Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
fT-ÜL 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
feslim
Etrafınıza bir bakın,
onuşulanlara, söyle-
enlere kulak kabar-
ın; yazılanlara, çizi-
snleregözatın...
Kimsenin ağzından
"lafolsun, torba dol-
sun " diye bile olsa bir
zamanlar dillerden dü-
şürülmeyen "Emeken
yüce değerdir" gibi
bir lakırdı çıkıyor mu?
Emperyalizm ve ka-
p'rtalizmin yıkıcılığın-
dan, insanlığa yaşat-
tığı acılardan dem vu-
rulduğunu ya da o
demde "eme/c"ten
söz açıldığını duyuyor
musunuz hiç?
Bırakın uygulama-
da emegin haklanna
sayg göstermeyi, söz-
de de olsa yalın
"emek"\en yana ol-
duğunu ıfade edene
denk geliyor musu-
nuz?
Vazgeçtık emeğin
yüceliğinden, bir za-
manlar deger olarak
gördüğünüz degerie-
re rastlama olanağı-
nız kaldı mı?
Yükselen değerie-
re kapılanıp yüksel-
meyi en yüce deger
sayanlar, en değerii-
niz sayılmıyor mu ar-
tık?
Değişmek değil bu-
nun adı, ortama uy-
mak, gerçekJere uyum
sağlamak filan da de-
ğil; ruhunu teslim et-
mek gibi bir şey...
ISIK KANSD
Ozerk universîtelere bir oneriDegerli diplomat ve araştırmacımız Bi-
lal N. Şimşir, yeni çıkan "Ermeni Mese-
lesi (1774-2005)" adlı kitabında Ermeni
terörü sonucu şehit düşen diplomatlanmız
ve görevlilerimizi bir kez daha anıyor
"Şehitlehrnizin birçoğu Galatasaray LJ-
sesi'nden çıkmıştır. ömeğin şehit büyü-
kelçiler Dâniş Tunalıgil, Ismail Erez, Ta-
ha Canm, Beşir Balcıoğlu Galatasaray
mezunlandır. Galatasaray çok köklü bir
eğitim-öğretim kuruluşumuzdur ve bu-
gün saygın bir üniversitedir. Ama Galata-
saray camiasının şehit diplomatlanmızia
ilgili herhangi bir etkinliğini şahsen duy-
madım ve hatırtamıyorum.
llk diplomat şehidimiz Konsolos Baha-
dır Demir, Paris büyükelçisi iken şehit
edilen IsmailErez, Avustralya'nın Sydney
şehrinde şehit edilen Başkonsolos Şank
Anyak, Paris'te Çalışma Müşaviri iken
vurulan Reşat Moralı Mülkiye mezudur.
Çok sevdiğim Ankara Siyasal BilgilerFa-
kültesi Dekanlığı ve MülkiyelilerBirtiği ne-
rededirier? Bugüne kadar onlann da Mül-
kiyeli şehitleri hatıriayıp onlariçin bir şey-
ler yaptıklannı, onlann isimlerini Mülki-
ye'nin bir yerine kazıdıklannı, onlar hak-
kında birşeyferyazspyay\mladıklannı duy-
madım.
Belgrad'da şehit edilen BCıyükelçi Ga-
lip Balkar ile San Fransisco'da vurulan
Başkonsolos KemalAnkan, Ankara Üni-
versitesi Hukuk Fakültesi mezunuduhar.
Diplomat şehidimiz Başkonsolos Meh-
met Baydar, Vıyana'da vurulan Büyükel-
çi Beşir Balcıoğlu Istanbul Oniversitesi
Hukuk Faküttesi'nden mezun olmuşlardır.
Hukuk fakültelerimizin de bu şehit diplo-
matlanmızı hatırtayıp andıklannı hiç duy-
madım.
Şehit Başkonsolos Mehmet Baydar ile
Konsolos BahadırDemir, Istanbul Robert
Koleji'nibitiımişlerdir. Robert Kolej bugün
Boğaziçi Üniversitesi'dir. Bu üniversitemiz
de bu ilk diplomat şehitlerimiz hakkında
çeşitli etkinlikler düzen/eyebi/ır."
Boğaziçi, Sabancı veBilgt üniversitete-
rinin özerk katkı ve tsrartanyla düzenlenen
"Imparatohuğun Çöküş Döneminde Os-
manlı Ermenileh" adlı konferans hazır ger-
çekleşmişken, Bilal Şimşir'in kitabına da
aldığı önerisini tüm özerk üniversitelerimi-
ze anımsatmakta yarar görüyoruz:
"...Isimleriniandığım okullarve fakülte-
ler, kendi mezunlan olan görev şehitleri-
ni anmak için bazı etkinliklerdüzenlemek
isteıierse, bu şehitierin hazin öyküleri hak-
kında hazırbilgileri 'Şehit Diplomattanmız'
adlı kitapta bulabilirler ve bu bilgileri gü-
venle kullanabilirier. Gerekirse biz de ken-
dilerine yardımcı olabiliriz."
Biliyorsunuz, şimdi "sessiz devrim" za-
manı. ömeğin, Talim Terbiye Kurulu Baş-
kanı 25yaSetçukve ekibinin, o önünde du-
rulamaz büyük müfredat devrimi dalga
dalga okullara, illere yayılıyor. Konya'ya
vuran bir başka sessiz devrim dalgası da,
ildeki ilköğretim okullannın büyük bölü-
münü 1,2,3 ve 4. sınıflan öğlenci; 5,6,7
ve8. snıflan dasabahçıyaptj. Böytece, öğ-
leden sonra 1, 2, 3, 4. sınıflann, öğleden
önce de 5, 6, 7, 8. sınıflann eğitim-öğre-
tim görmesi sayesınde Konya'daki ilköğ-
retim okullan sekiz yerine, eylemli olarak
dört sınıflı kurumlaradönüştürülmüş oldu!
Eğitirn-Sen Konya Şubesi de tuttu, bu
eşsiz devrime karşı çıktr. "Birkurumda sa-
Eğitimde devrim!
bahleyin 10-14, öğleden sonra 6-10 yaş
grubundaki çocuklara eğitim veriliyorsa,
bu kurumda öğleden önce de, öğleden
sonra da ilköğretim kurumu olmanın ya-
sal nitelikleh yok demektir. Yaşanan bu
durum; sınıflann öğleci ve sabahçı olarak
bölünmesi, 6-14 yaş grubundaki tüm ço-
cuklann aynı kurumda, birarada eğitilme-
si anlayışıyla çelişmektedir.
llköğretim kurumlanyönetmeliğinin 138.
maddesi; ilköğretim okullannda 5,6,7 ve
8. sınıf öğrencüerinin nöbettutmalannı ön-
görmektedir. Oysa ilimizdeki uygulama,
bazı ilköğretim okullannda öğrencilerin öğ-
leden öncenöbettutmalannt, öğleden son-
raise nöbettutmamalannı öngörmektedir.
llköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin
145. maddesi; sıralann öğrencilerinyaşla-
n, fiziksel gelişmeleri ve çalışma biçimine
göre yerieştirilmelerini gerektinmektedir.
Büyüklerie küçüklerinfarklı devrelerde eği-
tim görmeleri; onlann aynı sıralarda otur-
malannı zorunlu kılacaktır. Yönetmeliğin,
145/5 maddesi 4,5,6,7 ve 8. sınıflann ders-
liklerinde duyuru ve öğrenci etkinlikleri pa-
nolannın bulunmasını, derslik ortamının
öğrencilerin yararianıp kullanabileceği bi-
çimde düzenlenmesini emretmektedir. Bu
iki ömek, sınıf düzeyine göre dersliklerde
bulundurulması gerekecekeğitim araç ve
gereçlerinin farklı olduğunu göstermekte-
dir. Büyük sınıflardan biri ile küçüklerden
birinin aynı dersliği paylaşması, bu sınıfla-
nn farklı ders araç gereçleri kullanmalann-
dan dolayı, eğitimgörülen smıf, bir araç de-
posu haline gelecektir. Bir sınıfın kullana-
cağı araçlara ötekinin zarar vermesi de ek
bir sakınca doğuracaktır."
AKP1
nin eğitimdeyaptığı devrimler o ka-
dar sessiz ve derinden ki, kimse ne yapıl-
dığını, neyapılmak istendiğini anlayamıyor
bile!
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUMARI
YILMAZ ŞtPAL
SSK'nin 40 Yıh (6):
(Mart 1981-Temnıuz 1987)
işçiSigortalanKımımu döneminde veNısan 1950
>
de69O0sayıb"Ma-
hıüyet; thtiyaıtk ve Ottim Sigortalan*' yasası uygulamasına geçilmiştir.
Nisan 1950'dengünümüze kadar geçensürede "YaştahkAybğmmHesap-
buomaa" yöntemi 7 kez değişmıştiı.
1) îşçi Sigortalan Kurumu Dönemi (Nisan 1950-Mart 1965): Bu dö-
nemde 6900 sayılı
tt
Mahıfiyet, thtiv^rük ve CHüra Sigortalan Kanu-
nu"nun 12. maddesıne göre
tt
lhtiyariıkay1ığıbagtenınas
w
için gereken
toşullan '^etrogetnTi^suıvtivieihtivarhkayiığıbağiannıasnıahakka-
Lanan" sıgortalılara "sigortahhksüresince ödedflderi sigorta primkrinin
hesabma esas tutulan ortalama yıM. kazançJan"mn tumu uzennden ay-
Uk bağlanmaktaydı.
2) Mart 1965-Mart 1969 Dönemi Bu dönemde yasada öngörûlen ay-
hk bağlama koşvülannı, "yerine getirerek ya^hhk aniığı bağianmasına
hak kazanan âgortalı>'a. işten avnldığı tarihten önce malullük. yuşhhk ve
öiümsigortalan primi ödenmiş soo on takvim yıhnuı prim hesabma esas
tutvüan kazanç tutanan toplamı en yüksek otan yedi takvim \ihna göre
buhınacak ortalama vılhk kazana" göz önüne alınarak bağlanmakta\'-
dı.
3) Mart 1%9-Mart 1982 Dönemi: Bu dönemde "'yaşMık ayhğj bağ-
lanmasma hakkazanansigortabya işten avnkhğı tarihten önce maluMk.
yaşhhk ve ölüm sigortalan primi ödenmiş, son 5 tak\im yıfanın prim he-
sabma esas tutulan kazanç tutarlan toplamı en >"üksek olan 3 takvim \>
hna göre bulunacakortalama \ılhkkazananm % 70'ioranmdayıfiık j'aş-
hhkgetiri" bağlanmaktaydı.
4) Mart 1982-Temmuz 1987 Dönemi. Bu dönemde "Yaşhtakayfağmm
hesabnu esas alınacak ^ s t e r ^ âgortahnm işten aşTiklığıtarihtenönce-
ki\lahıÜM.VaşJMwOWm Sigortalan priımodenmiş olan5 tak%imv>
bnm prim hesabma esastutulan kazanç tutartarma görebulunacak orta-
bma yrihk kazanç esas ahnarak" belirlenmekteydı.
5) Temmuz 1987-Temmuz 1992 Dönemi. Bu dönemde SSKemekli-
leri "söper emekfi" ve "normal emekH'* olarak ikiye aynlmıştır. Normal
emekliler içineski gösterge tablosu yürürlükte kaİmış ve yaşlıhk ayhğı-
nın hesaplanması yöntemi de değışmemiş. eskiden oldugu gibi "sigor-
^Jının »tktakpve\'aö)ümtarihindenöncekibeş takvim yıhnda* prime
esas ahnan kazançlara göre aylıklar hesaplanmışnr.
Süpeı emeklüer için ikinci bir tablo devTe>'e sokulmuş ve bu tabloya
"Üst Gösterge Tablosu" adı verilmiştiı. Bu tablodan emekli olacaklara
da bağlanacak yaşblık aylıklan "sigortalmnn a\hk takp veya ölüm tart-
hmdenöncekibeştakvim vümdaprimhesabma esas
1
" kazançlan esas alı-
narak bağlanmıştır.
6)Temmuz 1992-Ocak 2000Dönemi. 22Mart 1992 günlü Resmı Ga-
zete'de yayımlanıp, 8 Temmuz 1992'de yürüriüğe gıren 3869 sayılı ya-
sa ile bu kez, "AK Gösterge Tabtosırndan emekli olmaya hak kazanan-
lara son 5 yılm kazancvna göre aviık bağlanmıştır Üst Gösterge Tablo-
sundan aylıkbağianmasına hakkazananlara ıse ayhk sonon yıhn sigor-
ta primine esas kazancına göre bağlanmıştır. Ancak, uygulama kademe-
li olarak yapılmıştır.
7) Ocak 2000-W: 1 Ocak 2000^ 4447 sayıh »SosyalGûvenlikRe-
fonno Yasası" ile başlayan bu dönemde ayhk bağlama yöntemi yedinci
kez değişnrilmiş ve oldukça tartışmalı bir yöntemyürüTİûğe konmuştur.
Bu konu, başlı başma ele alınması gereken bir konudur. Bu konuyu ay-
nca ele almaya çalışacağız.
2422 sayılı yasanın en büyük özelliği Nisan 1950'den. Mart 1982'ye
kadar süregelen. yaşlıhk aylığı hesaplama yöntemlerinin değiştirilmesi
sonucu oluşaneşitsizliği "GöstergeTespitf ablolan" ilebir dereceye ka-
dar düzeltebümiş olmasıdır.
'Kiösterge TespitTabtotan" üdgrup olarak düzerûenmıştir.Birirıcigrup
üeri dönüktür ve Mart 1982'den sonra emekli olan SSK. sigortahlannın
yaşhlık ayhklanmn hesaplanmasında kullanılmak üzere hazırlanmışnr.
1. Bölüm: (Mart 1981-Temmu2:1982)
b) Malullük, Yaşhlık ve Ölüm Sigortalan için düzenlenecek gösterge
tespit tablosunda, sigortahnın ayhk talep veya ölüm tarihinden önceki 5
takvim yıbnda prim hesabına esas asgari günlük kazançlann 5 \illık tu-
Brrnın >illık ortalaması taban sayısmı. aynı yıllara aıt azami günlük ka-
zançlann yılhk ortalaması tavan sayısıru oluşturur.
2. Bölüm: Bu bölüm nisan 1950 ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasa-
n'nmyiirurKiğegirdiğıMartl965dönerrıinikapsamaktadır 1969 veda-
aa önceki yıllan kapsayacak biçimde bir "•Gösterge Tespit Tablosu'' ya-
pümıştır. 1970 yılından başlaj'arak. 1980 yıhnı da ıçıne alacak biçimde
heryıl içinaynaynolmak üzere 12 "GöstergeTespitTabtosu" yapürmş-
nr.
Bu tespit tablolan sigortahlara. -MaluBük. yaşhbk ve ölüm sigortala-
rndan bağjanan ayUdar, 1969 yıbndan itibarenayhk talepveyaölüm >ıl-
1
'xı göz önünde tutularak, bu tarihten önceki 3 takvim vıhna aitprim he-
sabaıa esas asgari günlük kazançlann 3 yılhk tutanıun vıBıkortalaması
taban savısını. aynı yıBara ait azamigünlük kazançjarm 3 yılhk rutannm.
ydhkortalaması tavan sayısını oluşturmak üzere" hazırlanmıştu".
7 Temmuz 1987'de kamuo>oınun "Süper Emeklifik YasasT adını veT-
diği 3195 sayıh yasayürürlüğe girmış ve SSK"de yerine bir türlü oturtu-
lamamış dengeler bu yasa ile büsbütun kanşarak deyim yerinde ise "alt-
ûst" olmuştur.
KİM KtME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak o yahoo.com.tr
J
L
H A R B t SEMİH POROY
•
semihporoy(a yahoo.com
IHA
HAYAT EPtK TÎYATROSU MVSTAFA Btwtı± hayatep'ık'iı mynet.com
TARTTŞMALI KONFERANSA
OLARAK KATTLAN ERDAL *ı^v.w,
. tSCt PARTÎLÎ VE ÜIKÜ OCAKLI
KIŞÎLERIN YUMURTALI, DOMATESlî
PROTESTOSUNA UGRAMIŞL
"1XX£ bE ÖOSTUN
, OOMATESI,
yfYARALAft BENtl..
OTOBÜSTEKİLER KEMAL IRGENÇ k_urgenc(Syahoo.com
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 26Eytiil incic.munaaz-arikan.com
AflARIN RESSAMI
ff-31'Oe 8UGÜN,ÛUUJ Ff&NSIZ RESSAMt
RS G£RJCAUW (fER.İKO') OOSOU- PARİS'TC SA-
NAT ÖĞ&ENİMı GÖeÜfiKEN, MÜ2BLBfU>BKİ
KLASfK. YAPlTtA&AJ *X)PyALA&IUl ÇAUŞM/ŞTt.]J
R.ESSAM CARLJG VÇfZMEr'MİU İKİ VfL ÖĞ&ENCİ&
OLAN G£R.(CAUIT OKJU T£fctC£De&CEN "
8İR. ATIM, ONUNKHeeJM ALTtSlNt
•4ip7. &USAPA SĞZ. HONUSU OLAN
\ ONUN SANAT YAŞANTTSfNOA ÇOK. ÖNBMÜ YER.'
\\ TUTMAIcmYOt. ÖYLE Kİ, SS YAÇtUPA ÖLÜMÛ-
\.UÜN NEDEMİ e>lS ATT#N OÛÇMfS/ OCACAKn.
| ^S GERıCAULT, 19. YÜZYIUN K.CNDİNOEN SON-
\ \ KA GBLEM fioMANrİlt:
flk H SAMLARıtJl OBKİNOBN
S\J1
SAGNAK
NtLGÜN CERRAHOĞLU
BeniNiye ^~
Sansürlediniz?'Altın Palmiyeli 11 Eyjül belgeseli "Fahrenheit 9/11", si-
nema dünyasnda yeni bir "trend" yarattı: "Siyasi belge-
sel"!
Venedik Festivali'nde en çok iz bırakan ve taraşılan iki
film; Michael Moore'un actığı bu yoldan gidiyor. Sözünü
ettiğim filmlerden ilkı, Clooney'nin imzasınıtaşıyan, Holly-
wood yaptmı "Good Night and Good Luck"tı -lyi Akşam-
lar ve fyi Şanslar-. Belgeselle kurguyu harmaniayan film,
eylül başındaki yanşmada -en iyi senaryo ve en ryi aktör-
iki ödül aidı.
Fahrenheit 9/11 gibi
İkinci film "yanşmada" göstenlemedi. Ancak "şapka-
dan çıkan tavşan" şektinde "festjvalin sürphzi" olarak ka-
panıştasunulabilen film, Venedik'ten aJdtğı hızla şimdi sa-
lonlan doMuruyor. Doldurmaktan öte, gösterildiği heryer-
de dakikalarca alkışlanıyor. Bundan büyük ödül olur mu?
Izleyicinin "Altın Aslan"\, başka deyişle Italya'nın Mic-
hael Moore'u Sabina Guzzanti ye gıtti. Kırk yaştndaki
Guzzanti, ender rastlanan kadın "s/tcom"culardan. Bıraz
btzim Gülse Birsel gibi. Ama Guzzanti daha çok siyasi
parodileriyle tanınıyor.
Venedik'in ardından hafta sonu, "San Sebastian Film
Festivali'nde" sansasyon yaratan Guzzanti'nin son paro-
disinin adv. "Wva Zapatero.'"
SabinaGuzzanti "Zapatero°yu aynen "Fahrenheit 9/11'
-betgesel- tekniğıyleçekmişve bol bol arşiv kullanmış. Mic-
haei Moore'un yaptığı gibi tıpkı; parodilerinin arasına, or-
da burda "baskın yöntemiyle" yakaladığı panamenterler
ve yöneticilerle yaptğı "röportajlan" yerleştirmiş. Ortaya
çıkan tablo, en basrt sorular karşısında kem küm eden ve
nutku tutulan bir siyasi sınıf oluyori
Bush Amerika'sını gözler onüne seren Michael Mo-
ore'a karşılık, Sabina Guzzanti, "Beıiusconi halya"stn
anlatıyor. Başlıkta adı gecen Ispanyol Başbakan Zapate-
ro ile filmin doğrudan ilgisi yok. Zapatero, sadece "kav-
ramsal bir referans" olarak kullanılıyor. Ideolojilerin tarihe
gömülmesiyledekadansa giren Avrupa siyaset dünyasın-
da, "Zapatero" adı Guzzanti için bir tumusol işlevi görü-
yor. "Rengi ve projesi" olan ^ek lider" ve tek değısim
konseptine"göndermeyapmak amaayla oneçıkanyor "Za-
patero "yu Guzzanti.
Sabina Guzzanti'nin filmin eksenine yerteştirdiği ve ya-
nıtaradığı "basrtsoru"su: "Devlettelevizyonundan -RAI-
hiciv programımı niye kaldırdınız?" Bu soruya ne sağ ne
soldan hiçbir politikaa ve hiçbir RAI yöneticisi yanıt vere-
miyor
Filme konu otan programın adı, "RAIot". Bu isim bir ke-
lime oyunu gerçekte. Okunduğu şekliyte "riot" Ingilizce-
de "ayaklanma" aniamına geliyor. Ve Beriusconi istıbda-
dı altındaki televizyonlaria "RAI'ye karşı ayaklanma" ima-
sıtaşıyor.
Medyadan kovulanlann cevabı...
Adından ne olduğu belli olan programı, RAI yoneticile-
ri önce âlâ ve vâlâ ile lanse ediyor, ilk programın ardından
sansünuyoriar. Musa Kart karikatürü gibi, program "ha-
karet"ten mahkemelık oluyor. Ne var ki yargıçlar, "RA-
tot"ta bir hakaret öğesi bulamıyor ve Guzzanti beraat edi-
yor. Buna karşın program tekraryayınagirmiyor. Guzzan-
ti "Vn/a Zapatero!"üa işte bunun hesabını soruyor. "8e-
nim program niye tekraryayına girmiyor?"
Bu "basrt soruyu" sorarken Guzzanti, italyan medya-
andan bir bir "temizlenen" tüm komedyenleri, yazarian ve
genetyayın müdürteriniyanınaalıyor. Nobel'liDaino Fo baş-
ta olrnak üzere, Beppe Grillo. "anchorman" Michele
Sarrtoro. yazar Enzo Biagi, "Comeredella Sera"ve "Uni-
ta" gazetelen genel yayın müdürleri Ferrnccio de Barto-
li ve Furio Colombo ile röportajlar yapıyor!
"Kovulanlann"yanınaAvrupa'mn bellibaşlı yayın organ-
lannın Boma muhabirienni de katan Guzzanti, "Freedom
House"un dünya sıralamasında 70. straya indirdiği Kal-
ya'daki "düşünce özgüriüğü onamı" için bir "durum de-
ğertendirmesr istiyor.
Türkiye'de olsa kıyamet kopar. Avrupalı meslektaşlar,
Kalyan siyasetçıler ile biriikte "içerde kalan gazetecileri"
de mahkûm ediyor ve "içerdekileri" "isbirtikçilik" ve "ikti-
dar uşaklığı" ile suçluyonar!
Alman gazeteci Ugo Gumpel ömeğin; "Temizliğe kur-
ban giden gazeteciler karşısında, kalanlann isyan etme-
si gerekirdi. Kalanlar parmak oynatmadılar!" diyor. Fran-
sa'dan Marcelle Padovani, İtalyan bastnını sağ yadasol,
işbaşında kim olursa olsun "güce tapmaMa" suçluyor.
Mesete, "ekmekparası" değil yani...
Festval festival dolaşan ve Avrupa Parlamentosu' nda-
Vs özel gosterimde ayaicta alkışlanan "Vıva Zapatero!" ile
Türk seyircisi de tanışmalı. Istanbul Film Fesövali, bu fır-
sat! saglayabilir.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAH
SOLDANSAĞA:
1/Halkdıhnde
çay demliğine
ya da küçük
güğüme\
f
erilen „
ad 2/ Görünü-
şe göre olacağı 4
sanüan... Avcı-
nın saklanıp av
hayvambekle-
diği pusu. 3/
Tann...Birhü-
kümdann yö-
netimi altında-
ki halk. 4/ Korkmak,
ürkmek... "Cezmi —
-": Ünlüsüratkoşucu-
muz. 5/ Yaratıcı insan
etkinliği... Maksim
Gorki'nin tamnmış biı
romam. 6/ Iterbiyum
elementinrıısimgesi...
"Suyadüşeni—yak- 7
maz" (Karacaoğlan), 8
II Kalay oksit katüa- 9
rak donuklaşnrumış ya
dakemiktozukatılarakyandonukhale getirümiş câ-
ma verilenad... Böreği, çiçeğive terazisivardır. 8/ttal-
ya'nın enuzun rrmağı... Istanbul'unbir ilçesı. 9/Uzvın
tütün çubuklan kullanıldığı dönemlerde odanın or-
tasrna yerleştirilen kül çanağı.
YUKÂRIDAN AŞAGIYA:
1/ Bir kişinin doğum anında güneşin, gezegenlerin ve
yıldızlann göreli konumunu gösteren gök haritası. 27
Çorum'unbirilçesi... Kötüdikişnedeniyle kumaşta olu-
şan Ijüzülme ya da kıvnm. 3/Yapımı tamamlanmış bir
deri eşya üzerindeki kınşıklıklan gidermeye yarayan
ve ısıtılarak kullanılan araç. 4/ Iskambilde bir kâğıt...
Aşure kazanlannı kanştırmakta kullanılan uzun saplı
tahta kepçe. 5/"—- kıldan incedir, tahçtan keskince-
dir/ Vanp anın üstüne evler yapasım gelir'" (Yunus
Emre)... Kaz Dağı'nın antik dönemlerdeki adı. 61 Ila-
ve... Dürüst, iyi ahlaklı. 7/Eski Türk güreşlerinden bi-
ri... Şöhret... Lütes>iım elementinin simgesi. 8/Bir ma-
ğazamn yalruz bir tür eşya satılan bölümü... Uyaruk,
gözü açık. 9/Geceleri insanlann üzerine çöküp korkut-
tuğuna inanılan düşsel yaratık.