28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5 OCAK 2007 CUMA 6 HABERLER Yargıcı değişen, dosyaları yıllarca bulunamayan davanın zamanaşımı süresinin dolmasına 3 yıl kaldı BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ Türkler davası 26 yıldır sonuçsuz HİLAL KÖSE 2007’nin İlk Günlerinde... Yılbaşı ve onu izleyen günler, genellikle iyimser duyguların baskın olduğu günlerdir. Bütün bir yılın kiripası, o zaman aralığında yıkanır; bir ihtiyaçtan, bir beklentiden kaynaklanır. Yılbaşının sevincinin nedeni bundandır. Peki 2007 yılını iyimserlikle karşıladınız mı? Kime sorduksa yanıt olumsuz oldu. Kendimiz de, büyük bir burukluk yaşadık o saatlerde. Ve hâlâ üstümüzde, atamadık. Niçin? ? Karamsarlığın kaynağında, birkaç yıldır, Irak’ın işgali bulunuyor. “İşgal” de değil, tarihte bir örneğini pek gösteremeyeceğimiz bir facia, bir trajedi bu! Amerikalılar, üstelik bir yalanla başlattılar. Üç yıldır süren bu felaketin pahası, 600 bini aşan insanın ölümü. Onun yanı sıra, Irak’ta görülmemiş bir yağmalama, bir halkı her yönden çökertme! Ne uğruna? Petrol! Irak petrolleri Saddam’ın değil, Amerika’nın ellerinde olmalıydı. Saddam’ın bir diktatör olduğu açıktı. Ama Irak’ta bir ölçüde başarılı bir devlet de kurmuştu ve düzen sürüyordu. Bir de, ülkesinin dışarıdan sömürülmemesini istiyordu. Bunu, emperyalizm kabul edemezdi. Saddam’ı bir süre kullandı da sistem; bir gün geldi üstüne çullandı ve düzmece bir mahkeme kurdurtarak astırdı. ABD, bunları yaparken, Batı uygarlığının kural ve değerlerini de çiğnedi. Bir çiğnediği de, Birleşmiş Milletler ideali olmuştur. Birleşmiş Milletler varken, ABD’nin Irak’ta yaptıkları ne adınadır? Ayrıca, Saddam’ın cezası verilmişse, Bush’un cezasını kim verecek? Emperyalizmin cezasını, bir millet, vaktinde yaptığımız gibi, önce cephelerde verir. Bugün dünyayı dolaşan emperyalizm, Ortadoğu’da kan soluyor, oralarda da mezara gömülecek. Ama Türkiye de, dışarıdan ve içerden kuşatmadadır. Ne yapmalı? ? Yeni yılda, karşımıza ilk çıkan, daha doğrusu çıkartılan, cumhurbaşkanlığı seçimi. Erdoğan, olmadı Arınç, Cumhuriyetin en yüksek makamına çıkmak istiyor. Biri Başbakan, öteki TBMM Başkanı, neden olamazmış deniyor. Şimdiden seçimde usul tartışmaları başlamıştır. Ancak, Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına karşı şu itirazın altı çizildi: “Bu parlamento, görev süresinin dolmasına 6 ay kala; Türkiye’yi yedi yıl yönetecek cumhurbaşkanını seçemez, daha doğrusu seçmemelidir.” Önemli. Öte yandan, “AKP, toplam seçmenlerin üçte birinin oyunu almış bir partidir. O yüzden, cumhurbaşkanlığı gibi toplumun çoğunluğunu temsil edecek bir makama yapılacak seçim için toplumsal uzlaşma şarttır” fikri. Bu da çok önemli. Bir de, muhalefet sıralarından yükselen, “Arkasında yolsuzluk dosyaları olan bir siyasetçi cumhurbaşkanı olamaz” tezi de vardır. Bütün bu kanıtların ağırlığına eklenecek bir sonuncusu, bardağı taşıracak önemdedir ve şudur: Başbakan ve Meclis Başkanı, Cumhuriyetimizi cumhuriyet yapan laikliğe korkunç saldırılarla ünlüdür. Bu kimlikte kişilerin cumhurbaşkanlığına adaylığı düşünülemez bile; her şeye karşın olur da seçilirlerse, uğrayacakları tepki Türkiye’yi sarsar. Böylece, dünyada, Ortadoğu’da ve Türkiye’de yaşananlar da göz önünde tutulduğunda, Çankaya’ya bir cumhurbaşkanlığı seçimi, sıradan ya da olağan bir seçimi aşan bir anlam taşıyor. AKP ve onu destekleyenler, bunu anlamaktan uzaktalar; ne olursa olsun, ele geçirilmiş fırsatı kullanmak ve hedefe tek başına yürümek, bir hırsa bürünmüştür ve gözleri de kör edebilir. Bunları görmek ve yaşamak, yazgımızda var mı acaba? Bize göre yok! Türkiye bunları aşacaktır. Yeter ki dik duralım, el ele!.. Not: Sevgili okurlarımın yeni yılını en içten dileklerle kutlarım. İSK Genel Başkanı Kemal Türkler’in Merter’deki evinin önünde, 22 Temmuz 1980 sabahı, silahlı saldırı sonucu öldürülmesinin üzerinden 26 yıl geçti. Otomobiline binerken yaylım ateşiyle vücudu delik deşik edilen Türkler, hastaneye kaldırılırken eşi Sabahat Türkler’in kollarında son nefesini verdi. Babasının katledilişini büyük kızı Yasemin de gördü.Türkler’in ölümünün ardından açılan dava ise o günden beri sürüyor. Yargıcı değişen, dosyaları yıllarca bulunamayan davanın 30 yıllık zamanaşımı süresinin dolmasına ise 3 yıl kaldı. Kemal Türkler öldüğünde 1.5 yaşında olan torunu Burç Akpınar avukat oldu ve annesinin avukatı olarak duruşmalara katılmaya başladı. Eşinin katillerine karşı 26 yıldır bıkmadan usanmadan hukuk mücadelesi veren Sabahat Türkler, “Türkiye’de hangi adalet tecelli etti ki... Ben adalete güvenmiyorum. Türkler’i ciğeri on para etmez faşist çete öldürdü, ama bunun hesabı yok” diyor. SabahatKemal Türkler çifti tanıştıklarından bir buçuk ay sonra evlendiler. Madenİş Sendikası üyesi bir işçinin evinde 20 Ekim 1958’de karşılaşan çiftin, düğünden 10 ay 6 gün sonra da büyük kızları Yasemin dünyaya geldi. Evlilikleri ise 22 yıl boyunca birbirlerini hiç kırmadan, grevlerde, mitinglerde, eylemlerde geçti. Türkler’i iyi bir baba, iyi bir eş ve olağanüstü bir sendikacı olarak tanımlayan Sabahat Türkler, “Tartışmadık diyemem, ama hiç kırmadı beni. Çok iyi bir insandı... Onun üstüne sendikacı tanımıyorum. İşçilere çok haklar kazandırdı. Yolda üşüyen birini görse ceketini, kazağını verirdi” diyor. D İSK Genel Başkanı Kemal Türkler katledildiğinde 1.5 yaşında olan torunu büyüdü, avukat oldu. Türkler’in 22 Temmuz 1980’de ölümünün ardından açılan dava o günden beri sürüyor. Eşinin katillerine karşı 26 yıldır bıkmadan usanmadan hukuk mücadelesi veren Sabahat Türkler, “Türkiye’de hangi adalet tecelli etti ki... Ben adalete güvenmiyorum. Türkler’i ciğeri on para etmez faşist çete öldürdü ama bunun hesabı yok” diyor. D yara almıştı, kolları bacakları paramparçaydı. Faşistler kurşunlarını boşaltmışlar. Hastaneye götürdük, ama doktor başınız sağ olsun dedi. Sonrası acı, acı, acı...” ‘MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ’ DİSK açılınca içinde yer aldığını, işçilerin yanında acısını unutabildiğini anlatan Türkler, eşinin adını yaşatmak için kurdukları vakıfta çalışmalarını sürdürüyor. Sarıgazi’de Kemal Türkler Mahallesi’nde 30 derslikli 60 öğretmeni olan bir Kemal Türkler Okulu olduğunu anımsatarak “O sınıfsal olarak da bağlı olduğum biriydi. Ben de işçi çocuğuyum. Onun da babası kır emekçisi. Bin bir zorlukla okumuş” diyor. Türkler vurulduktan sonra birçok yasakla karşılaştıklarını, eşinin mezarına bile kimsenin gelemediğini dile getiren Türkler, “Sonra yüzlerce kişi geldi. Unutulmadı... Sendikacı çocuklar da onun anısına sahip çıkıyor” diye konuşuyor. Çocuklarıyla iyi bir üçlü olduğunu, tek zorluğun eşinin yokluğu olduğunu dile getiren Türkler şöyle devam ediyor: “Suçlular cezalandırılsaydı, üzüntümüz bir nebze olsun hafiflerdi belki. Katillerinden biri Meclis’teydi, biri bilmem nerede... Sürekli katilleriyle karşı karşıya geliyoruz. En azından bu olmasaydı. Bunlar beni üzüyor. Mücadeleye devam edeceğiz, vazgeçmek yok... Kemal Türkler’e saygı duyan herkese teşekkür ediyorum. Onu yaşatıyorlar, anıyorlar, seviyorlar...” Türkler’e sıkılan kurşunların Türkiye’yi gerilettiğini, darbeden sonraki ölü toprağının insanların üzerinden kalkmadığını söyleyen Türkler, artık kimsenin haksızlığa uğradığında sesini çıkarmamasına tahammül edemiyor. Gençlerin, işçilerin şimdiki durumuna üzüldüğünü anlatan Türkler, “80 öncesi işçiler yılda 6 ikramiye alıyorlardı. Şimdi ise karınlarını doyuramıyorlar. Bir işçi aldığı maaşla, evinin ve çocuklarının okul masraflarının dışında kooperatif borcunu ödüyordu. Her şeyi yiyebiliyordu. Hiçbir şey eskisi gibi değil” diye konuşuyor. AYRILIK.. Toplusözleşmelerin, grevlerin olduğu dönemde, bir sabah evinden çıkan eşiyle vedalaştıktan sonra el sallamak için yatak odasının camına giden Sabahat Türkler, daha pencereden sarkmadan müthiş bir gürültü koptu. “Kahvaltı yaptık. Ben de greve gideceğim dedim. ‘İşçilere benden selam söyle’ dedi. Her zaman el sallardık birbirimize. Pencereyi açarken silah ses leriyle sarsıldım. El sallamasına fırsat vermeden taramışlar.” Nasıl aşağı indiğini hatırlamayan Türkler, “Çırpınıyorum, bağırıyorum... Bir eli direksiyonda, her tarafı delik deşik... Etrafta inzibatlar vardı. Ağlayanlar da gördüm. Bir genç vardı, onun yük taşıma minibüsünün arkasına götürdük. Kapıcının oğlunun yardımıyla kucağıma aldım. ‘İşçi sınıfına ne diyeyim’ diye bağırıyordum ona... Bir şey diyemedi... Alnının sağ tarafında biraz aşağıda iki tane kurşun deliği vardı, kalbinden AVUKAT TORUN AKPINAR: Gurur ve hüzün verici T ürkler davasına, annesi Yasemin Akpınar ve teyzesi Nilgün Soydan’ın avukatı olarak katılan Burç Akpınar, dedesi öldüğünde1.5 yaşında olduğu için onu hatırlamıyor. Okuduklarından ve anlatılanlardan tanıdığı dedesini öldürenlere karşı mücadelenin içinde olmaktan memnun olan Akpınar’ın katıldığı duruşmaya sinirleri bozulduğu için davayı izleyemeyen annesi de gelmiş. Duruşmalarda hukukçu kimliğine karşı duygusallığın ağır bastığını dile getiren Akpınar, “Benim açımdan bir yandan gurur verici, ama bu davanın bu kadar uzun sürmesi üzücü” diyor. İ emal Türkler davası, 1980 yıK lında MHP ve ülkücü kuruluşlar aleyhine açılan davayla başladı. Alparslan Türkeş, Yılmaz Durak ve Celal Adan’ın azmettirici, kurşunları sıkanların ise sanıklar Abdülsamet Karakuş, Aydın Eryılmaz, İsmet Koçak ile firari sanık, aynı zamanda Bahçelievler’de 7 TİP’li öğrencinin katil zanlılarından Ünal Osmanağaoğlu olduğu belirtildi. Dava süresince dinlenen 587 kişiden çoğu, ifadelerinde, Türkeş’in emri ve Durak’ın bilgisi olmadan kimsenin öldürülemeyeceğini söyledi. Türkeş’in baskısıyla suçlamaları kabul eden sanıklar, daha sonra ifadeleri değiştirdiler. Dosya, sıkıyönetim mahkemelerinin ardından Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkeme, cinayetten 19 yıl sonra yakalanan sanık Osmanağaoğlu’nun beraatına karar verdi. Yargıtay ise MHP davasında yargılanan diğer sanıklara ait dosyaların akıbetinin anlaşılmadığını, bu konuların yeniden araştırılıp denetime olanak verecek şekilde gerekli bilgi ve belgeler dosya içine konulduktan sonra Osmanağaoğlu’nun hukuki durumunun takdir ve tayininin gerektiği belirtilerek eksik soruşturma gerekçesiyle kararı bozdu. Osmanağaoğlu’nun yeniden yargılanmasına devam ediliyor. Dava şçi sınıfının önde gelen liderlerinden Kemal Türkler, 22 Temmuz 1980’de katledildi. Türkler, son yolculuğuna tüm yaşamını adadığı emekçiler tarafından bir sevgi seli içinde uğurlandı. Bayram ve yılbaşında ceza yağdı ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün, bayram ve yılbaşında yaptığı trafik uygulamalarında, 14 bin 147 sürücüye toplam 871 bin 342 YTL para cezası kesildi. Uygulamalarda 966 araç sürücüsüne “emniyet şeridi ihlali’’ suçundan, 13 bin 181 araç sürücüsüne de çeşitli kural ihlalleri nedeniyle toplam 871 bin 342 YTL tutarında cezai işlem yapıldı. Avukat Öz: AİHM’ye gideriz T ürkler ailesinin avukatı Rasim Öz, “25 Aralık’ta görülen celsede yargıç ‘Bizim için bu dosya bitmiştir’ dedi. Soruşturmanın genişletilmesi taleplerim var dediğim için duruşmayı zorunlu olarak erteledi. Yargıtay, MHP davasının sanıklarına ait dosyanın tamamının incelenmesini istemişti. Mahkeme ise MHP davası kararı dosyada mevcuttur deyip yargılamayı bitirmek istiyor” diyor. rin devletin elemanları. Derin devlet eliyle uyuşturucu kaçakçılığı yaptıklarına dair belgeler dosyada. Kirli eller birbirlerini korudular. Dolaylı ya da direkt çalışmalarını hâlâ sürdürüyorlar.” yı başından beri takip eden Türkler ailesinin avukatı Rasim Öz, yeniden beraat kararı çıkarsa temyiz edeceğini belirterek “25 Aralık’ta görülen celsede yargıç ‘Bizim için bu dosya bitmiştir’ dedi. Soruşturmanın genişletilmesi taleplerim var dediğim için duruşmayı zorunlu olarak erteledi. Yargıtay, MHP davasının sanıklarına ait dosyanın tamamının incelenmesini istemişti. Mahkeme ise MHP davası kararı dosyada mevcuttur deyip yargılamayı bitirmek istiyor” diyor. Böyle verilen kararın yeniden bozulacağını kaydeden Öz, zamanaşımı süresinin dolmasına da 3 yıl kaldığını belirtiyor. İç hukuk yolları biterse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuracaklarını, yaşam hakkını ihlal eden ve adil yargılama kurallarına uymayan devlete karşı hak aramaya devam edeceklerini ifade eden Öz şunları söylüyor: “Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı, Osmanağaoğlu aynı çetenin ve derek kızının ifadesi dikkate alınmadı. Türkeş, Durak’la beraber mahkum oldu. Karar, Askeri Yargıtay’da temyiz edildi. Temyiz sırasında mahkeme başkanı askeri albay, ‘Sayın Türkeş, zahmet etmeyin, 2 ay sonra bu dava zamanaşımına uğrayacak’ dedi. Bu nedenle davayı bitirmiyordu. 26 yıllık süreçte dosyalar tahrip oldu, fare yeniği, su lekeleri olan sayfalar okunamaz hale geldi. MHP aleyhine açılan davanın hüküm dosyası mahkemeye 6 yıl sonra ulaştı.” Çalışma dolayısıyla yol kapanacak ? İstanbul Haber Servisi Eski Büyükdere Caddesi, 2 bölüm halinde 615 ve 1625 Ocak tarihleri arasında trafiğe kapatılacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, yapımı devam eden “4. LeventAyazağa Kesimi Depo Sahası ve Bağlantı Hatları İnşaatı’’ kapsamında bulunan Sanayi İstasyonu inşaat alanında kalan altyapıların (İSKİ) deplase çalışmaları nedeniyle eski Büyükdere Caddesi’nde 2 bölümün, 2 ayrı dönemde geçici olarak trafiğe kapatılacağı belirtildi. ‘DEVLETTE HANTALLIK SÖZ KONUSU’ Başka cinayetlerin de faili olan sanık Osmanağaoğlu’nun 2000 yılında devletin teşekkülünü işletirken yakalanmasının davanın neden sonuçlanmadığını açıkladığını düşünen Akpınar, suçun örgütlü işlenmesine karşın dosyanın bu suçlara bakan ağır ceza mahkemesine gönderilmediğini belirterek, şunları söylüyor: “Failleri belli olan davanın üstüne düşmediler. Soruşturma safhası, cinayetin aydınlatılması bakımından olumlu, ancak işin icrasına gelince devlette hantallık söz konusu.” SAVCILARA SORULAR Öz, Mamak’ta 3 kişinin ölümü ve 14 kişinin yaralanması olayının kapatıldığını dile getirerek Ankara cumhuriyet savcılarına da şu soruları yöneltiyor: “Failler yakalandığı halde nasıl dava açılmaz? Savcılar, soruşturmayı zamanaşımına uğratanlar hakkında neden hiçbir işlem yapmaz?” Yargı süresince sistemle savaştıklarını, ilk zamanlar duruşmalara zorla girdiklerini anlatan Öz şöyle devam ediyor: “Türkler’in kızı Yasemin, Osmanağaoğlu’nu tarif etti, ancak sanık yakalandığında tanık ifadesinin üzerinden 19 yıl geçti diye CUMHURİYET 06 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear