28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 MAYIS 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr 15 SON BAŞVURU 16 HAZİRAN S Onay Akbaş’ın sergisi, Çağla Cabaoğlu Art Gallery’de 28 Mayıs’a kadar görülebilir atirikplastik göstergeler örtüşebildiği oranda amacına ulaşabilir. Başka bir deyişle, konulara ilişkin kıvraklık, renkçi esprinin de gerekçesi olabilir. ‘Farkındayım’ karikatür yarışması... Kültür Servisi Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Sağlık Bakanlığı Türkiye Üreme Sağlığı Programı altında Türk Eczacıları Birliği tarafından yürütülen ‘‘Üniversite Gençlerinde Üreme Hakları, Üreme Sağlığı ve Cinsel Sağlık Konularında Farkındalık Projesi’’ kapsamında bir karikatür yarışması düzenleniyor. Nezih Danyal, Mehmet Domaç, Kâmil Masaracı, Ohannes Şaşkal ve Zerrin Başer’den oluşan seçici kurulun değerlendireceği çalışmalar en geç 16 Haziran tarihine kadar ‘‘Türk Eczacıları Birliği Cinnah Cad. Willy Brandt Sok. No: 9 06690 ÇankayaAnkara’’ adresine gönderilecek. Yarışmayla, gençler arasında konuyla ilgili sorumluluk ve sahiplenme duygusu oluşturmak ve farkındalık yaratmak amaçlanıyor. Üniversite öğrencilerine açık olan yarışmaya, daha önce herhangi bir yarışmada ödül almamış en fazla üç eser ile katılınabilir. Katılımcılar, büyük bir zarf içine koyacakları karikatürlerinin arkasına isim, adres, telefon ve okul bilgilerini yazarak öğrenci olduğunu gösteren bir belge ile başvuru yapacak. Yarışmanın sonucu 7 Temmuz’da www.farkindayim.com adresinden duyurulacak. KAYA ÖZSEZGİN 34 HAZİRAN’DA NÜRNBERG’DE Çağdaş resmimizde, sürekli biçimde ele aldığı insan ilişkilerindeki kötücül yanları, satirik (taşlamalı) bir anlatımla önümüze sermiş olan Onay Akbaş, belki de bu konuda tek isim. İlkgençlik yıllarında yaşayıp gördüklerinden, bizzat tanık olduğu olgulardan yola çıkarak, toplumsal ve siyasal entrikaların bolca yaşandığı günümüz dünyası arasında doğrudan bağlar kurduğu ve o ‘‘hinoğluhin’’ insan varlığını bütün çıplaklığıyla resim sahnesine taşıdığı yapıtlarında, bir çeşit görsel ‘epope’ yaratmanın peşinde olmuştur o. Bitimsiz oyunun oyuncuları İnsanların iktidar arayışlarıyla ilgili saplantılarında, ‘‘oyuncak’’ haline getirilmelerini ya da onların farkında olmadan ‘‘oyun’’un bir parçasına dönüşmelerini, gene satirik biçim kombinezonları içinde sunduğu yeni resimlerine ‘‘Oyuncakiktidar(sız)’’ başlığını seçmiş Akbaş. Bitimsiz oyunun aktörleri olarak insanlar, bu yeni resimlerde alışık olduğumuz çehreleri ve davranışlarıyla oyunlarını sürdürüyorlar. Üçgenler ve dörtgenler içinde yoğun (‘‘compact’’) biçim şemalarıyla sınırlandırılmış, kompoze edilmiş alanlarda yer alan bu figürler, Akbaş’ın resmine özgü bir yapısallığı, bu kez daha ileri bir aşamaya taşıyorlar. Uzunca bir zamandır yaşamını Paris’te sürdürmekte olan Onay Akbaş’ın, kendi ülkesiyle bağını giderek güçlendirdiğinin bir kanıtı sayabileceğimiz sergilerine bir yenisi eklenmiş oluyor böylece. Pozitifnegatif kompozisyon ikilemi çerçevesinde, bir on beş yıl geriye uzanan çalışmalarının küçük bir dökümü niteliğindeki bu yeni sergisi, sanatçının bugüne getirdiği insan temasına ilişkin yorumsal akış içinde, aynı zamanda sessiz bir değişim ve oluşum sürecine de tanıklık etmekte, bu süreci daha da somutlaştırıcı bir evreyi gündeme getirmektedir. (0 212 291 37 91) Kekeçoğlan Almanya’da atih Altın sahne adıyla Kekeçoğlan, Almanya’nın Nürnberg kentinde Objektif Sahnesi’nde 3 Haziran’da saat 20.00’de, 4 Haziran’da ise saat 18.00’de Standup gösterisiyle sevenleriyle buluşacak. Avrupalı Türklerin dergisi ‘Team Dergisi’nin sponsorluğunda gerçekleşecek etkinlik ‘Kekeçoğlan Yollarda’ sloganıyla Avrupa’nın çeşitli kentlerinde turneye devam Bir tür görsel epope Nasıl bir ‘‘epope’’dir bu? Kökenini Yunan destanlarında bulduğumuz, düşünceyi simgeleyen bir kahramanın ya da kahramanların serüvenlerine benzer resimsel bir öyküleme mi? Yoksa tam aksine, görselliğin gereği olarak öykülemenin dışlandığı ve çağdaş nitelikli resimsel anlatımın öne çıkarıldığı plastiksatirik bir kurgu mu? Elbet ikincisi. Onay Akbaş, kukla oyunlarından bildiğimiz insan tipleriyle oluşturduğu resimlerinde, bu tipleri karşı karşıya getiriyor, onların birbirlerine karşı kurdukları zalim tuzaklara işaret ediyor. Bunu yaparken, resminde kullandığı tekniğin bir gereği olarak, kartondan oyulmuş izlenimi veren kuklainsanlarını, gülmecesel bir boyut içinde yansıtıyor yapıtlarına. Bir dram ya da komedi türüne paralel gelebilecek kurgulama değil onun yaptığı. Seslendiği F U zunca bir zamandır yaşamını Paris’te sürdürmekte olan Onay Akbaş’ın bu yeni sergisi, sanatçının bugüne getirdiği insan temasına ilişkin yorumsal akış içinde, aynı zamanda sessiz bir değişim ve oluşum sürecine de tanıklık etmekte, bu süreci daha da somutlaştırıcı bir evreyi gündeme getirmektedir. insanın, ortalama doğa varlığının önüne koyduğu aynada, onun bu aynaya yansıyan çehresinde ‘‘trajik’’ çizgiler aracılığıyla, ders vermek ya da akıl hocalığı yapmak gibi yanlışlıklara düşmeksizin, bir ‘‘insan’’ portresi çiziyor yalnızca. Çizdiği portrenin kimleri simgelediğini görüyoruz; kimileri de bu portrenin kendisi olduğunu saptamanın burukluğunu yaşıyor. Deyim yerindeyse, içimizden birinin ya da birilerinin kartondan oyulmuş ya da sanat planında temsil edilmiş birer ‘‘karikatür’’üdür Akbaş’ın resimlerindeki figürler; ama karikatür değiller kuşkusuz. Benekler halinde resimlere yerleştirilmiş ve kesin planlarla birbirinden ayrılmış renk blokları, bu resimlerin renkçi niteliğini açığa vururken, bir noktaya daha dikkat çekmektedirler. O da şu: Renk zenginliği, resimlerde ele alınan konuların kavrayıcı etkisiyle edecek. Televizyonda çeşitli kanallardaki talkshowlarından ve dizilerden tanıdığımız Kekeçoğlan kendisinin yazıp yönettiği tek kişilik tiyatro gösterisini daha önce de ‘Omurilik Felçlileri Derneği’ ve ‘Zihinsel Engelliler Entitüsü’ne yardım amaçlı sahnelemişti. Kekeçoğlan’ın gösterisi turneden sonra İstanbul’da ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinde sahnelenmeye devam edecek. Dans ve müzik şöleni ? Kültür Servisi Sabancı Üniversitesi Dans Kulübü SUDance, yarın ‘SUDance Night 06’ başlıklı bir dans festivali düzenliyor. Sabancı Üniversitesi dışında Boğaziçi, Yıldız Teknik, Koç, Işık, Bilgi ve Mimar Sinan üniversitesilerinden de dansçıların ağırlanacağı gecede, Arjantin Tango, Cha Cha, Salsa, Modern Dans, Rumba, Flamenko gösteri toplulukları danslarını sergileyecek. Festival kapsamında gün içerisinde Sabancı Üniversitesi öğrencilerine yönelik dans atölyeleri de düzenlenecek. (0212 217 29 99) Demirci ve Boulgarelis Alanya’da ? Kültür Servisi Mizah yazarıkarikatürcü Cihan Demirci ile Yunanlı karikatürcü Nikos Boulgarelis’in, Alanya Turizm ve Sanat Festivali kapsamında, Alanya Belediyesi Kültür Merkezi’nde 27 Mayıs’ta saat 17.00’de karikatür sergisi açılacak. Yine 27 Mayıs’ta Alanya Belediyesi Kültür Merkezi’nde geçen günlerde sonuçlanan ‘6. Uluslararası Akdeniz Karikatür Yarışması’nın ödül töreni gerçekleşecek ve hem ödül alan hem de sergilenmeye değer bulunan karikatürlerin de sergisi açılacak. Cihan Demirci ve Nikos Boulgarelis’in karikatür sergileri Alanya Belediyesi Kültür Merkezi’nde 2 Haziran tarihine dek görülebilir. Keşke yoksun ve bilemiyorum ellerimi nereye koyacağımı tirşe kemikler üstünde biten bir ardıç sıyırıyor kabuğunu ay ışığında yolun yaşı yok diyor zaman yolunu yitirmiş bir yolcuya ve zaman en körpe ihtiyarı gövdenin eskidikçe genç kalan sır unutarak tufanı unutarak kuraklık yıllarını sarılır kendine kalan cılız kollarıyla kendisi olmayana sonsuzluk et ve kemik suskunun müziğiyle dans eden ormanda bir de çipil bir yaprak rüzgârın hayatıyla buluşan geçmiş acılardan ödünç hüzünleri yazarak gövdesine bürünerek kan ve ateş rengine çağrılı bir konuk gibi giden kimsenin gelmediği cenazesine biliyorum kelepçeyim sana çünkü gerçek yılanıydı ruhumun ruhunun ve bilemiyordum örtmeyi tenimle tenine sinmiş yalanın bedenini yalanın bedenini aşkla Eskidikçe genç kalan... ARİF DAMAR 2006 Nisan ayının şiire yer veren edebiyat dergilerinden: Akatalpa, Berfin Bahar, Deniz Suyu Kâsesi, Dize, Esmer, Etken, Evrensel Kültür, İle, Kitaplık, Merdiven Şiir, Nikbinlik, Sanat ve Hayat, Sınırda, Üç Nokta, Ünlem, Tay, Tavır, Varlık, Yasakmeyve, Yazılıkaya dergilerinde yayımlanan şiirleri okudum, inceledim. Ayten Mutlu’nun Varlık dergisinde yer alan ‘‘Keşke’’ adlı şiirini ‘Ayın Şiiri’ olarak değerlendirdim. Ayten Mutlu’yu 15 yıldan beri yakından tanırım. Birkaç yıl öncesine kadar şair Turgay Kantürk’ün Kadıköy’de biraz para kazanmak amacıyla işletmeye çalıştığı Benusen içkievinde her perşembe akşamı, benden sonra en yaşlı Ahmet Necdet’ten en genç Kadir Ay demir’e kadar 15 20 şair birlikte içki içer, söyleşirdik. Arife Kalender, Zeynep Aliye, Gülsün İlgen (çok genç yaşta dünyamızdan ayrıldı) Tülay Ferah ve Ayten Mutlu da aramıza katılırdı. Ayten Mutlu aklına estiği zaman şiir yazan bir hanım değildir. Şiir, edebiyat onda bir yaşama biçimidir. Düzyazılar da yazar, çevirilerle de uğraşır. Ben de Mutlu’nun dergilerde çıkan şiirlerini, yazılarını, şiir kitaplarını izler, okurum. İşte Varlık dergisindeki ‘‘Keşke’’ adlı şiirini de ilgiyle okudum ve nisan ayında dergilerde çıkan şiirler içinde en çok bu şiiri sevdim, beğendim. ‘‘Keşke’’ görüldüğü gibi bir aşk şiiri. Ama ben biliyorum ki Ayten Mutlu toplumcu bir dünya görüşündedir. Çoğu şiirinde bu duyarlılığı apaçık görülebilir. O çeşit şiirlerinde de Mutlu, aynı başarıyı gösterir. PORTRE/ AYTEN MUTLU 952 yılında Bandırma’da doğan Ayten Mutlu, Bandırma Lisesi’ni ve İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni bitirdi. 1977 1998 arasında bir kamu bankasında çalıştı. Şiir, deneme ve çevirileri İmece, İnsancıl, Evrensel Kültür, Edebiyat 81, Varlık, Atika, Milliyet Sanat, Gösteri, Sombahar, Yeni Biçem, Düşlem, Şiirlik, Papirüs dergilerinde yer aldı. Şiir yazıları ve çevirileriyle de tanınan Mutlu’nun Dayan Ey Sevdam (1984), Vaktolur (1986), Seni Özledim (1990), Kül İzi (1993), Denize Doğru (1996), Çocuk ve Akşam(1999) adlı kitapları yayımlandı. 1 ‘Diva’lar Pera Müzesi’nde ? Kültür Servisi Pera Müzesi ve klasik müzik dergisi Andante işbirliğiyle hazırlanan Müzikli Söyleşiler’in ikinci konferansı ‘Divalar’ bugün saat 18.30’da Pera Müzesi’nde gerçekleştirilecek. Leyla Gencer’in sanatının her yönüyle ele alınacağı konferans, ilk kez gösterilecek DVD kayıtlarıyla da zenginleşecek. Serhan Bali tarafından yönetilecek konferansa Meral Manizade, Yiğit Günsoy ve Suat Arıkan konuşmacı olarak katılacak. (0 212 211 41 00) Almodovar’a Asturias Ödülü ? Kültür Servisi Ünlü yönetmen Pedro Almodovar, İspanyol sinemasına yaptığı katkılar ve çalışmaları nedeniyle Prens Asturias Ödülü’ne değer bulundu. Ödül komitesi tarafından yapılan açıklamada, İspanya’nın en önemli ödülü olan ve 8 ayrı dalda verilen Asturias ödüllerine sanat dalında bu yıl Almodovar’ın değer görüldüğü belirtildi. 1951 doğumlu olan ve şu ana dek 40 kadar ödülü bulunan Almodovar, 2000 yılında, ‘Annem Hakkındaki Her Şey’ ile Yabancı Dilde En İyi Film Oscarı’nı, 2003 yılında da ‘Konuş Onunla’ ile En Özgün Senaryo Oscarı’nı kazanmıştı. FOTOĞRAF FESTİVALİ’NDEN YENİ AÇILAN SERGİLERE Geniş Açı’nın yeni sayısı çıktı Kültür Servisi Geniş Açı Fotoğraf Sanatı Dergisi’nin mayıshaziran tarihli sayısı çıktı. Bu sayının ağır topu, son yıllarda yayımladığı kitaplar ve aldığı saygın ödüllerle adı dünya fotoğraf gündeminin üst sıralarından inmeyen Roger Ballen. Fotoğrafta Güney Afrika denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan Ballen’ın bir fotoğrafını da kapağına taşıyan Geniş Açı bu sayısında da 2. Eskişehir Fotoğraf Haftası’ndan 18. Photosynkyria Fotoğraf Festivali’ne, Galeri Lumas’tan son dönemde açılan sergilere yine birçok konuyla okurlarının karşısına çıkıyor. Belgin Çöleri, Karşı Sanat Çalışmaları’nda ‘Başkasının Acısına Bakmak’ genel başlığı altında ‘Mayın’ isimli bir sergi gerçekleştiren Ahmet Şık ile sergisi ve sergiyle eşzamanlı yayımlanan kitabı üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi. Çağdaş fotoğraf ve dijital sanatı geniş bir kitleye yaymayı kendine misyon edinen Galeri Lumas, 2004 yılınının sonlarında hayata geçmiş olan genç bir sanat girişimi. O zamandan bu yana, Alman gazete ve dergilerinde çok defa Lumas hakkında yazıldı, çizildi. Peki nedir Lumas’ı bu kadar özel kılan? Geniş Açı’nın Berlin temsilcisi Filiz Güngör sordu, Lumas’ın kurucularından Marc Alexander Ullrich yanıtladı. Saadet Koç, bu bahar ‘modernizm’i tartışmaya karar veren Londra’dan biri sanatta modernizmi temsil eden diğeri de modernizmin yeni yorumlarını içeren iki ilginç sergiyi taşıyor Geniş Açı’nın ‘Londra’ sayfalarına. ‘Duygu Pınarı Saz Eserleri’ ? Kültür Servisi Dolmabahçe Sarayı’nın 150. yıldönümü etkinlikleri kapsamında Milli Saraylar Daire Başkanlığı’nca düzenlenen Saray Konserleri 25 Mayıs gününde gerçekleşecek ‘Duygu Pınarı Saz Eserleri’ konseriyle sürüyor. Dolmabahçe Sarayı’nda yapılacak konserde Göksel Baktagir’in yönetmenliğinde ‘İstanbul Sazendeleri’ tarafından besteci Pınar Köksal’ın çalgısal yapıtları söyleyecek. Bu özel gecede, tenor Hakan Aysev de Pınar Köksal’ın aşk şarkılarını seslendirecek ve Türkiye’de belki de ilk defa bir opera sanatçısı Türk müziği yorumlayacak. Daha önce de Pınar Köksal’ın ‘Duygu Pınarı’ adlı albümünde buluşan üçlü albümde, 10 çalgısal parça ve iki sözlü yapıtı seslendirmişlerdi. CUMHURİYET 15 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear