26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 ŞUBAT 2006 PERŞEMBE 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr ‘Çizgiyle mizahı’ kriz aracı yapanlar, 176 yıllık geçmişi olan bu benzersiz sanatı harcıyorlar Karikatüre kıymayın efendiler! CİHAN DEMİRCİ Bir tozduman, bir öfke selidir gidiyor günlerdir. Provokasyon için muhteşem bir ortam! İslam dünyası ayakta. İki ‘‘medeniyeti(!)’’ kafa kafaya tokuşturma meraklıları bu kez alanımıza girerek ‘‘karikatürü’’ kullandılar piyon olarak. Bir ayı aşkın bir süredir tarama ucu yerine iki uçlu bir değnek tutuşturuldu zavallı karikatürcünün eline. Karikatürün hali, kuş gribi sonrası zavallı kuşların halinden farklı değil. O da kuşlar kadar yapayalnız kaldı. Yıllar yılı barış güvercini olarak çizdiği kuşlar kadar. Karikatüre ve mizaha 28 yıldır emek veren bir Türk mizahçısı olarak, 176 yıllık bir sanat olan ‘‘karikatür’’ün bu çatışmada ‘tetikçi’ konumunda sahneye sürülmesinden ve dünya üzerinde karikatürü yeterince bilmeyen, tanımayan insan topluluklarına karikatürün kötü bir şeymiş gibi tanıtılmasından dolayı doğrusu çok üzgünüm. Çünkü, karikatür denen sihirli alan, insanın çağdaşlaşma yolundaki en önemli eleştirel sanat aşamalarından biridir. Karikatür, böylesi bir çatışmaya alet edilmeyi hak etmemiştir. Karikatür, medeniyet denen insanlık gelişiminin en önemli aşamalarından birinde çıkmıştır ortaya, o yüzden işin içinde eğer gerçekten ‘‘medeniyet’’ varsa böyle bir çatışmaya karikatürün neden olması düşünülemez. Ama ‘‘medeniyet’’ diyerek yaldızlamaya çalıştığınız şey, işlediği insanlık suçlarından ötürü fazlaca zedelenip ‘‘zedeniyet’’ haline gelmişse o zaman durum başkadır. Ortaya çıkan ucube duruma; ‘‘Medeniyetler Çatışması’’ndan çok ‘‘Zedeniyetler Çatışması’’ demek bu yüzden daha doğru olacaktır. Çünkü hem Hıristiyan dünyası hem de İslam dünyası bu anlamda medeniyetten çoktan uzaklaşmıştır. Yanlışlıklar karşılıklı olarak sahneye konulmaktadır sürekli. 11 Eylül’le birlikte dünya üzerinde daha planlı oynanmaya başlanan bir oyun, bugün Batı dünyasıyla İslam dünyasını birbirinden koparma safhasına doğru hızla ilerliyor. Ülkeleri birbirine düşürmekle yaşamını sürdüren, dünyanın gerçek belası Sam Amca’nın bu manzara karşısında ellerini ovuşturduğunu görür gibiyim. Günah karikatürün mü? ? Karikatür krizindeki en önemli gerçek; karikatür ve mizah denen sihirli gücün her daim birileri tarafından rahatsız edici bulunmasıdır. Bu rahatsızlık karikatürün ‘‘iktidar’’ olan güçlere karşı ‘‘muhalif’’ kimliğini göstermesi üzerine oluşur ve oluşmaktadır. Ancak, son krizde durum farklıdır. Bu krize yol açan karikatürler; iktidar olan güçlere karşı muhalif bir ses olmaktan çok, birbirlerinden kopma noktasına gelmiş iki ayrı toplumun birbirlerine daha da düşman olmasına yönelik art niyetli bir çabanın ürünü olarak karşımıza çıkarılmış gözüküyorlar. türün, bilimin beşiği olan? İnsanlığa yüzyıllar önce ‘‘Rönesans’’ gibi bir aydınlanmayı armağan eden. O Rönesans’ın oluşturduğu aydınlık, coşku ve rüzgârla atağa kalkan resim sanatının içinden doğup sonrasında kendi ayakları üzerinde bambaşka bir sanat dalı haline gelen ‘‘karikatür’’ de Batı’nın bir armağanı değil midir dünyaya? Peki, bugün kendi yarattığı, kendi bindiği o sanat dalını da o mu kesiyor? Yoksa, karşımızda artık o yaratıcılıkta bir Batı yok mu? Karşımızdaki, emperyalizm tutkusuyla medeniyet projesini epeydir rafa kaldırmış olan, ikiyüzlü bir Batı mı? Peki tüm bunlar, yüzyıllar öncesinden bizlere sunulmuş bir aydınlanmayı toptan yok sayıp radikal bir Batı düşmanı olmamızı gerektirir mi? Bir Danimarka gazetesinin gerçekleştirdiği planlı bir hareketin içine hemen balıklama dalan ve ortalığı ‘‘İslam’’ adına yakıp yıkmaya başlayan kalabalıkların içler acısı haline ne demeli? Nerede hoşgörü ve akıl? ‘‘Zedeniyet’’ dediğim zedelenme ruhunun yarattığı psikolojik travmalarla sadece vurup yıkmak, yakıp öldürmek midir tepkiden anladığımız? ‘Karikatür’ dediğiniz nedir? Batı ile İslam dünyası bu noktada karikatürü yemek için işbirliği yapıyorlar sanki. Oysa aynı ‘‘Batı’’ değil midir aklın, sanatın, kül muhalefetin her zaman illa ki siyasaltoplumsal olması da gerekmez. Muhalefet bazen absürd ve komik şekilde de gerçekleşir. Çizer bilinç, kalite, sanat ve cesaret düzeyine göre; siyasete, düzenesisteme, halkına ve hatta kendine muhalefet eder. Karikatür an gelir sarsıcı da olabilir. Kimilerince resmin bozulmuş, sokağa düşmüş üvey kardeşi olarak tanımlanan karikatürün mağara duvarlarına kadar inen bir tarihi vardır. 1830’da Fransa’da Charles Philippon adında bir desinatörgazeteci ‘‘La Caricature’’ adlı bir karikatür dergisi çıkarır. Bu ilk karikatür dergisidir. Yani, modern karikatüre doğru sürecek olan yolculuğun ilk gerçek durağı 1830’daki bu dergidir. Ancak karikatürden rahatsız olan imparator Louis Philippe hazretleri, bu kadar yeter diyerek 1835’te bir yasa çıkarır. Bu yasa ‘‘siyasal güldürü’’yü yasaklar. ‘‘La Caricature’’ bu yasaya boyun eğer ve kapanır. Bu yasak tam 18 yıl sürmüştür. Yani karikatürün ‘‘anlatım özgürlüğü’’ o kadar da rahat başlamamıştır yolculuğuna!.. Burada en önemli gerçek; karikatür ve mizah denen sihirli gücün her daim birileri tarafından rahatsız edici bulunmasıdır. (Bkz: Başbakan RTE!) Bu rahatsızlık, karikatürün ‘‘iktidar’’ olan güçlere karşı ‘‘muhalif’’ kimliğini göstermesi üzerine oluşur ve oluşmaktadır. Son krizde karşımıza çıkan durumsa daha farklıdır. Bu krize yol açan karikatürler; iktidar olan güçlere karşı muhalif bir ses olmaktan çok, birbirlerinden kopma noktasına gelmiş iki ayrı toplumun birbirlerine daha da düşman olmasına yönelik art niyetli bir çabanın ürünü olarak karşımıza çıkarılmış gözüküyorlar. Şunu da unutmamak gerekiyor; resmin bile günah sayıldığı bir dinde, resmin bozulmuşabartılmış hali olan karikatürün katlamalı bir günah sayılması kimseyi pek şaşırtmamalıdır! Bu anlamda peygamberin iyi ya da kötü şekilde çizilmiş olması değil, karikatürünün çizilmiş olması bile sadece suç olması için yeterlidir. Dinleri bu anlamda iyi tanımakta ve 176 yıllık bir mücadelenin ürünü olan karikatürü bir provokasyon aracı yapmamakta insanlık adına çok yarar var. Tabii, bunca zedeniyet içinde ‘‘insanlık’’ dediğiniz şeyden hâlâ eser kaldıysa... cihandemirci?yahoo.com Norah Jones başrolde ? LONDRA (BBC) ABD’li besteciyorumcu Norah Jones, Hong Kong’lu Wong Karwai’nin yönetmenliğini yapacağı, başarılı yönetmenin ilk İngilizce filmi olan ‘My Blueberry Nights’da rol alacak. Yönetmenin iki filmi, ‘2046’ ve ‘Fa Yeung Nin Wa’ Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye’ye aday gösterilmişlerdi. Jones, genç yaşta ilk albümü ‘Come Away With Me’ ile 2003’te 8 dalda Grammy almıştı. İkinci albümü ‘Feels Like Home’la da listelerde ilk sıralara yükseldi. Stone, 11 Eylül’de vuracak! ? Kültür Servisi Ünlü yönetmen Oliver Stone, 11 Eylül 2001’de New York’ta düzenlenen terör saldırılarını konu alan son filmi için ABD’nin hazır olup olmadığını bilmediğini, ancak filmin siyasi bakış açısından çok insani yana vurgu yaptığını söyledi. İkiz Kuleler’e saldırıların beşinci yıldönümünde gösterime girmesi beklenen ‘World Trade Center’ adlı filmde, bir gökdelenin yıkıntısında sıkışıp kalan iki polis memuruyla onları kurtaranlar ve ailelerinin dramatik günleri anlatılıyor. Oliver Stone, Bangkok’taki uluslararası film festivali dolayısıyla basına yaptığı açıklamada, ‘‘Acaba ABD 11 Eylül için hazır mı? Acaba Amerika eşcinsellik için hazır mı? Bilmiyorum...’’ diye konuşarak Tayvanlı meslektaşı Ang Lee tarafından çekilen ve Oscar ödüllerine 8 dalda aday gösterilen gay western filmi ‘‘Brokeback Dağı’’na gönderme yaptı. Karikatür çizgiyle mizahın gücünü kullanarak yapılan bir muhalefet etme sanatıdır. Bu SANATÇILIK ONUR SAYILACAK BİR SIFATTIR Pınar Kido Geleneksel Resim Yarışması 25. yılında Erdoğan sanatçılardan özür dilemelidir GENCO GÜLAN Küçük ressamlar buluşması Kültür Servisi Yaşar Gıda Grubu şirketlerinden Pınar’ın düzenlediği ‘Pınar Kido İlköğretim Okulları Arası Resim Yarışması’, 25. yılında 50 küçük ressamı buluşturan bir etkinliğe dönüşecek. UPSD Türkiye işbirliğiyle gerçekleştirilecek etkinlik, 24 28 Haziran’da 50 çocuğun katılacağı ‘1. Sanat Haftası Resim Atölyesi Çalışmaları’ ile sonuçlanacak. İlk aşamada, bir yarışmayla Türkiye’nin dört bir yanından başvuracak ilköğretim öğrencileri arasından 50 çocuk seçilecek. Yarışmaya son katılma tarihi 5 Mayıs 2006, başvuru adresi ise Yaşar Gıda Grubu (Pınar), PK 904, 35214 İzmir. Son eleme, yine mayıs ayında pedagog, ressam ve eleştirmenlerin yer alacağı bir seçici kurulca yapılacak. Ve ‘Pınar Kido Resim Yarışması’nın sonuçları (www.pinar.com.tr) internet adresinde yayımlanacak. Sonuçta, bu elemeyi geçen 50 küçük yetenek, Mehmet Güleryüz ve Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği (UPSD) üyelerinin yürütücülüğünde İstanbul’da düzenlenecek ‘1. Sanat Haftası Resim Atölyesi’ çalışmalarına katılmaya hak kazanacaklar. Yaşar Gıda Grubu Pazarlama Direktörü Kaan Tanık, ‘‘sanatın ülkelerin gelişmesindeki önemine’’ dikkat çekerek Yaşar Gıda Grubu’nun ‘‘geleceğe yapılacak en önemli yatırımın, çocuklara yapılacak yatırım’’ olduğuna inandığını belirtti. UPSD Başkanı Ressam Mehmet Güleryüz, ‘‘Türkiye’nin dört bir yanından gelecek 50 genç yetenek, ülkenin en büyük kültür şehri İstanbul’da buluşacak. Birlikte resim yapma imkânı bulacaklar. Sanat haftası, küçüklerin resme yaklaşımlarına yeni bir boyut kazandıracak, hatta resmi meslek seçmeleri için ilk adım olacak’’ diyerek düşüncesini açıklıyor. Güleryüz, sanatçılar olarak genç ressamlara müdahale ya da telkin boyutunda bir etkileri olmayacağını, onlara konu sınırlaması da getirmek tür etkinlik ve yarışmalarda özellikle dikkat edilmesi gereken birçok ayrıntı olduğunu da sözlerine ekliyor. Beş günlük özel çalışma olanağı Şanslı Tavşan yuvasında ? LONDRA (BBC) Disney, yarattığı ilk çizgi karakterlerden olan Şanslı Tavşan Oswald’ın yayım hakkına, bu hakkı satın alarak yeniden sahip oldu. 1927’de yaratılan bu karakterin tüm hakları Universal şirketine satılmıştı. Walt Disney’in Oswald’ın kullanım hakkını yitirdiğini anlamasıyla benzer görünüme sahip Miki’yi tasarladığı söyleniyor. 1938’e dek televizyonda, 1962’ye dek de çizgi roman dergilerinde boy gösteren Oswald, daha sonra unutuldu. NBC Sports Bölümü yetkilisi Dick Ebersol, Walt Disney’in ilk büyük sinema tasarısının kahramanı Şanslı Tavşan’a ait hakları nasıl ve neden kaybettiğinin açık olmadığını söyledi. Sayın Recep Tayyip Erdoğan bir vatandaş ile yaptığı konuşmada ‘artist’ ve ‘sanatçı’ kelimelerini ‘edepsiz’ ve ‘terbiyesiz’ kelimeleri ile beraber kullanmış ve anlam benzerliği olabileceği fikri uyandırmıştır. Gerek ‘artistlik’ ve gerekse de ‘sanatçılık’ onur duyulacak birer mesleki sıfattır. Bunların kamuoyu önünde olumsuz anlamlar taşıyormuşçasına kullanılması kültür ve sanat ortamımızı ciddi zararlara uğratmaktadır. Durumun bir yanlışlık sonucu olduğu ve bilinçli bir zihniyetin yansıması olmadığı, özür dilenerek açıkça ortaya konmalıdır. 11/02/2006 tarihindeki konuşmasında Sayın Recep Tayyip Erdoğan, ‘artistlik’ mesleki tanımı ile ‘edepsizlik’ ithamını beraber, aynı cümle içinde, benzer anlamlar taşıyabilircesine kullanarak aynı kategoriye ait sıfatlarmış gibi değerlendirmiştir. Bir sonraki cümlede, yine itham edermişçesine kullanılan ‘‘Sanatçısın, çok iyi sanatçısın’’ tamlaması, bu kelimenin ‘artist’ kelimesine de paralel olarak ve taammüden kullanıldığını göstermiştir. 12.2.2006 tarihli Radikal gazetesinden aynen alıntı yapıyorum: ‘‘...Başbakan: Artistlik yapma, edepsizlik yapma. Kemal Öncel: Artistlik yapmıyorum, ben sanatçı değilim. Başbakan: Sanatçısın, çok iyi sanatçısın. ... Başbakan: Lan bana anayasayı öğretme. Terbiyesizlik yapma. Terbiyesizlik yapma. Lan, terbiyesizlik yapma. ...’’ Kendisine şahsım ve sanatçı arkadaşlarım tarafından eposta yolu ile hatasını düzeltmesi için başvuruda bulunulmasına rağmen Sayın Recep Tayyip Erdoğan, ne yazık ki çiftçilere prim vererek konuyu kapatabileceğini düşünmüş ve konuşmasına ilişkin herhangi bir düzeltme yapma gereğini duymamıştır. Bu nedenlerle kendisine, bir ‘artist’ ve ‘sanatçı’ olarak, 15 Şubat 2006 tarihinde, İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 6.000 YTL tutarında, 2006/26 Esas No’lu ‘Manevi Tazminat’ davasını açmış bulunuyorum. Türk adaletine güveniyorum ve davayı kazanırsam bu tutar ile bir ‘Sanat Terimleri Sözlüğü’ yayımlamayı düşünüyorum. Her halükârda Sayın Recep Tayyip Erdoğan, dava sonucunu beklemeden sanatçılardan derhal özür dilemelidir. Bulunduğu makam bunu gerektirmektedir. Kendisi ‘artist’ ve ‘sanatçılardan’ özür dileyene kadar, beklentimi yasaların bana hak tanıdığı her yol ile, gerek şahsen gerekse de meslek gruplarım ile birlikte iletmeye devam edeceğim. Mehmet Aykın (Yaşar Gıda Grubu Halkla İlişkiler Müdürü), Kaan Tanık (Yaşar Gıda Grubu Pazarlama Direktörü) ve Mehmet Güleryüz (Ressam, UPSD Başkanı) basın toplantısında. istemediklerini, ancak profesyonel çalışma konusunda doğru bilgi almaları için küçük öneriler vereceklerini vurguladı. Söz konusu minikler ve gençler olduğunda, sanat eğitiminde ya da bu Seçilen öğrenciler, İstanbul’da 24 28 Haziran tarihleri arasında UPSD üyeleri yürütücülüğünde, profesyonel malzemelerle Santral İstanbul’da özel olarak düzenlenecek resim atölyesinde çalışacaklar. Bu 50 minik ressama çalışmanın başlangıcında profesyonel resim malzemelerinden oluşan bir resim çantası verilecek. Çocuklar ve eşlikçileri, sabah saatlerinde katılacakları atölye çalışmalarından sonra İstanbul’un tarihi, kültürel ve sanatsal yerlerini gezecek. (0 212 270 52 32) BUGÜN ? İSTANBUL CAZ CENTER’da 20.30’da Eliane Elias’ın konseri. (0 212 327 50 50) ? CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU’nda 20.00’de E Percusssion Quintet konseri. (0 212 232 98 30) ? İŞ SANAT KONSER SALONU’nda 20.00’de Ivo Pogorelich (piyano) konseri. (0 212 316 10 83) ? BABYLON’da 21.30’da Erkin Koray konseri. (0 212 292 73 68) ? OSMANLI BANKASI MÜZESİ’nde 19.00’da ‘Tehdit’ adlı belgesel filmin gösterimi. (0 212 334 22 70) Fuara katılan diğer sanatçılar: Sarah Lucas, Daniele Buetti, Erwin Olaf, Vanessa Beecroft, Constantino Ruiz Lopez ve David LaChape. Topçuoğlu’nun fotoğrafları Avrupa’da Kültür Servisi Sanatçı Nazif Topçuoğlu’nun 2005 yılının kasım ayında düzenlenen ‘Paris Photo Sanat Fuarı’nda beğeni kazanan işleri Avrupa’nın çeşitli kentlerinde sergilenecek. Nazif Topçuoğlu’nun fotoğrafları ilk olarak 1520 Şubat tarihlerinde ‘Art Rotterdam Sanat Fuarı’nda izleyiciyle buluştu, ardından yapıtları Hollanda’nın Utretch kentindeki Flatland Galeri’de 25 Şubat’ta sanatseverlere sunulacak. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Paris’teki BertinToublanc Galeri’nin düzenlediği sergide Nazif Topçuoğlu’nun yapıtları da yer alacak. Aralarında Sarah Lucas, Daniele Buetti, Erwin Olaf, Vanessa Beecroft, Constantino Ruiz Lopez, David LaChapelle gibi fotoğrafçıların yapıtlarının da bulunduğu ‘Bir Kadın ile Randevu’ başlıklı sergi 31 Mart’a kadar devam edecek. Sanatçı, 30 Mart’ta Moskova Fotoğraf Müzesi’nde başlayacak olan Rusya Fotoğraf Bienali’nde yapıtlarını sergiledikten sonra 2124 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek Art Brussels Sanat Fuarı’na katılacak. Sanatçı son olarak 37 Mayıs tarihlerinde ‘DPhoto San Sebastian’da fotoğraflarını izleyiciye sunacak. CUMHURİYET 14 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear