28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5 ŞUBAT 2006 PAZAR 6 HABERLER Uzmanlar gittikçe artan uyuşturucu bağımlılığını gelir dağılımındaki adaletsizliğe bağlıyor PAZAR ORHAN BURSALI Sağlıksız kentleşmenin hastalığı Uzmanlar, toplumsal dışlanmanın ve kentsel yaşamın getirdiği çelişkilerin gençleri uyuşturucuya yönlendirdiğini kaydediyor. SALİM HALİMOĞLU Salihli’de Yıllar önce Anadolu’da her yıl yaptığımız büyük ‘‘arkeolojik safari’’lerimizden biri, Sart (Sarder) antik kentinden de geçmişti. Lidya’nın başkenti, paranın ilk basıldığı yer olması doğrusu cezbediciydi.. Sart’ın yakınındaki Salihli’den geçmiş miydik, anımsamıyorum. Ama geçen gün doğrudan Salihli’ye gittik.. Aslında kent olarak Salihli’ye gittiğimizi de söyleyemem!.. Salihlili dostlar arasında bir akşam geçirdik. Cumhuriyet’in ‘‘Anadolu Aydınlanması’’na ev sahipliği yapan CUMOK’lularla yapılan toplantıdan sonra, (CUMOK Başkanı Orhan Babayiğit’e merhaba!) uzayan yemekteki sohbette doğrusu çok şey öğrendim. CHP’li Salihli Belediye Başkanı Mustafa Uğur Okay, ‘‘Ege Bölgesi’nde çoğu hane Kurtuluş Savaşı’nda şehit vermiştir veya her ev Kurtuluş Savaşı’nın anılarıyla kaynar.. Bu nedenle Egelilerin yüreğinden Mustafa Kemal’i kimse söküp atamaz’’ dedi. Böylece Başbakan’ın İzmirEgelilere karşı olan önyargısı da daha derin bir içerik kazandı! 100 bin nüfuslu Salihli’de ‘‘sol’’ geçen yerel seçimlerde tabanda birliği gerçekleştirmiş. Parti olarak SHP, ÖDP, AKP’ye karşı Mustafa Uğur Okay’ı çıkararak AKP’ye 10 bin oy fark atmışlar. Buna karşılık belediye meclisinde ÖDP’li, SHP’li üyeler var. Fakat öğrendiğim diğer çarpıcı bir gelişme, belediye meclisinde bugüne kadar bütün kararların oybirliği ile alınıyor olması! Başkan, mecliste katılımcı bir yönetim politikasıyla, bütün komisyonlara partileri katarak bunu sağlamakta. ??? Salihli bir jeotermal enerji bölgesi. Yani yeraltı sıcak suları, Salihli’ye can veriyor. Bir gece kaldığımız Kurşunlu Kaplıcaları bir sağlık merkezi.. 15 yıl belediye başkanlığı yaptıktan sonra görevi Okay’a devreden Zafer Keskiner, jeotermal enerjiyi hem kaplıcalara dönüştürmüş, hem de Salihli’de konutların yeraltı sıcak sularıyla ısınması için sistemi kurmuş.. Salihli’de 5 bin kadar konut, sıcak su sistemiyle ısınıyor! Salihlilerin ödediği katılım payı ise yıllık 360 YTL! Termal sistem 24 bin konutu ısıtabilecek kapasitede, genişleme sürüyor. Daha derin kuyulara inilerek kentin bütünüyle bu temiz enerjiyle ısınması mümkün! Salihli’nin bu özelliği bölgenin depremsel karakterinden ileri geliyor. Graben (çöküntü) sistemi ve mekanizması Ege’yi yönetiyor. Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay sistemleriyle arkada Anadolu platosu yükselirken Anadolu levhası Güneybatı doğrultusunda Ege’ye ‘‘kaçıyor’’.. Yılda 23 cm’lik bu Ege denizine yolculuk, binlerce yıl sonunda, Ege Denizi’nin kapanmasıyla ve Yunanistan’la ‘‘buluşmak’’la sonuçlanacak. Graben sisteminin yarattığı çöküntü bölgeleri, bugün Salihli’nin, Ege’nin, Gediz, BüyükKüçük Menderes ova ve vadilerini çok verimli kılıyor.. Jeotermal su da bu deprem sisteminin bir hediyesi bölgeye.. ??? Fakat, bu verimli topraklarda tarım bitmiş! 2000 başlarındaki ekonomik kriz, Türkiye’nin tarımsal üretiminin çökmesiyle sonuçlandı. IMF dayattı, desteklemeleri kestirdi, AKP de tamamen uluslararası sermayenin ve kurumların yönetimine girdi, Tarımda Türkiye’nin yararına tek bir çözüm bile üretmedi ve sanayinin kullandığı tarım girdileri, önemi ölçüde (pamuk vb) dışarıdan gelmeye başladı!.. Tabii işsizlik, bu politikaların Türkiye’ye en büyük armağanı! Başkan’la söyleşiyoruz.. En büyük sorun işsizlik diyor.. Belediye iş arayanlarla kaynaşıyor. Başkan ve arkadaşları da iş üretebilmek için ter döküyor. Başkan, AB’den alınan 170 bin Euro ile, jeotermal enerjiyle seracılık eğitimi düzenledi. Mezunların büyük bir kısmı kolları sıvamış durumda... Gece uzadı ama Egeli öğretmenler, Salihlililer çaldı, söyledi ve oynadı!.. 81 yaşındaki İlyas Kalay öğretmenin, bugün öğretmen veya belediye başkanı olmuş öğrencileri de masadaydı! İlyas Kalay, Köy Enstitülü ve tam bir delikanlı! Ellerini göstererek üretimden kopuk bir eğitim olabilir mi, diye soruyor! ‘‘Biz Enstitüde, hem iş yapardık hem eğitim.. Hasan Âli Yücel’in de aralarında olduğu 1000 kişiye yakın Enstitülü, iç içe kıvrılan daireler halinde türkü çağırır ve oynardık.’’ İlyas Öğretmen, 27’ye çıkan ailesiyle gururlu, gençliğinde dağ taş nasıl politika yaptıklarını anlatıyor.. Aslında anlattıkları Salihlililerin öyküsü.. Salihlililer de büyük bir aile.. Hepsine merhaba! Uyuşturucu madde bağımlılığında önüne geçilemez bir artış yaşanıyor. Bu artışa gelir dağılımındaki adaletsizlik, göç ve yoksulluğun yol açtığını belirten uzmanlar, uyuşturucu bağımlılığının ‘‘sağlıksız kentleşmenin hastalığı’’ olduğunu vurguladılar. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Uçucu Madde Tedavi ve Eğitim Merkezi’nden Doç. Dr. Kültekin Ögel, kentlerin, gençleri yabancılaştırdığını söyledi. Ailelerin gençler üzerindeki denetiminin azaldığını ifade eden Ögel, ‘‘Bu iki olumsuzluk gençleri madde bağımlılığına götürüyor. Varoşlarda feodal yapı kırılmış ama uyuşturucu artıyor. Nasıl kentleştiğimizi bilmek zorundayız’’ diye konuştu. Hacettepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Sosyolog Doç. Dr. İbrahim Çılga da Avrupa ülkelerinin madde bağımlılığı ile ilgili stratejileri bulunduğunu söyledi. ‘‘Avrupa’da önce koruma ve önleme, sonra azaltma çabaları başarılı olamadı, şimdi ise güvenli kullanım stratejisi izleniyor’’ diyen Çılga, özellikle toplumsal dışlanmanın ve kentsel yaşamın getirdiği çelişkilerin gençleri uyuşturucu kullanmaya götürdüğünü kaydetti. Artan toplumsal so Ailede ve okulda gençlere sorun çözme yeteneğini arttıracak yeterli eğitim verilmemesi madde bağımlılığının artmasında etkili oluyor. Uyuşturucu ile mücadelede eğitimli köpekler kullanılıyor. runlar karşısında ailede ve okulda gençlere sorun çözme yeteneğini arttıracak yeterli eğitimi alamamalarının da uyuşturucu kullanımının artmasında etkili olduğunu anlatan Çılga, şöyle devam etti: ‘‘Sanayi toplumunun temel çelişkileri, yaşam koşullarındaki kırılma ve toplumsal yetersizlikler, uyuşturucunun bir alt kültür olarak gelişmesine sebep oluyor. Madde bağımlılığının önüne geçmek için, üretime katılacak, üretimden, gelir dağılımından pay alacak, gençlere uygun yetiştirme koşulları sağlayacak ebeveynlere ihtiyaç var.’’ Marjinallik için kullanılıyor Bakırköy Psikiyatri Tedavi ve Araştırma Merkezi uzmanı Dr. Ayhan Akcan, göç eden ailelerin çocuklarının ilgisinin ‘‘dışarıya’’ kaydığını belirtti. Türkiye’den Almanya’ya göç eden ailelerde de aynı sorunun yaşandığını ifade eden Akcan, şöyle konuştu: ‘‘İlgisi dışarıya kayan çocuk her türlü marjinalleşmeye açıktır. Çocuklar ve gençler, kapkaç, gasp, futbol terörü, madde bağımlılığı gibi heyecana dayalı ve kendilerinin ulaşamayacağı sistemi reddeden bireyler haline geliyorlar. Küreselleşen ve sanayileşen dünyada insanın alışveriş yapan bir obje olarak görülmesi, marjinalliği ön plana çıkarıyor. İstekleri sonsuz olan, parası olmayan insanlar da kendi alt kültürlerini oluşturuyorlar ve kendi yasalarını koyup çeteleşiyorlar. Teröre bulaşma ve madde kullanımı da buradan çıkıyor.’’ EMEK PLATFORMU ‘AKP’nin tasarıları ölümü savunuyor’ İstanbul Haber Servisi EMEK Platformu Genel Sağlık Sigortası (GSS) ve Sosyal Güvenlik (SG) Yasa tasarılarına karşı hazırladığı protestolar dizisinin ilkini Kadıköy’de gerçekleştirdi. İskele Meydanı’nda toplanan yüzlerce EMEK Platformu üyesi, GSS ve SG yasa tasarılarına geçit vermeyeceğini duyurdu. DİSK İstanbul Şubeleri, KESK İstanbul Şubeler Platformu, TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, Türkİş İstanbul Şubeleri, İstanbul Tabip Odası, İstanbul Eczacı Odası, İstanbul Diş Hekimleri Odası, İstanbul Veteriner Hekimler Odası ve Dev Sağlıkİş’ten oluşan EMEK Platformu ile Halkevleri, Ezilenlerin Sosyalist Platformu, sol dergiler ve öğrenci örgütleri ‘‘Herkese sağlık, güvenli gelecek hakkı’’ talebiyle başlattıkları birleşik mücadeleye ilk büyük protesto gösterisi ile devam ettiler. ‘Seçimi halk yapmalı’ Grup adına konuşan İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ali Çerkezoğlu, sağlığın pazardan alınacak bir mal haline getirildiğini belirterek ‘‘Devlet hastaneleri kapatılarak, sadece parası olanın kapıdan geçeceği bir sağlık sistemi kurulmak isteniyor. Biz ise herkesin ulaşabileceği bir sağlık sistemi istiyoruz. Genel Sağlık Sigortası ve Sosyal Güvenlik yasa tasarıları ile ilgili halkı bilinçlendireceğiz. Seçimi onlara yaptırmak zorundayız’’ dedi. KESK İstanbul Şubeleri adına konuşan KESK Genel Merkez Kadın sekreteri Sevgi Göğçe de bu yasa tasarılarının TBMM’den geçmemesi için, hayatın her alanında emek örgütleri olarak bir cephe kurmanın zorunluluğuna işaret ederek ‘‘Sağlık ve sosyal güvenlik, ölüm ile yaşam arasında ince bir çizgi. Biz yaşamı seçiyoruz, AKP ölümü savunuyor. Bu iki yasa tasarısına karşı, Türkiye’nin her yerinde platformlar kurmalıyız’’ diye konuştu. ‘Bu eğitimde farklılıklara yer var’ Alternatif eğitim, bilinen eğitim modellerinin aksine soran, sorgulayan haksızlığa başkaldıran öğrencinin bireysel farklılıklarını ortaya koyuyor EMEL KILIÇ Çevreye duyarlı, soran, sorgulayan, haksızlığa başkaldıran öğrenciler... Kendini merkezde görmeyen, öğrenciye göre davranış sergileyen öğretmenler... Alternatif eğitim, bilinen eğitim modellerinin aksine öğrencinin bireysel farklılıklarını göz önünde bulunduruyor. Dünyada ‘‘Özgür Okul’’ adıyla bu eğitimi veren okulların sayısı hızla artıyor. Ancak uzmanlara göre, Türkiye’de henüz bu şartları taşıyan okul yok. Alternatif eğitim üzerine yaptığı çalışmalar ile bilinen ‘‘Eğitim Zil ve Teneffüs’’ dergisi Genel Yayın Yönetmeni, Sosyolog Yrd. Doç. Dr. Kemal İnal ile Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhsin Hesapçıoğlu alternatif eğitim hakkında merak edilen soruları Cumhuriyet için yanıtladılar. İnal: Eğitim sistemi piyasacı Ülkemizdeki eğitim sistemi ve uygulanan müfredatın temel özellikleri neler? KEMAL İNAL Müfredat alternatif eğitime yakın sloganlar kullanmasına rağmen, bu eğitimle bir ilgisi yok. AKP kadroları, aslında postmodern ve küreselleşmeci bir eğitim sistemi kurmaya çalışıyor. Alternatif eğitim bize yabancı bir kavram. Bu eğitimin uygulanış tarihinden biraz söz eder misiniz? İNAL Modern alternatif eğitim modellerine ilişkin arayışların tarihi kabaca Aydınlanma dönemi filozofları Dünyada ‘‘Özgür Okul’’ adıyla alternatif eğitim veren okulların sayısı hızla artıyor. Ancak uzmanlara göre, Türkiye’de henüz bu şartları taşıyan okul yok. na değin gidiyor. Bu dönem filozofları için alternatif eğitimin tek anlamı ve mekânı vardır: ‘‘Doğa’’. Yani, kentsel uygarlık tarafından henüz kirletilmemiş olan doğa. Buna özgü doğal eğitim. Alternatif eğitimin şu an uygulanan eğitim modelinden en belirgin farkı ne? İNAL Günümüzde Türkiye’de uygulanan eğitim modelinin, modern ayağı ulus devlet, postmodern ayağı ise piyasacı ve kimlikçi. Temel özellikleri şu: Eklektik bakış açısı, tutuculuk, sanal özgürlükçülük ve eşitlikçilik, piyasa değerlerinin kutsanması, ulus devlet ile küresel şirketlerin değer ve amaçlarının iç içe geçirilmeye çalışılması. Ezber karşıtlığı, yaparak, yaşayarak öğrenme, etkinlik, performans, çoklu zekâ yaklaşımı, yapılandırmacı bilgi, öğrenci merkezli eğitim gibi sloganlarla Türk eğitim sisteminin felsefesini değiştirdiğini öne süren AKP kadroları, aslında, güya ulus devletin antitezi olarak, küresel şirket dünyasının değerlerini öneriyor, AB perspektifini vurguluyorlar. Oysa, Avrupa eğitim sistemlerinin özü, temeli, yüksek entelektüel bilgi ve değerlere verilen önemde yatıyor. Alternatif eğitim ile yetişmiş bir çocuk yaşıtlarıyla kıyaslandığında hangi olumlu ya da olumsuz özelliklere sahip oluyor? İNAL Alternatif eğitim ile yetişmiş çocuk, akranlarına oranla daha özgürlükçü, serbest, pratik, rahat, kendine güvenli, hayata dönük, doğayı koruyucu, çevre dostu, demokrat ve hümanisttir. Kolektif iş yapmaya yatkın, zekâsını alabildiğine kullanmaya yönelimlidir. Günü ve gündemi izleyen, haksızlıklara başkaldıran kişilik özellikleri sergiler. Alternatif eğitimde istenen öğretmen profili nedir? İNAL Bütün alternatif eğitim modelleri için geçerli ve genel bir öğretmen tipinden bahsedilemez. Ama en azından şöyle bir öğretmen profili çizilebilir: ‘‘Öğrencinin, çocuğun önüne geçmeyen, yüksek zihinsel ve pratik becerilere sahip, mevcut müfredatın kölesi olmayan, öğrencilerin bilgibecerideğerfarklılıklarını ortaya çıkaran ve buna göre davranışlar geliştiren, demokrat ve özgürlükçü, hem pedagojik formasyonu hem de alan bilgisi geniş ve gelişmiş bir tip.’’ Bunlara daha birçok başka özellik eklenebilir. obursali?cumhuriyet.com.tr. Adayılmaz ve Kesebir, yoksul ailelere yönelik eğitim kursu ve yardımları yoğunlaştırdıklarını söyledi. Hesapçıoğlu: Yaşamda en üst düzeydeler Prof. Dr. Muhsin Hesapçıoğlu da, alternatif eğitim okullarında okuyan öğrencilerin mezun olduklarında, toplumsal yaşamda ve iş yaşamında en üst noktalara geldiklerini belirtti. Alternatif eğitimin çocuğa bakış açısı ve eğitim anlayışı nasıldır? MUHSİN HESAPÇIOĞLU Bu eğitimde her çocuk bir bireydir. Birey olarak kendine saygı duyulmasını, buna uygun davranış ile karşılaşmayı bekler. Okullar ulus devletlerinin okulları da olsa, sonuçta çocuğu belli bir alanda eğilip bükülecek, ona istenen şekil verilecek biçimde algılarlar. İlgi noktası çocuktan çok ‘toplum’, ‘dış çevre’, ‘devlet’tir. Bu nedenle alternatif eğitim anlayışı, ulus devletlerin bu tür okullarını ‘esaret kurumları’ olarak adlandırır. Bu konudaki son çözümleme M. Foucault’nun okulları hapishanelere, askeri kurumlara benzeten çözümlemeleridir. Köy Enstitüleri, alternatif eğitim modeli ile benzerlik gösteriyor mu? HESAPÇIOĞLU Köy Enstitüleri alternatif eğitimin bir modelidir. Bu Enstitülerin düşünsel temelleri 1900 1933 tarihleri arasında Kıta Avrupası’nda atıldı. Alternatif eğitim uygulayan okullarda çalışabilmek için öğretmen adayı nasıl yetiştirilmeli? Türkiye’de bu eğitimin uygulanabilmesi için şartlar sağlanıyor mu? HESAPÇIOĞLU Bu eğitimin felsefesini anlamalı, kabul edip eylem ve uygulamada gerçekleştirebilecek şekilde yetiştirilmeli. Alternatif eğitimde farklı modeller, uygulamada farklılaşırlar. Her bir model için öğretmenin özel olarak yetişmesi, özel eğitim alması gerekir. Söz gelimi bir Waldorf Okulu’nda çalışacak bir öğretmenin, normal lisans öğrenimi üzerine Waldorf eğitimi alması gerekir. Yoksullara yardım eli İstanbul Haber Servisi Türkiye Yardım Sevenler Derneği Kâğıthane Şubesi, çevrelerindeki yoksul ve dar gelirli ailelerin çocuklarına İngilizce, bilgisayar dersi, yetişkinlere ise takı ve güzel konuşma kursları verecek. 2002’de kurulan Türkiye Yardım Sevenler Derneği Kâğıthane Şubesi tarafından açılan kurslarda geçen yıl 120 kişiye İngilizce eğitim, 18 çocuğa İngilizce ve bilgisayar, 25 gence güzel konuşma, 6 kişiye de takı kurslarında eğitim verildi.Dernek Başkanı Tuluğay Adayılmaz, Kâğıthane Merkez İlköğretim Okulu’nda 6 gönüllü öğretmen tarafından etüt çalışmaları verildiğini; çocuklu, resmi nikâhı olmayan çiftlere toplu nikâh yapıldığını anlatarak göz taraması ile kitap, giysi, erzak gibi yardımlarda bulunduklarını söyledi. Kâğıthane Yardım Sevenler Derneği Şubesi İkinci Başkanı Tülay Kesebir de ilçeler arasında Kağıthane’nin verem eğitimi konusunda tecrübeli olduğunu ve bu yüzden verem konferansları verdiklerini belirtti. Hesapçıoğlu da, alternatif eğitim okullarında okuyan öğrencilerin toplumsal yaşamda ve iş yaşamında en üst noktalara geldiklerini belirtti. CUMHURİYET 06 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear