26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 29 MAYIS 2006 PAZARTESİ 4 EğitimSen Ankara’ya yürüyüşünü tamamladı HABERLER Milli Eğitim Vakfı’nın 26. genel kurulu yapıldı 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK ‘İnsanca yaşam istiyoruz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EğitimSen) üyeleri başkentte düzenledikleri zincir eylemi ile hükümeti protesto etti. EğitimSen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer hükümeti eleştirerek ‘‘Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası ile Terörle Mücadele Yasası da kaldırılmalıdır’’ dedi. İstanbul, İzmir ve Şanlıurfa’dan yola çıkarak başlattıkları ‘‘Ankara’ya Yürüyüş Eylemi’’ ile dün başkentte toplanan sendika üyelerinin, üzerlerine ‘‘Sürgün ve kadrolaşmalara hayır’’ yazılı önlükler giydikleri gözlendi. EğitimSen üyeleri, Opera Kavşağı’nda toplanarak Kızılay’a yürümek istedi. Eylemciler, polisin ‘‘Kaldırımdan yürüyebilirsiniz’’ uyarısına karşı Atatürk Bulvarı’nın bir bölümünü kullanarak yürümek istediklerini belirtince kısa süreli bir gerginlik yaşandı. İki saatlik bekleyişin ardından 1 kilometrelik insan zinciri oluşturarak kaldırımdan yürüyüşe geçen eylemciler, polis eşliğinde Sakarya Caddesi’ne geldi. Burada basın açıklaması yapan Alaaddin Dinçer, ‘‘Baskı, sürgün, kadrolaşma değil insanca yaşam istiyoruz’’ sloganıyla Ankara’ya yürüdüklerini belirterek hükümetin eğitim politikasını eleştirdi. KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul da, ‘‘AK Parti hükümeti döneminde özellikle eğitim alanında baskı ve sürgünlerin devam ettiğine’’ dikkat çekti. Seçime usulsüzlük gölgesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Vakfı’nın (MEV) dün yapılan 26. olağan genel kuruluna usulsüzlük tartışmaları damgasını vururken yönetime Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) hazırladığı liste getirildi. MEV’in 26. genel kurulu, dün gerçekleştirildi. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in divan başkanlığı için verilen iki önergeyi oylaması sırasında gergin anlar yaşandı. Divan başkanlığına MEB Müsteşar Yardımcısı Salih Çelik’in, kâtip üyeliklere de Ortaöğretim Burs ve Yurtlar Dairesi Başkanı Halis Koyuncuoğlu ile Ticaret ve Turizm Eğitimi Genel Müdürü Saadettin Sabaz’ın getirilmesi önergesini oylayan Çelik, ‘‘45 kabul oyu’’ çıktığını bildirdi. Bu sırada salonda bulunan bazı üyeler, ‘‘Genel kurul üyesi olmayan da ellerini kaldırdı’’ diyerek tepki gösterdi. Çelik, ikinci önergenin oylamasında 43 kabul oyu çıktığını belirterek birinci önergede yer alan isimleri yerlerine davet etti. Divan üyelerinin yerlerini almasından sonra da bazı üyeler, ‘‘Üye olmayanlar da oy kullandı. Bu iş mahkemede biter’’ diyerek tepkilerine devam etti. Çelik’in salondan ayrılmasının ardından tepkilerini sürdüren üyeler divanı tanımayacaklarını bildirerek salonu terk ettiler. Çok sayıda üyenin ‘‘usulsüzlük’’ iddiasıyla terk ettiği genel kurulda yönetim ve denetim kurulunun tamamı bakanlığın hazırladığı listeden çıktı. Sait Faik’i Anarken... Sait Faik Burgazada’da anılır. Sait orada yaşamıştır, orada yazmıştır, dünyaya oradan bakmıştır. Âşıktır, şairdir, öykücüdür, balıkçıdır, insandır, çocuk yüreklidir. Çiçektir, böcektir, kuştur, balıktır, ottur, taştır, sudur, rüzgârdır, doğanın kendisidir. Sevenleri, anmak için bir araya gelenleri mayıs ayında Burgaz’a giderler. Burgazada benim gençlik yıllarımın adasıdır. Kalpazankaya, şnorkelle sualtına daldığım yerdir. Yosun tünellerini, balık sürülerini yaşadığım yerdir. Arkadaşlarla ilk şarabı içtiğimiz yerdir Burgaz, şarap Güzel Marmara şarabıdır. Sait Faik toplantılarını Perihan Ergun ve arkadaşları yapıyor. Perihan Ergun, öğretmendir, görev insanıdır. Yıllardır Ada Dostları Derneği’nde bu toplantıları düzenler. Toplantı düzenlemek çok zor iştir. Başından sonuna kadar ilmek ilmek emek ister. O da yetmez, para gerekir, insan gerekir, zaman gerekir. Perihan Ergun bunların hepsini bulur, ilmekler, dokur, işi kotarır. Görev insanıdır o, Cumhuriyet insanıdır. Bu yıl da (2006 yılı, tarihe geçsin) 14 Mayıs Pazar günü Sait Faik’i andık. Önce anlamlı bir panelle başladı anma toplantısı. Talat Halman çok güzel bir konuşma yaptı. Edebiyatımızı, şiirimizi, öykülerimizi bizim de dış ülkelerin de yeterince değerlendiremediğini anlattı ki çok doğruydu. Ahmet Miskioğlu güzel açıklamalar yaptı. Van Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın konuştu. Ne güzel o da gelmişti, eşi ile. Kemal Bekir anılarını anlattı, Sait Faik’i anlattı. Enver Ercan konuştu, Cengiz Bektaş konuştu, Ataol Behramoğlu şiirler okudu. Ataol dostum her zamanki şair tavrıyla güzel bir Sait Faik açıkladı. Sonra Kalpazankaya’ya çıkıldı. Oradaki toplantıyı da dost Gülsen Tuncer sundu. Erdal Öz de oradaydı. Göremedik ama biliyorduk. Atıf Yılmaz da gülümsüyordu. Dikkatli bakışlarıyla gene dünyayı görüyordu. Dostlar, herkes dosttu. Sait Faik’in dostuydu herkes, birbirinin de dostuydu. Gençlerin Sait Faik’i yeterince tanımamalarına üzülüyorum. Orhan Veli’yi de. Melih Cevdet’i de. Fazıl Hüsnü’yü de. Cemal Süreya’yı da. Derslerde değil, hayır. Dersi öğrenmek için değil. Not için, hayır. Dünyayı öğrenmek için. İnsanı öğrenmek için. Kendini öğrenmek için. Edebiyat yaşamın ta kendisidir. Şiir, öykü, roman, deneme insanın ta kendisidir. Ada da öyle değil mi? Belki insanın kendisi de ‘‘ada’’. Suların ortasında yapayalnız ama sularla birleşen. Sularla bütünleşen, sularla gidip gelen. İnsan da bir ada. Sonra öteki insanlarla bir takımada. Sonra bir adalar zinciri. Sonra otlarla, ağaçlarla, kuşlarla, böceklerle bir kıta. İşte böyle bir şey insan. Biraz Sait, biraz Faik, biraz sen, biraz ben. Sonra hava, su, ateş, toprak... Büyükada bu kışı ciddi sorunlarla geçirdi. Büyükada’ya doğalgaz hattı döşendi, eskimiş asbestli su sistemi değiştirildi, kanalizasyon yenilendi, telefon tadilatları yapıldı. Tabii bütün bu altyapı sisteminin toptan aynı anda değiştirilmesi Büyükada’yı yaşanmaz hale getirdi. Büyükada çarşısında dün esnafla konuştum. Altyapı sisteminin değiştirilmesinden memnundular. Doğalgazın adaya gelmesiyle kışın Büyükada’da yaşamın daha canlı geçeceğine inanıyorlardı. Ancak, bu altyapının değiştirilmesi, büyük tahribatlara ve özensizlik nedeniyle zararlara neden olmuştu. Adalılar, altyapı çalışmalarının Adalar Belediyesi tarafından denetlenmesini istiyorlardı. Bu denetimsizlik nedeniyle çok kıymetli ağaçların kökünden söküldüğünü, kabloların koparıldığını, yolların ise yeniden yapılırken birçok düzensizliğe neden olduğunu anlattılar. Her konuştuğum esnaftan çeşitli şikâyetler dinledim. Özellikle Adalar Belediyesi’nin daha dinamik olma Adalar Yaza Hazırlanırken... sını talep ediyorlardı. Başkan Coşkun Özden’in bu çağrılara duyarlı olacağına inanıyorum. Adalar hepimizin, İstanbul’un en güzel, en bakir alanlarından. Ona hep birlikte sahip çıkmalıyız. Umuyorum ve bekliyorum ki yarım kalan yollar bir an önce tamamlanır, altyapı eksiği kalmaz, çamurdan, tozdan kurtuluruz. Çarşı esnafı, Recep Koç Caddesi’nde hiç çöp kutusunun bulunmadığına da dikkat çektiler. At arabaları hâlâ çarşının içinde cirit atıyor. Başıboş atlar sokaklarda dolaşıyor. Faytonların toplandığı merkezin günde en az iki kere yıkanması, atların bakımlı hale getirilmesi gerekiyor. Sıcakla birlikte çarşıyı koku basıyor. İstanbul’da denetim altına alınan işporta Adalar’da artarak sürüyordu. Bir başka şikâyet konusu ise kazılar sırasında çıkan toprak ve molozun denize dökülmesiydi. Motorlu araçlar ise artık zirveye tırmanmış durumda. İnsanlar, Adalar’ı motorlu araç olmadığı için tercih ediyorlardı. Böyle giderse Adalar’ın araç trafiği açısından şehirden bir farkı kalmayacaktı. Ada halkına göre; yeni 1/1000’lik nâzım planla yıllardır tartışılan kaçak yapılar legalite kazanmış oldu. 1/5000’lik planın tasdikiyle bunun tamamen onaylanmış olacağına işaret ettiler. ??? Büyükada’da ‘‘Ada Ev Yemekleri’’ lokantası adada her zaman uğradığım favori yerlerimden. Nermin Çeliktemel, yıllardır ön hazırlığını yaptığı bir projenin parçası olarak ilk lokantayı Büyükada’da iki yıl önce açtıklarını anlattı. Bu girişim, Adalar Halk Eğitim Merkezi’nde kadınlara meslek öğretmek ve istihdam gücünü arttırmayı amaçlayan projenin devamıydı. Kadınlar sertifikalarını aldıktan sonra burada çalışmaya başlamışlardı. Büyükada’daki lokantada 7 Adalı kadın çalışıyordu. Önümüzdeki günlerde Kınalıada’da da bir şube açılacak. Burada da 3 kadın çalışacak. Hedef her adada bir şube açmak. Benim favorim yaprak sarması. Zeytinyağlı enginar, kadınbudu köfte, evde açma kolbörekleri, ev baklavası, sıcak yemeklerin tüm çeşitlerini ‘‘Ada Ev Yemekleri’’ lokantasında bulabilirsiniz. Büyükada’ya gelirseniz buraya uğramadan geçmeyin. Nermin Çeliktemel hedeflerini şöyle anlattı: ‘‘Dernekleşip, bütün adalarda şube açarak evlerinde oturan kadınların üretime katılmasını sağlamak. Kadın emeğini değerlendirmek.’’ ??? Bu yazıyı yazarken Adalılar bir başka şikâyette daha bulundular: Adalar Orman İşletme Şefliği sokağa bir merdiven yaptırmış ve yolu işgal etmişti. Devlet kurumu olmak, onlara kuralları ihlal etmeyi hak haline getirir miydi? Yaz gelmesine rağmen, deniz ulaşımında bir değişiklik olmamıştı. Örneğin Deniz Otobüsü günde bir kez sefer yaptığı için yetmiyordu. Şehir Hatları vapurları da artık yetersizdi. Hafta sonları ise tam bir felaket yaşanıyordu. Şehir hatları yaz tarifesine okulların kapanmasıyla başlıyordu. Halbuki Adalar’a yönelik ulaşım talebi havaların ısınmasıyla birlikte artmıştı. Yetersiz deniz otobüsü nedeniyle insanlar Adalar’a gidemiyorlardı. ??? İşte böyle, Adalar esnafını dinleyince şikâyetlerin ardı arkası kesilmiyordu. Bütün bu şikâyetlere rağmen Adalar bütün çekiciliğiyle yaza hazırlanıyordu. Çınar ağaçlarının kesilen dalları üç senenin sonunda gölge yapacak hale gelmişti. Hafta sonunu adada geçirmek bile her şeye değiyordu. İyi yazlar diliyorum... email:erdalatak?superonline.com erdalatak?gmail.com www.erdalatabek.com CUMHURİYET 04 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear