24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 AĞUSTOS 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Leyla Gencer Şan Yarışması’nın finali bu akşam saat 20.00’de Aya İrini Müzesi’nde yapılacak 15 Yarışmada heyecan dorukta Festival, 4 Ekim’de başlıyor Arjen J.Zwart’ın sergisi Kübalı piyano virtüözü Gonzalo Rubalcaba 13 Ekim’de Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda müzikseverle buluşacak. ? Kültür ServisiUlaşılabilir Yaşam Derneği’nin konuğu olarak Hollanda’dan İstanbul’a gelen fotoğraf sanatçısı Arjen J. Zwart’ın ‘Dokuz Sekizlik Roman Havası Bir Roman Ailesinin Portresi’ başlıklı sergisi 31 Ağustos 16 Eylül 2006 tarihlerinde Karşı Sanat Çalışmaları’nda sergilenecek. Yarın saat 18.00’de yapılacak sergi açılışında fotoğraf çalışmasına konu olan ‘Vurgun ailesi’ dokuz sekizlik Roman havalarıyla sergiye ayrı bir renk katacak. Zwart Romanların gündelik yaşamlarını yansıtmak istediği fotoğraf çalışmasına 2001 yılında başladığını, her yıl birkaç hafta süren çalışmalar gerçekleştirdiğini ifade etti. On yıllık bir zaman dilimine yayılmış bir aile fotoğraf albümü yaratmayı amaçlayan sanatçı, Batı Anadolu’da karşılaştığı Romanlar ve kültürünün, çalışmasına yön verdiğini belirtti. İstanbul varoşlarından Alemdar’da yaşayan ve Kadıköy sokaklarında hayatlarını kazanan Vurgun ailesinin fotoğraflarını çeken Arjen J. Zwart, daha önce de Hindistan ve Hollanda’da da çeşitli fotoğraf çalışmaları yapmıştı. (0 212 245 15 08) ? Bu hafta dördüncüsü gerçekleştirilen Leyla Gencer Şan Yarışması’nın finali bu akşam Aya İrini’de yapılıyor. Yarışma finalinde söylemeye hak kazanan yedi kişiden üçü Türk soprano. 1995 Eylülü’nde ilk kez yapılan Leyla Gencer Uluslararası Şan Yarışması’nı izlemenin heyecanı o günden beri belleğimizdedir. Aydın Gün, Yapı Kredi Kültür Sanat çerçevesinde yarattığı bu yarışma projesinin isim babalığını yapmıştı. Leyla Gencer Şan Yarışması, büyük opera evlerinin sanat yönetmenleri, dünyaca ünlü eleştirmenler ve orkestra şeflerinin jüriyi oluşturdukları, son derece ciddi bir ortamda, dünyanın dört bir yanından gelen yarışmacılarla başlamıştı. Bu yarışma eğer Aydın Gün’ün öngördüğü şekliyle, iki yılda bir olarak, kesintisiz devam etseydi, bugün kim bilir kaç yıldız daha doğmuş olurdu! Zira ilk yarışmanın birincisi Arnavut mezzosoprano Enkelejda Shkosa, bugün en ünlü sahnelerde söylüyor ve özgeçmişinde ‘Leyla Gencer Birincisi’ olarak yıldızının parladığı yazıyor. 1997’deki ikinci yarışma daha da deneyimli bir organizasyon, daha görkemli bir sunum ile çıktı ortaya. Deprem nedeniyle yapılamayan 1999 yarışması 2000 yılına kaydığında katılımcıların bir hayli azaldığı gözlendi. Sonra Aydın Gün Almanya’ya yerleşti. Yapı Kredi Kültür Sanat kisve değiştirdi. Birkaç kuruluş davransa da, yarışma organizasyonun hiç de kolay bir iş olmadığı ortaya çıktı. 1 Simge Büyükedes, 2 Leonore Marguerre, 3 Burcu Uyar, 4 Nino Machaidze, 5 Asude Karayavuz, 6 Francesca Ruospo, 7 Teresa Romano. Neyse ki İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın öncülüğü, La Scala Opera Vakfı’nın desteği, Doğuş, Garanti Bankası, TC Dışişleri Bakanlığı, Borusan ve Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nun katkılarıyla, çok ortaklı bir proje geliştirildi ve bu yıl yarışma gerçekleşebildi. Umarız aynı ortak çalışma önümüzdeki yılların yarışmaları için de geçerli olacaktır. Zira Leyla Gencer bizim yüz akımız; onun adına düzenlenen bir şan yarışması, dünya sanat arenasında Türkiye’nin saygınlığını arttıracak bir etkinlik. Yarışmacılar için birkaç heyecan bir arada yaşanıyor: Yarışmaya girmek bir yana, yarışmaya adı verilen çağın en büyük operacılarından Leyla Gencer’in ve jürideki ünlü sanat adamlarının önünde söylemek bir başka yana! Kim bilir nice şancı sadece onların önünde söyleyebilmek, onlardan birinin dikkatini çekebilmek için neler verirdi? Bu yarışmada bir derece elde edemeseler de Leyla Gencer’in ve saygın bir jürinin önünde söyledim, diyerek kıvanç duyacaklar ileride. Yedi kişi finale kaldı Ekimde caz keyfi Kültür Servisi Türkiye’nin en uzun soluklu ve en önemli etkinliklerinden biri olan Akbank 16. Caz Festivali, 4 14 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek. Haziran ayında yaşama veda eden Arif Mardin’e ithaf edilen festival kapsamında caz keyfi bu yıl İzmir ve Ankara’ya da taşınacak. Pozitif ve Akbank Sanat tarafından düzenlenen Akbank 16. Caz Festivali, 4 Ekim’de besteci, aranjör ve şarkı yazarı kimliklerinin yanında, dört oktavlık zengin bariton vokaliyle caz dünyasının en önemli isimlerinden Kurt Elling ile başlayacak. Aya İrini Müzesi’nde gerçekleşecek olan konserde Elling’e piyanoda Laurence Hobgood, basta Robert Amster, davulda Willie Jones eşlik edecek. Kübalı piyano virtüözü Gonzalo Rubalcaba ve Joao Bosco 13 Ekim akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda cazseverlerle buluşacaklar. Küba geleneksel cazının modern Brezilya müziği ile birleşeceği konserde Bosco ve Rubalcaba, iki ülke müziği arasındaki ritmik, melodik ve tematik ilişkiyi ortaya çıkaracak. Alto saksofon virtüözü Lou Donaldson ile DownBeat tarafından sayısız kez müzik dünyasının en iyileri arasında gösterilen Dr. Lonnie Smith ise 14 Ekim’de Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda konser verecekler. Akbank Sanat Merkezi’nin atölye çalışması ile destekleyeceği festivalin konserlerine etkileyici tarihi dokusuyla Aya İrini, Cemal Reşit Rey Salonu, dünyanın müziğine 7 yıldır ev sahipliği yapan Babylon, Yeni Melek Gösteri Merkezi ve şehrin vazgeçilmez kültür sanat noktalarından Akbank Sanat Merkezi ev sahipliği yapacak. ‘Kardan Adamlar’ beyazperdede ? Kültür Servisi 22 Eylül’de gösterime girecek Aytan Gönülşen’in ilk uzun metrajlı filmi olan ‘Kardan Adamlar’ karla kaplı bir dağda mahsur kalan iki şehirli insanın, hem tabiat şartlarıyla, hem birbirleriyle hem de kendileriyle verdiği mücadeleyi ele alıyor. Filmde başrolleri Ogün Kaptanoğlu ve Hazım Körmükçü paylaşıyor. Anlatmak istedikleri; bütün koruma kalkanları düşen şehirli insanın ruhundaki değişimler ve şehir insanını kendi mekânından çıkarıp başka bir mekâna koymak olduğunu belirten Gönülşen, filmin bir yerden sonra karakterlerin gerçekle kendi zihinleri içindeki zaman ve mekân algısı arasındaki bir karmaşaya doğru gittiğini ifade ediyor. Pazartesi günü yarı finalini izlediğim on dört yarışmacı arasında bir bas ve bir tenor olarak sadece iki erkek sesi vardı. Gerisi hep soprano seslerdi. Ve bu akşamki finale katılmaya yedi kişi hak kazandı. Bunların üçünün Türk oluşu kıvanç verici. Soprano Simge Büyükedes ile mezzosoprano Asude Karayavuz halen Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuvarı’nın öğrencileri. Ece İdil’in öğrencisi olan Simge’nin yumuşacık sesiyle Saygun’un kantatındaki duyarlılığı; Payam Koryak’ın öğrencisi olan Asude’nin gür tınısıyla Pique Dame’daki yorumu etkileyiciydi. Ankara Hacettepe Konservatuvarı mezunu olan Burcu Uyar ise artık dünyanın çeşitli sahnelerinde söyleyen deneyimli bir soprano. Sahnesiyle mimik leriyle, sesini dengeli kullanması ve tiyatroculuğunu müzikle birleştirmesinde bu ayrıcalığı fark ediliyordu. Diğer finalist sopranolardan Nino Machaidze Gürcistan’dan, Eleonore Marguerre Almanya’dan, Teresa Romano ile Francesca Ruospo İtalya’dan yarışıyorlar. Henüz çoğunun sahne deneyimi yok denecek kadar az. Sahnede nasıl durulacağını, nasıl giyinileceğini, daha doğrusu bir operacının edasını öğrenmeleri zaman alacak. Ayrıca böyle bir yarışmaya girerken herhalde en önemli etken ses rengine göre dağarcık seçmeleri. Bunu yapabilenler bir adım önde oluyorlar. Bu akşam, Gürer Aykal yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası yedi yarışmacıya eşlik edecek. Aya İrini’de saat 20’de başlayacak yarışmanın finalinde seçilecek son üç kişiyle günlerdir tırmanan heyecan taçlanacak. evini?boun.edu.tr Belgesel film gösterimi ? Kültür Servisi İngiliz müzisyenler Duncan Bridgeman ve Jamie Catto’nun müzik, film, mistisizm, felsefe ve çeşitliliğe karşı ortak ilgileri doğrultusunda bir araya geldikleri ‘1 Giant Leap Devasa 1 Sıçrayış’ adlı belgesel film 5 Eylül Salı günü saat 20.30’da KargaArt’ta tekrar ücretsiz olarak gösterime giriyor. Çalışma 25 değişik ülkeye gerçekleştirilen gezilerin sonucu ve sürecinde elde edilen ses, kelime ve görüntülerin sentezinden oluşuyor. Belgesel Neneh Cherry, Brian Eno, Maxi Jazz, Michael Stripe ve Speech gibi önemli müzisyenlerin yanı sıra Kuzey Afrika’dan Güney Asya’ya kadar geniş bir alanda üreten birçok müzisyenle yapılan söyleşileri de içeriyor. Onbir ayrı bölümden oluşan ve her bölümün ayrı bir konu içerdiği çalışmada ayrıca Ram Dass, Kurt Vonnegut gibi yazarlar ve Dennis Hopper gibi aktörler yer alıyor. MÜDAFAAİ HUKUK HAREKETİ PARTİSİ Yüce Türk Milletine Bugün 30 Ağustos Zafer Bayramı, Büyük zaferinin 84’üncü yıldönümü. Kutlu olsun. Bugün, Türklüğünü ve varlığını yok etmek, seni esir ve köle yapmak amacıyla vatanını işgal ve istilaya kalkışan düşmanlarına ve onların işbirlikçilerine karşı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün öncülüğünde başlattığın millet mücadelesinin ve onun önderliğinde kurduğun ordularınla giriştiğin kutsal İstiklâl Savaşının başarılara ve zaferlere ulaştığı gündür. Bugün, Türk Milleti olarak vatanın, hürriyetlerin, istiklâlin, namusun ve onurun için neler yapabileceğini dünya ve insanlık tarihine gösterdiğin ve Ortodoks Yunanlıları ileri sürerek başlatılan son haçlı seferini atalar yurdun Anadolu’nun bağrına nasıl gömdüğünü bir kez daha kanıtladığın gündür. Bugün, binlerce yıllık tarihi ve kültürel mirasının oluşturduğu değerlerinle, iman ve eşsiz milli ahlâkınla, maddi ve manevi güç ve erdeminle kurup yetiştirdiğin Türk Ordularının, Türk subay ve kumandanlarının yüksek kudret ve kahramanlıklarını tarihe bütün zamanları kapsayacak şekilde kanları ve canları ile yazdıkları zafer günüdür. Aziz ve Yüce Milletimiz, Bundan 84 yıl önce bütün maddi ve manevi güç ve vasıtalarını ordularının emrine vererek kazandığın Anadolu muharebelerinin coşkusunu ve kıvancını tekrar yaşarken sana ve kahraman mehmetçiğimize, subay ve kumandanlarımıza en içten şükran, minnet, saygı ve sevgilerimizi sunuyoruz. Bu büyük Zaferimizde toplumca bütünleştiğimiz bu mutlu günde, varlığımızın, İnkılâbımızın ve Cumhuriyetimizin yılmaz, ebedi bekçisi ve güvencesi olan Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında partimizin programında yer alan görüş ve düşüncelerimizi yüce huzurunda açıklamayı bir görev sayıyoruz. Partimize göre: ‘‘Türk Silahlı Kuvvetleri, Türk vatanının, Türk birliğinin, Türk kudret ve yeteneklerinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir. Türk topraklarının ve milletimizin özülküsünün gerçekleştirilmesi için milletimizin maddi ve manevi bütün imkânlarıyla desteklediği ve sistemli çalışmalarla, bilgi ve teknolojiyle donattığı, daima güçlendirdiği yenilmesi imkânsız güvencesidir. Partimiz, Türk Silahlı Kuvvetlerini her alanda ve her konuda çağın, siyasi ve askeri gereklerinin, teknolojinin, bilimin, araştırma ve gelişmelerin zorunlu kıldığı imkân ve kabiliyetlere ulaşmasını görev sayar. Bunun için, Kara Deniz Hava ve Uzay Kuvvetlerimizin yeniden yapılanma girişimlerini destekler ve güçlenme çabalarını özendirir. Partimiz, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin düşmanı, tehdit ve tehlikeleri caydırıcı, yok edici, vatan topraklarını ve millet varlığını savunucu ve gerektiğinde rakiplerini taarruzları ile etkisiz kılıcı gücü ve etkinliği yanında halkımızın gönüllü katkıları ile iktisadi ve sosyal kalkınmamızda, ilerici ve öncü bir kuvveti olarak vatanına sayısız ve kalıcı hizmetler yapacağına inanır ve bu inancını gerçekleştirmeye çalışır. Türk Silahli Kuvvetleri’nin Görevi; Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türk vatanının, Türk milletinin, Türk dünyasının saygınlığını ve onurunu korumak. Partimiz, Milletimizin bağrından çıkardığı, aziz evlatlarından kurulu bu Askeri Gücünün; uluslararası güç ve rekabet mücadelelerinde devletimizin en önemli güvencesini teşkil ettiğine, yurt, bölge ve dünya barısının sağlanmasında en etkin unsur olduğuna olan inancını belirtir ve ilan eder.’’ Arz Ederiz. Müdafaai Hukuk Hareketi Partisi Başkanı Av. Kadir KARTAL CUMHURİYET 15 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear