24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 30 MART 2006 PERŞEMBE 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y PB Y Y Y Y Y Y Y 15 19 17 17 20 20 21 21 13 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y PB Y Y Y Y Y Y 14 18 17 15 18 17 20 15 21 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y PB PB PB PB B B B 22 19 20 23 20 18 9 8 9 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Tüm yurt parçalı çok bulutlu, Marmara’nın güney ve doğusu, Ege, Akdeniz, İç Anadolu ile Batı ve Orta Karadeniz yağışlı geçecek. Yağışlar; Batı Karadeniz’in iç kesimleri ile Eskişehir, Kütahya ve Sinop çevrelerinde etkili olmak üzere sağanak ve gökgürültülü sağanak şeklinde olacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Y 8 Helsinki K 4 Stockholm PB 8 Londra Y 14 Amsterdam Y 13 Brüksel Y 15 Paris Y 16 Bonn Y 13 Münih Y 8 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y PB PB PB PB PB PB PB Y 15 15 21 17 17 17 17 20 14 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y Y B PB PB PB PB Y PB 8 17 9 23 15 18 19 28 24 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada meyen kişisel temposuna teslim edildi. Gizlediği hedefler bir bir açığa çıkıyor. Örneğin Sudan’da konuşmaya besmeleyle başlamak gibi, Türkiye’de yapmayı istediklerini ama yapamadıklarını yurtdışında gerçekleştirerek geleceğe örnekler veriyor. ??? ‘‘Anayasal düzenimizin gereği olarak oluşturulmuş bütün yapılar, teker teker, önce partizanlık sonra kadrolaşma ve şimdi kuşatmayla belli bir zihniyetin’’ (RTE ve yönetimindeki kadroların her aşamada sergilediği zihniyetin) egemenliği altına çekilmek istendiğini... laik demokratik rejimin tehdit altında olduğunu anlatan... laik cumhuriyeti yıkmaya ve yerine malum içerikteki rejimi getirmeye çalışan bu ‘‘zihniyete’’ karşı sorumlu olan her kurumu kuruluşu, hatta toplumu direnmeye çağıran Baykal’ın son grup konuşması bırakalım çeşitli yönlerden geleceği sanılan tepkileri bir yana medyada bile yer almadı. Duyarsızlık mı, kayıtsızlık mı, olacağına varır anlayışı mı, kadercilik mi, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın kafası mı? Tepkisizlik neyin nesi? Toplum dinamiklerinin üstüne sanki ölü toprağı serpilmiş. RTE de ‘‘kendine göre Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Merkez Bankası, üniversite yapmaya’’ yönelmiş görünüyor. Yapamayacaksın diyoruz, diyorsun ama; yapmak istediklerini engellemek için durumu iş dünyasına, medyaya, tatlı su liberallerine, demokratlarına anlatmak olanaksız. Fırsatını bulsa silahlı kuvvetleri de ‘‘halledecek.’’ Böyle bir şey olabilir mi? ??? Olur; bal gibi olur! Ne zaman mı? Süreç işliyor. RTE partisinin ana unsuru köktendincilerden kimi sorunlarda, örneğin türban konusunda, baskı artınca ‘‘Acele etmeyin, zamanı gelecek bekleyin’’ diyor. Üstelik geriye tırmanış Çankaya’da Ahmet Necdet Sezer gibi değerli bir Cumhurbaşkanı’nın direnmelerine karşın yaşanıyor. 2007’de Sezer 7 yıllık görevini tamamlayıp ayrıldıktan... RTE’nin Çankaya’ya çıkmasından sonra bugün olmaz, olamaz dediklerimizin hepsi; (laik demokrasiyi korumaya ant içmiş kurumlardaki suskunluk, toplumdaki kadercilik olgusu sürerse) olabilir de demiyoruz hiç kuşkunuz olmasın, olacak! Diyarbakır’daki PKK gösterileri ve RTE’nin kimi söylemleri şunu anımsatıyor: Türkiye’de etnik gruplara göre eyalet sisteminden söz eden, halk isterse laikliğin elbette gideceğini söyleyen, 2007’de cumhurbaşkanı seçilen biriyle genel seçimin yapılacağı Kasım 2007 arasındaki altı aylık dönemde olmaz dediklerimiz, olmayacağına inandıklarımız olacak... ... Üstelik bal gibi atamalarla rejimi tersine işletecek bal gibi yasalarla... ??? Türbanı başörtüsü diye yutturmak. Kadının kapanmasını sağlamak. Gericilerin yaydığı bir virüs. Etki alanı giderek genişliyor. Bir örnek: Dün Hürriyet’te iç sayfalarda çıkan fotoğrafı gördünüz mü? Konyalı kadınlar fazla kilo ve yağlardan kurtulmak için sabah sporuna başlamışlar. Fotoğraf türbanlı, çarşaflı kadınların oluşturduğu Düttürü Leyla giyimli kadınları gösteriyor. 2007 kader yılı. Ya böyle, ya öyle. Ortası yok! Okullarda çeteler cirit atıyor. Meslek liselerinde adını bile doğru yazamayan öğrenciler var GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Eğitim sistemi çökmüş FIRAT KOZOK LİSE ÖĞRENCİLERİNİN KAVGALARINDA 4 YARALI Haber Merkezi Okullarda yaşanan şiddet dinmek bilmiyor. Adana ve Sakarya’da lise öğrencilerinin kavgasında 2’si öğrenci 4 kişi bıçakla yaralandı. Sakarya’nın Akyazı ilçesinde Şehit Yüzbaşı Halil İbrahim Sert Lisesi 11. sınıf öğrencisi B.Y, (17) okul çıkışında K.S. (18) ve O.A. (18) ile tartıştı. B.Y, tartıştığı 2 kişiyi bıçakla yaraladı. Göğsünden bıçaklanan K.S. ve sırtından bıçaklanan O.A. tedavi için Sakarya Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. K.S.’nin durumunun ağır olduğu öğrenildi. Bıçaklanan kişilerin öğrenci olmadığı, O.A’nın yeğenini almak için okula gittiği belirtildi. Adana’nın Seyhan ilçesindeki Anafartalar Ücret karşılığı çalışan öğretmenlerin sigortaları okul tarafından yaptırılmak zorunda, ancak SSK primlerinin yatırılmamasından ötürü bazı okul müdürlerine 3040 milyarlık cezalar gelmiş. Öğretmen niteliğinde ciddi düşüş var; okullar öğrencilere çekici gelmiyor. Okullarda sağlıklı yönlendirmeler yapılmıyor, rehberlik hizmetleri zayıf kalıyor. Okullarda temizlik sorunu var.Okul yönetimleri, okul gereksinimleri için velilerden para istemenin kendilerini ‘‘bezdirdiğini’’ ifade ediyor. Veliler, okul yönetiminin kendilerinden para isteyeceği korkusuyla veli toplantılarına gelmiyor. Lisesi bahçesinde, lise 3. sınıf öğrencileri arasında ‘‘birbirlerine güldükleri’’ gerekçesiyle çıkan kavgada, M.N.A. (16), sınıf arkadaşları C.İ. (17) ve M.Ş.S (18) bıçakla yaraladı. İstanbul Kadıköy’de ise Marmara Üniversitesi yakınlarındaki bir kafede oturan üniversite öğrencileri Taha Gürbüz, Ömer Kaptanoğlu ile üniversitede çalışan Çiğdem Demir ve ilköğretim okulu öğretmeni Onur Yanık’a 1015 kişilik bir grup saldırdı. Saldırıda yaralanan 4 kişi hastanede tedavi altına alındı. Kesici aletle yaralanan Gürbüz ve Yanık’ın sağlık durumlarının ciddi olduğu öğrenildi. Olay sonrasında polis, 4 şüpheliyi gözaltına aldı. Çeteleşmeler okulun içine bile girmiş durumda. Öğretmenler, öğrenciler üzerinde caydırıcı olamıyor, hatta bazı öğretmenler öğrencilerinden çekiniyor. Öğrenciler arasında hırsızlık olayları yaşanıyor. Bazı okullar, sorunun önüne geçmek için özel güvenlik tutuyor. Öğretmenler özellikle ‘‘Kurtlar Vadisi Irak’’ adlı sinema filminin öğrenciler üzerinde önemli etki bıraktığını belirtiyor. Okullarda ciddi bir kadrolaşma var. Yönetim kadrolarına atanmada hükümete yakın sendikalara öncelik tanınıyor. EğitimSen üyelerine atama için sendikadan istifa etme koşulu sunuluyor. ANKARA EğitimSen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer’in, Türkiye genelindeki 150 okulda yaklaşık 3 bin öğretmenle yaptığı görüşmeler, eğitim sistemindeki ‘‘çöküntüyü’’ gözler önüne serdi. Kimi meslek liselerinde doğru düzgün okumayazma bile bilmeyen öğrencilere rastlanırken kimi okullarda çeteler ‘‘cirit atıyor’’. Ankara, İzmir, Burdur, Uşak, Manisa, Ordu’daki 150 okulda 21 Şubat’tan bu yana incelemeler yapan Dinçer, eğitim sisteminin ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu söyledi. Dinçer saptamalarını Cumhuriyet’e anlattı... Öğrencilerde kesici, delici, darp etmeye yönelik araçlar bulunuyor. Okullarda yapılan kontrollerde öğrencinin üzerinden sigara çıkması artık normal karşılanıyor. Bazı meslek liselerinde okumayazmayı bile doğru düzgün bilmeyen öğrenciler var. Bazı öğrenciler adını, soyadını ve okul adını bile doğru yazamıyor. Gezilen 150 okulun yalnızca ikisinde kadın müdür görev yapıyor. Müdür yardımcısı kadınların sayısı daha fazla, ancak onlar da bu iktidardan önce göreve gelmiş. Öğretmenler üzerinde de psikolojik bir baskı var. Öğretmenlerin sorunları birikmiş ve her an patlamaya hazırlar.Ücretli öğretmenliğe ‘‘ucuz işçi’’ gözüyle bakılıyor. Bu kişiler, eğitim dışında birçok ‘‘angarya’’ ile uğraşmaktan yakınıyor. İlköğretim müfredatının yenilenmesi beraberinde ciddi sorunlar getirmiş. Örneğin bin öğrencisi olan bir okulun yöneticisi ayda 50 bin sayfa fotokopi yaptırdıklarını söylüyor. Bedava dağıtılan kitapların bazıları kullanılamaz halde. Sınıf geçme sistemine ilişkin eleştiriler var. Öğrenciler, ‘‘nasıl olsa sınıfta kalma yok’’ düşüncesiyle derslere önem vermiyor. İSTANBUL ’DA YENİ UYGULAMA İnternet kafelere 12 yaş sınırı İstanbul Haber Servisi İstanbul Valisi Muammer Güler, 12 yaşından küçük çocukların internet kafelere alınmayacağını söyledi. Güler, ‘‘Bu yaştan küçük olanlar buralara ancak veli veya vasi ile girebilecekler’’ dedi. İstanbul Valisi Güler’in başkanlığında, emniyet yetkililerin de katılımıyla valilikte ‘‘İnternet Kafelerde Yaşanan Olumsuzluklar ve Alınması Gereken Tedbirler’’ konulu toplantı düzenlendi. Yaklaşık 2 saat süren toplantıda alınan kararları açıklayan Vali Güler, İstanbul’da 2 bin 806 internet kafe bulunduğunu belirtti. İnternet kafelerin denetimlerinin ilçe ve ilk kademe belediyelerine ait olduğunu ve ayrıca kolluk güçlerinin de denetleme yetkisi bulunduğunu söyleyen Güler, İstanbul’da kaymakamların koordinasyonunda, ilgili ilçe ve ilk kademe belediyelerinin yetkilileri, kolluk görevlileri, sağlık müdürlüğü ve ilçe milli eğitim müdürlükleri yetkililerinin bulunduğu denetim ekiplerinin oluşturulduğunu ifade etti. Şartlara uymayan kafelerin kapatılacağını kaydeden Vali Güler şöyle devam etti: ‘‘Toplantıda aldığımız en önemli karar 12 yaşından küçüklerin internet kafelere, ancak velileri veya vasileri yoluyla girebilmeleridir. Kesinlikle 12 yaşından küçük çocuklar internet kafeye alınmayacaklar. İnternet kafelere yapılan denetimlerde kumar, bahis, pornografik yayın içerikli sitelere erişimin engellenip engellenmediği ile filtre programlarının olup olmadığı mutlaka denetlenecektir. Ayrıca internet kafelere özel numaralar verilerek Telekom tarafından bu numaralar üzerinden belli sitelere girişin engellenmesi için filtreleme sağlanacaktır.’’ (Fotoğraf:AA) DR. HİLAL ÖZCEBE Ordu’da tutulma öncesi Tayfun Gürsoy Parkı’nda ilginç görüntüler oluştu. Ama önce Ukrayna... Bu ülkede gerçekleştirilen Soros destekli, hormonlu turuncu devrimin çevresine ve Orta Asya ülkelerine yayılacağı öngörülüyordu. Batı bu hesabı yapmıştı. Rusya’nın çevresindeki bütün başkentler demokrasi diye haykıracak ve zincirleri kıracaktı. Ancak Batı’nın pek çok öngörüsünde olduğu gibi, bu konuda da farklı gelişmeler yaşandı. UkraynaGürcistan hattına Kırgızistan katılır gibi oldu. Ardından Kazakistan ve Azerbaycan seçimleri yaşandı... Son iki ülkede eski liderler yerini korudu. Bu seçimlerin ardından, sıra Ukrayna’daki yeni bir seçime geldi. İki yıl önce Kiev Bağımsızlık Meydanı’nı Batı’dan gelecek demokrasi rüzgârı beklentisiyle dolduranlar bu kez sahnede yoktu. İlk sonuçlar Ukrayna’da Doğu’yla Batı’nın karman çorman olduğunu gösteriyordu. Bu tablo belki de 21. yüzyılın ilk diliminde gelinen noktanın özeti. ??? Ukrayna seçimleri Batı’nın Doğu kilidini o kadar da kolay açamayacağını ortaya koydu. 2022 Mart’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Çin’e gerçekleştirdiği ziyaret, dünyanın pek çok başkentinde yankı buldu. Türkiye hariç! Zira biz doğrudan kendimizi ilgilendiren konuların dünyanın merkezini oluşturduğunu düşünüyoruz... Putin 2004’te de Çin’i ziyaret etmişti. Öyle anlaşılıyor ki Rusya lideri bazen Pekin’e gitmeyecek! Putin’le Çin Cumhurbaşkanı Hu Cintao arasındaki resmi görüşmelerin altı doluydu. İki ülkenin ekonomi, sanayi ve ticaret alanında daha sıkı işbirliği yapma kararı dünyaya ilan edildi. 2007 yılında Rusya’yla Çin arasındaki sınır sorunlarının tümüyle çözülmesinin planlandığı duyuruldu. Bu ziyaret 1996’da temelleri atılan, 2001’de Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) adını alarak büyüyen bölgesel birlikteliğin perçinlendiğini gösteriyordu. Rusya ile Çin’in birlikte hareket etmeyi planladığı bir alan daha vardı: Enerji... Yılda ortalama yüzde 10 büyüyen Çin’in her türlü enerjiye gereksinimi var. Rusya da bu konuda ‘vana’tik belirleyici olma arayışında. İki arayış bir buluşa dönüşmüş görünüyor. Zirve sonrası sızan haberlere göre kısa bir süre sonra Rusya’yla Çin arasında doğalgaz boru hattının kurulmasıyla ilgili çalışmalar da başlayacak. ??? Yukarıda aktardığımız tablo, girişte de vurguladığımız gibi önümüzdeki dönem yaşayacağımız rutin gelişmelerin habercisi gibi görünüyor. Bu gelişmeler karşısında Türkiye’nin tutumu ne? İlk aklımıza gelen yanıt şu: Tutumsuzluk... Ukrayna seçimleri, bir ülkenin kaderini doğrudan dış gelişmelere bağlamasının ne tür sonuçlar verebileceğini ortaya koydu. İki Viktor yarışıyor, biri Rusyacı öteki Batıcı. Ama Ukraynacı Viktor yok! Batı’nın demokrasi dediği de bu; onun dediklerine ne kadar yakınsan, demokrasiye de o kadar yakınsın. Karadeniz komşumuz Ukrayna’nın içinden geçmekte olduğu süreci önümüzdeki dönemde de irdelemeyi sürdüreceğiz. Bundan Türkiye’nin de alacağı dersler var. Soroslar’ın Kiev deneyimini Anadolu üzerinde de uygulamak istedikleri kesin. Ama biz karamsar değiliz. Soroslar oradaysa... Toroslar burada! Tabii sıradağlar gibi durabilirsek... ankcum?cumhuriyet.com.tr ‘Çocuklar şiddetin zararlarını biliyor’ İstanbul Haber Servisi Okul ve şiddet konulu sempozyumda konuşan Dr. Hilal Özcebe, çocukların şiddeti doğru tanımladıklarını ve tehlikeli sonuçlarını bildiklerini belirterek ‘‘Ancak, bunlara karşın kendileri de şiddet uyguluyor’’ dedi. Zübeyde Hanım Öğretmenevi’nde düzenlenen uluslararası ‘‘Okul ve Çevresinde Çocuğa Yönelik Şiddet ve Alınabilecek Tedbirler’’ sempozyumunda konuşan Özcebe, Ankara’da bir okulda, ilköğretim öğrencileri arasında yapılan araştırmada, 45. sınıf öğrencilerinin yüzde 43.3’ünün şiddeti dayak atma olarak algıladığını söyledi. Özcebe, “Çocuklar, şiddetin uygulama yöntemi sorulduğunda yüzde 85.5’i dövme, yüzde 71.1’i tekme atma, yüzde 50’si azarlama, yüzde 35.6’sı çimdiklemeyi kullanılan yöntemler olarak söylüyorlar’’ diye konuştu. Yüzyılın doğa olayı ? Baştarafı 1. Sayfada MEB MÜSTEŞARI BİRİNCİ tulmayı yaratıcı tekniklerle seyretti. Güneş tutulması çoğunlukla dağıtılan özel gözlükler ve siyah camlar aracılığıyla görülmeye çalışılırken, bazı kişiler de röntgen filmleriyle tutulmayı izledi. Bazıları da disketlerden çıkardığı şeritleri kullandı. KONYA: Tam Güneş tutulması 3 dakika 36 saniyeyle en uzun süre Konya’da izlendi. Beyşehir Gölü kıyısında özel platformlar oluşturuldu. 600 kişilik Japon kafilesi, 2 gün boyunca Konya’da konakladı. 300 Alman turist ise tutulmayı Başgötüren köyünde izledi. ANTALYA: 50 bin yerli ve 100 bin yabancı turist, İngiltere’den 6 uçakla 1650 bilim adamı ve gazeteci Antal ya’ya geldi. Kentte tutulmanın gerçekleştiği ANKARA: Doğa olayına Meclis’te de büyük ilgi vardı. Milletvekilleri ve Meclis çalışanları, Güneş tutulmasını Meclis bahçesinde, röntgen filmi, CD ve özel gözlüklerle izledi. İZMİR: İzmir’de de yurttaşlar Güneş tutulmasını sosyal bir olaya dönüştürerek Cumhuriyet Alanı’nda birlikte seyretti. İzmir Hayvanat Bahçesi’ndeki bazı hayvanların tutulma sürecinde huzursuzlandığı bildirildi. MANAVGAT: Almanya’nın Nürnberg kentinden bir heyetle Norveç Oslo Üniversitesi Astronomi Bölümü ve Norveç Astronomi Kulübü’nden 150 kişilik bir grup, tutulmayı Manavgat’tan izledi. ‘Orta sınıf bitti şiddet başladı’ EMEL KILIÇ Okullar Meclis gündeminde CHP’lilerin verdiği araştırma önergesinde, yaşanan şiddet olaylarının kaygı verici boyutlara ulaştığına dikkat çekildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, ilköğretim okulları düzeyine inen okullardaki şiddet olaylarının Meclis tarafından araştırılmasını istedi. CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı ve arkadaşları tarafından TBMM Başkanlığı’na verilen araştırma önergesinde son zamanlarda okullarda yaşanan şiddet olaylarının, sıradan disiplin olayları boyutunu aşarak, kaygı verici boyutlara ulaştığına dikkat çekildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün 2005 verilerine göre; 011 yaş arası 868 kız ile 379 erkek, 1218 yaş arası 1369 kız ile 12 bin 656 erkek çocuğunun suç işlediğinin saptandığına işaret edilen öngergede, ‘‘Şiddet olaylarının zaman zaman okul sınırlarını aşarak sokaklara taşması, kimi okullarda çetelere rastlanması nedeniyle eğitim aksamaktadır’’ görüşüne yer verildi. Okullarda ikili öğretim, birleştirilmiş sınıf uygulamalarının eğitimin kalitesini düşürdüğü gibi yeterince rehberlik hizmeti de verilemediği kaydedilen önergede, şöyle denildi:‘‘Okulların her zaman toplum yaşamına örnek olacağı yerde şiddet olaylarına sahne olması, geleceğimiz açısından kaygı vericidir. Okullar, çocukların ve gençlerin nitelikli eğitim alarak yetişeceği, iyi alışkanlıklar kazanacağı yerler olmalıdır.’’ CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin de Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından yanıtlanması istemiyle verdiği soru önergesinde‘‘Sayın Bakan, eğitim ve bilim yuvası olması gereken okulların ve çevrelerinin, uyuşturucu bağımlılarının, çetelerin cirit attığı alanlar haline geldiğinin farkında değil misiniz? Bu durum sizi rahatsız etmiyor mu? İmam hatip okulları ve türban için verdiğiniz mücadelenin yüzde 1’ini, sorumluluğunuz altındaki okullarda disiplini sağlamak ve eğitim düzeyini yükseltmek için vermeyecek misiniz?” dedi. Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Necat Birinci, Türkiye’de şiddetin kaynağının orta sınıfının olmaması olduğunu savunarak ‘‘Burjuva kültürü oluşmadı. Geleneksel kültür ise kayboluyor’’ dedi. Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürlüğü ve UNICEF işbirliğiyle güvenli eğitim ortamlarına sahip okullara ulaşmak amacıyla düzenlenen ‘‘1. Şiddet ve Okul: Okul ve Çevresinde Çocuğa Yönelik Şiddet ve Alınabilecek Tedbirler Sempozyumu’’, dün Kadıköy’deki Zübeyde Hanım Öğretmenevi’nde başladı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Birinci, okullarda yaşanan şiddet olayları ile ilgili, ‘‘Şehir kültürünün içine girememiş varoşlar, sevgiyi yitirmiş aile, sporsuz, rejimsiz, müziksiz, sanatsız altyapısız insanlar ve kaybolan orta sınıftan kaynaklanıyor. Bu olumsuzluklar daha da arttırılabilir’’ diye konuştu.Okullardaki şiddetin çıkış noktasının aile içi olduğunu vurgulayan Birinci, suçlu gençlerin büyük bölümünün aile içi şiddet mağduru olduğunu ifade etti. İlkel toplumlarda erkekliğe geçişin işkencelerle dolu birtakım törenlerle yapıldığını hatırlatan Birinci şöyle devam etti: ‘‘İşte Sultanbeyli’de dün cinayet işleyen çocuk erkekliğe adım atışını yaşadı, arkasında bir ceset bırakarak. 1218 yaş arası gençlik, dünyada sadece Türkiye’de ‘delikanlı’ diye sıfatlandırılır. Gençlerin fizyolojik gelişimi ile ruh halini birlikte ifade eden bu kelime,Türkiye’nin ana problemidir. Dünkü cinayet sevgi yüzünden olmuş. Ortaçağ şövalyeliğinin, şehirleşememiş kültürün sonucudur. Bu gencin duyguları öğretmenlerce dingin hale getirilebilir, kültürel etkinliklere veya farklı aktivitelere kanalize edilebilirdi.’’ CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear