürk’ten “bu adam” diye söz etmiş ve, “İleride bizlere neden her yerde bu adamın (Atatürk) heykelleri, fotoğrafları var diye soracaklar” demişti. İhtara uymayan Suriyeli vuruldu ? MARDİN (Cumhuriyet) TürkiyeSuriye sınırındaki Nusaybin’in Girmeli mevkiinde dün sabah 3 kişi kaçak olarak sınırı geçmek istedi. Askerlerin ‘dur’ ihtarında bulunduğu bu kişiler kaçmaya çalışınca askerler havaya uyarı ateşi açtı. Bu kişilerin kaçmayı sürdürmesi üzerine açılan ateşte kimliği belirlenemeyen 1 Suriyeli ölürken kaçan 2 arkadaşı yakalandı. TBMM Başkanı Bülent Arınç ise Atatürk’ün adına bile yer vermediği mesajında laikliği, “dini inanç özgürlüğü” olarak yorumladı. Arınç mesajında şöyle dedi: “Laiklik; vatandaşlarımıza vicdan, dini inanç ve kanaat özgürlükleri konusunda en büyük güvenceyi sağlamıştır. 5 Şubat 1937 tarihinde anayasa hukukumuza giren laiklik ilkesi ile tüm inançlar teminat altına alınmıştır. Laik düzende herkes, dini inanç ve düşünce özgürlüğüne sahiptir. Bu nedenle laiklik, Türkiye Cumhuriyeti’nin vazgeçilmez ilkeleri arasındadır.’’ ‘Ayrıştırıcı bir ilke olmasın’ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da laikliği ayrıştırıcı değil, birleştirici bir ilke olarak yaşatıp gelecek kuşaklara taşımanın, millet olarak kendilerini bekleyen çok önemli sorumluluk olduğunu belirtti. Erdoğan, “Bunun için Cumhuriyet değerlerimiz gibi, laiklik ilkesini de her türlü gündelik siyasi tartışmaların üstünde tutmaya büyük özen ve dikkat göstermeliyiz’’ dedi. Dördüncü’de böyle değildi Hükümet üyeleri ve AKP’li milletvekilleri, Selanik’teki Atatürk Evi Anı Defteri’ne yazdığı yazının ardından, 83 yaşındaki Fethi Dördüncü’ye ağır eleştiriler yöneltmişlerdi. Şahin, o günlerde Dördüncü’ye yönelik tepkisini, “Bana nasıl ‘hırsız, dinsiz’ der? Tabii dava açacağım. Deniz Baykal da gitmiş ona destek oluyor. Sana böyle bir şey olsa en önce biz karşı çıkarız” sözleriyle dile getirmişti. Terzi Sıtkı toprağa verildi ? İstanbul Haber Servisi Terzi Sıtkı adıyla tanınan, eski Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi Sıtkı Eser, dün Levent Camii’nde kılınan ikindi namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi. Eser’in cenaze törenine ailesi, yakınları, dostları ve eski mücadele arkadaşları katıldı. Elazığ’da 1927’de dünyaya gelen Eser, gençlik yıllarında İstanbul’da yaşamaya başladı. 1946’da Türkiye Sosyalist Partisi İl İcra Komitesi üyesi olan Eser, 1960’lı yıllarda TİP’de çalışmalar yürüttü. TİP İstanbul İl Merkez Haysiyet Kurulu üyeliği ve Beyoğlu İlçe Başkanlığı görevlerinde bulundu. Terzilik yaparak yaşamını sürdüren Sıtkı Eser, mesleği nedeniyle çevresinde “Terzi Sıtkı” adıyla anıldı. Sıtkı, önceki gün İsviçre Hastanesi’nde yaşamını yitirmişti. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Mehmet Ali Şahin. Seçimler öncesinde Washington’dan destek alma çabasındaki Başbakan 9. ziyarete hazırlanıyor Erdoğan’ın ABD gezisi ısrarı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı George W. Bush’tan randevu talep etmek için zemin yoklaması, “Cumhurbaşkanlığı ve genel seçim öncesinde Erdoğan, Washington yönetiminden destek arıyor” yorumlarını da beraberinde getirdi. ABD Başkanı George W. Bush’un olumlu yanıt vermesi durumunda Erdoğan, AKP iktidarı döneminde dokuzuncu kez ABD’ye gitmiş olacak. Er ? ABD Başkanı George Bush’un yeni Irak stratejisinde Türkiye’ye rol vermemiş olmasından rahatsızlık duyan Başbakan Erdoğan’ın, Washington’da hem Türkiye için Ortadoğu’da düşündüğü rolü anlatmak hem de yaklaşan seçimlerde ABD’nin desteğini almak çabasında olduğu belirtiliyor. doğan’ın ziyaretine ilişkin olarak Ankara’da, “Başbakan, Cumhurbaşkanlığı seçimi için hem nabız yoklamak hem de Washington yönetiminin desteğini almak istiyor” değerlendirmeleri öne çıktı. Başbakan’ın danışmanlarından Egemen Bağış’ın geçen ayın sonunda Washington’da temaslarda bulunup Erdoğan’ın ziyareti için ABD’nin nabzını tutmaya çalışmış olması da söz konusu değerlendirmeleri güçlendirdi. Ancak, Başbakanlık kaynakları, Erdoğan’ın ABD’den randevu talep ettiğine ilişkin bilgilerin doğru olmadığını ileri sürdüler. Kulislerdeki yorumlara göre, Bush’un yeni Irak stratejisinde Türkiye’ye rol vermemiş olması, Erdoğan ve kurmaylarında rahatsızlık yarattı. Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın, geçen ay çıktığı Ortadoğu turunda Türkiye’ye uğramamış olması üzerine Erdoğan’ın, “Türkiye’nin kendisini anlatma gereksinimi var” değerlendirme si yaptığı belirtildi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün, ABD ziyareti de bu kapsamda ele alındı. Ancak, Erdoğan’ın Türkiye için Ortadoğu’da düşündüğü rolü ilk elden ve direkt olarak Bush’a anlatmak isteyebileceği bunun karşılığında da seçimlerde destek için nabız yoklayabileceği belirtiliyor. Ancak, bu konuda ABD’nin nasıl tutum takınacağı, Erdoğan’ın randevu talebine Washington’dan gelecek yanıta göre belli olacak. CUMHURİYET 05 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear