Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
3EYLÜL2005SALI CUMHURİYfTT SAYFA
17
Olan
Ahmet Önen:
"11 Eylül sonrası
olan, günahsız Afgan
halkına oldu. Asıl
sonjmlu Ladin'e
henüz ulaşılamadı.11
Eylül'de de olan
masum Amerikan
halkına olmuştu. Asıl
cezalandınlması
gereken Bush ise
hâlâ koltuğunun
sefasını sürüyori"
Bektronik posta: tienizsomecumhurtyetcom.tr www.cienizsom.com Tel: 0.21^512 05 05 Faks: 0,212.512 44 97 j
- MHP ile AKP kapışmış.
"Türk-lslam
Sergüzeşti!"
Orhan Pamuk:
"Devletin savcısı
değişmedi."
Ama hükümeti
değişti!
Yeşil
ÖNCE Istanbul'da Fatih Camisi'nde, sonra
Ankara'da Hacı Bayram Camisi'nde Cuma
namazlannda ortaya çıkan Hizb-ut Tahrirciler
konusunda Sıyasal Ekonomık ve Sosyal Araştırmalar
Merkezi SESAR'ın bir değeriendirmesı var
"Fatih Camii'ndekı Hızb-ut Tahrir kışkırtması orduya
yönelıktı. Odu çıkıp 'laiklik ve rejım tehlikede' dıye
sert bir açıklama yapsaydı, AKP çok rahatlayacak.
AB ile kol kola girip ordunun Türk yönetım sistemi
üzerindeki ağırlığının AB sürecıni akamete uğrattığı
yolunda bir kampanya yürüteceklerdi. Müzakerelerin
ertelenışı de orduya fatura edilecektı. Genelkurmay
oyunu gördü, Fatih Camn'ndeki olayı 'es' geçtı.
Bunun üzerine hükümetin medyadaki aparatlan belki
istenen kozu venr düşüncesıyle bir orgeneralın
üzenne grttiler. Ancak orgeneral de hükümetin ve
aparatlannın istediği sert çıkışı yapmayınca Fatih
Camii kışkırtması hükümetin elinde kaldı. Burada
İki Cumagülünç olan medyadakı bir 'aparat'ın 'polis niye
görevini yapmadı' manşetine katık ettigi Başbakan
Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in sözleriydı. Şahin,
Fatih Camii'ndekı olayı cuma namazını orada kıldığı
ıçın yakından görmüş ama geçip gitmişti. Medyadaki
'aparat' Şahin'le 'sivil polisi1
suçluyor ama Şahin'e
örgütün iç dınamiklerinı nasıl oluyor da biliyorsunuz,
bu isimleri tanıyor musunuz, sız tanımıyorsanız
partinızın teşkilatlanndan, milletvekilleıinden Hizb-ut
Tahrir'e yakın olanlar kimler diye sormuyordu. Oysa
süreç başka olsa, AKP'lilenn Hizb-ut Tahrircilerle
ilışkileri yurtıçinden ve dışından desteklenen onlarca
fotoğrafla çoktan gazeteterin birinci sayfalannı
süslemiştı.
Sonraki cuma, Ankara'da Hacı Bayram
Camii'ndekı Hızbut Tahrir gösterisi ise AKP milisleri
takviyeli cemaat, sıvil polıs ve polis elbırliği ile yerle bir
edildi. Fatih Camiı komplosu deşifre edıldi, Hacı
Bayram lokması verelim denilmiş oldu. Orduya sert
laiklik beyanatı vermediği için fena ıçerteyen
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Fatih Camii
fiyaskosunu, Hacı Bayram'la örtmeye çalıştı. Ama
ordudan yine 'çıt' çıkmadı. Çünkü hükümetin 3
Ekim'de müzakerelerin başlama ihtimalinin lyıce
düşmesinden kaynaklanan panıği, Ankara'da ve AB
ülkelerinde o kadar rahat görülüyor kı. Böylece,
AKP'nin orduyu kışkırtmaya ve koz yakalamaya
dönük iki girişimi fiyaskoilesonuçlandı.
Oysa AKP iktıdan 3 Ekım ve genel başansızlığını
örtrnek içın etnık çatışmalardan, ordunun
antidemokratik(!) açıklamalanndan, şeriatçı©
kışkırtmalardan imdat isteyeceğine artık her şeyi
topluma söytemelidir."
Zehra Top:
"Istanbul
Belediyesi'nin
'Çevremiz hiç bu
kadar yeşil olmamıştı'
ilanlan yollan
süslüyor. Tabii olacak.
Türbe yeşili için her
koldan 55 yıldır
çalışıyoriari"
Servis
Akif Kökçe:
"Enflasyon
oranı yüzde 7
olduğu halde niye
okul servis ücretlerine
yüzde 17zam
yapıldı? Çocuklar
enflasyona binip
okullanna daha hızlı
gitsin diye!"
SESSÎZ SEDASIZ (!) THY, yeni kabin görevlisi alırken
TÜRK Hava Yollan, kabin görevlisi
almak üzere geçen yıl ağustos
ayında sınav açıyor.
Sınavı kazananlarla biriikte bir de
yedek liste açıklanıyor. Yedek listeye
girenler bu yılın haziran ayında
kuruma çağnlıp yeni bir yazılı ve
sözlü sınava alınıyor.
Son sınavda başanlı olanlara
kabin görevlisi eğitim kursuna
katılmaya hak kazandıklan bildirilerek
sağlık kontrolünden geçmeleri
ısteniyor.
Sağlık raporu alanlar üç hafta
boyunca kursa gidiyor. Kurs
bitiminde başanlı olanlara birer
sertifıka, kabin görevlisi üniforması
ve apron kartlan verilerek, kısa süre
içinde göreve çağnlacaklan
söyleniyor. Gençlerden bir kısmı, Türk
Hava Yollan'nda kabin görevlisi
olarak işe başlayacaklan için
çalıştıklan işlerden istifa ediyor. Ve
fakat ellerine sertifıka, üniforma,
apron kartı verilen gençlerden 25'i
Türk Hava Yollan Genel
Müdüriügü'ne çağnlarak ve
kendilerine somut bir gerekçe
gösterilmeden "elendikleri" bildiriliyor.
Ne oldu diye soranlan Türk Hava
Yollan'nın üst yönetimi muhatap bile
almıyor. Insan Kaynaktan Müdürü ise
üç aşağı beş yukan şu yanıtı veriyor.
"Ne olduğunu, işe başlayacak
gençlerin niye elendiğini ben de
bilmıyorum."
Ne olduğu belli:
Hükümetin ve iktidar partisinin
taümatıyla imam hatiplilere ek
kontenjan açılmıştır!
Sapürmalar ÇÎZGİLtK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci o mynet.com
AYDEN AYBAY
Ülkemizde, kalem ve söz
sahibi bazı kişiler, halkın birke-
siminin belli konulardaki bilgi-
sizliğinden yararianarak apa-
çık gerçekleri, kendi çıkarian
doğrultusunda anlatıp yorum-
lamaya kalkarlar. Buna gerçe-
ği kasten "saptırma" ya da
"tahrif etme" diyebiliriz. özel-
'kle siyaset alanında bunun
sayısız örnekleri vardır. Aziz
Nesin'in Türk halkı için söyle-
diği yüzde 60 oranındaki "ha-
makat" saptaması da saptır-
ma işinin niçin bu kadar sık
başvurulan, kolay ve başanlı
bir iş oldugunu göstermekte-
dir. Bu konuda, uyan niteliğin-
de Ingilızcebirsözvar: "Never
underestimate the power of
stupied people in large gro-
ups" (Geniş gruplar oluşturan
ahmakların gücünü asla kü-
çümseme!)
Burada, saptırma örneği
olarak, gazete köşelerine çö-
reklenmişbirtakım "köşemen-
/er"in geçen ay sonuçlanan
üniversite sınavlannı vesile
edip bilgisiz ve deneyimsiz ki-
şileri aldatmaya yönelik "ya-
veleri "ne değinmek istiyorum.
Saptırmanın "dikâlâsı"olan bu
açtklamalar, (genel olarak bü-
tün meslek okullan ile ilgiliy-
miş görüntüsü altında) imam
. ,atip lisesi mezunlarının üni-
versiteye kabulü sorunu ile il-
gili bulunuyor:
1) En başta, açık gerçeği
ketmederek, imam lisesi çı-
kışlılarına üniversiteye giriş
kapısının kapalı oldugunu i-
ma ediyorlar. Böyle bir yasak
yok; meslek liselerinden çı-
kaniara yükseköğrenimin ka-
pısı açık. Hatta belli dallarda
mezun olduklan meslek lise-
sinin önceliği bile var. Bunun
dışında kalanlarda, teknik öl-
çütlere dayalı farklı bir düzen-
leme var. Ama bu bir yasak
değil; isteyen bu farkı göze
alıp giriş sınavına başvurabi-
lir. Nitekim böyle yapan ve
-örneğin- hukuk ya da iktisat
fakültesini kazanıp kaydolan
yüzlerce meslek lisesi mezu-
nu var.
2) Bu "fark" nerden geliyor?
İHL'lere eşit işlem yapılmıyor
diye yırtınan fca/emşoriar, ge-
lişmiş, gelişmemiş hemen bü-
tün ülkelerdeki uygulamayı ya
bilmiyoriar ya da bılmek iste-
miyortar: Bu uygulamada
meslek okullan çıkışlılara üni-
versite kapısı ardına kadar
açılmış değildir. Tam aksine bu
konuda engeller konulmuştur.
örneğin Ingiltere'de bu kapı
kural olarak "grammar scho-
ol" çıkışlılara açıktır. Alman-
ya'dada "Bervfschule" (mes-
lek okulu) mezunu, belli koşul-
lar olmadan, üniversite öğreni-
mine "atlayamaz". Kısaca
söylenirse, meslek okulu me-
zunlarının okumaya üniversi-
tede devam etmeleri için, bir-
takım ek koşullar aranmasına
her yerde rastlanmaktadır. Bu
çözümün fırsat eşitliğini bozan
bırdüzenleme olduğu iddiası-
nı sürdürenler, bir kesim halkı
aldatmaya yönelik sapfırma-
cı/ar"dır.
3) ABD'de de üniversitelere
giriş sınavı ile öğrenci alınır.
Yaygın burs sistemi ve başka
mali olanaklar nedeniyle çok
cazip hale gelmiş olan yükse-
köğrenime talep artmış oldu-
ğu için, belli istisnalar dışında,
üniversiteye girişte sınav ba-
şansı esastır. Sınavdan bağı-
şıklık ise siyasal nedenlerte ya
da oralarda olağanüstü bir güç
olan büyük para desteği dola-
yısıyla, bazı kişileretanınan ay-
ncalıktır. Bu ayncalıktan yarar-
lananlar arasında, kimi yaban-
cı ülkelerin başkanlannın ya da
başbakanlannın çocuklan da
vardır. Böyle bir ayncalıktan
yararianan çocuklardan bazı-
lan, kendi ülkelerinde mezun
olduklan okula, üniversiteye
girişte farklı ölçüt uygulanma-
sından dolayı bu seçimi yap-
maya mecbur olduklan masa-
lını anlatırlar. Basındaki köşe-
menler de hemen bu masala
yapışıp yalakalık görevi say-
dıkları saptırmalarını döktür-
mekte gecikmezler.
HAYAT EPtK TÎYATROSU MUSTAFA BÎLGİN hayatepikin mynet.com
OTOBÜSTEKİLER KEMAL LRGESÇ k_urgencâ yahoo.com
TARÎHTE BUGÜN MIMTAZ ARIKAK 13Eyüil tnrtc.mumtos-orifcan.com
Sevgili Babamız,
Dedemiz, Kardeşim,
Ağabeyimiz, Eniştemiz,
0. ZEKİ
ÖZTURANLIy.
özlemle anıyoruz.
SADRAZAM YUNUS PfâA'NlN IOAMU.
1517'P£ 8U&ÜH,SAPRA2AMrtJMUSPAŞA İOAM £t>İU>İ. OS-
MANU PADİŞAHt VAVUZ SUL7AN S£UM'İN MIS/RjSg£S&
StBASfNPA YAPtLAN RİMUİYB SAVAÇl'NDA ÇARP/ÇAA1
&AORA2AK4 HAP/M SİUAH PAŞA^ŞEHİT OÜŞMÜŞTÛ. DA-
HA SOHRA,Ot4UN YEeiNE «SÇfîV YUHUS PAŞA, Ml-
SIR'IN FETUİ SOtJA EK.İI4CE, OKAKI/N VAÜÜ&İUE OE
ATANMlfn.ANCAtC SU (KİNCİ GĞCEV, BAZI YAZ/NMA-
LAR tJE-PENÎYLE BİR ^tJ/S£ SONSA Biü MEMLÜ/C OEV-
LBT APAM/MA PEVREDİLOİ. OHPü M<£f£'DAN AYRJUB.-
UsN, YOLM, YUUUS F&ŞA PADİÇAHLA KDNUŞUYO&Ul.
'BU KAOAR. YOti.SUMUIK VE 2/V4MET, OBtnjNÜN YA-
RtSMN KAYgtNA VE Mi£(& 'İN YİNE HAİN 8İR ÇE&eeS
KÖLeUİN EÜNE GBÇMeSİNE PE6& Mİ ? " PEYlNCE,
ÇOK £İNÎ(ZLSM£M PADİÇAU, ANİ BİR KARARLA YU-
MUS PAŞA'yı jPAH\ eTT/RMİÇTi !
Çhlıyetımı kaybettim. Hükümsüzdür. TÜLAY DURAN
ANMA
1933-2000
MEHMET
ŞA1İH
TÜRKER
Aramızdan aynlışının 5. yılında seni özlemle
anıyoruz "Can"
AÎLESİ
SARIYER SULH HUKUK
HÂKtMLİĞl'NDEN PAZARLIKUSIILÜ
İLE MENKUL SATIŞİLAN1
DosvaNo 1994 8Tereke
Terekesmın ıflas usulü ile tasfıyesı mahkemetnızce yapüan
mütevsffa Kemal IUcak'm Istanbul tıcaret sicılinde
141959 89446 no ile kayıtlı 1 565.000.000 -TL sermayelı müflıs
Güntur Basın ve Yayın AŞ'de sahibi bulunduğu O
<ol6.7 oranın-
daki hıssesı 1.366.00 YTL'den aşağı olmamak ûzere pazarhk
usulü ile satılacaktu Alıcı adaylanmn tekhflennı en geç
23.09.2005 günü saat P OO'ye kadar Yalıköşkü Caddesı, Mü-
hürdarzade Han Katl No:126-127 Sırkecı-lstanbul adresinde
bulunan tereke tasfiye memuru Av. tbrahim Bûlbül'e vermelen
gerekmektedir. Tekhfler daha sonra değerlendirilerek uygun alıcı
adaylan pazarlığa da\ et edılecek ve pazarlık sonucunda satış ya-
pılacaktır. llan olunur. 09.09.2005 Basın: 42434
0-3 yaş grubu çocuk bakılır.
0212 - 235 68 06
GÖRÜŞ
BEDRİ BAYKAM
'Dinleme Bandı' Bildîriyor:
- Alo Abi nasıl gidiyordurum, bu sefer2000'de ge-
ciken büyük 'dönüş'ü başarabilecek miyiz?
- Çok iyi gidiyor Ragıp. merak etme, aynen bir ah-
tapot gibi sekiz koldan dalmış, o rejimin feleğini şaşır-
tan silkelemeyi, usanmadan yapıyoruz.
- İyi de canım Abicim biliyorsun, 28 Şubat'ta neler
olmuştu. Bir çuval inciri, sofraya koyup yiyememiş-
tik, korkuyorum yine...
- Bak Ragıp, kendi yanıtını kendin verdin. 28 Şu-
bat'tan önce Hoca ne diyordu? "Kanlı mı kansız mı,
işte sorun burada" diyordu. O kanlısını denedi, yeme-
di Rizeli ve Mezarcı bombalan elinde patladı. Şimdi
biz bu tecrübelerden öğrendiklerimizi kullanıyoruz, ay-
nı hatalara düşmüyoruz. Yavaş yavaş ilertiyoruz. Ney-
di, bizim Beriusconi'nin dilinde, öğretmişlerdi bana,
"piyano piyano" gidiyoruz mu, ne denirmiş buna.
- Gözünü seveyim abi, bu sefer şun/ara dünyanın
kaç bucak oldugunu gösterelim.
- Bak dostum, bu kadar sabırsız olma. Dinimiz sa-
bır dinidir. Artık geç olsun, güç olmasın. Bak devletin,
belediyelerin, ekonominin her noktasına şöyle güzel-
ce tımaklanmızı geçirip kontrole aldık. Saf adamlar
hâlâ 70'li yıllar diliyle kadrolaşmadan söz ediyortar. Ne
kadrolaşması? Biz noktasal hücre çalışmasını, ge-
lecek kuşaklan bile düşünerek yapıyoruz.
- Abi, ya bu medya dönerse tekrar aleyhimize? Ya
28 Şubat'taki yaygaracılığına başlarsa?
- Ragıp deli misin sen? Nereye başlıyor? Onlar bir
kere bağırsaklannı kaptırmış durumdalar. Her an sifo-
nu çekebileceğimi bilerek yaşıyoriar. Daha geçenler-
de Sabah'ta başyazıyı okumadın mı? Dört yıllık özet
raporçıkarmışlar bize, her şey çok iyi gidiyormuş eko-
nomi, istikrar, güvenlik, umutbirtekdemokratikleşme-
de sorun varmışmış... Hiç cart curt laiklik, din, kadro-
laşma, Atatürk, şu bu yok! Üstelik her yer Fethullah
dizileriyle kaynıyor.
- EvetAbi, helal olsun ben de okudum, gözüm ya-
sardı. işte objektif gastecilik bu!
- Heh! İşte esas buna "ılımlı muhalefet" derier. "Ya-
parmış gibi" orada görünmek, bir yandan da bize göz
kırpmak. Bunlar uyuşturuyor toplumu. İşte bizi onlar
koruyor.
- Bir de AB dimi abicim? Avrupalı da demokrasi
memokrasi diye hep bizden yana...
- Ne diyorsun Ragıpcım? İşte inşallah 3 Ekim geli-
yor 1-2 haftaya, AB bunlar için uyuşturucu değil, bi-
rebir narkoz, narkoz! Bak adamlar bir de, vallahi ken-
diliklerinden ha bire "Kemalizm şu bu, bunlar AB'ye
engel, unutun bunlan" diyoriar. "Asker kışlasından
çıkmasın, haddini bilsin" diyoriar.
- Ağızlannı öpehm abi, ama ya dinlemezlerse?
- Nasıl dinlemezlermış? Hani "gerekirse 1000 yıl
sürecekti 28 Şubat." N'oldu? Beş yılda tuzla buz ol-
du! Merak etme, onlarda artık raylanna oturdular bir
şekilde. "Alışırtar aiışıriar" diyordu yaTurgut Abimiz?
Aynen öyle oldu işte...
- Abi ya, bu YAŞ kararian hani yargıya açılacaktı,
sevinmiştik o habere yazın, niye durdu o işler?
- Ragıpcım, ne dedim, acele yok. Deneme yanıl-
ma yöntemiyle ilerliyoruz. Narkozda küçük bir uyan-
ma ibresi otduğunda, o müdahaleyi azıcık geciktiri-
yoruz, hepsi bu. O işi bizim sözcünün bir iş kazası,
bir çeşit kişisel patavatsızlığı olarak sunup dosyayı
kapatıverdik.
- Peki ya Anayasa Mahkemesi? Abi ya 'kadın' koy-
dular başına ya, olmaz ya!
- N'olacak ki? İki yıl biraz bunlara heyecan yaşatır,
sonra emekli olup gider. Biz esas orada büyük ham-
leyi yapacağız, bekle gör... Bunlar çoğunlukta mı?
Langadanak bir yasa değişikliği, bunlara bizim seçe-
ceğimiz 10 atama yaptık mı, işte son güvendikleri ka-
le de tepetaklak olur gider...
- Abi ya, sen de az değilsin hani ha! Abi, peki bu
Atatürkçülerhâlâ, yürüyor, yazıyor, çiziyor... Bu adam-
lar hâlâ serbest abi...
- Ragıpcım. onlan gördüğün gibi 1 -2 yayına kadar
daralttık. Onlar da göstermelık, muhalefet bize, me-
rak etme solcusu, Atatürkçüsü bunlar birbirinin kur-
dudur. Bak birbirierini ajan ilan ederier, birbirierini kö-
tülerier; birbirierini tutmaziar Partileri kavga gürültü...
Hiç onlann bizi durdurması mümkün mü?
- Abi sağol, bugünlük yeter, yüreğime su serptin.
Allah yolunu açık ets/n.
- Duanı eksik etme Ragıp... Hadi bizim mahallede
öp herkesi, merak etmesinler
- Abi son ofarak, bu UNIVERSIADE midir ne kann
ağnsıdır, orada da Ata gençliği, cumhuriyet, hak gö-
türe Mehter Marşı çekmişsiniz ya? öptûm sizi elleri-
nizden abi!
- Heh he, eksik olma, hadi.
e-mail: bedbay utnn.net • Faks: 0212 227 34 65
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDANSAĞA:
1/ Bursa kenti-
nin ünlü kaplı-
cası. 2/ Adapa- 2
zan Ovasfna
verilen bir baş-
ka ad... Sınır 4
nişanı. 3/ Par-
ça... "Çabna.
hırsızhk" anla-
mında argo
sözcük. 4/ Bir g ı
işi yapmaya
hazır... Bölme-
li gö<;ebe çaduı. 5/Mo-
libden elementinin
simgesi... Verme, öde- „
me... Şarkı, türkü. 6/
Ağzımızdaki dişlerin
bir bölümüne verilen
ad...21 yaşınaltuıdaki
o>-unculardan kurul-
muş spor takımlan için
kullanılan sözcük. 7/ 8 I
Aptal, sersem. 8/ 91
"Kazma ile dövme-
yince — verdi/ Benim sadık yârim kara toprak-
tır"(Âşık Veysel)... Olumsuzluk belirten bir önek. 9/
Eski Mısır'ın üç büyükjjiramidinden biri.
YUKARTOAN AŞAGIYA:
1/ Her tarafi çitle çevrili yazlık ko>Tin ya da keçi ağüı.
2/Tıp dilinde "bere" anlarrunda kullanılan terim... Ü-
gi ekı. 3/ Müzikte bir tam seslik bir kesirini oluşturan
çok küçük arahk... Bektaşi dervişi. 4/Acele, tez... Tan-
ntanımaz. 5/Eski Mısır'da guneş tannsı... Türlü eşya-
lan kurutmakta ya da temizlemekte kullanılan kapalı
aygıt. 6/Zonguldakyöresine özgübırhalk oyunu. 7/Av-
rupa Birliği'nin ortak para birimi... Duyunı. 8/Düz dö-
şenmiş parke. 9/ Muğla-Marmaris karayolunda, çok
güzel bir panoramaya sahip dağ geçıdj... Büyük sava»
davulu.