29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ÎAYFA CUMHURİYET 13 EYLÜL 2005 SALI OLAYLAR VE GORUŞLER EVET / HAYIR 3KTAY AKBAL Inday'ın 'Aydın'ı Engüzel, endoğru "aydın" tanımını MelihCev- Jet Anday yapmış... 21 Mayıs 1995'te... "Melih Zevdet Anday kimi aydın sayar? Aydının donanı- nı ve tavn nasıl olmalı" sorusunu şu sözlerle ya- ııtlamış: "Benim anladığıma göre aydın dogmaları tak- nayan adam demektir, kendisine öğretileni tak- rtayan... Bu da, özgür kafa demektir. Aydın sa- iece bir bilgi birikimine sahip olan değildir, kafa- n özgüriüğe bırakmak demektir/' Bir süredir "aydın" sözü, tartışması gazete sü- •unlannı, TV efcranlannı doldurmakta!.. Aydınlar gitti, Başbakaı*rVa görüştü. Aydınlar gitti Lozan'da Tieydan okudu. Aydın gücü, aydın birtikteliği, ay- dın düşüncesı, aydın bağımsızlığı^ydın kafası, aydın özgürtüğü!.. r . Geçengün, "Aydınsözünden çokürkerim"de- miştim. Tartışılması zor bir kişi sayılıyor aydın! De- diği tartışılmaz, karşısına çıkanı konuşması, bilgi- si, tutumuyla susturur! Böyle bir güç!.. Nedeni de, lyice okumuş yazmış, birçok okullar bitirmiş, dil- ler öğrenmış olması. Sen onun karşısında suspus olacaksın, olmalısın!.. Melih Cevdet biraydındı elbet. Hem de "Ben ay- dınım" demeyen gerçek bir aydın... öncedüşün- ce özgürtüğüne sahip, bu özgürlüğü hep savun- muş bir şair, bir yazar, bir düşünürL Işte nice ki- tap, niceyazı... Insana saygılı olan, kafası özgür bir ınsan ay- dın olmaya ayak atmış, demektir. Sonra kendisi- ni aşması gerekir. Kendisıni aşmak ne demek? Ken- disine öğretilenlen aşmak demektir.." Anday'ın tanımına uyan bırkaç aydın adı saya- bilirseniz, ne mutlu size. önce bir düşünmeli, biz- de aydınlar belli kulüplenn, belli akımlann savunu- culan olmaktan ileri gidebilmişter mi? Kendi dar ben- liklerini aşabilmişler mi? Zor karşısında yanlış ya- salar, iktidariar karşısında, önemli çıkariar karşısın- da özgüriüklerini koruyabilmışler mi? Melih Cevdet Anday'ı yitirelı yıllar geçtı. Zaman hep geçer! Ama kımılerine hıç dokunmaz. Okuruz yazdığını, onu aramızda buluruz. Sanki dün aynl- mışız, yann buluşacağız! Kırk mı, elli mi, Anday'ı tanıyalı, seveli, söyleşilerinden yararlanalı, tartış- malanndan, öfkesinden, dostluğundan... Şu günlerde yaşasa ne derdi günümüzün baş ko- nusu aydının sorununa? Aydınlarımızın bildiriler yayımlamasına, gidip hükümetle ortak buluşma- larına, böylesıne darmadağınık olmalanna, birbir- lerine ters düşmelerine, kimılennın çıkar peşinde koşmalanna; ülkenin çıkmazdan çıkmaza ıtıldiğı şu günlerde bir aydınlık, birgüven, bir umut yaratma- malanna!.. "Uyuyamayacaksın I Memleketinin hali I Senı seslerie uyandıracak I Oturup yazacaksın I Çün- kü sen artık o sen değilsin I Durmadan seslerala- cak I Sesler vereceksin I Düzelmeden memleke- tin hali I Gözüne uyku gıremez ki I Uyuyamaya- caksın I Bir sis çanı gibi gecenin içinde I Ta gün ışıyıncaya kadar IVakur metin sade I Çalacaksın." Işte, Sevgili Melih Cevdet Anday'ın, sizin, benim, özleminı çektiğimiz, beklediğımiz, istedığimiz ay- dın!.. Cumhuriyet K İ T A P L A R I ANILAR "Bir Cumhuriyet Kızı' Müşerref Hekimoğlu "Anılar" gazetecıhğe adanmış bir yaşamın ıçınden gerçelder, Gazetecılıği "meslek" olarak dü^unenlere "j-o/ harilası" Türktyv'nin 1950sonraM yaşadiğı "değiıimin"yönü venıtelığı hakkmda açıklayıcı tespıtler. Hepsı>le bırlikte aynı zamanda. "BİT Cumhuriyet Kızının Anıları" Anısı Önünde saygı ve san karanfıllerle efiıhyonsz N«zifEKZEN M«lnı . Tsrtocoğı Cod No 39/41 Coğoioglu İSTAHSUL - Tıi 0212 514 01 H ^ıtn : Ishidol Csd Zımbıılc Sok. 4/1 Tokum-ISTANBUl - Tel 0212 2S2 33 I I . »Wwt W«on Hc 125 Kor 4 lakonlıkkır-AKKARA T»i. D312 419 50 20 Liselerin 4 Yıla Çıkanlması Çözüm mü? Bugün ülkemizde 79 çeşit lise var. Her lise ayn nitelikte eğitim uyguluyor. Aynı türde olsa bile yoksul bölgelerde çeşitli eksiklikleri olan liselerin nitelikleri düşüktür. Genel liselerin oranırun yaklaşık yüzde 65, meslek liselerinin oranının ise yüzde 35 olduğunu, bunun tersi olması gerektiğini de unutmayalım. MllStafaGAZALCI/femz/ıA/v. TBMMMtl Eğ Kom Üy. • • nümüzdeki öğretim yılından O başlayarak liseler dört yıla çıka- nldı. tlk bakışta bu karar olum- lu gibi geliyor insana... Çocuk- lanmızın daha uzun süre eğıtil- mesi iyi bir şey, ama konuya yakından ba- kıldığında Milli Eğitim Bakanhğı'nın (MEB) son yıllardakı birçok uygulaması gibi bu kararın da altyapısı yok. Yetennce tartışılıp hazırlığı yapümamış. Işin kolayına kaçılmış. Her şeyden önce 4 yıla göre yeterlı ders- lik, öğretmen, ders araç-gereci var mı, ders programlan buna göre hazırlandı mı? Bu ka- rarla birlikte çocuklanmız daha nitelıkli bir eğitim alabilecekler mi? Yoksa bundan ön- ce olduğu gibi çogu okulda ikilı öğretim, ka- labalık sınıflar, öğretmen, ders araç-gereç eksikliği sürüp gidecek mi? 12 yıllık zorunlu eğitime geçilmeden tek başına liselerin dört yıla çıkanlması, eğirim- de fırsat ve olanak eşitliğini bozmuştur. Bi- lindiği gibi lise zorunlu eğitim arasında de- ğildir. Çocuklann büyük bir bölümü ılköğ- retimden sonra çeşitli nedenlerle liseye gi- demez. Örneğin milli eğitim kayıtlanna gö- re 2004 yılında 1 milyon 136 bın 448 çocuk ilköğretimi bitirmiş bunun 973 bın 475'i li- selere kaydolmuşrur. Önceki yıllann verile- rinden yola çıkarak bu sayının yaklaşık 200 bininın mezun olmadan okuldan aynlacağı- nı dabelırtmek gerek. Aynca liseye gıdeme- yen çocuklann büyük bir bölümünü kız ve yoksul aile çocuklan oluşturmaktadır. Bu yıl Ortaöğretim Kurumlan Öğrencı Seçme ve Yerleştirme Sınavına (OKS) gı- ren 703 bin 534 adaydan 192 bin 62 aday asıl olarak, 39 bin 455 öğrenci de görüşme (mülakat) hakkı kazanmıştır. Yatılı bir lise- yi kazanamayan yoksul aile çocuklannın bir bölümü ise belki de hiçbır liseye kaydı- nı yaptıramayacaktır. 2005 yılı ÖSS sonuç- lanna göre 1 milyon 613 bin 436 adaydan yalnız 378 bin 730 kışı önlisans ve lısans programlanna yerleşmeye hak kazanmıştır. Bunun da 171 bin 326"sı önlisans, 229 bın 264'ü açık öğretim, geri kalanlar ancak 4 yıllık fakültelere girebilmıştır. Lise son sı- nıftan başvuran 691 bin 893 adayın 193 bin 164'ü yani yüzde 29.9'u üniversitelere gi- rebılmış. 1900 okul binncisiaçıktakalmış- tır. Bu sonucu 21 Ağustos 2005 tarihli ki- mi gazeteler "Genel liselerin iflasT. "1900 okul birincisi açıkta" başlığı altında ver- miştir. Bugun ülkemizde 79 çeşit lise var. Her li- se ayn nitelikte eğitim uyguluyor. Aynı tür- de olsa bile yoksul bölgelerde çeşitli eksik- likleri olan liselenn nitelikleri düşüktür. Ge- nel lıselenn oranının yaklaşık yüzde 65. meslek lıselennin oranının ise yüzde 35 ol- duğunu. bunun tersı olması gerektiğini de unutmayalım. Aynca köylerde lise yoktur. Okumak is- teyen çocuklann ılçe ya da il merkezine gıt- mesı gerekir. Aılesinin ekonomik durumu iyı değilse ıstese de çocuk ilçe ve il merke- zine gıdemez. Kalacak yer, beslenme. baş- ka gıderleri karşılamak kolay değildir. 1999 yılındayapılan 16. Milli Eğitim Şû- rası'nda (MEŞ) ortaöğretımın yeniden ya- pılanması, zorunlu eğitımin 12 yıla çıkanl- ması karan alınmıştı. MEB bu karan yıllar- dır uygulamamaktadır. 12 yıl zorunlu eği- tim karan alınmadan liselenn tek başına dört yıla çıkanlması ılköğretımden sonra çe- şitli nedenlerle eğitim dışında kalan çocuk- lara haksızlıktır. Anayasamızda belırtılen sosyal devlet anlayışına aykındır. Yapılması gereken ortaöğrenmi bir bütün olarak düşünmek, meslekı teknık eğitime ağırlık vererek lise çeşitliliğinı azaltmak, ıkıye hatta teke ındırmek, çok programlı li- selen arttırmaktır. Okul öncesınden ılk ıkı yılı da katarak lise eğitiminı zorunlu eğiti- me almaktır. MEB niçın 12 yıllık zorunlu eğitim ka- ran almıyor. Kaynak yetersızlığmden mi? Pek sanmıyoruz... 8 yıllık kesıntısiz zorun- lu eğitimın kaynağı nasıl yasası hazırlanır- ken yaratıldıysa 12 yıllık zorunlu eğıtimin de kaynağı bir biçimde yaratılırdı. Bızce asıl neden öğretim bırlıği konusudur. AKP 8 yıldır kör topal işleyen kesintisiz 8 yıllık zorunlu eğitimin bırlığini bir türlü ıçine sındıremedi. Kuran kurslanyla. kad- rolaşmayla, başka uygulamalarla ilköğretı- mın bütünlüğünü bozdu. Hele yaz aylannda yasa, kural hiç tanın- mıyor. İlköğretımin her sınıfındaki çocuk- lar, özellikle kız çocuklan bütün camilerde Kuran kursuna gidiyor. Devlet Bakanı Sa- yın Mehmet Aydın'ın bir soru önergemıze verdiği yanıta göre bütün camılerde, yaz Kuran kursu açılırken 4344 Kuran kursun- da sürekli eğitim yapılmaktadır. 12 yıllık zorunlu eğitim karan alınırsa programlannın dörtte biri dinsel eğitim olan ımam hatip lıselennin (ÎHL) durumu gün- deme gelecek. Ortaöğretim yeniden kesin- tisiz olarak yapılandınhrsa dinsel eğitim verilen programlar kendiliğinden kalkacak. îmam-hatiplik mesleği de yükseköğretıme yükseltilecek. Sorun çözülecek Ama amaç imam ve hatıp yetiştümekten çok. ülkenın eğitim yapısını dınselleştirme. öğretim bır- liğrnı bozmak oluncabir türlü çözüm bulu- namıyor. Iktıdann 12 yıllık zorunlu eğitime dıren- mesinın nedenlerinden biri de Kuran kurs- lanna ilginın azalacağından çekinmesıdir. Normal olarak Kuran kurslanna ilköğreti- mi bitırdikten sonra gidılmektedir. Nasıl 8 yıllık kesintisiz ılköğretım yasası çıktıktan sonra liselere kayıt kendiliğinden arttı, Ku- ran kurslanna ılgı azaldıysa, 12 yıllık zo- runlu eğıtım yasalaştığında da çocuk, aile- sinın etkisinden büyük ölçüde kurtulacak, gerçekten ıstıyorsa Kuran kurslanna kendi ıradesiyle gıdecektır. ÇYDD Genel Başkanı Sayın Türkan Say- lan 13.8.2005 tanhinde Cumhunyet'te ya- yımlanan "Sen Kızsın_ Okucan da N'olu- cak(!)" adlı güzel. duygulu yazısının bır ye- nnde şöyle diyor' "Kız-erkek aynmı yapıhnadan her çocu- ğun, en doğal insan hakkı olan eğitim hak- kından ve eğrtünde nrsat eşitliğinden yarar- lanması için, kim olursak olahm çaba gös- termeli, okuUaşmamış hiçbir çocuk, okula gönderibnemiş tek kız kalma>ana dek birer seferberfik neferi gibi alışmahyız!" Sayuı Saylan gerçekten çok haklı. Hepimız bütün çocuklanmızın laik ve bılımsel eğitünden geçırilmesi için canla başla çalışmalıyız. Ama herkesten önce bu iş, ortamı yarat- mak, seferberlik yapmak Milli Eğitim Ba- kanlığı'nın, hükümetın ışidır. Bakanlığın aldığı kararlar. 4 yıllık lise uygulamasında olduğu gıbı fırsat ve olanak eşıtliğine aykın olursa okullaşma oranı yük- selir mi? 12 yıllık zorunlu eğitime geçilmeden tek başına liselenn 4 yıla çıkanlması ortaöğre- tımde, ünıversıtelerde yaşanan nıtelik soru- nuna çözüm getırmeyecektir. Beyoğlu'ndaki Ekonomik Fırsatlar Evren ÖZUS - Vedia DÖKMECİ -1. stanbul'da, 1980'lerden sonra I ulaşım ve Uetişim teknolojile- X rinin gelişmesi, ekonomik ye- niden yapüanma ve dolayısıyla globalleşme, şehirmerkezininye- niden yapılanmasuıda etkili ol- muştur(Dökmedvd, 1993). Bu süreçte, 1985'te Beyoğlu Güzel- leştirme ve Koruma Derneği'nın kurubnası ve 1986'da Beyoğlu Koruma Planı'nın yapılması önemli rol oynamış ve Beyoğlu öncü ilçe olmuştur 1988'deTar- labaşı Caddesı'nrn genışletılme- siyle trafık sorununun çözülme- si ve 1990'da Istiklal Caddesı'nin yayalaştınlması, binalann resto- rasyonunu hızlandırmıştır. 2003 'te metro bağlanhsrrun sağlanması ve 2004"te "FVanaz Sokağı'' gi- bi genış çaplı restorasyon çahş- malan Beyoğlu'nun fiziksel, sos- yal ve ekonomik canlanmasını doruğa çıkarmıştır. Öyle ki, Be- yoğlu'nun yan sokaklanndan bi- rinde, 7 yıl önce 100 bin dolara sahn alınan bir bina, 100 bin do- larlık bir restorasyon mahyetin- den sonra bugün 1.5 milyon do- lara müşteri bulabilmektedir. Söz konusu değer artışı. dünya çapın- da dikkat çekebüecek bir gehşme- yi götermektedir. Bu başanya ula- şılmasında, alınan önlemlerin ya- nı sıra Beyoğlu'nun son derece zenginbırtanhı dokuya, Boğaz'a ve Halıç'e bakan geniş manzara- h yamaçlara sahip olması, doğal ve kültürel zengınliklen de büyük rol oynamıştır. Bu gelişme sonucunda. bölge- de yoğunluk gösteren düşük ge- lır gruplannın yenni orta v e \iik- sek gelir gruplan almaya başla- mıştır. Beyoğlu, özellikle sanat- çüann, akademisyenlerin, mimar ve yazarların çoğunlukla rağbet ettiklen bu- semt halıne gelmıştır. Bu gizil gücü (potansiyelı) ile ulusal ve uluslararası yatınmcıla- nn ilgisinı çekmektedır. Böylece bir zamanlar Istanbul'un en zen- gin semtlerinden biri olan Beyoğ- lu, eskisi kadar olmasa da, sosyo- ekonomik bakımdan kalkınma yolundadu-. Her geçen gün artan konut fıyatlan ile dikkat çeken Beyoğlu'nda binalann ve çevTe- sel özelliklerinin fıyat üzerinde ne denli etkılı olduğunun araştınl- ması önem taşımaktadır. Bu kap- samda, Beyoğlu konut alanlann- dan, içinde bulunduklan kentsel süreç, ekonomik yapı. sosyo-kül- türel yapı. mekânsal özellikler. taşınmaz (gayrimenkul) pazan- nın eğilimleri ve çalışmanın me- kânsal bütünlüğü kriterlen göz önüne alınarak, Boğaz'a bakan yamaçlarda konumlanan tanhı konut alanında inceleme yapıl- mıştu". Analizlerde, konutun \e konutun bulunduğu bınanın yapı- sal özellikleri, binanrn bulundu- ğu komşuluk bırirninin özelükle- n. çevresel özellikler, bölgedekı binalann yaşadığı işlevsel (fonk- siyonel) değışim ve çevrede ya- pılan yendeme çalışmalanna ilış- kın etmenleri kapsayan değişken gruplar ıncelenmıştir. Anahzler sonucunda, Beyoğlu tarihi konut alanlannda, konut sa- tış fıyatlannda etkili rol oynayan etmenlenn etki sırasına göre; gö- rünüm (manzara) genışliği, bina yapı tıpi, bınadakı boş daire sa- yısı, sanayi tesislenne uzaklık, buıa kat sayısı ve ısı izolasyonu- nun varlığı olduğu belirlenmiş- tir. Analizlerde dönüşüm süreci- ni ifade eden değişkenlerin, ko- nut fıyatı üzerindekı olası marji- nal etkılerinin, öbür değişkenle- rin ve özellikle yapısal değişken- lerin baskısı altuıda kaldıgı göz- lenmiştir (Özus, 2005). Istanbul'un önemli tarihi ko- nut alanlanndan biri olan Beyoğ- lu'na ilişkin elde edilen bulgular, taşmmaz sektörü aktörlerine, ye- ni yarınmlann yer seçimi karar- lannda, yatınm tipinin belirlen- mesinde ve değerleme çalışmala- rında, pazann mevcut durumunu göz önüne alarak satış fiyatının belirlenmesı aşamasında yön gös- terebılu 1 . Sahip olduğu tüm gızü güçler (potansiyeller) ile, konut ya- tınmınnı tüm kullanımlanna va- nıt \erebılen Beyoğlu'na ilişkin elde edilen bilgiler. özellikle ta- şınmaz sektöründe yer alan şırket- lerin ve dönüşüm süreci yaşanan bölgelerdekı yetkı organlannın karar verme sürecinde etkili ola- bıhr. Beyoğlu" nda yaşanan dönüşüm sürecinin başansı, Istanbul'un sa- hip olduğu öbür eşsız güzelhkte- ki tarihi semtlerin gelişme güçle- ri açısından çok ıyı bır öraektir. 19. yüzyıldakı modernizasyon denemelerinın Be> r oğlu'ndakıba- şansuıdan sonra öbür ilçelerdeki uygulamalannın başanya ulaştı- ğını unutmamak gerekir (Dök- meci ve Çırao, 1990). Ancak bu gelişmelerin Beyoğlu'nda oldu- ğu gibi sosyal, fiziksel ve işlev- sel (fonksiyonel) açılardan sağhk- h yapılacak koruma ve canlan- dırma projelerine dayandınhna- sı zorunludur. Kaynaklar: Dökmeci, V ve Çıraa, H, 1990 Tarihsel Gelişim Sürecinde Beyoğ- lu, Türkrye Turing ve Otomobıl Ku- rumu Yayınları, Istanbul. Dökmeci, V, Dûlgeroğlu, Y. ve Berköz, L, 1993. îstanbul ŞehirMer- kezi Transformasyonu ve Büro Bina- lan, Lıteratür Yayınları, îstanbul Özus, E, 2005 Dönuşıım Yaşanan Tarihi Alanlarda Konut Fiyatlanm Etkileyen Faktörlerın Analizi- Be- yoğlu Örneği, Doktora Tezi, İTÜ, Fen Bilımleri Enstıtüsü, îstanbul. PENCERE Saaattnrnnm. Apartımana kapıcı alınacaktı, ikinci katın sahibi Hüsamettin e yetki verilmişti, birisi başvurdu.. Bizimki ardı ardına sormaya başladı: - Adın ne? - Kaç yaşındasın? - Askerliğını yaptın mı? - Eğitim durumun? - Evli misin? - Daha önce nerelerde çalıştın? - Sağlık durumun? - Sabıkan var mı? Hüsamettin Bey'in ahret sorulan bitmiyordu... Şakadeğıl, bu işın sonundasorumlulukyatıyor, apartımanı emanet ettiğın adamı tanıyıp bilecek- sin!.. • Herkesin bildiği gibı bu işler artık kurallara bağ- lanmıştır; ama, belge melge, sıcil micil, tanık ma- nık, torpil morpil de yetmez; kimi hangi göreve yer- leştıriyorsun, neyi kime emanet ediyorsun, ülke- nin temel kurumunu yetkisıne, tapusuna, egemen- liğine, sorumluluğuna havale ettığin kişınin sabı- ka kaydı nedir?.. Sokaktan önüme ilk çıkan sıradan, umarsız, ıl- gisiz, avare kılıklı bırini çevirdim, sordum: - Telekom ne? Alnı buruştu, gözlen kısıldı, kekeledi: - Vallahı, dedı, 'tele' deyınce aklıma telgraf, te- lefon, telsiz gibi şeyler geliyor; 'kom' deyince iyi çıkaramıyorum, ama sanınm komünıkasyon di- yorlar, telli telsiz, sesli sessiz, haber maber, istih- barat mistihbarat her şey bu çuvalın içine giriyor- muş... Dedim kı: - Üstüne bastın, kaldır ayağını!. • AKP Hükümeti 'Telekom'u Oger'e satmış... Oger kım?.. Cumhuriyet'te manşetten cumartesi, pazar gün- len verilen ıki uzun 'haberyorum'öa Oger'in -ya da Ogerler'in- kimler olduğu gözler önüne dökül- dü... 'Oger Telekom'u kuran Refık el Hariri'de yok yok!.. Suudi Arabıstan vatandaşlığından tut 'yeşil sermaye' tezgâhı sayesinde, Lübnan Başbakan- lığına dek ne istersen var!.. Bir yandan petrol pi- yasasında fînk atarken öte yandan Ortadoğu sa- vaşlannda yıkılan binalann yapımında ihale kap- mak ıçın inşaat şırketien kuruyor, kısa ömründe dün- yanın en zengınlen listesine yazılırken şeriat poli- tikasıyla hemhal oluyor, 160 milyon Kuran bastı- rarak Suud Kralı'na yaranıyor, Fransa ve Amerika ile al takke ver külâh gemisını yürütuyor, medya- dan bankacılığa dek tezgâhını kuruyor, her taraf- ta saray üstüne saray yapıyor, AKP ile Recep Tay- yip ve Gül üzerinden ilişkılerini bağlıyor, Islamcılık Hariri'nın iş hayatında temel siyaseti oluşturuyor... Manfetlen köşeye sığmayacak kalabalık soru işaretlennin politikacısı ve patronu bu serüvenin sonunda öldürülüyor... • Peki, AKP kimin malını kıme satıyor?.. Telekom'u yeşıl şenat sermayesine haraç me- zat havale edenlerin amaçlan ya da kasıtlan ne- dir?.. Soluklarımızı, sırlanmızı, gizli istıhbaratımızı şeriatçılara mı açıyoruz?.. Hepimiz ya kafayı yedik.. Ya körieştık.. Seımayenin egemenlığını yeşılleştirme sıyase- tını güdenler, başan kazandıkian gün, Islamcılığı devlet düzenıne dönüştürecekler... Kim bu gidişe dur dıyecek?.. MERİÇ İCR\ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN TAŞINIRIN AÇIK AKTIRMAİLANI DosşaNo :O02 55Tal Bır borçtan dola\ı hacızlı \e aşağıda cıns, mıktar ve kıy- metlen yazılı malİar satışa çıkanlmıştır. (Mahcuz malın 1/2 hıssesı satılacaktır ) Bırincı anırma 05 10.2005 tarihınde saat 10 00-10 30'da Menç Hükümet Konaği karşısındakı ERK benzın ıstasyo- nunda yapılacak \e o günü kıymetlenn o 'o60"ına ısteklı bu- lunmadığı takdırde 10 10.2005 günü aynı >er ve saatte 2. artırma >apılarak satılacağı. şu kadar kı artırma bedelınin malın tahmın edilen kıymetının û o40'ını bulmasının \e sa- tış isteyenm alacağına rüçhanı olan alacaklının toplamın- dan fazla olmasının \e bundan başka parava çevırme ve pajiann paylaştırma masraflannı geçmesının şart olduğu. mahcuzun satış bedelı ılzennden KDV'nın alıcıya aıt ola- cağı \e satış şartnamesımn ıcra dosyasında görulebıleceğı. masrafı venldığı takdırde şartnamenm bır ömegının ısteye- ne göndenlebıleceğı. fazla bılgı almak ıstevenlerin yTikân- da yazılı dos>a numarasıyla müdûrlüğümüze baş\xırmalan ncaolunur 01 09 2005 Muhammen taymeti (lira): 75.000,00 YTL Adedı: 1/2 hıssesı Cınsı (Mahıyeti ve önemli nıteliklen): Laverda marka, 1996 model, 23.03 200? tescil tarihli, 22.08.02.145 plaka savılı tıpi L 624. rengı: kırmızı. motor no' 2P709. şası no: 5E50327 olan 168~HP motor gücunde 1000\20 lastik ebatlannda, 4 lastik tekerlı ön tarafında ayçıçeğı tablası ıle bırlikte, faal bıçerdo\er Basm 42392 II m fîGaranti iıi gyJul somtn» kadar, Bonus CmtfUt ö t « d ^ iatattyo«<kın 7% X U âmm mt sonrakı 75 Y ryakıt ditmmm 10 YTL'si b«dav
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear