24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 OCAK 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA ÇANKAYA’YI TEMİZ TUT, TÜRKİYE’Yİ KİRLETME! 17 BM lideri idama destek vermiş... “Kana Bulaşmış Milletler sözcüsü!” BUYURUN size bir genelge: Türkiye Cumhuriyeti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından Genel Müdür Vekili Mehmet Öztürk imzasıyla 12 Aralık 2006’da 5310 sayı ile yayımlanmış. Okuyalım: “Bazı basın ve yayın organlarında çıkan haberlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Bağlı Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık Kıyafetine Dair Yönetmelik hükümlerine aykırı davranıldığı, sakallı ve türbanlı personel çalıştırıldığı belirtilmektedir. Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık Kıyafetine Dair Yönetmelik hükümlerine uyularak, uymayanlar hakkında mevzuatın emrettiği müeyyidelerin uygulanmasını, konunun tüm işçi ve memur personele imza BAKIŞ AÇISI GÜRBÜZ ÇAPAN Zamanlama Ahmet Önen: “Saddam’ın Kurban Bayramı arifesinde idamını yadırgamayın. Irak, Kürt bayramı ‘Newroz’da işgal edilmemiş miydi?” Yağmur Ekim Teksas’ta Irak zirvesi yapılmış. Hah, tam yerini bulmuşlar! Doğrusu Kemal Öncü: “Anayasayı hazırlayan hukuk profesörlerinin; 184 üye ile toplanacak TBMM’de karar yetersayısı için 367 lehte oy şartı koyacak kadar geri zekâlı olduklarını varsayarsak, AKP ve yalakası yazarların 96 ve 102. maddelere ilişkin yorumları kesinlikle doğrudur!” karşılığı tebliğ edilerek uygulamanın birim amirleri tarafından sürekli izlenmesini ve gerekli hassasiyetin gösterilmesini rica ederim.” Duy da inanma: İETT’de çember sakallı memurlara ve türbanlı işçilere mevzuatın emrettiği müeyyideler uygulanacakmış! Gör de inanma: İslamcı belediyenin İETT’si türbana savaş açmış; çember sakallı işçi ve memurların peşine düşmüş! İyi de; bazı basın ve yayın organlarında çıkan haberlerdeki çember sakallı ve türbanlı çalışanlara yönelik hangi işlem yapılmış? Orası, burası, şurası belediyeye bağlı bir kuruluş Hini hacet mu, yoksa bilmem ne tarikatına bağlı cemaatin mescidi mi belli değil hale gelmişken ne yapılmış? Orasını karıştırma! Genelge yayımlanmış ya sen ona bak! Argoda bir deyim vardır; gerektiğinde her şeyi yapabilen kurnaz kişilere, “zamanın adamı” anlamında “hinoğluhin” derler. Zaten, hin sözcüğü Arapça’da zamanın bir parçasıdır; hini hacet yani gerektiği an, gibi. Bu genelgeye niye gerek duyulmuş? Hini hacette gerekir diye mi? Allah göstermesin, Türkiye’de başta anayasanın değiştirilemez hükümleri olmak üzere hukuk kurallarının gerçekten yürürlükte olduğu bir döneme geçilirse birilerine herhalde gereken hesap sorulacaktır. O zaman al sana genelge! Hini hacet genelgesi! Saddam’ı da Astılar Ortadoğu’da eskiden balta ile kelle vücuttan koparılırdı. Sonra kelle bir tepside hükümdara sunulurdu. Böyle olmuştu Mithat Paşa’nın sonu. Taif (Arabistan) zindanlarında boğdurulduktan sonra, başı kesilerek Sultan Abdülhamit’e takdim edilmişti. O da Mithat Paşa’nın kesilmiş başını gördükten sonra, derin nefes alarak; Yıldız’daki marangozhanenin yolunu tutmuştu. İngiliz sicimi yoktu o zamanlar... İngiliz sicimi 20. yüzyılda kullanılmaya başladı, Ortadoğu coğrafyasında. İpi bir keşfettik, pir keşfettik. Ortadoğulular bazı buluşların esiri olurlar. Örneğin çimentoya olan tutkumuz nasılsa sicime olan tutkumuz da öyledir. Darağacı kurulur, zaman zaman telgraf direkleri de kullanılır, hatta İran’da çöp kamyonu, iş makineleri bile darağacı niyetine kullanıldı. Hatta her problemde; “Şunlardan 35’ini Taksim’de sallandırdın mı iş tamam! “deyimi geldi dilimize yerleşti. 12 Eylül’ün sevimli paşası: “Asmayalım da besleyelim mi?” diyerek 17 yaşındaki bir çocuğu (Erdal Eren) apar topar astırmıştı... O şimdilerde “nü” çalışıyor. Kendisinden bir de Apo portresi bekliyorum. SESSİZ SEDASIZ (!) Demokrasiye karşı ‘artizlik’ yapanlar TÜRBANLI doktorların, erkek hastanın testis filmini çekmeyip sakat kalmasına neden olması üzerine şeriatçı televizyon misilleme yapmış; dizi filmde yaralı bir kadın, türbanlı olduğu için hastaneye alınmayıp ölmüş! Önce bu filmde rol alan kişiler oturup düşünmeli; eğer kendilerini “sanatçı” olarak tanımlıyorlarsa “artizlik” yapmadan çağdaş dünyanın neresinde olduklarına bir bakmalılar. Sonra, yobaz takımının değirmenine su taşıyan akılları bir karış havada sözde demokratlar da düşünmeye başlasın! Senaryoyu Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com Savaş Ünlü: “Rumlar Türk bayrağının ışığının kesilmesini istemiş: AKP ampulünden beri Kıbrıs’ta ışık mı kaldı!” Işık tersine çevirdiklerinde yakın gelecekte türbansız kadın hastaların hastaneye giremeyeceklerini görecekler. Türkiye Cumhuriyeti, her koldan bir İslam devletine dönüştürülüyor. Somut bir örnek: Tarsus’ta “uluslararası” tarikata bağlı bir kolejde, öğretmenlerin yönlendirmesiyle ders bitiminde öğrenciler her gün bir velinin evinde toplanıp iki saat Kuran okuyor. 9 yaşında bir öğrenci sonunda isyan ediyor, “Anne Kuran okumaya gitmek istemiyorum, çünkü ben Türk vatandaşı olmak istiyorum” diyor. Irak ve Saddam Saddam başa geçtikten sonra: İran’a saldırdı. Savaş tam 8 yıl sürdü. İki taraftan yaklaşık 1 milyon insan öldü. Başta ABD olmak üzere Fransa hariç bütün Batı Saddam’ı destekledi. 300 milyar dolar savaş giderlerini Körfez ülkeleri finanse etti. Güya İran gerici rejimi yıkılacaktı. İslamın siyasallaşmasını doğurdu. Siyasal İslam bütün coğrafyayı altüst etti. Kargaşa giderek kan gölüne döndü. 1988’de Halepçe’de kimyasal silah kullandı. Enfal’de binlerce Kürt’ü öldürdü. Aynı şeyi güneydeki Şiilere yaptı. Kimyasal silahları nereden bulmuştu? Bunu henüz soran olmadı! 1990’da ABD tezgâhına gelerek Kuveyt’i işgal etti. Savaş canavarı durmuyordu. Sonra bunu bahane ederek ABD fiilen Körfez’e yerleşti. Ayrıca Kuzey Irak’taki Kürtleri korumak için çekiç güç geldi, ülkemize yerleşti. Reenkarnasyona inanmak istiyorum: Başka türlü CHP’nin dirilmesi mümkün değil! ABD Irak’ta Zalim Saddam’dan Irak’ı kurtarmak için, sırf demokrasi getirmek amacıyla Irak ABD tarafından işgale uğradı. Yakıp yıkmaya başladılar. 650 bin insan öldü, 600 bin sakat kalmak kaydıyla yaklaşık 2 milyon insan yaralandı. Her gün insan ölmeye devam ediyor. Ölüm sebebi basit; Şii, Sünni, Arap, Türkmen, Kürt olmak, ölmek için yeterli bahanedir. Babil’de ölüm, gölge gibidir. Ne zaman, nereden geleceğini kestiremezsin. Sıranın sana ne zaman geleceğini asla bilemezsin. Pazaryeri, cami, sokak, hatta tek katlı gariban evin, her an mezbahaya dönebilir. Her Iraklı pimi çekilmiş bomba gibidir. Irak’ta her yer mayın tarlası! ABD ve Saddam’ın kirveliği bitti. Saddam tümüyle ABD imalatı ölüm makinesiydi. ABD demokrasi getiriyorum diye Irak’ı yaktı. Güya Saddam’ı zar zor yakaladılar. Uyduruk bir mahkeme kuruldu. Önce başına bir Kürt hâkim getirdiler. Ne olduysa o çekildi. Bu sefer Şii hâkimler geldi. Ne soruldu Saddam’a, hangi bilgilere ulaştılar? Hangi karanlıklar aydınlatıldı? Hangi komplolar açığa çıkarıldı? Sadece güneyde Şiilere yaptığı katliamdan idam yedi. Ertesi gün doğru sehpaya... Bütün kirlerin üstü örtüldü... ‘Kurtkapanı’ Prof. Dr. MAHİR AYDIN İstanbul Üniversitesi KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr “Çöl Savaşçısı” anlamındaki Touareg, Büyük Sahra’da yaşar. Yani, yaşamın sınırında. Mavi giysili bu göçebe halk, tam bir direnç simgesidir. Çölün karşı konulmaz koşullarını, avantaja çevirir. Bunu da; sabır, bağlılık, doğruluk ve güven gibi kavramlardan ödün vermeyerek başarır. Bir Touareg, savaşı kaybedeceğini anladığında, çöle sığınır. Sıcaklığın dayanılmaz derinliğine iner. Devesini çöktürüp, tentesini açar. Onu kovalayan düşman, ölümcül sıcağın dışında bekler. Touareg, susuzluğunu devenin kanını içerek giderir. Açlığını, hörgücünden yiyerek. O direnirken, düşmanı çoktan pes eder. Ölmemek için, oradan hızla uzaklaşır. Birinci Dünya Savaşı’nda, cephaneden daha çok, hayvan yemi taşındı. Çünkü gerçek anlamıyla, beygir gücünden yararlanıldı. Ama sonraki yıllarda motorlu ulaşım, hızla gelişti. Otomotiv sektörünün bugün geldiği düzey, birer düş ürünü. ??? Touareg adını, bir Alman otomobili ile tüm dünya tanıdı. 155 tonluk uçağı çekecek gücü, 36 bin dolar ederiyle. Ve bu tek örnek değil. Ekonomik gelişimin üst sınırındaki ülkeler, ürünlerini, geçmişin kavramlarıyla adlandırıyor. Yine bir Alman otomobili Cayenne. Gücü 600 beygir, değeri 80 bin dolar. Adını, Fransız Guyanası’nın başkentinden alıyor. Hani şu “Kelebek” filminin çekildiği yer. Geçmişin hapishane kolonisi. Yükümlüler için gelişi olup dönüşü olmayan. Örneklerin ayrıntısına girmeyelim. General Motors’un 1906’dan beri ürettiği otomobil: Pontiac. Adını, Ottawa’daki Kızılderili şeften alır. Almanlarca üretilen: Santana. Kiowa’daki Kızılderili şefin adı. Cherokee, başka bir ünlü marka. Avrupalıların gelişine değin, Kuzey Amerika’da yaşayan yerli halk. Zafira ise çöl ufku anlamında. Yakın gelecekte Sequoyah, Tamahay, Sioux, Tecumseh, Shawnee gibi öteki Kızılderili adları duyarsanız şaşırmayın. Dahası, Çin otomobilleri yolda. Bugün Avrupa’da 30 olan marka sayısının, 130’a çıkacağı söyleniyor. Otomo bil markalarını tanımak bile, uzmanlık gerektirecek. Biz ne yapıyoruz? Özgün üretimde bulunmadan, yalnızca taşeronluk. Oysa ekonomik yarışta, her ülkenin, azdan çoğa otomobil markası var. Bundan 45 yıl önce bir girişimde bulunmuştuk. Devrim adında bir otomobil yaptık. Dışarıdan parça destekli, ama 4.5 ayda hazırladık. 29 Ekim 1961’de tekerlek döndürdük. Bir sanayi atılımı olan bu proje, nedeni açıklanmadan sonlandı. Sanki, Sabancı’nın ToyotoSa projesi ile aynı yazgıyı paylaştı.. ??? Kurtkapanı, yağlıgüreşte bir oyun. Kurtulabilene aşk olsun. Yakalananı pes ettirir. Ülkemiz, her geçen gün kurtkapanına sıkışıyor. Ve bugün Türkiye, liderini arıyor. Ama henüz ortaya çıkan yok. Yalnızca başkanlar var. Parti liderleri ise bürokratik kral. Oysa Mustafa Kemal Samsun’a çıkarken, eline Kurtuluş Savaşı programı mı tutuşturulmuştu? Lider, birçok özelliğinin yanı sıra amacı yaratan kişidir. Ondan bundan icazet alınacaksa, bırakın kalsın. Özveride bulunmayacaksanız, sessiz çoğunluğun umudu olmayın. Ya olduğunuz gibi görünün ya da göründüğünüz gibi olun. Mevlana, insanpara ilişkisini, gemi ile suya benzetir: İnsan için para neyse, gemi için su odur. Su, geminin dışında güzel. İçine girerse, batırır. Para da insanı.. Dahasını söyleyelim. Bir ülkenin ufkunda kara bulutlar toplanmaya başlarsa, ilk önce paracılar ortadan kaybolur. Para araçtır. Ülkü ve onur tanımaz. Uygarlık tarihinden damıttığım değer biçilmez ölçü şunu diyor: Güç; ne parada ne bilekte, yalnızca yürekte. Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin derin sağlamlığı için, temeli yüksek Türk kültürüdür demişti. Şunu merak ediyorum: Yakın gelecekte bu kurtkapanından çıkamazsak, hangi otomobil markasında yaşar? Bilge Kağan, Mevlana, Hacı Bektaş, Yunus Emre, Dede Korkut, Pir Sultan, Karacaoğlan ve Köroğlu. Ya da, Cumhuriyet tarihine ilişkin saymak istemediğim değerler. Rotası olmayan gemiye, hiçbir rüzgâr yardım edemez ki.. Irak Demokratik Cumhuriyeti Şimdi Irak’ta demokratik bir cumhuriyet var! Ve Irak’ı kendi kurallarıyla, kurumlarıyla idare ediyor. Irak’ta adalet mekanizması çalışıyor. Üst mahkeme onaylıyor ve Saddam asılıyor. Kamyon halatı geçiriyorlar boynuna.... Görüntüleri bütün dünya izliyor... Kesmiyor... Bush’tan izin alarak cenaze Tikrit’e gönderiliyor. Yani ölü sürükleniyor Bağdat’tan Tikrit’e. Herkes görüyor ölüsünü Saddam’ın. Biraz korku salmak, biraz ibret vermek, daha önemlisi savaşkan, vampir kamuoyuna ara gazı veriliyor. Bizim saftirik Müslümanlar, Kurban Bayramı’nda adam asılır mı? Feryat figanlar. Oysa aynı gün yılbaşı. Noel Baba Saddam kellesi hediye ediyor neocon’larına... İyi Noeller beyler. Elleriniz bir kez daha kirlendi... Kirli ellerden temiz iş çıkmaz! Ellerinizi neye vurursanız kirleteceksiniz! Ortadoğu’nun mazlum ulusları da bir gün dostunu düşmanını tanıyacak! gurbuzcapan@eksev.org.tr/Faks: 0212 672 71 71 ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 5 Ocak www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ İstanbul’da1 ki Sultanahmet Cami 2 si’ne verilen bir başka ad. 3 2/ İpekten, sa 4 rımtırak dallı 5 nakışlarla işlenmiş bir tür 6 beyaz ku 7 maş... Zaviye. 8 3/ Bir ilimiz... İçine başka 9 bir sıvı karıştırılma1 2 3 4 5 6 7 8 9 mış içki. 4/ Tanrıbi 1 B O Ş B OĞ A Z lim. 5/ Japon lirik dra2 E K Ü R İ P A S mı... Emirlik, beylik. 3 R K A D E R U 6/ Kişinin kendine karşı duyduğu saygı... 4 S A R K İ N İ T P E L İ N Canlı renkleri olan bir 5 A M A 6 N A N S U K C A papağan cinsi. 7/ BiriA S F A S nin değerini, ahlakını 7 İ S anlamaya yarayan öl 8 Y A Ğ T A N I çüt. 8/ İslam inancına 9 P A L U Z E İ R göre, kıyamet günü bütün ölülerin dirilerek toplanacağı yerin adı... Kemiklerin yuvarlak ucu. 9/ Kuran’ın her tümcesi... Yürürken dayanmak için kullanılan kalın sopa. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Blues müziğine özel rengini veren ve doğal nota ile bemol arasında yer alan ses. 2/ Kabuğu düğme ve süs eşyası yapımında kullanılan bir deniz hayvanı... Eski Mısır’da güneş tanrısı. 3/ Su, gaz, buhar gibi şeylerin geçmesini düzenleyen aygıt... Eski Türklerde çocukları koruyan tanrıça. 4/ Küçük mağara... Kavrulmuş un ve dövülmüş tavuk etiyle yapılan, pelte kıvamında bir yemek. 5/ Elle tutulabilen her şey... İslam kültürlerinde, belirli kurallara uyarak güzel yazı yazma sanatı. 6/ Bir tür bağımsızlığı olan büyük il. 7/ Sigara makinesinde, içine kıyılmış tütün doldurularak sarılmış uzun ve şerit halinde sigara. 8/ Dahil... İstanbul’un su gereksinimini sağlayan bir göl. 9/ Şarkı, türkü... Boru sesi... Fas’ın plaka imi. CUMHURİYET 17 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear