24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 KASIM 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Maliye Bakanlığı, emlak sektöründe proje aşamasında iken pazarlanan konutları yakın izlemeye aldı 13 ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Maketten satışa takip ANKARA/ADANA (AA) Ekonominin son iki yıldaki lokomotifi emlak sektörü, Maliye Bakanlığı denetim birimlerince sıkı takibe alındı. Hesap Uzmanları Kurulu Başkanı Mahmut Vural’dan alınan bilgiye göre, hedef mükellef kitlesi içinde yer alan 300 büyük firmanın incelemeye alınması kararlaştırıldı. Bunların 150’sinin merkezinin İstanbul’da, 150’sinin de Ankara’da olduğu belirlendi. Hesap Uzmanları Kurulu, gayrimenkul piyasasının turne denetimlerinde de etkin bir şekilde gözlem altında tutulması kararını aldı. Turnelere giden ekipler, emlak sektörünün canlı olduğu illerde, konut üreticilerinin hesapları ile banka kayıtları nezdinde araştırma yapacak. Hesap Uzmanları Kurulu, daha proje aşamasında, maket üzerinden satışı yapılan lüks konut projelerini de takibe aldı. Başta İstanbul olmak üzere Ankara, İzmir, Antalya gibi gibi illerde bu şekilde gerçekleştirilen konut projelerinin dökümleri çıkarıldı. Bu projelerden kaçının devam ettiği, kaçının bittiği ya da ne zaman biteceği, buralarda kaç daire bulunduğu, kaçının satıldığı, satış fiyatları gibi gelişmeler de ArGe birimince yakından izleniyor. Kurul, emlak sektörüne yönelik incelemelerde, banka hesaplarından da yararlanıyor. Denetim elemanları, incelemeye alınan konut üreticileri ve bunlardan konut satın alanların banka hesaplarındaki gelişmelerin yanı sıra üreticilerle bağlantısı olan kişilerin hesaplarını da takip ediyor. Bu şekilde, farklı kişiler adına para transferi yoluyla, konut satış bedellerinin düşük gösterilmesinin önüne geçilmesine çalışılıyor. Ecevit İçin... Bülent Ecevit, toplumsal değişimin en dalgalı yıllarında yaşadı. İkinci Dünya Savaşı sonrasından başlayarak bugünlere dek, ülkemizde ve dünyada yaşanan ekonomik, siyasal ve toplumsal değişimleri derinliğine duyumsayarak biçimlenme ve bilinçlenme elbette kolay değildi. Ecevit, değişim denilen sürecin dalgalarının çoğu kez tepelerinde, kimi zaman kırılgan yamaçlarında bazen de girdabında yer aldı. Ancak, bunların tamamı, kendi hesaplı seçimiydi. Hiç kuşkusuz, 1970’lerin ‘‘emeğin en yüce değer’’ olduğundan, ‘‘Ne ezilen ne ezen, insanca, hakça bir düzen’’e, oradan da ‘‘Toprak işleyenin su kullananın’’a uzanan sol içerikli sözlerin arkasında durmak ve özellikle de kendi deyimiyle sınaileşmede kamu kesimi öncülüğünü ya da ‘‘halk sektörünü’’ önermek, emekçilerin örgütlülüğünün yeterince gelişemediği bir süreçte ve 1990’larda hiç de kolay değildi. Toprak reformunu, Mustafa Kemal 1930’larda Meclis’ten istemiş, o bile sonuç alamamıştı. Ecevit’in, 1970’lerin başında toprak reformu girişimi başarılabilir miydi? Halk sektörü ya da KöyKent tasarımları, toprak reformu yapamamanın bir özrü mü yoksa özgür insan oluşturmanın düşsel dayanağı mı? Bu sorular boşlukta kalıyor. Ama o, özellikle son hükümet yıllarına kadar ‘‘ezilmişlerin yanında’’ izlenimi vermeyi başardı. ??? Ecevit, 12 Eylül faşizmine en kararlı ve ısrarlı biçimde direnmeyi tek başına kalsa da denedi. Ancak bunu tek başına yapma yolunu seçmesi ne ölçüde doğruydu; çünkü partisi CHP, çok kısa bir süre önce 1977 genel seçimlerinde yüzde 40 dolayında oy almayı başarmıştı. Ancak kitleselleşmiş miydi? Daha doğrusu, bir seçimde geniş halk kitlelerinin desteğini almak, hükümet ederken başarılı olmak için yeterli miydi? Ülke siyasetinin bu çok önemli ‘‘sorunsalı’’ varlığını sürdürüyor. O günlerde büyük sermayenin ilanla düşman ilan ettiği Ecevit, parti örgütüne mi, geniş halk kitlelerine mi güvenemedi yoksa kendine mi, bilinmez. Gerçek şu ki, o ‘‘aşkı ve ihaneti’’ sürekli olarak ‘‘birlikte’’ yaşadı. Sanırım eşinden başka neredeyse herkese karşı duyulan güvensizlik tümüyle nedensiz de değildi. Bakınız nasıl? Ecevit’in, 12 Eylül askeri rejimi tarafından tutuklandığı günlerde ünlü New York Times gazetesi ‘‘Ankara’nın Ayıbı’’ (Ankara’s Shame) konulu bir başyazı yayımladı. Yazıda, Türkiye’deki askeri cuntanın demokrat ve yurtsever bir siyasi liderin tutuklamasının ne kadar saçma olduğu vurgulanıyor ve cunta ağır biçimde eleştiriliyordu. İzleyen günlerde, Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği Basın Ataşeliği New York Times’e bir mektup gönderdi. Mektupta, Türkiye’deki sivil siyasi liderlerin ülkeyi nasıl teröre teslim ettikleri ve batırdıkları anlatılıyordu. ??? Aynı günlerde Türkiye’de askeri cunta ‘‘komünist avı’’ uygulamasıyla gençleri darağacına gönderir; on binleri işkenceden geçirir ve işinden ederken, o günlerde ‘‘komünist’’ bir ülke olan Polonya’da da bir askeri darbe olmuş, bir general iş başına gelmişti. Bunun üzerine Polonya’nın Washington Büyükelçisi televizyonların karşısına geçmiş ve ‘‘askeri cunta ile yönetilen bir ülkenin büyükelçisi olamam; bunu içime sindiremem, kabul edemem’’ diyerek görevini bırakmış; istifa etmişti. Bu iki tutum arasındaki farklılık, aslında, ‘‘özgürlük ve demokrasi kültürü’’ farkından kaynaklanıyor. Aradan çeyrek yüzyıl geçmesine karşın, bu ‘‘demokrasi anlayışı açığının’’ hâlâ bizimle olduğunu kanıtlarcasına, Ecevit son yolculuğuna çıkarken, TBMM’de yapılan törende, cunta lideri bir zamanlar ağır biçimde suçladıklarıyla neredeyse sarmaş dolaş oluyor, bununla da kalmıyor Cumhurbaşkanı Sezer’in koluna girmeye cesaret(!) ediyordu. ??? CHP’nin ‘‘Ak Günlere’’ adlı o güzelim ‘‘ilerici ve devrimci’’ çalışmasına öncülük eden; ekonomik gelişme ile demokratikleşmenin ‘‘birlikte’’ sağlanabileceğine gerçekten içtenlikle inanan bir sosyal demokrat lider olarak 12 Eylül ‘‘rejiminden’’ kurtuluşun öncüsü olması gerekiyordu. Ülkenin nesnel ve öznel koşulları bunu zorunlu kılıyordu. Kaldı ki o askeri rejim en büyük zararlarından birini laik Cumhuriyete vermekteydi. Baskıcı askeri rejimle hesaplaşarak; sorumlularını, yargı önüne çıkararak ve daha da önemlisi, hak ve özgürlükleri esas alan bir demokratik çıkış yolunun bulunmasına öncülük etmeli, ‘‘sosyal demokrat hareketin dağılması’’ ve şimdilerde yaşanan ‘‘dağınıklık’’ önlenmeliydi. Bu yöndeki önerileri ve istekleri, benim yaptığım da dahil, o günlerde, reddetti. Ancak bu reddedişte, siyasetin işleyişindeki kişiye bağımlılığın aşırılığı ve bundan doğan yalnızlığının katkısı olduğu, sanırım yadsınamaz. Yaşamının sonlarında önerdiği solda birlik, bu çerçevede, büyük anlam kazanıyor. ??? Toplumsal bellek ve birikim, Ecevit ile önemli gelişmeler sergiledi. Görüşleri bir yana, olağanüstü çalışkanlığı ve dürüstlüğü, doğruluğu ve erdemi, siyasetin ülkemizdeki işleyişiyle çok da uyumlu değildi. Bu uyum sağlanmadıkça, yani, siyasette, ‘‘öncelikle’’ dürüstlük, doğruluk ve erdem egemen olmadıkça ve özellikle de ‘‘parti içi demokratik süreçler işlemedikçe’’, Ecevit benzeri kuyruklu yıldızlar bir ışık yumağı oluşturamadan kayar gider; Türkiye halkı da, hak ve özgürlüklerin geçerliliğini, çağdaşlığın aydınlığını ve üretkenliğin gönencini elde etmek için kıvranır durur. yakupkepenek06@hotmail.com Sülün Osman’a özendiler! Sahte imza ile vatandaşlara Hazine arazisi satan bir şebeke ortaya çıkarıldı. 2 ay önce bazı kişilerin İstanbul ve Antalya’da Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürü İlyas Arlı’nın imzasını da taklit ederek Hazine arazileri üzerinde sahte evrak ile işlem yaptığı belirlendi. Yetkililer, söz konusu kişilerin, üzerinde Galatasaray’ın Florya tesislerinin yer aldığı Hazine arazilerini de satmaya kalkıştığı öğrenildi. 1950’lerin ünlü dolandırıcısı Sülün Osman da Dolmabahçe Sarayı’nın saatini, Galata Kulesi’ni ve şehir hatları vapurlarını satma girişimleriyle adından söz ettirmişti. D Ü N YA E K O N O M İ S İ N E B A K I Ş ABD’de Senato ve Meclis seçimlerini Demokratların, “savaş karşıtı” bir tepkiye yaslanarak kazanmaları, savunma Bakanı Rumsfeld’in istifa etmek zorunda kalması, yerine, Cumhuriyetçi ve Demokrat partilerin “realist” eğilimli “yaşlıbilge” dış politika uzmanlarından oluşan Irak Çalışma Grubu’nun (IÇG) bir üyesinin atanması, ABD dış politikasında köklü bir değişikliğin gündemde olduğunu düşündürüyor. Ben, ABD kamu diplomasisi açısından böyle bir havanın yayılmaya çalışılmasını anlamakla birlikte, en az üç nedenden dolayı, köklü bir değişiklik olasılığının çok zayıf olduğunu düşünüyorum. / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA erginy@tr.net http://erginyildizoglu.blogspot.com bilmek için Suriye ve İran’la diyalog kurmaya, işbirliği yollarını aramaya çalışacağı anlaşılıyor. “Bu işbirliğine karşılık, ABD bu iki ülkeye ne önerecek?” sorusuna cevap bulmak çok zor. İran’ın nükleer enerji programına karşı daha esnek bir yaklaşım, Suriye’nin üzerindeki baskıların (Hariri soruşturması, Lübnan’daki etkinliğinin kırılması) hafifletilmesi, İsrailFilistin barış sürecinin canlandırılması gündeme gelebilir. Ancak, ABD’nin Irak’ın komşularıyla, İran’la ve Araplarla ilişkilerinde daha yapıcı bir yaklaşımı benimseye yönelmesi, hem İsrail’in hem de Kürtlerin çıkarlarıyla çelişmeyecek mi? “Komşular” bağımsız bir Kürt devletinin oluşmasından kaygı duyuyorlar. İsrail, İran’ın daha fazla güçlenmesine, hele nükleer programını daha fazla ilerletmesine şiddetle karşı; bunu bir varoluş sorunu olarak görüyor. Ayrıca İsrail ve Filistin’de hâkim siyasi ortam ve toplumsal ruh hali yeni bir barış sürecine uygun değil. Demokratların, Cumhuriyetçilerden daha fazla İsrail lobisinin etkisinde olduğunu, Yahudi oylarının ağırlığını, ABD’nin konuşlanmak için Kürt bölgelerine gereksinimini göz önüne aldığımızda, IÇG’nin İran ve Suriye yaklaşımlarının önünde çok büyük engellerin olduğunu söyleyebiliriz. Sonuç olarak, Irak’ta stratejik yön değişikliği olasılığı yok. Diğer taraftan, IÇG’nin, ABD halkını tatmin edebilecek, ABD’nin Irak’ta daha uygun koşullarda kalmasına olanak verecek bir taktik üretmesi de zor. Kısacası ben, ABD’nin eninde sonunda Irak’ta yenilgiyi kabul etmekten kaçınamayacağını düşünüyorum. Ama bu, ABD’nin hegemonya iddialarından vazgeçmesi anlamına geliyor. Bu koşullarda doların uluslararası konumunu korumak, ülke içinde siyasi ve kültürel bir travmayı engellemek neredeyse olanaksız. Askerisınaikomplekse tatlı kârlar sağlayan, imparatorluk projesi patinaj yapmaya devam edecek, motoru yanana kadar… ABD Dış Politikasında Yeni Dönem (mi?) riyor. Karşımızdaki, gerçek bir “savaş karşıtı” politikaya destek verecek, Irak’ta bir yenilgiyi hazmedebilecek, Irak halkının sorunlarına sempati duyacak bir seçmen değil. lişmiş ülkeleri ikna etmeye olanak vermediğini gördüler. Bu ortamda kimi dış politika uzmanları, silah ve petrol lobilerinin de etkisiyle, yeni bir hegemonyacı rakibin yükselebileceği, bunu engellemek için de dış politikayı ABD’nin rakipsiz askeri üstünlüğüne dayandırmak, bu gücü sürekli büyütmek gerektiği sonucuna ulaştılar. Yenimuhafazakârlar tarafından güçlenecekti. 1995’te meclislerin Cumhuriyetçilerin eline geçmesinden sonra, Clinton’ın II. döneminde, Balkan savaşlarıyla, Irak’ın sürekli bombalanmasıyla, Afganistan’a, Sudan’a atılan roketlerle, ABD halkı savaş düşüncesine yeniden alışmaya, Vietnam yenilgisinin psikolojik etkilerinden kurtulmaya başladı. Bu dönemde, yönetiminin giderek ABD üstünlüğünü vurgulayan “vazgeçilmez ulus”, “herkesten daha dik duran ulus”, “kullanmadıktan sonra bu kadar büyük ordu beslemenin anlamı ne?” ifadeleri, daha sonra Irak savaşını yönetecek olan CentCom’un kurulması, özellikle 1997 Asya krizinden sonra imparatorluk projesi üzerinde bir mutabakatın oluştuğunu gösteriyordu. Özetle, bu gün Irak’ta kuma saplanan projenin kökleri çok daha eskilere dayanıyor. Diğer bir deyişle, ABD yönetici seçkinleri içinde stratejik bir görüş ayrılığı yok. Yukarda değindiğim gibi, Demokrat Parti liderliğinin eleştirileri savaşın kendisine değil, yürütülüş tarzına yönelik. ABD, Irak’a bu ortak stratejik yönelim yüzünden geldi. Irak Çalışma Grubu’nun önündeki seçenekleri de bu yönelimin paradigması sınırlıyor. II Dış politikada sorun daha derinlerde Irak’ta kuma saplanan dış politika, Bush yönetimini ele geçiren birkaç yenimuhafazakâr fanatiğin, RumsfeldCheney ikilisinin icadı değil. Kökleri 1980’de açıklanan Carter Doktrini’ne, ABD hegemonyasının yapısal sorunlarına, askerisınaikompleksin soğuk savaş sonrasında ortaya çıkan ekonomik krizine kadar gidiyor. Demokrat Parti’den Başkan Carter’ın, Carter Doktrini olarak anılan kararı, Ortadoğu’yu hedef alıyor, ABD’nin, petrol kaynaklarına ve yollarına yönelik herhangi bir tehdit karşısında savaşa girebileceğini açıklıyordu. Böylece Vietnam yenilgisinden sonra ilk kez ABD yeni bir sıcak savaşı olasılıklar arasına alıyordu Soğuk savaşın ardından, Carter Doktrini’ne dayanarak, I. Körfez Savaşı vesilesiyle, Suudi Arabistan’da 5000 asker kapasiteli bir üs kurarak, Ortadoğu’ya geri dönen ABD’de, dış politika seçkinleri, tek kutuplu bir dünya oluşturmaya yöneldiklerinde, ülkelerinin ekonomik, kültürel ve diplomatik etkilerinin (liderlik kapasitesinin) diğer ge I Seçmenin tercihleri Demokratların savaşa ilişkin eleştirilerine baktığımızda, bir iki istisna dışında, genelde savaşın kendisine değil yürütülüş biçimine yönelik olduklarını görüyoruz: Yeterince asker gönderilmedi, müttefiklerin desteği alınmadı, İran’la ilişki kurulmadı vb… Ek olarak Demokrat Parti seçkinleri, Irak’tan yenilmiş olarak çekilmenin seçenek olmadığını düşünüyorlar. Seçimlerde seçmenin karşısına bu temalarla çıktılar, savaş karşıtı tepki de bu çerçeve içinde kalarak şekillendi. İkincisi, gerek oyların gerekse de iki mecliste iskemlelerin dağılımına bakınca, Demokratların zaferinin çok ufak bir oy yüzdesine dayandığını görüyoruz. Ama daha da ilginci, Demokratların bu ufak oy yüzdesini elde ediş biçimleri. Seçimlerde Cumhuriyetçiler, merkezi terk ederek daha da sağa kaydılar, salt kendi tabanları üzerinde yoğunlaştılar (Karl Rove stratejisi); Demokratlar ise, tabanlarını, birçok konuda (pozitif ayrımcılığa, kürtaja, eşcinsel evliliklere, özel mülkiyeti sınırlayacak federal yasalara karşı, silah lobisinden yana) sağa doğru, Cumhuriyetçilerden devşirdikleri adaylarla genişlettiler. Kısacası, bu seçimler, seçmenin aslında sağa kaymaya, muhafazakârlaşmaya devam ettiğini göste temsil edilecek olan bu yönelim, bir hegemonya stratejisinden imparatorluk stratejisine geçiş anlamına geliyordu. Askerisınaikomplekse gelince, soğuk savaşın bitmesiyle hemen her yerde savunma harcamaları gerilemeye, bu sektördeki şirketlerin hisse senetleri düşmeye başladı. I. Körfez Savaşı bir toparlanma olanağı yarattıysa da I. Clinton döneminde dikkatler küreselleşme üzerine kaymış, savunma yine ikinci plana itilmişti. Halbuki, daha sonra, “terorizme karşı savaş” kapsamında savunma harcamaları 500 milyar dolara, savaşın, dolaylı etkileriyle birlikte faturası 2 trilyon dolara ulaşacak, böylece bu harcamalarla beslenen askeri sınai kompleks daha da III Suriye, İran, İsrail ve de Kürtler IÇG’nin, ABD’nin Irak’ta kalabilmesine olanak sağlayacak ortamı yarata Dosya No: 2005/3056 E. İpotekli olup satışına karar verilen aşağıda cins, miktar ve önemli özellikleri belirtilen; İstanbul İli, Eminönü İlçesi, Şehsuvar mahallesinde kadırga limanı mevkii ve sokağında kain, 75 pafta, 166 ada, 10 parsel sayılı, 15,50 m2 miktarlı dükkanın tamamının 4/16 hissesi Sıddıka Fatma Köstek, 3/16 hissesi Hayrettin Köstek, 3/16 hissesi Ülkiye Muslu,3/16 hissesi Nuri Köstek, 3/16 hissesi Nusret Köstek adına kayıtlı iken aşağıdaki koşullarda satılacaktır. İMAR DURUMU: Taşınmaz 21.05.2005 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli Eminönü Koruma amaçlı Uygulama İmar Planında 2. derece Koruma Bölgesinde, Kentsel Sosyal Altyapı alanlarından Belediye kültürel tesisler alanında kalmakta olup, Plan notlarının genel hükümler A19 maddesine göre, Donatı alanları kamu eline geçmeden uygulama yapılamaz. HALİHAZIR DURUMU ve EVSAFI : İstanbul İli, Eminönü İlçesi, Şehsuvar Mahallesi, Kadırga limanı caddesi üzerinde ve bu caddeye cepheli konumda, Zemin kat + 2 normal kattan müteşekkil yığma kargir tarzda inşa edilmiş ,eski eser görünümlü, elektrik ve sıhhi tesisatları mevcut , zemin katı yol cepheli dükkan, normal katlan mesken olan ana binanın zemin katında ve yol cephesinde yer alan mezkur dükkanın yola cephesi 2.85 mt, yola dik derinliği iç ölçüsü itibarıyla 5.10 mt olmak üzere 14.53 m2 net mesehalı, duvar kalınlıkları ile birlikte 15.50 m2 alana sahip ,seramik zeminli, duvarları sıvalı ve boyalı, asma tavan ve gömme floresan armatürlü, yol cephesi alüminyum doğrama camekanlı olup mahallinde bitişiğinde bulunan 59 kapı numaralı 11 parsel sayılı dükkan ile ara bölme duvarının kaldırılması suretiyle tek bir dükkan olarak kullanılmaktadır. Dükkan dahilinde elektrik tesisatı mevcut, normal soba ısıtmalı olup taşınmaz bulunduğu konum itibarıyla alt ve üst yapısı tamamlanmış, her türlü belediye ve sosyal imkanlardan istifade edecek konumda, civarın talep gören ticaret alanında yer almaktadır. . TAPU KAYDINDA VARSA MÜKELLEFİYETLER: Herhangi bir mükellefiyet yoktur. TAKDİR OLUNAN KIYMETİ: Meskenin tamamına 50.000,00 YTL kıymet takdir edilmiştir. SATIŞ ŞARTLARI: Birinci Satışı 15.ARALIK.2006 CUMA günü, saat 10.00’dan 10.15’e kadar İstanbul 10. İcra Müdürlüğü’nde açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin % 60’ni ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla, 25 ARALIK.2006 PAZARTESİ günü, aynı yer ve saatte ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilmemişse gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. a Artırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin % 20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın “şartsız, kesin ve süresiz” teminat mektubunu vermeleri lazımdır. 805 sayılı Kanun’un 1. maddesine göre “döviz” teminat olarak kabul edilmez. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinden 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhale pulu, tapu harç ve masrafları ile KDV (tapu kaydında dükkan olarak kayıtlı olup % 18) alıcıya aittir. Tellaliye, Birikmiş emlak vergisi, tellaliye ve tapu satım harcı satış bedelinden müşteriye iade edilir. b İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile onbeş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. c İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ve ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. d Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup tebligat pul masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. e Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2005/3056 E. sayılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 54996 İSTANBUL 10. (TAŞINMAZ SATIŞ) İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI FATİH 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN Dosya No:2006/446 Tal. Satılmasına karar verilen taşınmazın evsafı, cinsi, adet ve değeri, Tapu Kaydı: Fatih Derviş Ali Mahallesi KozaKasım odaları mevkii, 459 pafta, 2569 ada 35 parselde kayıtlı 852,22 m2 miktarlı taşınmaz üzerindeki C. Blok l. kat 8 No’lu daire. (Bilirkişi tarafından mahallinde yapılan incelemede 2. kat 8 No’lu daire olduğu tespit edilmiştir). İmar Durumu: Fatih Belediyesi İmar Müdürlüğü’nün 13/4/2006 tarihli yazısında 21.5.2005 tastik tarihli uygulama imar planında 3. derecede koruma bölgesinde konut alanında kalmakta olup H: 9,50 mt. irtifa almaktadır. Mahallinde Yapılan İnceleme: Taşınmaz Fatih Dervişali Mah. Kasım Odaları Sokağı ile Koza Sokağı’nın kesiştiği köşe başında bulunan betonarme karkas tarzda yapılmış dış cephesi B.T.B kaplı binanın 10 kapı No’lu Özbay Ap. C Blok 2.N. katında 8 No’lu dairesidir. (tapu kaydında l. katında olduğu yazılı ise de mahallinde yapılan incelemede borçluya ait dairenin N. ikinci kattaki 8 No’lu daire olduğu anlaşılmıştır.) Keşif günü kapalı olması sebebiyle içeriye girilememiş, benzeri olan daire ile ve belediye arşivindeki projesinden faydalanılarak rapor tanzim edilmiştir. Dairenin ana giriş kapısının çelik kapı olduğu daireye girişte antrehol yola cepheli salon 2 oda, mutfak, banyo, WC ve balkon bölümlerinden oluşmaktadır. Oda zeminleri marley döşeli olup ıslak zeminler seramik kaplıdır. Elektrik ve suyu mevcut, doğalgaz ile ısıtılmaktadır. Kullanım alanı 76,50 m2’dir. Muhammen Değeri: Daireye bilirkişi tarafından 75.000,00 YTL değer takdir edilmiştir. 1 Birinci Satış. 08/01/2007günü 10.00 10.10 saatleri arasında Fatih Adliye Binası’nda bulunan 3. İcra Müdürlüğü’nde açık artırma suretiyle yapılacaktır.Bu artırmada tahmin edilen kıymetin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla ikinci satış 18/01/2007 günü 10.00 10.10 saatleri arasında Fatih Adliye Binası’nda bulunan 3. İcra Müdürlüğü’nde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetinin % 20’si nispetinde pey akçesi (Yeni Türk Lirası veya devlet tahvili dışındaki döviz kabul edilmeyecektir) veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir.Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu alım harç ve masrafları, KDV ile tahliye masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin...2006/446 Tal. dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları ile satış ilanının tebliğ edilemeyen alakadarlara tebliğ yerine kaim olacağı ilan olunur. 6/11/2006 (İİK 126. Mad.) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 55129) DOSYA NO: 2006/l SATIŞ İnebolu İzaleyi Şüyu Satış Memurluğu’ndan Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: MAHALLESİ: İnebolu ilçesi, Camikebir mahallesi, Hacı Numan sokak, C S TARİH ADA PAR. MİK. M2 NİTELİĞİ MEVKİİ MUHAM. BEDEL TL 7 609 09/05/2005 22 6 26M2 1 kat karg . Hacı Numan sok 18.668, 00 YTL dükkan MALİKİ: Mehmet Meriç kabaali, Zübeyde Kabaalioğlu, Müeyyet çocukları Aziz, Aydın, Ayşin, Aykut Uçar ve 13 ark. İMAR DURUMU: İnebolu Belediye Başk. 21/08/2006 tarih 220 sayılı yazıları uyarınca: Zemin dahil bitişik tarzda % 100 taban alanı katsayılı 3 kat bina yapılabileceği, komşu parselde tescilli korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı bulunduğundan ilgili mevzuat mimarı projelerin Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nca onaylanması gerektiği bildirilmiştir. Yukarıda ada, parsel, mevkii ve M2’si yazılı taşınmaz açık artırma ile satılacaktır. Satış şartları: 1 Satış 09/01/2007 Salı günü saat 14.15’ten 14.30’a kadar İnebolu ilçesi Ticaret Odası binasında açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen değerin % 60’nı ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartiyle 19/01/2007 Cuma günü İnebolu Ticaret Odası binasında saat 14.1514.30 arası ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevrilme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin(*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. îhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2006/1 satış sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 02/11/2006 (İİK. m l26) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Yönetmelik örnek no : 27 NOT: Hissedar tapu maliki MİRASÇILAR Mustafa Yaşar oğlu MEHMET MERİÇ KABAALİ, kadir kızı AYŞE NERMİN KABAALİOĞLU (Pazarbaşı), Mehmet Eşref oğlu ABDULLAH AZMİ KABAALİOĞLU’na mahkemece yapılan tüm tebligatlar ilanen yapılmış olup iş bu gayrimenkulün açık artırma ilanı ile birlikte kıymet takdir tutanağı ve bilirkişi raporu da ilanen tebliğ olunur. (Bilirkişi raporunda taşınmazın toplam değeri 18.668 YTL: dir) Basın: 55106 İNEBOLU İZALEYİ ŞÜYU SATIŞ MEMURLUĞU TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI T.C. KADIKÖY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ 2004/431 Vas. Tayini İLAN Mahkememizce verilen 1.7.2003 tarih 2004431 345 E. K. sayılı karar ile Mustafa, Hulusi oğlu, 1337 d.lu AHMET TURAN EROL, TMK 405. maddesi gereğince vesayet altına alınarak kendisine Av. Kerim T. Kerimoğlu vasi tayin edilmiştir. Keyfıyet ilan olunur. 3.10.2006 (Basın: 55168) CUMHURİYET 13 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear