02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 ARALIK 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bir dönem Dursun Uyar’la çalışan eski Başsavcı Petek, hakkındaki iddiaları yanıtladı 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA YİMPAŞ’ı hatırlayamadı Sezer’den TRT vetosu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, TRT Genel Müdürlüğü’ne Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Ruhi Özbilgiç’in atanmasına ilişkin kararnameyi iade etti. Özbilgiç, emekli bir profesörün Nakşibendi Şeyhi Mehmet Zahit Kotku’ya ilişkin rüyasıyla ilgili mektubuna resmi işlem yaparak kamuoyunun gündemine gelmişti. Sezer, daha önce Bayındırlık Bakanlığı Müsteşarı İbrahim Şahin’in adaylığını iki kez veto etmişti. ? Yozgat’taki görevi sırasında Cumhuriyet Başsavcısı (19981999) olarak kendisinin bizzat verdiği bir kararın olmadığını bildiren Petek, “Cumhuriyet savcılarımızın da nasıl bir işlem yaptıklarını, aradan 8 yıl gibi bir zaman geçtiği için hatırlayamamam gayet doğaldır’’ dedi. AYKUT KÜÇÜKKAYA Tarikatlar Sosyolojik Bir Sorun mu?.. Türkiye’de yükselişe geçen tarikatçı yapılanma dinden çok sosyolojik bir sorun mudur? Son günlerde “tarikatçı yapılanma” sık sık gündeme gelip tartışılıyor... Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu diyor ki: “Dinden çok sosyolojik bir sorun. Bir tür sosyolojik hormon bozukluğu. Çarpık kentleşmenin yarattığı uç unsurlar...” Bugün, Rufailik, Halvetilik, Mevlevilik, Cerrahilik kültür ve müziğe dayalı, felsefi boyutu olan tarikatlardır... Bektaşilik de öyle!.. Dikkat ediyorum “tarikat” denildiğinde Fatih’in Çarşamba semtindeki Nakşiler geliyor akla... Diyorlar ki: “Çarşamba izole bir mekân. İzole ve marjinal olduklarından rejim için tehlikeli değildir.” Doğrudur!.. Şimdi bir soru: “Fethullahçılar, Süleymancılar, Nakşiler rejim için tehlikeli değil midir?” Hizbullah Güneydoğu’da Nurcuların içinden doğdu, El Kaide’nin Türkiye kolu, Fethullahçı ve Süleymancı Kuran kurslarında yetişti... Bugün Güneydoğu’da köktendinci bir hareketin varlığından galiba kimsenin haberi yok!.. Hatay’da el Kaide militanları yakalanıyor; Diyarbakır’da, Batman’da, Bitlis’te, Van’da, “Müslüman Kardeşler Örgütü” cirit atıyor... Adlarını verdiğim köktendinci örgütler, tarikatlardan militan topluyor, pazarlardan değil!.. Güneydoğu’da 100 bin kişinin katıldığı mitingler düzenlendi “karikatür krizi” nedeniyle ve yer yerinden oynadı... Daha önce yazdım, bir kez daha vurgulayayım: “DTP, AKP, CHP, ANAVATAN, DYP, MHP ve DSP Güneydoğu’daki siyasi boşluğu dolduramadığı için insanlar köktendinci örgütlere yöneliyor...” ??? Tarikatçı yapılanmayı sosyolojik olgu, çarpık kentleşme, bireyin yalnızlığı olarak görmek saflık değil de nedir? Laik, demokratik Cumhuriyetin Diyanet İşleri Başkanı, bir meslektaşımıza bakın ne demişti: “Modern toplum yalnızlaşmış bireyler üretiyor. Halbuki insanın gönül ve dostluk bağlarına da ihtiyacı var. Cumhuriyetin Halkevleri bu ihtiyacı karşılamak için kuruldu ama Halkevleri formal kaldı...” Dam üstünde saksağan!.. Bu konuları yıllardır yazıyorum, din bezirgânlarının maskelerini düşürüyorum... Benim derdim dindarlarla değil! Dini siyaset ve ticarete aracı kılan din baronlarıyla... Gidin Ümraniye’ye, Tuzla’ya, Pendik’e, Acıbadem’e, Bahçelievler’e... Hastanelerin, okulların, yurtların hangi tarikatların elinde olduğunu göreceksiniz... Cumhuriyet savcılarının, yargıçlarının, polis müdürlerinin, kaymakamların tarikat şeyhlerinin karşısında nasıl el pençe divan durduklarını göreceksiniz... Yüzlerce kişinin mallarına el koyan tarikat şeyhi bugün paraya para demiyor... Okullar, hastaneler, bankalar, şirketler... Muhterem halkı dolandırdı yıllarca. Evlerini, tarlalarını, arsalarını ele geçirdi. Yargı yerine işi “hakem heyeti” aracılığıyla çözdü... YİMPAŞ olayı tarikatçı yapılanmanın “Milli Görüş”le ortak eylemidir... YİMPAŞ, mültecilere dağıtılmak üzere hazırlanan yiyecek ve içecek paralarına el koymadı mı? Aykut Küçükkaya dolandırıcılık olayını günlerdir tüm ayrıntılarıyla yazıyor... Laik Cumhuriyete yönelik “karşı devrim” Bekir Coşkun’un değindiği gibi tüm Anadolu’da ivme kazanıyor... Tarikatçı kuşatma, şeyhler, şıhlar ve onların müritleri devlet kurumlarına dolduruluyor... Öyle Şanlıurfa’ya, Batman’a, Bitlis’e, Van’a, Hakkâri’ye gitmeye hiç gerek yok... Gidin Samsun’a, Trabzon’a, gidin Denizli’ye, Aydın’a, Isparta’ya; gidin Konya’ya, Karaman’a; gidin Tekirdağ’a, Çanakkale’ye, gözlerinizle göreceksiniz “karşıdevrim” in başladığını... ??? Artık Nur kampları yok, okullar, yurtlar, dershaneler, hastaneler, bankalar, şirketler var... 5 bin “ağabey” 5 bin “abla” kentlerin varoşlarından, köylerden, kasabalardan yoksul ama zeki çocukları saptayıp “ışık evlerinde” eğitip okula hazırlıyorlar... Laik demokratik Cumhuriyet “karşıdevrim”le karşı karşıya. Mustafa Kemal’in laik Cumhuriyeti tehlikede... Evet Bekir Coşkun, doğru söylüyorsun!.. Valiler yok, kaymakamlar yok, polisler yok, savcılar, yargıçlar yok!.. 1500 özel okuldan 900’ü şeyhlerin ve şıhların... Devleti yönetenler bu okullara, binlerce dershaneye, yurtlara ortak... Ülke elden gidiyor ama görenlerin sayısı ne yazık ki çok az!.. Cumhuriyet, 6 Aralık 2006 tarihinde yayımladığı haberde YİMPAŞ’ın İsviçre’deki kuruluşu YİMPAŞ Group AG’nin Reşat Petek yöneticisi İsmail Can’ın, Basel Polisi’ne 2002 Eylül’ünde verdiği ifadelere yer vermişti. Yanda, İsviçre Polis makamlarının Can’a, Reşat Petek’i sorduğu soru metni görülüyor... kendisinin bizzat verdiği bir kararın olmadığını bildiren Petek, “Cumhuriyet savcılarımızın da nasıl bir işlem yaptıklarını, aradan 8 yıl gibi bir zaman geçtiği için hatırlayamamam gayet doğaldır” diye konuştu. Halen serbest avukatlık yapan eski Cumhuriyet Başsavcısı Petek, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada hakkındaki iddialara özetle şöyle yanıt verdi: 2002 yılından itibaren YİMPAŞ ve grup şirketlerdeki bütün görevlerimden istifa ettiğim için YİMPAŞ’la ilgili yazdıklarınızın muhatabı değilim. Benim YİMPAŞ’ta halen görevli olmadığım resmi kayıtlarla bellidir. YİMPAŞ Group AG’nin yöneticilerinden İsmail Can’ın benim istifa ettiğimden bilgisinin olmaması da doğaldır. (Can’ın 2 Eylül 2002’de İsviçre’de verdiği “Petek, şu an da YİMPAŞ Yönetim Kurulu’nda yer almaktadır” ifadesine yanıtı.) Emekli olduktan sonra YİMPAŞ’ta veya başka bir şirkette çalışmak en tabii ve yasal hakkımdır. Danışman ve yönetici olarak kısa bir dönem YİMPAŞ’ta çalıştığımı ve 2002 yılında yönetimle anlaşamadığım için istifa ettiğimi kamuoyuna bizzat kendim açıkladım. Başsavcı olarak görevli olduğum dönemde YİMPAŞ hakkında suç duyurusu konusunda “işlem yapılıp yapılmadığını hatırlamadığım” beyanı da eksik. Doğrusu şudur: Yozgat Cumhuriyet Başsavcısı olduğum dönemde, YİMPAŞ hakkında yapılmış suç duyurusu CHP’den Bakan Pepe’ye suçlama ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Giresun Milletvekili Mehmet Işık, Beykoz’daki Özel Serdaroğlu Ormanı’ndaki tahribatın tamamının, Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe zamanında yapıldığını bildirdi. Işık, üzerinde Acarkent ve Acaristanbul sitelerinin yapımıyla gündeme gelen İstanbul Beykoz’daki Serdaroğlu Ormanı’ndaki çevre ve orman yağması hakkında dün Meclis’te gündem dışı konuştu. Işık, Pepe’nin, yağmanın ve talanın kendilerinden önce başladığını söylemesine karşın, yağmadan bakan olarak kendisinin de sorumlu olduğunu söyledi. Bir dönem YİMPAŞ yönetiminde yer alan, eski Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek, emekli olduktan sonra YİMPAŞ’ta veya başka bir şirkette çalışmasının en tabii ve yasal hakkı olduğunu belirterek, “Danışman ve yönetici olarak kısa bir dönem YİMPAŞ’ta çalıştığımı ve 2002 yılında yönetimle anlaşamadığım için istifa ettiğimi bizzat kendim açıkladım” dedi. Yozgat’taki görevi sırasında Cumhuriyet Başsavcısı (19981999) olarak var ise, yaptığım görev bölümüne göre ilgili Cumhuriyet savcısı arkadaşlarım yasal gereğini yapmışlardır. Cumhuriyet Başsavcısı olarak bizzat benim verdiğim bir karar yoktur. Cumhuriyet savcılarımızın da nasıl bir işlem yaptıklarını, aradan 8 yıl gibi bir zaman geçtiği için hatırlayamamam gayet doğaldır. Hakkımda hiçbir yakalama kararı yok. Sadece beraat ettiğim bir davanın Yargıtay’dan bozulması üzerine, yeniden yargılama safhasında istinabe yoluyla savunmamın istenmesi söz konusudur. (Yozgat Asliye Ceza Mahkemesi’nin 23 Ocak 2007’deki YİMPAŞ duruşmasına getirilmesi amacıyla bir önceki duruşmada alınan yakalama emrine yanıtı.) Hazar Petrol Kimya Madencilik Metal Taşımacılık AŞ’nin YİMPAŞ’la hiçbir bağlantısı yok. Bu şirketin ortağıyım ve yöneticilerindenim. (Gazetelerde Uyar’a atfen yer alan İran’da Petek’le birlikte yatırım yaptıkları iddia edilen şirketle ilgili yanıtı.) G ENEL SAĞLIK SİGORTASI ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Yoksula pratisyen, zengine profesör ? Yılbaşında yürürlüğe girecek olan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası üzerindeki tartışmalar sürüyor. ‘Paran kadar sağlık’ dönemini başlatacak yasayla Sosyal Güvenlik Kurumu sağlık giderleri konusunda istediği sınırlandırma hakkına sahip olacak. EMİNE KAPLAN ’Sezer, Baykal’a rakip olur’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz, TBMM kulisinde gazetecilerle yaptığı sohbette Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Kanaltürk’ün resepsiyonuna katılmasını “Sayın cumhurbaşkanımızı ilk kez bir etkinlikte gördük. Belki de CHP’nin başını düşünüyordur, belki de Baykal’a rakip olur” diye değerlendirdi. 2007 yılında yapılacak seçimde AKP’nin yeniden tek başına iktidara geleceğini iddia eden Kapusuz, “Bu bir tahmin değil. Seçmen nabzını tutarak yapılan ölçümlere, değerlendirmelere göre söylüyorum” diye konuştu. ‘AKP üreticiyi eritti’ ? MUĞLA (Cumhuriyet) CHP Narenciye Komisyonu Başkanı Muğla Milletvekili Gürol Ergin, üreticinin son 4 yılda yaşadığı sorunlarla cumhuriyet tarihi boyunca karşılaşmadığını belirterek, “Türkiye IMF’ye bağlı değil, bizi yönetenler bağlı” dedi. TBMM CHP Grubu Narenciye Komisyonu üyeleri, Adana ve Mersin’den sonra Köyceğiz’de üreticilerle bir araya geldi. Toplantıya milletvekilleri Ergin, Dr. Ali Arslan, Fahrettin Üstün, Cumhur Yaka, Mehmet Güven, Saffet Zengin, Necati Özdil, Osman Kaptan, Köyceğiz Belediye Başkanı Salih Erbay, CHP ilçe yöneticileri ve narenciye üreticileri katıldı. ANKARA Sosyal kesimlerin tepkisine neden olan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası, sağlık hizmetlerini paralı hale getiriyor. Yasaya göre, çalışanlardan tedavi giderleri için katkı payı alınacak. Profesör ve doçent doktorlar tarafından tedavi edilmek isteyenler, ayrıca para ödeyecek. Yılbaşında yürürlüğe girecek olan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası üzerindeki tartışmalar sürüyor. AKP hükümeti, yasayla ilgili olarak değişiklik yapılacağı sinyali vermesine karşın Anayasa Mahkemesi’nin kararının beklenmesi nedeniyle hangi maddelerde değişiklik yapılacağı henüz netleşmedi. Yasanın tartışılan bazı düzenlemeleri şöyle: ? Yasayla Sosyal Güvenlik Kurumu’na sağlıkta sınırlamalar getirmesi konusunda geniş yetkiler veriliyor. Buna göre kurum, bazı tedavi giderlerini tamamen sigortalının sorumluluğuna bırakabileceği gibi, giderlerin karşılanacağı oranı istediği gibi belirleyebilecek. ? Borcu olan BağKur’lular ile eş ve çocukları, hangi koşullarda olursa olsun sağlık hizmetinden yararlanamayacak. ? Ebeveyni üzerinden sağlık hizmeti alan çocuk eğer lise veya dengi okulda ise 20 yaşına kadar, yükseköğrenim görüyorsa 25 yaşına kadar sağlık hizmetinden yararlanabilecek. Bu yaş hadlerinin üzerindeki çocuklar, genel sağlık sigortası açısından bireysel olarak de ğerlendirilecek. ? Ayakta tedavi dahil olmak üzere sağlık hizmetlerden katkı payı alınacak. Ayakta tedavide hekim ve diş hekiminin her muayenesinde hastadan 2 YTL katılım payı alınırken, aile hekimi muayeneleriyle koruyucu hekimlik hizmetlerinden böyle bir ücret alınmayacak. Ortez, protez, iyileştirme araç ve gereçleriyle ayakta tedavide sağlanan ilaçlar için çeşitli kriterlere göre yüzde 10 ile yüzde 20 arasında değişen oranlarda katılım payı alınacak. ? Profesöre parası olan gidecek: Sözleşmeli sağlık kurumlarına gidenler “otelcilik hizmeti” ile “öğretim üyesi farkı” adı altında ek ödeme yapacak. Hastanelerde tek kişilik özel odada tedavi görmek isteyenlerle muayenesini belli bir doçent veya profesör gibi öğretim üyesinin yapmasını talep edenler fark ödemek zorunda kalacak. [email protected] ‘Emeklileri tahrik ediyorlar’ Sosyal Güvenlik Reformu’nun emeklilik sistemini garanti altına aldığını savunan Bakan Başesgioğlu, kesintiler konusunda değişiklik sinyali verdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, Sosyal Güvenlik Reformu konusunda emeklilerin “tahrik edildiğini” savundu. Başesgioğlu, emeklilerden yapılacak kesinti konusunda ise değişiklik sinyali verdi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başesgioğlu, “Şimdi en çok emeklileri tahrik ediyorlar. Onların saf, masum isteklerini ajite ediyorlar. Oysa bu sistem en başta Türkiye’deki emeklilik sistemini garanti altına alıyor’’ dedi. Başesgioğlu, Sosyal Güvenlik Destek Primi konusundaki bir soru üzerine, “Yaygın bir şekilde bu maddeye tepkiler olduğunu gördük. Başbakanımızın talimatı doğrultusunda arkadaşlarımız çalışma yapıyor. Bu çalışmanın detaylarını önümüzdeki günlerde açıklayacağız. Bu konuda makul ölçüleri yakalayacak bir değişiklik içerisinde bulunuyoruz’’ dedi. TBMM Genel Kurulu’nda da yılbaşından sonra çalışan emeklilerden kesilecek yüzde 33.5’lik destek primi gündeme geldi. Başesgioğlu, “Bu, vergi mükellefi olan kişilerden, şirket ortağı olan kişilerden alınacak. İsimlerini açıklamıyorum, 51 bin kişi şirket ortağı kapsamında, yüzde 33.5’lik dediğimiz grup içinde” dedi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 C HP GENEL BAŞKANI DENİZ BAYKAL’DAN ERDOĞAN’A UYARI ‘Emrivakiyle Köşk’e çıkamazsın’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı için adaylığını koyacağını ancak bu arayışın doğru olmadığını söyledi. Baykal, dün katıldığı bir televizyon programında cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili değerlendirmelerde bulunurken, TESK’e gerçekleştirdiği ziyarette de sosyal güvenlik yasasına sert eleştiriler yöneltti. Baykal, cumhurbaşkanı seçilecek kişinin, “görmüş geçirmiş, belli bir anlayışa yükselmiş, sıcak siyasetin gergin ortamının üzerine çıkmış, anayasaya inanan, her birisini birbiriyle uzlaştırmaya gayret edecek, belli bir kesimi değil, tümünü temsil edecek” biri olması gerektiğini vurgulayarak, “Bu kişi bulunacaktır’’ dedi. Kanaatinin, Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına adaylığını koyacağı yönünde olduğunu ifade eden Baykal, “Tayyip Bey’in bu arayışı doğru değil. Bu nedenle ben olmaması gerektiğine inanıyorum. Ben her Türk vatandaşının cumhurbaşkanı olmasına saygı duyuyorum. Tayyip Bey’inkine de duyuyorum. Ama emrivaki ile oldubittiyle, 5 yıl önce yapılmış seçimle, 5 yıl sonra oldubittiye getirip çözme doğru olmaz. Bu ortamda cumhurbaşkanı seçilmek istiyorsan, yüzde 65’le uzlaşma sağlayacaksın” diye konuştu. CHP lideri , 26 Kasım’da gerçekleştirdikleri Esnaf Kurultayı için TESK Başkanı Derviş Günday ve 4 milyonluk esnaf kesimine de teşekkür etti. Baykal, yeni sosyal güvenlik yasasına da değinerek, çalışan emeklilerin maaşlarından kesilen destek priminin yüzde 10’dan yüzde 33.5’e çıkarılacak olmasını eleştirdi. CUMHURİYET 05 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear