28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19 EKİM 2006 PERŞEMBE 4 HABERLER Danıştay ve gazetemize yönelik saldırılarla ilgili davada, Mustafa Yücel Özbilgin’i öldürmediğini söyledi DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Batıya Giderek Doğuya Varmak Okuyan politikacının az olduğu Türkiye’de okur–yazar, kitap sahibi aydın politikacı daha da az. Dışişleri Bakanı koltuğunu beş yıl doldurmuş olan İsmail Cem, bu azınlıkta kalan aydın, yazar, elit politikacılarımızdan biri. İsmail Cem ile Can Dündar’ın yaptığı bir söyleşi, üç gündür Milliyet’te yayımlanıyor. Bu diziden, sevinçle öğreniyoruz ki, bu seçkin politikacı aydın arkadaşımız ile ilgili bir nehir söyleşi eser de İş Bankası Yayınları arasında piyasa çıkmak üzere. İsmail Cem, yetkin bir kişi olarak Türkiye’nin iç ve dış politika sorunlarına değinirken artık yalnızca saplantılıların görmemekte direndikleri bir gerçeği bir kez daha dile getiriyor ve “AB ile ilişkiler sonucu olmayan ve maalesef Türkiye’ye kaybettirecek bir aldatmacaya dönüştü” diyor. Benzer görüşleri, geçenlerde evinde verdiği davette, Sayın Şükrü Elekdağ da dile getirmişti. Bu malumu ilanı burada yinelememin nedeni, bundan kısa bir süre önceye kadar, bu tür görüşleri ileri sürenlerin hemen “Avrupa düşmanı kafatasçılar veya dinozorlar” olarak nitelenmesiydi. Herhalde ne Sayın Cem, ne de Emekli Büyükelçi ve İstanbul Milletvekili Sayın Şükrü Elekdağ insaf sahipleri tarafından “Avrupa karşıtı” olarak tanımlanabilirler. Tam tersine, her ikisi de AB’ye üyeliğin taraftarı olduklarını birçok kez açıklamışlardı. Yine, kimsenin AB karşıtlığıyla suçlayamayacağı Osman Ulagay pazartesi günkü köşesinde ...”Sorgusuz sualsiz AB’nin ve Batı’nın ipine sarılmanın, onların çizdiği bir rotayı harfiyen izlemenin Türkiye’yi mutlaka esanliğe ve refaha götüreceğine inanmak giderek daha zor geliyor bana” diyor. ??? Sanırım bu tür haklı eleştirilerin artması, bundan böyle AB konusunu daha sağlıklı bir biçimde tartışmamıza yarayacak. Artık herkes Türkiye’nin bu duruma 2004 Aralık ayındaki tutumu yüzünden düştüğünü biliyor. Bu gözlemleri dile getirmeyi AB ve Batı düşmanlığı olarak algılamamak ve olmayacak AB duasına amin diyerek hayale kapılmamak gerek. Kabul etmemiz gerekiyor ki, AB yalnız kendi önyargıları, art niyetleri yüzünden değil, ama aynı zamanda son zamanlarda içine düştüğü iç tartışmalarından, bir türlü güne ayak uyduramaması doğurduğu sorunlardan, hâlâ anayasası konusunda bir anlaşmaya varamaması ve nihayet genişlemenin doğurduğu problemler nedeniyle de, Türkiye gibi büyük ve sorunlu bir ülkeyi sindirememek durumundadır. Öte yandan, Türkiye de bugünkü sosyokültürel yapısı ekonomisinin strüktürü dolayısıyla olduğu kadar işbaşında olan AKP’nin yönelimleri ve niyetleri açısından da AB’ye hazır değildir. Avrupa’yı haklı olarak eleştirirken, kendimize de bakıp, “Bütün bunları yapmasalar acaba biz hazır mıyız” diye de durup soralım ve yanıtını da içtenlikle verelim lütfen! ??? Sayın Cem söyleşinin bir yerinde, AKP’nin bugüne kadar Türkiye’ye gelmiş olan en Batı yanlısı iktidar olduğunu söylüyor. Dikkat buyurunuz, “Batılı” değil, “Batı yanlısı” diyor. Yani çağdaş modelleri benimsemek değil, Batı’nın istediklerini yapmaktır söz konusu olan. Bu ikisi arasındaki farkı hepimizin bildiği bir örnekle açıklayayım. Vahdettin ve Damat Ferit, Batı yanlısı, yani Batıcı idiler; Mustafa Kemal ise Batıcı değil, ulusalcı ve Batılı idi. Peki AKP’deki bu Batılı olmayıp Batı yanlısı olarak sendeleme çelişkisini nasıl açıklayabiliriz? Çok basit! AKP Batı’ya doğru yelken açmıştır, ama asıl amacı batıya doğru giderek doğuya varmaktır. Tıpkı 1492’de Christoph Colomb’un yaptığı gibi... Demek ki her batıya doğru yelken açmış görünen illa batıya varmak istiyor diye bir kural yoktur. Şu garip, toparlak dünya bunun benzeri örneklerini bize tarihimizde de göstermiştir. Özal kardeşler Doğulu tarikatçılığı Batı’da, gittikleri ABD’de benimsemişlerdir. İsmet İnönü ise Batı müziğini öğrenip sevmeye, Yemen savaşı için gittiği Doğu’da başlamıştır. Ne ilginç bir ülke Türkiye değil mi? Arslan ifadesini değiştirdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay’a silahlı saldırı ve gazetemize bomba atmaktan yargılanan Alparslan Arslan, daha önceki ifadesinin tersine Danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’i öldürmediğini, gazetemize bomba atmadığını öne sürdü. Danıştay 2. Daire üyeleri ve gazetemize yönelik saldırılarla ilgili 9 sanığın yargılandığı davada, Arslan’ın akıl sağlığının yerinde olmadığı görüntüsü verme çabası dünkü duruşmada da sürdü. Mahkeme Başkanı Orhan Karadeniz, Danıştay’da görevli Aynur Taslı, Cafer Özbey ve Yılmaz Demir’in mazeret bildirerek duruşmadan önce ifade verdiklerini belirterek ifa ? Akıl sağlığının yerinde olmadığı görüntüsü verme çabasını dünkü duruşmada da sürdüren Danıştay ve gazetemize yönelik saldırıların zanlısı Alparslan Aslan, ‘‘Cumhuriyet gazetesine bomba atan ve saldırıda Yücel Özbilgin’i öldüren ben değilim’’ dedi deleri mahkemede okudu. Taslı, olay günü düzgün giyimli bir kişinin müzakere salonuna yönelerek kapı girişinden içeride bulunanlara, hedef alarak ateş ettiğini anlattı. Demir ise olaydan bir gün önce Arslan’ın başkanın odasının kapısını zorladığını belirtti. Danıştay 8. Dairesi üyesi Atıl Üzergül’ün koruması Enver Akpolat da etkisiz hale getirilen Arslan’ın ‘‘Elimi sıkma, ben Allah’ın askeri, Osmanlı’nın torunuyum’’ dediğini aktardı. Arslan’ı teşhis etmesi istenen Akpolat, kısa bir süre duraksadıktan sonra Arslan’ı teşhis etti. Arslan’ın mahkemeye gönderdiği bir mektubu okuyan Karadeniz, Arslan’a mektupta yer alan ‘‘Cumhuriyet gazetesine atılan 3 bombayı atan ben değildim, Mustafa Yücel Özbilgin’i de öldüren kesinlikle ben değildim’’ şeklindeki ifadelerin kendisine ait olup olmadığını sordu. Arslan mektuptaki ifadeleri doğrulayarak ‘‘Cumhuriyet gazetesine bomba atan ve saldırıda Yücel Özbilgin’i öldüren ben değilim’’ dedi. Karadeniz, esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için dava dosyasının savcıya gönderilmesine karar verildiğini açıklayarak duruşmayı erteledi. Duruşmadan sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Arslan’ın babası İdris Arslan, oğlunun olayı kendisinin yapmadığını söylediğini belirtti. Danıştay’da yakalanmasının, saldırıyı oğlunun gerçekleştirdiği anlamına gelmediğini iddia eden İdris Arslan, ‘‘Yüzüne baktım, yapmadığına eminim’’ diye konuştu. GENERALLER Vakit davası yeniden görülüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Aralarında eski 4 kuvvet komutanının da bulunduğu 312 generalin, Vakit gazetesi ve eski RTÜK üyesi Mehmet Doğan aleyhine açtığı manevi tazminat davası, Yargıtay’ın bozma kararının ardından yeniden görülmeye başlandı. Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki davanın dünkü duruşmasına, generallerin avukatı Bilgin Yazıcıoğlu ile Vakit gazetesi sahibi davalı Nuri Aykon’un avukatı Hacı Ali Özhan ve Doğan’ın avukatı Mustafa Küçükkonyalı katıldı. Avukat Yazıcıoğlu, davacılar listesinde 289. sırada yer alan ve vefat eden Tuğgeneral Baynur Pekar’ın yerine mirasçılarının davaya katılmak istediklerini belirten dilekçeyi mahkemeye sundu. Yargıç Adem Albayrak, Pekar’ın mirasçılarının davaya katılmasına ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamına uyulmasına karar vererek duruşmaya devam edildiğini açıkladı. Avukat Yazıcıoğlu, davalı eski RTÜK üyesi Mehmet Doğan’ın, yazılarında takma isim olarak ‘‘Asım Yenihaber’’ ismini kullandığına ilişkin belge, fotokopi ve aylık edebiyat dergisi ‘‘Hece’’nin özel bir sayısını mahkemeye delil olarak sundu. Yazıcıoğlu, davanın deliller yönünden kanıtlandığını belirterek Yargıtay’ın bozma ilamında belirtilen ceza mahkemesinin kararının beklenmesine dava sürecinin bulunduğu aşamada gerek olmadığını savundu. Nuri Aykon’un avukatı Hacı Ali Özhan ve Mehmet Doğan’ın avukatı Mustafa Küçükkonyalı da Yargıtay’ın bozma ilamına uyulması yönünde isteklerini dile getirdi. Yargıç dosyadaki eksikliklerin tamamlanmasına karar vererek duruşmayı erteledi. BAKAN ÇELİK: İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Sözleşmeliye sendika hakkı yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, sözleşmeli personelin sendikalara üyeliğinin mümkün olmadığını açıkladı. CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı’nın soru önergesini yanıtlayan Çelik, Talim ve Terbiye Kurulu kararlarına göre öğretmen olabilmek için en az lisans mezunu olmak gerektiğini belirtti. Hüseyin Çelik, bilgisayar öğretmenliği de dahil tüm alanlarda ön lisans mezunlarının öğretmen olarak atanamadığını bildirdi. 20062007 eğitimöğretim yılında öğretmen ihtiyacı bulunan alanlarda kısmi zamanlı sözleşmeli öğretici görevlendirilmesine yönelik çalışmaların devam ettiğini ifade eden Çelik, bu öğreticilerin kadroya geçirilmesine yönelik bir çalışmanın bulunmadığını kaydetti. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ‘‘Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nda’’, kamu görevlisinin, kamu kurum ve kuruluşlarının işçi statüsü dışındaki bir kadroda daimi çalışan, adaylık ve deneme süresini tamamlamış kişiler olduğunun belirtildiğini ifade ederek sözleşmeli personelin adaylık ve deneme süresinin bulunmaması nedeniyle sendikalara üyeliğinin mümkün olmadığını bildirdi. namikzafer@yahoo.com ‘Halk anlıyor onlar anlamıyor’ Sözlerine tepki gösteren Deniz Baykal ve Erkan Mumcu’ya yanıt veren Mehmet Ağar, “Hiç kimse benim ne demek istediğim üzerinden siyaset yapmaya kalkmasın” dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, son günlerdeki açıklamalarıyla ilgili olarak ‘‘Hiç kimse benim ne demek istediğim üzerinden siyaset yapmaya kalkmasın. Halkın anladığını birileri anlamıyorsa o benim meselem değil’’ dedi. Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntz dün Ağar’ı Celal Bayar Köşkü’nde ziyaret etti. Cuntz, gazetecilerin Fransa Parlamentosu’nda alınan sözde Ermeni soykırımıyla ilgili kararı nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine, Almanya olarak TürkiyeFransa ilişkileri konusunda yorum yapmanın doğru olmayacağını söyledi. Fransa’nın hem Türkiye hem de Almanya için önemli bir ortak olduğunu ifade eden Cuntz, Fransa Cumhurbaşkanı’nın konuyla ilgili gerekli açıklamaları yaptığını belirtti. Ağar, konuk büyükelçiyi uğurladıktan sonra gazetecilerle sohbet etti. Bir gazetecinin, ‘‘ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, sizin sözleriniz üzerine açıklamalarda bulundular. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz’’ sorusuna, ‘‘Benim adım Mehmet Ağar, ben dediğimi bilirim, harfine, virgülüne kadar bilirim. Bu konuları da çok iyi bilirim. Hiç kimse benim ne demek istediğim üzerinden siyaset yapmaya kalkmasın. Halkın anladığını birileri anlamıyorsa o benim meselem değil’’ yanıtını verdi. DYP Genel Başkanı Ağar, ‘‘Bu açılımın devamı gelecek mi’’ sorusu üzerine ise ‘‘Türkiye’yi daha büyük ve daha güçlü hale getirecek, huzursuzluk yaratan tüm alanları ortadan kaldırmaya talip bir siyasetin sahibiyiz’’ diye konuştu. YİNE YAYIN KESİLDİ ‘Mücadelem iktidarla, muhalefet rahat olsun’ Ağar şöyle devam etti: ‘‘Mehmet Ağar, hep durduğu yerde durmuştur. Birilerinin tepeden indirmesiyle gelmedi. Birilerinin elinin, eteğinin arkasından geçip destek de almadı. Aldığı güç millettendir. Milletin, Türkiye’nin geleceğinde topyekun huzur aradığı bir ortamda, müşterek vatan iradesi içinde bölünmez birlikteliğinde Türkiye’yi daha büyük, daha güçlü yapmak istiyoruz. Biz Türkiye’de, büyük gerilimleri ortadan kaldırmaya çalışırken, küçük gerilimlerin insanı olmam. Benim mücadelem iktidar partisiyle, muhalefet partileri rahat olsun.’’ asirmen?cumhuriyet.com.tr TRT ders almıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bir süre önce TRT yayınlarının tarihte ilk kez kesilmesine neden olan elektrik arızası, gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle dün yeniden yaşandı. TRT 13.00 haberleri, yaşanan arıza nedeniyle yayımlanamadı. Arızanın, kesintisiz güç kaynağından çıktığı öğrenildi. Güç kaynağının yedeğinin de arızalı olduğu belirtildi. Yaklaşık 1 saat süren kesinti nedeniyle kanallarda belgesel programlar yayımlandı. TRT’de art arda yaşanan bu sorunlar, kurumdaki kadrolaşmanın da ‘‘ağır faturasını’’ ortaya çıkardı. Kurumun tüm birimlerinde olduğu gibi bu tür teknik konularla ilgili birimlerdeki üst düzey yöneticiler de AKP iktidarıyla birlikte ya görevden alındı ya da emekli oldu. Kesintisiz güç kaynağının bakımını yapmakla sorumlu olan Ankara Televizyonu Teknikten Sorumlu Müdür Yardımcılığı görevini yürüten Gürkan Elçi bir süre önce görevinden alınmış ve yerine prodüktör kökenli Muhsin Yıldırım getirilmişti. Yıldırım’ın, kurumun vekil genel müdürü Ali Güney ile de yakın ilişkisi olduğu belirtiliyor. ‘SOMALİLİLER’ YİNE GÜNDEMDE Sahte heyetin petrol teklifi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’la görüşen sahte Somali heyetinin Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’yla (TPAO) beraber petrol aramayı teklif ettiği ortaya çıktı. Heyetin sahte olduğu fark edilince Enerji Bakanı Hilmi Güler’le olan randevuları da son anda iptal edildi. NTV’nin haberine göre, Maliye Bakanı Unakıtan ve Merkez Bankası Başkanı Yılmaz ile görüşen sahte Somali heyetinin ziyaretlerinin bu kişilerle sınırlı kalmadığı ortaya çıktı. Söz konusu ziyaretlerinde, kendilerini Somali Merkez Bankası Başkanı ve beraberindekiler olarak tanıtan sahte heyetin, ayrıca bir de petrol bakanı sıfatıyla Enerji Bakanlığı’na gittiği öğrenildi. Sahte heyetin ayrıca TPAO Genel Müdürü Saim Dinç’ten de randevu almayı başardığı ve görüşmede Dinç’e petrolü beraber çıkarıp işlemeyi teklif ettiği, buna karşılık olarak da para istediği dile getirildi. Heyetten şüphelenen Dinç’in öneriyle ilgilenmediklerini söylediği ve sahte Somali heyetini gönderdiği kaydedildi. Öte yandan, kısa sürede yapılan araştırmada heyetin sahte olduğu anlaşılınca Enerji Bakanı Hilmi Güler’le yapılacak görüşmenin de son anda iptal edildiği ortaya çıktı. Behiç Aşçı’ya ziyaret İstanbul Haber Servisi Ataol Behramoğlu, Bilgesu Erenus, Cahit Berkay, Cezmi Ersöz ve Metin Kahraman’ın da aralarında bulunduğu aydın ve sanatçılar, ölüm orucunun 197. gününde avukat Behiç Aşçı’yı ziyaret ederek Adalet Bakanı Cemil Çiçek’ten “Bir an önce tecridi kaldırmasını” istediler. Aşçı’nın evinde yapılan basın açıklamasında konuşan yazar Erenus, önceki gün Cemil Çiçek’in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a geçmiş olsun ziyaretine gittiğini, Başbakan’ın da “Sahuru pas geçmişim, yeterli beslenememişim” dediğinde, Çiçek’in tecritle mücadele için açlığın iki yüzüncü günündeki Behiç Aşçı’yı anımsayabileceğini, Başbakan’ın “İnsanın kendi arabasında bile olsa tek başına kilitli kalması ne beter şeymiş” dediğinde ise Çiçek’in, on dakika değil, tam 7 yıldır F tipi hücrelere atılanları anımsamamasının mümkün olmayacağını açıkladı. Sanatçılar adına ortak basın açıklamasını okuyan şair Cezmi Ersöz ise perşembe günü Adalet Bakanlığı’nın önünde olacaklarını belirterek “Ankara’ya bizler de gideceğiz” diye konuştu. Ölüm orucunun 197. günündeki Aşçı, sanatçılar tarafından ziyaret edildi. (CİHAN ORUÇOĞLU) CUMHURİYET 04 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear