14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6VA CUMHURİYET 13EYLÜL2005SALI I HABERLER DUNYADABUGUN %Lİ StRMEN Başarılı '12 Eylül'ün Faillerini Yargılamak 15 yıl geçti aradan. Son günlerde toplumca, 12 Eyü'ü tartışıyoruz. Epey önce, Ankara'da Bilkent lle- İŞT Fakültesi öğrencileriyteyapılan bir araştırma, genç- 3 r çoğunluğunun, 12 Eylül'ü bilmediklerini ortaya :,<ymuştu. >5. yılda yazılanlara, çizilenlere, söylenenlere ba- acaım da, 12 Eylül'ü yaşamış, onun acısını çekmiş, isrbesini yemiş olanlann da, o darbenin gerçek ni- eği. içeriği ve kapsamı hakkında, yeterince bilgi ve :>iırç sahibi olup olmadıklannı kendi kendime sorma- i a ı edemiyorum. 7e özür dilerim, "12 Eylül'ün failieri yargılansın!" dt/'enlere gülüyorum. Aslında, 12 Eylül darbesi. o zamanlarda yürürtükte Dİan, TCK146. maddesinin kapsamına giren madde, "TDrtcye CumhuriyetiAnayasası'nı tebdil, tagyirvebu kenunla kurvlmuş olan TBMM'yi iskata cebren teşeb- bis'ten söz eder ve ölüm cezasını öngörürdü. Ama bütün hukukçular ve siyaset bilimciler bilirler ki benzeri bütün dünya ülkelerinin ceza kanunlann- da bulunan bu maddede tarif edilen suç, ancak te- şebbüs aşamasında kaldığı takdirde cezalandınlır. Başka bir deyişle BAŞARILI DARBELERİN FAİL- LERİCEZALANDIRILAMAZLAR VE 12 EYLÜL DAR- BES! BAŞARILI OLMUŞTUR. • • • 12 Eylül'ün, sadece terör, anarşi, kardeş kavgası, irticaya karşı yapıldığını sanmak, olayı hiç anlamamış olmaktır. Oysa Amerikalı yetkililer, "Bizim Çocuklar (Our Boys) başardılar" derken anlamak isteyenlere ipucu veriyoriardı. Prof. Dr. Türkel Minibaş. bugün yürürlükte olan ve yürürlüğe sokulmaya çalışılan yasa ve uygulamalar- la onlar karşısındaki tepkisizliğimızi somut ömekle- rıyie açıkladığı dünkü enfes yazısında, "...(12 Eylül) sıradan biraskeri darbe değildi. Aksine ultra-liberal ekonomi politikalannın uygulanabilmesi için bir ter- biye hareketiydi" diyor. Evet, 12 Eylül Türkiye'de vahşi kapitalizmin ege- men kılındığı; devletin ekonomideki bütün ağırlığının yok olduğu; kamu hizmeti, kamu yaran gibi kavram- lann ortadan kalktığı, bütün piyasaların dünya çapın- damegaşirketlerin kontrolüne girdiği, küreselleşme- nin bütün kurum, kunjluş, davranış biçimleriyle Tür- kiye'ye egemen kılınması için yapılan bir darbeydi. Askeri görünüşlü 12 Eylül darbesinin ilk adımı, ön- ce 24 Ocak'ta atılmıştı. Ne var ki, Türkiye'deki toplumsal güçlerin, bu ge- çişi kolaylıkla kabul edemeyecekleri görüldüğünden, daha sonra darbe devreye sokulmuştu. Olaya satt sıvil-asker çelişkisiyle bakarsak, gerçe- ği göremeyiz. 24 Ocak-12JEylül sürekliliği, bu geçi- şin gerçek miman Turgut Özal'tn 12 Eylül öncesi si- vil döneminde olduğu gibi, 12 Eylül askeri dönemin- de de ekonominin dizginlerini elinde tutmasıyla sağ- lanmıştır. Nitekim 12 Eylül'ün hemen ertesindeki "siv//" dö- nemde Turgut özal yalnız ekonominin değil, tüm ik- tidann dizginlerini ele geçimniş ve bugünkü Türki- ye'nin estetiğini, etiğini, kurumlannı oluşturmanınte- mellerini sağlamlaştırmıştır. • • • 12 Eylül'ün hâkimi mutlak sanılan paşası Kenan Evren'in özal iktidanna gık diyemeyışmin gizi bura- da yatar. Aynı şekılde ondan sonra gelen, bir zamanlann ya- saklılannın iktidar ve muhalefetlerinden oluşan rejim- lerin hepsi 12 Eylül'e karşı olduğunu söyleyen Mec- lis çoğunluklarının da gerekli anayasal düzenlemeyi yaparak 12 Eylül faillerini yargılama yolunu tutmama- lan, tutamamalan bundandır. Çünkü o iktidariar da temeli 12 Eylül'de atılan, Tur- gut özal tarafından pekiştirilen düzenin savunucula- nydılar. En hafifinden muhalefette kalmış olanlann bir kısmı da o düzene hiç de karşı çıkmaya niyetli değil- lerdi. Şimdi, 12 Eylül'ün yolunu açtığı düzenin uygulayı- cılarının, 12 Eylül faillerini yargılamalannı istemenin tu- tarsızlığı anlaşılıyor değil mi? 12 Eylül sonrasının siyasi mücadelesi, onun sonuç- lannı ortadan kaldırmaya değil, "Biz bu düzeni asker müdahalesine gerek görmeden, 'paşa paşa değil, si- vil sivil 1 daha iyi yürütürüz" fikrini savunmaya odak- lanmıştı. Bu durumda, 12 Eylül paşalannı yargılasanız ne ola- cak, yargılamasanız ne olacak? Üstelik de Amerikalı Yetkili'nin "bizim çocuklar" dediği kişiler, olayın gerçek sorumlulan bile değil, yal- nızca, ne olduğunu pek de anlamayan (Evren'in ter- sine Sayın Sartık'ı bu grubun dışında tutuyorum) te- tikçileri olduklannı artık görmemiz gerek. Kaldı ki bugün, "12 Eylül paşalannı yargılayalım" derken onlann yolunu açtıklan duzeni savunmakta olan- lann tutarsızlığını da görmek zorundayız. Bunlann tavırlan, mimann eline verdiği planla, bi- nayı inşa eden kalfanın eserinden memnun olup onun içinde ferah fahur, keyifle oturanlann, kalfayı, inşaat sırasında işçilere uyguladığı yöntemler yüzünden, yargılamaya kalkmalanna benziyor. Binadan hoşnut olup inşaatı yapan kalfadan şikâ- yetin anlamı yok. Ne olur, hiç değilse 25. yıldönümünde 12 Eylül'e doğru bakıp olayı doğru değeriendirelim. Kısacası saçmalamayalım! asirmen@ cumhuriyet.com.tr ABD'de yayımlanan kitap 'İslamcüorNaziler kadartehlikelV WASHINGTON(AN- KA)-Amerika'da yayım- lanan bir kitapta tslamcı- larNazilere benzetildi ve Avrupa'da artık Müslü- man nüfusun bir tehlike olduğu savunuldu. TonyBlankley'in "Ba- ü'nm Son Şansı:>ledeni- yetier Çaaşmasuu Kaza- nacak mryız?" adlı kita- bında "Radikalİslamcıla- nn Avrupa'yı ve Ameri- ka'yı de geçinne tehdidi aynı 1940'lardaki Nazi tehdidi kadar riddi" ifa- desi yer aldı. Kitabında "Naifler Avrupa'yıdege- rirmevi basaramadı. an- cakmiütan tslam başara- bür" diyen Blankley, "Av- rupa'run bir İslami cihat merkeziobnasmıgöze ab- mayız" görüşünü dile ge- tircÜ. Radikal îslamın "îs- lamofaşizm" olarak ad- landınlabüeceğini söyle- yen Blankley, "tslamofa- şisöer, Naâkrin sahip ol- duğu bütün 'avantajlara' sahipler" dedi. Nazilerin Alman mitolojisine dön- düğü ve ari ırkayönelme- ye çahşngıbeiirtilenkitap- ta "radikal İslamcüar da aynıNazilergibi mhkre \t dinikültürlerine sanbyor- lar" ifadelen yer aldı. Ekmeğin içine kurusıkıdan dönüştürme bir tabanca saklayan Mustafa Bağdat gözaltına alındı Başbakan^a suîkast önlendi ALİKEHRİBAR/ NAZJVÜ AKDAĞ KllTAHYA / MERSÎN - Mustafa Bağdat adlı bir kişı, yeni eğjüm-öğre- tım yılının açılışı için Kütahya'ya gi- den Başbakan Recep TayvipEMoğan"a suikast yapacağı iddiasıyla gözaltına alındı. MersinUlkûOcaklan eski ba^- kanı olduğu öğrenilen Bağdat'ın ekme- ğin içine gizledıği silamn, kurusıkı- dan dönüştürme olduğu belırtildi. Kü- tahya Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Şerif Eren, "ŞüpheB üeflgihilk değer- lendirmeierde amacının. Başbakant- mız Erdoğan'a bir suikast düzenkme olduğuiztenimidoğmuştur'" dedı. Bağ- dat'ın dört yıl önce ruhsatsız silah bu- lundurmak suçundan gözaltına alındı- ğı öğrenildi. 2005-2006 eğitim ve öğretimyılının açılışı nedeniyle Kütahya'daki Linyit tlköğretım Okulu'nun bilişım tekno- lojisi sınıfının açdışını yapan Başba- kan Erdoğan dıjital tahtaya "Yeni eğj- timöğretimyüıhayırtıolsun" yazdı. Er- doğan buradaki törende, "Biziın oku- duğumuzalfabede hep şunlar yazardı; 'Yat yat uyu. Uyu uyu yat'. tsterdik ki bu alfabekTİmizin içinde, butattmaüar değilde' Oku çalış' ,bubize sürekK ak- tanlsın" dedi. Erdoğan ilk törenden aynlırken Mustafa Bağdat adlı bir ki- şı Erdoğan'ın yanına yaklaştı. "Açız, açız" diye bağıran Bağdat, Erdoğan'a yaklaşamadan güvenlik güçleri tarafin- dan etkisiz hale getirildi. Gözaltına ab- nan Bağdat'ın elinde taşıdığı ekmek- lerden bınnın içinde sılah sakladığı behrlendi. Silahın, kurusıkı tabancadan dönüştürüldügü tespit edildi. Gözaltı- na alınan Bağdat. Kütahya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube- sı'nde sorguya alındı. 'Silah kuOanuna eherişti' Kütahya Cumhuriyet Başsavcısı Eren, makamında düzenlediği basın toplantısında, "Şüpheti ile Ugui ilk de- ğerlendinnderde amacının, Başbaka- mmız Sayuı Erdoğan'a bir suikast dü- zaüenıeideninüoktuğudoğmuştur" de- di. Kütahya Emniyet Müdürlüğü ekip- lerinin Erdoğan'ın otobüsüne binmek üzere hazırlık yapan bir kişinin hare- ketlerinden şüphelenmeleri üzerineya- pılan kontrolde zanlının poşette taşı- dığı ekmeğin içine saklanmış tabanca bulunduğunu kaydeden Eren, şunlan söyledi: -Şahsıntaşıdığı poşetiçerisin- de ikj adet eknıekten birinin içerisine gtdediği bir adet tabanca ele geçiril- miş. şalus bu şekilde yakalanmış. şah- sınMersinUinüfusuna kayıtlı 1973 do- ğumhıMustafa Bağdat olduğu anlaşıl- nuş ve gözaldna alınmıştır." Eren, kurusıkıdan bozma ruhsatsız tabancada mermi bulunduğunu, daha aynnnh bilgınin balistik incelemeler- den sonra verileceğini belirterek "Si- lahın kuüanılınaya eh erişli olduğu an- laşılmaktadır. tçindemermivar.Ancak balistik henüz yapümadı. Emniyetin uyanıkdasTanmaasuikastıönledLTürk ulusunageçmişolsun^ dedi. Savcı, zan- lının 7. Cumhurbaşkanı Kenan Ev- ren'e yönelik suikast girişimine de ka- nşûğıyönündeki sorulara"EBmizde he- nüz bir biljp yok" yanıtını verdı. Mustafa Bağdat dün Nöbetçi Cum- huriyet Savcısı'run talimatıyla adliye- ye çıkanldı. Nöbetçi Cumhuriyet Sav- cısı, 1.5 saat ifadesini aldığı Bağdat Afustafa Bağdat adh kişi bağırarak Başbakan Erdoğan'a yaklaşırken güvenlik güçleri tarafından etkisiz hak getirildi Mustafa Bağdat'ın elinde taşıdığı poşette bulunan ekmeklerden birinin içine silah yerleştirdiği ortava çıkö. (Fotoğraf: AA) hakkında bir gün ek gözetim süresi verdi. Adhye binası çıkışında, gazete- cılerin "Neden suikast girişiminde bu- lunduğunu" sormalan üzerine, "Her- kesbuülkede haddinibilecek'1 diye ba- ğıran Bağdat, zırhlı bir araca bindıri- lerek emniyete götürüldü. Eski ûlkfl ocağı başkanı 1973 doğumlu Bağdat'ın Adıya- man Kâhta nüfusuna kayıth olduğube- lırlendi. Mersin Ülkü Ocaklan eski başkanı olduğu öğrenilen Bağdat'ın dört yıl önce ruhsatsız silah bulun- durmak suçundan gözaltma almdığı öğremldi. Adlannı açıklamayan ar- kadaşlan Bağdat'ın MHP'ye yakın olduğunu belirterek "MDByetçibir ki- şjydi. Zaman zaman ' Silahım olsa Ocalan'ı vaırurum' diye konuşuyor- du. Arkadaşlanndan para alarak Kü- tahya'ya gttmiş" dediler. Daha önce Mersin Serbest Bölge'de çahşan Bağ- dat, geçen yıllarda Metropol Iş Mer- kezi'nde kendisüıe ait tekstil atölye- si açtı. iş elbiseleri imal etmeye baş- ladı, ancak bir süre sonra iflas etti. Mustafa Bağdafın eşi Tuğba Bağ- dat, eşinin 4 gün önce Edirne'deki Devlet Hastanesi ihalesine katılacağı- nı söyledığini belirterek "Bir daha haber akmadık. Olayı şimdiöğreniyo- rum. Şaşkınhk Hjindevim" dedi. Tuğ- ba Bağdat, eşinin daha önce de bir suçtan dolayı yargılandığuu kendisi- ne söylediğini. ancak bu konuyla da ılgılı başka bılgisının obnadığını söy- ledi. Mustafa Bağdat'ın yeğenı Hati- ceBağdat da amcasıyla yaklaşık 3 ay- drr görüşemediğini belirterek "Kü- tahya'ya gittiğinden de baberimiz ol- madt Amcam boyle şeyier yapacak birisi değüdi" div e konuştu. Bir makama besabınuz var' Başbakan Erdoğan, ABD'ye hareke- tinden önce konuyla ilgili soru üzeri- ne "Biz emin adunlarla yolumuza de- vam ediyonız. Bizim sadecebir maka- ma hesabınuz var dır.Oda rabbimize- dir. Halkunıza olan hesabunıa da se- çnndenseçinıeveririz'' dedi Eylemı ya- panlann "insan hakvehürrivtöerinden nasibini almamış kişiler" olduğunu söyleyen Erdoğan, "Yönetim süredmiz içerisinde baa kendini bilmez kişiler gruptarçıkabflh; çeşiaı provokasyonlar- la karşılaşaİMİirsiniz, e>lemler olabüir. Çünkü toplumun her kesimi sian dü- şüncelerini. uygulamalannızı kabul et- mez, etmeyebüir" diye konuştu. ÇİÇEK'TEN TMY YORUMU: Güvenlikve dengeliolmalı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Baka- nı Cemil Çiçek, Terörle Mücadele Yasası ile ilgili beklentinin çok yükseğe çıkanlmama- sım isterken, bir taraftan Türkiye'nin güven- liği, banşı ve huzuru sağlanırken, güvenlik güçlerinin imkânlan arttınluken diğer yan- dan da hak ve özgürlüklerin belli bir denge- de tutuhnası gerektiğini söyledi. Yargıtay'a seçilen 31, Danıştay'a seçilen 3 yeni üyeye törenle mazbatalan verildi. Çiçek, törende yaptığı konuşmada, 3 Ekim'den sonra hukuk devleti kavTamının daha büyük önem kaza- nacağını vurgulayarak "AB sürecinde en bü- yük güv'encemiz, Yargıtay ve Danıştay'ın içti- hadan ve kararlandur'* diye konuştu. Adalet Bakanı, törenın ardından, gazetecilerin soru- lannı yanıtladı. Terörle Mücadele Yasası de- ğişikliğinin soruhnası üzerine Çiçek, "Tür- kiye'de ne yapüacaksa, ne yapaeaksak, hu- kuk de\ letinin kurallan içinde v-apıhnasi ge- rekmektedir. Buna TM\ de dahildir. Terörle mücadele ederken buoun hukuk kurallan çerçevesinde sürdürühnesi gerekir. Aksi hal- de, sorun giderek zoriaşrjor" dedi. Ozok: Özgürtükten geri adım atıhnamah Türkiye Barolar Birliği Başkanı Ozdemir Özok ise özgürlükler ile kamu güvenliği ara- sındaki dengenin gözetilmesi gerektiğini vur- guladı. Özok, terör bahanesiyle özgürlüklere set çekilmesinin de uygun olmadığını belirte- rek, "Hak ve özgürlükleri genişletiyx)ruz diye kaos ortamı yaratılmasuu Lstemiyoruz" dedi. Özdemir Özok, hükumetin TMY değişikliği- ne dönük çalışma konusunda herhangi bir görüş isteminde bulunmadığım kaydetti. 6-7 Eylül olaylarryia ilgili panelde kavga eden iki kişi salondan atddı. (Fotoğraf: AA) 6-7 Eylül panelinde kavga İST4NBUL (AA) - Karşı Sanat Çahşmala- n'nın, 6-7 Eylül olaylannın 50. yıh dolayısıy- la düzenlediği "50. Yıhnda 6-7 Eylül Olayla- n" paneünde kavga çıktı. Kürsüde konuşan Prof. Dr. Avhan Aktar'a müdahale eden Tür- kiye Shil Toplum Kuruluşlan Birliği yöne- ticisi Ramazan Kınkın 6-7 Eylül olaylan ile ilgili açılan resim sergisine düzenlenen sal- dın olayına da kanştığı öğremldi. BilgiÜniversitesi Dolapdere Yerleşkesi'nde gerçekleştirilen panelde, Prof. Dr. Aktar'ın ko- nuşması sırasında, "Enneni tehciri ve nüfiıs mübadelesi sonrasuıda yüzde 20 olan gayıi- müstimnüfusuyüzde 2'yedüştü" demesi üze- rine, salonda dinleyici olarakbulunan ve Tür- kiye Sivil Toplum Kuruluşlan Birliği yöne- ticisi olduğu öğrenilen Kırkık tepki gösterdi. Kırkık, "Burada gerçekler çarpmhyor. Sizkr de koyun gibi dintiyorsunuz"" dedı. Bu sırada adınınHalukAğabeyx)ğlu olduğu öğrenilenbir başka dinleyici, Kjrkık' ın yanına gelerek ön- ce susmasını istedi, ardından Kırkık'ı tartak- layarak yüzüne kafa attı. Kaşı açılan Kırkık, salondan uzaklaştınldı. Başka bir dınleyici- nin, Kırkık' a kafa atanın da çıkartılmasını is- temesi üzerine, bu istek, salonda bulunanlar tarafından alkışlandı. Bunun üzerine kavga- ya kanşan Ağabeyoğlu da salondan çıkartıl- dı. Ramazan Kırİak'ın 6-7 Eylül olaylan ile ilgili açılan resim sergisine düzenlenen sal- dın olayına kanşüğı öğrenildi. Panelde konuşan Prof. MuratBelge, "olay- lan, dönemin hükümetinin yapünhğı ve yap- tınrken de ucunu kaçuTiığı'' izlenimi edındi- ğıni söyledi. Bunnı üzerine Belge'nin sözü- nükesenbirdinleyıci. "Hükümellerböyieşej'- leryapmaz,BanTrakya'da ne olduğunuda an- latacak mısuuz?" diye tepki gösterdi. MHP'Lİ MEHMET ŞANDIR: Erdoğan, ucuz kahramanlık yapıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır. Başba- kan Tayyip Erdoğan"ın cesaret verdiği bölü- cü terör yandaşlanna bugün kardeşlik çağn- sı yapmak zorunda kaldığım belirterek Er- doğan'ın ucuz kahramanlık yaptığını söyle- di. Şandır. dün yaptığı yazılı açıklamada, Erdoğan'ın başbakan olduğu Türkiye'de bö- lücü terör örgütü militanlanmn 5 askeri da- ha şehit ettığuu, Doğu ve Güneydoğu Ana- dolu'nun birçok şehrinde bölücülerin ayak- lanma provalan yaptığını. ülkenin yangın yerine döndüğünü belirttı. "Bölücü terör ör- gütkri kimden cesaret ahyor. Terör yeniden neden başladı? Güvenlik güçlerinin elini ko- lunu bağlayan kim? Türkiye'yi kim yöneti- yor, yasalar kimin isteğiyie çıkanlryor, mille- tin isteğryie PKK'nin talepleri doğrultusun- da mı" sorulanru yönelten Şandır, Başba- kan'ın sorumluluklarını başkalanna haN-ale ederek, muhalefeti suçlayarak, geçmişi ko- nuşarak görevini yapmış olamayacağını söyledi. Erdoğan'ın cesaret verdiği bölücü terör yandaşlanna bugün kardeşlik çağnsı yapmak zorunda kaldığım belirterek "Sayın Başbakan, önce akan kanı durdurmak mec- buriyetindedir* dedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay \\ıral da, Başbakan Erdo- ğan'ın, Ertuğrul Gazi'yı Anma ve Söğüt Şenükleri'nde, "Türk" kelimesini ısrarla kullanmadığını öne sürdü. "Türkiye Cum- huriyeti Başbakanı'run. bu anlamh günde bi- le 'TünV kelimesini ısrarla kuBanmaması esef wricidir" görüşünü kaydeden Vural, şenliklerin, ilk kez "bir Başbakan'ın siyasi ihtiraslanna kurban edildiğmi" ifade etti. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Adalet Bakanı Cemil Çiçek birkaç gündür bir şeyler söylemek istiyor. Ne demek istediğini açıkça ifade et- miyor arna, söylediklerinden Terörle Mücadele Kanunu Tasansı'nı, "suçu önleme" anlayışı içinde yeni bir şek- le soktuklan anlaşılıyor. Terörle Mücadele Kanunu Tasarı- sı'nın basına yansıyan maddelerin- den anlaşıldığı kadanyla içinde yeni otoriter hükümler yer ahyor. Sorunu demokrasiyi güçlendirerek aşacakla- nnı ifade eden Başbakan'ın ardından hükümet sözcüsü Adalet Bakanı farklı bir mesaj veriyor. • • • Adalet Bakanı'nın imah konuşma- lanndan şöyle bir sonuç çıkanyorum: Ben otoriter bir yasa değişikliği ha- zırladım. Bu otoriter yasa değışikliği- ni de askere ve güvenlik güçlerine danışarak şekıllendirdim. Bundan sonrası siyasi iradeye aittir. Yani hü- kümet düşünsün, ben hazırlığımı yaptım, diyor. Adalet Bakanı'nın açıklamalan ga- ribime gitti. Kendısı bir teknisyen mi Adalet Bakanı Ne Demek îstiyor? yoksa adaletten yani haktan hukuk- tan sorumlu bakan mı? Bir teknik hazırlık yapıp hükumetin önüne koy- muş. Gerisi artık hükumetin işiymiş. Hükumetin önüne koyduğu değişik- lik önerisinin de özgürlükleri hedef alan hükümler içerdiği belli, Aslında gazeteci arkadaşlann ona bir soru daha sormalan gerekiyordu: Siz Adalet Bakanı olarak hangi tür bir yasadan yanasınız? Bu hazırlıklan yaptığınıza göre, sizin tercihleriniz de bu yönde sayılır mı? Siyasi iradenin tercihi içinde sizin bir tercihiniz yok mu? • • • Orhan Pamuk hakkında açılan dava ile ortaya çıktı ki, yeni çıkarılan Türk Ceza Kanunu, düşünce özgür- lüğünü hedef alan hükümlerle dolu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yöne- tim Kuaılu olarak bizler Adalet Baka- nı'nı ve hükümeti, bu kanun tasarı halındeyken uyarmıştık. Yaptığımız uyanlar, öneriler, bunun sonrası ger- çekleştirilen toplantılar ne yazık ki sonuç vermedi. Adalet Bakanlığı bürokratlarını aşamadık. Sonunda Türk Ceza Ka- nunu, özgürlükleri hedef alan hü- kümleriyle yürürlüğe girdi. Bunun ilk hedeflerinden birisi de Orhan Pamuk oldu. Kanuna itiraz ederken hükümet yetkililerine şunu da söylemiştik: Bu kanun, uygulama ile görülecek ki düşünce ve ifade özgürtüğünü tehdit eden hükümlerle dolu. Uygulamalar ortaya çıkınca Avrupa Birliği'nden tepkiler gelecek ve o zaman bu maddeleri değiştirmek zorunda kala- caksınız. Halbuki buna gerek kalma- dan bu değişiklikleri yapsanız, siz de bizler de bu anlamsız durumlarla yüz yüze gelmesek. Nitekim Orhan Pamuk davasının ardından Avrupa'dan sert mesajlar gelıyor. Ister istemez hükümet bu maddeyi değiştirmek için harekete geçecek. Olan Türkiye'nin imajına olacak. Enerjımizi anlamsız tartışma- lar içinde tüketiyoruz. ••• Gelelim Adalet Bakanı'na; Türk Ceza Kanunu çıkarken derdimizi kendisine anlatamadık. Ne yazık ki bizim söyledıklerimize aldınş etmedi. Şimdi Terörle Mücadele Kanunu Ta- sarısı'nda da insanı endişelendiren bir tutum sergiliyor. Sanki kendi mensubu olduğu hü- kümeti sıkıştımnak ve zor durumda bırakmak istermiş gibi bir tutum takı- nıyor. Terörle Mücadele Kanunu'nun mağdurlarından birisi olduğum için bu değişiklik önerilerini de çok dik- katli izlıyorum. Okuyucularım hatır- laıiar, Terörle Mücadele Kanunu'nun 8. maddesinin 1. fıkrası gereğince yaptığım bir söyleşi nedeniyle mah- kûm olmuştum. Tam cezaevıne gire- cekken çıkarılan bir erteleme yasa- sıyla kurtulmuştum. • • • Terörle Mücadele Kanunu'nun kal- dırılan 8. maddesi doğrudan düşün- ceyi hedef alıyordu. Zaten diğer maddeleri variığım koruyor. Bu deği- şiklik yıne bu tür bir amaca mı yöne- lik? Adalet Bakanı'nın lafı dolandınp dumnasından böyie bir taslak hazır- lamış olduğu gibi bir sonuç çıkanyo- rum. • • • Adalet Bakanı'nın yanında benim ikinci favorim Kültür Bakanı Atilla Koç. Bütün tiyatro ve opera dünya- sını ayağa kaidıran, özerk olması ge- reken bir kurumu altüst eden bu Kül- tür Bakanı. ülkemizin kültür tarihine yazılacak çıkışlanyla hatııianacak. Devlet Tiyatroları Genel Müdü- rü'nü değıştırerek bütün kurumu hu- zursuz etti. Aslında kültür dünyasın- dan bu kadar tepki gören bir baka- nın en doğrusu istifa etmesidir. Umarırn bu tepkiyi anlar ve istifa eder.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear