23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13 TEMMUZ 2005 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER KUBİLAY GÜLSEM Kadınlarımız ve Toplum Ne yaman bır çelışkı yaşanmakta Anadoiu coğrafyasında Yoksulluk kırlı ellenyle gızlemeye çalışırken yuzunu, korku- lara gebe kadınlanmızın sessız çığlıklan yankılanır kulaklan- mızda Ne kadar guçlu gonjnmeye çalışsalar da hep bır kor- kuvardırtertemızyureklennın bıryerlenndegızlenen Kımı sev- dalısının askerden donmesını bekler ıçınde kopan firtnalan kımselerle paylaşamadan ve sessız odasındakı buğulu ay- nada suretıyle yuzleşerek Kımı nıkâh gununu alabılmek ıçın sevdalısının ış bulmasını bekler muebbete mahkûm olduğu- nun farkında bıle olmadan Kımı yaşadığı ıhanetlen ıçselleş- tırerek maskesını takar yuzune olunceye dek çıkartmama- casına Kuçuk yaşta "Ört eteğını ne ayıp, kocaman kız ol- dun" hıkâyesıyle ılk tecavuze uğrayan ve bu tecavuzden ge- be kaldığı çocuğu hıç doğuramadan yaşar kımı kadınlarımız Ince kınlgan bedenlennde taşır dururlar yaşamın kahredıcı yukunu buyuk bır onurla Toplumun kadına uyguladığı şıd- det aşıretın oybırtığıyle aldığı olum karan, namusunu temız- leme adına ışlenen cınayetlenn duyurulan magazın basının- da ıçı boşaltılarak venlır çoğu kez sekız sutuna manşetten Magazın basını ya da boyalı basın habenn ıçını boşaltırken toplumun da ıçını boşalrtklannı bılırler mı bılınmez Şıırlere ko- nu olan anamız avradımız, yânmız, bızım kadınlanmız go- zukmezler ortalıkta Onlar adına onlara yabancı olan kadın- lar boy gostenrler boyalı basında, televızyon kanallannda Top- lum yanlış yonlendınlır çoğu kez Eğnyı doğruyu bılmeyen topluma yanlışlar doğru gıbı anlatılır Kadının cınsellığı he- men heralanda kullanılır Meta halıne getınldıklennın farkına varamayacak kadar şohretin buyusune kapılan kadınlanmız kendılennın bıle ınanmadıklan duşuncelerle avunur dururlar yaşamlan boyunca Zengın bır yaşamın duşu unluolmaar- zusu esrar gıbı yavaş yavaş topluma ışlenırken yoksulluğun kahredıcı çaresızlığı çoğu kez kadını metalaştırmaktadır top- luma kanıksatılarak Sıyası otonte ovgu dolu boş sozlerle kadınlanmıza daır konuşmalaria ışı geçıştırmekte ancak kok- lu çozumlere yonelmekten kaçınmaktadır nedense Toplumun değer yargılan altust edılmeye başlandı mı fel- sefegırerdevreye boşluğu doldurabılmek ıçın Gelışmıştop- lumlardan onlarca omek venlır bılge bır yaklaşımla Kadının yen konumu anlatılır kadınlara yıne bızım dmayan kadınlar tarafından ama anlatılanlar da anlatan da yabancıdır bızım kadınımıza Hertoplum kendı gerçeğını goz ardı ederekdoğ- ruyu bulabılseydı ne kadının metalaştınlarak somurulmesı ne de başını orterek toplumdan soyutlanması olası bır durum olurdu Sermaye egemen yonetım bıçımlen ışlennı oylesıne akıllı yapmaktadır kı toplumlann kulturel zengınlıklennı ya da farklılıklannı yaşamın her alanında somuru halıne getrebılmek- tedırler Yıllarca rekabetın çokseslılığın erdemınden dem vuran sermaye egemen yonetımler dunyayı tek pazar ve kadını cın- sel somuru halıne getırerek oluşturduğu gurultuyu çokses- lılık olarak yutturmayı hâlâ becerebılmektedırier Gozluk rek- lamından araba reklamına dondurma reklamından detenan reklamına kadar cınsellığı one çıkartılarak kullanılan kadınla- nmızın yazgısı otekı toplumlann kadınının yazgısından pek de farklı gonjnmemektedır Kuresel bombardıman yenı dunya duzenı tek seslılığı metalaştınlmayı gozumuzun ıçıne baka baka yaşam bıçımımız halıne getırmeye çalışmaktadır Bu ışı becerebılmek ıçın de ışe toplumu kor etmekle başlamaktadır Gozlen gormeyen toplumlann baktıklan yer sesın geidığı yon- dur Toplumumuzun yonunu belırleyenlerse şımdılık sermaye egemen guçlenn oluşturduğu yenı dunya duzencılendır Top- lumumuzun ve kadınlanmızın gozlen açılacaktr bundan kım- senın şuphesı olmasın Anamız avradımız yânmız cınsellıklen on plana çıkartıl- madan ıstısmara uğratılmadan somurulmeden kadın ol- manın onurunu duyumsayarak yaşayacaklardır elbette Demokrasi Bu Değil! Bızım kralımız, seçımle gelmıştır ama, ulus çoğunluğunun oyuyla seçılmış de değüdır Hukuka aykın seçım yasalarının urunu olarak krallık koltuğıma oturmuştur Boylece bızım cumhunyetçı monarşımız "cumhunyetçı" nıtelemesınden de yoksun kalmıştır • • 1 U! H. Basri AKGİRAY nlu duşunur Maurice Duverger bugun bızım ornek demokrasıler olarak gorup gıpta ıle baktığımız Batılı ulkelenn sıvasal duzenlen- m "cumhuriyetçı monarşT (la mo- narchıe repubhcaıne) olarak nıtelemekte, bu ul- kelenn başkan \e başbakanlannı da "seçimle gelen krallar" bıçrmınde tanımlamaktadır (1) Dahası, ABD'de bır başkanlık rejımı, Ingılte- re'de bır parlamento rejımı ve Pans te ıse bır karma rejım bulunmasına karşm, her 3 ulke- de de ıktıdarın bır "monarkm" elınde olduğu- nu ve bu ulkelerde var olan "parlamentolann hirrlengpagıriığıgnrevmitapriîğmr savlar A>- nca, Almanya, tsveç, Avusturya, Yem Zelan- da, Avustralya ve Hrndıstan'ı da aynı katego- nde sayar Fransız duşunur, Latrn Amenka ulkelennın yonetım bıçrmını dıktatorluk olarak nıteleyip îtarya, Belçıka, Hollanda ve îsvıçre'yı de de- mokratık ulkeler olarak kabul eder (2) Duver- ger Turkıye'yı bu 3 turden hıçbın arasına al- mamıştrr Bunu, Sayın Duverger'ın bellı bırama- ca yonelık olmaksızın yaptığı bır anımsama- yış olduğunu sanıyorum Gerçekten, bızım de 1923 lerden ben bır parlamentomuz değışık dunya goruşunu bemmsemış sıyasal partılen- mız ve genelde her 4 yılda bır yasal seçrmler- le gelen krallanmız var "Turkıye'de 1923'ler- de kurulan rejimı de Dmerger'ın cumhurrjtt- çi monarşi smmnda saymak doğru nıudur" bı- çımrnde bır soru akla gelebılır ama, unutma- malı kı o yıllarda ne Batı'da ne de çevremızde Duverger' ın seçımle gelen krallan v ardı, ne de cumhunyetçı monarşılen Tersıne, Ispanya, îtarya, Polon>a, Bulganstan, Romanya, Sun- ye, Irak, Yunanıstan, îran Afganıstan gıbı ul- kelerde gerçek krallar, şahlar, sultanlar, ımpa- ratorlar tahtlannda oturuyorlardı Boyle bır dunyada 1923 'lenn genç Turkıye Cumhunye- tı, cumhurbaşkanıyla, parlamentosuyla, huku- metı ve otekı kamu kurumlan ıle karanhkta bır ışık, bataklıkta bır çıçek gıbıydı Ataturkumu- zun bu gorkemlı yapınyla ne denlı ovunsek ye- ndrr Evet, 1923'lerde boyle bır cumhun>et kurduk \ e seçımle gelen krallarla bugunkre ulaş- tık Sıyasal yaşamırruz, şımdılerde de, seçım- le gelen bır kralın yonetımınde surup gıtmek- te Ancak, Duverger'ın "Cumhunyetçı mo- narşüerde seçımle gelen monark, rejimin nab- zmı elinde tutar, parlamento sadece bir denge sağlavıcı durumundadjr" savına karşın. ulke- mızde ozellıkle son yıllarda bızım seçımle ge- len krallanmız, parlamentomuzun bu denge sağjayıcı gorevrnı de kale almamaktadır Uzulerek belrrteyım kı, bugun parlamento- muz, ulkenın yaşamsal onemde olan sorunla- nnı, seçımle gelen kralm onen \e ısteklenne uygun bıçımde, bır gecede kımı zaman bırkaç saatte hıçbır eleştın getırmeden yasalaştırmak- ta ve bu halıyle adeta bır noter gıbı onama ve saptamaduzeyıneduşurulmektedır Parlamen- tomuz da bu duzeyı daha doğrusu duze> sız- hğı o denlı benımsemıştır kı, yasal hakkı olan yıllık ara \erme gununu bıle seçımle gelen kralın bır muştusu, bır lutfu gıbı algılayıp, ıl- kokul oğrencılennın kar tatılı sevrncı gıbı al- kışlayarak sevınçle karşılamaktadrr Dahası, kralın ısteğı uzenne mılletv ekıllenmız boş kâ- ğıtlan ımzalavıp krala sunmakta bır sakınca gor- memektedırler Boyle bır davranışın "Benim istencımyok, sanatestimım. ben bır hJçım!" de- mek olduğunu du^unmuyorlar bıle Oy sa Mustafa Kemal guçlu bır lıder olma- srna karşın daha 1930 yıllannda Alman \azar Emfle Ludwig ıle yaptığı bır soyleşıde "Hâkı- miyet miDetindir. Yanı intihab ohmmuş (seçil- mış) mebuslanndır. Ben,idareişlerinesizin san- mğmız kadar mudahak etmiyonınr dıyebıl- mıştrr O donemlenn mıllervekıllen de o guç- lu lıdenn mılletvekılı seçümesım engelleme- ye kadar \ aran en acımasız eleştınlerde bulun- muşlardır Bu"donemın Karaoğlan ı olan, çoğunluğun "umudumuz!" dı>erek sanldığı Sayın Ece- vit'm başbakanlığı sırasında, yonetımı konu- sunda Meclıs grubunda açtığrmız genel go- ruşmelen ve o goruşmelerde yaptığımız ağır eleştınlen anrmsadıkça, bugunku mılleU ekıl- lenmızın kışılıklennın golgelenmesıne kadar \aran suskunluğu şaşkınlık yaratmaktadır Ustelık, bızım kralımız, seçımle gelmıştır ama, ulus çoğunluğunun oyuyla seçılmış de de- ğıldır Hukuka aykın seçım yasalannın urunu olarak krallık koltuğuna oturmuştur Boylece bızım cumhunyetçı monarşımız "cumhuriyet- çi" nıtelemesınden de yoksun kalmıştır Gorul- duğu gıbı ulkemızde surdurulen sıyasal duze- m demokratık olarak nıtelemek olanaksızdır Demokrasi bu değıldır1 Dıleğrm o kı, hıç ol- mazsa unlu sosyal bılımcı Duverger'ın sozu- nu ethğı seçımle gelen krallannyonettığı cum- hunyetçı bır monarşıve kavuşahm Seçılmemış krallarla yonetılmek ağnma gıdıyor da (]) M. Duverger, Seçımle Gelen Krallar (ls- tanbul Konuk Yaunları 1974) sa\fa8 (2)age scnfa8 Sessizce Bir Genel Kurul... Dr. Cengiz ABBASGÎL Hukukçu G eçen gunlerde Tur- •kıyeBarolarBırlı- ğı'mn genel kuru- luyapıldı Avukathk mes- lek mensuplannın en ust kuruluşu olan bırlık genel kurulu, kamuoyunda yan- kı buhnamış olacak kı ses- sız sedasızyapıhpbıttı Oy- sa, yurdun çok onemlı so- runlan yanında avukathk meslek sorunlarının da onemlı ver tuttuğu bır sıra- da ne olup bıttığı anlaşıla- madı Bukonularadeğınıl- dı mı, yoksa es mı geçıldı, kımsemn haben olmadı Inancırruz odurkı, sozu edı- len konularvuksek duzey- de konuşulup tartışıhnıştır Umarve çozum onenlen en ust duzeyde dıle getınlmış- trr Ancak duyarsızbasını- mızın konuya yeterlı ügıyı gostermedığınden mı ,yok- sa genel kuruda ses getıre- cek konulara yer \enhne- dığınden mı bılınmez, ka- muoyu bu bılgılerden yok- sunkalmıştır Buaradaavu- katlık meslek sorunlan ne duzeyde ele ahndı, ne gıbı onerıler getınldı, onenJe- nn hayata nasıl geçınlece- ğı konulannda da bılgj nok- sanhğı yaşanmıştır Bunu boylece vurguladıktan son- ra, gelelun avukatlık mes- Arçelik'e 50 yıldır duyduğunuz güvene teşekkür için tüm beyaz Arçeliklere 3 yıl yerine Gösterdiğinizyoğun ilgi nedeniyle kampanyamız Temmuz ayı boyunca devam ediyor. Koç X. 444 0 888 www arcehk com Btj uygu ama buzdolab çamaşf maknes Culaşık nna*rnes ankaSrebüaşkmaknes frn arkastre îinn vekurjtnamakneler »çıngaranî SUBS HazranveTefnmuayındabaşlatıl'nı§urL)nterdegeçef1ör M nı m a f n m krodalga fı r tezgâh sev yes oıcaoiafc derır donauıucü ve jstter kapakl der n dondunjcular uygularaya aanı değıldır 6u uygutena 31 Temmuz 2005 tarıhıne kadar geçarlıd r # drcelik lek sorunlannın ne menem şey olduğuna Bu konuda elımrzde Istanbul Barosu Hukuka Aykınlıklan lzle- me Komıtesı nın bır rapo- ru bulunmaktadrr Komısyon Başkanı Sa- yın NeareSdçuk'un sundu- ğu raporda onlarca çozum bekle>en sorun \er almak- tadır Genelde avukathk mesleğının sorunlan olmak- la bırukte, ozelhkle Istanbul olçeğındekı raporun ana başlıklan şoyle Baronun, avukatlık mesleğıne yone- hk etkın hızmetler sunacak bır yapıya kavuşturulması, merkez adlıyelerrnın ger- çekleştınlmesı meslektaş- lara meslekı kolayhklar sağ- lanması, sosyal hızmetle- nn çeşıtlendrnhp etkınleş- tınhnesı, a\ r ukathğrnonur- lu bır meslek olması nede- myle bunu gerçekleştıre- cek duzenlemelenn yapıl- ması, ağır ekonomık koşul- larkarşısında avukatıneko- nomık durumunun ıyıleş- nrümesı, dısıphnkovuştur- malannda kotu nıyetlı şı- kâyetlere dıkkat edılmesı, staj ışlennde baronun gın- şımlerının (ımsıyatıf) on- celıkte ohnası, ulusal yar- gı ağı projesı hazırlanması, toplurnsal gorevlerde de on- cuolunması Yukandaana başlıklar altrnda sıralanmış avukatlık meslek sorunlan çozum beklemektedır Ara konular yuzlerce sayıya ulaşmaktadır Bunlannhep- sınden soz etmek olanağı \oktur Ancak bıze gore avukatlık meslek sorunlan- nın başında gelen sorun, meslekı onursorunudur Zı- ra, avukatlık hızmetı onur- hı bır kamu hızmetidır Avu- katlık Yasası da bunu bınn- cı madesmde açıkça vur- gulamıştrr Madde aynen, tt A\ukamk, kamu hızmeti vçserbestbirnıesleklır. \\u- kat,\Targmm kurucu oğele- nndenolan bagımscsavun- majı serbestçe temsil eder" dıyor Yargınrn otekı oğele- n ıse sa\ \e karar oğelen- dır Bunlardan sa\, sa\ cılar tarafrndan karar ıse yargıç- lar tarafindan gerçekleştın- hr Bu gorevler yerme ge- tınlırken bın oburune us- tun değıldır Bın oburune veğlenemez (tercıh etmek) Durum yasal olarak boy- leyken, sa\ cı \ e yargıçlan- mızın devlet memurluğu konumu, onlann savunma- mn temsılcılen olan avu- katlardan ayn \ e ustun bı- nlen gıbı algılanmalanna neden olmaktadır Aslında vok bo> le bır şey Yasal olarak her uç meslek mensubu da aynı kamu gorevınde bulunmak- tadrrlar Ancak adlıyelenn gunluk hayattakı ışleyışı bu göruntuyuvermektedır Bı- raz da duruşma salonlann- da avukat v e sav cılann ay- nı kursuyu pavlaşmalan ıçın yapılan çahşmalann gerçekleştınlememesımn de bunda rolu ohnuşrur Bu eşıtsızhğm yanında başka bır eşıtsızhk de, parasal ba- kımdan kamu avukatlann- dakı uygulamalarda yaşan- maktadır Şoyle kı Kamu avukatlan da sav- cılar \e yargıçlar gıbı dev- let memuru olup, kamunun hukuk ışlennde gorevlıdır- ler Yanı yargı mensuplan ıle aynı eğıtımı ahruş ve devlette memur konumun- da bulunmaktadırlar Bu bakımdan ozluk ışlennde eşıt olmalan gerekırken pa- rasal bakrmdan kamu avu- katlan mağdur edıhnışler- dır Makam odeneğı taz- mınatlan yoktur Bununla orantıh hızmet ödeneklen ve gorev öde- neklen yoktur Ek goster- gelen duşuktur Bunlaryet- mıyormuş gıbı Avukatlık Yasası'na gore yargı mer- cılennce hukmedılen \"e- kâletucretieridekendılen- ne tam olarakodenmemek- tedrr Butun bunlar kamu avukatlanna yapdmış hak- sızhklardrr Nıtekımbunun farkına varan Sayın Mıl- letvekılı Cavit Torun, bu eşıtsızlığı gıdermek ıçın Mechs'e 657 sayılı Devlet Memurlan Kanunu'nda bu yolda değışıklık yapılma- sı ıçın yasa teklıfi sunmuş- tur Bu yasanın kabulu ıle kamu a\ııkatlanna yapılan haksızlıklann gıdenlebıle- ceğı duşunulmektedır Dı- leğımız, onennın bır an on- ce \ asalaşmasıdrr Sonuç Avukathk meslek sorun- lan saymakla bıtrnlemeye- cekduzeydedır Dıleğımrz, meslek kuruluşlan olanba- rolann v e onlann doruk or- gutu olan Barolar Birliği'nın ustun çabalan ıle sorunla- nn ustesınden gehnmesı- dır Bızce çozuhnesı gerek- h sorunlardan ılk sırada ola- nı, meslek onur \ e saygın- lığının korunması \e pe- kıştınknesıdrr Bu soruna çozum bul- mak, obur sorunlann da ço- zumlenmesrnde buyuk ya- rar sağlayacakrır Ancak bu arada, avukathk mesle- ğrnı seçmış olan kımsele- nn de mesleğin onurunu zedeleyecekdasraıuşlardan kaçınmalan da gerekmek- tedir. Zrra onurlu brr mes- lek olan avukathğın onur- landınknası ve onurunun korunması sadece meslek orgutlennın gore\ı ohna- yıp en az onlar kadar bız- zat avukatın da vazgeçıl- mezgorevıdır Meslekı say- gınlık bununla olanaklıdır PENCERE Müslüman ile Dinci ÇelişkisL. 'Dındar' ıle 'dıncı' arasındakı fark, Turkıye'nın bu vaktınde hıçbır zaman olmadığı kadar onem ka- zandı Dıncı, koyu Musluman geçınsede kutsal Islamı polıtıkada kullanıp koltuk kavgasında oz çıkaria- nna alet ettığı ıçın makbul kışı değıldır Kavuncu kavun satar Karpuzcu karpuz satar Uzumcu uzum satar Islamcı da Islamı satar. Islam satılık değıldır Dındann Muslumanlığı vıcdanındadır, dıncının Is- lamı cuzdanındadır • 'Yargı'nın ve en başta Yargıtay'ın laık Cumhun- yete ılışkın duyariığı son gunlerde açık seçık orta- ya çıkınca Başkan Osman Arslan'ın bır yakın dostu dedı kı - Yargıtay Başkanı mutedeyyındır Ekledı - Hacca gıtmıştır, 'dını butun'dur, laık Cumhu- nyet ılkesıne bağlıdır Bugun Yargıtay'ın en ust duzeyınde ıkı Osman var, bın Başkan Osman Arslan, ıkıncısı yardımcı- sı Osman Şınn Yargıçlar arasında nekre olanlar dıyoriarmış kı - Yargıtay'da Osmanlı donemı başladı' Yargıtay Başkanı Osman Arslan gençlığınde Ma- raş'ın Goksun ılçesıne atanmış, yorenın Alevı de- delerınden bırı Arslan'ın adına takılıyormuş - Hâkım Bey, sen çok lyısın, durustsun, ama gel, şu adını degıştırelım - Ne yapalım? - Alı olsuni - Olur mu canım, bu ulkede altı yuzyıllık Osman- lı donemı yaşandı Alevı dedesı sonunda demış kı - Gel Hâkım Bey adını Alı Osman yapalım 1 • Alevı kesımınde Osman adı tutulmaz, ömer ya da Ebubekırde sevılmez, varsa yoksa Alı, Hasan, Huseyın Alevı kadının bırı oğlunu Osman dıye çağınyor- muş Osman aşağı Osman yukan Meraklı bın sormuş - Hanım, sen Alevısın, oglunun adı Osman, bu nasıl /ş? Kadın - Ilk doğan bebeğıme Alı adını koydum, sızle- re omur Ondan sonrakılere Hasan, Huseyın de- dım, yaşamadılar, buna mahsus Osman dıyorum, olurse ban bır Osman olsun 1 Bektaşı-Aievı toresınde mızahın dıbını bulamaz- sın 1 Dunyanın hıçbır ulkesınde rastlanmayan tur- de bır ozguıiukçu edebıyattır bu • Turkıye'de buyuk çoğunluk Muslumandır.. Hınstıyan, Musevı kuçuk azınlıktır Tanrıtanımaz devede kulaktır Dıncı ne kadar'' AKP dortte bır seçmenın oyunu aldı, ama, bu partıye oy verenlenn buyuk çoğunluğu dıncı de- ğıl ıçtenlıklı Muslumandır Profesyonel polıtıkacı dıncıler bugun Turkıye'de çoğunluğu burnundan tutmuş surukluyorlar Nereye dek surukleyecekler'? Muslumanın Islamcıyı yendığı gun ulkede dın- cılık tehlıkesı aşılacak 1 İZMİR CUMOK CAĞRISI ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ URLA ŞUBESİ VE İZMİR CUMOK ORTAK ETKİNLİĞJ 14 Temmuz 2005 Perşembe saat 20.30 Prof. Dr. EROL MANİSALI "YENI KURESEL DENGELER" ve "TURKİYE-ABİLİŞKİLERİ" TUM HALKIMIZ DAVETLİDİR YER: Necati Cumalı Anı ve Kültür Evi - Uıia İLETİŞİM: Ali Yanar 0537 366 08 06 - 0232 754 67 90 KAKIAL 2. AİLE MAHKEMESİ'NDEP* Eias No 2004 ^88 Davacı \ ıldan Ona\ \ ılmaz \ekılı tarafından davalı Lmıt 'ı ılmaz ale\hıne açılan boşanma davasının alınan ara karan gereğınce Mahkememızce da\alı Lmıt 'ı ılmaz a ad resı beîırlenemedığınden teblıgat vapılamamış olmakla du ruşma gununun gazete ıle ılanen teblığıne karar verılmış olup Da\alı Umıt 'Vıımaz a duruşma gunu olan 12 10 200^ gunu saat 10 00 da mahkememızde hazır bulunması v e\ a kendısını bır \ekıl ıle temsil ettırmesı duruşma\a gelmedığı sa da kendısını bır \ekılle de temsil ettırmedıgı takdırde \argılamava voklugunda devam edıleceğı \e karar verılece ğı hususu da\etı\e venne geçerlı olmak uzere ılanen teblığ oiunur 09 06 200^ Basın 147 i0 ANKARA 2. AİLE MAHKEMESİ'NDEN İLAIN 200^ 103 Davacı Hakan Balcan vekılı tarafından davalı Ann Wad- dıngton ale\hıne açılan tanıma davasının vapılan vargıla ması sonunda Da\anın kabulu ıle Ordu ılı Mesudıve ılçesı Kale ko\u cılt 48 hane 40 ta nufusa kavıtlı Omer \e \T- sel den olma 8 10 1968 dogumlu Hakan Balcan ıle tngılız uvruklu John \e Danolma dan olma 10 10 1949 doğumlu \nn Blackett Bakan ın boşanmalanna ılışkın Ineıltere \\atford ılçe mahkemesmın 93 D 18^ sa\ılı 18 2 1994 ta rıhlı karannın tanınmasına karar \enlmış olmakla ışbu ka rar ozetının HLMK nun ^09 maddesı gereğınce karar teb lığı \enne geçerlı olmak uzere da\alı Ann Blackett Balcan (Waddıngton) a ılanen teblığ oiunur 06 07 200^ Basın 33022
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear