24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 9 ŞUBAT 2006 PERŞEMBE 4 ALİ SİRMEN HABERLER DÜNYADA BUGÜN CHP’li üyeler Samsun 19 Mayıs Üniversitesi’ne ilişkin rapora karşı oy yazdı: Ne Bekliyorduk ki?... Olaylı Türkiyeİsviçre maçı ile ilgili ağır cezalar içeren karar, FIFA Disiplin Kurulu tarafından önceki gün Zürih’te açıklandı. Türk Ulusal Futbol Takımı, altı maç, ülkemize en az beş yüz kilometre uzaklıkta tarafsız bir sahada seyircisiz oynama cezasına çarptırılırken Alpay ile Emre’ye altışar maç müsabakadan men cezaları verildi. Serkan Balcı için takdir edilen ise iki maç cezası olurken Mehmet Özdilek 1 yıllık hak mahrumiyeti ile cezalandırıldı. Kararın çok ağır olduğu, Heysel faciasından sonra ikinci sırayı aldığı bir gerçektir. O sırada görevde bulunan federasyonun başkanı ve UEFA Tahkim Kurulu As Başkanı Levent Bıçakcı’nın son çabaları da fayda etmemiş, en fazla dört maç ceza bekleyen ulusal takım, altı maç ile 2008 Avrupa Kupası maçlarının tümünü deplasmanda oynamak durumuyla karşı karşıya kalmıştır. Türkiye şimdi 30 gün içinde iletilecek olan gerekçeli karara karşı FIFA Tahkim Komisyonu’na başvuracak ve gerekli inceleme yapıldıktan sonra nihai karar CAS Mahkemesi tarafından verilecek. Kararın açıklanması üzerine demeç veren başta Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin olmak üzere bütün Türk yetkililer, kararı çok ağır bulduklarını ve FIFA Başkanı Blatter’in sonuçta etkili olduğu izlenimini edindiklerini söylediler. ??? Bütün bu gelişmeler şunu gösteriyor ki Türkiye bir kez daha olup bitenden hiç ders almamıştır. Bu kafayla gidersek yeni olayları yaşamamız da kaçınılmazdır. Bu arada, eski Federasyon Başkanı Levent Bıçakcı’yı kutlamak gerekir. Sayın Bıçakcı gerek olaylardan sonraki istifasıyla gerekse FIFA önünde bütün sorumluluğu üstlenen tavrı ile hem bir hukukçuya hem de federasyon başkanı olmuş bir kişiye yakışır bir davranış sergilemiştir. Olayın gerçek sorumlularının tavırları ise kabul edilebilir türden değildir. Örneğin eski Milli Takımlar Sorumlusu Davut Dişli, kararın hemen ardından CNN’ye yaptığı açıklamada, ‘‘Vatan, Millet, Sakarya’’ edebiyatına sığınmıştır. Oysa aynı Davut Dişli’nin, aralarında Federasyon Başkanvekili Hasan Doğan’ın da bulunduğu kişilerin, İstanbul’un büyük otellerinden birinde, üst düzey bir emniyet görevlisi ile toplantı yaptıkları, Türk basınında da haber olarak verilmiştir. Bu toplantı, sonradan gelişen olayların ışığında değerlendirildiğinde ortaya korkunç bir durum çıkıyor. İsviçre kafilesi, daha uçağın çıkışında, körükte, çok çirkin pankartlar ve tezahüratla karşılanıyor. Eğer gerekli güvenlik önlemleri alınsaydı bütün bunlar engellenebilirdi; tıpkı, İsviçre kafilesinin 1.5 saat havaalanında bekletilmesi ve otellerine giderken otobüslerinin yumurta ve domates yağmuruna tutulması gibi... ??? Herkesin bir gerçeği görmesi gerekiyor: Kararda, Blatter’den çok FIFA Disiplin Talimatı’nın 70 ve 50. maddeleri rol oynamıştır. Nitekim, UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik de örnek bir cesaret ve dürüstlükle bu hususu vurgulamış bulunmaktadır. Tekrar ediyorum; cezanın bu kadar ağır olması, olayların yalnız saha ve soyunma odalarıyla sınırlı kalmayıp havaalanında başlayarak otele kadar geçen süreyi de kapsamasındandır. Vatan, Millet, Sakarya edebiyatı yapan Davut Dişli’nin de katıldığı toplantıda Emniyet Teşkilatı’ndan gerekli önlemler istenmiş olsaydı bu olaylar yaşanabilir miydi? İsviçre maçından istenen sonucun elde edilip edilmemesi geçici bir olaydır. Ama bu karşılaşma öncesi Yeşilköy Atatürk Havalimanı’nda başlayıp maç sonrasına kadar süren olaylar, ardından da alınan ceza, futbol tarihimize kara bir leke olarak geçecektir. Burada, olaya doğru yaklaşanlar, Levent Bıçakcı gibi sorumluluğu üstlenerek ülkenin onurunu kurtarma yolunu tutanlar, imajımızın biraz daha bozulmasını engelleyerek üzerlerine düşeni yapmışlardır. Hem Bıçakcı hem de spor medyasında olaya doğru yaklaşanlar, Türkiye’de herkesin, üzücü olayın failleri gibi olmadığını dünya âleme kanıtlamışlardır. Tek tesellimiz budur. Temennimiz, kamuoyunun, şimdi sorumluluğu üstlerinden atmaya çalışanların dolduruşlarına gelmeyerek olaydan yeterli dersin çıkarılmasını sağlayacak bir tepki vermesidir. Komisyon yetkilerini aştı ? TBMM araştırma komisyonunun anayasada öngörülen ‘bilgi edinme’ çerçevesinin dışına çıktığını vurgulayan Kemal Anadol, ‘‘Komisyon kendini yargının yerine koydu” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Samsun 19 Mayıs Üniversitesi’ndeki keyfi kadrolaşma savlarını araştırmak üzere kurulan komisyonun çalışmalarının ‘‘Mc Carthy dönemini çağrıştırdığını, komisyonun kendini yargının yerine koyduğunu’’ söyledi. Anadol, dün komisyonun CHP’li üyeleri Yakup Kepenek, Mustafa Özyurt, Nurettin Sözen ve Sezai Önder’le birlikte basın toplantısı düzenledi. Komisyonun anayasada öngörülen ‘‘bilgi edinme’’ çerçevesinin dışına çıktığını vurgulayan Anadol, ‘‘27 Mayıs öncesinde tahkikat komisyonları kurulmuştu, onlar böyle Kemal Anadol, dün Yakup Kepenek, Mustafa Özyurt, Nurettin Sözen ve Sezai Önder’le birlikte basın toplantısı düzenledi. (AA) kendilerini yargının yerine koymuştu. AKP’nin bu komisyonda yaptığı da, kendilerini yargının yerine koymak’’ dedi. Anadol, iktidarın yargıyla, devletin temel kurumlarıyla, üniversitelerle kavga etmeyi temel politika haline getirdiğini vurguladı. Anadol, ‘‘Bu, Cumhuriyetin temel ilkeleriyle kavgalı olmaktır. Onu özümsememektir. Cumhuriyetin temel değerlerine, Atatürk ilkelerine sahip çıkan üniversiteler bu iktidarın baş hedefi oldu. Önce Van, arkasından Samsun, sırada da başka üniversiteler var’’ dedi. Anadol, Komisyon Başkanı Cemal Yılmaz Demir’in ‘‘anayasanın ‘değiştirilemez’ denen maddelerini ‘değiştireceğiz’’’ dediği için hakkında yargı kararı bulunduğuna dikkat çekti. Anadol, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘‘Komisyon kendini yargının yerine koydu. Bu komisyonun çalışmaları Mc Carthy komisyonlarına çağrışım yaptı. Komisyonda etnik köken sorgulaması gibi kabul edilemez şeyler yapıldı. CHP’lilere küfredildi, CHP’lilerin terkettiği toplantılarda, Sayıştay incelesin, kararları alındı. Sayıştay’a talimat verdiler. Sayıştay hiçbir suç bulamadı. Bunun üzerine Komisyon Başkanı bir demeç vererek, Sayıştay’ın görevini yapmadığını söyledi. Açıklayamayacağımız başka ilişkiler içindeler, dedi. Bütün bunlar yargıya müdahelenin açık göstergeleri. CHP’li komisyon üyelerimiz 40 sayfalık bir karşı oy yazdı. Bu komisyonun çalışmaları anayasaya aykırıdır, hukuka aykırıdır. Sonuna kadar karşı çıkacağız.’’ Komisyon üyelerinden Yakup Kepenek de, ‘‘hükümetin üniversitelere savaş açtığını’’ söyledi. Kepenek, ‘‘Bu savaşın karargahı Başbakanlık, cephe komutanlığı Milli Eğitim Bakanlığı’’ dedi. Nurettin Sözen de, ‘‘anayasanın, yasaların çiğnendiğini, rektörle davalı kişilerin komisyona danışman olarak alındığını’’ söyledi. Sözen, ‘‘Dağ fare doğurdu. 19 Mayıs Üniversitesi’ne sürmek istedikleri leke sürülemedi’’ diye konuştu. Y ASALAR DEĞİŞİYOR A KP YENİLEYECEK Örgütlenme özgürlüğü genişliyor ? Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sendikalar Yasası ile Grev ve Lokavt Yasası’nda değişikliğe hazırlanıyor. Bakanlık, toplusözleşme için işkolunun yüzde 10’unda örgütlenme koşulunu yüzde 5’in altına çekmeyi, işkolu sayısını da 28’den 18’e düşürmeyi hedefliyor. Yabancı işçilere de sendikalı olma yolu açılırken, sendikalara televizyon kurma olanağı getirilmesi düşünülüyor. EMİNE KAPLAN Ulusal Program’da Kıbrıs sorunu ? AKP hükümeti 2003 yılında çok büyük tartışmalar çıkmasına neden olan ve DSP, ANAP, MHP hükümeti tarafından zorlukla kabul ettirilen ‘‘Ulusal Program”ı yeniden hazırlıyor. MAHMUT GÜRER ANAV ATAN lideri Mumcu Anavatan Partisi grup toplantasında konuştu. (Fotoğraf:AA) ANKARA Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, AB ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) normları doğrultusunda Sendikalar Yasası ile Grev ve Lokavt Yasası’nı örgütlenme özgürlüğünü genişletecek biçimde değiştirmeye hazırlanıyor. Bakanlık, toplusözleşme için işkolunun yüzde 10’unda örgütlenme koşulunu yüzde 5’in altına çekmeyi, işkolu sayısını da 28’den 18’e düşürmeyi planlıyor. Yasa değişikliğinin yapılması durumunda sendikalar televizyon kurabilecek. ‘Çözümden kaçıyorlar’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anavatan Partisi lideri Erkan Mumcu, malvarlığı tartışmalarında iktidarı hedef alırken ‘‘Lanetlerle dolu cümlelerle kafa karıştırarak hiçbir şeyin arkasına saklanamazlar. Şeffaflıktan, asıl çözümden kaçıyorlar’’ dedi. Mumcu, partisinin grup toplantısında malvarlığı tartışmasıyla ilgili olarak hükümetin çözümden kaçtığını vurguladı. ‘‘Kime lanet okuyorsunuz, niye lanet okuyorsunuz? Neyi söylemekten kaçınıyorsunuz? Bu tartışma bitmedi’’ diyen Mumcu, mal bildiriminde şeffaflık sağlayacak önerinin çıkarılması ve dokunulmazlıkların sınırlandırılması gereği üzerinde durdu. Mumcu, ‘‘AKP, bunlara neden ‘hayır’ dediğini açıklamak zorundadır’’ dedi. Mumcu, karikatür krizi konusunda da ayrıntılı değerlendirmeler yaptı. Dünya ve insanlığın büyük bir ‘‘provokasyonla’’ karşı karşıya olduğunu vurgulayan Mumcu, aylar önce yayımlanan karikatürleri tekrar yayımlayanların ‘‘meydan okuma’’ içine girdiklerini ve asıl kışkırtmanın bu noktada başladığını söyledi. Trabzon’da bir rahibin öldürülmesinin ‘‘karikatür krizinden etkilenmeye’’ bağlanamayacağını savunan Mumcu, ‘‘Öyle söylüyorlar ama bu yalan. Uzun zamandan beri Trabzon’da kaynağı anlaşılamayan birtakım provokasyonlar oluyor. Bu insan topluluğu 3040 kişiden oluşan bir serseri çetesinden başka bir şey değildir’’ dedi. Mumcu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘‘barıştırıcı role’’ soyunmasını da eleştirdi. Mumcu, ‘‘Ezberden dünya meseleleri konuşuluyor. Medeniyetler çatışması, medeniyetler ittifakı, deyip duruyor. Başbakan naylon bir rol üstleniyor. Medeniyetler çatışması tezini kuran akla teslim olan bir yaklaşım içinde. Sözüm ona İslam dünyasının lideri gibi davranıyorsunuz. Taklitten öteye geçemiyorsunuz’’ açıklamasını yaptı. Yüzde 10 barajı kalkacak Sendikalar Yasası ile Grev ve Lokavt Yasası, AB ve ILO’nun önerileri doğrultusunda yeniden biçimlendirilecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, bu konuda bir taslak hazırlayarak sendikaların görüşüne sunmaya hazırlanıyor. Bakanlığın yaptığı taslak çalışmaya göre, sendikal hakların önündeki en büyük engel olarak görülen işkolunun yüzde 10’unda örgütlenme koşulu kaldırılıyor. Buna göre, bir işyerinde toplusözleşme yapılabilmesi için o işkolunun yüzde 10’unda örgütlenme koşulunun yüzde 5’lerin altına düşürülmesi hedefleniyor. ANKARA AKP hükümeti 2003 yılında çok büyük tartışmalar çıkmasına neden olan ve DSP, ANAP, MHP hükümeti tarafından zorlukla kabul ettirilen ‘‘ulusal programı’’ yeniden hazırlıyor. Yeni programda, öncekilerden farklı olarak Kıbrıs sorununa doğrudan yer verilecek, belgede Türkiye’nin BM’ye sunduğu plan da bulunacak. Önceki hali yüzlerce sayfadan oluşan ulusal program bu kez ‘‘eylem planı’’ tarzında hazırlanacak. Ancak İlerleme Raporu, Katılım Ortaklığı Belgesi gibi öğeler dikkate alınarak yazılan programın taslak çalışmasında ‘‘Kıbrıs’ın durumu’’, terörist başı Abdullah Öcalan’ı da içine alacak şekilde ‘‘yeniden yargılama’’, azınlıklara daha fazla hak tanınması, vakıfların mülk hakkındaki pürüzlerin giderilmesi gibi öğeler de yer alıyor. Belgenin en kritik bölümünü ise Kıbrıs oluşturuyor. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Katılım Ortaklığı ve Müzakere Çerçeve Belgesi’nde Kıbrıs sorununa yer verildiği için, ulusal programda bu duruma de yer verilmesi gerekiyor. Ankara, BM’ye sunduğu kendi eylem planını programa ekliyor. Böylece Kıbrıs Rum Yönetimi’nin gemi ve uçaklarının kendi bandıralarıyla Türk hava ve deniz limanlarına girebilmesinin bir ‘‘sorun’’ olduğu da tescillenmiş olacak. Ankara tarih verecek İşkolu sayısı fazla AB ve ILO, Türkiye’deki 28 olan işkolu sayısının fazla olduğunu bildirdi. Bunun üzerine bakanlık, işkolu sayısını 18’e düşürmeyi planlıyor. Ancak bu sayıya bazı konferedasyonların karşı çıktığı belirtildi. Türkiye’de çok sayıda yabancı işçinin çalıştığını dikkate alan bakanlık, yabancıların sendika üyesi olmasının önündeki engeli de kaldırmayı düşünüyor. Bakanlığın yaptığı çalışmanın yasalaşması durumunda sendikalara televizyon kurma olanağı getirilecek. Çalışanların daha kolay sendika üyesi olabilmesi için üyelik formunun noterde onaylanması koşulu da kaldırılacak. Ayrıca sendika aidatlarının alt ve üst limitlerini belirleme yetkisi sendikalara bırakılacak. asirmen?cumhuriyet.com.tr Türkİş’ten Başbakan’a mektup Erdoğan, Türkİş Yönetim Kurulu’na Adana ve Malatya’daki Tekel fabrikalarında üretimin süreceği açıklamasını yaptı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkİş Yönetim Kurulu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a son 3 yılda yalnızca sendikalara üye oldukları için 15 binden fazla Türkİş üyesinin işten atıldığı bilgisini iletti. Sosyal Güvenlik Reformu’nun anayasanın eşitlik ilkesine aykırı düzenlemeler içerdiğine dikkat çeken yönetim kurulu, ayrıca Tekel fabrikalarının kapatılması uygulamasına son verilmesini istedi. Başbakan Erdoğan da, Adana ve Malatya fabrikalarının üretimi sürdüreceğini söyledi. Başbakan Erdoğan, Türkİş Yönetim Kurulu’nu kabul ederek konfederasyonun gündemdeki konulara ilişkin görüşlerini dinledi. Görüşmenin ardından açıklamalarda bulunan Türkİş Başkanı Salih Kılıç, Başbakan’a kendilerini ilgilendiren konularla ilgili çeşitli raporlar sunduklarını söyledi. Görüşmede Adana ve Tekel fabrikalarının durumunun da gündeme geldiğini belirten Türkİş Başkanı Salih Kılıç, bugün Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile Tek Gıdaİş yöneticilerinin bir araya geleceğini ve sendika istemleri doğrultusunda bir karar verileceğini söyledi. Salih Kılıç, bu iki fabrikadaki üretimin süreceğini kaydetti. İL MÜDÜRLÜKLERİNE GENELGE Emniyetten ‘olayları gizlemeyin’ talimatı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Emniyet Genel Müdürlüğü’nce il emniyet müdürlüklerine gönderilen genelge, müdürlüklerin, sorumluluk bölgelerindeki asayiş olaylarını az gösterdiğini ortaya koydu. NTV’nin haberine göre, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün her yıl yayımladığı asayiş istatistiklerinin, bazı il emniyet müdürlüklerinin sorumluluk bölgelerindeki olayları az göstermeleri nedeniyle gerçeği yansıtmadığı saptandı. İl emniyet müdürlerinin kendilerini başarısız gösterecek gerçek istatistikleri merkeze bildirmedikleri ve sakladıkları anlaşıldı. Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Necati Altıntaş imzasıyla 81 il emniyet müdürlüğüne gönderilen talimat yazısında, bu davranışlara son verilmesi istendi. Yazıda, suçla mücadele çalışmalarına yön verilmesinde istatistiki bilgilerin büyük önem taşıdığı vurgulandı. Yazıda, il emniyet müdürlüklerinin sorumluluk alanlarında meydana gelen tüm suçları istiatistiklere yansıtmadığı ve suçlara numara vermedikleri belirtildi. Altıntaş yazısında, talimatlara uymayanlara ilişkin ‘‘idari görevi ihmal’’ suçlamasıyla haklarında soruşturma açılacağı uyarısında bulundu. Sendikalaşma oranı yüzde 58 Türkiye’de halen 1 milyon 564 bin kamu görevlisinin 787 bin 882’si sendikalara üye. Kamu ve özel sektörde çalışan toplam 4 milyon 916 bin 421 işçinin 2 milyon 854 bini sendikalara üyeyken sendikaşma oranı yüzde 58. Türkiye’deki 28 iş kolunda sendikalaşma oranı en yüksek işkolu yüzde 99.69 ile haberleşme işkolu. Bu işkolunda 52 bin 359 işçinin 52 bin 198’i sendika üyesi. Haberleşme işkolunu yüzde 98.78 ile şeker iş kolu, yüzde 88.62 sendikalaşma oranıyla genel işler kolu izliyor. Banka ve sigorta, enerji ve dokuma da en yüksek sendikalaşma oranı olan işkolları arasında yer alıyor. Çalışma Bakanlığı’nın 2004 yılı istatistiklerine göre Türkiye’de 96 işçi, 51 de işveren sendikası bulunuyor. İşçi sendikalarının toplandığı 3, işveren sendikalarının ise bir konfederasyonu bulunuyor. AB yolunda hangi adımların ne zaman atılacağının belirlendiği programda Kıbrıs konusunda Türkiye’nin ne zaman girişim yapacağı da belirtilecek. Ancak programın hazırlık aşamasında yer alan kaynaklar, bu bölümün, ‘‘Türkiye, BM Genel Sekreteri tarafından önerilen bir çözüm önerisinin Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından kabul edildiği ve KKTC’ye ilişkin mali tüzükler Avrupa Birliği tarafından onaylandığı zaman’’ adım atılacağının yeni belgede yer aldığını söylüyorlar. Kaynaklar AB Genel Sekreterliği tarafından hazırlanan programın henüz taslak olduğunu ve son şeklinin ise önümüzdeki ay içerisinde verilmesini umduklarını söylüyorlar. Hükümet 2004 ve 2005 yıllarında ulusal programın yenilenmesini AB belgelerinde Türkiye’nin çıkarına olmayan istemler yer aldığı için uygun bulmamıştı. CUMHURİYET 04 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear