26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
31 AĞUSTOS 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr İş çevreleri ‘Türkiye ile AB arasında ilişkilerin tavsadığını’ yazan Financial Times’ı haklı buluyor: 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Babacan yoruldu, yükü paylaşsın T ürk Sanayicileri ve İşadamları Derneği International Başkanı Aldo Kaslowski’ye göre, AB ile müzakerelerde birkaç ay sonra 2 yıl dolacak ama aralık ayında başlayan ilgisizlik ve yavaşlama, endişe verici noktada. Avrupa’da, Brüksel’de çok daha etkin bir şekilde bulunmamız gerekirken gidilmiyor, heyetler kurulmuyor. Başmüzakereci Babacan da genç ve kabiliyetli ama artık bu yükün iki ayrı bakanlık tarafından yürütülmesi belki de daha doğru olacak. Ekonomi Servisi İş dünyasının etkin isimleri, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerinde olumsuz bir havanın hâkim olduğuna ilişkin uluslararası finans çevrelerinin etkin gazetesi Financial Times’ta yer alan haberlerin ‘‘doğru’’ olduğunu belirterek hükümeti sert bir dille eleştirdiler. Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) International Başkanı Aldo Kaslowski, ‘‘Financial Times gazetesinin yazdığı doğru. Bütün bunlar gerçektir’’ dedi. İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Davut Ökütçü de, ‘‘Hükümetten ısrarla beklediğimiz, TBMM’nin eylül ayında erken bir şekilde toplanarak 9. reform paketinin tümünü çıkarmasıdır’’ dedi. Financial Times, iki gün önce Türk basınında da geniş yer bulan haberinde, Türkiye ile AB arasındaki karşılıklı anlayış eksikliğinin ilişkileri olumsuz etkilediğini, hükümet içinde AB’ye ilgisizlik olduğunu, özellikle AHİM’nin türban kararından sonra bunun daha da belirginleştiğini, so Erdoğan ABD’ye Asker Lübnan’a Başbakan Erdoğan’ın ABD’ye gidebilmesi, askerin Lübnan’a gönderilmesi koşuluna bağlanmışsa.. Başbakan Erdoğan hükümeti için bunun bir başka yolu yok. Cumhurbaşkanı, küçüklü büyüklü tüm siyasi partiler, sivil toplum örgütleri Lübnan’a asker gönderilmesine karşı seslerini daha fazla yükseltemeden, oldubittiye getirerek, Meclis çoğunluğuna dayalı kararı çıkarmak gerek. Erdoğan hükümetinin yaptığı da bu. Aykırı seslerin kamuoyunda ses vermeye başladığı görüldüğü an, işleri hızlandırmak. Aslında Erdoğan hükümeti özellikle ve öncelikle kendi tabanından ve siyasal İslamcı muhalefet güçlerinden gelecek tepkiler ağırlıklı, eleştirileri susturabilmeye yönelik, öncelikle BM’den, ABD’den gelebilecek kimi yeni gerekçeler bulmaya çalışıyordu. İsrailLübnan HizbullahSuriyeArap ülkeleri.. tarafların tümü ile yapılan görüşmeler, paralelinde Türk askerinin istendiğine ilişkin haberler kamuoyundan gelen doğal karşı çıkışı bastırmaya yönelikti. Cumhurbaşkanı’nın çıkışına AKP cephesinden gelen tepki, bu oyunun bozulması ile ilgili bir durum. Dengeler, hesaplar tepetaklak olunca strateji değiştirildi. Şimdi oldubitti ile bu işin kotarılmasına bakılacak. AKP’nin telaşı, dayandığı siyasal İslamcı taban ile iktidarını borçlu olduğu ABD istemleri arasında sıkışıp kalmak. Hiç Türkiye’deki sol, savaş karşıtı örgütlenmeler, güçler kendilerine anlamlı bir pay çıkarmaya kalkışmasın. Çünkü söz konusu demokrasi güçleri, çok uzun bir zamandan bu yana, örgütsel dağınıklıkları, kafa karmaşaları nedeni ile siyasal iktidarlar, icraatları karşısında caydırıcı güç olmaktan çok uzaktalar. BOP’un , yeni Ortadoğu haritalarının sahipleri, emperyal politikaların uygulayıcı ülkelerinde, ABD ve yandaşlarında bile gerek Irak işgali gerekse Lübnan saldırılarına gösterilen tepkiler çok daha kitlesel ve anlamlı olabiliyor. İşin acı yanı, oralarda da meydanlara çıkan yüz binlerin siyasal iktidara yönelik caydırıcı güç oluşturmaları henüz gündemde değil. Yoksa Afganistan işgalinin üzerine Irak işgali... Yetmedi Irak bataklığında yaşananlar, yaratılan kanlı ırk ve din, mezhep eksenindeki çatışmalar, Irak bataklığı dramı. Bu kadar çok boyutlu ABD, İsrail, İngiliz iktidarları eliyle devlet terörü suçu, insan hakları ihlalleri dururken, İsrail’in Lübnan’ı bombalaması gündeme gelemezdi.. ??? Ortadoğu’da ABD’nin dediğinin dışına çıkmayacak bir sürü İslamcı iktidar var. Ama iktidarları kralığa, diktatörlüğe dayanıyor. ABD’nin, istemlerini yerine getirme koşullu elbette Türkiye’de desteklediği, ılımlı İslam projesinin aracı olarak gördüğü AKP iktidarının sorunu, rejimin ne kadar biçimsele dönüştürülebilirse dönüştürülsün sonuçta laik, demokratik Cumhuriyet olması. Suudi Arabistan örneği rejimlerde ABD güdümlü politikaların muhalefeti, olsa olsa İslami terör örgütleri olarak ortaya çıkabiliyorlar. Böyle olunca da radikal İslami terör örgütlerinin tümü için geçerli olan çıkmazı yaşıyorlar. ABD ve emperyalist güçlerin işgaline tepki boyutunda ulusalcı, halka dayanan kimlikleri ile, radikal İslami terör örgütü kimliğinin birbirine karışmış olmasının sonuçları ortada. Hem emperyal güce, hem birbirine yönelik terör eylemleri iç içe, Ortadoğu kan gölü.. KürtArap, ŞiiSünni en acımasız terör eylemleri ile önüne gelen önüne geleni öldürerek kazanmaya çalışıyor. Kazananı olabilir mi? Yoksa BOP ile Ortadoğu haritalarının ABD tarafından yeniden çizilmesi mi geçerli olacak? Ortadoğu’da her şeye rağmen şimdilik ABD güdümlü krallar, diktatörler, ülkelerinin, halklarının başına gelenleri umursamadan, halklarının acıları, kanı üzerine oturmuş iktidarlarını sürdürebiliyorlar. Tek laik, demokratik, Cumhuriyet rejimini Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı, devrimler önderliğine borçlu olan Türkiye’de bu plan tutar mı? Ülke çıkarlarını umursamayan, ABD destekli bir iktidar, devleti, halkı ile çatışarak iktidarda kalabilir mi? Laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nde koşullar ne kadar olumsuz olursa olsun, demokrasi çarkları, iktidar gücü ne kadar çarpık kullanılabilirse kullanılsın, ABD emperyalizmi, dış egemen güçler ne kadar bastırırlarsa bastırsınlar, demokratik siyasal, toplumsal örgütlenmeler ne kadar örgütsüz, aydınlar kafa karmaşası içinde olurlarsa olsunlar, aynı oyunun sahnelenmesi olası mı? Değil tabii ki.. Yeter ki, ülkenin geleceği, çıkarları, barış içinde yaşamaya yönelik tehdit algılaması içinde olanlar, tehdidin kendilerine ulaşmayacağı aymazlığından sıyrılıp bir kıpırdansınlar. Olup biteni seyretmek yerine, gidişi durdurmaya yönelik bir yerlerden işe koyulup bir el atsınlar.. soner@cumhuriyet.com.tr layın siyasi boyutunu yürüten Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün haziran ayında TBMM tatile girmeden 9. reform paketinin çıkarılacağı sözünü verdiğini hatırlatan İKV Başkanı Davut Ökütçü de ‘‘Ama ne yazık ki sadece 2 konu bu paketten çıktı. Bizim de hükümetten ısrarla beklediğimiz, özellikle İlerleme Raporu’nu Komisyon kaleme almadan önce TBMM’nin eylül ayında erken bir şekilde toplanarak bu reform paketinin tümünü çıkarmasıdır’’ dedi. O Aldo Kaslowski. ğukluğun, Brüksel’e karşı resmi tavırdaki sertleşmede, Kıbrıs konusunda ve sivil reformlardaki ilgisizlikte kendini gösterdiğini yazmış ve Başmüzakereci Ali Babacan’ı Brüksel’le temas yerine Ankara’da oturmayı tercih ettiği için eleştirmişti. AA muhabirleri Medine Taşdelen ve Fatma Metin’in haberine göre TÜSİAD International Başkanı Kaslowski, durumu özetle şöyle değerlendirdi: ‘‘AB ile müzakerelerde birkaç ay sonra 2 yıl dolacak. İlgisizlik aslında dünün veya bugünün işi değil. Müzakerelerde ilgisizlik ve yavaşlama zaten aralık ayında başladı. Doğrusu bu kadar performans gösterdikten sonra böyle birden duraklamak, bizlerin de endişeye kapılmasına yol açtı. Sebebini de anlamakta güçlük çekiyoruz. Zaten Financial Times’ın yazdığı doğru. Bir yavaşlama var. Avrupa’da, Brüksel’de çok daha etkin bir şekilde bulunmamız gerekirken gidilmiyor, heyetler kurulmuyor. Bütün bunlar gerçektir.’’ Kaslowski, Babacan’ın hem ekonomi hem de AB ile ilgili çalışmalardan sorumlu olmasının, ‘‘genç ve kabiliyetli olmasına rağmen büyük bir yük oluşturduğunu’’ kaydederek konunun, ‘‘iki ayrı bakanlık tarafından yürütülmesinin’’ belki de daha doğru olacağını savundu. İKV Başkanı Ökütçü de, müzakere sürecinde Ali Babacan’ın olayın teknik boyutunu yürütürken siyasi boyutun yönetimini yürüten Abdullah Gül’ün bu konuda yeterli temaslarda bulunduğuna işaret ederek özetle şunları söyledi: ‘‘Sayın Dışişleri Bakanımız, haziran ayında TBMM tatile girmeden 9. reform paketinin çıkarılacağını ifade etti. Ama ne yazık ki sadece 2 konu bu paketten çıktı. Bizim de hükümetten ısrarla beklediğimiz, özellikle İlerleme Raporu’nu Komisyon kaleme almadan, tamamlamadan önce TBMM’nin eylül ayında erken bir şekilde toplanarak bu reform paketinin tümünü çıkarmasıdır.’’ İş dünyası ve sivil toplum örgütlerinin AB sürecine aktif katılımının nasıl sağlanacağı konusundaki çalışmaların tamamlanıp açıklanması gerektiğini söyleyen Ökütçü, AB Genel Sekreterliği’nin kamuoyu ile özel kesim ve sivil toplum örgütleri arasında bir koordinasyon kurumu olarak yeniden organize edilmesini önerdi. Davut Ökütçü. SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI ‘FİSKOBİRLİK yaşatılmalı’ Ekonomi Servisi Giresun Sivil Toplum Kuruluşları Temsilcileri Komisyonu, FİSKOBİRLİK’in fındık üreticisi için mutlaka var olması gerektiğini bildirdi. Fındıkta yaşanan sorunların çözümü ve FİSKOBİRLİK’in durumu konusunda, bir süre önce Giresun’daki bazı sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin bir araya gelerek oluşturdukları komisyon tarafından yapılan yazılı açıklamada, çaresiz durumda olan FİSKOBİRLİK’in, iktidarla mutlaka uzlaşma sağlaması gerektiği belirtildi. Açıklamada, kaynak sıkıntısı yaşayan birliğin elinde bulunan 2005 ürünü 51 bin ton fındığı, zarar etmeden Avrupa’ya satmasının yollarının aranması gerektiği ifade edilerek, ‘‘Ayrıca Toprak Mahsulleri Ofisi ile depo ve personel kira sözleşmesi öncesinde elindeki ürüne formül bularak, protokolü buna göre yapmalıdır. FİSKOBİRLİK’in hantal yapıdan kurtulması için Entegre Fındık İşleme Tesisleri ve Ordu Yağ Sanayi dışındaki tüm mal varlıkları sermayeye çevrilmelidir. Birliğe bağlı 50 kooperatif, 25’e indirilmelidir. Birlik üst düzey yöneticileri ise dünya pazarlarlarını dolaşan ve fındığı pazarlamayı bilen vasıftaki kişilerden oluşmalıdır’’ denildi. Açıklamada, FİSKOBİRLİK’in Avrupa pazarının yanı sıra yeni açılan Rusya ve Çin pazarına satış yapılabilmesi için çeşitli çalışmalar yapması gerektiği de kaydedildi. Türkiye genelinde 30 ilde, 1102 tankta denetimler yapıldı Akaryakıt depolarına baskın Ajanslar Türkiye genelinde 30 nak, Van ve Mardin’in de bulun ma soktuklarının’’ ifade edildiğiilde, ithal edilen akaryakıtın depo duğu illerde toplam 1102 tank de ni hatırlattı. Günay, depolama tesislerindeki landığı tesislere baskın denetimler netlendi. EPDK Başkanı Yusuf Günay, akaryakıtın türü ve miktarlarına yapıldı. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Maliye Ba bugüne kadar petrol piyasasında ilişkin fiili envanter sayımı yapılkanlığı, Gümrük Müsteşarlığı, yapılan en kapsamlı denetim ça dığını ve bu envanterin gümrük Emniyet Genel Müdürlüğü, Jan lışmasının gerçekleştiğini bildir izinleri ve muhasebe kayıtları ile darma Genel Komutanlığı, Sahil di. Türkiye’de tüketilen akaryakı kıyaslandığını kaydetti. Tesislerden 288 adet numune Güvenlik Komutanlığı ve Sanayi tın büyük çoğunluğunun yurtdıalınarak laboratuvarve Ticaret Bakanlılara gönderildiğini ğı’na bağlı perso? Petrol piyasasında bugüne kadarki en kapsamlı belirten Günay, ayrınel tarafından akarca lisans almamış yakıt depolarına denetim gerçekleştirildi. EPDK Başkanı Yusuf Günay, ‘‘Sektörün her halkasında sürekli bir denetim sistemi akaryakıt tanklarına önceki gün sabah saatlerinde başla kuruyoruz. Bundan Türkiye büyük fayda görecek’’ dedi. da rastlandığını kaydetti. yan eşgüdümlü baskınlar düzenDenetim sonuçlalendi. Çoğunluğu dağıtıcı olmak şından getirildiğine dikkat çeken rına göre mevzuat hükümlerine üzere 39 firmaya ait depolama te Günay, akaryakıt kaçakçılığı ile aykırılık tespit edilen firmalara sisleri denetlenirken, bu tesisler ilgili hazırlanan raporlarda ‘‘bazı yaptırımların olacağını bildiren arasında tüm havaalanlarında bu firmaların eksik ve yanlış beyan Günay, ‘‘Sektörün her halkasınlunan tesislerle, yüzer antrepo ola yaparak ve vergi ödemeksizin ya da ve sürekli bir denetim sistemi rak kullanılan bir gemi de yer al sadışı yollardan ülkeye akaryakıt kuruyoruz. Bundan hem Türkidı. Aralarında İstanbul, Mersin, getirdikleri ve bu ürünleri bazı de ye hem de sektör büyük fayda göİzmit, İzmir, Batman, Artvin, Şır polarda stoklayıp serbest dolaşı recek.” dedi. CUMHURİYET 13 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear