23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
31 TEMMUZ 2005 PAZAR CUMHURİYET SAYFA Ecomatik Memduh Menekşe: "Kirii çamaşıriar için 'matik türü deterjanlar vardı. Hainleri aklamak için de yeni bir ürün çıkmış: Ecomatik!" Elektronik poste: denizsom©cumhuriyetcoffl.tr Tel: 0,212.512 05 05 Faks: 0^12.512 44 97 17 - Türkiye, Rumlarla ticarete başlamış... "Bul parayı, al adayı!" Atilla Koç en çok hangi nakaratı sever: Gözlerimi kaparım, vazifemiyapanm. Yek Süleyman Ekim: "Adalet ve Kalkınma Partisi, işsizliği arttırarak işsizlik oranını azaltmayı başaran yegâne partidir." Asfalt Çiçeği Kısa bir şiiriyle Vaziyet'e konuk olan genç şair ömer Bugay'ın ilk şiir A kitabı Asfalt Çiçeği m çıktı. Süreyya \ Berfe, ömer Bugay için "Bugünkü şiirieri yannlara ışık tutuyor" diyor. Parasal Akif Kökçe: "Paralı üniversitede okumak için yüksek sözel ya J - da sayısal puana gerek yok; 'parasal' puan yeterli!" AVRUPA Komisyonu Avrupa Para Birliği Daire Başkanı Bernard Connolly'yi tanır mısınız? Tanımazsınız tabii; bir kere Türkiye'ye gidip geldiği yok, ikincisi epeydir görevinin başında değil. Connolly'i tanımamıza Antalya'dan dostumuz Yılmaz Dikbaş yardımcı oluyor... Ingiliz ekonomist Bernard Connlly, 1978'de Avrupa Komisyonu'nda çalışmaya başlıyon 1989'da Avrupa Para Birliği Daire Başkanı oluyor. 1995'te yıllık iznine çıktığında bir kitap yazıyor: Avrupa'nın Çürümüş Yüreği. Kitabında özetle ortak para birimine geçildiğinde Avrupa Birliği'nin, tam bir siyasi bütünleşmeye gideceğini ve yönetimin Almanya ve Fransa'nın eline geçeceğini savunuyor. Kitap yayınlanınca Avrupa Birliği, Connolly'yi işten atıyor. Yazdığı kitap yüzünden Avrupa Komisyonu'ndaki işinden kovulan Connolly, ağır Çürüklerbir haksızlığa uğrağı gerekçesiyle Lüksemburg'daki Avrupa Mahkemesi'ne başvuruyor. Mahkeme, Connolly'yi ancak dört yıl sonra 1999'da dinliyor ve 2001 yılında "Avrupa Birtiği, kendi kurumlanna ve bu kurumlarda görevli üst düzey yöneticilere yönelik siyasi eleştirileri bastırma hakkına yasal olarak sahiptir. Bu nedenle, Avrupa Birliği'nin Bernard Connolly'yi işinden kovması yasaldır" karanna varıyor. Avrupa Birliği'nin özgürlükçü yüzü, eleştiriler kendisine yönelince şapa oturuyor! Avrupa Komisyonu'nda altı yılı Avrupa Para Birliği Daire Başkanlığı olmak üzere toplam 17 yıl çalışan Bernard Connolly, kitabında para birliği konusunda "Avrupa Para Birliği, yetersiz olmanın ötesinde, antidemokratiktir. Yalnız servetimizi değil, özgürlüklerimizi ve son aşamada banşı da tehdit etmektedir" diyor. Connolly, Avrupa Biriiği'nde kalındığı sürece Ingiltere'deki siyasi ifade ve basın özgürlüğünün, Avrupa Birliği'nin saldınsı altında kalacağını da savunuyor ve kanrt olarak Avrupa Birliği Temel Haklar Tüzüğü'nün 51. maddesini gösteriyor: "Avrupa Birliği'nin genel çıkariannın korunmasını gerektiren durumlarda, temel haklardan herhangi biri ve tümü, yasama yetkisini elinde tutan otorite tarafından kısıtlanabilir." Avrupa Birliği'nin tüzüğündeki bu madde ile Nazi Almanya'sının "Yetki Yasası" arasındaki benzerlik bir anda sıntıyor. Nazilerin, bu yasaya dayanarak VVeimar demokrasisini yıktığı ve yerine faşist diktatörlüklerini kurduğu akla geliyor. Mandacı sahte demokratlarla şeriatçı takımının Avrupa sevdasına bakınca: Sizi gidi çürük faşistler sizi! SESSÎZSEDASIZ(f) Ingiliz gazeteci Stanley Johnson yazıyor LONDRA'DA Başbakan Recep Tayyip ile Başbakan Tony Blair buluşurken The Guardian gazetesinde de Stanley Johnson imzalı bir haber yorum yayımlanıyor. Genç Köylü'ün bize aktardığı habere göre Ingiliz gazeteci Stanley Johnson, Londra'da Kıbnslı bir Türk berbere gidip Türk-lngiliz ilişkileri üzerine röportaj yapıyor. Berber ve gazeteci önce karşılıklı Türk kahvesini yudumluyorlar... Sonra Tony Blair'in Türk dostu olduğuna karar verip, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne alınması gerektiğini konuşuyorlar. Yazının bundan sonrasında ise Ingiliz gazeteci Stanley Johnson, dedesinin Osmanlı'nın Dahiliye Nazın olduğunu anlatıyor. Stanley Johnson'un yazdığına göre aynı zamanda bir yazar ve gazeteci de olan dedesi, Mustafa Kemal'in yanlış karanyla vatan haini ilan edilmiş ve "Konstantinapolis"teki Pera Palas Oteli'nden kaçınlarak götürüldüğü "lzmit"te linç edilerek öldürülmüş. Evet, bu ne hoş sürpriz... Ingiliz gazeteci Stanley Johnson, Ali Kemat'in torunu! Tam da Bülent Ecevft, oturduğu Ankara'dan Vahdettin'in vatan haini olmadığını açıklarken Londra'dan Ali Kemal'in ruhu da, Recep Tayyip ile Tony Blair'in dostluğunu pekiştirmeye çalışanlann büyük gayreti canlanıveriyor. Vahdettin... Ali Kemal... Sırada kim var acaba? ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCÎ 'Mimar Yürekli' Vali... "Dünyada asayişle ilgili araş- ürmalargösteriyor ki tarihseldo- kulannı konıyan kenderde suç oranlan çok daha az; buna kar- şıhk çarpık ve Idmliksiz yapılaş- mış kentterde suç oranlan yük- sefiyorJ" Bu sözler, yeni Uşak Valisi Kayhan Kavas'a ait... 2000 yılındaki kuruluşundan bugüne kadar TarihiKentierBir- liği'nin (TKB) hemen tüm etkin- liklerine, sadece "tçişleriBakan- hğT temsilcisi olarak değil. "TKP Damşma Kuruhı üyesi" olarak da katılan Kavas, aynı toplantılardan birinde şunu da eklemişti: "Bu nedenk kûltürei mirasın korunmasınayapöğımızkatla ve destekler ile bakanhğunızm te- mel görevleriarasmdaçok önem- ti bir bağ vardır_" Tantan'la başladılar... Kayhan Kavas'la, 90'h yılla- nn sonlarına doğru, Sadettin Tantan'ın Içişlen Bakanlığı dö- neminde tanışuk... Daha doğrusu, tarihsel kent kimliğinin sürdürülmesine yö- zanımlanna sahip çıkmaktan ge- çi>or~" Çahşkan kavmakam» tşte bu görüşleriyle şimdi Uşak iline "vaü" olarak atanan Kayhan Kavas 'ın, "daha genç yaşlan"ndaki kaymakamlıklan sırasında da görev yaptığı ilçenin değerlerine dört elle sanldığı an- latılıyor. Ömeğin, Muğla iline bağlı Ortaca ilçesinde kaymakam iken, ayııı bölgedeki "tztuzu" kumsallannda üreyen ünlü ca- retta caretta kaplumbağalanna karşı yörede oluşan toplumsal bilincin gelişmesinde önemli pa- yı var... BenzeT şekilde, Balıkesir'e bağlı Bigadiç Kaymakamlı- ğı'nda da yörenin kültür ve do- ğa zenginliklerini yaşatma pro- jeleri, çalışmalanndaki öncelik- lerarasındaydı... Yörtik AlTnin torunu Kavas ailesi, "büyük dedete- ri" olan efsanevi "Yörük AB Efe"ye ait Yenipazar'daki evleri- ni. Kültür ve Turizm Bakanlı- Kayhan Kavas (solda) ve Metin Sözen (sağda) Kültür için tıhısal dayanışmanın simgelkrL. nelık "kamusal sorumJuluk^lar- da adeta "birlikte yürümeye" başladık. İstanbuldakı unutubnaz "Fa- tih Betediye Başkanhğı" sırasın- da Zeyrek, Fener, Balat gibi "çö- küntü" semtlerine dönüşen tari- hi mahallelerin "kurtanlma- s"na gösterdiği duyarhhğı "Içiş- kriBakanhğTna da taşıyan Tan- tan, bu konular için Kayhan Ka- vas'ı görevlendirmişti... Ilerleyen zamanda, aynı ba- kanhğın özellikle "belediye- ler"le ilgili birimi olan "Mahal- BIdareler Genel Müdürlüğü"ne getirilen Kavas'ın, yerel yöne- timlerde başlatılan tarihsel kent mirasına yönelik uygulamalara "özendirici" ve "cesaretlendiri- d" tutumlan, hepünizi şaşırta- cakdüzeydeydi... Bu duyarlılığından ötürü. yi- ne Tarihi Kentler Birliği'nin 2000'lerdeki bir Antakya buluş- masında. Kayhan Kavas'ı "mi- marfağm dostu" ve "uygarhkla- nn bekçisi" ilan ettiğimizde, "Bakanı'nm huzurunda" utana sıkıla şunlan söylemişti: "Biz ashnda temel görevimizi yapıyoruz. Çünkli bizinı kentle- rimiz farklı ve bu kenderde ida- reciük yapmanın yerel ve ulusal sorumluluğu, geçmişin tüm ka- ğı'na bağışladı. Bakanlık da, evi "Kuvayı Milliye Komutanı Yörük AB Efe Müzesi" yaparak yöre kültürüne ve turizmine ka- zandırdı... Müzenin açıhşı, Ege'nin ünlü türküsü ve Yörük Ali için söyle- nen "Hey Gktinin Efesi, Efelerin EfesL." ile yapıldığında, Kayhan Kavas'ın duruşu, bakışı ve göz- lerinin "dahşı" görülmeliydi... Bakanlıktaki görevi sırasında. kentlerinde tarihsel mirası koru- ma projeleri geliştiren belediye- lere ilk kez "tçişleri Bakanlığı yardımı"nı da koordine eden Kavas'ın bu ilk valiliğinde Uşak'la buluşması da çok an- lamlı oldu... Çünkü Kavas, hem bir Ege ço- cuğu olarak, hem de kentlerin kimlik zenginliklerine olan derin bağlılığıyla, bu ildeki "Uşşak" (âşıklar) kültürünün de yeniden gelişmesine önemli katkılarda bulunacak... En yakışan tanımlamasıyla, "mimar yürekli vaBmiz" obna- ya aday Kayhan Kavas'a başan- lar dilerken Uşaklılara da "Gö- zünüz aydın" demekten başka bir söz bulamıyoruz... oekinci(â cumhuriyetcom.tr KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakiuyahoo.com.tr HAYAT EPİK TÎYATROSU MUSTAFA BILG, ...BAK NE DEMİS; "SÜMEftBANK TARİHTEN SİHNECEK"... hayatepik" mynet.com T'T"i"nr~r~T TARİHTE BLGÜN m MTAZARIK.A,\ VAY BE!.. DEMEK "DEF-1 HACErtNt ASZINDAN YAPANLAR DA VARMIŞL 31 Temmuz tcuncmumtas-arikan. com EKUPERY K4YBOLDU/. 1S44'T£ SU&İIN, ÜHLÛ F8MSI2 YAZAR1 ANTVIklE OE SAINr-E)tVPİgY(S£NTE6ZLİPEIZİ), UÇA&I İLE AKDE- NİZ'P£ KAYBOLDU. 1900'DE DO&AU SAINT-EX, UAVA- CJLIĞIN YEMİ MESLBK. SAYILPlSl YILLARDA PıcoT OL- MUfn/.K. PÛNYA iAi/AÇl'NOA tŞSALE UİRAYAN FRAN SA'DAH KAÇIP ABD'YB SİTMİŞ, SONRA DA MÜTTEFiK- LERİM HAVA tCUWETl£IZİHE KATILMIŞTI.SON UÇUŞU DA GÖÜEY İÇ/HDİ- SAlHT-ET'İN K/SA YAZA&UK YAŞAMI, ĞENELLİKLE f/AVACIUK YAŞANTIStN- OAH KAYNAKLAMMIŞTt. ONUN "<SECE UÇUÇU*, "SAt/AŞ PİLOTü" G<Bİ HOMANLARI, HAS/ACILIKL4 &İRLIKTE, lUSAU/N ORAMIAJI AMİATAN LIRİK YAPITLAR.DIH. l> Z.ÜÇÜK.f>£ENS"ADLl FANVAÇriK ÖYICÜSÜ İSE, ÇOCUKLARA SESLENMEKLE SİRÜKTE YETiŞKtNLEZi DE Ü Ü Ü i e TÜRKİYE'DEKİ TAPULU MÜLKLERİNİZ PEŞİN ALINIR VİLLA, YALI, YALI DAİRESİ, 5 YILDIZLI HOTEL, İNŞAAT ARSASI, OKUL ARSASI ve İŞ MERKEZLERİ OSMANLI MİRASÇILARININ DİKKATİNE! Amerika, Almanya, Cezayir, Cidde, Fas, Fransa, Irak, İran, İsviçre, İngiltere, İsrail, Libya, Lübnan. Mekke, Medine, Mısır, Sudan, Suriye, Tunus, Ürdün, Yemen 0532 722 54 54 Deneyimli öğretmenden Yaz dönemi sınavlan için matematik dersi verilir. 0212247 7258 KÜÇÜKÇEKMEÇE 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN MENKULÜN AÇIK AKTIRMA tLANI DosyaNo:2004'817Tal. Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazılı mallar sa- tışa çıkanlmıştır. Birinci artırma 25.08.2005 gûnü saat 12.40-12.50 arasında 34 KGD 36 plakalı, 12.50-13.00 arasında 34 KGD 37 plakalı vasıtalar Halkalı Gûmrük Müdürlüğü Küçükçekmece adresinde yapılacak ve o günü kıymetlerin %60'ına istekli bulun- madığı takdirde 30.08.2005 günü aynı yer ve saatte 2. artırma yapılarak satılacağı, şu kadar ki artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40'ını bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklının toplamından fazla olmasırun ve bundan başka paraya çevirme ve paylann paylaştırma masraflannı geçmesinin şart olduğu, mahcuzun satış bedeli üzerinden %18 oranında KDV'nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasında görülebileceği, fazla bilgi almak is- teyenlerin yukanda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmalan ilan olunur. Adedı Cınsi (Mahıyetı ve önemli niteliklen) 1 34 KGD 36 plaka sayılı Daf marka, 1996 model. çekici araç cınsı Ft95 430 W380 tipi, san renkli, P-10519 motor no. KLRTE47WSDE33994 şasi no'lu. tstanbul Beynelmilel Nak. AŞ adına kayıtlı. görünürde darbesız, faal çalışır çekici. 1 34 KGD 37 plaka sayılı Tırsan marka, 1996 model. 3 dın Ten kop sum. Y. remork cinsi. JA 07 tipi, mavı renkli. 1446 şasi no'lu, lstanbul Beynelmilel Nak. AŞ adına kayıtlı remork. Basın: 36318 Muhammen kıymeti. (YTL) 20.000.00 YTL 15.000.00 YTL PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Hkret Muallâ Dün akşam Hıfzı Topuz'un kaleme aldığı, Alfa Yayınları'ndan yeni çıkan Fikret Muallâ kıtabını okudum. Bu bir anı, mektup ve resim kitabı; için- de Avni Arbaş'ın, Hasan Esat Işık ın, Selim Tu- ran'ın, Haluk Kura'nın, Bedri Rahmi Eyüboğ- lu'nun ve başka dostlannın resim sanatının bu ay- kırı kişiliğine ilişkin anılan yer alıyor. Kimi dostları da Fikret Muallâ'yı sanatı ve onun hayat anlayışı açısından değerlendiriyortar. Çok seveni olduğu gibi sevmeyeni de var, örneğin, ressam Neşet Günal, "FikretMuallâ'nın sanatsalbirsorunu var mıydı?" diye sorup, "VbWu"yanıtınıverdikten son- ra, "Ama resim onun yaşamının birparçasıydı, re- sim yapmadan duramazdı. Ben kendisine hiç ısı- namadım, bunu söylemekten çekinmiyorum, ama bu da bir olgudur" diyor. Kitapta Hıfzı Topuz'un anılan ve Fikret Mual- lâ'nın ona yazdığı mektuplar geniş bir yer tutuyor. Ikisinin, 1950'lerin sonundan başlayıp ressamın yaşamının noktalandığı 1967 yılına kadar süren bir dostluğu var. Kitapta Hıfzı Topuz'un oğlu Ke- rem Topuz'un Paris'teki öğrencilik yıllarında fo- toğraflarını çektiği yüzlerce Fikret Muallâ yapıtı yer alıyor. Ressamın sanatına ilgi duyan sanatse- verler için zengin bir kaynak. • • • Bu yıl Istanbul'da açılan geniş kapsamlı Fikret Muallâ sergisi nedeniyle sanatçının resim anlayı- şı üzerine epey tartışıldı. Benim, amatörbirsanat- sever olarak onun yapıtlan üzerine söyleyecek sö- züm yok, sanatçı Lautrec'i mi, yoksa Van Gogh'u mu izlemiş, bunun tartışmasını sanat eleştirmen- leri yapıyoriar. Beni daha çok sanatçının insani ki- şiliği, bu kişiliğe damgasını vuran "hüznü" ilgilen- diriyor. Fikret Muallâ'nın resimlerinde hemen göze çar- pan bir "neşe hâli" var; yemek yiyen, içki içen, gü- len, eğlenen, dans eden insanlar, renkli sokak ve kapalı mekân görüntüleri. Fakat ona ilişkin anıla- n, gözlemleri okudukça kendisinin bu "neşe hâ- //"nin dışında olduğunu anhyorsunuz. O, bir bakı- ma içinde olmak istediği, ama olamadığı, bir iki adım uzağındaki başka bir hayatın resmini yapı- yor. Hüznünün de kaynağı bu olmalı sanınm. Ta- nıyanlar, Fikret Muallâ'nın 64 yıl süren ömründe 5 ile 8 bin arasında resim yaptığını söylüyoriar. Ama bu resimlerin tümünü neredeyse bir şişe şarap parasına çıkarmış elinden. Cebi biraz fazla para gördüğünde de soluğu hemen o neşeli insanlann yiyip içtikleri, eğlendikleri yerierde almış, ama en fazla bir iki günlüğüne. Sonra oturmuş, oradagör- düğü, hayatlanna özendiği insanlann resimlerini yapmış. Olmak isteyip de olamamanın hüznü hırçınlaş- tırmış onu, giderek paranoyak bir kişiliğe dönüş- türmüş, alkolizme sürüklenmiş, iki kez akıl hasta- nesine düşmüş. Koca bir ömrü dostlannın uzattı- ğı eli tutarak tüketmek kolay değil. Son yedi yılını varsıl bir Fransız kadını olan Madam Angles'nin himayesinde geçirmiş, en sonunda da 19 Temmuz 1967 günü onun Reillanne köyündeki evinde ha- yata gözlerini yummuş. • • • Fikret Muallâ, Paris'e 1939 yılının ocak ayında yerieşiyor. Aynı yılın eylül ayında da II. Dünya Sa- vaşı patlak veriyor. Ama tüm savaş boyunca Av- rupa'nın göbeğinde, bir süre de Nazi işgali gör- müş, büyük çapta bir antifaşist direnişe tanık ol- muş Paris gibi bir kentte yaşamış olmasına karşın Avrupa'da altı yılda elli milyon insanın hayatına mal olan bu savaşa ve savaşın acılanna ilişkin iz- ler bulamıyoruz Fikret Muallâ'nın resimlerinde. O- nun sanatında Paris'in evsizlerinin, yoksullannın da pek yeri yok. Neşet Günal, onun sanatsal bir sorunu olmadığını söylerken, sanınm bunu demek istiyor. Sevenleri de sevmeyenleri de Fikret Muallâ'nın bir sanat emekçisi olduğunda birieşiyortar, ama ne var ki o hiçbir zaman kendi emeğinin değerini bi- lememiş. Kendi emeğinin bilincinde olamayanlar ne yazık ki başkalannın emeğini de değerlendire- miyoriar. Dostu Hıfzı Topuz'un kitabında yer alan anılar, gözlemler, yorumlar bir yanıyla da bu de- ğeriendiremeyişin, bilemeyişin, uzak kalışlann, ya- bancılaşmanın yansımalan. Okunmaya değer bir kitap Fikret Muallâ. e-posta: dkavukcuoglu@superonline.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/Kadınla- nnbluzyada gömlek üze- 2 rine giydikle- riyelek...Kâ- ğıtlanbirara- da tutmak için kullanı- lan çengel. II Asya'da bir göl... Yavru, çocuk. 3/ Ilgi eki... Su geçirmez kumaştan yapılmış 1 bir tür spor ceket. 4/ 2 "O" adılımn yönel- 3 medururnu...Nâznn 4 Hikmet'in bir oyu- 5 nu. 5/Ayak, adım. 6/ 6 "îsimler" anlamın- 7 da eski sözcük... Is- 8 kambilde koz. II En 9 büyük ustası Montaigne olan yazı türü... Ender, seyrek. 8/Yapım... "Ben gelmedim —için/Be- nim işim sevi için" (Yunus Emre). 9/Konya'nın Karapınar ilçesinde sığ ve küçük bir göl... Üzeri kırmızı parafinle kaplanan bir peynir cinsi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/En gelişmiş konuşma yeteneğine sahip papa- ğan cinsi... Yapılmış, gerçekleşmiş iş. 2/ Cera- hat... Sersem, ahmak. 3/Birnota... Dere yatağı. 4/ "Göl sanırdık ne zaman dalsak — gözlerine" (EN. Çamlıbel)... Işçi. 5/Büyükmakamdaki kim- seleri hoş sözlerle. fikra ve öykülerle eğlendiren kimse. 6/ Peşin parayla belli bir süre için bir şeye alıcı ohna işi... Büyük erkek kardeş. 7/Balık yu- murtasıyla yapılan bir meze... Şöhret. 8/Biriyle ya da bir şeyle eğlenme ve onu küçümseme... Fi- de yetiştirmek için aynlmış toprak parçası. 9/Hay- dut... Bir nesneıün uzayda kapladığı yer. 1 H I S T O L O J I 2 A L O | M O R A L 3 Y A F A IB A L K 4 M R | A S 1 •E T b A Y A | E | D | E 6 T A Y T | M A N ş /L | S E M A V E R 8 O D A | T R E V 1 9 s E R P A N T 1 N
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear