28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 ŞUBAT 2006 PERŞEMBE 6 HABERLER 5 bin MW’lık nükleer enerjinin de yetersiz kalacağını söyleyen Demirbilek, ‘Elimiz mahkum’ dedi PERŞEMBE ORHAN BURSALI Dışa bağımlılık itirafı MURAT KIŞLALI ANKARA Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Sami Demirbilek, gündemdeki nükleer yatırımların basında yer aldığı gibi ihale yöntemiyle yapılmayacağına dikkat çekerek, ‘‘Mevcut kanuna göre özel sektör ‘Ben şurada yapacağım’ diye teklif eder, hükümet de, çevre raporlarına göre, ona gerekli izinleri verir’’ diye konuştu. Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan müsteşar Demirbilek, ilk etapta yaklaşık 5 bin MW’lık nükleer enerji kurulmasının planlandığını anımsatarak ‘‘Ama uzun süreçte Türkiye daha fazlasına muhtaç olacak. Bunu 1520 bin yapabiliyorsanız daha iyi. Aksi takdirde ya doğalgazı, ya petrolü ya da İstanbul’un Mahvına Doğru Yeni Büyük Vurgun İstanbul Belediye Başkanı, özürler dileyerek söylemek gerekirse, İstanbul’un ‘‘içine ediyor’’! Kötü niyetinden mi? Şart değil! İnsan iyi niyetli olarak da her şeyi mahvedebilir! Topbaş, bir süredir ‘‘kamuoyu yapıcıları’’ diye değerlendirdiği gazeteleri dolaşıyor, desteklerini arıyor ve alıyor, planlarını masaya yayıyor, ekibi de yanında, ‘‘müthiş’’ planlarını açıklıyor: İstanbul’un altı köstebek yuvası gibi kazılacak, büyük tüneller yapılacak! Dolmabahçe’den girecek, Kasımpaşa’dan çıkacağız!.. Taksim’den girecek arabalar, 17 dakikada havaalanına varacak! Bu güzergâhta yapılacak tünellere bakın: Kadırgalar Dolapdere 1080 m. Dolapdere Piyalepaşa 1150 m. Halilpaşa Kâğıthane 1550 m. Eyüp Davutpaşa 5800 m. Davutpaşa Bahçelievler 4400 m. Bahçelievler Çobançeşme 2960 m. Nedenmiş? 17 dakikada havaalanına gitmek içinmiş. Bunu siz gelin 25 dakika yapın! Havaş, zaten Taksim’den Unkapanı Sahilyolu’ndan 3540 dakikada havaalanına varıyor! İyi niyetini, bizi ve zamanımızı ne kadar çok düşündüğünü görüyor musunuz? Bizi 1015 dakika daha önce Taksim’den havaalanına taşımak için 7 km’den fazla tünel kazacak, yer yer yüzlerce metre aşağıya inecek, havaalanı yolu onlarca kilometre daha uzayacak, onlarca lira daha fazla benzin yakacağız... İnsaf, bütün basın, bütün millet, İstanbul’da kim yaşıyorsa, Başkan’ı kös kös dinliyor, vay canına ne büyük proje, İstanbul İstanbul olalı böylesini görmemişti, diyor ve kafa sallıyoruz.. Enayiler, aptallar kentine dönüştük! ??? Sadece bu kadar değil tabii: Dolmabahçe Fulya Yıldız’dan Ortaköy’e 5 km.! Bebek İstinye arası 4.5 km.; Tophane Şişhane, Samatya Davutpaşa, Kadıköy Kuşdili, Harem Ahmediye, Kuzguncuk Beylerbeyi, Beylerbeyi Çengelköy, Çengelköy Vaniköy, Vaniköy Göksu... Say say bitmiyor! Fiyatlara bakıyorum, bütün bunlar için biçilen fiyat topu topu 2 milyar dolarcıkmış! Yalandan kim ölmüş! Ne kadar sürede bitecekmiş? 3 yılda! Gel de inanma! Birileri bizim ‘‘saf ve iyi niyetli’’ Başkan’ı kafakola almış durumda! Zaten Başkan da buna hazır ve nazır! Birincisi: Bu projeler İstanbul’a ihanet, denizyollarına ihanet, insanları kolay ve ucuz toplu taşımaya en büyük ihanetten başka bir şey değil.. İkincisi, bu tünelleri değil iki milyar dolara, değil 22 milyar dolara, 42 milyar dolara bitiremezsin! Üçüncüsü, bu projeler İstanbul’un ulaşım sorununu çözmüyor.. Ama Başkan ulaşımdan, özel arabaların ulaşımını anladığı için, zaten İstanbullu ile arasında 180 derece anlayış ve kavrayış farkı var! Dördüncüsü, bu projeler 3 yılda değil, 13 yılda bile bitirelemez, 23 yıla sarkar! Beşincisi, bu projeler İstanbul’un içine eder, İstanbul’un bütün kaynaklarını yer bitirir! İstanbul’u yaşanmaz ve içinden çıkılamaz hale getirir! Altıncısı, bu projeler, sadece inşaatçı milyarderler yaratır, büyük bir rant kapısı açar, sonu gelmez bir dipsiz kuyu oluşturur İstanbul bütçesinde! Yedincisi, öncelikle sen metroları geliştir, bitir, kullanıma sok! İstanbullu bu projelerin hayata geçmesini derhal ve hemen önlemek üzere girişimlerine başlamalıdır! Nerede, o ünlü sivil toplum örgütleri, kentçi mentçi! Yoksa Başkan’ın çayırında otlakçılık mı yapıyorlar! ??? Tüneller projesine en büyük hayırı çekmek için yaşadığımız tek bir örnek yeter: ‘‘Devletsiyasetmüteahhit yolsuzluk üçgeninin 30 yıllık özeti: Bir türlü bitmeyen 10 kilometrelik Ayaş Tüneli 700 trilyonu yuttu.. Bakana göre bu gidişle 8 milyar dolar daha yutacak.’’ (Sabah, 21.3.2004) Durdurun Topbaş’ı! ? Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Sami Demirbilek, nükleer santralların ihalesiz yapılacağını söylerken Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Kemal Ulusaler, “Almanya’nın 16 bin 600 MW gücünde rüzgâr santralı var. Türkiye’nin potansiyeli daha yüksek olduğu halde niye kaynak ayrılmıyor” diye sordu. ithal kömürü arttırmak gerekir’’ açıklamasını yaptı. Demirbilek ‘‘Her halükârda dışarı bağımlılık olacak. Dışa bağımlılık elektrikte yüzde 50, genel enerjide yüzde 70’in altına düşmüyor. Elimiz mahkum’’ dedi. Nükleer enerjinin alternatifi olmadığını da ileri süren müsteşar Demirbilek, şunları söyledi: ‘‘2020 yılında 90 bin Megavatlık (MW) kurulu güce ihtiyacımız var. Yerli kömür ile hidro (su) kaynaklarının tümünü kullansak Türkiye’de 40 bin MW’lık santral kurulabilir. Geri kalanın yabancı kaynaklardan karşılanması gerekiyor.’’ Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Kemal Ulusaler ise planlanan 5 bin MW’lık nükleer enerji santralının 2020’deki ihtiyacın sadece yüzde 6’sını karşılayacağını belirterek şöyle devam etti: ‘‘Bakanlık, ‘Yerli kaynaklara ağırlık veriyoruz’ diyor ama atılmış bir tek adım yok. Hükümet bir taraftan ‘Doğalgaza bağımlılığı azaltacağız’ derken, diğer taraftan Mısır, Azerbaycan’dan kullanımı arttırıyor. HES, kömür, rüzgâr, hepsi özel sektörün insafına bırakılmış durumda. 3.5 yılda 13 bin MW’lık özel sektör başvurusundan sadece 652 MW’ı üretime geçebildi. Verilen lisanslar faaliyete geçmezse bunun yaptırımı da yok.’’ Almanya’da 16 bin 600 MW’lık rüzgâr santralının faaliyete geçtiğini, Türkiye’nin daha fazla kapasitesi olmasına karşın enerjideki payının yüzde 0.04’te kaldığını söyleyen Ulusaler, nükleer santralın gündeme gelmesinin nedenini de ‘‘Nükleer teknoloji elinde olan ülkeler ve şirketler bunu satacak pazar arıyorlar. Avrupa’da durgunluk var. Finlandiya hariç yeni santral yapmak isteyen ülke yok. Kanada, Fransa gibi ülkelerin teknolojileri ellerinde kaldı, bizim gibi pazarlara satmak istiyorlar’’ diye açıkladı. Maden Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Nejat Tamzok da nükleer santrallarda üretimin en erken 10 yılda başlayacağını belirterek, ‘‘Halbuki Türkiye büyük ihtimalle 3 yıl içinde doğalgazda büyük bir kriz yaşayacak. Kısa vadede nükleere geçme çözüm değil. Oysa kömür hem yerli kaynak, hem üç yılda kuruluyor’’ dedi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Başkanı Yusuf Günay ise Devlet Planlama Teşkilatı ve Enerji Bakanlığı’nın tersine, 2010 yılına kadar gerekli önlemler alınırsa kriz yaşanmayacağını savundu. SİNOPLU EYLEME HAZIRLANIYOR ürkiye’nin en önemli temiz T enerji kaynağı rüzgâr. Tam kullanıldığı takdirde, yılda tüketilen elektriğin en az iki katını karşılamak mümkün. Başta Almanya olmak üzere pek çok Avrupa ülkesi rüzgâr santralına yatırım yapıyor. KILAVUZ KAPTANLAR İkinci bir Çernobil istenmiyor ÖZLEM GÜVEMLİ ürkiye’de 2018 yılına kadar bitirilmesi planlanan 3 nükleer santralın nereye yapılacağı henüz kesinleşmedi. Sinop, Konya, Akkuyu, İğneada’nın adı nükleer santralların inşa edileceği yerler konusunda öne çıkıyor. Ancak özellikle nükleer santral için lisans alınmış tek yer olan Akkuyu’nun yakınındaki Ecemiş fay hattı ile ilgili kesin bilgilerin bulunmaması endişe yaratıyor. Daha önceki yıllarda nükleer karşıtı eylemlere sahne olan Sinop’ta da tedirginlik hâkim. İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Tüysüz, Ecemiş fay hattının depremsellik açısından çok fazla incelendiğini vurguladı. Bu fay hattı ile net bilgilere sahip olunmadığını belirten Tüysüz, ‘‘Ecemiş fay hattının Akkuyu’nun altından geçip geçmediğini bile bilmiyoruz. Fayın güney ucunun nereye kadar uzandığı belirsiz’’ dedi. Fay hatlarının diriliğini gösteren GPS çalışmasının burada yapılmadığına dikkat çeken Tüysüz, ‘‘Var olan çalışmalar bu fayın uzun aralıklarla deprem ürettiğini gösteriyor. Kuzey Anadolu fay hattı 250 yılda bir deprem üretiyorsa Ecemiş fayı 1000 yılda üre? Akkuyu ve Sinop, tir bu depremi. Ancak ciddi bir çalışmanükleer santral ihtiyaç var’’ diye yapılması planlanan ya konuştu. ‘Boğazlar daha fazla tankeri kaldırmaz’ ? Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği’nin açıkladığı verilere göre 19972005 yılları arasında İstanbul Boğazı’ndan 944 milyon 987 bin ton tehlikeli yük geçirildi. Türk boğazlarının doyum noktasına ulaştığını vurgulayan derneğin genel sekreteri Ener, “Daha fazla tankerin boğazlardan geçişi engellenmeli” dedi İstanbul Haber Servisi Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği Genel Sekreteri Hüseyin Ener, son 11 yılda İstanbul Boğazı’ndan geçiş yapan 539 bin 354 gemiden sadece 218 bin 927’sinin kılavuz kaptan aldığını belirterek ‘‘Boğaz’dan geçiş yapan tüm gemilerin kılavuz kaptan alması sağlanmalı’’ dedi. Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği, yazılı bir açıklama yaparak İstanbul Boğazı’ndan gemi geçişlerine ilişkin bilgi verdi. Açıklamaya göre İstanbul Boğazı’ndan geçen yıl geçiş yapan 54 bin 794 gemiden 24 bin 494’ü kılavuz kaptan kullandı. Verilere göre, tehlikeli yük taşıyan gemi adedi ve yük miktarında da ciddi artışlar kaydedildi. 1997’de 4 bin 303 gemiyle 63 milyon 17 bin ton tehlikeli yük taşınırken bu rakam 2005’te 10 bin 27 gemiyle 143 milyon 567 bin tona çıktı. Toplamda, 19972005 yılları arasında İstanbul Boğazı’ndan geçiş yapan 62 bin 508 gemiyle 944 milyon 987 bin ton tehlikeli yük taşınmış oldu. Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği Genel Sekreteri Hüseyin Ener, gemilerin kılavuz kaptan alma oranlarının son yıllarda artmasına karşın istenilen seviyeye gelmediğini söyledi. İstanbul Boğazı’nda dümen arızası nedeniyle sürüklenen Liberya bandıralı tankerde kılavuz kaptan bulunmasının büyük bir faciayı önlediğini ifade eden Ener, Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri’nin (VTS) devreye girmesinin İstanbul için bir artı olduğunu vurguladı. Hüseyin Ener, ‘‘Bu sistem, gemilerin belirli bir düzen içinde Boğaz’a girmelerini sağlıyor. Boğaz içinde yaptıkları seyir hatalarında gemi kaptanları sistem tarafından uyarılıyor. Kılavuz kaptan almayan birçok gemi yanlış manevra yaptığında sistem tarafından uyarılarak felaketin olması önleniyor. Boğaz’dan saatte 6 gemi geçmektedir. Bu, 10 dakikada bir gemi demektir. Dolayısıyla Türk boğazları doyum noktasına ulaştı. Daha fazla tankerin Boğaz’dan geçmesine imkân verilmemeli’’ dedi. T yerler arasında ön plana çıkan kentler. Ancak Akkuyu’nun yakınında bulunan Ecemiş fay hattı ile ilgili kesin bir bilgi yok. Sinoplular ise Çernobil faciasından sonra artan kanser vakaları nedeniyle kentlerine nükleer santral yapılmaması için savaşıma hazırlanıyor. BELASI Sinop Çevre Dostları Derneği Başkanı Hale Özen, 1986 yılında yaşanan Çernobil faciasından doğrudan etkilendiklerini dile getirerek ‘‘1986’dan sonra ölü doğumlar ve kanser vakaları arttı. Ben 10 yıl içinde 5 yakınımı kanserden kaybettim. Neredeyse kanser hastası olmayan ev yok. Kanserden kırılıyoruz’’ dedi. Çernobil’in etkilerinin halktan saklanmasının tüm sonuçlarını yaşadıklarını söyleyen Özen, bu nedenle yetkililerin vereceği hiçbir güvenceye inanmadıklarını ifade etti. Özen, nükleer santralların, yaşanan kazalar nedeniyle riskli bir teknolojiye sahip olduğunu, atık sorununun nasıl çözüleceğinin bilinemediğini vurgulayarak ‘‘Gelecek kuşaklara ölümcül bir miras bırakmak istemiyoruz. Daha önce de Sinop’a nükleer santral yapılmak istenmişti, ancak mücadelemiz sonucu bu plandan vazgeçildi. Yine izin vermeyeceğiz’’ diye konuştu. KANSER BAŞ obursali?cumhuriyet.com.tr ÇALIŞMALAR TARTIŞMA YARATTI Enerji seçeneği çok Türkiye, yenilenebilir enerji kaynağı açısından zengin olmasına karşın bunlar değerlendirilmiyor İstanbul Haber Servisi Nükleer santrallara karşı çıkanların en önemli dayanağı, Türkiye’de değerlendirilemeyen yenilenebilir enerji kaynaklarının zenginliği. OECD verileri, Türkiye’nin en önemli temiz enerji kaynağı rüzgârın, yılda tüketilen elektriğin en az iki katını karşılayabileceğini gösteriyor. Uluslararası anlaşmalara, hükümetlerin iyi niyetli açıklamalarına karşı, dünyada yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımın enerjiye yapılan yatırımlar içindeki payı yüzde 5’in bile altında kalıyor. OECD verileri, Türkiye’nin yaklaşık 29 bin megavat elektrik üretme kapasitesine sahip rüzgâr türbinlerinin, fosil yakıt santrallarıyla karşılaştırıldığında daha ekonomik üretim yapabileceğini gösteriyor. Çeşme’de 15, Bozcaada’da 17 adet rüzgâr türbini bulunuyor. Türkiye, coğrafi konumu nedeniyle güneş enerjisi potansiyeli açısından birçok ülkeye göre daha şanslı. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre Türkiye’nin ortalama yıllık toplam güneşlenme süresi 2 bin 640 saat. LTERNATİFLER Jeotermal Enerji: Türkiye’de şu an 50 bin konut jeotermal enerjisi kullanıyor; bu sayıyı 500 bine çıkaracak kaynak var. Türkiye’de Denizli, Kütahya ve İzmirAliağa benzeri bölgelerde jeotermal enerji kaynaklarından konut ısıtma ve elektrik üretimi gerçekleştirilebiliyor. Halen Türkiye’de jeotermal enerji kaynaklarından 20 megavat elektrik üretiliyor. Bu kaynaktan Türkiye’de 2010 yılında 500 megavat, 2020 yılında 1000 megavat elektrik kapasitesi kurulabilecek. 2000’de 51 bin 600 konut ısıtılırken 2010 yılında 500 bin, 2020 yılında ise 1 milyon 250 bin konut ısıtılabilecek. Biyokütle: Bitkiler büyürken, fotosentez sırasında atmosferden aldıkları karbondioksidin (CO2) karbonunu bünyelerinde biriktirip biyokütleyi oluştururken oksijeni dışarıya veriyorlar. Bu bitkiler yakıldığında ise CO2 yeniden atmosfere veriliyor. Hızlı büyüyen bitkilerle enerji ormanları oluşturup, bir yandan yetiştirip diğer yandan yakarak elde edilecek buhardan elektrik üretimi yapılabiliyor. Enerji ormanları konusunda pilot çalışmalar var. Biyogaz: Hayvansal ve bitkisel atıkların çürütülmesiyle üretilen metan gazını depolayarak tehlikeli ve çevreye zararlı olabilecek bir gazı enerjiye dönüştürmek mümkün. Metan gazı daha sonra yakılarak enerji elde ediliyor. Greenpeace enerji raporunda, Türkiye’de 32 Twh’ye kadar elektrik üretebilecek bir potansiyel bulunduğu belirtiliyor. AKP’li başkanların ‘İstiklal’ gerginliği İstanbul Haber Servisi Taksim İstiklal Caddesi’nin yenileme çalışmalarının özensiz ve hatalı yapılışı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Kadir Topbaş ve Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ı karşı karşıya getirdi. Ahmet Misbah Demircan, ‘‘İstiklal Caddesi’ndeki aksamaların Beyoğlu Belediyesi’nin dışlanmasından kaynaklandığını’’ belirterek ‘‘Belediye olarak biz alsaydık, yapsaydık’’ dedi. Bu sözleri ‘‘yanlış ve maksadı aşan ifadeler’’ olarak niteleyen Kadir Topbaş ise İBB’nin kendi yatırımlarını ilçe ve ilk kademe belediyelerinin denetimine veremeyeceğini söyledi. Topbaş, ihale şartnamesine göre yüklenici firma, Güryapı İnşaat’ın Büyükşehir Belediyesi kontrolörleri tarafından takip edildiğini anımsatarak ‘‘Beyoğlu’ndaki aksaklığın temelinde müteahhidin davranışı yatıyor. Beyoğlu Belediyesi’nin kadrosu ve teknik elemanları bizim yaptığımız yatırımın boyutuna yetmez’’ diye konuştu. Topbaş, perşembe günü yüklenici firma ve ilgililerle toplantı yapacaklarını, caddedeki eksiklerin birkaç ayda yapılacağını sözlerine ekledi. Beyoğlu Güzelleştirme ve Koruma Derneği Başkanı Baybars Altuntaş ise İstiklal Caddesi’ndeki çalışmalarda başarısızlığın nedenini sadece inşaat firmasına yüklemenin doğru olmadığını söyledi. ‘‘Bu başarısızlıkta Büyükşehir’in Beyoğlu’nun tüm unsurlarını dışlamasının payı var’’ diyen Altuntaş, İBB’nin bu unsurlardan destek alması gerektiğine dikkat çekti. Altuntaş, ‘‘Ne taşı döşerseniz döşeyin insanlar kendini güvende hissetmedikçe bunun bir önemi kalmaz. Taşlarla uğraşılacağına güvenlik kalitesi arttırılmalı’’ diye konuştu. SAATTE 6 GEMİ A Santralın Türkiye’nin en kuzey ucunda bulunan İnceburun Yarımadası’na yapılmak istendiğini anımsatan Özen, Sinop’un paleotik çağdan beri yerleşim alanı olduğunu söyledi. Özen, tarihi ve antik bir kent olan Sinop’un özellikle İnceburun Yarımadası’nda ilginç jeolojik yapılar, çok değişik ekosistemler bulunduğunu anlattı. Özen, ‘‘Korunması gereken doğal alana nükleer santral yapmak düşmanlıktır. Önümüzdeki günlerde eylemlerimize başlayacağız. Sinoplular, Çernobil faciasını da İtalyanların Karadeniz’e attığı zehirli varilleri de unutmadı’’ dedi. EYLEMLER BAŞLAYACAK CUMHURİYET 06 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear