01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20 OCAK 2007 CUMARTESİ 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Oysa, önceki gün Irak’la ilgili önergenin ön görüşmesinde hükümet salı günü kimi önlemlerin konuşulacağına, hatta Irak’a asker gönderebilmek için zorunlu olan ana muhalefetin ısrarla öne sürdüğü Meclis kararına işaret eden herhangi bir açıklamada bulunmadı. Ana muhalefet adına konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, hem bugüne kadar izlediği politikaları hem de bundan sonra izlemesi gereken yöntemleri açıklayarak kelimenin tam anlamıyla hükümeti silkeledi. Şeriat devleti esaslarına göre yönetilen Irak’ın, demokratik bir ülke olma kimliğine kavuşamadığını, Irak Anayasası’na aykırı olarak zengin petrol yataklarının yabancı şirketlere peşkeş çekildiğini açıkladıktan sonra Kerkük konusuna girdi. Irak Anayasası’nın 140’ıncı maddesi Kerkük için üç aşamalı bir plan öngörüyor. Birinci aşama normalleştirme, ikinci aşama sayım, üçüncü aşama referandum. Birinci aşamada nüfus dairelerine (Barzani’nin emri ile) hücum edildi. Nüfus kayıtları yakılarak insanlara nüfus kaydını kanıtlama olanağı bırakılmadı. Arkasından ülkenin başka yörelerinden kente 600 bin kişi, Kürtler getirildi, iskân edildi. Bu koşullarda Kerkük’te 2007 yılında kentin gerçek yüzünü saptayacak referandum yapılacak! Irak Anayasası 2005 yılında kabul edildi. Anayasa hazırlanırken de, anayasa görüşmelerinde de hükümet bu konuda uyarıldı. Ne yazık ki, hükümetin bu konudaki şikâyetleri “yeni yeni duyulmaya” başlandı. ??? Tutumumuza ve durumumuza gelince... Öymen açıkladı. Birleşmiş Milletler’in 28 Kasım’da aldığı bir karara göre Irak; yurtdışından Irak’a, Irak’tan başka ülkelere, komşu ülkelere terörist faaliyetlerini yansıtmamakla, önlemekle yükümlü. Irak devleti bu görevi yerine getiremiyor. Uluslararası hukuk gereği Amerikalılar da bu görevi yapmıyor. Görev Türkiye’ye düşüyor. Bu hükümet, biri 20 Mart 2003’te, diğeri 7 Ekim 2003’te iki kez Meclis’ten yetki aldı ama... kullanamadı. Kullandırılmadı! Neden? 7 Ekim 2003’te alınan yetkiden bir ay sonra, 6 Kasım 2003’te ABD Dışişleri Bakanı, Dışişleri Bakanı Gül’e telefon ediyor. O günden sonra Türkiye politikasını değiştiriyor, bir yıl süreyle aldığı yetkiyi kullanmıyor. Elbette Kerkük’e asker gönderilemeyeceği bilincinde herkes. Ama TürkiyeIrak sınırı 3 bin metre yüksekteki dağlardan geçiyor. Askerin bu dağların Irak tarafındaki topraklara yerleşmesi, bir güvenlik kuşağı oluşturarak PKK’yi buradan önlemeye çalışması zorunlu görünüyor. Bu nedenle, bu kuşağı oluşturmak için hükümetin TBMM’den yetki alması gerekiyor. Asker gönderirsek ABD ne der? Açıklamaları, arzu etmediklerini gösteriyor. Mantık şu soruya dayanıyor: Amerika izin vermediği sürece sınırlarımızı korumayacak mıyız? ??? Bu kafalarla nereye gidebiliriz, ne yapabiliriz? Örneğin RTE, NATO gelsin sınırlarımızı korusun diyor. Hiçbir NATO ülkesinden destek almayan böyle bir görüş ortaya atıyor. Dışişleri Bakanı Gül 29 Eylül 2006’da “Bizi kızdırmasınlar. Kuzey Irak’a verdiğimiz elektriği, mazotu keseriz” diyor. Dışişleri Bakanı’na sormak lazım: Hükümeti kızdırmak için daha neler yapmaları lazım? Bir söylediği bir söylediğini tutmayan bir Başbakan’la, Dışişleri Bakanı’yla nereye varılabilir? Cumadan cumaya camiye... HABERLERİN DEVAMI Sezer: Utanç verici Dink’e saldırıyı kınayan Cumhurbaşkanı, ‘İnsanlık dışı davranışlar amacına ulaşamayacak’ derken Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, ‘Kurşunlar Türkiye’ye sıkıldı’görüşünü kaydetti ANKARA (Cumhuriyet) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Gazeteci Hrant Dink’e yönelik silahlı saldırıyı nefretle kınadığını belirterek “Bu tür insanlık dışı davranışlar, asla amacına ulaşamayacaktır’’ dedi. Saldırıyı Bakanlar Kurulu toplantısında öğrenen Başbakan Tayyip Erdoğan, toplantıya ara vererek yaptığı açıklamada, saldırının Dink’in şahsında özgür düşünceye, istikrara yapıldığını açıkladı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Dink’e sıkılan kurşunların aynı zamanda Türkiye’ye sıkıldığı anlayışı içinde olduklarını vurguladı. Dink’in silahlı saldırıda yaşamını yitirmesi devletin tepesinden siyasi partilere kadar tüm kesimlerce kınandı. Cumhurbaşkanı Sezer, yaptığı açıklamada Dink’in yaşamını yitirmesinden derin üzüntü duyduğunu belirterek “Bu çirkin ve utanç verici saldırıyı nefretle kınıyorum. Bu tür insanlık dışı davranışlar, asla amacına ulaşamayacaktır. Ulusumuzu derinden yaralayan bu saldırının faillerinin bir an önce yakalanması, hepimizin öncelikli beklentisidir. Böyle üzücü olayların cinayetin işlenmiş olmasını manidar buluyoruz. Cinayeti bütün yönleriyle araştırıyoruz, araştıracağız, en kısa sürede aydınlatmak için ne gerekiyorsa onu yapacağız. Başta Ermeni kökenli vatandaşlarımız olmak üzere aziz milletimiz bu sınavı da aşacak sağduyu ve basirete sahiptir’’ dedi. Sezer. Erdoğan. Büyükanıt. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ERDOĞAN: CENAZEYE KATILABİLİRİM bir daha yaşanmamasını diliyor, Hrant Dink’in ailesine, basın dünyamıza ve ulusumuza başsağlığı dileklerimi iletiyorum’’ dedi. Sezer, olayla ilgili olarak İstanbul Valisi Muammer Güler’den de bilgi aldı. BAŞBAKAN TOPLANTIYI YARIDA KESTİ Başbakan Erdoğan, saldırıyı Bakanlar Kurulu toplantısı sürerken öğrendi. Bunun üzerine toplantı yarıda kesildi. Açıklamayı Başbakan Erdoğan yaptı. Erdoğan, “Hepimizi sarsan bu menfur cinayet sebebiyle üzüntümüz büyüktür. Karanlık eller bir kez daha hain emellerine ulaşabilmek için ne yazık ki ülkemizi seçmiş ve İstanbul Şişli’de bu cinayet işlen miş, kan dökülmüştür. Açık söylüyorum, bu saldırı Hrant Dink’in şahsında hepimize, millet olarak birlik ve beraberliğimize, huzur ve istikrarımıza yapılmıştır. Özgür düşünceye, demokratik yaşamımıza kurşun sıkılmıştır. Fail ya da faillerin, planlayan veya azmettirenlerin en kısa sürede ortaya çıkarılarak adalete teslim edilmeleri için İçişleri ve Adalet bakanlarımızı görevlendirmiş bulunuyorum. Başta istihbarat olmak üzere ilgili bütün birimlere de talimatlar olayı duyduğum anda verilmiştir. Kanlı ellerin bu kez Hrant Dink’i kurban seçmiş olması son derece manidardır. Özellikle bazı ülkelerde sözde Ermeni soykırımı iddialarının gündemde olduğu günlerde bu Erdoğan, programının uygun olması halinde Dink’in cenazesine katılacağını belirtti. Erdoğan, demokratik reformları kararlılıkla sürdüreceklerini, toplumsal barışı daha da güçlendireceklerini vurguladı. Genelkurmay Başkanı Büyükanıt da Dink’e yapılan suikasta ilişkin mesaj yayımladı. Büyükanıt saldırıyı nefretle kınadığını belirterek şunları kaydetti: “Hrant Dink’e yapılan menfur saldırıyı nefretle kınıyor, acılı ailesine ve yakınlarına sabırlar diliyoruz. Dink’e sıkılan kurşunların aynı zamanda Türkiye’ye sıkıldığı anlayışı içinde, failin en kısa zamanda bulunarak oynanan çirkin oyunun ortaya çıkarılması en büyük beklentimizdir.” İlk bilgiler saldırının bir kişi tarafından düzenlendiği yönündeydi. Yaşı önce 1819 dendi, ardından 2425 olabileceği açıklandı. Yaşı başı ne olursa olsun, bu olay bir kişinin işi değil! Kimin işi? Şu aşamada söylenebilecekler sınırlı ama, soruyu soruyla yanıtlamak gerekirse: Bu cinayet kimin işine yaradı? Her şeyden önce, Türkiye’yi uluslararası alanda mahkum ettirmek, her anlamda hedef haline getirmek isteyenlerin işine yaradı! Bugünden tezi yok, dünyanın dört bir yanında şu tür propagandaların başlamış olduğunu duyar gibiyiz: “Bakın, Türkiye’de Ermeniler kıyılmaya devam ediyor...” “Geçen yüzyılda yaptıkları yetmedi, İstanbul’daki 3040 bin kişilik soydaşımızı da yok edecekler!” “Hâlâ 1915 olaylarını görmezden gelen varsa, İstanbul’daki işlenen cinayete baksın!” Bu ve benzeri propagandalarla başlayacak sürecin devamını ne yazık ki çok sık konuşmak, yazmak zorunda kalacağız. ??? Önümüzdeki dönem neler olabilir? Türkiye aleyhine çeşitli ülke parlamentolarından çıkarılan Ermeni iddialarına ilişkin kararlar, yasalar artabilir. Bu gelişmelerin ardından ABD’de Demokratların başı çektiği ve 24 Nisan’a kadar tamamlanması öngörülen Ermeni kararı kabul edilebilir. Bugüne dek dünya parlamentoları sadece Ermeni iddialarının doğruluğuna ilişkin kararlar alıyorlardı. Önümüzdeki süreçte daha ileri gidilebilir ve şu istenebilir: “Türkiye, 1915 olaylarının gereğini yerine getirmelidir.” Nedir gereği? Tazminatla başlar, toprak sorunuyla devam eder! Bütün bunlar zaten kafaların arkasında vardı. Dink cinayetiyle birlikte masanın üzerine konabilir. Türkiye, AKP iktidarı bu iddiaları göğüslemeye hazır mı? Hükümet, hangi ulusal konuya; tüm ülkeyi kucaklayan, güven verici bir iklimle yaklaştı ki! Türkiye’nin son yıllarda ciddi yaralar almış iç barışının önemini bir kez daha vurgulayalım... ??? Yeniden Dink cinayetine dönersek... Dink, Türkiye’de genel kabul görmeyecek görüşleri ortaya atan, bunları yazansöyleyen bir kişiydi. Ancak şunu da unutmamak gerekiyor: Dink, Ermeni diasporasının da sık sık dışladığı kişilerden biriydi. Fransa’nın, “Ermeni soykırımı olmamıştır” demeyi suç saydığı yasayı parlamentosunda kabul ettiği günlerde buna karşı çıkmış, “Fransa’ya gidip o yasayı çiğnemek istiyorum” demişti. Diasporada, Dink’i Türklerin asimile ettiğini söyleyenler bile çıkmıştı. Çok cılız da olsa son dönemde Türkiye’nin şu tezine haklılık verenler artıyordu: “Bu işi tarihçilere bırakalım. Biz arşivlerimizi açtık. İsteyen gelsin istediği incelemeyi yapsın...” Dink cinayetinin hedefleri arasında bizce bu tez de vardı. Türkiye’nin bu önerileri, şu aşamada kurşun sesleri arasında kayboldu. Küresel aktörler Dink cinayetine hangi gözlükle bakacak? Bu tür cinayetler kendi içindeki anlamından çok, yüklenmek istenen anlamla etki yaratırlar. AB’den, ABD’den gelen ilk haberler şu yöndeydi: “Türkiye’de bir Ermeni öldürüldü!” Önümüzdeki dönem içi her şeyle doldurulabilecek bir tümce. Irak tartışmalarının üzerine çıkan Dink cinayeti herkesin kafasına dank etmeli: Türkiye artık hedef ülke! ankcum?cumhuriyet.com.tr SAĞDUYU ÇAĞRISI YAPILDI İş dünyası: Ülkeye ihanet Ekonomi Servisi Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine iş dünyasından da tepki yağdı. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “çirkin saldırıdan’’ büyük üzüntü duyduğunu belirtti. Hisarcıklıoğlu, “Birlik ve beraberliğimize karşı art niyetli tüm girişimler karşısında soğukkanlı ve sağduyulu bir tavır sergilememizin gereğini, hoşgörü ortamımızın devamı için hayati önemde görüyoruz’’ dedi. ATO Başkanı Sinan Aygün, saldırının Türkiye’nin bütünlüğüne yapıldığını belirterek “Bu cinayet ülkeye ihanettir. Lanetliyoruz. Türkiye’nin birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğu dönemde, bizim için birliği, bütünlüğü, barışı temsil eden bir vatandaşımıza yönelik saldırı hain bir eylemdir’’ dedi. Şişli’de uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yiiren Dink’in cesedi yaklaşık 2 saat kaldırımda bekletildi. Cadde yaya ve araç trafiğine kapatılmazken ceset, Olay Yeri İnceleme Ekipleri’nin tespitlerinin ardından Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. İstanbul’a gelen Adalet Bakanı Çiçek ve İçişleri Bakanı Aksu, İstanbul Valisi ve diğer ilgililer valilikte toplantı yaptı. (AFP/AA) ADALET BAKANI ÇİÇEK: Siyasiler, saldırının Türkiye’ye ‘en büyük zararı’ verdiğini vurguladı: İyi planlanmış bir provokasyon İstanbul Haber Servisi Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinin Türkiye’nin birliğine, kardeşliğine ve demokrasi çabalarına yönelmiş bir cinayet olduğunu vurgulayarak “Cinayet iyi planlanmış bir provokasyondur” dedi. Çiçek, cinayetin, Ermeni soykırımı tartışmalarının yoğunluk kazandığı bir dönemde işlenmiş olmasını dikkat çekici bulduğunu söyledi. Başbakan’ın talimatıyla dün akşam saatlerinde İstanbul’a gelen Bakan Çiçek ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, İstanbul Valisi Muammer Güler ve diğer ilgililer, İstanbul Valiliği’nde 1 saat süren değerlendirme toplantısı yaptı. Toplantının ardından basın açıklaması yapan Çiçek, “Bu cinayet hunharca ve alçakça işlenmiş bir cinayettir. Hrant Dink’in seçilmiş olması özellikle üzerinde durulması gereken bir husustur. Bunun altını özellikle çiziyoruz’’ dedi. Amaç küçük düşürmek ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet) Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Gazeteci Hrant Dink’e yönelik silahlı saldırı tüm kesimlerce kınandı. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “Bu hain bir olaydır. Şiddetle kınıyorum.Adi bir cinayettir. Bu cinayeti yapanların bir tek hedefi vardır, dünya kamuoyunda Türkiye’yi küçük düşürmek.Yeni bir tahrikle karşı karşıyayız. Mevcut haksızlıklara, iftiralara, karalamalara yenisinin eklenmesinden endişe ederim” dedi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal saldırının Türkiye’ye büyük zarar verdiğini belirterek şu görüşleri dile getirdi: “Utanç verici bir olay. Kim yaptı ve yaptırdıysa Türkiye’ye en büyük zararı vermiştir. Hiçbir inanç, düşünce, yurtseverlik veya milliyetçilik anlayışının bu cinayetle bir ilişkisi olamaz. Bu ya ilkel bir lumpenlik ya da Türkiye’nin içini karıştırmak, Türkiye’yi dünyada güç duruma düşürmek isteyenlerin tertibidir. En kısa zamanda konunun aydınlatılmasını diliyorum. Böyle girişimler Türkiye’nin hoşgörü ve barış ortamını sarsmaya yetmeyecektir. Nefretle kınıyor, milletimize başsağlığı diliyorum.’’ Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu ise “Vurulan sadece Hrant Dink Değil, Türkiye’nin itibarıdır” dedi. Mumcu, saldırının dünya kamuoyuna “barbar, hoşgörüsüz, soykırım yapan Türkler yargısını” yerleştirmeyi amaçlayan bir provokasyon olduğunu kaydetti. MHP: ŞİDDETLE KINIYORUZ DYP lideri Mehmet Ağar, saldırıyı nefretle kınadıklarını DAR GÖRÜŞÜN TEMSİLCİLERİ TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, “Demokratik gelişimi tehdit eden bu olayı kınıyorum’’ dedi. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı da “Saldırıyı yapanlar Türkiye’nin Avrupa yolculuğunu engellemek isteyen, barış ve istikrar içinde gelişmesine ve ilerlemesine tahammül edemeyen dar görüşün karanlık temsilcileridir’’ görüşünü dile getirdi. İş dünyasından gelen diğer tepkiler şöyle: Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED): Uluslararası kamuoyu nezdinde, Türkiye’nin itibarını lekelemeyi amaçlayan kişilerin, bu eylemi planladığı kuşkusuzdur. zer, ülkemizin birliğine, dirliğine, demokrasiye ve düşünce özgürlüğüne yöneldiğine kuşku olmayan bu hain saldırıyı nefretle kınadığını belirtti. Sezer, “Bu kritik dönemde herkesin sağduyu ile davranması gerektiğine inanıyoruz” dedi. SHP lideri Murat Karayalçın, “Dink’in öldürülmesi barışa, kardeşliğe, yurttaşlığa ve Demirel. Baykal. Mumcu. Başer. KURŞUNLAR AYDINLIK GELECEĞE İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan: Kurşun, Türkiye’nin aydınlık geleceğine, demokrasi ve özgürlüklere sıkılmıştır. İTO Başkanı Murat Yalçıntaş: Kurşunlar, Türkiye’ye, Türk milletine sıkılmıştır. Anadolu Aslanları İşadamları Derneği Genel Başkanı Mustafa Koca: Masum bir insanın hassas bir zamanda suikasta kurban edilmesi, gizli hesapların ürünü. bildirdi. Ağar, “Saldırının faillerinin derhal yakalanmasını bekliyoruz. Saldırı, düşünce ve ifade özgürlüğüne gölge düşürmüştür’’ görüşünü kaydetti. MHP Genel Merkezi’nden yapılan açıklamada suikast kınandı. Açıklamada, “Hrant Dink’in öldürülmesini şiddetle ve nefretle kınıyoruz. Bu menfur cinayetin en küçük bir kuşku bırakmaksızın aydınlatılması ve faillerinin yakalanarak bağımsız Türk adaletine teslim edilmesini hükümetten bekliyoruz” denildi. DSP Genel Başkanı Zeki Se Türkiye’ye sıkılmış bir kurşundur. Değerli bir aydınımızı yitirdik. Güvenlik yetkililerini en kısa sürede katilleri bulmaya, herkesi soğukkanlı olmaya çağırıyorum’’ dedi. BAŞER: KRİTİK BİR OLAY Yargıtay Başkanı Osman Arslan ise konuya ilişkin olarak “Bir gazetecinin öldürülmüş olması, fikirlerinden dolayı bir cinayete kurban gitmiş olması kabul edilebilir bir şey değildir” değerlendirmesinde bulundu. Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu da saldırıyı kınayarak, Türkiye’yi zedeleyen bir saldırı olduğunu söyledi. PKK ile Mücadele Özel Temsilcisi emekli Orgeneral Edip Başer, Dink’in özellikle hedef seçildiğini belirterek “Kritik bir olay, çok önemli bir olay” dedi. Başer, saldırının tek bir kişinin işi olmadığını, dikkatleri Irak’tan başka bir yere çevirmek için düzenlendiğini söyledi. Başer, suikastın Türkiye’yi uluslararası ilişkileri bakımından zor durumda bırakma amacına yönelik bir tuzak olduğunu belirterek bu tuzağa düşmemek gerektiğini belirtti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, “Böyle bir saldırının hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Türkiye’de görüşü ne olursa olsun kimse farklı görüşünden dolayı saldırıya uğramamalı’’ açıklamasını yaptı. AKP TBMM Grubu suikastı, “Bu, düşman bir kurşundur, hedefi 70 milyon Türk insanıdır” diye nitelendirdi. SP lideri Recai Kutan, BBP, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, SHP Genel Sekreteri Ahmet Güryüz Ketenci, ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Haydar İlker, 10 Aralık Hareketi adına Erol Katırcıoğlu ve Burhan Şenatalar saldırıyı kınadılar. Ülkü Ocakları da cinayeti kınayarak “topluma sağduyulu davranma’’ çağrısı yaptı. ZAMANLAMA DİKKAT ÇEKİCİ Cinayeti “iyi hesaplanmış bir provokasyon’’ olarak tanımlayan Çiçek, “Bazı ülkelerde sözde soykırım tartışmalarının gündeme geldiği ve yasal bir statüye kavuşturulmak istendiği bir dönemde bu cinayetin işlenmiş olması son derece manidardır’’ ifadesini kullandı. Olayın tüm yönleriyle aydınlatılması için devletin ilgili birimlerinin, hem İstanbul’da hem de Ankara’da gerekli çalışmayı büyük bir titizlik içerisinde sürdürdüğünü ifade eden Çiçek, “Bu menfur cinayetin tüm yönleriyle aydınlatılabilmesi açısından tahkikatın belli bir süre gizlilik ve hassasiyetle sürdürülmesi gerekmektedir’’ diye konuştu. Aksu da cinayetin faillerinin ve azmettiricilerinin yakalanacağına inandıklarını dile getirdi. Çiçek, açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını “soruşturmanın sağlıklı yürütülmesi ve hukuki gizliliğin ihlal edilmemesi” gerekçesiyle yanıtsız bıraktı. CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear