Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 25 AĞUSTOS 2005 PERŞEMBE
HABERLER
DUNYADABUGUN
ALİ SİRMEN
Biraz İnsaf Beyler!
Doğrusu, şaşılmayacak, tepki gösterilmeyecek
türden değildi haber.
Ünlü şarkıcımız Bülerrt Ersoy, 12 Eylül döne-
minde kendisine haksız yere uygulanan sahne
yasağının kaldınlması için, şu anda siyasi parti li-
deri olan bir kişinin kendisinden yüklü miktarda
para istediğini söylemiş.
Lafı uzatmayalım, olayı biliyorsunuz, konu dön-
dü dolaştı, o dönemde siyasi yasaklı olan ve avu-
katlık yaparak geçinmeye çalışan Deniz Bay-
kal'ın üstünde kaldı.
Deniz Bey de Bülent Ersoy ile birkaç dakikalık
bir telefon görüşmesi yaptığını doğruladı.
Şimdı yirmi küsur yıl sonra, bu olay Baykal'ı
yıpratmak için kullanılmaya çalışılıyor.
Doğrusu "El insaf!" demekten başka bir şey
gelmiyor insanın elinden.
Bülent Ersoy'un, haksız olarak konulmuş yasa-
ğının kaldınlması için, kendisi de siyasi yasaklı
olan Deniz Baykal'ın aracı olmasını istemesi
mantık dışı. Hani eskilerin deyimiyle Baykal o sı-
rada "Kendi muhtacı himmet bir dede I nasıl
gaynya himmet ede?" durumunda. Kendi yasa-
ğıyla yaşayan bir insanın bir başkasının yasağı
için aracı olmaya kalkışmasını düşünmek müm-
kün değil.
Kalıyor geriye tek ihtimal, o da Ersoy'un, yasa-
ğın kaldınlması için hukuk yoluna gitmek üzere
bir avukata başvurması.
Nitekim, o dönemlerde avukatlık yapan Deniz
Baykal da yaptığı açıklamada, Ersoy'a hukuk yo-
luna başvurması gerektiğini söylediğinı belirtiyor.
• • •
Eğer Ersoy, BaykaPa hukuki yollara başvurmak
üzere, vekilı olması için başvurmuş ıse Baykal'ın
istediği ücreti vekâleti talep etmek hakkı vardır.
Hatta belki de, Baykal böyle bir davayı almak
istememiş de olabilir (alsa da bunda garipsene-
cek bir yön yok) ve bu konuda gereksiz açıkla-
malar yapmak yerine, caydmcı bir ücreti vekâlet
de talep edebilir. Benzeri durumlarla çok karşıla-
şılmıştır.
Şimdi bu olaya dayanarak Deniz Baykal'ı yıp-
ratmaya çalışmak, hem sonuç vermeyecek bir
girişimdir hem de ayıp bir davranış.
Bu sütunlan okuyanlar, Deniz Baykal'ın, sosyal
demokrat bir partinin önünü açacak, şeffaf katı-
lımcı bir yapılanmaya önayak olmadığı, hatta bel-
ki de izin vermediği için kıyasıya eleştirildiğini bi-
liıier.
Ama Deniz Bey'in siyasi yaşamında akçalı bir
yolsuzluğu olduğunu bugüne kadar kimse iddia
edememiş, etmeye çalışanlar da hüsrana uğra-
mışlardır.
Siyaset sahnemizde, bu konuda temiz insanlar,
kimilerinin sandığından fazladır ve Deniz Bey de
onlardan biridir.
Toplumun bu konuda duyarlılık göstererek, si-
yasi mücadelenin böylesine dayanaksız iddialarla
yürütülmesine karşı çıkması gerekmektedir.
• • •
Deniz Baykal ile ilgili yukanda gerekçesini özet-
lediğim eleştirilerimin arkasında duruyorum.
Ama buradan hareketle, onu temiz olduğunu
herkesin bildiği bir alanda yıpratmaya çalışmak
veya onun da partisinin de hiç muhalefet yapma-
dığını söylemeye kalkmak yanıltıcıdır.
CHP muhalefet görevini yapmıyor değil, yapı-
yor, üstelik yalnız dış politika konusunda değil,
birçok konuda yapıyor. Birçok noktada kamu-
oyunun tepkilerini de dile getiriyor. Bu muhalefet,
partinin arkaik yapısı ve klikçi tavn dolayısıyla ge-
niş kitleleri yeterince kucaklamıyor olabilir.
Ama bu eleştiriyi yapan medyanın da, kendi
kendine şu soruyu sorması gerek:
- Acaba biz CHP'ye tarafsız yayın ilkesinin ge-
rektirdiği objektiflikle yeterince yer veriyor muyuz
ki, ondan daha ileri bir muhalefet talep ediyoruz?
Yoksa "Muhalefet lideri Deniz I harcamayan
domuz" zihniyetiyle Baykal'ı körü körüne harca-
maya kalkışmak, bunun için temelsiz akçalı is-
natlarda bulunma yolunu tutmak, pek yakışık
alan bir davranış değildir.
Son bir söz de, "Allah'ın sopası yok, Bülent
Ersoy'un var" diyen Mustafa Sarıgül'e:
- Ustadım, Baykal'a muhalefet etmek için Bü-
lent Ersoy'un sopasına sarılmaya kalkarsanız,
korkanm çok çabuk hüsrana uğrarsınız.
asirmen(« cumhuriyet.com.tr
CHP'DEN AB KİTABI
'Tam ÜyeliğeEvet,
ÖzelStatüye Hayır'
ANKARA (AA) -
CHP, Türkiye-Avrupa
Bırhği (AB) ilişkilen
hakkındaki görüş, öne-
ri ve uyanlannı, "Tam
Üyeüğe Evet, Özel Sta-
tüye Hayn-" adlı kitap-
tabirarayagetirdi.
CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal, kitabın
önsözünde Türkiye'nin
AB üyelığinin, 40 yılı
aşkın bir zamandan be-
ri halkın büyük çoğun-
luğunun paylaştığı ulu-
sal bir dava haline gel-
diğini ifade ederek,
"CHP olarak başmdan
beri biz AB üyeliğini,
Atatürk'ün gösterdiği
çağdaş uygarhk düze-
yine ulaşma çabalan-
mızın önemli bir hal-
kası olarak değerlen-
dirdik" dedi.
CHP'ninbukonuda-
ki yapıcı tavrını bugün
de sürdürdüğünü kay-
deden Baykal, Türki-
ye'nin AB'ye üye ol-
ması için gerekli ana-
yasal ve yasal çalışma-
ları desteklediklerini
belirterek, önsözde
şunlan kaydetti:
"Ne var ki, iktidann
diğer dış politika ko-
nulannda olduğu gibi
AB konusunda da tu-
tarb olmayan, güven
vermeyen ve ileriyi gör-
meyen yaklaşımları
maalesefTürldye'ye ze-
min kaybettirmiş ve ül-
kemizi layık olduğu ko-
nunıun gerisinde bırak-
mıştır. CHP, gerek Mec-
Bs'te gerekse yazıb ve
görsel basın araeılığrv -
la AB üyeliğimiz süre-
cindeki sorunlan, güç-
lükleri ve aşılnıası gere-
ken engelleri dile getir-
nıiş ve iktidan uyar-
mıştır."
Ana muhalefet par-
tisi olarak bu konuda
tam birulusal duyarlı-
lık ve sorumlulukJa gö-
rev yaptıklannı vurgu-
layan Baykal, bundan
sonra da aynı doğrul-
tuda çalışmaya devam
edeceklerini ifade etti.
Azınlık vakıflan konusunda Türkiye'ye baskı yapan birlik Yunanistan'a karşı ise sessiz
AB'denyine çifte standartAYŞE SAYIN
ANKARA - Azınlık vakıfianna ta-
nınmasını istediği ayncalıklar nede-
niyle Türkiye'ye baskı yapan Avrupa
Birliği"nin (AB) aynı hassasiyeti Yu-
nanıstan için göstermediği bildirildi.
Dışışlen Bakanı AbduDah Gül, Yuna-
nistan hükümetinin, Batı Trakya Türk-
lerinin kurduklan vakıf ve dernekle-
re yönetici atama izni vermediği gibi
isminin içinde "Türk" ibaresi bulu-
nan derneklerin de kurulamadığını
bildirdi.
Dışişleri Bakanı Gül, AKP Balıke-
sir Milletvekili Turhan Çömez'in so-
ru önergesine yanıt verdi. Gül, "Yn-
nanistan'uı Ankara Büyükelçaiğı'nin
• Dışişleri Bakanı Gül, Batı Trakya Türklerinin, kurduklan vakıflan yönetemedikleri gibi,
isminin içinde "Türk" sıfatı bulunan derneklere izin verilmediğini bildirdi. Batı Trakya Türk
azınlığma yönelik bu tutumun gerek AB normlanna, gerekse Yunanistan'ın yükümlülüklerine
uymadığını bildiren Gül, Türkiye'de halen 66 Rum cemaat vakfı bulunduğuna dikkat çekti.
Trabzondoğumlulara Schengen vize-
sird\emekteayncahkyapüğı" iddıala-
nnı soranÇömez'e, "Trabzon doğum-
lulara toleransh ya da ayncahkh dav-
ranıkhgT yönünde bakanlığına ulaş-
mış bir bilgi olmadığını behrtti. Gül,
"AB ve Schengen iiyesi olan Yunanis-
tan,vize uygulamalannda a>Tmbh ku-
raüarla benrienmiş AB vize müktese-
bao ve Schengen sistemi çerçevesinde
hareketetmekzorundadır" görüşüne
yer verdi.
Çömez'in bugüne kadar Batı Trak-
ya Türklerine ait kapatılan vakıf ve der-
neklerin sayısına ilişkin sorusuna da
aynntıh yanıt veren Gül, buradaki asıl
sorunun vakıflann kapatılması değil,
Türklenn Atına ve Lozan anlaşmala-
nndan kaynaklanan haklannı kullana-
mamalan olduğunu bildirdi. Gül, 1967
darbesiyle Yunanistan'da iktidara ge-
len askeri yönetımin ikili ve uluslara-
rası ilişkilere aykın olarak Gümülci-
ne ve tskece Türk Cemaati Vakıflan
heyetlerini keyfi bir şekilde görevden
uzaklaştırdığını ve bu heyetlere ken-
di belirlediği kişüeri atadığını ifade et-
ti. Böylece Türk azmlığın anlaşmalar-
da öngörülen haklan elinden alına-
rak vakıflar üzerindeki tasarruf hak-
kına son verildiğini kaydeden Gül,
şunlan belırtti:
*Öteyandan Yunan makamlan, Lo-
zan Antiaşması'nda sadece 'Müslü-
man azrnlık' ifadesinin yer aküğı ge-
rekçesiyle isminde 'Türk' sıfatı bulu-
nan dernekleri yasaklamakta ya da
kuruluş dilekçelerini reddetnıektedir.
Vunanistan Yargrtay'ı 1987 yıhnda,
Baö Trakya Türk Öğretmenler Birü-
ği ile Gümülcine Türk Gençler Birti-
ği'nin, 2005 yıhnda ise tskece Türk
Birligi'nin yasaklanması yönündeki
kararlan onamışar. Son olarak Ro-
dop hi Türk Kadınlan Kültür Derne-
ği'nin kuruluş dilekçesinin, isminde
Türk' ibaresi bulunduğu için Trakya
tstinaf Mahkemesi'nde reddi yönün-
de karann ipCali talebi 1 Nisan 2005 ta-
rihinde \argıtay Genel Kurulu tara-
findan reddedilmiştir. Batı Trakya
Türk azmhğma yönelik bu tutumun,
gerekAvrupa normlanna gerekYuna-
nistan'm yükümlülüklerine uymadı-
ğı hususu dile getirilmektedir. Baü
Trakya'daki Türk dernekleri davala-
nnı AlHM'ye de taşunışar"
ERTELENDÎ
DHKP-C
davasında
tahliyeyok
tstanbul Haber Servisi-
Avrupa ile eşzamanlı ola-
rak gerçekleştirilen
DHKP/C operasyonu kap-
samında, 1 Nisan 2004'te
gözaltrna aluıarak hakla-
nnda "yasadışıörgütüye-
tiği, yardım ve yatakhk"
suçlanndan dava açılan 82
kişinin yargılanmasına de-
vam edildı.
Istanbul 12. AğırCeza
Mahkemesi'ndeki duruş-
maya Şadi Ozpolat'ın da
aralannda bulunduğu 8 tu-
tukluve lötutuksuzsanık
katıldı. Duruşmada söz
alan sanık avukatlanndan
Ta\1an Tanay, dosyadaki
tüm bılgilerin sahteliginin
kanıtlandığını ifade ederek
tutuklu sanıklann tahlıye-
sini talep etti.
Tutuklu sanık Şadi Öz-
polat, polis tarafindan çö-
zülen bir diskette isimle-
ri bulunduğu gerekçesiy-
le gözaltına alındıklannı
ifade ederek "Biz 1 Ni-
san'da gözalüna ahndık.
Disketise3Nisan'daçözü-
Hiyor. Bu çok açık bir çe-
Uşkktir. Pohs be^eleri dü-
zenlemiştir. Bu kadaraçık
bir kompk) nedeniyle 17
aydır rutukluyuz** dedi.
Yasal faaliyet yürüten der-
neklerden gözaltına alın-
dıklannı, örgütsel çalış-
malarda bulunduklanna
ilişkin hiçbir deliluı bu-
lunmadığını söyleyen Öz-
polat, "Bu mahkeme ya-
salan uygulamakzorunda
olduğunu hissediyorsa bi-
zi tutukhı yargıla>amaz.
BKŞU anda kmılerimizne-
deniyle tutukluyuz, Ada-
let zaten mümkün değil
ama yasalann uygulan-
masmıistryoruz" diye ko-
nuştu. Duruşma, sanık-
lann tutukluluk hallerinin
devamına karar verilerek
ertelendi.
Haklar ve Özgüriükler
Cephesi üyeleri de adli-
ye binası önünde açıklama
yaparak sanıklann sahte
belgelerle tutuklandıkla-
nnı ileri sürdüler.
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
Türk Tabipleri
Birliği, son 40
gün içinde
Ankarada 120-
130 kişiye kotera
tanst
konulduğunu
açıklarken
Sağhk
Bakaniığı'ndan
bu konuda
çrt çıkmıyor...
EMNİYET MÜDÜR YARDIMCISI:
'Komplo sonucu
duş aldım'
GAZİANTEP (Cum-
huriyet)-Gaziantep'te bir
bağe\inde iki yabancı ka-
dınla birlikte çekilen gö-
rüntüleri basına yansıyan
Gaziantep Emniyet Mü-
dür Yardımcısı Mazlum
Kırmızı hakkında soruş-
turma başlatıldı..
Gaziantep Valisi Lüt-
fuOah Bügin. Gaziantep
Emniyet Müdür Yardım-
cısı Mazlum Kırmızı hak-
kındaki iddialann soruş-
turulması için Içışleri Ba-
kaniığı'ndan müfettiş ta-
lep ettiklerini söyledi. Ga-
ziantep Emniyet Müdürü
Abdullah Bolcu da Kır-
mızı hakkında idari so-
ruşturma başlattıklannı
belirtti.
Gaziantep Emniyet
Müdür Yardımcısı Kırmı-
zı ise "tddialar kısmen
doğru. Ama bir bütünlük
içinde düşünüldüğünde,
ortada bir kompto olduğu-
nu herkes binVor" diye
konuştu. Bir hafta sonu
iznini Gaziantep'te ecza-
cılık yapan LK'nın bağe-
\inde geçirdiğini anlatan
Kırmızı. şunlan söyledi:
"Telefon tkareti yapan
vesoyadını bilmedigim Aü
adh bir arkadaş beni tele-
fonla aradı ve ortakarka-
daşımız İ.K'nin bağevine
gidip eglenmeyi tektif et-
ti. Bağevinde İJC üe ABve
yine soyadını bümediğim
Faruk adh arkadaşla bir-
likte olduk. Bu arada ba-
ğevinde, 2 de yabancı uy-
ruklu kadın vanu. Biz bir
süre bahçede ofurduk. Ba-
na 'Çok sıcak. bir duş al-
maz mısınız?' diye sor-
dular. Ben de bu teklifüze-
rine duş aldım. Meğer,
banyo>"a ve bahçeye ka-
meralar kurularak, bana
komplo haznianmış. Uğ-
radığını bu komplo sonra-
smda emekli olmaya karar
verdinu hakkımı mahke-
melerde arayacağunT
Kırmızı, kendisine bu
komployu kuranlar ve ya-
yımlayanlar hakkında da-
va açacağını söyledi.
Tutuklu ve hükümlülerc
hücre baskınlan ve sürgün - sevkleri' protesto ediyor
Cezaevlerinde yine açlık greviALPERTURGUT
Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardım-
laşma Derneği (TAYAD) üyeleri, gü-
venlik güçlerinin, Tekirdağ 1 No'lu F Ti-
pi Cezaevi'ndeki hücreleri basmasının
ardından bazı tutuklu ve hükümlülerin
başka cezaevlerine gönderildiğini vur-
gulayarak protesto amacıyla başlatılan
süresiz açlık grevi (SAG) eyleminin 26
gündür devam ettiğini söylediler.
Aileler, "sürgün-sevk" uygulamala-
nmn bir an önce sona ermesi gerektiği-
ni belirterek "Jandarmalann ve infaz
koruma memurlannın gerçekkştirdiği
baskmda yaldaşık30 kişi yaralandı. Bas-
kmı ve naİdOeri protesto etmekiçin Tür-
kiye genelindeki 15 cezaevinde kalan
150'ye y^km DHKP-C davası tutuklu ve
hukümlüsü eylemebaşladr diye konuş-
tular. TAYAD'lı aileler, koguş sistemini
"bahane ederek" Hayata Dönüş operas-
• 15 cezaevindeki 150 siyasi tutuklu ve hükümlünün başlattığı
süresiz açlık grevi eylemi 26. gününde. Cezaevlerinde baskının
arttığını iddia eden tutuklu yakınlan 'sürgün-sevklerin
durdurulmasını' istedi.
yonunu gerçekleştirenlerin şimdi de hüc-
relere müdahale ettiğini öne sürdüler.
Tekirdağ 1 No'lu F Tipi Cezaevi'nde-
ki hücrelere 30 Temmuz 2005 günü sa-
bah saat 06.00'da baskın düzenleyen
güvenlik güçlerinin, yataklannda yat-
makta olan tutuklu ve hükümlüleri da-
ha ne olduğunu anlamadan dövdükle-
rini iddia eden aileler. "Eüerini arkadan
kelepçeledikleri evlatlanmızı zoıia ring
araçlanna doldurdular ve Tekirdağ 2
No'lu F tipi ve Bolu F tipi cezaevlerine
sevk ettiler. Gittikleri cezaevlerinde de
işkence ve baskı devam etti. ÖzeUilde
Tekirdağ 2 No'lu Ftipinesürgün edüen
15 j'avrumuzu, tek kişilik hücrelere ko-
yaraktüm haklannı ellerinden aldılar"
dediler. 3 Ağustos 2005 tarihinde ise ben-
zer bir müdahalenin Gebze M Tipi Ce-
zaevi'nde yaşandığını ifade eden aile-
ler, şöyle konuştu:
"KıamızNursel Demirdöğücü, halen
yargılanmasına karşın Adalet Bakanb-
ğı'nm emriyie yüzlerce kilometre uzak-
hktaki Srvas E Tipi Hapishanesi'ne zor-
la götürüldü ve tek kişilik bir hücreye
konuldu. Kanh naküTere karşı çıkan ço-
cuklannuzuı her türlü direnişi ise disip-
Hn cezalan ile karşıhk buluyor. Beş yıl-
dır, F tipi cezaevlerindeki tecritte, koşul-
lar nedeniyie 120 kişi hayannı kaybetti.
Üç kişi halen öhun orucu eylemini sür-
dürüyor. Bugün tecrit karanhğı daha da
koyulaşryor. Cezaevlerinde, hükümlü,
tutuklu, yaşve suç gibi aynmlar yapıbna-
sı için harekete geçen yetkiUler, direnen-
lerin yahülmasmı amaçbyor. Siyasi tu-
tukhı ve hükümlüler. yeni Ceza tnfaz Ya-
sası ile büükte arük devim yerindeyse
yaşam savaşı verryorlar."
'Sürgün-sevkier durdurulsun'
TAYAD üyeleri, Edirne, Kandu-a 1 ve
2 No'lu, Tekirdağ 1 ve 2 No'lu, Izmir Kı-
rıklar, Sincan 1 No'lu ve Bolu F tipi ce-
zaevleriyle, Elbistan, Gebze, Sı\'as, Ulu-
canlar, Kürkçüler, Uşak ve Bayrampa-
şa E, M, kapalı ve özel tip cezaevlerin-
deki DHKP-C davası tutuklu ve hüküm-
lülerinin, 30 Temmuz 2005 gününden be-
ri süresiz açlık grevi yaptığını kaydetti.
İşkence ve saldınlann artarak sürdüğü-
nü iddia eden aileler, tutuklu ve hüküm-
lülerin, "sürgün-seviderindurduruhna-
suu" ve "sürgün ediknlerin geri getiril-
mesini" istediklerini belirtti.
Servet Alçınkaya, Beyoğlu'nda kendisine kimlik soran polislere kimlik sorduğu için gözaltına alındı
Stajyer gazeteciye polis dayağı
Servet Alçınkaya.
tstanbul Haber Servisi - Cumhun-
yet gazetesi stajyer muhabiri Servet
Alçınkaya, Istiklal Caddesi'nde ken-
disine kimlik soran polislere, "Önce
siz kimKk gösterin, poHs olduğunuzu
nereden büebflirim" dediği için gö-
zaltrna alındı. Alçınkaya. önce polis
otosunda sonra da karakolda feci şe-
kilde dövüldü. Alçınkaya. polisler
hakkında suç duyurusunda bulundu.
Cumhuriyet gazetesi stajyer mu-
habiri Servet Alçınkaya. haber ama-
cıyla tşçi Partisi (İP) tarafindan dü-
zenlenen "Lozan 2005 FotografSer-
gjsi" etkinliğini izledi.
Saat 21.30 sıralannda etkinlikten
aynlan Alçmkaya, Inşaat Mühendi-
si Ahmet Biberoğhı ile birlikte Tak-
sim Meydanı'na çıkmak için Istiklal
Caddesi'nde yürümeye başladı. Ga-
latasaray Lisesi'nin önünde aniden mi-
nibüsten inen 4 pohs tarafindan dur-
• Istiklal Caddesi'nde kendisine kimlik soran polislere, "Önce
siz kimlik gösterin, polis olduğunuzu nereden bileceğim" diyen
muhabirimiz Alçınkaya, hem polis otosunda hem de karakolda
feci şekilde dövüldü. Alçınkaya, polisler hakkında suç
duyurusunda bulundu.
durulan Alçınkaya ve Biberoğlu'na
kimlik soruldu. Alçınkaya da "Üze-
rinizde üniforma olabüir. Ama poüs
olduğunuzu nereden bUebiürim? Ön-
ce siz kimKğiniyi gösterin" dedi. Bu-
nun üzerine sinirlenen polisler, "Biz
sana kimhği gösteririz!" diyerek Al-
çmkaya'yı zorla minibüse bindirdi-
ler. Bu sırada Alçınkaya'nın yanın-
da bulunan Bıberoğlu, minibüsün
önüne geçerek durdurmak istedi.
Biberoğlu'nu döv erek minibüsün
önünden uzaklaştrran polis, Alçın-
kaya'jı Taksim Merkez Polis Kara-
kolu'na götürdü. Polisler hem mini-
büste hem de götürdükleri karakol-
da Alçrnkaya"yı feci şekilde dövdü-
ler.
Geceyi karakolda geçiren Alçın-
kaya, dün sabah savcıhğa sevk edil-
di. Savcının ifadesini ahnasının ardın-
dan serbest bırakılan Alçınkaya, ken-
disini döven polisler hakkında suç
duyurusunda bulundu.
Polislerin kendisini dövmeye baş-
ladığında "Dövmeyin, gazeteciynn"
dediğini belirten Alçınkaya, "Gaze-
teci dövulmez diye bir kural mı var?"
yanıtını aldığını söyledi. Alçınkaya,
"Karakoldagözalüna ahnrtığımm at-
leme bildirilmesini istedim. Ancak,
hayır' dediler. Kimüklerini göster-
medikleri için poh's olup ohnadıkla-
rmdan şüphelendim. Bu nedenle mi-
nibüse binmek istemedün. Bu sırada
arbede yaşandı. Bunun üzerine sav-
ahğa gönderOen gözalü dosyasmda ka-
mu malına zarar verdiğuni iddia et-
tiler. Bu doğru değiL Yabıızca mini-
büse binmemek için direndrnı" diye
konuştu.
Polise kimlik sormak yasal hak
Polis Vazife ve Salahiyet Yasası'na
göre polis kimlik sorarken kendisini
tanıtan bir belge göstermek zorunda.
Kanunun 17. maddesinde, "PoKssuç
onışmasmı önlemekveya işlenmiş suç-
lann faiDerini ele geçirmek için loşi-
lerden kendinin polis olduğunu
kanıtlayan belgeyi gösterdikten son-
ra kimligini sorabiür" deniliyor.