17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27MAYIS2005CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab(g cumhuriyet.com.tr 11 Anayasaya hayır diyenler Fransa'da yüzde 55'e, Hollanda'da yüzde 57'ye kadar çıkıyor AB referanduma küitleiKİi A Dış Haberier Servisi - Avrupa Birliği Anayasası'nın Fransa ve Hollanda'da oylanmasına çok az bir süre kala AB'de endişe artıyor. Son kamuoyu yoklamalanna göre iki tarafta da hayırcılar çoğunlukta. "Evet^çiler yeni anayasa ile AB'nin dünya üzerindeki gücünün artacağını söylerken "hayır"cılar Türkiye'nin önünün açılmasından ve ABD'ye bağımlıktan endişeli. Fransa'da 29 Mayıs Pazar günü, Hollanda da 1 Haziran'da gerçekleştilecek referandumlarla ilgili yapılan son kamuoyu yoklamalanna göre "hayır"cılann oranı Fransa'da yüzde 55'e, Hollanda'da yüzde 57'ye kadar çıkıyor. Fransa'da Le Monde gazetesi için düzenlenen son ankete göre, "evet" oylan yüzde 46'da kalıyor. Fransa'da merkez sağ ve sol seçmenlerin kendi aralannda da bölündüğü gözleniyor. Meclis'te grubu bulunan partilerden iktıdardakı Halk Hareketı Bırligi (UMP), liberal eğilimli Fransa Demokrasi Birliği (UDF), Sosyalist Partı, Yeşil Partı, "evet" oyu verilmesı için karar aldı. "Hayır"cı kanadın başında Jean-Marie Le Pen'in liderliğını yaptığı aşın sağcı Ulusal Cephe Partisi, Komünist Parti ve radikal sol partiler yer alıyor. Jean-Mari Le Pen ^ ^ - ^ kampanyasının merkezinde, 'EVET' DİYENLERİN 5 GEREKÇESİ HAYIR' DİYENLERİN 5 GEREKÇESİ • AB Anayasası ile AB karar mekanizması daha kolaylaşacak. Karariann büyük bir kısmı oybirliği yerine "nhelMi çoğunluk" oylamasıyla alınacak. • AB Anayasası, ortak savunma ve dış politikayı güçlendirecek. Anayasa uyannca AB'nin ortak bir dışişleri bakanı tayin edilecek. • AB Anayasası ile kadın-erkek eşitliği ve işsizlikJe mücadele gibi sosyal politika başhklan güçlenecek. ^ Uzun bir müzakereden sonra hazırlanan anayasa, 25 ülke arasında olabilecek en iyi uzlaşma. • AB Anayasası ile Fransa'nın AB içindeki nitclikli oy gücü yüzde 9'dan yüzde 13'e çıkacak. • AB AnayasasL, pazar çıkaıiannı, sosyal çıkaıiann önüne alan fazla liberal bir sistem öngörüyor. Işçîler yeterince korunmuyor. • AB Anayasası, savunma alanmda AB'yi NATO'ya, dolaylı olarak da ABD'ye bağımlı kılıyor. • AB Anayasası, Brüksel'e daha fazla \etki verdiği için Fransa'nın etldsini azalüyor. • AB Anayasası Türkiye'nin üyeliğine imkân tanıyor. • AB Anayasası'nın anlaşılması zor. Sosyal haklar daha fazla dikkate alınarak, daha iyi bir anayasa için müzakere edilmeli. vrupa'da-eve," için yurutulen o ıma k bulunuyor. kampanyaya karşın Ana muhalefetteki Fransız seçmen Sosyahst i Partı de, eskı anayasaya hayır b aŞ bakaniardan demekte kararlı Laurent Fabius'u görünüyor. destekleyen bır "Hayır"cı cephe, g™P r y f t e n H ^ r J r sosval olmadıgı anayasanın gerekçesiyle Türkiye'nin ÖnÜnÜ AB Anayasası'na açmasından ve k a r § 1 çıkıyor. AB'yİ NATO'ya, ^ e z s a ğ v e , , , , merkez sol dolaylı olarak da partiler içinde ABD'ye bağımlı "uiusaküar" kllmasindan egemenlığın endişeed.yor. A P'nin dünkü oturumunda bazı milletvekilleri "Avrupa Anayasası'na evet" yazan dövizler açarak Fransa'da bu pazar yapılacak referandum oylaması için mesaj verdiler. (Fotoğraf: AP) ~^^~^~~^^""~~^^~ gerekçesiyle AB Anayasası'na karşı. Siyası partilerin kendi aralanndaki bölünmüşlük, işçi ve çiftçi sendikalarında da yoğun bir biçimde görülüyor. Dünyaca ünlü küreselleşme karşıtı gösterilerin öncülüğünü yapan Fransa Çiftçiler Federasyonu Başkanı Jose Bove AB Anayasası'na karşı çıkan grup içinde yer alıyor. AB seferbertiği Fransa'da yapılacak oylamadan evet çıkması için çok sayıda AB lideri bu ülkeye gitmişti. Son olarak AB'ye üye ülkelerin başkentlerinin sağcı ve solcu belediye başkanlan, imzaladıklan ortak bir bildiriyle Fransız seçmene, anayasaya "evet" oyu vermesi çağnsında bulundu. Aralannda Paris. Roma ve Madrid belediye başkanlannın da bulunduğu yerel yöneticilerin yaptığı çağn, Avrupa'nın çeşitli gazetelerinde dün yer aldı. Belediye başkanlan. ortak imzaladıklan bildiride. "AB Anayasasf nın demokrasiyle temel hak ve özgüriüklerin güçlenmesine yol açacağmı" savundular. Bildiriye, Polonya. Portekiz. Çek Cumhuriyeti ve Slovakya başkentlerinin belediye başkanlan imza armadı. AB Anayasası Türkiye 'nin üyeliğini bloke edebilecek riskler taşıyor Hayır, Türkiye'nin haynnaDünyanın gözü, Fransa'da bu pazar yapıla- cak Avrupa Birliği (AB) Anayasası ile ilgili referanduma çevrilmiş durumda. Referan- dumdan "evet" mi "hayır" mı çıkacağı tar- tışmalan sürerken, NTV'de yer alan bir haber- de AB Anayasası'nda Türkiye'yi yakın gele- cekte rahatsız edebilecek, hatta Türkiye'nin üyeliğini bloke edebilecek unsur veya riskle- rin olduğuna dikkat çekildi. • RİSk 1 - Anayasa, AB içinde yürürlük- te olan Nice Anlaşması gibi Türkiye'nin üye- lığını öngörmüyor. Anayasanın 20. maddesi Avrupa Parlamentosu'nun (AP) şu an 732 olan üye sayısını 750 olarak sınırlıyor. Türki- ye'nin gelecekte AP'deki konumuna yer ve- rilmiyor. Türkiye'nin üyeliği gündeme geldi- ğinde AP'deki koltuk sayısımn yeniden belir- lenmesı için yenı bir anayasa değışikliğine gıdilmesı gerecek. Anayasa değişikliği için de tüm üye ülkelerin onayı gerekiyor. • RİSk 2 - Aynı madde gereğı, anayasa AP'yi yenı yasama yetkileriyle donahyor. Par- lamento, AB Bakanlar Konseyi ile eşit yetki- ye sahip oluyor. AB Komisyonu'nun başka- nı da bundan böyle devletler tarafından doğ- rudan atanmıyor ve parlamento tarafından se- çiliyor. Bu durum Avrupa genelindeki ana po- litik oluşumlann AP seçimlerinde daha orga- nize olmalannın ve bir sonraki AP seçimle- rinın yapılacağı 2009'dan itibaren ortak prog- ramla seçıme gırmelerinin önünü açıyor. Hı- ristiyan Demokratlar daha şimdiden ortak programa Türkiye'nin üyeliği karşıtı unsur- lar koymanın hesaplannı yapıyor. • RİSk 3 - Anayasanın 47. maddesi Av- rupa vatandaşlanna dılekçelı sorgu yetkisi ve- nyor: Anayasanın yürürlüğe gırmesi ve en az l milyon AB vatandaşının imzasının toplan- ması halınde, belırli bir konu hakkında Avru- pa vatandaşlan icra organı olan komisyonu. yetkilen çerçevesinde önerge hazırlamaya da- vet edebilecekler. Özellikle Fransa ve Alman- ya'da. daha şimdiden Türkiye'nin üyeliğine kar- şı imza kampanyası projeleri yapılıyor. ^ RİSk 4 - Anayasanın 57. maddesi AB tanhinde ilk defa "özel ortaklık" kavramını kurumsaUaştınyor. Ortakhk veya işbırliği an- laşmalanyla tam üyelik arasında yeni bir sta- tü yaratıyor. ^ RİSk 5- Anayasanın 58. maddesi AB'nin genişleme sürecinde hem AP'ye hem de ulu- sal parlamentolara daha fazla yetkı tanıyor. Ulu- sal parlamentolar bundan böyle örneğin Tür- kiye'yle müzakerelerin her safhasında görüş belirtme hakkına sahip olacaklar. Müzakere fasıllannın her biri de tüm üye devletlerin onayıyla kapatılacak. Türkiye karşıtı lobile- rin en güçlü olduklan yerler de AP ve ulusal parlamentolar. • RİSk 6 - Anayasa, her türlü "ortak çı- kar" konusunda tüm üye devletlerin ulusal par- lamento temsilcilenni bir araya getiren par- lamentolar arası konferanslar toplanması ve bu konferanslara AB kurumlanna "görüş" sunabilme yetkisi öngörüyor. Fransa, Alman- ya, Hollanda gibi ülkelerdeki Türkiye aleyh- tarlan bu madde üzerine hesaplar yapıyorlar. •" RİSk 7 - Fransa'da iktıdarda olan Hıris- tiyan Demokrat ve liberal eğilimli partiler, Türkiye'nin üyeliğini bloke etmek için "son şans" olarak anayasanın 60. maddesini ör- nek gösteriyorlar. Söz konusu madde ilk de- fa bir üye ülkeye AB'den çekılme hakkı tanı- yor. Fransız merkez sağı, Türkiye'nin üyeli- ği engellenemediği takdirde Fransa'nın 60. madde tehdidini savurmasını ve AB'ye "Ya Türkiye ya da ben, seçin" tehdidinde bu- lunması gerektiğini söylüyor. BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI BağdatDemryoüapı'ndan Bakû - Ceyhan Hattı'na - Bağdat Hattı'nın gerisinde Alman Devleti, or- dusu ve şirketleri vardı. Osmanlı'dan da Padi- şah ve Sadrazam resim vermek için ayakta du- rurlardı. - Ba<û - Tiflis - Ceyhan boru hattının açılışı ba- na Bagdat Hattı'nı anımsattı. Bakû - Ceyhan Hattı'nda da Ingiliz şirketinin Başkanı Lord Bow- ne, ABD'nin bölgedeki "egemenliğini temsilen" Enerji Bakanı Samuel Bodman ile Türkiye'nin, Gürcistan'ın ve Azerbaycan'ın cumhurbaşkan- ları vardı. - Bağdat Hattı ile karşılaştırıldığında aynı re- sim ortaya çıktı; emperyal gücün siyasi (ve as- keri) temsilcisi; Batı'nın tekelci şirketinin temsil- cisi ve bölge ülkelerinin padişahları yerine cum- hurbaşkanlan... - Avrupa basını yoaımunu, "ABD'nin Kafkas- ya'dakJ eli güçlendi" biçiminde verdi. Batı'nın emperyal güçleri, onların şirketleri ve bölge ül- kelerinin siyasi figüıieri eskisi gibi resimde yer al- dılar. - Batı'nın bölgedeki etkinliğini (ve emperyal gücünü) yürütebilmesinin gerisinde askeri, siya- si, iktisadi ve dini faktörleri hep birlikte kullanma- sı yatmaktadır. Bu nedenle şirket başkanlan, askeri gücü temsilen onların siyasileri hep birlikte boy gös- terirler. 1953 Iran... - Iran'da demokratik seçimlerle, sosyal de- mokrat Musaddık iktidannı işbaşına getirdiğin- de Ingiliz ve Amerikan petrol şirketleri, kendi devlet güçlerini harekete geçirerek "kendi adam- larını" ktidara getirdiler. Şirketler, askerier ve Ba- tı'nın devlet adamlan yine sahnedeydi. Demok- rat ve sosyal demokrat Musaddık, Iran petro- lü Iran halkı içindir" dediği için devrildi. Iran'da bir Hugo Chavez, bir da Silva iste- miyoriardı. Petrol ellerinde olmalıydı. Körfez krizi öncesinde Irak'ı Iran'asaldırtanlar da petrol şirketleriydi. Bugün Irak'ı işgal ettiren- lerin başında onlar geliyor. Şirketler ve devlet güçleri Batı'da bütünleş- mişlerdir. Bu gerçeği göremeyenler, içinde bu- lunduğjmuz bölgede hiçbir sorunumuza çözüm getiremezler. Kerkük - Iskenderun'un yerine... Bizim Irak'la Kerkük - Iskenderun petrol hat- tımız vardı. Tıkır tıkır işliyordu. Hem de Ankara ve Bağdat'ın egemenliğinde. Stratejik avantajı yanında her yıl 200-300 milyon dolar gelir sağ- lıyordu. Bu durum Batı ülkelerinin (ve şirketlerinin) işi- ne gelmedi. Kuzey Irak'ta 1990'dan beri ayrılık- çı bir yönetimi, hem de teröristleri destekleye- rek ortaya çıkaran güçler Kerkük - Iskenderun hattını sabote ettiler. 30 bin masum insanı öldürt- tüler. Bölge ülkelerinin aralanndaki işbirliğini istemi- yorlardı. Işleri kendi askerleri ve şirketleri yönet- meliydi. Bugün Güney Amerika'da Arjantin, Brezilya, Ve- nezüella ve Uruguay'ın aralannda emperyalizme karşı işbirliği, bir savunma hareketidir. Emperyal güçler Ortadoğu'da Güney Amerika modelinin çalışmasını istemediler. - Musaddık'lan, Nasır'lan onun için ortadan kal- dırmaya çalıştılar. - Mustafa Kemal'e ve onun emperyalizme rağmer kurduğu cumhuriyete bu nedenle karşı çıkıyoriar. Lozan'ı bu nedenle masaya yatırma- ya çalışıyorlar. Evet Kerkük - Iskenderun hattını ortadan kal- dıranlar, kendi denetimleri altında Bakû - Cey- han hattını kurdular. Aynen Avrupa basınının yazdığı gibi; ABD'nin (ve Batı'nın tekellerinin) Kafkasya ve Türkiye'de egemenlikleri daha da arttı. Bölge ülkelerinin inisiyatifindeki Kerkük - Isken- derun yerine Batı şirketlerinin (ve devletlerinin) denetimindeki Bakû - Ceyhan hattı düzenlendi. www.istanbul.edu.tr/iktjsat/emanisali ÖRÜŞ/ES1S COŞKUN Şimdi Avrupa Birliği'nin (AB) iki loko- motif üyesinden birisi; hem de kurucu altılann baş ülkesi Fransa'da görülen bu Avrupa Anayasası karşıtlığı da nereden çıktı? Birçoklannın, sanıyorum Fransız "evef- çi" siyasilerinin ve özellikle bizdeki mükem- meli AB'de bulanlann aklını kanştırdı bu du- rum. Insanlar bu anayasaya neden hayır di- ^yoriarve hem yalmzca Fransa mı? Tüm üye ülkelende yapılan yoklamalar so- nucunda, anayasanın yürürlüğe girme şan- sının yüzde 39'un altında olduğu anlaşıl- maktadır. 25 üyenin 15'i, anayasanın mec- lislerinde onaylanması yöntemini benimse- diler. 10 ülkede ise halkoylaması yapılacak. Ispanya olağanüstü düşük katılımlı bir halk oylaması sonucu anayasayı onaylayan ilk ül- ke oldu. Genellikle bir ülkede alınan sonu- cun sıradakı ülkeyi etkilediği ileri sürülmek- te; bu varsayım ile Fransa'daki halkoylama- sında evet çıkacağına kesin gözüyle bakıl- maktaydı. Bunun için yüzde 51 hayır sonu- cu veren ilk kamuoyu araştırması, Fransa'da Elyesee Sarayı'nın tepesine bomba düş- müş gibi etki yarattı. Bunu izleyen yoklama- larda bu oran azalmak yerine artınca, evet- çi cephede ateş bacayı sardı. Oysa daha şu- batta BVA Enstitüsü'nün yapbğı yoklamada, evet oylan yüzde 58'di. Bu gelişme günde- me iki soru getirdi: Birincisi, neden çantada keklik "evet oylan" böylesine uçar kaçarol- muştu? Ikincisi ise evet oylannın düşüşü, 29 Mayıs'ta sandığa yansıyacak mıydı? Ikincisinin yanıtını bugünden bilemeyiz. sandıktanevetdeçıkabilir, hayır da... Kamu- oyu yoklamalanndaki eğilimi tersine çevir- rnek için siyaset ve basın dünyasının el ele çabalan nasıl birsonuç getirecek, onu san- dıklar açıldığında göreceğiz. O zaman dö- nelim ilk soruya; Fransızlar neden bu ana- yasaya hayır diyorlar? Birincisi. doğrudan ve salt Fransa iç po- litikasına bağlı nedenlerden kaynaklanıyor. Halkoylaması, daha sonra yapılacak Cum- hurbaşkanlığı seçimi öncesinde bazı parti- ler açısından bir iç temizliğe; olası yeni ko- AB Anayasası'na Fransa Neden Evet Demiyor? nuşlanmalara bir vesile olarak değerlendiri- liyor. Örneğin Sosyalist Parti'de bugünkü genel sekreter ve müttefikleri bu anayasa- ya evet denilmesinden yana. Parti yönetimi- Tietattp ötaritaTisetîayirc r ân"yanâTar."B8yTe^ ce 29 Mayıs sonrasında sandıktan Sosya- list Parti yönetiminin yeniden yapılanması so- nucunun çıkması söz konusu olabilir. Sağ kanatta da durum farklı değil; iktidar partisinde, partinin başkanı Sarkozy ile Chi- rac arasında cumhurbaşkanlığına kimin aday olacağının belirlenmesi açısından önem ta- şryor29 Mayıs. Her ikisi de evet oyundan ya- na olmakla birlikte. siyasi çözümlemeciler, hayır oylannın üstün gelmesi halinde Chirac'ın Sarkozy'nin hızlı tırmanışının önünü kese*Bk cumhurbaşkanlığı yanşını tek başına sürdü- receğıni söylemektedirler. Asıl ırdelenmesi ge- reken doğrudan AB'ye bağlı ve bu anaya- sadan kaynaklanan nedenlerdir. Öyleyse soralım: Avrupa bütünleşmesi düşüncesinin tarihsel temelleri bu anayasa metninde, AB'nin yapısı ve politikalannda ne ölçüde vartığını sürdürmektedir? Bir başka söylemle, bugünün AB'si veonun anayasa- sı, Avrupa bütünleşmesi düşüncesini tem- sil ediyor mu? Bu soruya verilecek yanıt, alı- nacak tutumu da beliriemektedir. Birlik'in kuruluşu öncesinde bütünleşme düşüncesini işleyen yazarlara ve onu uygu- lamaya sokmak isteyen akımlara baktığı- mızda şu temel amaçlan görüyoruz: - Banştan yana bir politikayı kalıcılaştrmak. - Demokrasiyi kurum ve kurallanyla kök- leştirmek; faşizmin ve nazizmin tüm izlerini toplumsal yaşamdan tasfiye etmek.. - Sosyal haklan geliştirip yerleştirmek, ça- lışma koşullarını lyileştirmek, çalışanların sosyal güvencelerinı güçlendirmek. - Ekonomık kalkınmayı arttırmak. Bu temellerde yükselen Avrupa bütünleş- mesi düşüncesi Ikinci Dünya Savaşı ve son- Fransa'da AB Anavasası tarüşmalan Türkiye eksenB bir biçimde sürüyor. (AFP) rastnda çığ gibi büyümeye başladığında, bu akımın dizginleri, Churchill ve Marshall iki- lisi öncülüğünde, halklann elinden devletle- rin eline geçti. İlk olarak Avrupa Konseyi ve daha sonra Altılann Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu kuruldu. Aradan geçen şunca za- man sonra altılar 25'lere, AKÇT ise AB'ye dö- nüştü. Kuşkusuz bu gelişme, şu anda Tür- kiye için bu oluşumun 40 yıllık kapıkulu ya da kapı çalıcısı da denilse ve dışında da kal- sa, zarf olarak güzel bir gelişmedır. Ne kı o zarfın içeriği için de aynı şeyleri söylemek; bu büyüyüp gelişen mekanizmanın, birlik düşüncesinin gerçek ve doğru bir mekaniz- ması dduğunu kabul etmek olanaklı mıdır? Satır başlıklanyla özetleyerek yanıtlayalım. Bu anayasa, banş mı yoksa savaş ve mi- lıtarizm mi, sooısuna sonuncudan yana ya- nıt vermektedır. AB müktesebatında iik kez bu anayasa ile NATO. anayasal bir kurum ola- rak düzenleniyor. De Gaulle ile NATO'nun askeri kanadından çekilen Fransa'da evet- çi ve özellikle De Gaulle'cü politikacılar, bu oluşuma yanıt verememekte, söyledikleriy- le de inandıncı damamaktadırlar. Bu kadar- la kalmıyor; bu anayasa, birlik sınırlan dışın- da da kullanılmak üzere bir Avrupa ordusu kurulmasını öngörmektedir. Avrupa Ordu- su, NATO emir ve kumandası altında ortak operasyonlaryapabilecektir. (M.I/40; 111/210- 211-212-213) Bu ABD'nin savaş politikası- na bağlanma sonucunu doğuracaktır. Ta- rafsızlığı politika olarak kabul etmiş, Isveç gi- bi kimi AB üyesı ülkeler açısından bu durum sorun oluşturmaktadır. Anayasaya yansıyan bu militarist ızler hayır oylannı tetikleyen et- kenlerden bıri olarak görülmektedir. Bu anayasa halklann refah içinde yasama, toplumsal ilerleme ve kalkınma beklentileri- ni de karşılamamaktadır. Tersine bu taslak aşın liberal pazar ekonomısıni mutlak bir ka- nun olarak dayatmaktadır. öyle ki, iktidara kim gelirse gelsin, alternatif bir ekonomik program uygulama olanağına sahip olama- yacaktır. Çünkü bu anayasa tek bir ekono- mik politika tanımaktadır. O da kamu sek- törü dahil her alanda mutlak bir rekabet ve özelleştirme, liberal Jjir kapitalist düzenin münhasır uygulanmasıdır. Bu özellik onu, bilinen klasik bir anayasa olmaktan çıkarmak- ta ve bir ekonomi-politik program metnine dönüştürmektedir. 3. bölüme, ek ve proto- kollere yayılmış bu program nedeniyle, onun bir sermaye diktatöıiüğü karakteri tasıdığı söy- lenmektedir. Taslakta bu programın bir uzan- tısı olarak soysal hak ve güvenceleri ağır bi- çimde tahrip eden düzenlemelere yer veril- miş olması şimşekleri üzerine çekmesine yd açmaktadır. Anayasa emeklilik, sağlık, eği- tim gibi temel hak ve kamu hizmetlerini yok etmeye yönelik maddeler içermektedir. Köy- lü ve çiftçilerin, kamu ve özel sektör çalışan- lannın politik farklılıklannı bir kenara bırakıp hayır cephesinde toplanmasında işte böy- lesi bir sosyo-ekonomik yapının anayasaya egemen olmasının etkisi göz ardı edilemez. Laiklik konusunda duyarlı, aydınlanma- nın beşiği Fransa'da, köktendincilerin ye- tersiz bulmalanna karşın, Hıristiyan dinine ya- pılan yollamalar da (özellikle 1-52) önemse- nemeyecek oranda bir gücü hayırdan yana oy vermeye yöneltmektedir. Çünkü o, bu ni- teliğiyle kurucu antlaşmalarda olmayan bir resim sergilemektedir. Kuşkusuz bu durum, hayır için olduğu kadar evet için de zemin oluşturmuştur. Nitekim bu farklılığı bir kaza- nım olarak değeriendiren kilise, dindarlan evet cephesıne katılmaya çağırmıştır. Anayasa, demokratiklik açısından da ağır eleştiri oklanna hedef olmaktadır. Bu ana- yasa, başlangıç metninde görüleceği gibi, yurttaşlann değil devlet ve hükümet baş- kanlannın anayasasıdır: Biz Avrupalılar, di- ye değil biz majesteleri, biz devlet başkan- lan diye başlamaktadır. Bu özelliği nedeniy- le, demokratik yerine monarşik bir anayasa- dır. dense belki yanlış bile olmayacaktır. Ha- zırtanışına yurttaşlann demokratik katılımı olmamıştır Bu anayasada biriikin işleyişin- de yurttaşlann demokratik katılımlan değil, bir takım aritmetik fonnüller temelinde üye devletler arası dengeler gözetilmiştir. Yasa- ma yetkisi ağıriıklı olarak konseyin yani üye _deyleüen_n_ ellerine bırakılmıştır. Anayasanın_ hazırîanması aşamasında dışlanan halk onun kabulü aşamasında da 25 ülkenin çoğunlu- ğunda dışlanmıştır. Halkoylamasına giden azınlık ülkeleri ara- sında bulunan Fransa'da ise oy kullanacak- lann durumu içler acısıdır. 400'ü aşkın ana- yasa maddesi bir o kadar protokol ve ekler- den oluşan bu belgeyi oy kullanacaklar bi- liyoriarmı? Hayır. Bilgisi olmayanın fikrini ifa- deetmesi isteniyor, şimdi... Evetçiler anaya- sanın içeriğine yönelik, bu yüzlerce madde- nin velev bir tekine ilişkin tek kelime söyle- sinler. değil mi? Hayır. Peki ne mi diyorlar? İşte söylediklerinden bir buket: - Hayır dersek Avrupa felç olur. - Fransa AB içindeki otoritesini kaybeder. - Türkiye'nin üyeliğini engelleriz. - Istikrar için evet demeiiyiz. Yoksa Avru- pa dağılır, yeniden savaşlar başlar. Yani hep basmakalıp sözler ve yalanlar, hep aba altından sopa göstermeler. Bu anaya- saya evet demeniz laam, başka seçenek yok. Hal böyle olunca Fransız insanı haklı olarak soruyor: Eğer oylama secenekli değilse ni- ye yapılıyor ki? Demokrasi başka nasıl olur? Ote yandan demokratik, sosyal ve banş- çı bir Avrupa için hayır diyenler.somut ömek- lerie bu anayasanın eksik ve yanhşlannı, teh- likelenni sıralıyor: biz AB'ye değil bu anaya- saya karşıyız. Hayır oylan ile Birlik dağılma- yacak fakat mevcut hukuksal yapısı ile de- vam edecek, halklann Avrupa'sının anaya- sasını yapabilme şansı doğacaktır, diyorlar. Böylece bu anayasaya ve AB'ye şoven mil- liyetçi görüşlerie hayır diyen Le Pen'ci ha- yırcılaria da farklılıklannı vurguluyoriar. Ve işte bu yaklaşım şimdi anketlerde yüz- de 60 desteğe ulaşmış bu'unuyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear