Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
26 AĞUSTOS 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul 15 Stockholm PB PB PB B A A A A PB 34 34 33 33 36 36 35 36 28 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB Y Y Y B B B PB A 29 28 28 28 34 33 34 33 38 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B A A A A A B PB 38 35 40 41 37 40 34 32 32 Trabzon Ankara Erzurum Hakkari İzmir Antalya Ş.Urfa Adana Yurdun kuzey kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Orta ve Doğu Karadeniz kıyıları sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı yurdun doğu kesimlerinde biraz artacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y Y Y Y Y Y Y Y Y 19 23 23 22 21 20 22 22 22 Yağmurlu Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB Y B Y B B B B Y 23 26 35 25 28 28 28 33 21 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB A PB A B B B B A 21 40 24 38 30 35 37 38 40 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada tığı vaatlerden biri işsizlik. Sorunu şıp diye çözeceklerini ilan buyurmuştu. İşsizlik ortadan kalkmadığı gibi; azalmadı bile. Ne yapsın Recep? Çözemedik demeyi Müslümanlığa sığdıramıyor. Azaltamadık dese, dört yıldır ‘‘Atma Recep din kardeşiyiz’’ diyenlere hak verecek! ‘‘Amerika’da, Almanya’da, İngiltere’de de işsizlik var’’ deyip işin içinden sıyrıldığını sanıyor. Velakin; Amerika’da, Almanya’da, İngiltere’de nüfusun üçte biri bizde 20 milyon insan açlık sınırında yaşamıyor. Din kardeşiyiz ama Recep Bey atıyor işte. ??? Din kardeşiyiz ama Orman Bakanı Osman Pepe de bol keseden atıyor. Bakanlıkta aylardır raflarda tozlanan bir çalışmayı turfanda mal gibi göstererek orman yangınları için uçak filoları kuruyor, helikopterler alıyor. Son açıklamaları ha Recep, ha Osman dedirtecek nitelikte. İki bin hektar orman yanmış. Fazla üzülmememizi, dert etmememizi salık veriyor. Bir teselli bulmuş, bir özür. Tıpkı işsizliğe patronunun bulduğu özür gibi bir özür. Başka ülkelerdeki orman yangınlarını örnek göstererek halimize şükretmemizi öneriyor. Hangi gerekçeyle mi? Buyurun okuyun Pepe’nin yanıtını: ‘‘Fransa’nın, Yunanistan’ın bizden daha çok uçağı ve teçhizatı var ama onların daha çok ormanı yandı.’’ Üstelik Pepe’ye göre yangınları söndürmekte gecikmemiz veya başarılı olmayışımızda ne bakan olarak kendisinin, ne bakanlığının bir kusuru veya sorumluluğu yok. ‘‘Bu yılki talihsizliğimiz neymiş?’’ Türk Hava Kuvvetleri’nin bir seferde 10 ton su boşaltan C130 uçaklarının arızalı olması... Bakan yine insaflı. Hava Kuvvetleri’ne olası orman yangınlarını hesaba katarak C130’ları yazdan önce neden onarmadığını sormuyor, hatta Hava Kuvvetleri’ni sorumlu tutmuyor. Düşlerine giriyormuş orman yangınları Orman Bakanı’nın. Vicdan azabından mı, yoksa bakanı sorumlu tutan yüz binlerce ağaç ancak düşlerde konuşabildiği için mi? Anamuhalefet partisi; yüksek politikadan bir iki günlüğüne vazgeçse de bu yılki orman yangınlarına önceden yeterince önlem alınmayışındaki gerçekleri saptayacak bir araştırma komisyonu için şimdiden kolları sıvasa! ??? Ne yazılsa ne söylense nafile. Gün gelir Pepe, bakanlık görevinden ayrılır ve o gün, çevre sorunlarına ve tabii ormanları korumaya verdiği hizmetlerden dolayı teşekkür plaketleri alır, konuşmalarla uğurlanır. Taze örnek önümüzde. Emekliye ayrılan Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, veda ziyaretinde TBMM Başkanı’na ‘‘Başkanlığınız döneminde Meclis’in saygınlığının, itibarının artması, siyaset kurumunun saygınlığının artması anlamına geldiği için çok önemsiyorum’’ diye iltifat ediyor. Doğrusu bu sözlerin nedenlerini bulmakta zorluk çekiyor insan. Dört yıl önce siyasal simge türban konusundaki tutumuna tepki göstererek Arınç’ı, beraberine komutanları da alarak ancak 3 dakika ziyaret eden Hilmi Özkök’te mi değişiklik oldu, yoksa türban sevdalısı, 23 Nisan’da nasıl bir demokrasi özlemi çektiğini açıklayan Bülent Arınç’ta mı? Arınç bildiğimiz Arınç olduğuna göre... Üstelik emekli paşaya göre ‘‘Türkiye’nin tek ihtiyacı demokrasi’’. Evet ama, hangi demokrasi? ABD kaynaklı ılımlı İslamcıl demokrasi mi, 1923 kaynaklı laik demokrasi mi? Acaba Hilmi Özkök, Türkiye’nin laik demokrasiye ihtiyacı olduğunun neden altını çizmedi? ‘‘Kodu mu oturtmayan’’ bir asker olduğunu kanıtlamak için mi? Yok, ama soru ortada: Özkök, neden ‘‘laik demokrasi’’ değil de her çeşidine önü açık ‘‘demokrasi.’’ Terör örgütü PKK, Avrupa ülkeleri ve ABD’den destek bulma arayışında GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Siyasallaşma oyunu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD yönetiminin PKK ile Irak’ta etkin mücadele içine girmekten uzak durma ve Türkiye’yi oyalama politikasıyla birlikte, terör örgütü siyasallaşma yönünde kritik adımlar atmaya başladı. 6 maddelik sözde barış deklarasyonu yayımlayan örgütün, siyasi sürece karşılık silah bırakmayı gündeme getirmesi, PKK’nin olası bir operasyona karşı hem ABD’den hem de Batılı ülkelerden siyasi olarak destek bulma arayışı şeklinde değerlendirildi. Cumhuriyet’in ulaştığı bilgilere göre Washington yönetiminin, terör örgütüne resmi ağızdan yaptığı ‘‘silah bırakın’’ çağrısından sonra PKK’nin lider kadrosundan gelen ‘‘ABD bizi muhatap alıyor’’ açıklaması, Cumhuriyet’in birçok haberinde vurguladığı PKKABD flörtünü doğrularken, ABD yönetiminin bu tutumundan cesaret alan terör örgütü ateşkes çağrısı yapıp, barış planı açıklayarak kendisini siyasi zeminde kabul ettirme çabasına girdi. Zamanlama açısından, ABD’nin PKK konusunda bir ‘‘özel temsilci’’ atayacağının ortaya çıkmasının iNGİLTERE: PKK YASADIŞI ÖRGÜT ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bugüne kadar terör örgütü PKK’yi yasaklama konusunda adım atmaya yanaşmayan İngiltere, yaşadığı son terör deneyimlerinin ardından PKK, KongraGel ve KADEK’i yasadışı ilan etti. Birleşik Krallık Parlamentosu’nun kararı, 14 Ağustos 2006 tarihinde yürürlüğe girdi. İngiltere’deki yasaklamanın, örgütlerin mal varlığının dondurulabildiği Avrupa Birliği (AB) listesinin ötesine geçtiği belirtildi. Birleşik Krallık Parlamentosu’nun yasaklama kararıyla, terör örgütü PKK, yasadışı ilan edildi ve faaliyette bulunması yasadışı sayıldı. Buna göre, terör örgütü PKK’ye mensup olmak veya desteği teşvik etmek, kişi için cezai bir suç oluşturacak. ardından, terör örgütünün lider kadrosundan gelen bu açıklamalar dikkat çekti. PKK’nin bu çabasına ilişkin ABD’den ve Bağdat yönetiminden ise tepki gelmedi. Terör örgütünün sözde barış planında, daha önce Türkiye gündemine damgasını vuran ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından da gündeme getirilen ‘‘Türkiyelilik ve üst kimlik’’ söylemi yer aldı. PKK, sözde barış planının ilk maddesinde, Kürt kimliğinin tanınmasını, Türkiyelilik üst kimliği çatısı altında tüm kimliklerin anayasal güvenceye kavuşturulması istendi. Sözde barış planının ikinci maddesinde ise AB’nin de çeşitli platformlarda Türkiye’nin önüne koyduğu talepler yer aldı. Terör örgütü, ‘‘Kürt dili ve kültürü önündeki engellerin kaldırılması, anadilde eğitim hakkının tanınması ve Kürdistan bölgesinde Türkçenin yanı sıra Kürtçenin ikinci resmi dil olarak kabul edilmesi, bunun yanında diğer azınlıkların kültürel haklarına saygı gösterilmesi’’ni istedi Sözde barış planı, Irak’ın Kürt kökenli cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin sıkça gündeme getirdiği ‘‘PKK’ye genel af’’ konusunu da gündemine taşıdı. Planın dördüncü maddesinde terörist başı Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması ve cezaevindeki diğer örgüt üyelerinin affedilmesi istendi. Sözde barış planının son maddesinde ise, ilk beş maddenin gerçekleştirilmesine paralel olarak ‘‘her iki tarafın da belirleyeceği’’ bir takvim çerçevesinde PKK militanlarının kademeli olarak silah bırakacağı belirtildi. Sözde barış deklarasyonunda, ‘‘PKK’siz ve Öcalan’sız çözüm arayışlarının sorunu ve çatışmaları derinleştirmekten başka bir anlama gelmeyeceğine’’ de vurgu yapılması dikkat çekti. Terör örgütünün sözde barış deklarasyonunda gerek AB içindeki PKK yanlısı odakların gerekse Talabani ve Mesud Barzani gibi Kürt liderlerin söylemlerinin yanı sıra, ABD’den son dönemde Ortadoğu’yu yeniden şekillendirmeyi öngören arayışların izlerinin olması dikkat çekti. Kaş yangını kontrol altında Kaş Kıbrıs Deresi Kanyonu’nda 7 gündür süren yangın dün kısmen kontrol altına alındı. Orman Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Kurtulmuşlu, yangını kanyon içerisinde tutmayı başardıklarını açıkladı. Kurtulmuşlu, kanyonun ‘‘ucu açık’’ olarak tabir edilen kuzey ve güney cephesine, kontrollü karşı ateş yakmak suretiyle hatlar açıldığını, yangının kontrol altına alındığını ve çalışmaların sürdüğünü söyledi. Bu arada kanyonun doğu ve batı yönlerinde ise onlarca iş makinesi ve orman işçisi gece gündüz çalışarak, yaklaşık 20 kilometre uzunluğunda 3035 metre genişliğinde bir hat açtı. Günlerdir yangınla mücadele eden işçiler yorgun düştüler. (Fotoğraf: AA) Milli Eğitim Bakanlığı son dönemde okullara tavsiye edilen kitaplarla gündemde. Kitapların içeriği okullara şenlik! Bakanlık okullara ‘‘100 Temel Eser’’ tavsiye etmişti. Öyle anlaşılıyor ki bu proje yaşama şöyle geçti: Eğitimi temelinden sarsan 100 eser! Kimler bu projenin içinde yer almışsa, tam not veriyoruz; 100 numara! Kitapların içeriğine bakıp biz de ona göre yazmaya kalkarsak hiç de hoş olmayacak... İyisi mi biz, sadece aktarmakla yetinelim... ??? Bakanlık tavsiyeli kitapların ve ders kitaplarının 3 yöntemle içinin boşaltıldığını görüyoruz: 1 Argolaşma. 2 Dinselleştirme. 3 İçeriksizleştirme. Örneğin, bilmecelerden seçmeler kitabında çocuklara şöyle bir bilmeceyi öğrenmeleri tavsiye ediliyor: ‘‘Gel bizim eve, koyum k.çına...’’ Kitaptaki yanıt, yastık. Bizim sansürlü yazdığımız bölüm de sansürsüz. Yastık elbette öyle de kullanılır, ama halkımız buna çoğunlukla uyurken gereksinim duyar. Daha çok başını yastığa koyar. Acaba bunu tavsiye edenler, başıyla başka yerlerini mi karıştırdı? Bir de maniler var ki; akla mâni! İşte bir örnek: “Ecevit’in kafası / Cum Sezer’in sopası / Aptal olduk hepimiz / Kafaları kopası!” Maniler, hecenin yedi ölçüsüyle söylenen halk koşuğudur. Bu kadar ölçüsüzünü görmedik. Bir özellikleri de geleneksel olmaları, uzun yılların birikimini taşımalarıdır. İçinde Ecevit, Sezer geçen mani herhalde birkaç yüzyıldır söylenmiyordur! Temelden sarsan eserlerin bir özelliği argo oluşu. Bir başka özellikleri de, yabancı yazarlara ait kitapların sadece Türkçeye çevrilmekle kalmayıp bir de İslamcaya çevrilmiş oluşu! Örneğin Heidi aynı zamanda Müslüman olmuş, dualara başlamış da haberimiz yok! Robinson Crusoe, tövbe etmiş, kurtuluşu ahirete bırakmış, farkında değiliz! MEB destekli birkaç çeviri sonrasında Victor Hugo, Viktor Hacı olursa şaşırmamak gerekir! ??? Gelelim işin en önemli yanına... Argolaşmanın ve dinselleşmenin yanında, özellikle ders kitaplarında ciddi bir içeriksizleştirme de gündemde. Bu da iki yöntemle yapılıyor: 1 Bilgi düzeyini, yoğunluğunu azaltma. 2 Seçenekli bilgi koyup kafaları karıştırma. Yeni öğretim yılı başlarken Ankara gündemi elverdiğince bu konulara gireceğiz. Biyoloji kitaplarında evrim kuramına alternatif olarak bilimsel yanı olmayan görüşlerin de yer alması pek çok örnekten biri. 2630 Haziran 2006’da toplanan 18. Ulusal Biyoloji Kongresi’nde de 1000 kadar katılımcı, Milli Eğitim Bakanlığı’na bir bildiri ile bu konudaki hassasiyetlerini iletti. Yukarıda aktardığımız bilmecelerdeki dili kullananların bakanlık katında büyük kabul gördüğü anlaşılıyor. Onlar bir de biyoloji kitabı yazarsa, üremeden türemeye ortaya neler çıkar, bir düşünün! Bu gidişle okullara tavsiye edilen kitapların kapağına şunu yazmak gerekecek: 18 yaşından küçüklere yasaktır! ankcum?cumhuriyet.com.tr Memur görüşmeleri ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Memur sendikaları ile hükümet arasındaki toplu görüşmelerin 5. turu yapıldı. Görüşmelerde, grevli toplusözleşme hakkı, özelleştirmeden kaynaklanan sorunlar ile kamu çalışanlarının hakkılarına ilişkin konular ele alındı. Hükümet ile sendikalar, Uzlaştırma Kurulu ve Kurum İdari Kurulları kararlarının bağlayıcı hale getirilmesi konusunda mutabakata varırken, kamu emekçilerinin ücretlerine ilişkin pazartesi günkü Bakanlar Kurulu’nda değerlendirelecek. Türkiye KamuSen yetkililerinden edinilen bilgiye göre, yaklaşık 6 saat süren görüşmelerde Kamu Görevlileri Sendikaları Yasası’nın yapılması istenen değişiklikler görüşmede ele alındı. Tarafların, toplu görüşmelerin uyuşmazlıkla sonuçlanması halinde, başvurulan uzlaştırma kurulu kararlarının bağlayıcı hale getirilmesi konusunda görüş birliğine vardıkları bildirildi. C130B’nin uçuşları durduruldu Söndürme uçağı kalmadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, yangın söndürme görevlerinde kullanılan 4 adet C130B uçağının gövde ve kanat bağlantı bölgelerinde tespit edilen teknik arızalar giderilinceye kadar yangın söndürme uçuşları da dahil, ‘‘tüm görevlerdeki C130B uçuşlarının durdurulduğunu’’ bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı Şehit Gazeteci Hasan Tahsin Basın Bilgi Merkezi’nden, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na ait uçakların son zamanlarda meydana gelen orman yangınlarına müdahale etmesi konusunda, bazı basınyayın organlarında çıkan haberlerle ilgili açıklama yapıldı. Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile Çevre ve Orman Bakanlığı arasında 1998 yılında orman yangınlarıyla mücadele için bir protokol imzalandığı ve C130 nakliye uçaklarının bu yangınların söndürülmesinde kullanılmaya başlandığı anımsatılan açıklamada, şunlar kaydedildi: ‘‘Türk Hava Kuvvetleri yangın söndürme uçakları ile ortaya çıkan orman yangınlarına, 21 bölgede 50 sortisi 2006 yılında olmak üzere, 1998 yılından bugüne kadar 706 sorti, 939 saat uçuş yapmak suretiyle müdahale edilmiştir. Bu görevler sonunda 1 uçağın merkez kanat üst kapağında kopma meydana gelmiş, bu nedenle, dünya uçuş emniyeti standartları gereği, yangın söndürme görevlerine planlanan tüm uçaklar benzer tehlikelerle karşılaşma ihtimali doğrultusunda incelemeye alınmıştır. Arızalar giderilinceye kadar yangın söndürme uçuşları da dahil tüm görevlerdeki C130B uçuşları durdurulmuştur.’’ Yangın uyarıları dikkate alınmadı ? Baştarafı 1. Sayfada malarda deneyimin aranmadığı, bazı bölgelerde işletme şeflerinin bölgeyi tanımadan başka yerlere atandığı, yangın işçilerinin yaş ortalamasının yüksek olduğu, ormanlık alanlardaki tesisler ve enerji nakil hatlarının risk yarattığına dikkat çeken rapor, 2 yıldır TBMM’de görüşülmeyi bekliyor. Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe uçak yetersizliğinden yakınıp, yurttaşları yangın sırasında ‘‘okey oynamakla’’ suçlarken, partisi AKP, raporu yıllardır TBMM gündemine getirmiyor. Sayıştay, ‘‘Ormanların Korunması’’ başlıklı bir rapor hazırlayarak 2 yıl önce TBMM Başkanlığı’na sundu. Orman yangınlarıyla mücadele için önemli saptamaların ve önerilerin yer aldığı rapor, tozlu raflarda bekletiliyor. Raporda, şu görüş ve önerilere yer verildi: Orman yangınları ile mücadele, yangın amiri konumunda olanların görev yaptıkları bölgelerin orman örtüsünü, coğrafi yapısını, çevre halkının ormanlardan yararlanma ve müdahale şekillerini bilmeleri ve yangın konusunda yeterli bilgi ve deneyime sahip olmalarını gerektirmektedir. Orman Genel BAKAN’DAN HEM İTİRAF HEM SUÇLAMA ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, yangınlara müdahale için yeterli uçak olmadığını itiraf ederken, yurttaşları suçladı. Yurttaşın ‘‘maaşlı adamlar söndürsün’’ diyerek yangın söndürme çalışmalarına yardım etmeyip, kahvede okey oynadığını ileri süren Pepe, ilk günden bu yana yangına karşı canla başla müdahale eden köylüleri görmezden geldi. Pepe, ‘‘İki C130 yangın söndürme uçağının arızalanması hesapları bozdu. Elimizde 5 amfibik uçak daha olsaydı elbette rahat ederdik’’ dedi. Müdürlüğü Teknik Personelinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği, her bir hizmet bölgesi ve hizmet alanlarındaki zorunlu çalışması süresinin 3 yıldan az olamayacağını öngörmüş olmasına karşın, yangına hassas bazı bölgelerde bu şarta uyulmadığı görülmüştür. Yangına hassas bölgelerdeki işletme müdürü ve şef atamalarında daha önce o bölgede görev yapmış olma, yangınla mücadele konusunda bilgi birikimi ve deneyimli bulunma gibi özellikler aranmamaktadır. Bazı bölgelerde işletme şeflerinin bölgeyi ve yangını tanımasına yetecek kadar görev yerlerinde kalmadıkları, yer değişikliklerinin hızlı olduğu, yangın döneminde personel değişikliklerinin yapılabildiği, ülke genelinde olduğu gibi yangına hassas bölgelerde de boş şeflikler bulunduğu tespit edilmiştir. Bu durum, ormanların korunmasına yönelik faaliyetlerde risk taşımaktadır. Yangın yönetim uzmanı olarak yetiştirilmiş teknik personel bulunmamakta, yangınla mücadele ve uluslararası gelişmeler konusunda verilen eğitimlerin taşra teşkilatının beklentilerini karşılamadığı anlaşılmaktadır. Yangın işçilerinin yaş ortalamalarının yüksek olması, aralarında sağlık açısından yangın söndürme çalışmalarına katılmaya elverişli durumu olmayanların bulunması, yangın söndürme çalışmalarında etkinliği azaltacağı gibi bu durumdaki işçiler için yaşamsal risk oluşturacaktır. Ormanlık alanlarda çöp döküm yerlerinin ve enerji nakil hatlarının yangın için risk teşkil ettiği, enerji nakil hatlarının yangına yol açmaması için gerekli önlemlerin yeterince alınamadığı belirlenmiştir. Planlanan yangın emniyet yolları ile orman yolları tamamlanamamıştır. Yangın açısından risk taşıyan bazı bölgelerde orman ve yangın emniyet yollarının yetersiz olduğu ya da hiç bulunmadığı, milli parklar ile koruma altına alınan yerlerde yol yapımında sorunlar bulunduğu tespit edilmiştir. Yangın söndürme ekiplerinde çalışanların güvenliğini sağlayacak yangına dayanıklı elbise, gaz maskesi gibi araç ve gereçlerde eksiklikler bulunduğu belirlenmiş, yangınla mücadelenin yürütülmesinde haberleşmenin sağlandığı el telsizlerinde bazı sorunlar yaşandığı anlaşılmıştır. Yangın mevsimi dışında gözetleme kulelerinde eleman olmaması ve yangın söndürme ekiplerinin bulunmaması, zaman zaman bu dönemde çıkan yangınların yol açtığı tahribatı arttırmaktadır. BAŞSAĞLIĞI Gazetemiz Ankara İdare Amiri Sayın Ali Yazan’ın amcası RECEP YAZAN vefat etmiştir. Kendisine Tanrı’dan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz. CUMHURİYET ÇALIŞANLARI CUMHURİYET 15 K