01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 OCAK 2007 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Yeni yılla birlikte bir dizi değişiklik gündeme gelirken değişmeyen şey, vergi oranlarına getirilen zamlar oldu 13 ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Vergide yeni dönem başlıyor SINIRLAR BELİRLENDİ ? Bir süre zorunlu tutulan vergi kimlik Bilimsizleşme Süreci Toplumsal yaşam her geçen gün biraz daha bilimsellikten uzaklaşıyor. Bunun değişik örnekleri her gün bir başka biçimde görülüyor. Bunlar, geçmişin kimi yıllarında olduğu gibi tekil olgular değil, kitleselleşiyor; eşgüdümlü ve çok düzenli bir gidişin bütünlüğünü simgeliyor. İlkelleşme akımı, hızla toplumun her tarafını sarıyor. Türkiye’de bilimsel bilginin üretildiği kurumlarda yaşanan eksiklik ve yetersizlikler son yıllarda çok ileri boyutlara varmıştır. Hükümet, özellikle devlet üniversiteleriyle kavgalıdır. Bir yıl önce on beş yeni üniversite kurulması, rektörlerin atanması sorunu çözüme kavuşmadığı için, işlerlik kazanamıyor. Başbakan’ın yaklaşık dört yıl önce başlayan “bir defaya mahsus” olmak üzere TÜBİTAK yönetimini atama ısrarı; sonrasında çıkarılan iki yasanın da Anayasa Mahkemesi’nce iptali, o tarihten bu yana bu kurumu yasal boşluğa atmıştır. Bilimsel bilgi üretimindeki bu büyük “kurumsal sarsıntı ve yıkımın”, çok olumsuz etkileri gelecek yıllarda ortaya çıkacaktır. Bu nedenle çok olumsuz ve birikimli biçimde yeni olumsuzluklar yaratacak olan bir süreç sayılmalıdır. Bilgi üreten kurumların yıkıma sürüklenmesinin oluşturduğu boşluk; daha doğrusu bilimsel bilginin yol göstericiliğinin yokluğu, toplumun güncel yaşamına da yansımaktadır. İnsan beynine ve insanın kendisine yönelik konularda bilimsellikten uzaklaşılmaktadır. Din ve bilim, çok tehlikeli bir biçimde iç içe geçiyor. Oysa bu ikilinin birbirinin alanına karışmaması; bunların karıştırılmaması, her ikisinin de sağlıklı gelişimi yönünden gerekli bir önkoşuldur. Ancak öyle olmuyor; evrime karşı yaradılış anlayışı geçerli kılınmak isteniyor. Fransız Devrimi’ni simgeleyen “Özgürlük” tablosu ders kitaplarından çıkarılıyor; kitaplar, tam bir “saldırganlıkla” bilimsellikten uzak bilgilerle, “hurafelerle” dolduruluyor. Yaşam alanları çağdışılaşıyor. Kimi belediyeler, kadınerkek eşitliğini yok eden bir tutum sergiliyor; çağdaşlıktan uzak yaşam biçimlerinin her gün bir yenisini uygulamaya koyuyor. Hastanelerde tesettürlü kadın doktorlar, bir gencin testislerinin ultrasonunu çekmiyor; gencin geleceğini karartıyor. Devlet, yüksek maliyetle çalışıyor. İkili yollar dahil, pek çok alanda plansız ve programsız bir iş yapma anlayışı egemendir. Devletin, irili ufaklı ihaleleri için hazırlanan pek çok “teknik şartname” eksik ve yetersizdir. Bu durum, yalnız, maliyeti çok yükseltmekle kalmıyor; yapılan işin de eksikli olmasına neden oluyor. Kendilerinden bilimsel görüş istenenler çoğu kez, bilimsellikten tam anlamıyla uzaklaşarak, bilim adına bilimi saptırıyor. Özellikle orman arazileri ya da kültürel varlıklar konusunda görüşlerine başvurulan kimi bilirkişi üyeler, akıl almaz bir “bilimsel ve toplumsal sorumsuzlukla”; daha doğrusu ahlaksızlıkla, hakkında rapor yazdıkları konu ile ilgili ayrıntıları “bilmediklerini” kamuoyuna açıklayabiliyor. Koruma kurulları bilimsel çalışmıyor. İstanbul’da ne zaman ve nasıl deprem olacağı konusundaki “bilimsel tartışmalar” da ayrı bir bilimsel yüz karası oluşturuyor. Bu tür olguların yaygınlığının doğal sonucu olarak, toplum, bilime güvenmiyor; toplumun genleri, giderek yükselen bir hızla bilimsellikten kopuyor. O kadar ki, bir taraftan Ankara Büyükşehir Belediyesi, “asfalt dökme teknolojisinin yetersizliği nedeniyle” Almanya’dan teknik bilgi satın alınacağını açıklıyor; diğer taraftan da bir “profesör”, yolcu treninde “kıble” arıyor. Toplumun yol göstericisi ışığı olması gereken bilim, giderek kararıyor; bu gidişin tersine çevrilmesinin “bilimsel yollarının bulunması” gerekiyor. ??? Yeni yılınızı ve bayramınızı kutlarım. [email protected] ? Yeni Gelir Vergisi Yasa Tasarısı’nın yürürlüğe girmesiyle, çalışanlar vergi iadesi için artık fatura, fiş toplamayacak. Büyük mükelleflere İstanbul’da hazırlanan yeni birimle özel hizmet verilecek. 00 büyük mükkellefe özel 5 hizmet verecek VIP vergi dairesi İstanbul’da hizmete başladı. Fotoğraf : VEDAT ARIK Gelir vergisine yeni düzenleme ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 20 Aralık 2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 259 numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği’ne göre, vatandaşların 2007 yılı içinde elde ettikleri gelir türlerine göre vergi beyanında bulunmaları gereken sınırlar şöyle: Kâr Payı ve Temettü Geliri: 2007’de elde edilecek limitet şirket kâr payı ya da anonim şirket temettü gelirinin yarısı 19 bin YTL ’yi aşarsa, elde edilen kâr payı ya da temettü gelirinin yarısı yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmek suretiyle beyana tabi olacak. İşyeri Kira Geliri: 2007 içinde elde edilecek (stopaja tabi) işyeri kira gelirinin, yıllık gayrisafi tutarı 19 bin YTL ’yi aştığında, tamamı beyana tabi olacak. Konut Kira Geliri: 2007 yılında elde edilecek konut kira gelirinin yıllık tutarı 2 bin 300 YTL’yi aşmıyorsa, beyan edilmeyecek. Aşıyorsa, kira gelirinden 2 bin 300 YTL istisna düşülecek. Gayrimenkul Satışı: Satın aldıkları gayrimenkulleri, edinme tarihinden itibaren 4 yılda elden çıkaranların, elde ettikleri kazanç “değer artışı kazancı” olarak kabul ediliyor. 2007’de bu kazancın 6 bin 400 YTL ’si müstesna tutulacak. Ücret Gelirleri: 2007’de, birden fazla işverenden vergi kesintisine tabi tutulmuş “ücret geliri” elde edenlerde birden sonraki işverenden aldıkları ücretlerin toplamı 19 bin YTL ’yi aşan kişilerin, elde ettikleri ücret gelirinin tamamı beyana tabi olacak. numaraları artık kullanılmayacak. Vergi kimlik numarısının yerini TC kimlik numarası alacak. 4 Ocak’tan itibaren ödenecek motorlu taşıtlar vergisi yüzde 7.8 zamlı yatırılacak. Büyük mükellefe özel hizmet Yeni yılda büyük mükelleflere özel mükellef temsilcisi aracılığıyla hizmet sunulmasını içeren Büyük Mükellefler Vergi Dairesi de hizmete giriyor Ocak ayı içinde İstanbul’da faaliyete geçecek olan Büyük Mükellefler Vergi Dairesi’ne kayıtlı mükellef sayısı 400 ile 500 arasında bulunacak. Daire, yeni yılın ilk yarısında İzmir’den başlayarak diğer bazı illerde de şubeler açacak. Bu yıl yasalaşan ve vergi oranını yüzde 20’ye çeken Kurumlar Vergisi Kanunu’nun beyannameli mükellefler açısından gerçek uygulama yılı da 2007 olacak. Bu yıl yeni kanuna göre geçici vergi ödeyen kurumlar vergisi mükellefleri, 2006 gelirleri için nisan ayında verecekleri yıllık beyannameler sonucunda da indirimli orandan vergi ödeyecekler. Kurumlar vergisinin transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımına ilişkin hükümleri de 1 Ocak 2007’de yürürlüğe girecek. Ekonomi Servisi Yeni yıla, yeni vergiler ve yeni vergi düzenlemeleriyle giriliyor. Çalışanlar bugünden itibaren vergi iadesi için faturafiş toplamayacak, vergi kimlik numarasının yerini de TC kimlik numarası alacak. Bugünden itibaren yeniden değerleme oranı çerçevesinde maktu damga vergisi, harçlar, Vergi Usul Kanunu ile ilgili cezalar ve trafik cezaları yüzde 7.8 oranında zamlanacak. AA’nın haberine göre, emlak vergisine tabi değerlerdeki artış da yüzde 3.9 olacak. Bu çerçevede her bir kâğıttan alınacak damga vergisine ilişkin üst sınır 946 bin 915.2 YTL’ye çıkacak. Bu arada bugünden itibaren gerçek kişiler tarafından gerçekleştirilen her türlü işlemde vergi kimlik numarası yerine TC kimlik numarası kullanılmaya başlanacak. Ancak, Gelir İdaresi Başkanlığı, yaşanabilecek çeşitli sorunların önüne geçebilmek için vergi kimlik numaralarını, sicil işlemlerinde dosya numarasına dönüştürecek. Ancak, Gelir İdaresi, işlemlerin takibinde TC kimlik numarasının yanı sıra dosya numarasını da kullanacak. Tüzelkişiler ise yeni yılda da vergi kimlik numarasını kullanmaya devam edecek. Öte yandan TBMM’de bulunan yeni Gelir Vergisi Kanun Tasarısı’nın yasalaşması ve Cumhurbaşkanı’nca onaylanarak yürürlüğe girmesi halinde, çalışanlar yılbaşından itibaren artık vergi iadesi almak için faturafiş toplamayacak. Yürürlük tarihi 1 Ocak 2007 olarak öngörülen tasarı ile vergi iadesinin yerini, asgari geçim indirimi alacak. Bu şekilde ücretlerin belli bir bölümü gelir vergisinden muaf tutulacak. Ciner Grubu, Alman enerji devi EnBW ile ortak hareket kararı aldı Enerji devi Ciner’le işbirliği yaptı Ekonomi Servisi Alman tırımlarıyla büyümesine taze enerji devi Energie Baden bir ivme kazandırmak istediWürttemberg AG (EnBW) ği belirtiliyor. EnBW’nin ile Türkiye’nin önde gelen elektrik pazarında birlikte hasanayi holdinglerinden Ciner reket edeceği Türkiye’nin Grubu, Türkiye elektrik pa madencilik, hizmet, medya zarında ortak girişim kararı ve enerji alanında büyüyen aldı. İşbirliğinin ilk adımı olarak Ayedaş, Başkent nerji sektöründeki büyük ve Sakarya Elektrik dağıişbirliği konusunda niyet tım şirketlerinin ihale teklif sürecinde ortak hare mektubu imzalayan gruplar ket edecekleri açıklandı. Ayedaş, Başkent ve Sakarya 20 bin çalışana Alman devin cirosu 12 milyar Avro Yaklaşık ve 5 milyon aboneye sa Elektrik, dağıtım ihalelerine hip EnBW, Almanya’nın birlikte girecekler. ? 14 elektrik santralı var. en büyük üçüncü enerji ? 5.4 milyon abonesi bulunuyor. şirketi konumunda. Po? Çalışan sayısı: 20 bin lonya, Çek Cumhuriyeti, Ma şirketlerinden Ciner Grubu ? 2005 cirosu: 12 milyar Avro. caristan, Avusturya ve İsviç ise halen 804 megavat elekt? Net kâr: 245 milyon Avro. ? Faaliyet alanı: Elektrik, doğalgaz ve re’deki yatırımlarıyla Avru rik üretim kapasitesine sahip. pa’da konumlanan Toplam üretim kapasitesini çevre hizmetleri. s EnBW’nin, Türkiye’deki ya 2010 yılına kadar 2 bin me? Üretimi: 106 milyar kilowatt saat. TURGAY CİNER E gavata çıkarmayı planlayan Ciner Grubu, özelleştirme sürecinde olan 3 dağıtım bölgesi ile de yakından ilgili. 1990’ların ilk yarısında Türkiye’nin önceki özelleştirme projelerine yaptığı başarılı yatırımlar, Ciner Grubu’nun enerji ve madencilik sektöründeki başarısının nedeni olarak gösteriliyor. EnBW’nin Başkanı Utz Claassen, geçen günlerde verdiği bir demeçte, Türkiye’nin enerji yatırımı bakımından en cazip ülkelerden biri olduğunu ifade ederek ilgisini net bir şekilde ortaya koymuştu. 1997 yılında kurulan EnBW’nin halen 14 santralı bulunuyor. Bunlardan üçü nükleer santral. ATM Dalaman’a ödül Ekonomi Servisi Dünyanın önemli mimarlık ödüllerinden biri olarak kabul edilen “AR Awards for Emerging Architecture” ödülünü bu yıl, ATM Dalaman Dış Hatlar Terminali kazandı. Türkiye’nin yolcu sayısı bakımından 3. büyük terminali ATM Dalaman Dış Hatlar Terminali, bu ödülü Türkiye’de kazanan ilk proje olduğunu açıkladı. 1999 yılında verilmeye başlanan ve sekizincisi düzenlenen ödüle, bu yıl 53 ülkeden 462 proje ve tasarımcı katıldı. Ödül, terminalin mimarlarından Emre Arolat’a verildi. Emerging Architecture ödülleri, mimarlığın sadece biçimle ilgilenen bir sanat olarak ele alındığı özel örnekler yerine, toplumsal yaşama katkı sağlayan, çevresel ve sosyal sorumluluk bilinci ile tasarlanmış yapılara veriliyor. DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ Geçen hafta Tayland, yükselen piyasalarda ufak çaplı bir deprem yarattı. Yılın son basın toplantısında Bush, “2007 yılında, ABD’nin Irak’ta ek fedakârlıklar yapmak zorunda kalacağını” açıkladı. Bu sırada Wall Street Journal ve Financial Times, yatırım bankalarının getirilerinin, mali piyasaların seçkinlerinin yıl sonu ikramiyelerinin, yeni rekorlar kırdığını yazıyordu. Bu birbiriyle ilintisiz gibi duran üç olayın arkasında dünya ekonomisini etkilemeye devam eden bir yapısal kriz var. Bu krizin bir bileşeni aşırı birikim/fazla kapasite sorunuysa, öbürü de, ABD’nin, bir hegemonyacı ülke olarak, dünyayı şekillendirme kapasitesini giderek yitiriyor olmasıdır. / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA [email protected] http://erginyildizoglu.blogspot.com Goldman Sach’in kazancı 16 milyar doları, kârı da 9 milyar doları geçmiş. Kazancı bu yıl yüzde 23 artan Bear Sterns’in kârı da 2.1 milyar dolar olarak gerçekleşmiş. Haftaya yeni ikramiyeler açıklanacak... Bu kazançların ve kârların yapılmasında önemli payı olan şirket birleşmeleri ve alımlarına (Mergers & Acquisitions) bakınca, Financial Times’ın deyişiyle, “ucuz borç olanaklarının, müdürlerinin ihtirasıyla körüklenen işlemlerin” hacmi bu yıl 3.9 trilyon dolara ulaşmış. M&A işlemlerini küresel değeri bu yıl yüzde16 artarak, en son borsa krizinin yaşandığı 2000 yılını geçmiş. Tam Başkan’ın halktan kendilerini sermayeye feda etmelerini istediği sırada, bu kârların ve ikramiyelerin ortaya dökülmesi, dünyanın en büyük özel menkul kıymetler (Private equity) şirketi (The Economist’in deyişiyle “Kapitalizmin yeni kralları”ndan, 25/11/04 ) Blacksone’un genel müdürünü, Stephen Schwartzman’ı çok rahatsız etmiş. Serveti 2.5 milyar doları geçen Schwartzman, Wall Street Journal ve Financial Times gibi gazetelerde aktarılan demecinde, ABD’de ulusal gelirin gittikçe daha eşitsiz dağılıyor olmasından yakınmış. Bu beye göre, “Amerikan orta sınıfının durumu geçen 20 yılda o kadar da iyi olmadı. Halbuki ABD’deki toplumsal anlaşmanın bir parçası da herkesin durumunun bir biçimde iyileşiyor olmasını gerektiriyor” (Financial Times, 21/12). Adam haklı olarak toplumsal tepkiden korkuyor. Nasıl korkmasın, Fred Bergsten’in işaret ettiği gibi ortalama genel müdür maaşı, ortama işçi ücretinin 400 katını geçti. ABD’de, bu zenginlere hizmet etmek üzere oluşmaya başlayan yeni bir ev kâhyaları (kibar hizmetçi) sınıfının içinde maaşları yılda 100.000 dolara ulaşanlar var. Kimi özel öğretmeler, Amerika’daki ve dünyadaki küreselleşme zenginlerinin çocuklarına 500 doların üstünde saat ücretleriyle ders veriyorlar. Feda ve Kâr sılıktır”, “300 milyon nüfusu, 12 trilyon GSMH’si ve 1 milyondan fazla askeriyle ABD, Irak’ta kontrolü yenden ele geçirebilir” saptamalarını yorumlayan Sydney Blumenthal, “Bu kaba hesapla Fransa, Cezayir ve Vietnam’ı asla kaybetmemeliydi” dedikten sonra, raporun ABD’nin Vietnam deneyine hiç değinmediğine dikkat çekiyor (Salon 20/12). Blumenthal, artık “Bush açısından zafer, iktidarda kaldığı müddetçe savaşa devam etmekten ve dolayısıyla yenilgiyi kendisinden sonra gelecek olana miras bırakmaktan başka bir anlama gelmiyor” diyor. Bunlar, ABD askerlerinin, Irak ve Ortadoğu halklarının, Bush’un ve neoconların megolamanyasına, her ikisini de kullanan sermaye gruplarının açgözlülüğüne feda edilmeye devam edileceğini gösteriyor. min özünü, bu tehlikeli konuyu kimse konuşmak istemediğinden, çoğu en büyük tahribat son ana kadar gizli kalabiliyor. Aslında olan şu: Bu sıcak para, ülkede oluşan tasarrufları, daha genel ve doğru bir ifadeyle üretilen artıdeğeri, adeta devasa bir hortum gibi emiyor ve bir gün emecek kaynak tükenince ya da başka bir pazar daha cazip hale gelince, geride tam anlamıyla bir “çorak ülke” bırakarak çıkıp gidiyor. Gece hafta Tayland’da, askeri yönetimin, korkakça, başarısız bir biçimde getirmeyi denediği sermaye kontrollerinin arkasında işte bu dinamiği engelleme arzusu var. Bu uygulama hemen vermesi gereken sonuçları verdi: Borsadaki köpük sönmeye, Bath daha mantıklı bir düzeye dönmeye başladı. Ancak, cunta, gereken toplumsal desteğe sahip olmadığından, mali sermayenin blöfünü göremedi, geri bastı. Ya geri basmasaydı, ya Tayland’ı başka ülkeler de izleseydi? ‘Zaferi seçmek’ Washington’daki havayı yakından izleyen Jime Lobe’un aktardığına göre, Irak Çalışma Grubu’nun raporuyla başlayan tartışmalarda, başkan Bush’un eğilimi, Amerikan Enterprise Institut’ün hazırladığı Zaferi Seçmek başlıklı rapordan yana şekilleniyor. Başkan Bush’un, Irak’a 50.000’e yakın yeni asker göndererek işgali tırmandırmaya niyetlendiği bildiriliyor. AEI’nın önerilerine bakılırsa, bu 50.000 askerin yardımıyla önce Bağdat kontrol altına alınacak, direniş bastırılacak, sonra Bağdat merkezli bir güvenlik çemberi giderek genişletilecek; bu arada, artık Pentagon tarafından “El Kaide’den daha tehlikeli” kabul edilen Sadr milisleri de tasfiye edilecek. Eski Savunma Bakanı Colin Powell, “Bu yöntem daha önce denendi, ben başarılı olacağını sanmıyorum” diyor. Irak’taki komutanlar, General Abizaid ve General Casey de Powell’ın yaklaşımını paylaşıyorlar. Pentagon bünyesindeki Savunma İstihbarat Ajansı’nda eski Ortadoğu Masası Şefi Pat Lang’e göre de “eğer bu taktik uygulanırsa, sonuç, ‘Dicle kıyısında Stalingrad’ olur”. (The Asia Times, 22/12) AEI raporundaki, “Zafer Irak’ta hâlâ bir ola Akbank’tan yeni reklam kampanyası Ekonomi Servisi Akbank, 2006 yılında en çok konuşulan ve kamuoyundan olumlu tepkiler alan reklam filminin devamını dün gece yayımladı. Yeni reklam filmi ile ilgili bilgi veren Akbank Genel Müdür Yardımcısı Hayri Çulhacı, reklamın hatırlanma oranları hakkında, “Bugüne kadar yapılan reklam araştırmalarında sektörel olarak banka reklamları hiç hatırlanmıyordu. Akbank’ın yenilikçi güç kampanyası ile hatırlanma oranları yüzde 70’lere çıktı” dedi. Yorum Publicis tarafından hazırlanan, Akbank reklam filminin çekimleri Romanya’da gerçekleştirildi. 200 kişilik Romen dansçı kadrosunun rol aldığı söz konusu reklam filmini hayata geçiren teknik ekip, birinci reklam filminde de görev almıştı. Kareografinin, olimpiyat oyunlarının açılış gösterilerinin kareografisini gerçekleştiren Penny Jones ve yardımcılarına ait olduğu reklam filminin prodüksiyon şirketi, yine, Dinamo oldu. Filmin yönetmenliğini ise kareografiden sorumlu ekiple birlikte pek çok projeye imza atan Güney Afrikalı Bart Fouche üstlendi. Açgözlülükten söz açmışken… Kapitalist dünya ekonomisi “aşırı birikim” kriziyle boğuşurken 2001’de gündeme gelen depresyon olasılığına karşı tetiklenen likidite genişlemesi, bugün dünyanın toplam hasılasının 7 katını aşan bir spekülatif kredi köpüğü (GlobalPolitikültür, 13/12/06) ve mali sermayeye de görülmemiş düzeyde kâr olanakları yarattı. Şimdi dünya ekonomisinde (talancı ordulara benzetebilirsiniz) kâr peşinde sağa sola, özellikle, IMF eliyle tümüyle korunaksız hale getirilen, gelişmekte olan ülkelerin piyasalarına saldıran bir spekülatif sermaye (sıcak para) belası yarattı. Bunlar, ülkelerin piyasalarına dalıyor, borsalarını, gayrimenkul piyasalarını şişiriyor, dövizlerinin değerlerini yükseltiyor. İhracatçılar bu döviz değerlenmesinden büyük zarar görüyorlar. Ama, mali sermayenin “sırrını” dolayısıyla IMF reformlarının “sırrını”, dolayısıyla da siste Bu sırada talancıların dünyasında… Bu sırada talancı orduların komutanları ganimetlerini paylaşıyorlardı. Finansal haberler sitesi Bloomberg’in aktardığına göre, ABD’de ikinci büyük yatırım bankası Morgan Stanley, genel müdürü John Mack’a 40 milyon dolarlık bir yıllık ikramiye vermiş. Bu, Goldman Sachs’in eski genel müdürü, şimdi ABD Maliye Bakanı Henry Paulson’un geçen yılki 38.3 milyonluk rekorunu kırıyormuş (14/12). Bloomberg erken konuşmuş, bir gün sonra Goldman Sachs, yeni müdürü Blankfein’e 58 milyon dolar ikramiye vereceğini açıkladı. Bear Sterns, Merryll Lynch, Lehman Brother müdürlerinin ikramiyelerinin de 4050 milyon dolar arasında gelmesi bekleniyor (Wall Street Journal 15/12). Associated Press’in bildirdiğine göre, bu yıl, CUMHURİYET 13 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear