17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
.AYFA CUMHURİYET 26 EYLÜL 2005 PAZARTESİ HABERLER ^HP lideri, Galataport ve TÜPRAŞ ihaleleriyle ilgili olarak hükümete gensoru vereceklerini söyledi 'îkinciTürkbankolayı'ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP, tartışma yaratan Gala- taport ve TÜPRAŞihaleleriyle ıl- gili olarak hükümet hakkında gensoru önergesı vermeye karar verdi. CHP lideri DenizBaykaL "Bu ihaleler 2. Türkbank olayı. Yüce Di\"anyolugörünebihr" de- CHP, tartışma yaratan ıhalelerle ilgili olarak hangı denetim yolunun kullanılacağını kesinleştirdi. CHP lı- den Baykal, dün CNN Tüık'te yayım- lanan "Ankara Kulisi" programmda TBMM açılınca gensoru önergesi ve- receklenni açıkladı. Böylece, enerji ve ulaştırma ba- kanları için verilen gensoru önergelerinin ardından, bu hü- kümet hakkında 3. gensoru önergesı verilmiş olacak. Baykal, "Niye somşturma YÜCe DİVan yOlU "Pis kokular gelen ihalelerde yaşananlann, en yüksek siyasi iradenin işbirliği olmadan yapılamayacağını" vurgulayan Baykal, "Rahmi Koç, ihaleye şahsen girerdim, diyor. Pazarlamacüığıyla övünen Maliye Bakanı, Ofer ailesine anlatmayı başanyor da burnunun dibindeki Koç'a anlatmayı niye başaramıyor" diye sordu. değil de gensoru, denebilir. Soruştur- üzülüvorum. Bunun çaresi dokunul- ma verirsek,'Yok bır şey' diyesiyasides- tekle kapatmalanna imkân vermek is- temiyoruz. O. bir süre sonra vapüacak soruşturmayı da ohımsuz eddle>ecek, Bu olayda yine Yüce Divan yolu görünebi- hV* dedı •Pokunulmazhk kalkmah* Olayı "ikinci bir Türkbank** olarak nitelendıren Baykal, u Aynı yanhşlar var. Bu,Türkiye'nin en önendi konusu. Şimdi bir eski başbakanın Yüce Di- van*da hesap veriyor olmasından derin bir azap duyuyorum. O görüntülere maziıklaruı kaldınlmasıdır* 1 açıklama- sını yaptı. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal sözlerini şöyle surdürdü: Türkiye'de iktidarlarla, devlet iha- leleri, özeileştirme uygulamalan konu- sunda nasıl bir Oişld söz konusu olma- lıdır. sorusu doğru dürüst cevapianabü- nıiş değil. İnsanlar iktidar oluncaber şe- yi yapabUeceklerini düşünüyor. Siyast- ler satacaklan bir maluı alıcısıyla özel ilişkileregiriyorlar. Kamuoyundan sak- la>arak konuşmalar yapıyoriar, onla- nn ihtiyaçlaruıa yönelik düzenlemeler yapıyorlar. MaliyeBakanı, ben aktif pa- zartamayapıyorum, diyor.Bir afleyleya- pıyorsun, o afleyle gece gündüz buhışu- yorsun. Yetmiyor, Başbakan buluşuyor. Başbakan önce haorlamıyor, sonra ha- ürtryor. Ben30yıl önceyapmadığım gö- rüşmeyi haürfayorum da sen 2 yıl önce- ki görüşmeyi haûrlamıyor musun? Te- dirgintik ve suçluluk duygusu içine gi- rfliyor. Aptesinden mi kuşkutusun, çiğ mi yedin? İnkâr edilemez hale getinee, evet buluştum, djyor." "Pis kokular gelen ihalelerde yaşa- nanlann, en yüksek-siyasi iradenin iş- birtiği olmadanyapüamayacağını** vur- gulayan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Rahmı Koç, ihaleye şahsen gjrerdhn, diyor. Pazarüunacıhğrvia övü- nen Maliye Bakanı,Ofer ailesine anlat- mayı başanyor da burnunun dibinde- ki Koç'a aniatmayı niye başaramıyor" dive sordu. CHP'LÎ SELVİ: 2006 SEÇÎMYILI OLACAK 'Yolsıızlıık yaygüilaştr' ESKİŞEHİR (Cumhuri- yet) - CHP Genei Başkan Yar- dımcısı Cevdet Sehi, yoksul- luk ve ışsızlığin daha yay- gınlaştığını. Türkiye'nin kri- tık bır dönem yaşadığını vur- gulayarak20O6'run seçimyı- lı olacağını söy- ledı. Cevdet Sel- vı, CHP Eskişe- hir Mıllervekili MehmetABAn- kan ıle birlikte EskişehirÖğret- menevı"ndedün düzenlediği ba- sın toplantısın- da son dönem- deki gelişmele- n değerlendirdi. Geçmişten daha hızlı bir yozlaş- ' ma, işsızlik, yoksulluk ve yolsuzluk yaşandığını belir- ten Selvi, şöyle konuştu: "TÜPRAŞ, ERDEMÎR, Telekom ve Tekel gibi birçok kurum satılmaya başlandı. TÜPRAŞ'uı yiizde 14.76'sı yasaya ve kuraDara uygun ol- madan ektençıkanku,Gala- • CHP'li Cevdet Selvi, ekonomik krizlerin üzerinden 3 yıl geçmesine karşın yoksulluk ve işsizliğin yaygınlaşmaya devam ettiğini vurgulach. taport ihaksi adı alOnda ts- tanbul'un parça parça elden çıkanküğı görüldü. Kuşada- sı Limanı'nm da adeta hedi- ye edikliği ortaya çıktL" Selvi, ekonomik knzlenn üzerinden 3 yıl geçmesine karşın yoksulluk 1 ve işsizliğin yay- gınlaşmaya de- vam ettiğini vur- gulayarak "Tür- kiye son derece kritikbirdönemi yaşıyor. Türki- ye'de2006,seçiın yıh olarak görül- mektedir** dedi. Gazetecilerin Ermeni Konfe- ransı ile ilgili so- rulannı da yanıt- layan Selvi, "Ffldrvedüşün- ceözgürtüğününkuDandma- sı kaçunlmazdır. Hassas bir konudur. Bitimsel olan her konu tarüşmaya açıkür. Bu toplanüda yapünuşör- Elbet- te yapümahdır. Baskı ve ya- saldabirtophunyönedemez*' diye konuştu. NIAUYI BAKANI ENıAL UNAKıTAN ÖDP'li grup sloganlarla iskeleden TDİVe kadar yürüdü. (BAR1Ş MUMYAKMAZ) ÖDP, Galataport ihalesiniprotesto etti Unakıtan'a istifa çağnsı tstanbulHaber Servisi- Özgürlük ve Da- yanışma Partısı (ÖDP) İstanbul ll Örgütü, Galataport ıhalesını Türkıye Denızcılık tş- letmelerı (TDİ) Genel Müdürlüğü'nün önünde protesto ettı. ÖDP ll Başkanı Sinan Tutal Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ı ıs- tifaya çağırdı. Karaköy tskelesfnin önunde toplanan ÖDP'li grup "KrvTİarhalkuıdır.satılanıaz**, "Yağmanın adı Galataport** sloganlan ile TDİ Genel Müdürlüğü'ne yürüdü. ÖDP 11 Başkanı Tutal. Başbakan Recep IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR Ruşeni Bey'in îlginç Hikâyesi... Kısa adı "Ermeni Konferansı" diye anılan konferanstaki konuş- malann tüm Türkiye'de canlı ola- rak izlenmesinı çok isterdim. Çün- kü birçok önyargının, birçok kor- kunun ne kadar anlamsız oldu- ğu, bu konuşmalar sakin bir ka- fayla dinlense daha iyi anlaşıla- caktı. Baskın Oran, "soykınm" iddi- asının hukukı bağlamda geçerli olmadığını söylerken kendince bir değerlendirme yapıyordu, tıpkı genç akademisyen Fuat Dündar gibi. Bunun nedenlerini de anla- tıyordu. Salonda onun gibi dü- şünmeyenler de vardı, düşünen- ler de. Ancak, tartışmalar hiçbir za- man "soykınm oldu mu, olmadı mı" noktasına sıkışmadı. • • • Kendi adıma bu alanda yapılan akademiR çalışmalardan çok şey öğrendim. Zaman zaman duygu- landım, bazen de öğrendiklerim karşısında öfkeye kapıldım, üzün- tüye kapıldım. Sabah konferansı izlemeye gelirken üniversitenin kapısına birikmiş küçük toplulu- ğun herkes gibi "s/V/7" sataşma- lanna uğradım. Elinde pankartla yanıma yanaşan orta yaşı geç- miş bir "ülkücü milliyetçi"y\e şa- kalaşarak şöyle bir konuşma geç- ti aramızda. Bana bir şey söylemek istiyor- du ve tabii bu arada çevremize toplanmış televizyon kamerala- nnda da görünmeyi amaçlıyordu. Ben kendisine "Bak kameralar seni çektiler, böylece meşhur ol- <±/n"diyerekgülümsedim. Oda, "Sayın Çalışlarsizzaten meşhur- sunuz" diyerek cevap verdi. Yü- rüdüm, o da arkamdan baktı. Ülkücülerin, bu gösteriler sıra- sında arkalannda devlet yoktu. Bu nedenle gösterileri "s/V/7" bir nitelik kazanmıştı. Düşünceleri- ni, tepkilerini demokratik bir or- tamda rfade ediyorlardı. Polis de toplantıya katılanlar da onlann bu tutumuna gülerek karşılık veri- yoriardı. • • • Toplantının en etkili konuşma- lanndan birisini Melissa Bilal yap- tı. "Yüzleşme ve Kayıp Hissi" baş- ltK.li tebliğinde Bilal, bir Ermeni genci olarak yaşadıklannı bilimsel birçerçeveyeoturtmuştu. "Insa- nın kendi toprağında yersizleşti- rilmesi" adı altında anlattığı kayıp hissini şöyle özetledi: Ermeni gençleri son yıllarda Er- meni tarihiyle, Ermeni kültürüyle yüz yüze gelmeye başladılar. Ken- di tarihlenni anlamaya başladık- lan an ise kayıp hissiyle yüz yüze geldiler. Kazanmak istedikleri ta- rih artık yoktu. Çünkü o tarih ve o kültür çok gerilerde kalmıştı. Ar- tık kayıp hissiyle yüz yüzeydiler. Oturduklan yerde kendilerini ya- bancı hissediyorlardı. • • • Toplantının önceki günkü teb- liğleri arasında en dikkat çekici olanı ise Cemil Koçak'ın Ruşe- ni ile ilgili dikkat çektiği belgeydi. "Teşkilatı Mahsusa" isimli,Tttihat Terakki döneminin ünlü gizli örgü- tüne ilişkin ilginç bir belgeye Baş- bakanlık arşivinde rastlanmıştı. Ruşeni Bey 1931 yılında yazdığı uzun dilekçede, Teşkilatı Mahsu- sa üyesi olduğunu ancak bunu belgeleyecek imkânının bulun- madığını belirtiyorveemekli olma- yı istiyordu. Teşkilatı Mahsusa gizli bir örgüt- tü, bunu bilecek olanlar ancak o zaman hayatta olan bazı gene- rallerdi. Ruşeni onlann da adını verdi. Ruşeni dilekçeyi 1931 Ha- ziranı'nın sonunda vermışti. Ara- dan 15 gün geçmeden de aldığı bir cevapla emekliliğinın kabul edıldiğini öğrendı. • • • Ruşeni dilekçesınde, Teşkilatı Mahsusa adına neler yaptıklannı da uzun uzun anlatmıştı. Belge- siz bir kimsenın nasıl emekli edil- diği belkı de tarihe geçecek bir olaydı. Aradan 6 ay geçtıkten son- ra ısrail'e maslahatgüzar olarak atanmış ve daha sonra da uzun yıllar milletvekili olarak görev yap- mış ve 1953'te yaşamını yitirmiş- ti. Cemil Koçak, Ruşenı'nin haya- tıyla ilgili ilginç bir aynntıya daha dikkat çekti. Ruşeni milletvekili olduktan sonra, hiçbir zaman Teş- kilatı Mahsusa'da çalıştığını bi- yografilerinde dile getirmemtşti. O görevi, yalnızca Başbakanlık'a yazdığı dilekçede kalmıştı. Öykünün ilginç bir yanı da ay- nı Ruşeni'ntn milliyetçi ideolojinin oluşmasında önde gelen bir isım olarak dikkat çekmesiydi. • • • Konferansta daha başka ilginç çok sayıda tebliğ daha yer almış- tı. Bunlardan binsi de Ermenilerin tehciredildiğiSuriye'ninZoreya- letinin valisinin birTürkiye Komü- nist Partisi kurucusu olmasıydı. Bir de tehcıre direnen Kütahya Valisi Faik Ali Bey'ın öyküsü et- kileyıci, dikkat çekicıydi. Bu konferans ülkemizin demok- rasi iradesini göstermesi bakımın- dan önemli bir adım oldu. Yurti- çinde ve yurtdışında bunun olum- lu etkileri olacaktır. Bir sükûnete ihtıyaç var. Aşma- mız gereken sorunlar o kadar çoft ki! Tayyip Erdoğan \e Unakıtan'ın otel oda- lannda^izli gerçekleşen görüşmeleriyle önce TUPRAŞ hisselerinin yüzde 15'inin Israilli Ofer ailesine verildiği belirterek "Şimdi de Galata bölgesinin tarihi çehresi- ni değiştirecek bu proje için hiçbir hukuki alnapı hazırlanmadan, y^p-işlet-devTet yön- temi ile 49 yühğına aynı aUeye peşkeş çekü- nüştir** dedı. Tutal. SEKA, Seydişehır Alü- mınv'um, TÜPRAŞ, ERDEMÎR ve Kuşa- dası Lımanı"nın özelleştirihnesinın, bır zin- cıruı halkalan olduğunu söyledi Tutal şöy- le devam etti. •'Kendi belediye başkanhğı döneminde Mesut Yılmaz hükümetinin ts- tanbul'da baa semtleri turizm bölgesı" ilan ederek imar yetkisini yerel yönetimk- rinden merkezi hükümete vermesi üzerine "Tunzm bölgesi demek talan demektır. İs- tanbul yeni rant alanlan ıhdas edümesine kurban edihnektedir' diyen Recep Tayjip Erdoğan. Başbakan olunca tüm söyledik- lerini unutmuştur.** ERDOĞAN 'Görüşmeye devam edeceğim' HA3AY (Cumhuriyet) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin yaptığı bir ış olmadığını ifade ederek "Benim özeüeştirroeye giren yerti ve yabana firmalarla yaptığun görüşmeleri tarüşıvorlar. Ben görüşürüm, görüşmeye de devam edeceğim** dedi. Erdoğan, dün "Birinci Hatay-Antakya Medeniyeüer Buluşmaa"nın açılışı öncesi Dörtyol üçesine bağlı Yeşilköy beldesinde halka hitap etti. Erdoğan, iktidarlan döneminde Türkiye'dekı ekonomik göstergelerin değiştiğini, her şeyin daha iyıye gittiğini, ancak muhalefetin bundan rahatsızlık ve sıkıntı duyduğunu savundu. Muhalefet ne yaparsa yapsın, güneşin balçıkla sıvanmayacağım ifade eden Başbakan Erdoğan, "Muhakfetin yaptığı bir iş yok, benim özelleştirme>e giren yerü ve yabancı firmalarla yaptığun görüşmeleri tartışıyorlar. Ben görüşürüm, görüşmeye de devam edeceğim. Ülkeme yeter ki yaûnm yapsınlar, ülkemde taş üstüne taş koyamn yerti olsun yabancı olsun başımm üzerinde yeri var" diye konuştu. Konuşmasında medyaya da sitem eden Erdoğan, iktidarlan döneminde eğitime büyük önem verdiklerim ancak icraatlanna medyanın yer vermediğini savundu. 2000? Lt YILLARDA ERDAL ATABEK İnsanı da Tüketmek... 'Insan tüketimi', yaşadığımız çagın en çarpıcı özel- liği. Artık insan da 'tüketim malları' listesine girdi. Genç Ata'nın ölümü bu tüketimin somut bir ör- neği. 'Kullan at kültürû' onu da işi bitmişler listesine kattı. Annesi Semra Hanım da öyle değil mi? İnsanlar bütün duygulanyla, bütün davranışla- rıyla ortalara serildiler. Kitleler onlarla beslendi, onlan tüketti. Televizyonlar onlan önce yarattı, sonra da kul- landı ve attı. Bu iletişim ortamının doğası budur, onlan suç- lamanın da anlamı yok. Televizyonlar da, radyolar da, gazeteler de aynı sistemin araçları. Kullanacak ve atacaksın. Sonra, hemen sonra yenilerini bulacaksın. Onlan da kullanacak ve atacaksın. Doymaz bir tüketim iştahının gönüllü kurbanla- n bunlar. Bülent Ersoy'un açıklamalan. Hülya Avşar'la Kaya Çilingiroğlu'nun boşan- malan. Gamze Özçelik'in internette dolaşan özel gö- rüntüleri. 'Kullan at kültürü'nün seçkin malzemeleri. Dedikodunun gözde program olması, dikizcili- ğin katılımcılık sayılması. Insanın belden yukarısının belden aşağısınaye- nik düşmesi. Tüketim kültürünün en gözde nesnesi olarak 'in- san' size sunuluyor. Ata bir kurban. Sistemin ilk de olmayan, son da olmayan yeni kurbanı. Burçin vardı, anımsar mısınız'? Eroin kriziyle ölmüştü. Bir yıl önceki güncemde şu satıriar varmış: "19Ocak2004 Yerel seçimlere bir ay kaldı, 28 Şubat. Toplum 'Popstar' diye inliyor. 'Biz Evleniyoruz' yüksek rating alıyor. Seçimlere, politikaya, adaylara, 'sonra neler ola- cağı'na ilişkin ilgi de yok, heyecan da. Toplum 'katılım olgusu'nu kendini yönetecek- lerde değil, kendini eğlendireceklerde doyuıma- ya çalışıyor. Bıkkın, yılgın, umarsız, umutsuz bir kişinin dav- ranışı gibi. Tehlikeli bir durum. Bu arada, yerelyönetimleryasası geçiyor, imam- lar her türden göreve atanıyor, toplum bütün yö- netim kademelerinde el değiştiriyor. Kimsenin umuru değil. Bir mılyon insan 'Popstar' yanşmasında oy kul- lanıyor." Bu gözlemlerin üzerinden ikı yılayakın zaman geç- mış, şimdi durum nedir? Şimdi TÜPRAŞ satılıyor, Galataport satılıyor, ba- şanlar bunlar. Göztepe parkına cami yapılmak isteniyor. Cumhuriyet mahallesine yapılan cami gibi. Cemaati yok, ortada talep yok, ama camilerle bir kuşatma hareketi gerçekleştiriliyor. Almanya'da birTürk kızı, Sevim Dağdelen, mil- letvekili oldu. Sevim Dağdelen, garsonluk yaptı, uçak temiz- ledi, tuvalet yıkadı, okurken çalıştı. Şimdi hukuk fakültesinde öğrenci. Seçimlere katıldı, milletvekili oldu. Bertoht Brecht okuyor, Nâzım Hikmet okuyor, Dostoyevski okuyor. Ama haber olmuyor, Sevim Dağdelen'i tanıya- mıyoruz. Hakkı Keskin milletvekili oluyor, haber olmuyor. Tüketim toplumunun yeni nesnesi insan. Ama bu sisteme direnen insanlar var ve sonun- da onlar kazanacak. Hiç kuşkunuz olmasın, insan bu tüketim kültü- rüne teslim olmayacak. Elbette kurbanlar olacak, bilinçsiz kittenin bilinen kurbanlan olacak. Ama sonunda insan kazanacak. Sonunda bizler kazanacağız. Biz, hepimiz. e-mail: [email protected] Derya Baykal'ın sunduğu herkesi ekran başına toplayan program DERYA GİBİ izleyicileri ile buluşuyor. 17:00
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear