Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 25 AĞUSTOS 2005 PERŞEMBE
HABERLER
Cumhurbaşkanı, Başbakan'ın kullandığı 'demokratik cumhuriyet' sözünü eleştirdi
Sezer,Erdoğan'ı uyardıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se-
zer" in, terör konusunun masaya yatı-
nldıgı önceki günkü Milli Güvenlik
ICurulu (MGK) toplantısında Başba-
kan RecepTayyip Erdoğan' ı Diyarba-
k u "da kullandığı -demokratik cumhu-
riyet" sözü nedeniyle eleştirdiği öğ-
reıuldi. Sezer bunun yanlış anlaşıla-
bileceğinı belirterek "Bu sözü terör
örgütüfideriÖcalan da kuflanıyor* de-
di. Erdoğan ise Sezer'e "Anayasanın
2. madddesi de Türtdye Cumhuriye-
ti'ni böyle tanımhyor" yanıtını ver-
di. Bunun üzerıne Sezer de Erdoğan'a
hükümetlerin anayasal sorumluluğu-
nu anımsattı.
Önceki gün yapılan MGK toplan-
tısının ana gündemi terör oldu. Top-
lantıda, terör tüm boyutlanyla ele alı-
nırken, PKK'ye destek sağlayan ülke-
ler de değerlendınldi. PKK'nın. "şid-
deti siyasallaşmanın unsuru olarak
gördüğü" saptamasının ortaya kondu-
• Cumhurbaşkanı Sezer, Erdoğan'ın Diyarbakır
konuşmasında değindiği "demokratik cumhuriyet" sözünü
eleştirerek 'Bu sözü terör örgütü lideri Öcalan da kullanıyor'
dedi. Erdoğan ise, k
o kişinin bu sözü kullanması, bizim de
kullanmamıza engel değil' yanıtını verdi.
5%-V W
ğu toplantıda, bu ko-
nuda neler yapılabi-
leceğı masaya yatınldı.
Toplantıda, Cumhur-
başkanı Ahmet Necdet
Sezer ile Başbakan Er-
doğan arasında da "demokratikcum-
huriyet'' tartışması yaşandı. NTVnın
haberine göre, MGK toplantısının ar-
dından kurmaylanyla bir araya gelen
Başbakan, burada yaptığı değerlendır-
mede, özellikle MGK Genel Sekreter-
liği'nin teröre ilişkin yaptığı sunu-
mun çok kapsamlı ve ıyı hazırlanmış
olduğunu aktardı. Kendısinın de ko-
nuya ilişkin değerlendırmede, Kürt
sorunu tanımı ile kastetuklennın "Tür-
kive Cumhuriyeti vatandaşhğı alünda
buhınan Kürtier" olduğunu belirten
Erdoğan, Cumhurbaşkanı ile yaşa-
dıklan dıyaloğu da anlattı.
Buna göre Sezer, Erdoğan'ın Di-
yarbakır'daki konuşmalannı anımsa-
tarak. "Konuşmanızda kullandığuuz
demokratik cumhuriyet sözü yanlış
anlaşılabilir. Bunu terör örgütü başı
Öcalan da kullanıyor" dedı. Erdoğan
ise bu eleştınye anayasanın 2. mad-
desıni anımsatarak yanıt verdı.
Erdoğan. "Türkiye Cumhuriyeti,
anayasada da böyle tanımlanryor. Kal-
dı ki o kişinin bu sözü kullanması, bi-
zim de kullanmamıza engel değiT dı-
ye konuştu. Başbakan özgürlüklerin
önününaçıhna-'
sının teröriin artışına
neden olmayacağını da
savundu. Erdoğan, ayn-
ca demokratik açılım-
lar sayesinde teröriin ze-
min kaybedeceğıru belirterek,
lumu biz sahiplenmelhiz, tophunu te-
röre terk edemeyiz" dedi.
Sorumluluğa davet
Erdoğan'ın bu sözlerinin sonrasın-
da Sezer" in şu değerlendırmeyı yap-
tığı öğrenildı: "Hükümetler ülkeye
bir bütün olarak bakar. ÖzelUkle de-
mokratik açılımlarda bölgesel bakış
olamaz. Bu hem anayasanın hem üni-
ter devlet anlayışının ruhuna aykındır.
Özellikle teröriin siyasallaşma ama-
cına dönük olarak etkisinin artngı bir
ortamda, hükümeüerin çok daha so-
rumludavranması gereldr. Bu sorum-
luluklann da ne okhığu anayasamız-
da yaahdır."
Erdoğan "demokratik cumhuriyet"
nitelemesini ilk olarak. bir grup ay-
dınla görüşmesinde kullanmıştı. Er-
doğan. burada yaptığı konuşmada,
Kürt sorununun "demokratikleşme
sorunu" olduğunu belirterek "Bu so-
run ve şu anda adını sa>madığunız
tüm siyasal, ekonomik ya da kültürel
sorunlar. ülkenin genel prensiplerin-
den avnşanlmamalıdır. Hepsi, büyük
demokratikleşme şemsiyesi alüda, de-
mokratikcumhuriyetprensipleriiçe-
risinde \e anayasal düzen dairesinde
ele aunmabdır" demişti. Erdoğan, Dı-
yarbakır gezisınde de bu çerçevede
açıklamalar yapmıştı.
HP'LİALtTOPLZ
MGK, hükümeü
'anayasal
çizgiye'çağırdı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup
Başkanvekili An" Topuz, Mılli Güvenlik
Kurulu'nun (MGK) önceki günkü toplantısında
"Hükümetlerin hedefi, anayasada öngörülen
görevleri yerine getirmektir" mesajıyla, AKP
hükümetine "posrmodern bir uyan" yaptığını
söyledi. CHP Grup Başkanvekili Topuz,
MGK'nin önceki günkü toplantısında
yayımladığı bildinyi değerlendirdi. MGK
bildirilerinde hükümetlerin "anayasal çizgi"ye
davet edilmesının alışılmış bir durum olmadığına
işaret eden Topuz. AKP hükümeti açısından
bakıldığında bunun "ağır bir bildiri" olduğunu
vurguladı. Bildiriye hükümetten hiçbir tepki
gelmemesınin Başbakan Erdoğan'ın "12 yazarla
görüşmeden önceki noktaya döndüğünün
göstergesi" gibi olarak değerlendirilebileceğıni
belirten Topuz, "Daha önce de talep edilen ancak
bir türlü kabul edilmeyen bu görüşme, beklenen
bir görüşme degildi. Ama Sayın Başbakan daha
önce 4 kez iptal etmek zonında kaJdığı Diyarbakır
gezisi öncesinde bu tektife can simidi gibi sanldı"
dedi. Topuz, Başbakan Erdoğan'ın 3 Ekim
öncesinde AB'ye "şirin görünmek" için
Diyarbakır'da yaptığı konuşmalann daha önce
yaptığı açıklamalara ters düştüğünü ve gerek
Ankara'da yazarlarla yaptığı gerekse
Diyarbakır'da yaptığı
değerlendirmelerin,
Güneydoğu sorununa
dönük devlet
poiitikasının değişeceği
biçiminde olduğunu
vurguladı. Topuz, "Bu
konuşmalar PKK
terörünün çözümünde
PKK yöneticilerinin de
ifade ettiği gibi müzakere
yoluyla çözüme ışık
yakan bir izleıüm
veriyordu" görüşüne yer
verdi. Bu durum
karşısmda MGK'nin
bildirinin ilk
paragrafında
cumhuriyetin anayasada
belirtikniş niteliklerine
vurgu yaptığıru, daha
sonra da hükümete
görevini anımsattığını
kaydeden Topuz, şu
görüşlere yer verdi:
"MGK, bu bildiri ile
hükümete, anayasadan
aynlamazsın, hükümet
anayasada beürtilen çerçevede, ancak görevlerini
yerine getirebinr diyor. Bu bildiri ile hükümete
hem anayasayı hem de görevlerini hatuiaüyor. Ne
demektir bu? Hükümet anayasayı unuttu,
görevlerini de farklı biçimde yapryor demektir. Ve
böylece MGK, hükümete anayasa çizgisine
gelmesini söylüyor. Bu postmodern bir uyandır.
Bu durumda hükümet ne yapmahdır? Ya bu
bildiride ortaya konulan düşüncelere inandığnu ve
yanbş vapDğmı kabul ermesi lazundır ki bunu
sessiz kalarak da yapabilir. Ya da Diyarbakır gezisi
sırasmdaki görüşlerini hâlâ taşryorsa, halkoyuna
başvurmalıdır. Yani istifa edip erken seçim karan
ahnalıdır. Bu konuda kendine güveniyorsa halkın
karanm almak üzere seçime gitnıelidir."
• Ali Topuz,
Başbakan
Erdoğan'ın 3
Ekim öncesinde
AB'ye "şirin
görünmek" için
Diyarbakır'da
yaptığı
konuşmalann
daha önce
yaptığı
açıklamalara
ters düştüğünü
söyledi. Topuz,
:
"MGK, anayasa
çizgisine
gelmesini
!
söylüyor. Bu
postmodern bir
uyandır" dedi.
Demokratik muhtıra'
lstanbul Bağımsız Milletvekili Emin Şirin,
ANKA'ya yaptığı açıklamada, MGK toplantısı
sonrası açıİdanan bildınnin "bir ilk" niteliğınde
olduğunu belirterek "MGK tavsiye görevinin de
ötesine geçerek hükümete anayasal görevlerini
hanriatma durumunda kalmıştır" dedi. Şirin,
"MGK'nin hükümete anayasal görevlerini
hanriatma mecburiyetinde kalması demokratik
muhüradır" açıklamasını yaptı.
Rahşan Ecevit, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerine tepki gösterdi.
Rahşan
Ecevit: Kimse
sajkan değil
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski
DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan
Ecevit, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın açıklamalanyla bır kez
daha gündeme gelen "alt kimlik-üst
kunlik" tartışmalanna tepki gösterdi.
Ecevit, "Hepimiz kaynaşmışız,
hiçbirimiz safkan değUiz. Alt
kimlikrniş, üst kimükmiş, bunlar
Başbakan'dan da gelse hep laf" dedi.
Rahşan Ecevit yaptığı yazılı
açıklamada, anneannesinın Bosna'dan,
babasının da Karadeniz'den
geldiklerini söylediklerinı ifade etti.
Ecevit, şunları kaydetti: "Ama onlarm
aileleri oralara gelinceye kadar kim
bilir nerelerden gellp nerelerden
gecmiş, kimlerie kaynaşmışlardı?
Atalanmız Orta Asya'dan Anadolu'ya
geUnceye kadar nice topluluklaria bir
araya gelmişler. Bilgileri tarih
kitaplanna sığmıyor. Bugün kimse 'ben
şuyum', 'ben buyum' diyemez.
Hepimiz kaynaşmışız. Hiçbirimiz
safkan değiliz. Slillerimizin gücü de,
<;üzelliği de buradan geliyor. Alt
kinılikmiş, üst kimlikmiş, bunlar
Başbakan'dan da gelse hep laf."
Hükümet, bölgeler arası eşitsizlik konusunda 'var olan koşullan' iyileştirecek
Yeni paket yokFIRAT KOZDK
ANKARA. - Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'ın açıklamala-
nnın ardrndan MGK toplantısın-
da da gündeme gelen "tilerve böl-
geler arası geUşmişUk farkhhk-
lannuı giderilmesi" konusunda
hükümetin yeni bir planı bulun-
muyor. Hükümet, özellikle Gü-
neydoğuBölgesi için yeni bir ya-
tınm paketı hazırlamak yerine,
"koşullaniyileştirmeyi" hedefli-
yor. Bölge millervekılleri ve işa-
damlan ise hükümetten geniş
kapsamlı düzenlemeler yapma-
sını bekliyor.
Başbakan Erdoğan'ın, tartış-
malı Diyarbakır gezisinde \e ge-
zi öncesinde yaptığı açıklama-
larda değindiği "bölgeler arası
eşftsiztik", önceki günkü MGK
toplantısında da gündeme geldi.
Toplantının ardından yayımla-
nan bildiride, "tUervebö^EJerara-
sı getişrrüşlik farkhhklanmn gi-
derihnesi için ekonomik, kültürel
ve sosyal geliştirme çabalanmn
artrjnunasına'" vaırgu yapıldı.
Ancak, hükümetin gündeminde bu ko-
nuda yeni bir "paket" bulunmuyor. Hükü-
met, kamuoyundaki beklentinin tersine,
özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi için
yalnızca "\
ı
ar olan koşuDan" iyileştirme ça-
lışması yapacak.
Başbakanlık kaynaklanndan edinilen bil-
gilere göre, hükümet bundan sonra bölge
için ayn bir eylem planı uygulamak yeri-
ne, eğitim ve sağlık başta olmak üzere çe-
şitli konulardaki eksikleri "yavaş ya\«§"
gidermeye çalışacak.
Bir Başbakanlık yetkilisi konuyla ilgili
VJ ÜNEYDOĞULU İŞADAMLARI:
Ekonomiiyüeşdrümeli
Güneydoğulu işadamlan.
hükümetin bir an önce geniş
kapsamlı bir paket
açıklaması gerektiğini
vurguladı. Şırnak Ticaret ve
Sanayi Odası Başkanı
Mehmet Halil BaJkan.
"Israrla paket hazırlanması
gerektiğini Mirguluyoruz.
En azuıdan meveut teş\1k
yasasının düzenlenmesi
gerekhor. Ancak, sorun
sadece ekonomi değil, geniş
kapsamlı bir pakete
ihtiyacımız \ar. Çünkü,
konunun sosyal açıdan,
eğitinı açısından, kültürel
açıdan bo\ufu var. Bölgenin
bu noktada farkh bir pakete
ihtrvacı \ar" dedi.
Diyarbakır Ticaret Borsası
Başkanı Fahrettin Akyıl,
Başbakan'ın Diyarbakır
gezisi öncesi bölge halkının
umutlandınldığını ancak,
geziden bir sonuç
alamadıklannı söyledi.
Akyıl, "Bütün Diyarbakır
ve bölge çok ümitliydi.
Başbakan sanki gidip
vaatler verecekmiş gibi hava
estirildi Ama herhangi bir
şey çıkmadı. Eskileri nasıl
boş çıkny sa o da geldi hiçbir
şey demedi. tnşallah acil
olarak bir şeyler yapıhr.
Kim ne derse desin her şeyin
başı ekonomidir. Ekonomisi
ivi olan bir insan, dağ başına
gitmez" diye konuştu.
kurulması gerektiğini söyledi.
Kurula aynlacak yüzde 2'lik büt-
çe ile tanm ve hayvancılığın ge-
liştirilebileceğini, altyapı sorun-
lannın çözüleceğıni belirten Yer-
likaya, "Çahşmabudur. 'Sağlık,
eğitim götüreceğiz' diye bir şey
olmaz" dedi.
'Sadece konusuvor'
olarak, "Bugünden yanna bir şe\
r
başlaül-
sa, zaten bunu herkese açıklanz. Şu an açık-
lanacak bir paket olsa herkese duyururuz.
Bugüniçin böyle bir çahşma söz konusu de-
ğiL Ama sorunlann çözümü için çahşma-
lar 2.5 yıldır yürütülüyor, bundan sonra da
yürütülecek" dedi.
Ekonomik Kalktnma Kurulu
Bölge milletvekilleri ise hükümetin tav-
rına tepki gösterdi. CHP Tuncelı Milletve-
kili Sinan Yerlikaya, bölgeye yönelik Eko-
nomik Kalkınma Kurulu'nun bir an önce
Bölgede ciddi bir iiretimsizlik
yaşandığına dikkat çeken Yerli-
kaya, "Soyutifadelerie,umutda-
ğıtarak bunu çözmek mümkün
değil. Bir şeyler yapılacaksa çık-
smlar 'Bu işe şu kadar para ayır-
dık' desinler bakahm. Ekonomi
çok önemli bir boyut Ekonomi-
\ii\ikstirirseriiz sorunlarzaten or-
tadan kalkar" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın 1 aydır
konuyu gündemde tuttuğuna işa-
ret eden Yerlikaya, şöyle devam
etti: "Eğer bölgede bir şeyler ya-
pılacaksa ekonomi ve altyapıya
bugünden itibaren el atüması la-
znn. Başbakan'a öneri>orum, ko-
misyon kursun, komisyon gitsin çahşsin, ih-
thaçlar tespit edilsin, tablo oluşturulsun,
u\ gulamaya geçilsin. Başbakan 1 a\ dır ko-
nuşuyor basuı da bunu veriyor. Başbakan
iyi ni\etli olabilir ama her şey iyi niyetle ol-
muyor."
CHP Van MilleUekılı Mehmet Kartal,
bölgedeki sorunlann giderilmesi için ge-
niş ekonomik projelerin yaşama geçiril-
mesi gerektiğmi söyledi. Kartal. "Teröre
taviz vermeden sorunlarla etkin mücadele
edihnesi için hükümetin adını atmasuu bek-
hyoruz çünkü, aç insanlar çok çabuk dol-
duruşa gehr" dedi.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Sınavlar Üzerine, Yeniden
Kimsenin duyduğu yok. Çünkü, adalet ve fır-
sat eşitliği isteyen yok bu ülkede. Hükümet, Mil-
li Eğitim Bakanlığı, YÖK... Bütün ülkeyi, bütün ai-
leleri, milyonlarca öğrenciyi, alçak bir sınav ve ders-
hanesisteminin vahşi ormanı içineattılarvesey-
rediyorlar.
Neymiş? Başarılı olanlar adilce üniversitelere
girebiliyorlarmış. Kimlergiriyor? İyi okullarda oku-
yanlar. iyi öğretmen eline düşenler.. normal sınıf-
larda okurken bile öğretmen ve dershanede faz-
ladan ders alabilenler. Dershanelere yılda 3-4
milyar TL ödeyebilenler. Başarılı öğrencileri se-
çerek alan ve çoğunun kerameti kendinden men-
kul hocalara milyarlar akıtabilenler. İyi ezberieye-
bilenler...
Ve sistem, baştan sona rezillik ve bataklık için-
de.
Kimse duymuyor ve bu duruma bir çözüm ara-
mıyor.
Yine de, bu defa ÖSS'nin öğrenci yerieştirme
sonuçlarını da göz önüne alarak bir kez daha ya-
zayım:
Pazartesi günü Cumhuriyet'te llkay Ata'nın
haberi: "Eşitsizlik ortaya çıktı: Başarısız birinci-
ler Doğu'dan!"
1900 okul birincisi hiçbir üniversiteye gireme-
di. Bütün bu öğrenciler Doğu illerinden. Okul bi-
rincisi ama üniversite dışı.. lstanbul, Izmir, Bur-
sa üniversiteye en çok öğrenci gönderirken Iğ-
dır, Hakkâri ve Şırnak en az öğrenci gönderen il-
ler.
Bursa'dan sınava giren öğrencilerin yüzde 41 'i,
Şırnak'ta girenlerin ise yüzde 15'i üniversiteye yer-
leşebilmiş. Doğu'daki öğrenciler ağırlıklı olarak açı-
köğretim ve önlisans programlarına yerleştiril-
miş. Batman, Diyarbakır ve Elazığ'da lisans prog-
ramlarına girebilenlerin oranı yüzde 7-8 civarın-
da.
Bir eğitimcı, "Bu okullarda bırakın birincileri,
ne yazık ki bir tek öğrencı bile sınavı kazanamı-
yor" diyor, biraz abartılı da olsa.. Ama sorunun
bamteli burada.
• • •
Sınavı kazanamayan aptal mı? Değil...
a) Dershaneye gidip hızlı test çözme sanatını
öğrenememiş..
b) Okul ve öğretmen eksiklik ve yetersizliğin-
den ötürü bilgi eksikliği içinde kalmış..
c) Geri çevre etkileşimi, çevre ve yönlendirme
yetersizliği nedeniyle yeterli kültürü edineme-
miş..
d) Nihayet ülkenin doğusu ile batısı arasında-
ki büyük gelir ve kültürel farkhlığı sınav sonuçla-
rına yansımış; hem de öylesine ki, 1900 okul bi-
rincisi barajı geçtiği halde üniversitede bir lisans
programına yerieşememiş...
Peki, Türkiye'nin doğu kısmında doğan ve bü-
yüyen çocuklara yazık değil mi? Gelir ve kültür
bakımından hem de uçurumlar derinliğinde den-
gesizliği yaratan onlar değil.
Ama bu dengesizliğin cezasını çekiyorlar.
Batının paralı ailelerinin şanslı çocuklannı üni-
versitelerimizde büyük ölçüde parasız olarak
okutuyoruz... Ama doğunun parasız ailelerinin
şanssız çocuklarına okuma fırsatı yaratamıyo-
ruz..
Bu durumu, sınav sistemine minik müdahale
ile kısmen olsun düzeltmek mümkün...
• • •
Devletin ve hükümetlerin anayasal görevlerin-
den biri, toplumda adaleti sağlamak ve fırsat
eşitliğini yaratmaktır.
Cumhuriyetin en büyük nimetlerinden birinin bu
olması gerekmez mi?
Oysa "ekonomik" demokrasi canavarı ve bu
canavarı güden hükümetler ve kurumlar, sürek-
li olarak eşitsizlik ve adaletsizlik üretiyor.
Kurumlar, doğu-batı farklılığını, eşitsizliğini, en
azından üniversitelere girişte biraz olsun gidere-
cek, yoksul ve doğulu gençlere daha çok fırsat
eşitliği verecek yeni düzenlemelere gitmeli.
Bu nedenle, şu kutsal inek sayılan sınav sis-
temine, pozittf ayrımcılık müdahalesi yapıl-
malı.
Puanlannda daha adil bir katsayı uygulanma-
lı.
Böyle bir müdahale, bu ülkede yaşama umu-
dunu arttıracak.
Çocuklara fırsat eşitliği, lütfen!..
obursalifa cumhuriyet.com.tr
Türk Metal-Senden sert tepki
Teröre 'Kürt sorunu
}
ambalajıgafletten öte
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk
Metal Sendıkası (Türk Metal-Sen) Genç Iş-
çiler 3'üncü Kurultayı'nın ardından yayım-
lanan bildiride. Başbakan Recep Tayynı Er-
doğan'ın "Kürt sorunu" sözü eleştirilerek
"A>Tihkçı terörii Kürt sorunu ambalajına
büründürmek, gafletve dalalettenötebir an-
lamtaşunaktadu-" değerlendirmesi yapıldı.
Türk Metal-Sen Genç Işçiler 3 'üncü Bü-
yük Kurultayı sonrasında yayımlanan bil-
dinde, hükümetin "Kürtsorunu* tanımı çer-
çevesındeki yaklaşımına sert eleştiriler yö-
neltildi. Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter,
tekil yapısuun her türlü tartışmanın üzerin-
de olduğu kaydedilen bildiride şu görüşle-
re yer verildi: "Aş ve iş meselesi dışında,
eğer bu ülkenin bir kanayan > arası daha
varsa o da etnik miDiyetçfliğe dayahterördür.
Türkiye'nin ekonomik ve sosyal kalkınma-
sını banalamayı temel hedef sayan dış güç-
lerin istikrarh desteğiyle beslenip büyütük-
rekbugünlere getirilen a>Tihkçıterörii,'Kürt
sorunu' ambalajma büründürmek, gaflet
ve dalaletten öte bir anlam taşımaktadır. Şa-
yet bu ülkenin vükünü omuzlannda taşn
mak ile iilke nimetlerinden yararlanmak
arasmdaki oranhsızhktan hareketle etnik
bir sorun tanımlaması vapüabilseydi kuş-
kusuz bunun adı 'Türk Sorunu' ohırdu."