24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 ŞUBAT 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA SAĞLIK Sosyal güvenlik kurumları arasındaki farklı uygulamalar yurttaşı mağdur ediyor 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Göz ‘adalet’ arıyor ‘Bilinçli hipnoz’ ? İstanbul Haber Servisi Bilinçli Hipnoz Derneği’nin kurucusu ve başkanı Ali Eşref Müezzin oğlu, Omega Yayınları tarafından yayımladığı “Bilinçli Hipnoz” adlı kitabında, hipnozun uygulanması ve tıptaki kullanım alanlarıyla ilgili bilgilere yer veriyor. Kitapta, hipnozun sigarayı bırakmadan depresyonu yenmeye, topluluk önünde konuşamamaktan tırnak yemeye kadar pek çok soruna çözüm getirdiğini yazan Müezzinoğlu, hipnozla stresini kontrol etmeyi öğrenen öğrencilerin sınavlarda daha başarılı olduğunu vurguluyor. Bunun Adına Ne Denir? CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, dün partisinin Başbakan ile İçişleri Bakanı hakkında, Dink suikastı ile benzer 10 cinayette “gerçeğin ortaya çıkmaması için delilleri yok ettirdiklerini” ileri sürerek Meclis soruşturması açılmasını isteyen başvurularını açıklarken, TBMM’nin önceki birleşiminde tutanaklara geçen bir “yoklama” olayını da seslendirdi. Yabancı hekimlerin Türkiye’de çalışmalarına olanak sağlayan yasa tasarısının, önceki akşam TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerinde yoklama talebinde bulunduklarını söyleyerek salonda bulunmayan 20’den fazla iktidar milletvekilinin var gösterildiğini ileri sürdü. Sade vatandaşlar için, bu “yoklama” isteminin ne anlama geldiğini tekrarlayacağım. Parlamento görüşmelerinde genel kurul salonunda, içtüzüğün aradığı çoğunluğun bulunup bulunmadığı şayet belli sayıda milletvekili tarafından istenilirse kürsüdeki Meclis Başkanvekili tarafından bu durum araştırılır. Araştırılmasını isteyen milletvekilleri, bu taleplerini daha çok, görüşülen konuyu geciktirerek engellemek gibi her parlamentoda görülen bir denetim mekanizması gereği kullanırlar... ? Kurumların, Emekli Sandığı ve BağKur’a bağlı hastaların gözlük reçetelerini 2 yılda bir, SSK’li hastaların gözlük reçetelerini ise 4 yılda bir ödemesi yurttaşların tepkilerine neden oluyor. Dernek yöneticileri, kurumlar arasındaki bu uygulamanın eşitsizlik örneklerinden biri olduğunu vurguladılar. ŞULE KÖKTÜRK ? ‘Kas hastaları ev hapsinde’ İstanbul Haber Servisi Türkiye Kas Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Coşkun Özdemir, Türkiye’de yaşayan kas hastalarının evlerine kapanmak zorunda kaldığını belirterek “Metrolarda özürlü asansörleri yapıldı. Ama, metronun içine inecek bir asansör olmadığı için özürlü insanlar metroyu dahi kullanamıyorlar” dedi. Türkiye Kas Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Coşkun Özdemir, dün Kas Hastalıkları Derneği’nde “Son Gelişmeler Semineri 1” adlı bir seminer verdi: Türkiye ve Danimarkayı karşılaştıran Özdemir, “Danimarka’da kas hastaları evlerinde değil sokaklarda, sinemalarda, alışveriş merkezlerinde tekerlekli sandalyeleriyle rahatlıkla dolaşabiliyor, çünkü onlar için her yerde özel asansörler yapılmış ama bizim insanlarımız evlerinde oturuyorlar. Türkiye’de kas hastalıklarının tedavisinde işbirliği yapılamıyor. Bizde kardiyologlar 3 ay sonraya randevu veriyor.” dedi. ‘Myasthenia Gravis’ hastaları zor durumda ? İstanbul Haber Servisi Özellikle yüz kaslarını zayıf düşüren, yutma, çiğneme güçlüğüne yol açan Myasthenia Gravis (ağır kas zaafı) hastalarının kullandığı “Mestinon” adındaki ilaç yaklaşık 1 aydır piyasada bulunmuyor. Kas Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Coşkun Özdemir, hastaların Mestinon adındaki ilacı 4 saat arayla almaları gerektiğini, aksi takdirde çiğneme, yutma ve soluk almada güçlük çektiklerini söyledi. SSK, Emekli Sandığı ve BağKur hastalarının gözlük reçeleri geri ödemesindeki uygulama farklılıkları yurttaşı mağdur ediyor. Kurumlar, Emekli Sandığı ve BağKur hastalarının, 2 yılda bir gözlük almaları durumunda geri ödemesini yaparken, SSK hastaların 4 yılda bir gözlük alması durumunda geri ödemesini yapıyor. Türkiye Optik ve Optametri Meslekler Derneği Başkanı Abdullah Aydın, uygulamanın eşitsizlik örneklerinden biri olduğunu belirterek SSK’liler için de sürenin 2 yıla indirilmesi için çalışmalar yürüttüklerini ifade etti. Konuya ilişkin sorularımızı yanıtlayan Abdullah Aydın, eşitsizlik yaratan bu uygulamanın doğru olmadığını belirterek Genel Sağlık Sigortası Yasası’nda bütün kurumlar için sürenin 2 yıla indirileceğini, ancak yasanın yürürlüğe girmesinin gecikmesi ile eşitsizliğin sürdüğünü söyledi. Dernek Başkan Yardımcısı Kemal Berk degeçen yıla kadar BağKur’lu hastaların 4 Sahtecilik suçlaması Kemal Anadol’un, dünkü basın toplantısı sırasında, önceki akşam genel kurul salonunda bulunmadıkları halde 20’den fazla iktidar milletvekilinin “buradayız” anlamına gelen pusulalarının Başkanlık’a gönderilmiş olması karşısında “Bu, resmen sahteciliktir” suçlaması yapması, ilgimi öylesine çekmiş olmalı ki, dün sabah tasarlayıp ana çerçevesini çatmaya başladığım bugünkü yazımı bir yana bıraktım ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin çarşamba günkü tutanaklarını okudum. Bir ya da daha fazla “sayın milletvekili”, CHP Grup Başkanvekili’nin iddia ettiği gibi gerçekten sahte oy pusulası kullanmış olabilir miydi? Dahası, yine iddia sahibinin ileri sürdüğü şekilde “örgütlü biçimde sahte oy pusulası” tanzim edilerek, “kalpazanlıktan farkı bulunmayan milli irade temsilcileri” olabilir miydi? Çünkü Kemal Anadol, TBMM’de sahte oy kullanan bir anlayışın, hükümetin ve bakanlıkların icraatlarına da yansımasına kadar uzandığını iddia etmişti... Prof. Dr. Özdemir, kas hastalarının yaşadığı zorlukları anlattı. yılda bir gözlük reçetelerinin karşılı Sosyal Güvenlik Kurumu ve Genel ğını alma hakkı olduğunu, yaptıkları Sağlık Sigortası Yasası’nda, bu sügörüşmelerle bunu 2 yıla indirdikleri re tüm sigortalılar için 2 yıla indirilni anlattı. SSK’li hastalar için de süre di. Ancak henüz yasa yürürlüğe girnin 2 yıla inmesi için çaba sarf ettikle mediği için, SSK’liler hâlâ 4 yılda bir rini vurgulayan Berk, Türkiye’de 23 gözlük alma hakkına sahipler. Antane otik ve optometri derneği bulun cak yasa yürürlüğe girmese bile biz duğunu, yönetime geldikleri günden bu sürenin 2 yıl olması için görüşmebu yana da yaklaşık 4 yıldır, kurumlar ler yapıyoruz” dedi. arasında eşitlik sağlanması açısından SSK’li yurttaşlar ise uygulamada bir uğraş verdiklerini ifade etti. an önce eşitlik sağlanmasını istiyorlar. Sürekli gözlük kullanmak zorunda olan bir yurttaş, “Aldığımız kalitesiz gözASA YÜRÜRLÜĞE lükler, çok kısa sürede yıpranıp GİRMEDİ’ Kemal Berk, “Derneklerimiz ara bozuluyor. Zaten gözlük için çok az cılığıyla, Sosyal Güvenlik Kurumu ile geri ödeme yapılıyor” diye tepkisini yaptığımız görüşmeler sonucunda dile getirdi. ‘Y Tutanaklar ne diyor? 22. Dönem Yasama Meclisi’nin 14 Şubat 2007 birleşimindeki konuşmalar kelime kelime tutanaklara geçirilerek belgeleştirilmişti. TBMM’nin bu resmi belgesine göre, önceki akşam saat 19.00’a doğru, CHP milletvekillerinden bir grup, genel kurulda çoğunluk olmadığını söyleyerek ayağa kalkmışlar ve Meclis Başkanvekili’nden yoklama yapılmasını istemişlerdi. Başkan, istekte bulunan üyelerin 20 kişi olduğunu belirleyince elektronik cihazla yoklama çağrısında bulunmuş, daha sonra genel kurul salonuna girenlerin de isimlerini yazarak kendisine iletmelerini söylemişti. Bu isteğe uyan üyelerin isimlerini Başkanvekili teker teker okur ya da okutur ve pusula sahiplerinin salonda olup olmadıklarını görmek ister. Şimdi önceki gün, o salonda olduklarını söyleyerek adlarına pusula gönderilen “sayın milletvekillerimizi” tutanaklardan bu köşeye alıyorum: “Gürsoy Erol, Fahri Keskin, Mahmut Kaplan, Yüksel Kavuştu, Osman Aslan, Soner Aksoy...” Bu sayın üyeler Başkanvekili Sadık Yakut’un çağrısına yanıt vermeyince tutanaklara göre (CHP sıralarından) ‘Yok’ sesleri geliyor. Başkanvekili “Yoklama”sını sürdürüyor: “Cengiz Kaptanoğlu.” Tutanağa göre (CHP sıralarından) ayıp sesleri... Başkan: “Sayın Milletvekilleri lütfen” diye muhalefet üyelerini belki de Meclis’in itibarı açısından uyarmak istiyor. Çünkü hem tutanaklar tarihe yansıyacak, hem de Meclis televizyonu salonda olmadıkları halde varmış gibi gösterilen AKP milletvekillerimizi seçmenlere tanıtmış oluyor. Yoklama sürüyor: “İlhan Albayrak, Fazlı Erdoğan, Ahmet İnal, Nihat Eri, Halit Aydoğan, Faruk Bayrak, Faruk Koca, Mehmet Özyol, Mevlüt Akgün, Yahya Baş, Mahfuz Güler, Nurettin Aktaş, İbrahim Birlik, Tevfik Akbak, Hasan Kara, Zafer Hıdıroğlu, Mehmet Ceylan, Vecdi Gönül, Nezih Nasıroğlu, Mustafa Zeydan, Halil Ürün, Hasan Aydın...” Derin ampul çetesi.. Ve önceki gece, “Buradayız” dedikleri halde genel kurulda olmadıkları belirlenen bu milletvekillerinin isimleri tutanaklara geçiyor. Birleşim de çoğunluğun bulunmadığı anlaşıldığı için erteleniyor. On beş yıl parlamenterlik yapmış bir eski milletvekili olarak böyle bir ayıp ile karşılaştığımı hatırlamıyorum. Sözü edilen sayın milletvekilleri, genel kurulda olmadıkları halde onlar adına bu ayıbı işleyen bir “derin” çete mi var Allah aşkına? Ve Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi 367 üye ile açılması anayasa gereği olan birleşimde benzer olaylar için şimdiden prova yapıldığını düşündürmek, koskoca TBMM’nin saygınlığını ayaklar altına almaya kalkışmak reva mıdır? AKP Grubu’nun Başkanı Sayın Erdoğan, her işi bırakıp öncelikle bu çirkin olaya ciddi biçimde el koymalıdır. DÜZENLEME TBMM’DE KABUL EDİLDİ Milupa’yla kışa karşı koruma ? İstanbul Haber Servisi En çok kış aylarında kendini gösteren nezle, grip gibi bulaşıcı hastalıklara karşı uzmanlar, çocukların bağışıklık sistemini güçlendiren gıdalarla beslenmelerini öneriyorlar. Açıklamada, Milupa Aptamil Junior’ın 1 yaşından sonra da bebekleri korumaya devam etmek ve bağışıklık sistemini güçlendirmek için özel bir süt olduğu belirtilerek bebeklere her gün 500 ml. vermenin yeterli olduğu ifade edildi. ‘İthal hekim’ yolu açıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’de yabancı doktorların çalışmasına olanak tanıyan yasa tasarısı dün TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Tasarıyla, eğitim hastanelerinde şef ve şef yardımcısının atanması ve başasistanın belirlenmesi yetkisi de Sağlık Bakanlığı’na bırakılıyor. Tasarıya eklenen bir maddeyle sözleşmeli sağlık personelinin nakilleri kolaylaştırılıyor. Türk Tabipleri Birliği’nin çeşitli eylem ve açıklamalarla tepki gösterdiği “torba yasa” olarak anılan Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nda değişiklik öngören tasarı üzerindeki görüşmeler dün tamamlandı. Tasarıya son anda eklenen bir maddeyle, sözleşmeli sağlık personelinin yer değiştirme işlemlerinde merkezi sınav puanı yerine hizmet puanlarının esas alınması öngörüldü. Tasarıyla Türkiye’de doktorluk yapabilmek için, “Türk olmak’’ koşulu kaldırılarak yabancı doktor çalıştırılmasına olanak sağlandı. Tasarıya göre, doktorlar mecburi hizmet görevini yaparken bulundukları ilde “sözleşmeli aile hekimi” olarak çalışabilecekler. CHP, yabancı doktorların Türkiye’de çalışmasına olanak sağlayan yasanın TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmeleri sırasında, yasayla “yabancı sağlık zincirlerinin Türkiye’de çalıştırabilecekleri hekimleri getirtebilmelerinin” amaçlandığını dile getirdi. CHP’li Sami Tandoğdu, Türk cumhuriyetlerinden gelecek doktorların mahrumiyet bölgelerinde, diğer ülkelerden gelecek hekimlerin ise yeşil sermayenin kuracağı hastanelerde çalışacağını ifade etti. CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, önceki günkü görüşmeler sırasında yoklama istediklerini, AKP’lilerin mükerrer oy kullandığını söyledi. Anadol, düzenlediği basın toplantısında da AKP’nin laubali, ciddiyetsiz tavırları karşısında işin çığırından çıktığını belirterek Meclis’te olmadığı halde oy kullanmış görünenleri tek tek tespit edeceklerini söyledi. Katarakt toplantısı ? İstanbul Haber Servisi Göz doktorları refraktif cerrahisindeki deneyimlerini meslektaşları ile paylaşmak üzere “Katarakt ve Refraktif Toplantısı”nda bir araya geldi. Türk Oftalmoloji Derneği tarafından Harbiye Askeri Müze’de 1011 Şubat tarihleri arasında düzenlenen toplantıda İÜ Tıp Fakültesi’ne bağlanılarak yapılan göz ameliyatları izlendi. umhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in eşi Semra Sezer, korunmaya muhtaç çocuklarla ilgili olarak, “Aile bütünlüğünü koruyucu, destekleyici önlemler denenmeden hiçbir çocuk ailesinden ayrılmamalıdır’’ dedi. Semra Sezer, AÜ Tıp Fakültesi’nce düzenlenen “Koruyucu Aile, Evlat Edinme Hizmetleri ve Ruh Sağlığı’’ başlıklı sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, koruyucu aile ve evlat edinme hizmetleri konusunda toplumun bilgilendirilmesi ile duyarlılığı artırıcı kampanyalar gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi. (AA) Aile bütünlüğü vurgusu C Bebekte yüksek ateşe dikkat İstanbul Haber Servisi Vücut ısısının 38 derecenin üzerinde olması yüksek ateş olarak kabul ediliyor. Yüksek ateşin bebekte olması ve bir türlü düşmemesi annebabanın en üzüntülü zamanları geçirmesine neden olur. Uzmanlar, güneş çarpması dışında vücut ısısının yüksekliğinin bir enfeksiyon belirtisi olduğuna dikkat çekiyor. Anadolu Sağlık Merkezi Pediatrik Endokrinoloji Uzmanı Çocuk Sağlıgı ve Hastalıkları Bölümü Direktörü Dr. Neslihan Güngör, çocuğun ateşinin yüksek olduğu durumlarda bir enfeksiyonla savaştığını belirterek “Bebekte ‘kulak enfeksiyonu, soğuk algınlığı, üst solunum yolu enfeksiyonu, idrar yolları enfeksiyonu, zatürree’ benzeri hastalıklar olabileceği gibi, bazı durumlarda bir ilaç, yaralanma, zehirlenme olabilir” dedi. Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR Türkiye’de 72 milyon nüfusa karşı 105 bin hekim var. Her yı 4 bin 500 yeni mezun doktor bu sayıya ekleniyor. Özetle söyleyecek olursak, sağlıktaki aksamalar doktor yetersizliğinden değildir. Türkiye 105 bin hekimi gerektiği gibi kullanamıyor. Sağlık politikaları belirgin bir şekilde yetersiz, örgütlenme yanlış, hekim dağılımı dengesizdir. Ülkemizin önde gelen ihtiyacı olan ilk basamak hekimliği yıllardır ihmale uğruyor. Koruyucu hekimliğe öncelik verilmiyor. Yazık ki güzelim sağlık ocakları modeli geliştirilemedi. Siyasal iktidar şimdi yabancı doktor ithalini yasalaştırdı. Yabancı doktor tercüman aracılığı ile sağlık hizmeti verecek ve açığı kapatacak. Olacak iş mi bu? Allah akıllar versin demek geliyor içimden. Gerçek şu ki, politikacıların başrolünü oynadığı bir senaryo ile yıllar içinde iyiden iyiye hasta bir toplum yaratılmıştır. Bu hastalığa doğru tanı koyacak, doğru ve etkili tedavi uygulayacak bir siyasal ve yönetimsel güçten yoksun bulunuyoruz. Türkiye’de Kas Hastalığı Geçen hafta, Türkiye Kas Hastalıkları Derneği’nde hastalara ve ailelerine yönelik bir seminer düzenledik. Bu toplantı büyük ilgi gördü. Ben bu seminerin konuşmacısı idim. Genetik kaynaklı ve henüz tedavisi olmayan kas hastalıklarından söz ettim. Dinleyenler genellikle orta sınıftandı. Böyle bir hastalıkla baş başa olanlar ne yapacakları, nasıl yapacakları konusunda belli başlı bir fikre sahip değildiler. la nasıl baş edilebileceğini bilmiyorlardı. Bu nedenle var olmayan tedavi peşinde idiler. Hastaların bir bölümü hastalıklarının genetik olduğunu öğrenince genine iyi gelen vitamin istiyor, bir bölümü de kaslarını güçlendirir diye alabalık ve kuzu pisliği kullanıyordu. Çünkü onlara gelişmiş ülkelerde olduğu gibi hastalıkları ile birlikte insanca yaşama koşullarını sağlayamıyorduk. Yönetimin, Sağlık Bakanlığı’nın, sosyal hizmet örgütlerinin bu konuda yeterli bir vizyonu yoktu. Genetik inceleme, prenatal tanı, (doğum öncesi teşhis) olanakları çok sınırlı, rehabilitasyon desteği çok yetersizdi. Gelişmiş ülkelerde önde gelen bir kavram olan ulaşılabilirlik (accessibility) yazık ki bize ulaşmamıştı. Bir kas hastasının bütün ihtiyaçlarının karşılanacağı iyi ve yeterli bir hizmet alacağı bir merkez yurdumuzda mevcut değil. Bu hastalara multi disipliner (çok uzmanlı) ve donatımlı merkezler gerekiyor. Nörolog, ortopedist, kardiyolog, genetik uzmanı, fiziyatrist ve fizyoterapistlerin hazır bulunduğu böyle merkezlerden yoksun bulunuyoruz. Bizim hastalarımızın ihtiyaç duydukları hizmetleri alabilmeleri için dağınık bir halde bulunan servislerin her birine ayrı ayrı ulaşmaları, çok zaman ve para harcamaları gerekiyor. Bunun ne kadar güç, neredeyse olanaksız olduğunu belirtmeye sanırım gerek yoktur. Genetik hastalıklar ve akraba evlilikleri konusunda çok az şey biliyorlardı ve birçoğu aldatılıyordu. Nasıl mı? Aralarında doktorların da bulunduğu şarlatanlar tarafından akupunkturla, magnetik yatakla, enerji aktarımı ile uydurma ilaç ve benzerleri ile. Bunlara karşı korunaklı da değillerdi. Kolaylıkla aldanabiliyorlar ve tedavi edilemeyen bir kronik hastalık ALDATILIYORLAR SAĞLIKSIZ TABLO Bu sağlık tablosuna güncel ve çarpıcı olaylardan bazı eklemeler yaparak yazıyı bitireceğim. Yoğun bakım ünitelerinin geceliği, 1000 yeni liraya (1 Milyar TL) mal oluyor. Yakın bir arkadaşımın prostat ameliyatı için 31 bin YTL (31 milyar TL) ödemesi gerekti. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Kliniği’nde 7 katlı bir blokta asansörler aylardır bozuk. En az 30 kez tanık olduğum onarımlardan sonra asansör sadece birkaç saat veya birkaç gün çalışıp yeniden bozuluyor. Okullarda asansörümüz yok bahanesi ile kasları zayıf, ama beyinleri sağlam hasta çocukları okullarımıza almıyorlar. Myasthenia Gravis isimli hastalık için vazgeçilmez ve onsuz olunmaz Mestinon isimli ilaç, uzun zamandır piyasada yok. İlaç sektöründeki yolsuzluk iddiaları ile aralarında Sağlık bakanlığı çalışanlarının da bulunduğu 37 kişi hakkında soruşturma açıldı. Bu karmaşa ve yanlışlıklar içinde siz, sağlık sorunlarının doktor sayısı yetersizliğinden ileri geldiğine ve yabancı doktor ithali ile buna çare bulunacağına inanıyor musunuz, Allahaşkına? Önemli not: Uzun zamandan beri piyasada bulunmayan mestinon isimli ve benzeri bulunmayan ilaç myasthenia hastaları için çok ciddi ve yaşamsal bir sorun ortaya çıkarıyor. İlgili ilaç firması hiç gecikmeden hastalarımız için bu ilacı temin etmelidir. coskunoz@superonline.com Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net 13 bin kişiye üreme sağlığı eğitimi verildi İstanbul Haber Servisi Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin AB destekli “Üreme Sağlığı Projesi’’ kapsamında, ilçedeki yaklaşık 8 bin kadın ve 5 bin erkek, “üreme sağlığı ve aile planlaması ile cinsel yolla bulaşan hastalıklar’’ konusunda eğitim aldı. Topkapı Eresin Otel’de düzenlenen projenin sonuç toplantısında konuşan Belediye Başkanı Erhan Erol, toplum sağlığı kalitesinin yükseltilmesi için maddi kaynak ayırmanın tek başına yeterli olmadığını, eğitimin yükseltilmesi gerektiğini belirtti. Türkiye’nin en kalabalık ilçelerinden birinin Gaziosmanpaşa olduğunu ifade eden Erol, “Özellikle Gaziosmanpaşa’nın, en yoğun göç alan ilçelerden biri olması bakımından sağlık konusunda bu proje ile eğitilmesi amaçlandı” dedi. CUMHURİYET 07 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear