Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
6VA CUMHURİYET 13EYLÜL2005SALI
I HABERLER
DUNYADABUGUN
%Lİ StRMEN
Başarılı '12 Eylül'ün
Faillerini Yargılamak
15 yıl geçti aradan. Son günlerde toplumca, 12
Eyü'ü tartışıyoruz. Epey önce, Ankara'da Bilkent lle-
İŞT Fakültesi öğrencileriyteyapılan bir araştırma, genç-
3 r çoğunluğunun, 12 Eylül'ü bilmediklerini ortaya
:,<ymuştu.
>5. yılda yazılanlara, çizilenlere, söylenenlere ba-
acaım da, 12 Eylül'ü yaşamış, onun acısını çekmiş,
isrbesini yemiş olanlann da, o darbenin gerçek ni-
eği. içeriği ve kapsamı hakkında, yeterince bilgi ve
:>iırç sahibi olup olmadıklannı kendi kendime sorma-
i a ı edemiyorum.
7e özür dilerim, "12 Eylül'ün failieri yargılansın!"
dt/'enlere gülüyorum.
Aslında, 12 Eylül darbesi. o zamanlarda yürürtükte
Dİan, TCK146. maddesinin kapsamına giren madde,
"TDrtcye CumhuriyetiAnayasası'nı tebdil, tagyirvebu
kenunla kurvlmuş olan TBMM'yi iskata cebren teşeb-
bis'ten söz eder ve ölüm cezasını öngörürdü.
Ama bütün hukukçular ve siyaset bilimciler bilirler
ki benzeri bütün dünya ülkelerinin ceza kanunlann-
da bulunan bu maddede tarif edilen suç, ancak te-
şebbüs aşamasında kaldığı takdirde cezalandınlır.
Başka bir deyişle BAŞARILI DARBELERİN FAİL-
LERİCEZALANDIRILAMAZLAR VE 12 EYLÜL DAR-
BES! BAŞARILI OLMUŞTUR.
• • •
12 Eylül'ün, sadece terör, anarşi, kardeş kavgası,
irticaya karşı yapıldığını sanmak, olayı hiç anlamamış
olmaktır.
Oysa Amerikalı yetkililer, "Bizim Çocuklar (Our
Boys) başardılar" derken anlamak isteyenlere ipucu
veriyoriardı.
Prof. Dr. Türkel Minibaş. bugün yürürlükte olan ve
yürürlüğe sokulmaya çalışılan yasa ve uygulamalar-
la onlar karşısındaki tepkisizliğimızi somut ömekle-
rıyie açıkladığı dünkü enfes yazısında, "...(12 Eylül)
sıradan biraskeri darbe değildi. Aksine ultra-liberal
ekonomi politikalannın uygulanabilmesi için bir ter-
biye hareketiydi" diyor.
Evet, 12 Eylül Türkiye'de vahşi kapitalizmin ege-
men kılındığı; devletin ekonomideki bütün ağırlığının
yok olduğu; kamu hizmeti, kamu yaran gibi kavram-
lann ortadan kalktığı, bütün piyasaların dünya çapın-
damegaşirketlerin kontrolüne girdiği, küreselleşme-
nin bütün kurum, kunjluş, davranış biçimleriyle Tür-
kiye'ye egemen kılınması için yapılan bir darbeydi.
Askeri görünüşlü 12 Eylül darbesinin ilk adımı, ön-
ce 24 Ocak'ta atılmıştı.
Ne var ki, Türkiye'deki toplumsal güçlerin, bu ge-
çişi kolaylıkla kabul edemeyecekleri görüldüğünden,
daha sonra darbe devreye sokulmuştu.
Olaya satt sıvil-asker çelişkisiyle bakarsak, gerçe-
ği göremeyiz. 24 Ocak-12JEylül sürekliliği, bu geçi-
şin gerçek miman Turgut Özal'tn 12 Eylül öncesi si-
vil döneminde olduğu gibi, 12 Eylül askeri dönemin-
de de ekonominin dizginlerini elinde tutmasıyla sağ-
lanmıştır.
Nitekim 12 Eylül'ün hemen ertesindeki "siv//" dö-
nemde Turgut özal yalnız ekonominin değil, tüm ik-
tidann dizginlerini ele geçimniş ve bugünkü Türki-
ye'nin estetiğini, etiğini, kurumlannı oluşturmanınte-
mellerini sağlamlaştırmıştır.
• • •
12 Eylül'ün hâkimi mutlak sanılan paşası Kenan
Evren'in özal iktidanna gık diyemeyışmin gizi bura-
da yatar.
Aynı şekılde ondan sonra gelen, bir zamanlann ya-
saklılannın iktidar ve muhalefetlerinden oluşan rejim-
lerin hepsi 12 Eylül'e karşı olduğunu söyleyen Mec-
lis çoğunluklarının da gerekli anayasal düzenlemeyi
yaparak 12 Eylül faillerini yargılama yolunu tutmama-
lan, tutamamalan bundandır.
Çünkü o iktidariar da temeli 12 Eylül'de atılan, Tur-
gut özal tarafından pekiştirilen düzenin savunucula-
nydılar. En hafifinden muhalefette kalmış olanlann bir
kısmı da o düzene hiç de karşı çıkmaya niyetli değil-
lerdi.
Şimdi, 12 Eylül'ün yolunu açtığı düzenin uygulayı-
cılarının, 12 Eylül faillerini yargılamalannı istemenin tu-
tarsızlığı anlaşılıyor değil mi?
12 Eylül sonrasının siyasi mücadelesi, onun sonuç-
lannı ortadan kaldırmaya değil, "Biz bu düzeni asker
müdahalesine gerek görmeden, 'paşa paşa değil, si-
vil sivil
1
daha iyi yürütürüz" fikrini savunmaya odak-
lanmıştı.
Bu durumda, 12 Eylül paşalannı yargılasanız ne ola-
cak, yargılamasanız ne olacak?
Üstelik de Amerikalı Yetkili'nin "bizim çocuklar"
dediği kişiler, olayın gerçek sorumlulan bile değil, yal-
nızca, ne olduğunu pek de anlamayan (Evren'in ter-
sine Sayın Sartık'ı bu grubun dışında tutuyorum) te-
tikçileri olduklannı artık görmemiz gerek.
Kaldı ki bugün, "12 Eylül paşalannı yargılayalım"
derken onlann yolunu açtıklan duzeni savunmakta olan-
lann tutarsızlığını da görmek zorundayız.
Bunlann tavırlan, mimann eline verdiği planla, bi-
nayı inşa eden kalfanın eserinden memnun olup onun
içinde ferah fahur, keyifle oturanlann, kalfayı, inşaat
sırasında işçilere uyguladığı yöntemler yüzünden,
yargılamaya kalkmalanna benziyor.
Binadan hoşnut olup inşaatı yapan kalfadan şikâ-
yetin anlamı yok.
Ne olur, hiç değilse 25. yıldönümünde 12 Eylül'e
doğru bakıp olayı doğru değeriendirelim. Kısacası
saçmalamayalım!
asirmen@ cumhuriyet.com.tr
ABD'de yayımlanan kitap
'İslamcüorNaziler
kadartehlikelV
WASHINGTON(AN-
KA)-Amerika'da yayım-
lanan bir kitapta tslamcı-
larNazilere benzetildi ve
Avrupa'da artık Müslü-
man nüfusun bir tehlike
olduğu savunuldu.
TonyBlankley'in "Ba-
ü'nm Son Şansı:>ledeni-
yetier Çaaşmasuu Kaza-
nacak mryız?" adlı kita-
bında "Radikalİslamcıla-
nn Avrupa'yı ve Ameri-
ka'yı de geçinne tehdidi
aynı 1940'lardaki Nazi
tehdidi kadar riddi" ifa-
desi yer aldı. Kitabında
"Naifler Avrupa'yıdege-
rirmevi basaramadı. an-
cakmiütan tslam başara-
bür" diyen Blankley, "Av-
rupa'run bir İslami cihat
merkeziobnasmıgöze ab-
mayız" görüşünü dile ge-
tircÜ. Radikal îslamın "îs-
lamofaşizm" olarak ad-
landınlabüeceğini söyle-
yen Blankley, "tslamofa-
şisöer, Naâkrin sahip ol-
duğu bütün 'avantajlara'
sahipler" dedi. Nazilerin
Alman mitolojisine dön-
düğü ve ari ırkayönelme-
ye çahşngıbeiirtilenkitap-
ta "radikal İslamcüar da
aynıNazilergibi mhkre \t
dinikültürlerine sanbyor-
lar" ifadelen yer aldı.
Ekmeğin içine kurusıkıdan dönüştürme bir tabanca saklayan Mustafa Bağdat gözaltına alındı
Başbakan^a suîkast önlendi
ALİKEHRİBAR/ NAZJVÜ AKDAĞ
KllTAHYA / MERSÎN - Mustafa
Bağdat adlı bir kişı, yeni eğjüm-öğre-
tım yılının açılışı için Kütahya'ya gi-
den Başbakan Recep TayvipEMoğan"a
suikast yapacağı iddiasıyla gözaltına
alındı. MersinUlkûOcaklan eski ba^-
kanı olduğu öğrenilen Bağdat'ın ekme-
ğin içine gizledıği silamn, kurusıkı-
dan dönüştürme olduğu belırtildi. Kü-
tahya Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet
Şerif Eren, "ŞüpheB üeflgihilk değer-
lendirmeierde amacının. Başbakant-
mız Erdoğan'a bir suikast düzenkme
olduğuiztenimidoğmuştur'" dedı. Bağ-
dat'ın dört yıl önce ruhsatsız silah bu-
lundurmak suçundan gözaltına alındı-
ğı öğrenildi.
2005-2006 eğitim ve öğretimyılının
açılışı nedeniyle Kütahya'daki Linyit
tlköğretım Okulu'nun bilişım tekno-
lojisi sınıfının açdışını yapan Başba-
kan Erdoğan dıjital tahtaya "Yeni eğj-
timöğretimyüıhayırtıolsun" yazdı. Er-
doğan buradaki törende, "Biziın oku-
duğumuzalfabede hep şunlar yazardı;
'Yat yat uyu. Uyu uyu yat'. tsterdik ki
bu alfabekTİmizin içinde, butattmaüar
değilde' Oku çalış' ,bubize sürekK ak-
tanlsın" dedi. Erdoğan ilk törenden
aynlırken Mustafa Bağdat adlı bir ki-
şı Erdoğan'ın yanına yaklaştı. "Açız,
açız" diye bağıran Bağdat, Erdoğan'a
yaklaşamadan güvenlik güçleri tarafin-
dan etkisiz hale getirildi. Gözaltına ab-
nan Bağdat'ın elinde taşıdığı ekmek-
lerden bınnın içinde sılah sakladığı
behrlendi. Silahın, kurusıkı tabancadan
dönüştürüldügü tespit edildi. Gözaltı-
na alınan Bağdat. Kütahya Emniyet
Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube-
sı'nde sorguya alındı.
'Silah kuOanuna eherişti'
Kütahya Cumhuriyet Başsavcısı
Eren, makamında düzenlediği basın
toplantısında, "Şüpheti ile Ugui ilk de-
ğerlendinnderde amacının, Başbaka-
mmız Sayuı Erdoğan'a bir suikast dü-
zaüenıeideninüoktuğudoğmuştur" de-
di. Kütahya Emniyet Müdürlüğü ekip-
lerinin Erdoğan'ın otobüsüne binmek
üzere hazırlık yapan bir kişinin hare-
ketlerinden şüphelenmeleri üzerineya-
pılan kontrolde zanlının poşette taşı-
dığı ekmeğin içine saklanmış tabanca
bulunduğunu kaydeden Eren, şunlan
söyledi: -Şahsıntaşıdığı poşetiçerisin-
de ikj adet eknıekten birinin içerisine
gtdediği bir adet tabanca ele geçiril-
miş. şalus bu şekilde yakalanmış. şah-
sınMersinUinüfusuna kayıtlı 1973 do-
ğumhıMustafa Bağdat olduğu anlaşıl-
nuş ve gözaldna alınmıştır."
Eren, kurusıkıdan bozma ruhsatsız
tabancada mermi bulunduğunu, daha
aynnnh bilgınin balistik incelemeler-
den sonra verileceğini belirterek "Si-
lahın kuüanılınaya eh erişli olduğu an-
laşılmaktadır. tçindemermivar.Ancak
balistik henüz yapümadı. Emniyetin
uyanıkdasTanmaasuikastıönledLTürk
ulusunageçmişolsun^ dedi. Savcı, zan-
lının 7. Cumhurbaşkanı Kenan Ev-
ren'e yönelik suikast girişimine de ka-
nşûğıyönündeki sorulara"EBmizde he-
nüz bir biljp yok" yanıtını verdı.
Mustafa Bağdat dün Nöbetçi Cum-
huriyet Savcısı'run talimatıyla adliye-
ye çıkanldı. Nöbetçi Cumhuriyet Sav-
cısı, 1.5 saat ifadesini aldığı Bağdat
Afustafa Bağdat
adh kişi bağırarak
Başbakan
Erdoğan'a
yaklaşırken
güvenlik güçleri
tarafından etkisiz
hak getirildi
Mustafa Bağdat'ın
elinde taşıdığı
poşette bulunan
ekmeklerden
birinin içine
silah yerleştirdiği
ortava çıkö.
(Fotoğraf: AA)
hakkında bir gün ek gözetim süresi
verdi. Adhye binası çıkışında, gazete-
cılerin "Neden suikast girişiminde bu-
lunduğunu" sormalan üzerine, "Her-
kesbuülkede haddinibilecek'1
diye ba-
ğıran Bağdat, zırhlı bir araca bindıri-
lerek emniyete götürüldü.
Eski ûlkfl ocağı başkanı
1973 doğumlu Bağdat'ın Adıya-
man Kâhta nüfusuna kayıth olduğube-
lırlendi. Mersin Ülkü Ocaklan eski
başkanı olduğu öğrenilen Bağdat'ın
dört yıl önce ruhsatsız silah bulun-
durmak suçundan gözaltma almdığı
öğremldi. Adlannı açıklamayan ar-
kadaşlan Bağdat'ın MHP'ye yakın
olduğunu belirterek "MDByetçibir ki-
şjydi. Zaman zaman ' Silahım olsa
Ocalan'ı vaırurum' diye konuşuyor-
du. Arkadaşlanndan para alarak Kü-
tahya'ya gttmiş" dediler. Daha önce
Mersin Serbest Bölge'de çahşan Bağ-
dat, geçen yıllarda Metropol Iş Mer-
kezi'nde kendisüıe ait tekstil atölye-
si açtı. iş elbiseleri imal etmeye baş-
ladı, ancak bir süre sonra iflas etti.
Mustafa Bağdafın eşi Tuğba Bağ-
dat, eşinin 4 gün önce Edirne'deki
Devlet Hastanesi ihalesine katılacağı-
nı söyledığini belirterek "Bir daha
haber akmadık. Olayı şimdiöğreniyo-
rum. Şaşkınhk Hjindevim" dedi. Tuğ-
ba Bağdat, eşinin daha önce de bir
suçtan dolayı yargılandığuu kendisi-
ne söylediğini. ancak bu konuyla da
ılgılı başka bılgisının obnadığını söy-
ledi. Mustafa Bağdat'ın yeğenı Hati-
ceBağdat da amcasıyla yaklaşık 3 ay-
drr görüşemediğini belirterek "Kü-
tahya'ya gittiğinden de baberimiz ol-
madt Amcam boyle şeyier yapacak
birisi değüdi" div e konuştu.
Bir makama besabınuz var'
Başbakan Erdoğan, ABD'ye hareke-
tinden önce konuyla ilgili soru üzeri-
ne "Biz emin adunlarla yolumuza de-
vam ediyonız. Bizim sadecebir maka-
ma hesabınuz var dır.Oda rabbimize-
dir. Halkunıza olan hesabunıa da se-
çnndenseçinıeveririz'' dedi Eylemı ya-
panlann "insan hakvehürrivtöerinden
nasibini almamış kişiler" olduğunu
söyleyen Erdoğan, "Yönetim süredmiz
içerisinde baa kendini bilmez kişiler
gruptarçıkabflh; çeşiaı provokasyonlar-
la karşılaşaİMİirsiniz, e>lemler olabüir.
Çünkü toplumun her kesimi sian dü-
şüncelerini. uygulamalannızı kabul et-
mez, etmeyebüir" diye konuştu.
ÇİÇEK'TEN TMY YORUMU:
Güvenlikve
dengeliolmalı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Baka-
nı Cemil Çiçek, Terörle Mücadele Yasası ile
ilgili beklentinin çok yükseğe çıkanlmama-
sım isterken, bir taraftan Türkiye'nin güven-
liği, banşı ve huzuru sağlanırken, güvenlik
güçlerinin imkânlan arttınluken diğer yan-
dan da hak ve özgürlüklerin belli bir denge-
de tutuhnası gerektiğini söyledi. Yargıtay'a
seçilen 31, Danıştay'a seçilen 3 yeni üyeye
törenle mazbatalan verildi. Çiçek, törende
yaptığı konuşmada, 3 Ekim'den sonra hukuk
devleti kavTamının daha büyük önem kaza-
nacağını vurgulayarak "AB sürecinde en bü-
yük güv'encemiz, Yargıtay ve Danıştay'ın içti-
hadan ve kararlandur'* diye konuştu. Adalet
Bakanı, törenın ardından, gazetecilerin soru-
lannı yanıtladı. Terörle Mücadele Yasası de-
ğişikliğinin soruhnası üzerine Çiçek, "Tür-
kiye'de ne yapüacaksa, ne yapaeaksak, hu-
kuk de\ letinin kurallan içinde v-apıhnasi ge-
rekmektedir. Buna TM\ de dahildir. Terörle
mücadele ederken buoun hukuk kurallan
çerçevesinde sürdürühnesi gerekir. Aksi hal-
de, sorun giderek zoriaşrjor" dedi.
Ozok: Özgürtükten geri adım atıhnamah
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Ozdemir
Özok ise özgürlükler ile kamu güvenliği ara-
sındaki dengenin gözetilmesi gerektiğini vur-
guladı. Özok, terör bahanesiyle özgürlüklere
set çekilmesinin de uygun olmadığını belirte-
rek, "Hak ve özgürlükleri genişletiyx)ruz diye
kaos ortamı yaratılmasuu Lstemiyoruz" dedi.
Özdemir Özok, hükumetin TMY değişikliği-
ne dönük çalışma konusunda herhangi bir
görüş isteminde bulunmadığım kaydetti.
6-7 Eylül olaylarryia ilgili panelde kavga eden iki kişi salondan atddı. (Fotoğraf: AA)
6-7 Eylül panelinde kavga
İST4NBUL (AA) - Karşı Sanat Çahşmala-
n'nın, 6-7 Eylül olaylannın 50. yıh dolayısıy-
la düzenlediği "50. Yıhnda 6-7 Eylül Olayla-
n" paneünde kavga çıktı. Kürsüde konuşan
Prof. Dr. Avhan Aktar'a müdahale eden Tür-
kiye Shil Toplum Kuruluşlan Birliği yöne-
ticisi Ramazan Kınkın 6-7 Eylül olaylan ile
ilgili açılan resim sergisine düzenlenen sal-
dın olayına da kanştığı öğremldi.
BilgiÜniversitesi Dolapdere Yerleşkesi'nde
gerçekleştirilen panelde, Prof. Dr. Aktar'ın ko-
nuşması sırasında, "Enneni tehciri ve nüfiıs
mübadelesi sonrasuıda yüzde 20 olan gayıi-
müstimnüfusuyüzde 2'yedüştü" demesi üze-
rine, salonda dinleyici olarakbulunan ve Tür-
kiye Sivil Toplum Kuruluşlan Birliği yöne-
ticisi olduğu öğrenilen Kırkık tepki gösterdi.
Kırkık, "Burada gerçekler çarpmhyor. Sizkr
de koyun gibi dintiyorsunuz"" dedı. Bu sırada
adınınHalukAğabeyx)ğlu olduğu öğrenilenbir
başka dinleyici, Kjrkık' ın yanına gelerek ön-
ce susmasını istedi, ardından Kırkık'ı tartak-
layarak yüzüne kafa attı. Kaşı açılan Kırkık,
salondan uzaklaştınldı. Başka bir dınleyici-
nin, Kırkık' a kafa atanın da çıkartılmasını is-
temesi üzerine, bu istek, salonda bulunanlar
tarafından alkışlandı. Bunun üzerine kavga-
ya kanşan Ağabeyoğlu da salondan çıkartıl-
dı. Ramazan Kırİak'ın 6-7 Eylül olaylan ile
ilgili açılan resim sergisine düzenlenen sal-
dın olayına kanşüğı öğrenildi.
Panelde konuşan Prof. MuratBelge, "olay-
lan, dönemin hükümetinin yapünhğı ve yap-
tınrken de ucunu kaçuTiığı'' izlenimi edındi-
ğıni söyledi. Bunnı üzerine Belge'nin sözü-
nükesenbirdinleyıci. "Hükümellerböyieşej'-
leryapmaz,BanTrakya'da ne olduğunuda an-
latacak mısuuz?" diye tepki gösterdi.
MHP'Lİ MEHMET ŞANDIR:
Erdoğan, ucuz
kahramanlık
yapıyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Genel
Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır. Başba-
kan Tayyip Erdoğan"ın cesaret verdiği bölü-
cü terör yandaşlanna bugün kardeşlik çağn-
sı yapmak zorunda kaldığım belirterek Er-
doğan'ın ucuz kahramanlık yaptığını söyle-
di. Şandır. dün yaptığı yazılı açıklamada,
Erdoğan'ın başbakan olduğu Türkiye'de bö-
lücü terör örgütü militanlanmn 5 askeri da-
ha şehit ettığuu, Doğu ve Güneydoğu Ana-
dolu'nun birçok şehrinde bölücülerin ayak-
lanma provalan yaptığını. ülkenin yangın
yerine döndüğünü belirttı. "Bölücü terör ör-
gütkri kimden cesaret ahyor. Terör yeniden
neden başladı? Güvenlik güçlerinin elini ko-
lunu bağlayan kim? Türkiye'yi kim yöneti-
yor, yasalar kimin isteğiyie çıkanlryor, mille-
tin isteğryie PKK'nin talepleri doğrultusun-
da mı" sorulanru yönelten Şandır, Başba-
kan'ın sorumluluklarını başkalanna haN-ale
ederek, muhalefeti suçlayarak, geçmişi ko-
nuşarak görevini yapmış olamayacağını
söyledi. Erdoğan'ın cesaret verdiği bölücü
terör yandaşlanna bugün kardeşlik çağnsı
yapmak zorunda kaldığım belirterek "Sayın
Başbakan, önce akan kanı durdurmak mec-
buriyetindedir* dedi. MHP Genel Başkan
Yardımcısı Oktay \\ıral da, Başbakan Erdo-
ğan'ın, Ertuğrul Gazi'yı Anma ve Söğüt
Şenükleri'nde, "Türk" kelimesini ısrarla
kullanmadığını öne sürdü. "Türkiye Cum-
huriyeti Başbakanı'run. bu anlamh günde bi-
le 'TünV kelimesini ısrarla kuBanmaması
esef wricidir" görüşünü kaydeden Vural,
şenliklerin, ilk kez "bir Başbakan'ın siyasi
ihtiraslanna kurban edildiğmi" ifade etti.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Adalet Bakanı Cemil Çiçek birkaç
gündür bir şeyler söylemek istiyor.
Ne demek istediğini açıkça ifade et-
miyor arna, söylediklerinden Terörle
Mücadele Kanunu Tasansı'nı, "suçu
önleme" anlayışı içinde yeni bir şek-
le soktuklan anlaşılıyor.
Terörle Mücadele Kanunu Tasarı-
sı'nın basına yansıyan maddelerin-
den anlaşıldığı kadanyla içinde yeni
otoriter hükümler yer ahyor. Sorunu
demokrasiyi güçlendirerek aşacakla-
nnı ifade eden Başbakan'ın ardından
hükümet sözcüsü Adalet Bakanı
farklı bir mesaj veriyor.
• • •
Adalet Bakanı'nın imah konuşma-
lanndan şöyle bir sonuç çıkanyorum:
Ben otoriter bir yasa değişikliği ha-
zırladım. Bu otoriter yasa değışikliği-
ni de askere ve güvenlik güçlerine
danışarak şekıllendirdim. Bundan
sonrası siyasi iradeye aittir. Yani hü-
kümet düşünsün, ben hazırlığımı
yaptım, diyor.
Adalet Bakanı'nın açıklamalan ga-
ribime gitti. Kendısı bir teknisyen mi
Adalet Bakanı Ne Demek îstiyor?
yoksa adaletten yani haktan hukuk-
tan sorumlu bakan mı? Bir teknik
hazırlık yapıp hükumetin önüne koy-
muş. Gerisi artık hükumetin işiymiş.
Hükumetin önüne koyduğu değişik-
lik önerisinin de özgürlükleri hedef
alan hükümler içerdiği belli,
Aslında gazeteci arkadaşlann ona
bir soru daha sormalan gerekiyordu:
Siz Adalet Bakanı olarak hangi tür
bir yasadan yanasınız? Bu hazırlıklan
yaptığınıza göre, sizin tercihleriniz de
bu yönde sayılır mı? Siyasi iradenin
tercihi içinde sizin bir tercihiniz yok
mu?
• • •
Orhan Pamuk hakkında açılan
dava ile ortaya çıktı ki, yeni çıkarılan
Türk Ceza Kanunu, düşünce özgür-
lüğünü hedef alan hükümlerle dolu.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yöne-
tim Kuaılu olarak bizler Adalet Baka-
nı'nı ve hükümeti, bu kanun tasarı
halındeyken uyarmıştık. Yaptığımız
uyanlar, öneriler, bunun sonrası ger-
çekleştirilen toplantılar ne yazık ki
sonuç vermedi.
Adalet Bakanlığı bürokratlarını
aşamadık. Sonunda Türk Ceza Ka-
nunu, özgürlükleri hedef alan hü-
kümleriyle yürürlüğe girdi. Bunun ilk
hedeflerinden birisi de Orhan Pamuk
oldu.
Kanuna itiraz ederken hükümet
yetkililerine şunu da söylemiştik: Bu
kanun, uygulama ile görülecek ki
düşünce ve ifade özgürtüğünü tehdit
eden hükümlerle dolu. Uygulamalar
ortaya çıkınca Avrupa Birliği'nden
tepkiler gelecek ve o zaman bu
maddeleri değiştirmek zorunda kala-
caksınız. Halbuki buna gerek kalma-
dan bu değişiklikleri yapsanız, siz de
bizler de bu anlamsız durumlarla yüz
yüze gelmesek.
Nitekim Orhan Pamuk davasının
ardından Avrupa'dan sert mesajlar
gelıyor. Ister istemez hükümet bu
maddeyi değiştirmek için harekete
geçecek. Olan Türkiye'nin imajına
olacak. Enerjımizi anlamsız tartışma-
lar içinde tüketiyoruz.
•••
Gelelim Adalet Bakanı'na; Türk
Ceza Kanunu çıkarken derdimizi
kendisine anlatamadık. Ne yazık ki
bizim söyledıklerimize aldınş etmedi.
Şimdi Terörle Mücadele Kanunu Ta-
sarısı'nda da insanı endişelendiren
bir tutum sergiliyor.
Sanki kendi mensubu olduğu hü-
kümeti sıkıştımnak ve zor durumda
bırakmak istermiş gibi bir tutum takı-
nıyor.
Terörle Mücadele Kanunu'nun
mağdurlarından birisi olduğum için
bu değişiklik önerilerini de çok dik-
katli izlıyorum. Okuyucularım hatır-
laıiar, Terörle Mücadele Kanunu'nun
8. maddesinin 1. fıkrası gereğince
yaptığım bir söyleşi nedeniyle mah-
kûm olmuştum. Tam cezaevıne gire-
cekken çıkarılan bir erteleme yasa-
sıyla kurtulmuştum.
• • •
Terörle Mücadele Kanunu'nun kal-
dırılan 8. maddesi doğrudan düşün-
ceyi hedef alıyordu. Zaten diğer
maddeleri variığım koruyor. Bu deği-
şiklik yıne bu tür bir amaca mı yöne-
lik? Adalet Bakanı'nın lafı dolandınp
dumnasından böyie bir taslak hazır-
lamış olduğu gibi bir sonuç çıkanyo-
rum.
• • •
Adalet Bakanı'nın yanında benim
ikinci favorim Kültür Bakanı Atilla
Koç. Bütün tiyatro ve opera dünya-
sını ayağa kaidıran, özerk olması ge-
reken bir kurumu altüst eden bu Kül-
tür Bakanı. ülkemizin kültür tarihine
yazılacak çıkışlanyla hatııianacak.
Devlet Tiyatroları Genel Müdü-
rü'nü değıştırerek bütün kurumu hu-
zursuz etti. Aslında kültür dünyasın-
dan bu kadar tepki gören bir baka-
nın en doğrusu istifa etmesidir.
Umarırn bu tepkiyi anlar ve istifa
eder.