25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet fmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK Genel Yayın Yönetmeni: tbrahim Yıldız # Yazıışleri Müdürii: Salim Alpaslan # Sorumlu Müdür: Mehmet Sucu # Haber Merkezi Müdürii: HakanKara tstihbarat: CengizYıldırım 0 Ekonomı: Hasao Eriş • Kültür: Egemen Berköz • Spor: Ab- dülkadir Yücelman 0 Makaleler: Sami Ka- raören • Düzeltme: Abdullah Vazıcı • Bıl- gi-Belge: Edibe Buğra • Yurt Haberleri: Meh- met Faraç • Avrupa Temsilcisi: Güray Öz Yayın Kurulu: tlhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Danış- man). Orhan Erinç. Hikmet Çetinkaya. Şükran Soner, tb- rabim Yıidız, Orhan Bursalı. Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi. Mustafa Balba> Ataturk Buhan No 125, Kat:4. BakanlıJdar Tel 4195020 Chat). Faics 4195027 • tzmır Temsilcisi. Ser- darKıatH Zı>aBI\ 1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks 4418745 •Adana Temsilcisi ÇetinYiğenoğiu, InönüCd 119 S. No 1 l.Tel: 363 12 11 Faks 363 12 15 Antaha Temsilcısr Ahmet Onıçoğhı Demz Mah. Çelıkbaş Iş MeıkezıKatö Tel 0242 248005" Faks 248^5P • tdan \ e Malı îşier BülentYener 0 Satış F«- zilet Kuza • Cumhuri\et Reklam: # Genel Müdur ÖzlemAyden • Genel MudurYardım- cısı Nazende Pal Tel (0212) 251 98 74 - 75 251 9881-82 Faks: (0212)251 98 68 Rezervas- yon: (212) 512 05 05 Faks-212 513 84 63 >«vınıta)M:YenıGûnHabCTA}aiBiBasnncYa>wılıkAŞ. TüducagjCad 3941 Caâaloglu34334 Istaobul PK. 246 -Sutacı 34435 la.Td ı O : i : ı 5 i : 0 5 05(20hatı üks ltt2l2ı 513 S5 95 \avgin süre)ı>araı B«Ja:MeıitezGazaeDagı33bim'la\incıJıkSaiL\> eTıc A$ Fa&h Mah. Hasan Baaı Caîi Samandıra Kaflai Istanbd DığıOın: MertezDa^mmPazarİjmaSaıı vsTıc \Ş u.-w-w cumhumet com tı 26 TEMMUZ 2005 tmsak: 3 57 Güneş: 5.47 Öğle: 13.18 Ikindı: 17.12 Akşam: 20.36 Yatsı: 22.16 GlJNCELcÜ>EYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada cümle giderek önemi büyüyen Lozan Antlaşma- sı'nı değerlendirmeye yetiyor mu? Heıtıalde onlara göre bağımsız son Türk devle- tinin temelleririt atan, hilafetin bir darbede kaJdınl- masına yol açan Lozan önemli değil. Biri (RTE) o- tel açmak, dost otellerde bir iki gün sefa sürmek için güneyde, diğeri (DYP) ise iktidarla pek çok ko- nuda aynı koşutta. Türban, imam hatipler gibi konularda yeri göğü inletenlerin tutumuna bakarak Lozan konusunda- ki sessizliklerinın ne demeye geldiğini anlamamak elbette olanaksız. • • • Medyada CHP'nin Ankaralıyı Anıtkabir'e çağıran girişimi ile Işçi Partisi'nin Lozan'daki eylemleri yan yana. Resimler, TV'deki görüntüler ve haberler Lo- zan'daki etkinlikleri daha büyük gösteriyor. Anıtka- bir'deki kalabalık kaba bir hesapla en fazla on bin kişi. Ne ki, Lozan'da üç bin Türk'ün kent sokakla- rında Atatürk'le, Türk bayrağıyla ve Lozan'ı sahip- lenen sloganlarla yürüyüşü daha görkemli, daha et- kili ve sesimizi ne ölçüde olursa olsun dışarıda da duyurmak açısından çok daha önemli. Propaganda açısından, Türkiye'nin biradım ge- ri atmayacağı duyarlı noktalan anlatmak açısından hükümetin yapamadığını veya elindeki olanakları kullanarak yaptıramadığını -Isviçre gibi bir ülkede- kısıtlı olanakları olan Işçi Partisi yaptı. Ermeni soykırımı yoktur dedıği için hakkında tu- tuklama kararı çıkarılan bir profesörümüzün Isviç- re'ye girmesi engellendi veya "birileri" belki de git- memesini salık verdi. Aynı doğruyu üstelik Isviçre'de bir basın toplan- tısında söyleyen Doğu Perinçek'i gözaltınaaidılar. On beş dakikada serbest bırakacaklardı. Savcı, Perinçek'i fazla alıkoymak istemedi. Ama Perinçek savcıyı alıkoydu. Savcıya üç buçuk saat Ermeni soykırımının uluslararası yalan olduğu yolundaki - ulusal- görüşlerimizi anlattı, kayıtlara geçmesini sağladı. Açıklamalanndan öğrendik ki, Dışişleri Bakanı Gül, Perinçek olayını baştan sona izlemiş, Isviç- re'ye tepki gösteriyor. Bir siyasal parti liderine uy- gulanan gözaltı olayını Isviçre'ye yakıştıramıyor. fyi ama bir eksiklik yok mu davranışında? Bakan, Isviçre'yi yererken savcıyı sorguladığı ve... Lozan'daki eylemin gerçekleşmesine önayak olduğu için Perinçek'i kutlaması dagerekmez miy- di? Diyeceksiniz ki, nerede böylesi siyasal anlayış? • • • Geçen haftanın son günü bir başka olayın yeni sahneleri izlendi.TartışmaVahdettin'in ihanetinden çıktı. Kimi böyyüksiyasetçilerimizarasında siyasal ağız dalaşına dönüştü. örnekler: Baykal: "Vahdettin, hain miydi, acizmiydi, bilmi- yonım. Ama biliyonım ki, 'birileri' (kim?) Atatürkçü olduğunu söyleyerekyola çıkıp Atatürk'e ihanetet- miştir. (Ecevit)" Bir zamanlar "Atatürk'ün kurduğu devlet laik dev- letdeğildir, Islam devletidir" diyen, bugün ise Ata- türk'ü yüzyıl daha referans gösteren Süleyman De- mirel'in çıkışlarını, kendisine yönelttiğı eleştirileri Bülent Ecevit karşıladı: "Hazırböylebirfırsatelimi- ze geçmişken Ecevit'i biraz hırpalayalım dediler" diyor. Bir yararı oldu mu bu tartışmanın, oldu. Geçmi- şe damgasını vuran böyyük siyasetçilerin dünden bugüne kendi açıklamalanyla nelere inandıkları, ne- lere inanmadıkları kıyaslamalı biçımde sergilendi. Ikisinin -Ecevit'le Demirel'in- son çıkışlanyla "si- yasal 'ikbal' aradıklan" yazılmıyor mu; artık gül gü- lebildiğin kadar!.. EĞÎTÎM-SEN BAŞKANIDÎNÇER: İmam hatipler doldurulacak • Baştarafı 1. Sayfada dolduracaktır" dedi.Anadolu ve fen liselerin- deki Ingilizce hazırlık sınıflannı kaldıran Milli Eğitim Bakanlığı, bu liselerde derslerin yabancı dille işlenmesi uygulamasına da son verdi. Bakanlık aynca yabancı dil ağırlıklı süper liseleri de Anadolu lisesine dönüştürdü. Genel ve çok programh liseler bünyesinde geçen yıl 926 süper lise faaliyet gösterirken, bu liselerin birleştirilerek kapatılması sonu- cunda 332 yeni Anadolu lisesi açıldı. Böyle- ce Anadolu liselerinin sayısı 774'e ulaştı. Bu liselerin geçen yıl 51 bin 970 olan kontenjanı da 118 bin 810'a yükseltildi. Geçen yıl sayı- lan 68 olan fen liselerine 2 yeni lise eklendi. Fen liselerinin geçen yıl 5 bin 136 olan kon- tenjanı da 5 bin 328'e çıktı. Bakanlığın yeni uygulamasını değerlendiren Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, eğitimdeki fırsat eşitliği temelinde Anadolu liseleri gibi ayncalıklı liselere karşı oldukla- nnı söyledi. Buna karşm Milli Eğitim Ba- kanlığı'nın yaptığı çalışmanın birçok olum- suz yönü olduğuna dikkat çeken Dinçer, "Milli Eğitim Bakanhğı düzeni daha da çarpıttı" dedi. Yabancı dil ağu-lıklı liselere girebilmek için birçok öğrencinin dershane- lere yöneleceğini kaydeden Dinçer, dershane sektörünün daha da yaygınlaşacağını vurgu- ladı. Bakanlığın asıl yapması gerekenin "pi- ramidin tavanını tabana değil, tabanını tavana çekmek olduğunu" kaydeden Din- çer, "Sonuç olarak 1 milyon 300 bin öğ- renciyle eğirime başbyoruz. Gide gide üni- versiteye 40 bin kişi girebiliyor. AKP son uygulamasıyla Anadolu ve fen liselerinin içini boşaltacak. ancak imam hatiplerin içini dolduracaktır" diye konuştu. CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, ba- kanlığın gerekli hazırlıkları yapmadan lisele- ri dört yıla çıkardığını söyledi. "Nasıl ki öğ- retmen okullarını liselere çevirnıenin yan- bşı zamanla ortaya çıkmışsa 12 yülık zo- runlu eğitimi getirmeden liseleri 4 yıla çı- karmadaki yanlış da ortaya çıkacaktır" diyen Gazalcı, bakanlığın Anadolu ve fen li- selerini de "yozlaştıracağını" vurguladı. Mustafa Gazalcı, "Bu kolaycı bir yaklaşım ve masa başı bir karardır" diye konuştu. 'Yolsuzluğu haykırdım' AKP'li Güler tarafindan geciken deprem konutiarı nedeniyle azatîanan Karlıova Kaymakamı Çaparhn konutbelirlemeişindekiusulsü'düğü ihbar ettiğiortaya çıktı BÜLE.NT SARIOGLU ANKARA - Bingöl Karlı- ova'daki deprem konutu yapımı- nın gecikmesi nedeniyle AKP milletvekilinin azarladığı Kay- makam Erkan Çapar'ın, 50 tril- yon liralık yolsuzluğu önlediği ortaya çıktı. tlçedeki ahır, depo ve kilerlerin konut olarak yazıldı- ğını saptayan Kaymakam Çapar, "volsuzluk yapıldığını havkı- ran sözlerinin bu şekilde karşı- lık bulmasından şaşkınlığa düştüğünü" söyledi. AKP Bingöl Mületvekili Mah- fuz Güler, Karlıova'daki konut- lann gecikmesi nedeniyle kay- makamı suçlamış ve çevresinde- ki muhtarlar tarafindan alkışlan- mıştı. Olayın ardından sessiz ka- lan kaymakamın, Karlıova'da ko- nut belirleme işlemindeki ulusüz- lüğu Bayındırlık ve îskân Bakan- hğı 'na ihbar ettiği öğrenildi. Ça- par, konuyla ilgili haber nedeniy- le memurlar net sitesine gönder- diği açıklamada, ilçede konut be- lirleme işlemlerindeki yolsuzlu- ğu anlattı. Karlıova merkezli son depremin 6 Haziran'da olması ne- deniyle hasar tespit çalışmalan- nın yenilendiğini vurgulayan Ça- par, yaklaşık 2 bin 300 konut için hasarlı raporu verildigini bildirdi. Bu çalışmanın ardmdan kendisi- ne yapılan ihbarlann doğrulugu- nu köyleri dolaşarak denetleyen Çapar şu bilgileri verdi: "Bakanlıktan muhakkik he- yet talep ettim. Muhakkik he- yetin titiz çahşması sonucu ağır ve orta hasarlı konut savısı 775 olarak tespit edilmiştir. Bu ra- kam bir önceki hasar tespitinin yaklaşık 1500 adet altındadır. Değişik yollardan hak sahibi olan bu 1500 kişiye konut yapıl- masının devlerimize maliyeti 30 trilyon liradır." TartışmaJı top- lantıda kendisinin, "Hayatımda bu kadar yolsuzluğun, bu ka- dar usulsüzlüğün, bu kadar adam kayırmanın yapıldığı bir yer görmedim, yolsuzluklarla ilgili onlarca isimsiz telefon gel- mektedir" sözleri üzerine mil- letvekilinin tepki gösterdiğini vurgulayan Çapar, sessiz kalma- sımn nedenini, "Yolsuzluk ya- pıldığını haykıran kaymaka- mın sözlerinin bu şekilde kar- şılık bulmasının bende yarattı- ğı şaşkınbk" şekJınde açıkladı. Çapar'ın yazısının ardından bakanlık heyetinin birçok usul- süzlük saptadığı öğrenildi. Ba- kanlığın ilk göreA'lendirdiği ekip, 347 adet hasarlı ev saptadı, ancak sonraki depremlerin ardından ha- sarlı konut sayısı 2 bin 300'e yük- seldi. Heyet, ilçedeki birçok ahır, kiler ve deponun konut olarak gösterildiğini belirledi. 30yıldan beri yurtdışında bulunan ve Türk vatandaşlığını kaybetmiş kişiye bile konut yazıldığı öğrenildi. Bir yetkili, "Ağır yaralının dahi ol- madığı bir depremde konutla- rın yüzde 50-60'ının hasarlı ol- ması mümkün değildir. Usul- süz hak sahipliği sebebiyle faz- ladan dagıtılacak kaynak 50 trilvon liravı bulabilirdi" dedi. TGC BAŞKANI ERÎNÇ: Yeni TCY sımrlıyortstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazete- ciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinç, yeni Türk Ceza Yasası'nın ifade Öz- gürlüğünü, gazetecilerin haber verme, halkın da bilgi edinme haklannı sınırlayan bir içe- rikle yürürlüğü girmiş olması nedeniyle 2005 Basın Özgürlüğü Ödülü'nün verihne- mesine neden olduğunu söyledi. Erinç, 24 Temmuz Geleneksel Gazeteciler Günü nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, 24 Temmuz'lann, gazetecilerin meslek günü olarak 1948 yılında yönetimde bulunan ustalar tarafindan kabul edildiğini anımsatarak "Bu >Tİdönümünde de sansü- rün 1908 yılında gazetecilerin ortak ka- rarlıhğı ile kaldırılmasını 1971'den bu ya- na bayram olarak değil, sünsür ve sansür sonucu doğuran girişimlerle mücadele gü- nü olarak anıyoruz" dedi. Yeni Türk Ceza Yasası'nın ifade özgürlüğünü, gazetecilerin haber verme, halkın da haber alma hakkını sınırladığını vurgulayan Erinç, "Bu nedenle 2005 Basın Özgürlüğü Ödülü'nü vermeye- ceğiz. Bugünkü törende sürekli basın kartı taşıma hakkı kazanan 52 üyemize anı pla- keti vermekle yetineceğiz" diye konuştu. Orhan Erinç, 1948'de TGC Yönetim Kuru- lu'nun aldığı karann girişinde bulunan ve dönemin yöneticüerine çekilen telgraftan bö- lümler okudu: "Basın Kanunu'nun bugün- kü ihtiyaçlara uymadığı açık bir hakikat- tir. Bu kanun Türk basınına hürriyet ver- mek için değil, belki basını ve onunla bir- likte bütün neşriyatı tam bir istenilen dü- zene sokacak şekilde hazırlanmış, basın özgürlüğünü sınırlayan pek çok hükünı- lerle kuvTetlendirilmiş, cevap hakkı bir ceza mahiyetine sokulmuştur. Bu bakım- dan eldeki kanun, gazeteciye karşı neden- se duyulan Idnin ifadesidir dense yeridir" TGC Başkanı Erinç, aradan 57 yıl geçmiş ohnasuıa karşuı durumda bir değişıklik ol- madığmı belirterek "Basın Yasası yerine Türk Ceza Yasası koyarak bugün de ben- zer eleştirileri yapmak durumunda kaldı- ğımız görülüyor. Dileriz ki bu konuşma- nın içeriği son kez yinelenmiş olsun ve ifade özgürlüğü eksikliği yakınma konu- su olmaktan çıksın" diye konuştu. 'Sansürle mücadele günü' "Sansürün Kaldınlışımn 97. Vıldönü- mü ve Geleneksel Gazeteciler Günü" için Dolmabahçe Sarayı Has Bahçe'de tören düzenlendi. Törende konuşan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Başkanı Orhan Erinç, sansürün 1908 yılında gazetecilerin ortak kararlılığıyla kaldırılmasını 1971'den bu yana bay- ram olarak değil, "sansür ve sansür so- nucu doğuran girişimlerle mücadele günü" olarak andıklannı söyledi. Tö- rende, geçen 24 Temmuz 1 da sürekli ba- sın kartı hakkı kazanan 52 üyeye plaket sunuidu. Törene tstanbul Valisi Muam- mer Güler, tstanbul Emniyet Müdürii Celalettin Cerrah, tstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan tpekçi, Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Boran, tstanbul Barosu Baş- kanı Kazım Kolcuoglu ve çok sayıda davetU katıldı. (FATIH ERDOGDU) Terörbirimi önerisine ret• Baştarafı 1. Sayfada leri Bakanı'nın başkanlı- ğında yapıldı. Bundan sonra Başbakan'ın baş- kanhk edeceği kurul ta- rafindan bu değerlendir- meler vapılabiJecektir. Mevcut mekanizmavı ça- lıştırmak şu an için daha kolaydır. Ihtiyaçlar de- ğiştikçe belki yapılanma da değişebilir. Ama yeni teşkilata, yeni model ih- dasına bugün itibarıyla gerek görmüyoruz." Terörle ilgili Başbakan- lık bünyesinde 2 ay önce "bilimsel bir çalışma" başlatıldığını açıklayan Çiçek, askerlerin, mayınlı yollann asfaltlanmasım is- tediğj yönündeki soruya da "Oyle bir talep gelme- di" yanıtını verdi. Çiçek, sınır ötesi operasyon ko- nusunda şu görüşleri dile getirdi: "Türkiye olarak bizim hiç kimsenin içişle- rine kanşmak, kendi hu- dutlanmızın ötesinde bir operasyon yapmak... Bi- zim hedefimiz bu değil. Türkiye'nin huzurunu ve banşını tehdit eden unsurlar bir başka ülke- den geliyorsa tabiyatıyla oradan tehdidin uzakiaş- tınlması lazım. ABD, PKK'\i terör örgütü ola- rak kabul eden ülkeler- den bir tanesidir. Ma- demki bu bir terör örgü- tüdür buna karşı adım atılmasını, tavır konul- masını arzu ederiz." Hükümet, "Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararlann Karşı- lanması Hakkında Yasa- da Değişiklik Yapılması- na DairYasaTasansı"mn imzalarını tamamlayarak Meclis'esevketti. Adalet Bakanhğı bünyesinde oluşturulan, terörle müca- dele komisyonu, dün ilk toplantısım yaptı. AL GÖZÜM SEYREYLE /IŞIL ÖZGENTÜRK Kış aylannda, savaştan on yıl sonra parçalanan yurt Yugoslav- ya'nın Saraybosna, Mostar, Dub- rovnik kentlerinde dolaştıktan sonra, bazı konularda inanılmaz bir hassasiyet kazandım. Din ve etnik kökene dayalı milh'yetçili- ğin çağımızm en büyük kötülüğü olduğunu gördüm. Bu kötülüğün çok bulaşıcı olduğunu gördüm. Dünyayı yöneten 400 büyük şir- ketin böyle bir kötülüğü nasıl kul- landığına bizzat tanık oldum. Şu görüntü, bir yığın kitaptan, sözden daha çok etkiledi beni. On yıl önce havan toplanyla yıkılan Saraybosna merkez kütüphanesi- nin hâlâ yıkık duvarlan önünde tüm ihtişamıyla boy gösteren, dünyanın ünlü parfüm, yiyecek, içecek, giyim markalannın tam boy reklam panolan. Birileri kazanmış ve bir yurt parçalanmıştı. Şimdi ne zaman Doğu'da bir maym patlasa, ne zaman bir ope- rasyon başlasa, korku gelip beni buluyor. Ve Hakkâri'de yaptığı- mız kısa fıhn senaryosu yazma atölyesinde anlatılan hikâyeler canımı yeniden acıtmaya başlı- yor. Çok genç birileri için,"gök- yüzü " korku demekti. Şöyle an- latmıştı: "Biz yülarca karanlık bastıktan sonra ışık yakmaz ve Korku başlarken pencerelerin önünde otura- mazdık. Ama ben geceyi ve gökyüzünü merak ederdim, bu nedenle pencerenin önündeki sedire uzanır, perdeyi hafifçe aralar ve korkarak gökyüzüne bakardım. Yülarca gökyüzü benim için korkulu zamanlar, demekti." Sonra bir adam görmüştüm, her- kese tuhaf hikâ- yeler anlatan, bel- li ki, aklı yitip git- mişti. Birileri an- lattı adamın hikâ- yesini. Dahadoğ- rusu atölyede ça- lışma sırasında çıktı hikâye. Bir gün bir at araba- sının arkasma atümış bir kadm bir erkek cesedi Hakkâri sokak- larmda dolaştınlmış. Önde bir da\aıl ve halka seslenen bir tellal: "Kim bunlann sahibiyse, ana- babasıysa gelip alsın." O gün, o tuhafhücâyeler anlatan adam, kı- zınm cesedine sahip çıkamamış. Van'da bir hahcıda, orta yaşlı ka\Tuk bir adamla tanışmıştım. Getir götür işlerini yapıyordu. Başı hep eğikti. Terıha bir za- manda, neredeyse ağlayarak, na- sıl bu hallere düştüğünü anlat- mıştı. Hayvancıhk onun has işiy- miş. Hangi hayvan ne zaman ta- va gelir, hangisüün sütü çabuk kesilirbilirmiş. Koyunlannı, bü- yükbaş hayvanlannı bir kilomet- re öteden tamrmış. Tam dokuz çocuğu varmış, çünkü hayvancı- lık yaparken doku- zuna da ihtiyaç du- yarmış. Çocuklar- dan her biri bir başka işe koşar- mış. Gün gelmiş, köyleri boşaltıl- mış, hayvanlar yok pahasına satıhnış ve aile Van'a göç- müş. Eldeki avuç- takipara çabuk bit- miş, adam halıcı dükkânının ha- yırsever sahibi tarafindan boğaz tokluğuna işe almmış, dokuz ço- cuk da kalenin orada mendil sa- tıp, Japon turistlere ezberledikle- ri kale tarihini anlatıp, günlük na- faka peşinde koşmaya başlamış. Adarmn sesinde, gözlerinde öylesine bir umutsuzluk vardı ki, ne zaman aklıma gelse canım sı- kılır. Yıllarca süren terörün asıl tahribatının bu umutsuzluk oldu- ğunu düşünürüm. Çünkü insan onuru, en zor tamir edilen bir şey- dir ve terör sadece can almamış, binlerce insanın onurunun kınl- masına neden ohnuştur. Onlan bir hiç haline getirmiştir. Hiç konuşmayan, daha doğru- su hep bir noktaya bakıp öylece susan bir kız çocuğu tanmııştım. Babası bir sabah vakti gözünün önünde öldürühnüştü. Işte gene başlıyor, mayınlar patlıyor, askerler, PKK militan- lan ölüyor. Gene büyük ve ki- min ne kazandığının belli ohna- dığı bir kargaşanın ilk rüzgârla- n esmeye başladı. Bütün bu rüz- gâr kmiin işine yanyor? Hahcı- da çalışan adamın hangi düşü gerçekleşiyor, gökyüzünden kor- kan çocuk gene korkmaya de- vam ediyor. Bu ülkenin ister Kürt ister Türk olsun farklı söy- lemleri olan politikacılara, ilke- li yandaşlara ihtiyacı var. Ve he- pimizin şu soruyu sormaya: "Doğu'da terör en çok kimin işine yanyor?" Yöre halkının işine yaramadığı kesin. Basit gi- bi görünse de, bu sorunun yamtı dürüstçe verildiğinde yeni bir başlangıç için ilk adım atılmış olacak. Çünkü başlangıçlar, hep basit bir soruyla başlar. isilozgenturk'a superonline.com G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada çok kesim bu senaryoyu yazıyor; biz de kesin ifa- delerle olmasa da olasılıkları dikkate alarak soru- lar soralım: Irak'ta ABD işgalinin başlıca savunucusu ve başlıca ABD müttefiki Barzani veTalabani. ödül- lerini de aldılar. Türkiye ne yaparsa yapsın ABD bu iki lideri karşısına almayacağını her hareketiy- le gösteriyor. 1 Mart tezkeresi geçseydi bu deği- şecek miydi? Sanmıyoruz. Çünkü Irak'ın içinde- ki düzenlemede iki lider de ABD'ye lazım. ABD, Türkiye'ye tıpkı Ingiltere ile olduğu gibi I- rak harekât/nda stratejik ortaklık mı önerdi? Ha- yır. Sadece topraklarını, limanlarını ver, gerisine karışma dedi. Zaten Türkiye'yi rahatsız eden en ciddi durum, ABD'nin işgal sonrası hakkında tat- min edici bilgi vermemesiydi. Türkiye, ABD'nin Irak'a kuzeyden girmesine izin verseydi, direniş olmazdı ve ABD bu kadar zor- lanmazdı iddiası doğru mu? Bizce hayır. ABD, I- rak operasyonunu 20 Mart 2003'te başlartı. Tür- kiye o gece fiili olarak tüm hava sahasını ABD'ye açtı. 9 Nisan'da Bağdat'a girdi. 20 Mayıs'ta sa- vaşın resmen bittiğini ilan erti. Işlerin bu kadar kı- sa sürede sonuçlanacağını kendilerinin de tahmin etmediklerini açıkladılar. öngörmedikleri ana du- rumsa direnişti. • • • ABD'nin malzemeleri 1 Mart tezkeresi öncesi, Iskenderun Limanı'ndan girdi Silopi'den Irak'a çıktı! Yani temel işlerini zaten gördüler. Tezkere- nin geçmemesiyle ne oldu? ABD askerleri Türki- ye'de kalıcılaşmamış oldu! Kalıcı olsaydı ne olacaktı? Türkiye'nin 730 ki- lometrelik Suriye sınırı boyunca onlarca ABD lo- jistik üssü olacaktı. Benzer üsler Irak sınırıda da inşa edilecekti. ABD girdiği ülkeden ne zaman çı- kar? Neredeyse hiçbir zaman. Bunun sonuçları ne olabilirdi? 1 - Irak'taki direnişçilerin daha büyük hedefı ola- bilirdik. Bir dönem yaygınlaşan kamyon şoförle- rimize saldırının nedeni, ABD tesislerine malze- me taşıyorlar iddiasıydı. Irak'ı işgal eden asker- lerin topraklarımızda konuşlanıp oraya geçmesi bizi daha büyük hedef yapmayacak mıydı? 2- Suriye ile ilişkilerimiz her bakımdan gelişiyor. ABD bundan rahatsız. Daha önceki gün bir grup PKK militanı Suriye mahkemesine çıkarıldı, hap- se mahkûm oldu. Eğer ABD askerleri Türkiye- Suriye sınırının etkili gücü haline gelseydi, Suri- ye geçmişteki düşmanlığı sürdürmeyecek miy- di? 3- Bunun devamında Türkiye'nin zaten rayın- da olmayan Arap dünyasıyla ilişkileri daha da ge- rilmeyecek miydi? 4- ABD'nin Irak'a işgaline karşı çıkan ama, AB- D'ye bir şey diyemeyen öfkesini bizden almaya- cak mıydı? • • • Sorular, sorunlar daha da devam edecek. 1 Mart tezkeresinde Türkiye'nin anlatmakta zorlan- dığı başlıca durum şuydu: AKP hükümeti 6 Şubat 2003'te ABD'nin Türki- ye'nin üs ve limanlarında inceleme ve yatınm yap- masına izin veren tezkereyi Meclis'ten geçirdi. Hükümet üyeleri ABD'ye garanti verdi. ABD bu- na dayanarak 1 Mart'ı cepte gördü. Yani başlıca sorun hükümetin yalpalaması ve ön umut verme- siydi. ABD'nin Türkiye'de asker konuşlandırma pla- nı vardı ama, bu askerleri çekme planı yoktu! ABD son dönemde girdiği hangi ülkeye nuzur getirdi? Bugünkü durumun analizini bir başka yazıya bırakalım... ankcum«« cumhuriyet.com.tr JANDARMA KOMANDO TABURU Tabura ateş açıldı: 1 er yaralı tstanbul Haber Servisi - Istanbul'un Tuzla ilçe- sinde Jandarma Komando Taburu'na dışardan ateş açılması sonucu bir er kolundan yaralandı. Istanbul Tuzla ilçesinde bulunan 3. Jandarma Komando Taburu'na dün akşam saatlerinde dı- şardan ateşe açıldı. Yetkililer, taburun yamnda bulunan Esenyalı Mezarlığı'ndan kimliği belirsiz kişi ya da kişilerin açtığı ateş sonucu içtima sıra- sında nöbet rutan er Havati Doğan'ın tek kur- şunla kolundan yaralandığmı belirttiler. Yaralı er Gülhane Askeri Tıp Akademisi Haydarpaşa Eği- tim Hastanesi'nde tedavi altma ahndı. BAKAN ÇELlK'Eİ'EPKl Tanm liseleri kapaülmak isteniyor KONYA (Cumhuriyet) - Tanm ve hayvancılığa hizmet vermek için yaklaşık 40 yıldır nitelikli meslek elemanı yetiştiren tanm meslek liselerinin bir protokolle Milli Eğitim Bakanlığı'na devredil- mesinin ardmdan bir bir kapatüması gündeme gel- di. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ise seçim bölgesi Van'daki ziraat meslek lisesi bünyesinde veteriner bölümü açtırdı. Tanm ve Köyişleri Ba- kanJığı Teşkilatlanma Destekleme Genel Müdür- lüğü'ne bağh olan bu okullardan Konya Veteriner Sağlık Meslek Lisesi, Şarkikaraağaç Veteriner Sağlık Meslek Lisesi, Nizip Veteriner Sağlık Mes- lek Lisesi, Erzincan Veteriner Sağlık Meslek Lise- si, Burdur-Tefenni Tanm Meslek Lisesi ve Trab- zon Yomra Tanm Meslek Lisesi'nin, altyapılannm yetersiz olduğu gerekçesiyle kapatıhnalan planla- myor. Bu okullara, yeni dönem için öğrenci kon- tenjam verihnediği ileri sürüldü. Eğitim-ögretim kadrolan eksiksiz, araç-gereç olanaklan yeterli, khnik ve hayvan hastaneleri tam donanımh olarak yaklaşık 35-40 yıldır hizmet veren bu okullara öğ- rencilerin talebi çok fazla. Hayvancılık potansiyeli büyük olan illerdeki bu okullar kapatımıak istenir- ken Çelik'in, kendi seçim bölgesi Van'da siyasi amaçlarla ziraat meslek lisesi bünyesinde veteri- ner bölümü açtırması ise dikkat çekiyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear