26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 30 AĞUSTOS 2006 ÇARŞAMBA 4 HABERLER KESK’in araştırmasına göre, Avrupa’da gelirinden kamu çalışanına en az pay ayıran ülkeyiz GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Türkiye memuruna cimri ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) KESK, Avrupa’da milli gelirinden kamu çalışanına en az pay ayıran ülkenin Türkiye olduğunu belirtti. KESKAR’ın Avrupa Birliği Ekonomik ve Finansal Göstergeler, 2006 Yılı Bütçe Gerekçesi, 2006 ve 2007 Orta Vadeli Mali Plan verileriyle yaptığı araştırmada, ‘‘Avrupa’da Gayri Safi Milli Hasıla’dan (GSMH) en az payı alan kamu çalışanının Türkiye’de bulunduğu’’ ortaya çıktı. Avrupa25 ülkelerinde kamu çalışanlarının GSMH içindeki payının 2005 yılında yüzde 10.84, Türkiye’de ise yüzde 6.5 olduğuna işaret edilen araştırmada, Avrupa25 ülkeleri için GSMH Lübnan’a Gitmek Üzerine Türkiye’de ABD avukatlığına soyunmuş olanların, Lübnan’a asker göndermek için ileri sürdükleri gerekçelere, buna karşılık söz konusu risklere bakınca tüylerim ürperiyor: Eğer ‘‘bölgede etkimizi arttırmak’’.. ‘‘süper ligde oynamak’’ istiyorsak Lübnan’a asker göndermemiz gerekiyormuş. ‘‘Bizim hiçbir ulusal çıkarımız yok... Türkiye’nin kendi iç güvenlik sorunları varken başkalarının sorunlarını çözmek görevimiz değil’’ diyen Cumhurbaşkanı, ‘‘belli ki dünyadan haberdar değil’’miş... ? KESK’in yaptığı araştırmaya göre, Avrupa ülkelerinde kamu çalışanlarının GSMH içindeki payı 2005 yılında yüzde 10.84, Türkiye’de ise yüzde 6.5. Türkiye kamu çalışanlarına ekonomiden en az payı ayıran ülke olmasına karşın, kamu emekçilerinin GSMH’den aldığı pay, Orta Vadeli Mali Plan verileri de esas alındığında 20042009 yılları arasında sistemli olarak aşağı çekiliyor. içinde kamu çalışanlarına ayrılan payın, Türkiye’dekinden yüzde 67 daha fazla olduğu kaydedildi. Araştırmaya göre, kamu çalışanlarına ekonomiden en büyük pay ayıran ülke Danimarka. Danimarka’nın ayırdığı pay yüzde 17.36’yı bulurken, bu oran Türkiye’deki payın 2.67 katına ulaşıyor. Danimarka’yı yüzde 16.06 ile İsveç takip ediyor. Türkiye’nin ayırdığı payın 2 katından fazla pay ayıran diğer ülkeler ve oranları ise sırasıyla, Kıbrıs Rum Kesimi yüzde 14.90, Malta 14.84, Portekiz 14.53, Finlandiya 13.84, Fransa 13.42. Kamu çalışanlarına diğer ülkelerin ayırdığı pay ve Türkiye’de ayrılan paya oranla fazlaları ise sırası ile şöyle: Norveç yüzde 12.79, yüzde 97 fazla; Macaristan yüzde 12.65, yüzde 95 fazla; Yunanistan yüzde 12.58, yüzde 94 fazla; Belçika yüzde 12.17, yüzde 87 fazla; Slovenya yüzde 12.08, yüzde 86 fazla. Türkiye kamu çalışanlarına ekonomiden en az payı ayıran ülke olmasına karşın, kamu emekçilerinin GSMH’den aldığı pay, Orta Vadeli Mali Plan verileri de esas alındığında 20042009 yılları arasında sistemli olarak aşağı çekiliyor. Buna göre personel giderlerinin GSMH’deki payının 20042009 yılları arasında ger çekleşen ve tahmin edilen rakamları sırası ile 2004’te yüzde 6.72, 2005’te yüzde 6.55, 2006’da yüzde 6.56, 2007’de yüzde 6.49, 2008’de yüzde 6.20 ve 2009’da yüzde 6.17. ‘Niteliksizleştirme operasyonu’ KESK Başkanı İsmail Hakkı Tombul, bu durumun yeni liberal politikalarla kamu hizmetlerini niteliksizleştirmeye yönelik operasyonunun ayağı olduğunu ifade etti. Tombul, yeterli sayıda kamu çalışanının istihdam edilmemesi ve çalışanların ücretlerinin baskı altında tutulmasının hükümetin halka hizmet üretmemeye yönelik niyetinin göstergesi olduğunu belirtti. Aslında ne diyorlar? Bu borazanlar, ‘‘bölgede etkimizi arttırmaktan’’ söz ederken aslında ne diyorlar? Benim bildiğim Türkiye’nin güvenliği komşuları, İran ve Suriye tarafından tehdit edilmiyor. Buna karşılık, kendini tehdit altında hissettiği tek konu Irak’ın bölünmesi ve Kürt sorunuyla ilgili. Bu konuda da herkesin bildiği gibi, esas muhatap, Irak Kürtlerinin mali, askeri ipini elinde tutan ABD. Ama nedense, ‘‘vizyon ortağı’’ ABD bir türlü Türkiye’yi tatmin edecek bir adım atmıyor. Sakın, bu ‘‘etkiyi arttırmak’’ Kürt sorununda rahatlamaya karşılık, ABD’ye ödenecek bir diyeti gizliyor olmasın? Ayrıca, Cumhurbaşkanı’na, ‘‘Dünyadan haberin yok’’ diyenler, ulusal çıkardan dem vururken Türkiye’de ‘‘egemen sermayenin’’ yeni topraklara gereksinimi var mı demek istiyorlar? Bölgede etkinliğini arttırmak, bölgedeki piyasaların, kaynakların ve halkların emeği üzerinde etkiyi arttırmak anlamına mı geliyor? Öyleyse, bu maceraya atılacak askeri, mali, ideolojik enerji nerede? İçi boş ‘‘ulusal çıkarlar’’ gevezeliğiyle, bak Suriye avantajlı çıkıyor, İran güçleniyor, bölgede radikal İslam etkisini arttırıyor diyerek (hele davulları çalanlar ‘‘Ilımlı İslam’’ denen ABD icadı bir garabetin yazarlarıysa) bu enerji sağlanabilir mi? ‘‘Süper ligde oynamaya’’ gelince. Bu eğer dünyadan haberdar olmayan bir tavuğun kendini buğday ambarında sanması değilse, tam anlamıyla acımasız bir kandırmaca! Evet gerçekten bir ‘süper lig’ var. Büyük Ortadoğu bölgesinde, enerji kaynakları üzerinde kanlı insanlık suçları da işlenen bir paylaşım savaşı sürüyor. Bu ‘‘süper ligin’’ oyuncuları, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya ve Çin. İran’ın bölgesel hegemonya hayalleri, Büyük İsrail projesi vb.. İsrail yönetici seçkinlerinin bir kesiminin de artık kavramaya başladığı gibi, hep bu dinamiğin, bu dinamik içinde taraflar arasındaki doğrudan ya da dolaylı pazarlıkların nesnesi. Pazarlığın ekonomi politiği; kapitalizmin genel krizi, aşırı üretimin tasfiyesi, dünya ekonomisi içinde merkezlerin yer değiştirmesiyle ilgili. ‘‘Enerji güvenliği’’ paradigması bile bu ekonomipolitiğe tabi. Türkiye nasıl olacak da Lübnan’a asker göndererek bu ‘‘süper ligde’’ oynamaya başlayacak? Sakın, taraflardan birinin ‘‘gurka’’sı olma sürecini gizlemeye yönelik bir fanteziyle karşı karşıya olmayalım? TOPLU GÖRÜŞMELER İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN TERÖR KURBANI Hükümet 2 seçenek önerdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Memur sendikaları konfederasyonlarıyla hükümet arasındaki toplu görüşmelerin 6. turu dün yapıldı. Hükümetin, memur maaşlarına yapılacak zam için iki seçenekli teklif sunduğu belirtildi. Alınan bilgiye göre, tekliflerden birinde, en yüksek maaş alan memurların maaşlarında gelecek yılın birinci ve ikinci 6 aylık dönemlerinde yüzde 2.5 olmak üzere kümülatif yüzde 5.1, en düşük maaş alan memurların maaşlarında da aynı dönemler için yüzde 4 olmak üzere kümülatif yüzde 8.2’lik artış öngörülüyor. İkinci teklifte ise bütün memurların maaşlarının gelecek yılın ilk ve ikinci 6 aylık dönemlerinde yüzde 2.5 olmak üzere kümülatif 5.1 oranında arttırılması, buna ilave olarak en düşük maaş alan ve döner sermayeden yararlanamayan yaklaşık 1 milyon 400 bin memura birinci ve ikinci 6 aylarda 20’şer YTL’lik denge tazminatı ödenmesi yer alıyor. Okul harçlığı için çalışıyordu ANTALYA (Cumhuriyet) Antalya’da meydana gelen patlamada yaşamını yitiren üçüncü kişinin 18 yaşındaki İlker Avşar olduğu belirlendi. Patlamada yaralananlar tedavilerinin tamamlanmasının ardından taburcu edilirken patlamada yaşamını yitiren 20 yaşındaki İmren Arık ve İlker Avşar’ın aynı mağazada çalıştıkları öğrenildi. Arık’ın babası Murat Arık, iki yıllık bir yüksekokulu kazanan oğlunun okul harçlığını çıkarmak için çalıştığını söyledi. Saldırıyla ilgili soruşturma sürerken SHP il örgütü dün patlamanın meydana geldiği alanda basın açıklaması yapmak istedi. Ancak emniyet, açıklama için Kışlahan Otel önünü gösterince, partililer ellerindeki kırmızı karanfilleri patlamanın meydana geldiği noktaya bırakarak, açıklama için Kışlahan Otel önüne geçti.Yakalarındaki siyah karanfillerle açıklama yapan SHP’liler, terörü lanetledi. Bu savaş daha bitmedi... İşin aslı şu: Lübnan’a asker gönderilmesini savunanlar, İsrail’in yüzüne gözüne bulaştırdığı bir işi tamamlamaya talip oluyorlar. Yoksa, amaç barış sağlamak olsaydı, bu barış gücünün öncelikle, Lübnan’ı işgal etmeye kalkan İsrail’in topraklarında konuşlanması gerekirdi. Dahası, gerek İsrail içindeki, gerekse de ABD yönetiminde sürmekte olan tartışmalara bakınca bu savaşın, yakında yeniden parlama olasılığının çok yüksek olduğu görülüyor. Örneğin, Bush’un Ortadoğu danışmanı neocon, Siyonist, militarist, İran’ı gündemde tutmaya özellikle niyetli, Elliott Abrams hâlâ görevinin başında (Tom Barry, Hunting Monsters in Jarusalem, Asia Times, 27/08). Bu savaşa, ABD tarafından zorlandığı artık iyice belli olan İsrail’in (Stephen Zunes, Foreign Policy in Focus) bölgede, özellikle ‘‘asimetrik savaşı’’ benimsemeye başlayan güçler karşısında (Andrew J. Bacevich, The American Conservative, 11/09) caydırıcılığı büyük bir darbe yedi. İsrail yönetici sınıfı, bu savaşın faturasını, bu fiyaskoya yol açanlara (Başbakan Olmert’i ve Genelkurmay Başkanı’nı hedef alan seks ve mali skandallara bakınız) ödettikten sonra, bu caydırıcılığı restore etmek zorunda. İkincisi, neocon çevreler de fiyaskonun nedenlerini İsrail liderliğinin yeterince kayıp vermeyi ve verdirmeyi göze alamamış olmasına bağlıyorlar (örneğin, Max Boot, The Weekly Standart, 04/09). İran esas hedef olarak önemini koruyor. Lübnan’a gidecek barış gücü Hizbullah’ı dizginleyebilirse ABD ve İsrail’in İran’a vurma olasılığı, bununla birlikte bir saldırı durumunda, barış gücüne katılanların, kendilerini İran’la savaşın tam ortasında bulmaları kaçınılmaz. Lübnan barış gücü projesi İran’a giden yolun taşlarından biri o kadar!.. ergin.yildizoglu?gmail.com TSK’deki memurlara sendika hakkı Görüşmelerde, TSK’de çalışan sivil memurların ve kamu kurumlarında çalışan güvenlik görevlilerinin sendika üyesi olması konusunda anlaşma sağlandı. Buna göre, sivil memurların sendika üyesi olmasına ilişkin Genelkurmay’ın da görüşü alınacak. Bankaların memur maaşlarını ödemek için kamu kuruluşlarına verdiği promosyonların 3’te 2’sinin memurlara dağıtılması da kararlaştırıldı. Özelleştirilen kuruluşlardaki personelin haklarını düzenleyen 4/b statüsündeki kişilerin sendika üyesi olmasıyla ilgili çalışma yapılması kararlaştırıldı. Türkiye KamuSen Başkanı Bircan Akyıldız, en düşük memur maaşının 1023 YTL ’ye çıkarılması talebinin esneyebileceği kadar esnemiş olduğunu belirterek ‘‘Daha fazla esneyebilmesi için siyasi iradenin masada ciddi bir samimiyeti ortaya koyması gerekmektedir. Yüzde 4’ü bir teklif olarak görmüyoruz’’ dedi. MemurSen Başkanı Ahmet Aksu da ‘‘Devleti hortumlayanları gerekçe göstererek memura zam verilmemesi mazeret olmamalı’’ diye konuştu. namikzafer@yahoo.com KESK: Toplusözleşme istiyoruz Hükümetin tavrına tepki göstererek toplu görüşmelerden çekilen KESK, tüm yurtta kitlesel basın açıklamaları yaptı Haber Merkezi KESK üyeleri Ankara’da devam eden toplu görüşmeleri meydanlara inerek protesto etti. ANKARA: KESK üyeleri Kurtuluş Parkı Kolej Kavşağı’nda toplandı. KESK’in eylemine, DİSK, Pir Sultan Abdal Derneği, EmekliSen ve ÖDP de destek verdi. KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul, ‘‘Son sözü kimin söyleyeceği önceden belli olan toplu görüşmelerin, emekçinin hak ve çıkarlarını koruyacağını, geliştireceğini söylemek mümkün değildir’’ dedi. İSTANBUL: Sağlık ve Sosyal Emekçileri Sendikası (SES) Şişli Şubesi üyeleri sendikalar ve hükümet arasındaki toplu iş sözleşmelerinin son gününde konfederasyonlara destek vermek amacıyla Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Personel Yemekhanesi önünde eşzamanlı basın açıklaması yaptı. Okmeydanı’ndaki açıklamayı okuyan SES Şişli Şubesi Yönetim KurulU Üyesi Burhan Kurt, toplusözleşme oyununun figüranı olmayacaklarını, grev ve toplusözleşme hakkını alana kadar mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi. rız’’ sloganları atan grup, açıklamanın ardından olaysız dağıldı. İZMİR: Basmane’de toplanan KESK üyeleri, ‘‘AKP halka hesap verecek’’, ‘‘Toplusözleşme hakkımızı kullanacağız’’, ‘‘Devlet güdümlü sendikaya hayır’’ sloganları atarak Konak Meydanı’na yürüdü. Burada eyleme katılan memurlara hitaben konuşan KESK Genel Sekreteri Abdurrahman Taşdemir toplu görüşme masasında önceden yazılmış bir ortaoyunu oynandığını belirterek ‘‘Kamu emekçilerinin adına o masada oturduğunu söyleyenler, yine kamu emekçilerini aç bırakmak için şaklabanlık yapıyorlar. Başbakan’ın yüzde 2’lik ulufesini kabul etmiyoruz ve ‘Hükümet al zammını başına çal’ diyoruz’’ şeklinde konuştu. Kamu emekçileri eylemin ardından olaysız dağıldı. ‘İsteklerimizi göz önüne alın’ Kurt, ‘‘Hükümet, kamu emekçilerini yüzde 4’lük ücret artışıyla yine sefalete mahkum etmek istiyor. Hükümetten, KESK’in kamu emekçileri adına gündeme getirdiği talepleri göz önüne alınmasını istiyoruz’’ dedi. ‘‘Yaşasın örgütlü mücadelemiz, yaşasın grev, yaşasın toplusözleşme’’, ‘‘Toplusözleşme hakkımız gasp edilemez’’, ‘‘Sefalet değil toplusözleşme’’, ‘‘Toplusözleşme hakkımız, söke söke alı İmza rulolarını binadan sarkıttılar Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) üyeleri, görüşmelerin sürdüğü sırada Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı önünde eylem yaptı. BASK Başkanı Resul Akay’ın, basın mensuplarına açıklama yapmaya başladığı sırada müsteşarlığa giren konfederasyon üyelerinden biri, imzaların bulunduğu kâğıtların birleştirilmesiyle yapılan ruloları üst katlardaki camlardan sarkıttı. EĞİTİMİŞ’İN AÇTIĞI DAVA Türban oyununa Danıştay engeli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay, Eğitimİş Sendikası’nın açtığı davada, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) türbanlıların sınavlara girmesinin önünü açmak için Merkezi Sistem Sınav Yönergesi’nin sınava girecek adayların kılıkkıyafetlerinin tarif edildiği maddesini, ‘‘başı açık’’ ibaresi çıkarıldığı için iptal etti. Sendikanın, MEB Merkezi Sistem Sınav Yönergesi’nin 11. maddesinin ‘‘adayların temiz, düzenli ve aşırılığa kaçmadan bir kıyafetle sınava girmelerini sağlar’’ şeklindeki (i) bendinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemi ile açtığı davada ilk karar verildi. Danıştay Nöbetçi Dairesi, söz konusu hükmün yürütmesini oyçokluğuyla durdurdu. Kararda, dava konusu yönerge ile yürürlükten kaldırılan MEB Merkezi Sistem Sınav Yönergesi’nin Sınav Görevlileri ve Sorumluları başlıklı maddesinin Bina Sınav Komisyonu Kuruluşu ve Görevlileri bölümünün (i) bendinde yer alan ‘‘Tüm sınav görevlilerinin, yürürlükteki mevzuata uygun kılık ve kıyafet ile görevlerine gelmelerini, örgün ilk ve ortaöğretim kurumlarında öğrenim gören adayların merkezi sistem sınavlarına başı açık, temiz, düzenli ve aşırılığa kaçmayan bir kıyafetle girmelerini sağlamak’’ hükmünden ‘‘başı açık’’ ibaresinin çıkarılmasıyla diğer mevzuat hükümlerine ve kılık kıyafet koşullarına ilişkin düzenlemelerin göz ardı edildiği belirtildi. 2007 Mayısı’nda Türkiye’de olduğu gibi Fransa’da da Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak. Türkiye’deki seçimlerin oldukça tartışmalı ve gergin geçme olasılığı artıyor. Genelkurmay’ın yeni Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın konuşmalarıyla ortaya koyduğu tutum, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de yansır mı? Bunu zaman içinde göreceğiz. Ancak hükümetle devletin diğer güçleri arasında gerginlik dolu günler geçireceğimizi söyleyebiliriz. Bu çekişme öyle görünüyor ki Cumhurbaşkanlığı seçiminde yoğunlaşacak... Fransa’da ise sosyalistlerin cumhurbaşkanı adayının kim olacağı tartışması büyük bir hararetle devam ediyor. Sağcıların adayının Nicolas Sarkozy’nin olması kesin gibi. Sosyalistlerin de en güçlü adayı bir kadın. Marie Segolene Royal, 1953 Senegal/Dakar doğumlu. Fransız solu içinde son yıllarda öne çıkan isimlerden. Segolene Royal, daha önce sosyalist hükümetlerde bakanlık yaptı. Hukukçu olan Royal, çeşitli tabu konulardaki radikal çıkışlarıyla tanınıyor. Son olarak genç işçilerin iş güvenliği konusundaki ayaklanmaları sırasında onları destekleyenlerin başında geliyordu. ‘‘Yeni ‘68’’ adı Fransa’nın Sosyalist Kadın Adayı verilen bu ayaklanma, iki cumhurbaşkanı adayını da karşı karşıya getirdi. Fransızlar bu çekişmeyi (SarkozySegolene) Sarko Sego çekişmesi olarak tanımladılar. ??? Marie Segolene Royal’ın Nicolas Sarkozy’e rakip olabilmesi için önce Sosyalist Parti içindeki karşıtlarını yenmesi gerekiyor. Royal’ın beş erkek rakibi bulunuyor. Bu rakiplerden en ilginci ise dört çocuğunun babası ve Sosyalist Parti’nin lideri François Hollande. Hollande ve Royal, 1970’lerin başında birlikte yaşamaya karar verdiklerinde evlenmek yerine özel bir sözleşme yaptılar. Devlete resmi başvuru yapmak yerine Sivil Dayanışma Anlaşması adı verilen bu sözleşmeyle çiftler, hangi cinsten olduklarına bakılmaksızın bir arada yaşıyorlar. Fransız gazeteleri ve paparazzileri geçen günlerde Marie Segolene Royal’ın bikinili fotoğraflarını yayımladılar. Bu fotoğrafları erkek rakiplerinin yayına soktuğu söylentileri dolaştı. Sosyalist Parti’nin erkek lider adayları Royal’ın önünü kesmek için çeşitli tezler öne sürüyorlar. Eski başbakanlardan sosyalist Lionel Jospen, kadın aday Royal’ın internet gibi yeni teknolojiyi iyi kullandığını, ama sağlam fikir sahibi olmadığını öne sürdü. Royal bu iddiayı gülerek karşıladı ve şu cevabı verdi: ‘‘Geçmiş belki faydalıdır ama önemli olan geleceğin inşasıdır.’’ Yine eski başbakanlardan Laurent Fabius’un tepkisi de ilginçti: ‘‘Cumhurbaşkanı olursa çocuklarına kim bakacak?’’ Segolene Royal’ın buna ne cevap verdiğini bilmiyoruz ama bütün bu engellemelere rağmen Royal’ın halkın gözündeki itibarı artıyor. Gözlemciler, Royal’ın, sağcı Nicolas Sarkozy’i yenebilecek tek aday olduğunda birleşiyorlar. ??? Segolene Royal’ın parti içindeki en büyük rakiplerinden birisi olan Lionel Jospin’le de ara larında önemli tartışmalar oluyor. Jospin’i eşcinsellik konusunda tutuculukla suçlayan Royal, ‘‘Bu konuda doğru tutum almayan bir kimse diğer farklılıkları da anlayamaz’’ diyor. Sosyalist Parti’nin altı cumhurbaşkanı adayı arasındaki yarışma öylesine kızışmış durumda ki, erkekler ne yapacaklarını şaşırmış haldeler. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar, demokrasi, özgürlükler, emekçilerin hakları konusunda duyarlı davranan, çocuklara yönelik şiddet ve baskıya karşı mücadele eden Segolene Royal, onlardan çok önde gözüküyor. Fransızlar da bu mücadeleci ve eşitlikçi kadını seviyorlar. Ona yönelik engelleme çabalarına itibar etmiyorlar. En zor durumda olan ise birlikte yaşadığı Sosyalist Parti lideri François Hollande. Hollande diğer adaylara kişisel hırslarını bırakma çağrısı yaptı. Marie Segolene Royal, mayıs ayındaki cumhurbaşkanlığı seçiminde, sosyalistlerin adayı olacak gibi. Halk onu istiyor. Royal sayesinde gerileyen sosyalistlerin yeniden önü açılabilir. Fransa’nı kaderi, AB’nin kaderi değişebilir. Mayıs ayı bizim için de, Fransızlar için de önemli seçimlere sahne olacak... CUMHURİYET 04 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear