14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 MART 2006 CUMARTESİ 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Pink Floyd topluluğunun efsanevi gitaristi David Gilmour’un ‘On An Island’ adlı albümü çıktı SANATA BAKIŞ SELMİ ANDAK Ayın parlak yüzü... BÜLENT ERGÜDEN Donizetti Dönemi İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nın (İDSO) geçen haftalarda bu köşemizde yer alan yazı ve yorum konularında çoğunlukla sanatçıların özgeçmişlerine ve anılarına değinmekteyim. İşte bu hafta da aynı yolda, ‘‘Giuseppe Donizetti Paşa’nın ölümünün 150. yıl konseri’’ne ve ayrıca ünlü besteci Johannes Brahms’a özel yer vermekteyim.. İzlediğimiz konserin programında, İDSO’nun şef ve eser orkestra düzenlemesi Emre Aracı’ya aitti. Başkemancı görevini Ayşe Özbekligil, üstlendi. Solist olarak katılan sanatçılar Aydın Karlıbel (piyano) ve koro şefi Gökçen Koray yönetiminde İstanbul Avrupa Korosu... Konserde seslendirilen besteler ‘‘Marşlar ve Valsler’’ türünde olmak üzere Giuseppe Donizetti Paşa (17881856), Gaetano Donizetti (17971848), Franz Liszt (18111886) solist piyanist Aydın Karlıbel, Hatice Sultan (18701938), Bartolomeo Pisani (18111876), Sultan V. Murad (18401904), Angelo Mariani (18211873). ??? Giuseppe Donizetti aynı zamanda Paşa unvanı ile anılan Bergamolu asker besteci, daha ziyade zanaatkâr bir besteci olarak tanınır, şöyle ki askeri marşlar, merasim şarkıları, salon müzikleri vd. ona Paris’te bile ün kazandırmıştı... Zamanın sayılı opera bestecisi olarak bilinen Gaetano Donizetti, Giuseppe’nin ortanca kardeşi idi... Giuseppe’nin besteci olarak önemli bir kişiliği de, dönemin ünlü bestecilerinin onun adını Doğu’nun reformist bestecileri arasında saymalarıdır... Paris’teki müzik toplumu Giuseppe Donizetti Paşa’nın bestelediği Sultan II. Mahmud’a hediye ettiği askeri marşı çok iyi tanır ve beğenir... Bu marş, sonraları İsveç askeri bandolarının resmi marşı olarak kabul edilmiştir... Sultan Abdülmecid’e bir parfraz bestelemiş. Giuseppe İtalyan şarkılar öğretir, bunlar haremde söylenirdi. ‘‘Mecidiye Marşı’’nı kendi resmi marşı olarak kabul etmiş. 1829’da bestelediği askeri marşlar ve vals dizileri bilinir. Giuseppe Donizetti Paşa klasik askeri marşlarını bir ara Napoleon Bonaparte’a askeri bandosunda görev yaparken dinletmiş ve beğendirmiş... Mahmudiye Marşı bunlardan biridir... Ayrıca Gaetano Donizetti’nin Sultan Abdülmecid için bestelediği askeri marş, Paris’te ‘‘Marche Nationale Turque Türk Ulusal Marşı’’ adıyla yayımlanmıştır. Mahmudiye Marşı da aynı üslupla kaleme alınmıştır. Bu yayınlar Fransa Milli Kütüphanesi’nde Giuseppe’nin el yazısı ile dosyasında bulunmuştur. Mecidiye Marşı’nı da içine alan ve hem Donizetti Paşa’yı, hem de Donizetti Paşa’nın çağdaşlarının eserleri bulunan konserler çok ilgi çekti.. Konserde Batı müziğinde yetişmiş ve birçok beste vermiş olan Sultan V. Murad ve kızı Hatice Sultan da hazır bulundular... Ancak, yıllardan bu yana bilinmeyen çok önemli bir olay şu? Bestesi Sultan Abdülmecid devrine ait, Osmanlıca dilinde bir milli beste... Orijinal adıyla piyano redüksiyonu olarak, Bergamo’daki Donizetti arşivinde ilk olarak uzun yıllar saklanmış. Ta ki geçen yıl Paris’teki müzayede de satılıncaya kadar... Pink Floyd topluluğunun efsanevi gitaristi David Gilmour’un ‘On An Island’ adlı albümü, 60. doğum gününe rastlayan 6 Mart tarihinde, EMI etiketiyle dünyayla birlikte Türkiye’de de müzikseverlere sunuldu. Gilmour 1994 yılında kaydettiği ‘‘Division Bell’’den 12 yıl sonra ‘‘Benim en iyi ve en kişisel çalışmam’’ dediği yeni albümüyle Rock severleri mutlu edeceğe benziyor. Gitaristliğinin yanı sıra çok iyi bir şarkıcı, besteci ve söz yazarı olan müzisyen eski anıları tazelemekte. Rock müzisyenlerine ve severlerine ‘‘Rock tarihinin en önemli topluluğu hangisidir’’ diye sorulsa, sanırım hep bir ağızdan Pink Floyd denir. Bu müzik tarzını sadece distorsionlu gitarın yarattığı sertlik olarak algılayan dar bir anlayışın çok ötesinde, Pink Floyd çağdaş müzikle, felsefeyle, alternatif anlamıyla politikayla, sinemayla buluştu. Duvarları yıktılar, çocuklara ‘‘Eğitim sistemine ihtiyacımız yok’’ diye şarkı söylettiler. Bütün bunlar müzik sanatının üst düzey estetiğinden hiçbir zaman taviz vermeden gerçekleştirildi. Pink Floyd’u uçuran iki kanat ? David Gilmour’un yeni albümü, 60. doğum gününe rastlayan 6 Mart tarihinde, EMI etiketiyle dünyayla birlikte Türkiye’de de müzikseverlere sunuldu. Gilmour 1994 yılında kaydettiği ‘‘Division Bell’’den 12 yıl sonra ‘‘Benim en iyi ve en kişisel çalışmam’’ dediği yeni albümüyle rock severleri mutlu edeceğe benziyor. lowski’nin filmlerine yaptığı müziklerden tanıdığımız Zbigniew Preisner ise orkestrasyonları yapmış. Rock dışında, caz, folk, klasik müzik doğal olarak yerlerini bulmakta. Özlemin yarattığı güzellikler Pink Floyd’u uçuran iki kanattan biri gitarist David Gilmour, diğeri ise basçı Roger Waters. Her ikisi de beste yapıyor, söz yazıyor ve şarkı söylüyor. Ancak ‘The Wall’ albümünün başarısı bu çalışmanın mimarı Roger Waters’ı ayrılmaya kadar götürdü. Waters ayrılma nedeni olarak topluluğun zamanla ticari bir anlayışa kaymasını neden olarak gösterdi. Günümüzde Pink Floyd efsanesi iki başlı olarak devam etmekte. Topluluğun geçmişte kalmış diğer bir efsanesi ise Syd Barrett. Gilmour ‘Wish You Were Here’ (Keşke Burada Olsaydın) albümünde ona olan özlemini dile getirmişti. Syd ruhsal bir sorunundan dolayı insanlarla görüşmemekte. Gilmour onu çok özlüyor ve bu albümde de bu duygu çok belirgin. Albümde birçok önemli müzisyen ünlü gitariste eşlik etmekte. Vokalist David Crosby ve Graham Nash, Pink Floyd’un orgcusu Richard Wright bunların en önemlileri. Yönetmen Kies Albüm Animals, Meddle, Wish You Were Here gibi eski çalışmaları anımsatan Castellorizon adlı çalgısal parçayla açılmakta. Gitar şarkı söylüyor, şiir okuyor, ağlıyor, yakarıyor. Gilmour yaşamının en önemli şiirini ‘Wish You Were Here’de yazmıştı. Bu yüzden hep bu şiiri okumak istemekte. Ancak dâhi gitaristin melodi üretmesi hep çok kolay. O, ‘Keşke burada olsaydın’ derken bizse iyiki uzaklarda diyoruz, bu özlemin yarattığı güzelliklerden dolayı. ‘On An Island’ albümü duvarları yıkmış bir anlayışın huzurunu taşımakta. Ancak sözlerden anlaşıldığı kadarıyla Ay’la olan ilişki devam ediyor. Adasına çekilmiş olan Gilmour ‘Ayın Karanlık Yüzü’nü unutmamış. Parçada uzun sololarla gitara doyuyorsunuz. ‘Take A Breath’ dinleyiciye bir nefes almasını söylemekte. Bu nefes her saniye alınanınkinden farklı olmalı. Dünyayı, yıldızları hareket ettiren ya da durduran bir nefes. Bu kez gitar bir nakış gibi altyapıyı dokumakta. Müzik her zaman olduğu gibi giderek açılıyor, çeşitleniyor. Yakalanan bir ifade ya da duygu sizi mutlaka başka bir yere götürecek. Bir nefes almamız isteniyor bu yolculuk için. ‘This Heaven’ cazı anımsatan ritimsel yapısıyla, sesi eskisi gibi taptaze olan Gilmour’un şarkıcılığını öne çıkarmakta. Hammond orgun eşliği ise 60’lı, 70’li yılların nostaljisini günümüze taşımakta. ‘Then I Close My Eyes’ adlı parçada ise folklorik dokudaki açılış, üst üste eklenen gitarların uyumuyla bir gitar orkestrası haline ulaşmış. Kanımca 60’lı ve 70’li yılların dünyadaki devrimci, pozitif atmosferiyle beslenen, büyüyen rock müziği, 1979 yılında ‘The Wall’ albümüyle dönemini kapadı. Duvarlar yıkılmış, geçmişle hesaplaşılmış, küçük bir tarih yazılmıştı. Sayısız topluluğun ve müzik çeşitliliğinin yaratıldığı bu dönemden sonra, rock birden daraldı ve heavy metal denen bir sapma ortaya çıktı. Eski önemli topluluklar ise yeni bir şeyler üretemeyip hep cepten yediler. Bunun en önemli nedeni gençlik enerjilerinin tükenmiş olmasından çok, dönemin büyülü atmosferinin yok olmasıydı. Bazı rock dinleyicileri bu durumu kabul etmek istemeseler de gerçek bu. ‘On An Island’ albümü bu bakımdan rock severleri memnun edecek bir albüm. Artık ‘The Wall’, ‘Dark Side of the Moon’ gibi klasik Pink Floyd albümleri düzeyi beklemek olası değil. Ancak Gilmour’un müzikal kimliği ve dehası başka bir yönde devam ediyor. Roger Waters 21 Haziran’da İstanbul’da ğında David Gilmour olduğunu düşündüğüm bir kişi denizin ortasında, küçük bir adanın üzerinde uçuşan kuşlara bakıyor. Mavi fonun tam ortasında ise kocaman beyaz bir ay var. Ayın parlak yüzü. David Gilmour’un son albümü ‘On An Island’, rock müzik dönemini kapadıysa bile bazı şeylerin devam ettiğini gösteriyor. Sessizliği çağrıştıran sesleriyle. bulenterguden?yahoo.com David Gilmour gitaristliğinin yanı sıra çok iyi bir şarkıcı, besteci ve aynı zamanda söz yazarı. Gilmour benim gitara başlamama, müziği sevmeme neden olan kişilerden biri. Ritchie Blackmore, Jimmy Page, Jimi Hendrix’le birlikte sololarını binlerce kez dinleyip taklit etmeye çalıştığımız en önde gelen rock gitaristlerinden biri. Türkiye’li rock severler olarak en büyük dileğimiz Pink Floyd’un tam kadro olarak ülkemizde bir konser vermesi. Her ne kadar bu dileğimizin gerçekleşmesi oldukça zor olsa da iyi bir haber var. Roger Waters 21 Haziran’da bir konser vermek üzere İstanbul’a geliyor. On An Island albümünün kapa II. ULUSLARARASI ÇUKUROVA MÜZİK FESTİVALİ 15 MART’TA Müziğin ustaları Adana’ya geliyor... ADANA (Cumhuriyet Bürosu) ‘‘II. Uluslararası Çukurova Çoksesli Müzik Festivali’’ bu yıl 1525 Mart tarihleri arasında gerçekleşecek. ÇUMDER Başkanı Eda Neva Özkök, ‘‘Mozart’ın doğumunun 250. yılı anısına düzenlediğimiz festivale bu yıl çoksesli müziğin dünyaca tanınan isimleri ve ülkemizin önemli sanatçıları katılacak. Böyle ünlü ustalardan Mozart’ı dinlemenin zevkini Adanalı sanatseverlerle birlikte yaşayacağız’’ dedi. Özkök, sözlerine şöyle devam etti: ‘‘Unutulmaz besteci Mozart’ı, 250. doğum yılında biz de festivalimizin büyük bölümünü onun yapıtlarına ayırarak anacağız. Ancak Mozart’ı anarken Bach, Rossini, Chopin, Schumann gibi dünya bestecilerinin yanı sıra Nâzım Hikmet, Cahit Külebi, Adnan Saygun ve Server Acim gibi ünlülerimizi de unutmadık.’’ Festivalin ilk gününde Avusturya’dan Stefan Dünser (trompet), Atilla Krako (trompet), Wolfgang Bilgeri (trombon), Silke Allmayer (korno) ve Harald Schele (tuba)’nın yer aldığı Sonus Brass Grubu’nun sahne alacağını anımsatan Özkök, program akışıyla ilgili şu bilgileri verdi: ‘‘Müzikseverler ikinci gün yine Avusturya’dan Frank Steckeler (saksofon), Uwe Martin (kontrabas), Christop Indrist (vurmalı çalgılar), Uli Binetsch’in (trombon) yer aldığı Triage Modern Music’i dinledikten sonra 3. gün ‘Rus Besteciler Birliği’ ve ‘Rus Müzik Çalışanları Skriyabin Vakfı’ üyesi Alexander Mekaev’in piyanosundan çıkan nağmelerle kendilerinden geçecekler. 4. gün ise karşımıza bir Türk kızı olan ve halen Fransa’da yaşayan Ayser Vançin obuvası ve Nãzım Hikmet’in eserlerinden uyarladığı besteleriyle karşımıza çıkarken komedyen şarkıcı Mathieu Chardet ile birlikte sanatseverlere unutulmaz saatler geçireceklerine inanıyoruz.’’ Festivalin en renkli simasının ise Muazzez İlmiye Çığ olacağını vurgulayan Başkan Özkök, ‘‘Ünü dünyaya yayılmış ünlü sümerologtarihçi Çığ, festivalimize, 23 Mart günü 20.00’de Seyhan Otel’de vereceği ‘Atatürk ve Aydınlanma Çağı’ konulu konferansla renk katarken günümüzde bazı çevrelerin yıpratmak istediği değerlerimize de sahip çıkmanın yollarını anlatacak’’ derken sözlerini şöyle tamamladı: “Festival, 25 Mart’ta Amerika’da yaşayan Zeynep Üçbaşaran (piyano), Belçikalı Philipp Mahrenhoiz (obuva) ve Almanya’da yaşayan Artan Hürsever’den (fagot) oluşan ‘Trio Troy’un konseriyle son bulacak.” ‘8 Mart Sergileri’ ? Kültür Servisi Anadolu Sanatçılar Derneği’nce düzenlenen ve bütün sanatçılarla sanatçı adaylarına açık olan ‘‘8 Mart Sergileri’’ 18 Mart’a kadar sanatseverlerin beğenisine sunulacak. Bu yıl sergiye resim, heykel ve karikatürleriyle Aynur Kızıltan, Ali Ekber Ataş, Azimet Karaman, Baki Demir, Bahar Emre, Canan Akar, Derya Parlak, Dilek Kılıç, Ebru Doğan, Ferhunde Küçüksen, Gültekin Samlı, Gülümser Kılıçoğlu, Hasan Demir, Hasan Öktem, Hasan Seçkin, İlker Varer, İsmail Karapolat, Nizamettin Yılmaz, Nursel Aksoy, Rüveyda Tezcan, Sadik Varer, Seda Nas, Sibel Ergün, Tülay Er, Zarif Akgül, Zekiye Çankaya ve Zeynep Ünlü katılıyor. (0216 353 48 54) Kemankaşlı’dan 4. sergi ? Haber Merkezi Nihat Kemankaşlı’nın yeni resim sergisi Siyah Beyaz Sanat Galerisi’nde resim severlerle buluşuyor. Ressam Nihat Kemankaşlı böylece 4. kez kişisel bir sergiye imza atıyor. Ankara’da Siyah Beyaz Sanat Galerisi’nde 4. kişisel sergisini açan Nihat Kemankaşlı, 19951998 yılları arasında yaptığı duvar resimleriyle ilk defa adını duyurmuştu. Nihat Kemankaşlı, çalışmalarını halen Kadıköy’deki atölyesinde sürdürüyor. Ankara’daki sergi 26 Mart’a kadar görülebilecek. Tel: 0312 428 26 41 BUGÜN ? AKM’de 11.00’de Yusuf Güler Aksöz’ün yönetimindeki İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nın konseri. (0 212 251 56 00) ? MALTEPE ÜNİVERSİTESİ’nde Yusuf Çotuksöken’in oturum başkanlığını yapacağı, Prof. Dr. Betül Çotuksöken, Doğan Hızlan, Prof. Dr. Ahmet İnam, Bertan Onaran’ın konuşmacı olarak katılacağı ‘Nermi Uygun’un Anısına’ konulu etkinlik ve ‘Prof. Dr. Nermi Uygur Kitaplığı’nın açılış töreni. (0 216 626 10 50/1101) CUMHURİYET 14 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear