26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 TEMMUZ 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER ÖSS SONRASI 3 SÖZ ÇİZGİNİN Turhan Selçuk AYDINLANMA EMRE KONGAR Öğrenci ve velilere öneriler ADIYAMAN (AA) Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Başkanı Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak, Öğrenci Seçme Sınavı’ndan (ÖSS) umduğunu bulamayan öğrencilere alternatifleri iyi değerlendirmelerini önerdi. Yeşilyaprak, ‘‘Umduğunu bulamayan öğrenci ve ailelerine biraz daha gerçekçi ve soğukkanlı davranarak alternatifleri iyi değerlendirmelerini öneriyoruz. Bu öğrencilerin önünde 4 seçenek var. Yani öğrenci amaçladığı puanı alamamış ise ne yapmalı? Birincisi hedefini erteleyebilir. Yani ‘Bu sene beklediğim puanı alamadım, istediğim bir bölüme giremeyeceğim, o halde bunu gelecek yıl tekrar deneyeyim’ diyebilir. Bu hedefi bir süre erteleme seçeneğidir’’ dedi. Küreselleşme, Cemaatçilik ve Bireysellik Cemaatçilik bugün hem ülkenin hem de medyanın bir numaralı sorunu. Ülkenin bir numaralı sorunu, çünkü siyasal iktidar, her türlü demokratik ve laik, sosyal hukuk devleti kaygılarını bir yana bırakmış, tam bir cemaatçi yaklaşımla yönetiyor ülkeyi. Medyanın bir numaralı sorunu, çünkü hem birçok yayın organı hem de pek çok köşe yazarı, olaylara cemaatçi bir açıdan yaklaşıyor. ??? Cemaatçilik, hem bireysel hem de toplumsal aklı, kimliği, farklılıkları ve çıkarları bir yana bırakarak, ait olunan cemaatin birörnek kimliğini, çıkarlarını ve düşüncelerini savunmaktır. Bireyselliğe karşı olduğu kadar cemiyet halinde yaşayan insanların ortak kültürüne yani ulusal ya da toplumsal kimliğe ve çıkarlara da karşıdır. Cemaatçi kişi, sadece cemaatini düşünür ve kollar; bütün duygu ve düşünceleri cemaati tarafından yönlendirilir. Geçenlerde yine bu sütunda vurguladığım gibi, cemaat ve cemaatçilik, din tarım toplumlarının geride kalmış kavramlarıdır: Hem endüstrileşmenin getirdiği Aydınlanmayı, özgürleşmeyi, demokratikleşmeyi, ulus devleti reddeder, hem de tohumları endüstrileşme ile atılan ve bilgi toplumu ile pekişen bireyselliği. Hem kendi üstündeki toplumsal ve ulusal kavramlara, hem de kendini alttan oluşturan kişilerin, özgür ve bağımsız kimliklerine, bireysel varlıklarına karşıdır. ??? Başbakan’ın ve Meclis Başkanı’nın, bütün yasal ve anayasal yasaklara, uluslararası mahkeme kararlarına karşın, ‘‘türbanı’’ hâlâ kamu alanına sokmaya çalışmalarının başka açıklaması var mıdır? Bırakınız kadrolaşmaları, haremlikselamlık uygulamalarını, dindar olanlarolmayanlar biçimindeki ayrımcılıkları, laikliğe karşı olan her türlü yayını ve saldırıyı, sadece kamu alanındaki türban ısrarı bile iktidarın cemaatçiliğinin bir kanıtı değil midir? ??? Tabii bu durum, medyada da aynıyla gözlemleniyor: Genellikle dinci basın denilen medyadaki gazeteler cemaatçilik kıskacına yakalanmış durumda. Bunlardan birinin, Zaman gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni geçenlerde verdiği bir mülakatta, sorulan bir soruya karşılık olarak, gazetesinin cemaatçi olmadığını belirtmişti. Herhalde cemaatinden aldığı tepkiler sonucunda, sonradan bir yazı yazarak gazetesinin cemaatçi kimliğini kabul etti. ??? Küreselleşmenin yalanları ve çelişkileri zaman içinde birer birer ortaya çıkıyor: Dünyaya barış değil savaş getirdi. Terörü bitirmedi, yaygınlaştırdı. Demokrasiyi yaygınlaştırmadı, Amerikan hegemonyasını pekiştirdi. Refahı değil, yoksulzengin farkını derinleştirdi. İşte bir yandan özgürlüğü ve bireyselliği pekiştirdiği ve yaygınlaştırdığı iddiasıyla ortaya çıkarken, öte yandan Postmodern felsefe ile cemaatleri ve cemaatçiliği özendirmesi ve desteklemesi, zaman içinde iyice belirginleşen bir başka çelişki. ??? ‘‘Türban’’ gibi, kadını cemaat kuralları çerçevesine hapseden bir tesettür uygulamasının, bireysel özgürlük adına savunulabilmesi gibi bir çarpıklık, Küreselleşmenin bu çelişkisinden kaynaklanıyor. Küreselleşmenin dayattığı Postmodern felsefe, cemaatlerin, bireyi köleleştirme ‘‘özgürlüğünü!’’ savunmak gibi bir çarpıklığa kaynaklık edebiliyor. Böyle bir çelişkinin kapanında kıvranan Zaman Gazetesi’nin Genel Yayın Müdürü de, bu nedenle, cemaatçiliği bir reddediyor, bir kabul ediyor. ekongar@cumhuriyet.com.tr www.kongar.org VAKTİYLE KOMÜNİSTLERLE, MÜRTECİLER DİNLENİRDİ; ŞİMDİ GENERALLER DİNLENİYOR.. Tarihi gar binası ve çevresindeki alan, yüksek rant amacıyla yapılaşmaya açılacak Haydarpaşa’da hayalet OKTAY EKİNCİ ‘‘Haydarpaşa Garı ve çevresi Türkiye’nin tarihidir, belleğidir. Avrupa yakasında Sirkeci Garı, Anadolu yakasında Haydarpaşa Garı... Bu iki büyük gar binasını, aradaki Marmara Denizi’ni İstanbul’a özgü şehir vapurlarıyla birbirine bağlayan bir yapı dünyanın başka hiçbir şehrinde yoktur. Bunu değiştirmek, kentin belleğini yok etmek, kimliğini öldürmek ve ülkenin tarihini kazıyıp silmektir. Buna izin vermeyin...’’ (Mimarlara MektupTemmuz 2007) Bu sözler, 40 bin üyeli Mimarlar Odası’nın 76 numaralı üyesi; yıllarını şehircilik ve kentsel planlama eğitimine ve uygulamalarına adamış sayısız mimar ve plancıyla birlikte ‘‘hocaların hocası’’ ve 1970’lerden 1980’lere dek İstanbul Nâzım Bürosu’nu yöneten, 80 yaşındaki Prof. Hande Suher’e ait. İnsan okuyunca düşünmeden edemiyor. Haydarpaşa’yı ‘‘rant tesisleri’’ne dönüştürmek için ol ? Haydarpaşa’yı ‘‘rant tesisleri’’ne dönüştürmek için olmadık girişimlerde bulunan iktidar ve onların emrindeki siyasi bürokrasi, acaba hangi amaca hizmet ediyor? Bu sorunun yanıtı için gelişmelere baktığımızda, Haydarpaşa’da adeta bir ‘‘hayalet’’in dolaştığını söyleyebiliriz. madık girişimlerde bulunan iktidar ve onların emrindeki siyasi bürokrasi, Suher’den daha mı iyi biliyorlar; daha mı uzmanlar? yıs 2006 günü aldığı ‘‘Tarihsel ve Kültürel SİT’’ kararının, aradan aylar geçmesine rağmen, hâlâ ‘‘resmi duyuru’’larla işleme konulmaması geliyor. Tutanaklarda ve kayıtlarda 2863 sayılı Koruma Yasası’na göre alınmış bir SİT kararı var ama aynı karar ‘‘ortada yok’’! Bu esrarengiz durumu yaratan hayaletler, belli ki Haydarpaşa ve çevresinin tarihsel kimliği ile anı değerlerini ‘‘korumayan’’ bir proje peşindeler. Bu nedenle de kararın dağıtımı yapılmıyor; yürürlüğe girmesi engelleniyor... İşte bu saptamayı da ‘‘gizli’’ tutmaya çalışan hayaletlerin, aynı gizlilik içinde hazırlık yaptıkları projelerine göre ise Haydarpaşa Garı ve çevresindeki 1 milyon 300 bin metrekarelik alan, “Dünya Ticaret Merkezi ve Kruvaziyer Liman” işleviyle, yüksek rant amaç lı yapılaşmaya açılacak... Yapım yılı 1872 olan tarihi Gar binasının ‘‘otel’’ olması tasarlanan plana göre, Kadıköy’den Harem’e uzanan tüm kıyı kuşağında da 4 milyon m2’lik bir inşaat yoğunluğuyla birlikte yat limanı ve marina yapılacak. Marmaray fırsatçılığı... Bunun için ‘‘Marmaray’’ projesi bile ‘‘fırsat’’ olarak görülüyor. 2007’den itibaren, mevcut demiryolunun metroya dönüştürülmesi inşaatı nedeniyle 2 yıl banliyö trenlerine ara verildikten sonra, Haydarpaşa tümüyle devreden çıkarılacak. Haydarpaşa’nın hayaletleri işte böylesine ‘‘saklı planlar’’ peşindeyken, UNESCO’nun 2006 yılını ‘‘endüstri mirası’’ yılı ilan etmesine ve aynı kapsamda önceliğin de garlar ve tersanelere verilmesine bile kulaklarını tıkamış durumdalar... Duyarlı kesimler ise artık geceleri bile uyumadan bu ‘‘organize hayalet’’in peşindeler. Kim bilir, belki Agatha Christie’nin ruhu da onların arasındadır. ‘Cinayet romanı’ gibi... Olmadıklarına ve olamayacaklarına göre, acaba hangi amaca, hangi fikre ve hangi çıkara hizmet ediyorlar? ‘‘Cinayet romanı’’ gibi... Bu sorunun yanıtı için gelişmelere baktığımızda, Haydarpaşa’da adeta bir ‘‘hayalet’’in dolaştığını söyleyebiliriz. Ünlü İngiliz yazar Agatha Christie’nin İstanbul’a gelip Pera Palas’ta kalarak yazdığı ‘‘Doğu Ekspresi’nde Cinayet’’ romanı, sanki aynı tarihsel mekânlarda yeniden yaşanıyor... ‘‘Esrarengiz’’ gelişmelerin başında, İstanbul 5 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 3 Ma Kolu kopan kadının dramı İstanbul’da 4 kişi trafik kurbanı İstanbul Haber Servisi İstanbul’da dün Zeytinburnu, Büyükçekmece ve Küçükçekmece’de meydana gelen trafik kazalarında 4 kişi öldü. Zeytinburnu’nda önceki gece saatlerinde Bakırköy yönüne giden İsmail Cem Polak’ın (26) kullandığı otomobil, E5 Karayolu Cevizlibağ mevkiinde kontrolden çıkarak bariyerlere çarptı. Sol bacağı ile sağ ayağı kopan Polak, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Plastik Cerrahi Bölümü’nde yaklaşık 6 saat süren operasyonun ardından Cem Polak’ın kazada kopan sol bacağı ve sağ ayağı yerine dikildi. Büyükçekmece’de TEM Otoyolu Esenkent mevkiinde önceki akşam meydana gelen kazada, Meryem Bayat (12) ile Hadiye Fatma Kartal ve Ahmet Çelik öldü, 19 kişi yaralandı. Kazada kolu kopan Filiz Reçber, Zeytinburnu’ndaki kazada yaralanan Polak kadar şanslı değildi. Hastane yetkilileri, kopan kolun kendilerine çok geç getirildiğini ve dikilemeyecek halde olduğunu belirterek, yine de operasyonla kolun yerine dikilmeye çalışıldığını, ancak sonuç alınamadığını ifade ettiler. Reçber’in kopan kolunun başka bir hastaneye götürüldüğü için gecikme yaşandığı öğrenildi. Merzifon Belediye Başkanı Hayati İncekul’un öldüğü trafik kazasında AKP Genel Başkan Yardımcısı Akif Gülle (yanda) ağır yaralandı. Gülle, Ankara’ya götürüldü. (Fotoğraflar: AA) AKP’li başkan kazada öldü MEHMET MENEKŞE AMASYA Amasya’nın Merzifon ilçesinde AKP’li heyet trafik kazası geçirdi. Kazada Merzifon Belediye Başkanı Hayati İncekul yaşamını yitirirken AKP Genel Başkan Yardımcısı Akif Gülle, Amasya İl Başkanı Mustafa Yıldız, Merzifon İlçe Başkanı Hamza Demir ağır yaralandı. Merzifon’a bağlı Gümüş beldesi Ga rip Hafız kültür ve sanat etkinliklerinden dönen AKP’lileri taşıyan 05 DF 001 plakalı makam aracı, dün saat 15.20 sıralarında MerzifonGümüşhacıköy karayolunun 7. kilometresinde karşı yönden gelen Abidin Kizir’in kullandığı 35 AH 9760 plakalı araçla çarpıştı. Çarpışma sonucu ağır yaralanan Merzifon Belediye Başkanı Hayati İncekul, Merzifon Devlet Hastanesi’ne kaldırılırken yaşamını yitirdi. Kazada AKP Amasya Milletvekili Akif Gülle, İl Başkanı Mustafa Yıldız, Merzifon İlçe Başkanı Hamza Demir ve makam aracı sürücüsü Necati Kurt ile diğer araç sürücüsü Abidin Kizir ile Gülizar Kizir (9) ağır yaralandı. Çorum Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Gülle’nin vücudunun çeşitli yerlerinde kırıklar olduğu, beyin travması şüphesi bulunduğu belirtildi. Şuuru açık olan Gülle, daha sonra helikopterle Ankara’ya götürüldü. Kaza yaptı, yayaya çarptı Küçükçekmece’de meydana gelen trafik kazasında 1 kişi öldü. Avcılar yönüne giden Cem Başak (26) yönetimindeki otomobil, aşırı hız ve dikkatsizlik sonucu, Avcılar girişinde başka bir otomobile yandan çarptı. Çarpmanın etkisiyle kontrolden çıkan otomobil, yol kenarındaki akaryakıt istasyonuna yöneldi. Otomobil bu sırada akaryakıt istasyonu girişinde Adnan Nehir’e (45) çarptı. Adnan Nehir olay yerinde hayatını kaybetti. 1 haftada 116 kişi yaşamını yitirdi ANKARA (AA) Yurtta son 1 hafta içinde meydana gelen 167 trafik kazasında, 116 kişi öldü, 572 kişi yaralandı. Tatil mevsiminin başlamasıyla trafik kazalarında meydana gelen artış dikkat çekiyor. Tüm uyarılara rağmen hız kesmeyen kazalarda her gün birçok yurttaş yaşımını yitiriyor veya yaralanıyor. Edinilen bilgilere göre, 9 Temmuz15 Temmuz tarihlerinde yurt genelinde toplam 167 trafik kazası meydana gel di. 9 Temmuz’da meydana gelen 20 kazada 11 kişi öldü, 74 kişi yaralandı; 10 Temmuz’da 29 kazada 13 kişi öldü, 95 kişi yaralandı; 11 Temmuz’da 28 kazada 17 kişi öldü, 112 kişi yaralandı; 12 Temmuz’da 25 kazada 22 kişi öldü, 73 kişi yaralandı; 13 Temmuz’da 22 kazada 23 kişi öldü, 54 kişi yaralandı; 14 Temmuz’da 12 kazada 3 kişi öldü, 54 kişi yaralandı; 15 Temmuz’da 31 kazada 27 kişi öldü, 110 kişi yaralandı. CUMHURİYET 03 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear