Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
fmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI
adına İLHAN SELÇUK
Genel Yayın Yönetmeni: tbrahim
Yıldız # Yazıışleri Müdürii: Salim
Alpaslan # Sorumlu Müdür:
Mehmet Sucu # Haber Merkezi
Müdürii: HakanKara
tstihbarat: CengizYıldırım 0 Ekonomı: Hasao
Eriş • Kültür: Egemen Berköz • Spor: Ab-
dülkadir Yücelman 0 Makaleler: Sami Ka-
raören • Düzeltme: Abdullah Vazıcı • Bıl-
gi-Belge: Edibe Buğra • Yurt Haberleri: Meh-
met Faraç • Avrupa Temsilcisi: Güray Öz
Yayın Kurulu: tlhan Selçuk
(Başkan), Emre Kongar (Danış-
man). Orhan Erinç. Hikmet
Çetinkaya. Şükran Soner, tb-
rabim Yıidız, Orhan Bursalı.
Mustafa Balbay, Hakan Kara.
Ankara Temsilcisi. Mustafa Balba> Ataturk Buhan No 125, Kat:4.
BakanlıJdar Tel 4195020 Chat). Faics 4195027 • tzmır Temsilcisi. Ser-
darKıatH Zı>aBI\ 1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks 4418745 •Adana
Temsilcisi ÇetinYiğenoğiu, InönüCd 119 S. No 1 l.Tel: 363 12 11 Faks
363 12 15 Antaha Temsilcısr Ahmet Onıçoğhı Demz Mah. Çelıkbaş Iş
MeıkezıKatö Tel 0242 248005" Faks 248^5P
• tdan \ e Malı îşier BülentYener 0 Satış F«-
zilet Kuza • Cumhuri\et Reklam: # Genel
Müdur ÖzlemAyden • Genel MudurYardım-
cısı Nazende Pal Tel (0212) 251 98 74 - 75
251 9881-82 Faks: (0212)251 98 68 Rezervas-
yon: (212) 512 05 05 Faks-212 513 84 63
>«vınıta)M:YenıGûnHabCTA}aiBiBasnncYa>wılıkAŞ. TüducagjCad 3941 Caâaloglu34334 Istaobul PK. 246 -Sutacı 34435 la.Td ı O : i : ı 5 i : 0 5 05(20hatı üks ltt2l2ı 513 S5 95 \avgin süre)ı>araı
B«Ja:MeıitezGazaeDagı33bim'la\incıJıkSaiL\>
eTıc A$ Fa&h Mah. Hasan Baaı Caîi Samandıra Kaflai Istanbd DığıOın: MertezDa^mmPazarİjmaSaıı vsTıc \Ş u.-w-w cumhumet com tı 26 TEMMUZ 2005 tmsak: 3 57 Güneş: 5.47 Öğle: 13.18 Ikindı: 17.12 Akşam: 20.36 Yatsı: 22.16
GlJNCELcÜ>EYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
cümle giderek önemi büyüyen Lozan Antlaşma-
sı'nı değerlendirmeye yetiyor mu?
Heıtıalde onlara göre bağımsız son Türk devle-
tinin temelleririt atan, hilafetin bir darbede kaJdınl-
masına yol açan Lozan önemli değil. Biri (RTE) o-
tel açmak, dost otellerde bir iki gün sefa sürmek
için güneyde, diğeri (DYP) ise iktidarla pek çok ko-
nuda aynı koşutta.
Türban, imam hatipler gibi konularda yeri göğü
inletenlerin tutumuna bakarak Lozan konusunda-
ki sessizliklerinın ne demeye geldiğini anlamamak
elbette olanaksız.
• • •
Medyada CHP'nin Ankaralıyı Anıtkabir'e çağıran
girişimi ile Işçi Partisi'nin Lozan'daki eylemleri yan
yana. Resimler, TV'deki görüntüler ve haberler Lo-
zan'daki etkinlikleri daha büyük gösteriyor. Anıtka-
bir'deki kalabalık kaba bir hesapla en fazla on bin
kişi. Ne ki, Lozan'da üç bin Türk'ün kent sokakla-
rında Atatürk'le, Türk bayrağıyla ve Lozan'ı sahip-
lenen sloganlarla yürüyüşü daha görkemli, daha et-
kili ve sesimizi ne ölçüde olursa olsun dışarıda da
duyurmak açısından çok daha önemli.
Propaganda açısından, Türkiye'nin biradım ge-
ri atmayacağı duyarlı noktalan anlatmak açısından
hükümetin yapamadığını veya elindeki olanakları
kullanarak yaptıramadığını -Isviçre gibi bir ülkede-
kısıtlı olanakları olan Işçi Partisi yaptı.
Ermeni soykırımı yoktur dedıği için hakkında tu-
tuklama kararı çıkarılan bir profesörümüzün Isviç-
re'ye girmesi engellendi veya "birileri" belki de git-
memesini salık verdi.
Aynı doğruyu üstelik Isviçre'de bir basın toplan-
tısında söyleyen Doğu Perinçek'i gözaltınaaidılar.
On beş dakikada serbest bırakacaklardı. Savcı,
Perinçek'i fazla alıkoymak istemedi. Ama Perinçek
savcıyı alıkoydu. Savcıya üç buçuk saat Ermeni
soykırımının uluslararası yalan olduğu yolundaki -
ulusal- görüşlerimizi anlattı, kayıtlara geçmesini
sağladı.
Açıklamalanndan öğrendik ki, Dışişleri Bakanı
Gül, Perinçek olayını baştan sona izlemiş, Isviç-
re'ye tepki gösteriyor. Bir siyasal parti liderine uy-
gulanan gözaltı olayını Isviçre'ye yakıştıramıyor. fyi
ama bir eksiklik yok mu davranışında?
Bakan, Isviçre'yi yererken savcıyı sorguladığı
ve... Lozan'daki eylemin gerçekleşmesine önayak
olduğu için Perinçek'i kutlaması dagerekmez miy-
di?
Diyeceksiniz ki, nerede böylesi siyasal anlayış?
• • •
Geçen haftanın son günü bir başka olayın yeni
sahneleri izlendi.TartışmaVahdettin'in ihanetinden
çıktı. Kimi böyyüksiyasetçilerimizarasında siyasal
ağız dalaşına dönüştü. örnekler:
Baykal: "Vahdettin, hain miydi, acizmiydi, bilmi-
yonım. Ama biliyonım ki, 'birileri' (kim?) Atatürkçü
olduğunu söyleyerekyola çıkıp Atatürk'e ihanetet-
miştir. (Ecevit)"
Bir zamanlar "Atatürk'ün kurduğu devlet laik dev-
letdeğildir, Islam devletidir" diyen, bugün ise Ata-
türk'ü yüzyıl daha referans gösteren Süleyman De-
mirel'in çıkışlarını, kendisine yönelttiğı eleştirileri
Bülent Ecevit karşıladı: "Hazırböylebirfırsatelimi-
ze geçmişken Ecevit'i biraz hırpalayalım dediler"
diyor.
Bir yararı oldu mu bu tartışmanın, oldu. Geçmi-
şe damgasını vuran böyyük siyasetçilerin dünden
bugüne kendi açıklamalanyla nelere inandıkları, ne-
lere inanmadıkları kıyaslamalı biçımde sergilendi.
Ikisinin -Ecevit'le Demirel'in- son çıkışlanyla "si-
yasal 'ikbal' aradıklan" yazılmıyor mu; artık gül gü-
lebildiğin kadar!..
EĞÎTÎM-SEN BAŞKANIDÎNÇER:
İmam hatipler
doldurulacak
• Baştarafı 1. Sayfada
dolduracaktır" dedi.Anadolu ve fen liselerin-
deki Ingilizce hazırlık sınıflannı kaldıran
Milli Eğitim Bakanlığı, bu liselerde derslerin
yabancı dille işlenmesi uygulamasına da son
verdi. Bakanlık aynca yabancı dil ağırlıklı
süper liseleri de Anadolu lisesine dönüştürdü.
Genel ve çok programh liseler bünyesinde
geçen yıl 926 süper lise faaliyet gösterirken,
bu liselerin birleştirilerek kapatılması sonu-
cunda 332 yeni Anadolu lisesi açıldı. Böyle-
ce Anadolu liselerinin sayısı 774'e ulaştı. Bu
liselerin geçen yıl 51 bin 970 olan kontenjanı
da 118 bin 810'a yükseltildi. Geçen yıl sayı-
lan 68 olan fen liselerine 2 yeni lise eklendi.
Fen liselerinin geçen yıl 5 bin 136 olan kon-
tenjanı da 5 bin 328'e çıktı.
Bakanlığın yeni uygulamasını değerlendiren
Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer,
eğitimdeki fırsat eşitliği temelinde Anadolu
liseleri gibi ayncalıklı liselere karşı oldukla-
nnı söyledi. Buna karşm Milli Eğitim Ba-
kanlığı'nın yaptığı çalışmanın birçok olum-
suz yönü olduğuna dikkat çeken Dinçer,
"Milli Eğitim Bakanhğı düzeni daha da
çarpıttı" dedi. Yabancı dil ağu-lıklı liselere
girebilmek için birçok öğrencinin dershane-
lere yöneleceğini kaydeden Dinçer, dershane
sektörünün daha da yaygınlaşacağını vurgu-
ladı. Bakanlığın asıl yapması gerekenin "pi-
ramidin tavanını tabana değil, tabanını
tavana çekmek olduğunu" kaydeden Din-
çer, "Sonuç olarak 1 milyon 300 bin öğ-
renciyle eğirime başbyoruz. Gide gide üni-
versiteye 40 bin kişi girebiliyor. AKP son
uygulamasıyla Anadolu ve fen liselerinin
içini boşaltacak. ancak imam hatiplerin
içini dolduracaktır" diye konuştu.
CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, ba-
kanlığın gerekli hazırlıkları yapmadan lisele-
ri dört yıla çıkardığını söyledi. "Nasıl ki öğ-
retmen okullarını liselere çevirnıenin yan-
bşı zamanla ortaya çıkmışsa 12 yülık zo-
runlu eğitimi getirmeden liseleri 4 yıla çı-
karmadaki yanlış da ortaya çıkacaktır"
diyen Gazalcı, bakanlığın Anadolu ve fen li-
selerini de "yozlaştıracağını" vurguladı.
Mustafa Gazalcı, "Bu kolaycı bir yaklaşım
ve masa başı bir karardır" diye konuştu.
'Yolsuzluğu haykırdım'
AKP'li Güler tarafindan geciken deprem konutiarı nedeniyle azatîanan Karlıova
Kaymakamı Çaparhn konutbelirlemeişindekiusulsü'düğü ihbar ettiğiortaya çıktı
BÜLE.NT SARIOGLU
ANKARA - Bingöl Karlı-
ova'daki deprem konutu yapımı-
nın gecikmesi nedeniyle AKP
milletvekilinin azarladığı Kay-
makam Erkan Çapar'ın, 50 tril-
yon liralık yolsuzluğu önlediği
ortaya çıktı. tlçedeki ahır, depo
ve kilerlerin konut olarak yazıldı-
ğını saptayan Kaymakam Çapar,
"volsuzluk yapıldığını havkı-
ran sözlerinin bu şekilde karşı-
lık bulmasından şaşkınlığa
düştüğünü" söyledi.
AKP Bingöl Mületvekili Mah-
fuz Güler, Karlıova'daki konut-
lann gecikmesi nedeniyle kay-
makamı suçlamış ve çevresinde-
ki muhtarlar tarafindan alkışlan-
mıştı. Olayın ardından sessiz ka-
lan kaymakamın, Karlıova'da ko-
nut belirleme işlemindeki ulusüz-
lüğu Bayındırlık ve îskân Bakan-
hğı 'na ihbar ettiği öğrenildi. Ça-
par, konuyla ilgili haber nedeniy-
le memurlar net sitesine gönder-
diği açıklamada, ilçede konut be-
lirleme işlemlerindeki yolsuzlu-
ğu anlattı. Karlıova merkezli son
depremin 6 Haziran'da olması ne-
deniyle hasar tespit çalışmalan-
nın yenilendiğini vurgulayan Ça-
par, yaklaşık 2 bin 300 konut için
hasarlı raporu verildigini bildirdi.
Bu çalışmanın ardmdan kendisi-
ne yapılan ihbarlann doğrulugu-
nu köyleri dolaşarak denetleyen
Çapar şu bilgileri verdi:
"Bakanlıktan muhakkik he-
yet talep ettim. Muhakkik he-
yetin titiz çahşması sonucu ağır
ve orta hasarlı konut savısı 775
olarak tespit edilmiştir. Bu ra-
kam bir önceki hasar tespitinin
yaklaşık 1500 adet altındadır.
Değişik yollardan hak sahibi
olan bu 1500 kişiye konut yapıl-
masının devlerimize maliyeti 30
trilyon liradır." TartışmaJı top-
lantıda kendisinin, "Hayatımda
bu kadar yolsuzluğun, bu ka-
dar usulsüzlüğün, bu kadar
adam kayırmanın yapıldığı bir
yer görmedim, yolsuzluklarla
ilgili onlarca isimsiz telefon gel-
mektedir" sözleri üzerine mil-
letvekilinin tepki gösterdiğini
vurgulayan Çapar, sessiz kalma-
sımn nedenini, "Yolsuzluk ya-
pıldığını haykıran kaymaka-
mın sözlerinin bu şekilde kar-
şılık bulmasının bende yarattı-
ğı şaşkınbk" şekJınde açıkladı.
Çapar'ın yazısının ardından
bakanlık heyetinin birçok usul-
süzlük saptadığı öğrenildi. Ba-
kanlığın ilk göreA'lendirdiği ekip,
347 adet hasarlı ev saptadı, ancak
sonraki depremlerin ardından ha-
sarlı konut sayısı 2 bin 300'e yük-
seldi. Heyet, ilçedeki birçok ahır,
kiler ve deponun konut olarak
gösterildiğini belirledi. 30yıldan
beri yurtdışında bulunan ve Türk
vatandaşlığını kaybetmiş kişiye
bile konut yazıldığı öğrenildi. Bir
yetkili, "Ağır yaralının dahi ol-
madığı bir depremde konutla-
rın yüzde 50-60'ının hasarlı ol-
ması mümkün değildir. Usul-
süz hak sahipliği sebebiyle faz-
ladan dagıtılacak kaynak 50
trilvon liravı bulabilirdi" dedi.
TGC BAŞKANI ERÎNÇ:
Yeni TCY
sımrlıyortstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazete-
ciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan
Erinç, yeni Türk Ceza Yasası'nın ifade Öz-
gürlüğünü, gazetecilerin haber verme, halkın
da bilgi edinme haklannı sınırlayan bir içe-
rikle yürürlüğü girmiş olması nedeniyle
2005 Basın Özgürlüğü Ödülü'nün verihne-
mesine neden olduğunu söyledi.
Erinç, 24 Temmuz Geleneksel Gazeteciler
Günü nedeniyle düzenlenen törende yaptığı
konuşmada, 24 Temmuz'lann, gazetecilerin
meslek günü olarak 1948 yılında yönetimde
bulunan ustalar tarafindan kabul edildiğini
anımsatarak "Bu >Tİdönümünde de sansü-
rün 1908 yılında gazetecilerin ortak ka-
rarlıhğı ile kaldırılmasını 1971'den bu ya-
na bayram olarak değil, sünsür ve sansür
sonucu doğuran girişimlerle mücadele gü-
nü olarak anıyoruz" dedi. Yeni Türk Ceza
Yasası'nın ifade özgürlüğünü, gazetecilerin
haber verme, halkın da haber alma hakkını
sınırladığını vurgulayan Erinç, "Bu nedenle
2005 Basın Özgürlüğü Ödülü'nü vermeye-
ceğiz. Bugünkü törende sürekli basın kartı
taşıma hakkı kazanan 52 üyemize anı pla-
keti vermekle yetineceğiz" diye konuştu.
Orhan Erinç, 1948'de TGC Yönetim Kuru-
lu'nun aldığı karann girişinde bulunan ve
dönemin yöneticüerine çekilen telgraftan bö-
lümler okudu: "Basın Kanunu'nun bugün-
kü ihtiyaçlara uymadığı açık bir hakikat-
tir. Bu kanun Türk basınına hürriyet ver-
mek için değil, belki basını ve onunla bir-
likte bütün neşriyatı tam bir istenilen dü-
zene sokacak şekilde hazırlanmış, basın
özgürlüğünü sınırlayan pek çok hükünı-
lerle kuvTetlendirilmiş, cevap hakkı bir
ceza mahiyetine sokulmuştur. Bu bakım-
dan eldeki kanun, gazeteciye karşı neden-
se duyulan Idnin ifadesidir dense yeridir"
TGC Başkanı Erinç, aradan 57 yıl geçmiş
ohnasuıa karşuı durumda bir değişıklik ol-
madığmı belirterek "Basın Yasası yerine
Türk Ceza Yasası koyarak bugün de ben-
zer eleştirileri yapmak durumunda kaldı-
ğımız görülüyor. Dileriz ki bu konuşma-
nın içeriği son kez yinelenmiş olsun ve
ifade özgürlüğü eksikliği yakınma konu-
su olmaktan çıksın" diye konuştu.
'Sansürle mücadele günü'
"Sansürün Kaldınlışımn 97. Vıldönü-
mü ve Geleneksel Gazeteciler Günü"
için Dolmabahçe Sarayı Has Bahçe'de
tören düzenlendi. Törende konuşan
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel
Başkanı Orhan Erinç, sansürün 1908
yılında gazetecilerin ortak kararlılığıyla
kaldırılmasını 1971'den bu yana bay-
ram olarak değil, "sansür ve sansür so-
nucu doğuran girişimlerle mücadele
günü" olarak andıklannı söyledi. Tö-
rende, geçen 24 Temmuz
1
da sürekli ba-
sın kartı hakkı kazanan 52 üyeye plaket
sunuidu. Törene tstanbul Valisi Muam-
mer Güler, tstanbul Emniyet Müdürii
Celalettin Cerrah, tstanbul Cumhuriyet
Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, Türkiye
Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı
Ercan tpekçi, Genel Başkan Yardımcısı
Yıldırım Boran, tstanbul Barosu Baş-
kanı Kazım Kolcuoglu ve çok sayıda
davetU katıldı. (FATIH ERDOGDU)
Terörbirimi önerisine ret• Baştarafı 1. Sayfada
leri Bakanı'nın başkanlı-
ğında yapıldı. Bundan
sonra Başbakan'ın baş-
kanhk edeceği kurul ta-
rafindan bu değerlendir-
meler vapılabiJecektir.
Mevcut mekanizmavı ça-
lıştırmak şu an için daha
kolaydır. Ihtiyaçlar de-
ğiştikçe belki yapılanma
da değişebilir. Ama yeni
teşkilata, yeni model ih-
dasına bugün itibarıyla
gerek görmüyoruz."
Terörle ilgili Başbakan-
lık bünyesinde 2 ay önce
"bilimsel bir çalışma"
başlatıldığını açıklayan
Çiçek, askerlerin, mayınlı
yollann asfaltlanmasım is-
tediğj yönündeki soruya
da "Oyle bir talep gelme-
di" yanıtını verdi. Çiçek,
sınır ötesi operasyon ko-
nusunda şu görüşleri dile
getirdi: "Türkiye olarak
bizim hiç kimsenin içişle-
rine kanşmak, kendi hu-
dutlanmızın ötesinde bir
operasyon yapmak... Bi-
zim hedefimiz bu değil.
Türkiye'nin huzurunu
ve banşını tehdit eden
unsurlar bir başka ülke-
den geliyorsa tabiyatıyla
oradan tehdidin uzakiaş-
tınlması lazım. ABD,
PKK'\i terör örgütü ola-
rak kabul eden ülkeler-
den bir tanesidir. Ma-
demki bu bir terör örgü-
tüdür buna karşı adım
atılmasını, tavır konul-
masını arzu ederiz."
Hükümet, "Terör ve
Terörle Mücadeleden
Doğan Zararlann Karşı-
lanması Hakkında Yasa-
da Değişiklik Yapılması-
na DairYasaTasansı"mn
imzalarını tamamlayarak
Meclis'esevketti. Adalet
Bakanhğı bünyesinde
oluşturulan, terörle müca-
dele komisyonu, dün ilk
toplantısım yaptı.
AL GÖZÜM SEYREYLE /IŞIL ÖZGENTÜRK
Kış aylannda, savaştan on yıl
sonra parçalanan yurt Yugoslav-
ya'nın Saraybosna, Mostar, Dub-
rovnik kentlerinde dolaştıktan
sonra, bazı konularda inanılmaz
bir hassasiyet kazandım. Din ve
etnik kökene dayalı milh'yetçili-
ğin çağımızm en büyük kötülüğü
olduğunu gördüm. Bu kötülüğün
çok bulaşıcı olduğunu gördüm.
Dünyayı yöneten 400 büyük şir-
ketin böyle bir kötülüğü nasıl kul-
landığına bizzat tanık oldum.
Şu görüntü, bir yığın kitaptan,
sözden daha çok etkiledi beni. On
yıl önce havan toplanyla yıkılan
Saraybosna merkez kütüphanesi-
nin hâlâ yıkık duvarlan önünde
tüm ihtişamıyla boy gösteren,
dünyanın ünlü parfüm, yiyecek,
içecek, giyim markalannın tam
boy reklam panolan.
Birileri kazanmış ve bir yurt
parçalanmıştı.
Şimdi ne zaman Doğu'da bir
maym patlasa, ne zaman bir ope-
rasyon başlasa, korku gelip beni
buluyor. Ve Hakkâri'de yaptığı-
mız kısa fıhn senaryosu yazma
atölyesinde anlatılan hikâyeler
canımı yeniden acıtmaya başlı-
yor. Çok genç birileri için,"gök-
yüzü " korku demekti. Şöyle an-
latmıştı: "Biz yülarca karanlık
bastıktan sonra ışık yakmaz ve
Korku başlarken
pencerelerin önünde otura-
mazdık. Ama ben geceyi ve
gökyüzünü merak ederdim, bu
nedenle pencerenin önündeki
sedire uzanır, perdeyi hafifçe
aralar ve korkarak gökyüzüne
bakardım. Yülarca gökyüzü
benim için korkulu zamanlar,
demekti."
Sonra bir adam
görmüştüm, her-
kese tuhaf hikâ-
yeler anlatan, bel-
li ki, aklı yitip git-
mişti. Birileri an-
lattı adamın hikâ-
yesini. Dahadoğ-
rusu atölyede ça-
lışma sırasında
çıktı hikâye. Bir
gün bir at araba-
sının arkasma atümış bir kadm
bir erkek cesedi Hakkâri sokak-
larmda dolaştınlmış. Önde bir
da\aıl ve halka seslenen bir tellal:
"Kim bunlann sahibiyse, ana-
babasıysa gelip alsın." O gün, o
tuhafhücâyeler anlatan adam, kı-
zınm cesedine sahip çıkamamış.
Van'da bir hahcıda, orta yaşlı
ka\Tuk bir adamla tanışmıştım.
Getir götür işlerini yapıyordu.
Başı hep eğikti. Terıha bir za-
manda, neredeyse ağlayarak, na-
sıl bu hallere düştüğünü anlat-
mıştı. Hayvancıhk onun has işiy-
miş. Hangi hayvan ne zaman ta-
va gelir, hangisüün sütü çabuk
kesilirbilirmiş. Koyunlannı, bü-
yükbaş hayvanlannı bir kilomet-
re öteden tamrmış. Tam dokuz
çocuğu varmış, çünkü hayvancı-
lık yaparken doku-
zuna da ihtiyaç du-
yarmış. Çocuklar-
dan her biri bir
başka işe koşar-
mış. Gün gelmiş,
köyleri boşaltıl-
mış, hayvanlar yok
pahasına satıhnış
ve aile Van'a göç-
müş. Eldeki avuç-
takipara çabuk bit-
miş, adam halıcı dükkânının ha-
yırsever sahibi tarafindan boğaz
tokluğuna işe almmış, dokuz ço-
cuk da kalenin orada mendil sa-
tıp, Japon turistlere ezberledikle-
ri kale tarihini anlatıp, günlük na-
faka peşinde koşmaya başlamış.
Adarmn sesinde, gözlerinde
öylesine bir umutsuzluk vardı ki,
ne zaman aklıma gelse canım sı-
kılır. Yıllarca süren terörün asıl
tahribatının bu umutsuzluk oldu-
ğunu düşünürüm. Çünkü insan
onuru, en zor tamir edilen bir şey-
dir ve terör sadece can almamış,
binlerce insanın onurunun kınl-
masına neden ohnuştur. Onlan
bir hiç haline getirmiştir.
Hiç konuşmayan, daha doğru-
su hep bir noktaya bakıp öylece
susan bir kız çocuğu tanmııştım.
Babası bir sabah vakti gözünün
önünde öldürühnüştü.
Işte gene başlıyor, mayınlar
patlıyor, askerler, PKK militan-
lan ölüyor. Gene büyük ve ki-
min ne kazandığının belli ohna-
dığı bir kargaşanın ilk rüzgârla-
n esmeye başladı. Bütün bu rüz-
gâr kmiin işine yanyor? Hahcı-
da çalışan adamın hangi düşü
gerçekleşiyor, gökyüzünden kor-
kan çocuk gene korkmaya de-
vam ediyor. Bu ülkenin ister
Kürt ister Türk olsun farklı söy-
lemleri olan politikacılara, ilke-
li yandaşlara ihtiyacı var. Ve he-
pimizin şu soruyu sormaya:
"Doğu'da terör en çok kimin
işine yanyor?" Yöre halkının
işine yaramadığı kesin. Basit gi-
bi görünse de, bu sorunun yamtı
dürüstçe verildiğinde yeni bir
başlangıç için ilk adım atılmış
olacak. Çünkü başlangıçlar, hep
basit bir soruyla başlar.
isilozgenturk'a superonline.com
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
çok kesim bu senaryoyu yazıyor; biz de kesin ifa-
delerle olmasa da olasılıkları dikkate alarak soru-
lar soralım:
Irak'ta ABD işgalinin başlıca savunucusu ve
başlıca ABD müttefiki Barzani veTalabani. ödül-
lerini de aldılar. Türkiye ne yaparsa yapsın ABD
bu iki lideri karşısına almayacağını her hareketiy-
le gösteriyor. 1 Mart tezkeresi geçseydi bu deği-
şecek miydi? Sanmıyoruz. Çünkü Irak'ın içinde-
ki düzenlemede iki lider de ABD'ye lazım.
ABD, Türkiye'ye tıpkı Ingiltere ile olduğu gibi I-
rak harekât/nda stratejik ortaklık mı önerdi? Ha-
yır. Sadece topraklarını, limanlarını ver, gerisine
karışma dedi. Zaten Türkiye'yi rahatsız eden en
ciddi durum, ABD'nin işgal sonrası hakkında tat-
min edici bilgi vermemesiydi.
Türkiye, ABD'nin Irak'a kuzeyden girmesine izin
verseydi, direniş olmazdı ve ABD bu kadar zor-
lanmazdı iddiası doğru mu? Bizce hayır. ABD, I-
rak operasyonunu 20 Mart 2003'te başlartı. Tür-
kiye o gece fiili olarak tüm hava sahasını ABD'ye
açtı. 9 Nisan'da Bağdat'a girdi. 20 Mayıs'ta sa-
vaşın resmen bittiğini ilan erti. Işlerin bu kadar kı-
sa sürede sonuçlanacağını kendilerinin de tahmin
etmediklerini açıkladılar. öngörmedikleri ana du-
rumsa direnişti.
• • •
ABD'nin malzemeleri 1 Mart tezkeresi öncesi,
Iskenderun Limanı'ndan girdi Silopi'den Irak'a
çıktı! Yani temel işlerini zaten gördüler. Tezkere-
nin geçmemesiyle ne oldu? ABD askerleri Türki-
ye'de kalıcılaşmamış oldu!
Kalıcı olsaydı ne olacaktı? Türkiye'nin 730 ki-
lometrelik Suriye sınırı boyunca onlarca ABD lo-
jistik üssü olacaktı. Benzer üsler Irak sınırıda da
inşa edilecekti. ABD girdiği ülkeden ne zaman çı-
kar? Neredeyse hiçbir zaman.
Bunun sonuçları ne olabilirdi?
1 - Irak'taki direnişçilerin daha büyük hedefı ola-
bilirdik. Bir dönem yaygınlaşan kamyon şoförle-
rimize saldırının nedeni, ABD tesislerine malze-
me taşıyorlar iddiasıydı. Irak'ı işgal eden asker-
lerin topraklarımızda konuşlanıp oraya geçmesi
bizi daha büyük hedef yapmayacak mıydı?
2- Suriye ile ilişkilerimiz her bakımdan gelişiyor.
ABD bundan rahatsız. Daha önceki gün bir grup
PKK militanı Suriye mahkemesine çıkarıldı, hap-
se mahkûm oldu. Eğer ABD askerleri Türkiye-
Suriye sınırının etkili gücü haline gelseydi, Suri-
ye geçmişteki düşmanlığı sürdürmeyecek miy-
di?
3- Bunun devamında Türkiye'nin zaten rayın-
da olmayan Arap dünyasıyla ilişkileri daha da ge-
rilmeyecek miydi?
4- ABD'nin Irak'a işgaline karşı çıkan ama, AB-
D'ye bir şey diyemeyen öfkesini bizden almaya-
cak mıydı?
• • •
Sorular, sorunlar daha da devam edecek. 1
Mart tezkeresinde Türkiye'nin anlatmakta zorlan-
dığı başlıca durum şuydu:
AKP hükümeti 6 Şubat 2003'te ABD'nin Türki-
ye'nin üs ve limanlarında inceleme ve yatınm yap-
masına izin veren tezkereyi Meclis'ten geçirdi.
Hükümet üyeleri ABD'ye garanti verdi. ABD bu-
na dayanarak 1 Mart'ı cepte gördü. Yani başlıca
sorun hükümetin yalpalaması ve ön umut verme-
siydi.
ABD'nin Türkiye'de asker konuşlandırma pla-
nı vardı ama, bu askerleri çekme planı yoktu! ABD
son dönemde girdiği hangi ülkeye nuzur getirdi?
Bugünkü durumun analizini bir başka yazıya
bırakalım...
ankcum«« cumhuriyet.com.tr
JANDARMA KOMANDO TABURU
Tabura ateş
açıldı: 1 er yaralı
tstanbul Haber Servisi - Istanbul'un Tuzla ilçe-
sinde Jandarma Komando Taburu'na dışardan
ateş açılması sonucu bir er kolundan yaralandı.
Istanbul Tuzla ilçesinde bulunan 3. Jandarma
Komando Taburu'na dün akşam saatlerinde dı-
şardan ateşe açıldı. Yetkililer, taburun yamnda
bulunan Esenyalı Mezarlığı'ndan kimliği belirsiz
kişi ya da kişilerin açtığı ateş sonucu içtima sıra-
sında nöbet rutan er Havati Doğan'ın tek kur-
şunla kolundan yaralandığmı belirttiler. Yaralı er
Gülhane Askeri Tıp Akademisi Haydarpaşa Eği-
tim Hastanesi'nde tedavi altma ahndı.
BAKAN ÇELlK'Eİ'EPKl
Tanm liseleri
kapaülmak isteniyor
KONYA (Cumhuriyet) - Tanm ve hayvancılığa
hizmet vermek için yaklaşık 40 yıldır nitelikli
meslek elemanı yetiştiren tanm meslek liselerinin
bir protokolle Milli Eğitim Bakanlığı'na devredil-
mesinin ardmdan bir bir kapatüması gündeme gel-
di. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ise seçim
bölgesi Van'daki ziraat meslek lisesi bünyesinde
veteriner bölümü açtırdı. Tanm ve Köyişleri Ba-
kanJığı Teşkilatlanma Destekleme Genel Müdür-
lüğü'ne bağh olan bu okullardan Konya Veteriner
Sağlık Meslek Lisesi, Şarkikaraağaç Veteriner
Sağlık Meslek Lisesi, Nizip Veteriner Sağlık Mes-
lek Lisesi, Erzincan Veteriner Sağlık Meslek Lise-
si, Burdur-Tefenni Tanm Meslek Lisesi ve Trab-
zon Yomra Tanm Meslek Lisesi'nin, altyapılannm
yetersiz olduğu gerekçesiyle kapatıhnalan planla-
myor. Bu okullara, yeni dönem için öğrenci kon-
tenjam verihnediği ileri sürüldü. Eğitim-ögretim
kadrolan eksiksiz, araç-gereç olanaklan yeterli,
khnik ve hayvan hastaneleri tam donanımh olarak
yaklaşık 35-40 yıldır hizmet veren bu okullara öğ-
rencilerin talebi çok fazla. Hayvancılık potansiyeli
büyük olan illerdeki bu okullar kapatımıak istenir-
ken Çelik'in, kendi seçim bölgesi Van'da siyasi
amaçlarla ziraat meslek lisesi bünyesinde veteri-
ner bölümü açtırması ise dikkat çekiyor.