23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 9 MAYIS 2005 PAZARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizlı PB Y PB PB B B B PB 22 22 24 23 26 27 28 21 Sinop Samsjn Trabzon Giresıın Ankara Konyı Sıvas Zonguldak PB 22 Antalya PB 24 Kars PB 21 Adana B 28 Y 25 Y 21 Y 21 PB 22 Eskıştihır PB 23 PB 24 PB 19 Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van B PB PB PB PB Y Y 27 26 27 26 24 21 19 Y 15 Yurdun kuzey ve doğu kesımlerı parça- lı çok bulutlu, Orta Ka- radenız'ın doğusu, Doğu Karadenız, Do- ğu Anadolu'nun kuzey ve doğusu ıle Sıvas, Edirne ve Kırklarelı çevrelerı sağanak ve gokgürultülusağanak yağışlı, dığer yerler parçalı ve az bulutlu geçecek DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y Y Y Y B Y 9 12 15 14 12 11 16 14 Munih Y 13 Zürıh Berlın Budapeşte Madrıd Vıyana Belgrad Sofya Roma Atina Y Y PB Y PB Y PB B 14 16 27 14 20 17 22 23 Y 14 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tıflıs Kahıre Şam Y B Y Y A Y Y B B 18 31 22 28 32 21 16 28 27 Taşkent QtAç,k Parçalı bulutlu Bulutlu ^ Çok bulutlu • Yağmurlu Karlı OS u lılu kar Gok gurultulü TÜBİTAK Olayı? • Baştarafı 1. Sayfada rı tarafından yönlendiı len vc biçinılendirilen b kurula dönüşürse gelec ği şimdidcn belli değil nı dir! Türkiye ABD'nin B yük Ortadoğu Proj si'nde 'Ilımlı Islam Devl ti Modeli'ne yerleştir mek isteniyor. Dışard: bakışla AKP de bu tasaı mın ağırlıklı siyasal gü( ü olarak görülüyorsa bölj üzerinde çok yaıılış bir h sap yapılmaktadır. Çünkü -çoğu kişin sandığının tersine-Türk ye'niıı tabandaki ve t vandaki ağırlıklı güçle laikCumhUriyeti savııııup koruyabilecck potansiyc lere sahiptir. Uyarıyoruz: Siyasal i tidarın bu gidişi gidiş d ğildir. Cumhuriye AÇI MUMTAZ SOYSAL Bedel ve Akı Dış dorç sıralamasında düşük ve orta gelir grubundaki ülkeler arasında ilk beş içinde yer aldı Türkiye borç kıskacındaANKARA (ANKA) - Geçen hafta içinde gerçekleştirilen IMF ve Dünya Bankası'nın yıllık genel kurulları sıra- sında açıklanan dünya ekonomisine ilişkin değerlendirmeler ve gösterge- ler içinde Türkiye'ye yönelik iki konu dikkat çekti; cari işlemler açığının bü- yüklüğü ve Türkiye'nin dış borçlarıy- la ilgili değerlendirme. Dünya Ekonomik Görünümü 2005 Raporu'nagöre Türkiye, milli gelir bü- yüklüğü sıralamasında, 300 milyar do- ları bulan milli geliri ile 21. sıraya yük- seldi. Gelirde yaşanan bu artışa karşı; ödemeler dengesinin 2004 yılında ver- diği 15.4 milyar dolarlık cari açık ile dünya sıralamasında 6. sırada yer aldı. Dış borçlarda ise yer aldığı "Düşük ve Orta Gelir" grubunda en yüksekborç- lu ilk beş ülke içinde yer aldı. Milli gelir ve cari açığa ait değerlen- dirme 2004 yılı verileri ile yapılırken dış borçlara ilişkin değerlendirme 2003 yılı sonu verileri ile yapılmıştı. 2004 yı- lının belli olan yıl sonu dış borç gös- CARİ AÇIK REKORA DOĞRU CİDİYOR ANKARA (ANKA) - Yıluı ilk 3 ayında rekor düzeyde gerçekleşen cari işlemler açığı, bu yılki toplam cari işlemler açığının 18 milyar do- lara ulaşabileceği sinyalini verdi. Merkez Bankası'nın verilerinden yapılan belirlemelere göre, Türkiye ekonomisinde, cari işlemler açığı oluştuğu yıllarda yıllık toplam açı- tergeleri, Türkiye'nin dış borçlarının GSMH'ye oranının gelirdeki hızlı ar- tış nedeniyle 2003 yılı sonuna göre aza- larak yüzde 60.8 düzeyinden 2004 so- nunda yüzde 54'e ındiğıni gösteriyor. Dikkatlerin çekildiği ikinci nokta, 2004 yılı sonu itibarıyla cari açığın 15.4 milyar dolar olarak gerçekleşerek GSMH'nin yüzde 5.2'yi aşmış olma- sı. IMF ve Dünya Bankası Türkiye'nin ödemeler dengesinin cari işlemler açı- ğının 2005 yılında da bu eğilimini ko- ğın yaklaşık üçte biri yılın ilk üç ayında veriliyor. Bu gelişme, yılın ilk 3 ayında gerçekleşen 6.3 milyar dolarlık cari işlemler açığı rakamı- nın, eğer döviz kurlannda önemli bir sıçrama yaşanmaz ve Türkiye ekonomisi durgunluğa girmezse yıl sonunda 18 milyar doların üzerinde açık verileceğinin habercisi. ruması halinde "faiz dışı fazla" ora- nının 2005 yılı için öngörülen yüzde 6.5 oranının üzerine çekilmesinin zo- runlu hale geleceğini vurguluyorlar. Türkiye'nin dış borçlarının GSMH'ye oranı, 2004 yılı sonunda gerçekleşen yüzde 54 düzeyiyle kriz öncesine (2000 öncesi) yaklaşıldığını göstermektedir. Ancak dış borçlanma- nın alt kalemlerinde, özellikle kısa va- deli borçlanma göstergelerinde, son i- ki yıllık dönemde gelişen eğilimle bir- likte hızlanan bir artışın olduğunu gö- rüyoruz. Uluslararası karşılaştırmalar- da önemli bir gösterge olan kısa vade- li dış borçlann/MB rezervlerine oranı, kısa vadeli dış borçlanmanın hızlan- ması ile birlikte kritik bir gösterge ha- line dönüştü. 2002 yılı sonunda bu gösterge yüz- de 62.1 olarak gerçekleşirken 2004 so- nunda yüzde 84.3 oranına yükselmiş bulunuyor. Kısa vadeli dış borçlanma- nın son iki yıllık dönemde gösterdiği artış yüzde 94 oranında çok yüksek oranlı bir artış. Kısa vadeli dış borçlan- madaki artışın esas kaynağı, ticari ban- kalann borçlanmasında izlenen yüzde 120 oranındaki artıştan kaynaklanıyor. 2005 yılının belli olan ilk çeyrek dö- nemine ait göstergeler cari açığın artış eğiliminin dış ticaret açığındaki büyü- meye dayalı olarak sürdüğünü gösteri- yor. Dış borçlanma, özellikle kısa va- deli dış borçlanma verileri belli değil. tlk çeyrekte "sıcak para giriş-çıkışla- rının" hareketli olduğu biliniyor. sızlık HER davranışın bedel oluyor. Bireyler gibi toplumlar da davranışları|iın bedelini önceden düşünmek ve göze almak; zorundadırlar. Bütün toplumlar için geçerli olan bu zorunluluk elbet Kjbrıs Türkleri için de geçerli. O yle anlaşılıyor ki, kuzeydeki halkın çoğun 1 luğu değilse bile büyükçe bir bölümü kapı- lar açıldıktan sonra güne^e geçip "Kıbrıs Cum- huriyeti" denen Rum Yöııetimi'nden kimlik ve pasaport almış. Şimdi, o yönetim, bunun sağ- ladığı siyasal ve diplomatik üstünlükle yetinme- yip bedelini de ödetmeye kalktı: Rumların ku- zeyde bıraktıkları evlerde sahiplerce güneyde açılar oturanlara karşı eski ı davalara ilişkin mah- keme celpleri "Kıbrıs Curr\huriyeti" kimliği almış olan davalılara "tebliğ" eclilmeye başlandı. KKTC makamlarının güneyden gelen bu çağ- rıları durdurma çabaların tam anlamıyla etkili kılma olanağı da pek yokt Davalılar sınırı geçer geçmez "tebligat"\n imzajlatılmasına ve "tebel- lüğ" edilmezse "gereğinin yapılması"na kim en- gel olabilir? Dışarıda da, şin içine AB makam- larını bile sokabilirler. Rum yönetimi bu işe hangi hınzırlıkla kalkış- mış olursa olsun, hukı|ıken ve mantıken hak- sız olduklarını söyleyebilif misiniz? Bir devletin kimliğini alıp vatandaşı oljnuşsanız, mahkeme- lerinin buyruklarına da Rum resmi makamlarınır "Vatandaş olmanın sağlt jymak zorundasınız. şimdi söylediği gibi, ıdığı serbest seyahat hakkından yararlanıp da vftandaşlığın başka yü- kümlülüklerine sırt çevirm&k olurmu?" Mülk da- vası celplerinin ardından askerlik celpleri gelse ne diyebilirsiniz? Kıbrıslı Türklerin güneycjlen kimlik ve pasaport almaya yönelik böyle bir Üurumla karşı karşıya kalmaları elbet üzücüdür \}e herkes bilir ki bu du- rumun yaratılmasında kdnuyu sağlam zemine oturtamamış olan bütün /fmkara hükümetlerinin payı da büyüktür. Ama, p^ıyın en büyüğü Türki- ye'nin ve KuzeyKıbrıs'ın :jimdiki hükümetlerine ait değil mi? Türkiye'nin AB'ye tam üyelik sevdasını Kıbrıs sorununa bulaştırmak Inçiliz diplomasisinin us- talıklı oyunlarından biriydr Ankara ve Kuzey Lef- koşa hükümetlerinin, bu (byunu boşa çıkaracak kesin bir tutum yerine "Adada erken çözüm sağ- larsak Avrupa'nın kapıları nılgısına düşmeleri bugünkü sıkıntının başlıca nedeni oldu. Işin kötüsü, îynı yanılgı, Kuzey Kıb- rıs'ın ve Türkiye'nin halklarına AB kapılarını bir- likte açmak şöyle dursun Kıbrıslı Türklerin Tür- kiye'den kopup Rumlarla birlikte AB'ye bir an ön- ce girme hevesine kapılmalarına yol açmıştır. Artık, bütün konuyu yeniden düşünüp şimdi- ki akılsızcatutumu brakarak Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs'ın geleceğin ğişik bir "devlet politikası nı gelmiştir. Sorun, Sayın Erdoğan a ve Talat'a bırakılma- yacak kadar ciddidir. daha kolay açılır" ya- i birlikte planlayan de- " oluşturmanın zama- Mermer ocağında patlama: 2 ölü • ANTALYA (AA) - Antklya'nın Korkuteli ilçe- sine bağlı Taşkesik köyü yajcınındaki bir mermer ocağında, dün sabaha karşı ıenüz belirlenemeyen nedenle patlama meydana geldi. Patlamada, ocakta işçi olarak çahşanTuran Akın, yaşamını yitirdi. Işçi- lerden Veli Çivril, Mehmet Zeybek ve Arif Aybar ya- ralandı. Yaralılardan Veli Çivril de hastanede öldü. 'Toplum baskı altında tutuluyop' • BURSA (AA) - AnavatU Partisi Genel Başkanı Hrkan Mumcu, partisinin Bursa'daki bölge toplan- tısında yaptığı konuşmada,| Türkiye'nin temel so- runlannın, çağın gerekleriıle uyum sağlayacak de- ğişimleri gerçekleştiremen esinden kaynaklandığı- nı söyledi. Türkiye'nin iyi yönetilmediğini ve in- sanlarm kann tokluğuna ç; lıştığı bir ülke durumu- na getirıldiğini savunan Mumcu, "Toplum, ya aman istikrar bozulmasın korkusuyla ya da tek ba- şına iktidarın elinden geletilecek bütün imkânların seferber edilmesiyle baskı altında tutuluyor" dedi. Ankara'daki etkinliğe çok sayıda davetli ve Cumhuriyet okurlan katıldı 82. yıla coşkulu kutlamaANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Gazetemizin 82. kuruluş yıldönümü Ankara'da çok sayıda davetli ve Cumhuriyet okurları- nın katıldığı etkinlik ile kutlandı. Kutlamaya milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri, rektörler, bü- rokratlar, sivil toplum örgütleri yöneticileri, sendikacılar ve üni- versite öğrencileri katıldı. Ankara Büromuzun teras ka- tında saat 18.00'de başlayan et- kinlikte davetliler, gazetemiz ça- lışanlan ile sohbet etti. Cumhuri- yet gazetesinin önemine işaret e- den konuklar, son dönemde hü- kümetin uygulamalarını eleştire- bilen tek gazetenin Cumhuriyet olduğunu vurguladılar. Etkinliğe Cumhurbaşkanlığı Dışişleri Baş- danışmanı ve Özel Kalem Müdü- rü Sermet Atacanlı, Adalet Ba- kanı Cenıil Çiçek, Dışişleri Ba- kanlığı Sözcüsü Namık Tan, SHP Genel Başkanı Murat Ka- rayalçın, TBMM Başkanvekili YılmazAteş, CHP Genel Başkan Yardımcıları Onur Öymen ve Cevdet Selvi, Genel Sekreter Önder Sav, grup başkanvekille- ri Haluk Koç ve KemalAnadol, CHP'li milletvekilleri Muhar- rem tnce, Kemal Kılıçdaroğlu, Yakup Kepenek, Mustafa Öz- yurt,Ali Rıza Gülçiçek, Musta- fa Cazalcı, Gülsüm Bilgehan, Osman Coşkunoğlu, SHPTi milletvekili Züheyir Amber, Ankaradaki kutlamaya siyaset dünyasından çok sayıda tanınmış isim katıldı. (KORAY AVCI) SHP Ankara tl Başkanı Mehmet Kesimoğlu, ÖDP yöneticileri, eski Maliye Bakanı Zekeriya Te- mizel, eski Milli Eğitim Bakanı Hiknıet Uluğbay, BCP Genel Başkanı Mümtaz Soysal, ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut, Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kadri Yamaç, YÖK Denet- leme Kurulu üyesi Cihangir Du- manlı, YÖK Basın Müşaviri Hülya Aydoğan, Türk-Iş Genel Başkanı Salih Kıhç, DİSK Anka- ra Bölge Temsilcisi Tayfun Gör- gün, TOSYÖV Başkanı Hilmi Develi, Sabah gazetesi yazarı Muharrem Sarıkaya, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Fa- ruk Eminağaoğlu, Kıbns Türk Kültür Derneği Genel Başkanı Ahmet Göksu, eski Kültür Ba- kanlığı Müsteşar Yardımcısı Ha- san HüseyinAkbulut, SSK Ulus Hastanesi Başhekimi Uğur Yıl- dız, Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel, Ataol Behramoğlu, Celal Binzet, Şefik Kahramankap- tan, Sedat Yaşayan, üniversite öğrencileri ile Cumhuriyet okur- lan katıldı. Bursa'da da CUMOK'lar gaze- temizin kuruluş yıldönümünü Anadolu Otelcilik ve Meslek Li- sesı'nde düzenledikleri yemekle kutladılar. Geceye Nilüfer Bele- diye Başkanı Mustafa Boz- bey'in yanı sıra sivil toplum ör- gütlerinin yöneticileri katıldı. Gazetemizin 82. kuruluş yıldö- nümü Güney îlleri Büromuzda da okurlarımızla birlikte kutlandı. Törende konuşan Adana Büro Temsilcisi Çetin Yiğenoğlu, ül- kemizin içinde bulunduğu süreç- te Cumhuriyet okuru olmanın önemine işaret etti. Adana CUMOK Başkanı Hay- dar Babur, Mersin CUMOK adına Bağımsız Cumhuriyet Par- tisi İl Başkanı Yahya Tarhan, ADD Adana Başkanı Ahmet Du- man, CHP Adana Milletvekili Gaye Erbatur, Adana tl Başka- nı Serdar Seyhan ile Başyazan- mız İlhan Selçuk'un çocukluk arkadaşı Sefa Ersoy birer konuş- ma yaptılar. Şanlıurfa Baro Baş- kanı Müslüm Akalın da bir me- saj göndererek gazetemizin ku- ruluş yıldönümünü kutladı. Sezer: 3 Ekim geciktirflmemeli ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet Bürosu) - Cum- hurbaşkanı Ahmet Necdet Se- zer, "9 Mayıs Avrupa Gü- nü'nü" kutlarken Avrupa Birli- ği'nin (AB) Türkiye ile üyelik görüşmelerini gecikmeksizin 3 Ekim'de başlatmasını bekledik- lerini bildirdi. Sezer, Avrupa Günü dolayı- sıyla mesaj yayımladı. AB dev- let ve hükümet başkanlarının 17 Aralık zirvesinde aldıkları Tür- kiye ile üyelik görüşmelerine 3 Ekim 2005'te başlama kararıy- la Avrupa Günü'nün daha bü- yük bir önem ve değer kazandı- ğını belirten Sezer, şunları kay- detti: "Bu doğrultuda, Türk ulusunun temel beklentisi, 17 Aralık kararında öngörüldü- ğü üzere, görüşmelere 3 Ekim 2005 tarihinde, gecikmeye izin verilmeksizin başlanıl- masıdır. Görüşmelerin başa- rıyla yürütülmesi için Türki- ye'nin üzerine düşenleri yeri- ne getireceğinden kuşku du- yulmamahdır. Ayııı duyarlılı- ğın,Avrupalı dostlarımızca da gösterilmesini bekliyoruz." Türkiye'nin, AB' nin paylaştı- ğı evrensel değerleri benimscdi- ğini ve daha ileriye götürmeyi dilediğini ifade eden Sezer, şöy- le devam etti: "Bu doğrultuda ülkemizin AB üyeliğinin, Av- rupa'nın gönenci, güvenliği ve istikrarına büyük katkı sağlayacağını ve AB'nin temel dayanağı olan birlik içinde çe- şitlilik hedefine hizmet edece- ğini düşünmekteyiz" Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de yayımladığı mesajda, Türkiye'nin AB üyeliğinin, Bir- leşik Avrupa'nın oluşturulması yönündeki sürecin tamamlan- masına katkıda bulunacağını be- lirtti. Emeğin Partisi'nce (E- MEP) "Faşizme Karşı Halkla- rın Zafer Günü" nedeniyle düzenlenen "Kardeşlik Şöle- ni"ne Sabahat Akkiraz, Grup Kızılırmak, Rojin, Muammer Ketencoğlu, birçok sanatçı ve müzik topluluğu katıldı. Hitler Nazizminin yenilmesi- nin 60. yılı dolayısıyla sosyalist partilerce etkinlikler yapıldığı- nı söyleyen EMEP tstanbul İl Başkanı Kamil Tekin Sürek, Türkiye'nin altı ilinde etkinlik- ler yapıldığını belirtti. TUBITAK için gözler Köşk'te• Baştarafı 1. Sayfada atama yetkisini başbakana bıra- kan, TOBB ve YÖK Genel Ku- rulu'nun önereceği adayların se- çimınin de başbakanın onayıy- la kesinleşmesini öngören yasa- ya bilim çevreleri de sert tepki göstenyor. TBMM Genel Kurulu'nda geçen hafta kabul edilen TÜBİ- TAK Yasası, kurumun "Türki- ye Bilimsel ve Teknik Araştır- ma Kurumu" olan adını "Tür- kiye Bilimsel ve Teknoloji Araştırma Kurumu" olarak değiştıriyor. TÜBlTAK'm gö- rev alanı yeniden belirlenirken yasada geçen "müspet bilim- ler" yerine "•bilimsel ve tekno- lojik" kavramı getiriliyor. Bilim Kurulu'nunseçimyön- teminin yanı sıra yapısı da de- ğıştınliyor. Yasaya göre yeni Bi- lim Kurulu; bilim ve teknolojik alanında yetkinliği olan kişiler arasından başbakan tarafından belirlenecek 3, YÖK Genel Ku- rulu tarafından belirlenecek 1, Bilim Kurulu tarafından belirle- necek 3, Türkiye Bilimler Aka- demisi (TÜBA) asli üyeleri ara- sından başbakan tarafından be- lirlenecek fen ve teknik bilim- ler alanlarından 1, sosyal ve be- şeri bilimler alanlarından 1 ve sağlık bilimleri alanından 1 ol- mak üzere toplam 3, kamu ku- rum ve kuruluşlarında veya özel sektörde en az 10 yıl dene- yimi olan kişiler arasından baş- bakan tarafından belirlenecek 1, TOBB tarafından belirlene- cek 2 ve Bilim Kurulu tarafın- dan belirlenecek 1 üye ile baş- kandan oluşacak. Bilim Kurulu üyeliği seçimi, başbakanın onayıyla kesinleşe- cek. Üyelerinin görev süresi 4 yıl olurken üyeliği sona eren ki- şi, ancak bir dönem daha seçile- bilecek. Kurulun başkan adayı belirlememesi durumunda baş- bakan, belirlediği bir kişiyi atanmak üzere Cumhurbaşka- nı'na sunacak. Bilim Kurulu üyeleri ve başkanın görevleri, yasa yürürlüğe girdiği tarihte kendiliğinden sona erecek. Ya- sanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 15 gün içinde YÖK Ge- nel Kurulu ve TOBB'nin üye bildirmemesi durumunda baş- bakan, bunların kontenjanları için doğrudan atama yapacak. GÜNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada şekkür ediyoruz! IMF'nin hedef ülkelerde sosyal refah, kalıcı kal- kınma, çalışma barışı gibi kavramlarla ilgilenme- diği hep vurgulanır. Temel işlevi de şöyle özetle- nir: Borç tahsil etmek! Bu anlamda IMF'yi ilgilendiren başlıca durum, ülke ekonomisi değil, o ülkenin borçlarını ödeyip ödeyemeyeceği... Odemekteyse bunun süreklili- ğini sağlamak... ödemektezorlanıyorsa, ülke kay- naklarının çokuluslu şirketlere ya da gelişmiş ül- kelerin devlet şirketlerine pazarlanmasını sağla- mak. ••• Yazıda peşrev olmaz, girişi uzatmayıp Anne Kru- eger'in "/Anne/erGünü"haftasındaTürkiye'ye ver- diği mesajları sıralayalım: 1 - Asgari ücret fazla. Bunun düşürülmesi gere- kir. 2- İşçi atmak çok zorvemaliyetli. Bunun kolay- laştırılması gerekir. 3- Dış borç devam edecek. Buna alışmak gere- kir. Asıl olan borcun ödenebilirliği ve gayri safi mil- li hasılaya oranıdır. Bu oran Türkiye'de yüzde 64. Fazla. Yüzde 30'ların üstü tehlikelere açıktır. 4- Reformlara devam edin. Ara vermemek ge- rekir. Türkiye'de asgari ücret 350 YTL. Bu rakam, Do- ğu Avrupa dışında AB üyesi ülkelerden düşük. Yu- nanistan'da 920 YTL, Belçika'da 2230 YTL, Por- tekiz'de 670 YTL... Krueger'in gazetecilerin, "Siz bu parayla geçi- nebilir misiniz" sorusuna verdiği yanıt küresel ni- telikte: "Geçinmek zorundaysanız, geçinmek zorunda- sınızdır!" Yanıtın Türkçesi şu: Yersen! lşsizliksigortasınınsınırlıuygulandığı,çalışanla- rın yarısının kayıt dışı olduğu bir ülkede işçi atma- nın zorluğundan söz etmek şu nedenle olsa gerek: Işçiler eğer kayıt içindeyse ücretleri arttırma- mak ve kıdem tazminatı ödememek için onları belli süre çalıştırıp atmak, asgari ücretten yeniden almak gerekiyor. Bu bürokratik işlemler çok yoru- cu oluyor! Hükümetler, "kayıtlı işçi çalıştıran kurumu, ver- giler ve kesintilerle mahvet, kayıt dışındakini affet" sistemi uyguluyor. Bu alandaki sorunların ayırdın- dayız ama, çözüm de bu olmasa gerek. ••• Ankara'nın siyasi dehlizlerinden çıkıp ekonomi labirentine girmişken bir noktanın altını çizelim... Yabancı sermayenin Türkiye'ye ilgisi değişik açı- lardan haber oluyor. Ülkemizle ilgilenenlerin çoğu geleceğe sadece Türkiye'de yapılabilecekler açı- sından bakmıyor. Türkiye'yi bir "bölge merkezi" olarak da değerlendiriyor. Bu, Türkiye'nin önünü açabilecek, gelişmesine katkı sağlayabilecek bir yaklaşım. Ancak yaban- cıların önemli bir bölümünün de Türkiye'de yatı- rım yapmayı değil, kâr eden, pazarı sağlam kuru- luşları satın almayı hedeflediğini görüyoruz. IM- F'nin reform dediği de bu konulardaki engellerin kaldırılması, sürecin hızlandırılması. Yabancı yatırıma evet... Türkiye'nin kâr eden kuruluşlarının birkaç yıllık kârı karşılığındayaban- cıya sunulmasına hayır... ankcum " cumhuriyet.com.tr Doktor Gürbüze tepki yağıyor 'Cenin reklamı' için soruşturma ANKARA/IZMİR (Cumhuriyet Bürosu) - Yediz beklerken be- beklerini kaybeden Si- bel Deniz'in düşürdüğü ceninleri kamuoyuna teşhir eden Izmir'deki özel hastane Central Hospital'a ve Başheki- mi Opt. Dr. Özer Gür- büz'e tepki yağıyor. Sağhk Bakanhğı Teftiş Kurulu Başkanlığı, ye- diz bebeklerin hayatını kaybetmesi ve hastane- nin bebeklerin görüntü- lerini yansıtma şekliyle ilgili inceleme ve soruş- turma başlattı. Opt. Dr. Gürbüz, suç- lamalan hak etmediğini söylerken İzmir Tabip Odası Başkanı Zeki Gül, Opt. Dr. Gür- büz'ün ceninlerle gö- rüntü alınmasına izin vermesinin, kamuoyu- nu "dehşete düşürdü- ğünü" belirterek olay- la ilgili bilimsel ve etik boyutlarıyla araştırma başlattıklarını kaydetti. Tıp çevreleri ve kamu- oyunda olayla ilgili yo- ğun tepki oluştuğunu dile getiren Gül, tıp eti- ğine göre ceninlerin an- cak zorunlu olması ha- linde, bilimsel gelişme için, sadece tıp yayınla- n ve kongrelerinde ya- yımlanabileceğine dik- kati çekti. Etik anlamda büyük bir yanlış yapıldığını kaydeden ve yaşananla- rın, sağlıkta önlcm alın- madan, altyapısız şekil- de yapılan özelleştirme- nin bir sonucu olduğu- nu söyleyen Gül, "Sağ- lık, serbest piyasanın reklam kirlenmişliğine teslim edilemeyecek kadar önemlidir. Sağ- lıkta yaşanan libcral dönüşümün etkilerine 6-7 aydır dikkat çeki- yoruz. Bu olay, uzun yıllar tıp fakültelerin- de hasta-hekinı ilişki- leri konusunda ders olarak okutulacak" di- ye konuştu. Özer Gürbüz ise "Ba- sın toplantısı ceninle- rin önünde yapılnıış gibi yansıtıldı. Böyle bir durum söz konusu değil. Ayrı bir yerdey- dik. Sanki ceninlerin karşısında basın top- lantısı yapıyorum gibi anlaşılmış. 'Olayı rek- lam aracı yaptı' diye an- latıyorlar. Suçlamaları haketmedim" dedi. Sağlık Bakanhğı, so- ruşturma sonuçlarına göre gerekli işlemlerin yapılacağı ve sonuçlarla ilgili kamuoyunun bilgi- lendirileceğı kaydedildi. Açıklanıada, bebeklerin görüntülerinin yayım- lanmasıyla ilgili RTÜK'e'na başvuru ya- pılacağı bildirildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear