22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 MAYIS 2005 PERŞEMI1E CUMHURİYET SAYFA J\_ U I_j JL LJ J \ kultur(o)cumhuriyet.com.tr 15 UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCÎ Tarihi Kentler Birliği'nin Muğla-Milas Buluşması'nda kültürel turizm için "ailepansiyonculuğu" önerildi 'fdutlu Kervan' Muğla'daydı"Kutlu kervan"... Bu söz, Tarihi Kentler Birliği'nin (TKB) 2000 yılındaki kuruluşun lan bu yana söyle- nen en anlamlı "tanım'Marı arasına yazıldı. 30 Nısan - 1 Mayıs 3005 günlerındekı Muğla-Milas Buluşması'm açarken "kültü- rel ıniras hepimizi bir araya getirdi" diyen TKB Başkanı ve Kayserı Büyükşehir Bele- dıyesı Başkanı Mehmet Özhaseki, belediye- lerın "artık" tarıhsel dokularına önem ver- melenyle övünmelerini "<;n kutlu değişim" olarak yorumluyordu... Gerçekten de TKB üyesı belediyelerin ka- tılımcılara dağıttıkları yayınlarında, "kent hizmetleri" olarak, yol, kiildırım, asfaltlama gibi yıllardır alışılagelen calışmaların yerini "restorasyon'Mar, "tarihi dokuda planla- ma"lar, "kentsel tasarım" projeleri almış durumda... Muğla Üniversitesi Atatürk Kültür Mer- kezi fuayesı de ışte bu ça ışmalarıyla üyeli- ğe "aday" olan belediyelerin TKB'ye "baş- vuru" ıçın hazırladıkları sergilerle adeta bir "kentsel koruma okulu'' gibiydi. Nitekım Belediye Başka|nı Osman Gürün ve Valı Hüseyin Aksoy'la birlıkte ÇEKÜL Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen ile Cumhur- başkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehro- zoğlu da TKB Buluşması nın "kentin üni- versitesinde" gerçekleşmosini "anlamlı bir beraberlik" olarak vurguladılar. "Kam- pus"takı bu coşkunun aynı zamanda Muğ- la'nın "özlem"itıi ve ünıv ;rsiteleri olan tüm Anadolu kentlerinin de "unıudu"nu yansıt- tığını dıle getırdiler. Rektör Prof. Dr Şener Oktik de konuşma- sında; "Içinde ve lanı nıerkezinde olduğu- nıuz tarihi ve doğayı, gelişjmenin tenıel kay- nağı olarak gören bir üniversite olarak, eğitinıimizi de öncelikle mı değerlerle bü- tünleştirmeyi hedefliyorjuz..." diyerek bu umutları yanıtlıyordu... • "GÖSTERİŞLİ ve AĞIRBAŞLF'LAR... Milas'ın eski sokaklarında gösterişli ve alçakgönüllü konaklar (solda). Muğla'nın 25 yıldır korunan özgün dokusu (üstte). Kentin "yerel" bacaları, 1990'lardan bu yana rozetlerde, afişlerde, resmi evraklarda ve şenliklerde (sağda). Devletln ilgisi KB buluşmasına ı Ahmet mazeretı nede- ;t" yine de üst dü- sahip çıkan beledi- birı n ce cle Bu heyecanla başlayan katılması beklenen Cumhiırbaşkan Necdet Sezer son andaki niyle gelemedi ama, "devl zey temsiliyetiyle tarihe yelerın konuğu oldu... 1980'h yıllardaki unut halkın gönlünde yerini alî zoğlu'nun mutluluğu, sadı mi"nı gidermekten ötürü burhane Meydanı'nda, V; la gerçekleşen düzenlemenin Yaylası'ndaki kahvelerin ğı"ndakı dıngınliğin, dah kaplayan SİT alanındaki yıl önce bıraktığı gıbı ve korunduklarını görmesı, mu yönetıcisine ve kaç ken bılırdi? Belediye Başkanı Osrm bu "başarı"ya ımza atan FOTOĞRAFEVİ KOÇ- lmaz Valıliğiyle Kemal Nehro- Muğla özle- ğıldi. Tarihi Sa- lilik olanaklarıy- Karabağlar ve "Keyfotura- sı kentin 1/3'ünü tarihi dokuııun 20 yaşamla içi içe" Türkiye'de kaç ka- ımızde nasıp ola- n Gürün'ün, ışte ğlalıların, özel-Mu likle tarihi dokunun baş düşmanı olan "imar rantı"na karşı yıllardır gösterdıklerı "özve- rili direniş"lerıne bundan böyle "devlefın de destek vermesi gerektiğini anımsatması- na ıse Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç ile lçışlerı Bakanı Abdülkadir Aksu yanıt verdıler. Örneğin "turizm", öteden beri ülkenın tarıh, kültür ve doğa zengınlığını dünyaya ta- nıtarak ve "pazarlayarak" varlığını ve ka- zancını sürdürmesine rağmen, bu değerlerın korunmasına hâlâ neden katkıda bulunmu- yor? "Çokyıldızlı turizm"ın bu büyük "vefa- sızlığı"nın artık sorgulanması gerektiğini söylememız üzerine Atilla Koç dedi ki; " Kültür ve turiznıin birleşmesinin yararı- nı şimdi göreceğiz. Her ikisinin de Bakanı olarak, kültürün turizmden alacağını tah- sil etmeye söz veriyorum.." Benzer görüşü dıle getiren Abdülkadir Ak- su da; "Valiliklerin kentlerdeki tarihi nıi- rası koruma projelerine kaynak ayırmala- rını sıkıntıya sokan yeni İl Özel ldare Ya- sası'ndaki ilgili maddeyi hemen düzeltece- ğiz ve turizm gelirlerinin de kültür proje- lerine aktarılmasım hızlandıracağız..." derken, bütün bu sözlerin "yakmdan izlene- ceği" sözünü ise Muğla milletvekıleri Ali Arslan ile Seyfi Terzibaşoğlu verdiler. Eskl evlerde panslyonculuk TKB Muğla-Milas buluşmasının ana tema- sı olarak belırlenen "Tarihi Kent Dokuları- nın Turizme Kazandırılması" konulu pa- nelde de söz sırası uzmanlardaydı. TKB Danışmanı Prof Dr Zekai Görgü- lü'nün yönettığı oturumda Valı Hüseyin Ak- soy'un sunumunun ardından Prof. Dr. Adnan Diler, Doç. Dr. Zeynep Enlil ve Şehır Plancı- sı Bülent Tanık'la birlıkte şu çağrıyı yaptık: "Tarihi kentlerde temel turizm politika- sı olarak eski evlerde aile pansiyonculuğu, devletin restorasyon ve donanım desteğiy- le de başlatılmalı ve yaygınlaştırılmalı; ai- lelerin buna yönelik örgütlenmesi ve ko- naklama organizasyonu ise belediyelerce yapılarak tur fiımalaı ının programlarına alınmalıdır..." Panelin ardından önce Karabağlar Yayla- sı'nı, sonra da eski Muğla dokusunu gezen "kutlu kervan"cılar, Valılık tarafından res- tore edılen Hacıkadı Eyi'nın ve Belediye ta- rafından restore edilen Özbekler Evi'nın açı- lış törenlerinde de Muğla'dakı koruma bılin- cine "kamu kurumlan"nın nasıl katkıda bulunduklarını da görmüş oldular. Muğlahlar 1970'lerde Erman Şahin ile başlayan "korumacı belediye başkanlarını seçme" geleneğını adeta kuşaktan kuşağa sürdurmekteler Muğla Valileri de artık ön- celıklı hizmet alanları olarak "kültürel mi- rasın korunması"nı görmekteler... Nitekim, buluşmanın ıkınci günü gerçek- leşen Mılas etkınlıklerı öncesınde yıne Vali- liğın, yenıden yöre kültürüne kazandırdığı "Belen Kahvesi" zıyaret edilirken, bu kah- vedekı anılann urünü olan "Ormancı Tür- küsü" herkesin dilındeydı... Milas ise sankı antık "Mylasa" çağından bu yana en "kutsal" evsahıpliğine hazırlan- mış gıbiydı. Kentin tarihine olan bağlılığıy- la tanınan "ÖNDER" gazetesı günler önce- sınden başladığı yayınlarında dıyordu kı; "Milas'ta tarihin yüzü gülüyor; çünkü Türkiye'nin tarih dostlarını ağırlıyor..." Yüzü gülenler arasında en heyecanlı olan Belediye Başkanı Fevzi Topuz ıse kentin ye- rel mımarı sımgelerınden Hacı Alı Evi'nın restorasyonunu bu buluşmaya yetıştırebilme- nın "gururu" ıçınde şunları söylüyordu. "Bu antik ve tarihî kentte ilk kez belediye olanaklarıyla kültürel nıirası kurtarma projeleri gerçekleşiyor. Bu onuru TKB'nin verdiği ilhama borçluyuz; kutlu kervanda sonuna kadar birlikte yürüyeceğiz..." ALLIANZ SANAT GALERİSİ kesitler bu sergide Kültür Servisi - Fotoğrâfçı Ömer Serkan Bakır, 10 yıl ıçınde çektığı, yaşamdan fotoğraf karelerıni KESİT 'yaşamdan' adlı bir fotoğraf sergısınde bir araya getı- riyor. 14-27 Mayıs tarihlpn arasında Beyoğlu'ndakı Fo- toğrafevı Koç-Allianz Sanat Galensi'nde yer alacak sergide, farklı coğrafyal; leyicilerle buluşacak. Se gideki fotoğraflann da icınde bulunduğu bir albüm Fo- toğrafevi Yayınlan'ndan lanan, içındeki fotoğrafl rdan yaklaşık 30 fotoğraf, iz- rgiyle aynı ısmi taşıyan ve ser- Angkor Tapınakları. çıktı. Farklı bir ıçenkte hazır- ır ve boyutuyla da dikkat çe- ken albümde 60 renkli fotoğraf yer alıyor. Sergide ve albümde yer alan görüntüler, Türkı- ye, Kamboçya, Tayland, Ispanya, Sıcılya, Al- manya, lran ve Surı- ye'de yıllar içerisinde çeşitli fotoğraf tasanlan ıçın çekilmiş, yaşamdan kesitler oluşturan fotoğ- raf karelerıni içeriyor. Fotoğraf baskılarının DİFO Lab tarafından gerçekleştirilen serginin albümü de Hewlett-Pac- kard'ın katkılarıyla ya- yımlandı. Ulusal ve uluslararası birçok fo- toğraf yarışmasında ödül kazanan Ömer Ser- kan Bakır, 2003 ylında 'türkiye'de Fotoğrafçı Ol- mak' adlı tasansmın ilk aşamasını bıtirdı. Bu çalışma- sını Istanbul ve Izmir'de sergiledı. Bakır'ın bugüne ka- dar, 'Vapurda...', 'Su Üs tünde Yaşam', 'Doğu'nun Kararan Yıldızı: tran'J'Angkor Tapınakları', 'Ya- şam Güzel Bir Gündü', reler' isimli dıa gösterik ri izleyıcılerle buluştu. Halen çeşitli fotoğraf tasarıları Ömer Serkan Bakır, Bilii Collectıon Club üyesi. (v 'Pazarda...' ve 'Kesit-port- izerinde çalışmakta olan ;ım Muhabırlerı Derneğı ve 'ww omerserkan. com) ABD işgaline karşı 27-28 Ağustos 2005 tarihleri arasında Sarıyer'de yapılacak olan festivale yerli ve yabancı çok sayıda grup katılacak. (Fotoğraf GOKÇH UYGUN) Bu yılm sloganı 'Çektir Git!' tstanbul Haber Servisi - "BarışaRock Festivali" bu yıl ABD işgaline karşı "Çektir Git!" sloganı ile 27-28 Ağustos 2005 tarihlen arasında Sanyer'de yapıla- cak. Savaş karşıtlannı, rock müzığın asi tı- nılan ile buluşturacak olan festivale çok sayıda yerli ve yabancı grup katılacak. Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu ile BarışaRock Kolektıfı tarafından gerçek- leştirilecek olan festıvalın tanıtımı ama- cıyla Taksım'dekı Kemancı Bar'da basın toplantısı düzenlendı. Toplantıda festıval komıtesı adına bilgi veren Seçkin Erdi, "Festivaller, dünyadaki kapitalizm kaynaklı bütün sorunlara ilişkin bir kiirsü oldu. Bugüne kadar, tngilte- re'den, Gürcistan'dan ve Lübnan'dan barış yanlısı müzisyenleri ağırlayan festivaliıni/, ülke içinden de ilk sene 36, ikinci sene 42 grubun sahne aldığı bü- yük bir müzik olayı oldu" dedı Yıne Sa- nyer'dekı Mehmet Akif Ersoy Pıknık Alanı'nda gerçekleştirilecek olan festiva- lın sloganınm bu sene, ABD işgaline kar- şı "Çektir Git!" (Mavı Sakal'm şarkısı) olarak belirlendığını anlatan Erdi, müzık dışındakı etkınlıklerın ağırlıklarının art- masını planladıklannı dıle getırdı. Erdi, "Bugüne dek gündemimiz ve derdimiz barış oldu" dıye konuştu. Yerli ve yaban- cı 35'ı aşkın grubun sahne alacağı, tiyat- ro oyunu ve fılm gösterımlerinin yapıla- cağı 2 günlük festıvalde, sendıkalar ve sı- vıl toplum kuruluşları da stand açacaklar. Bu sene BarışaRock'çılar festivale basın, sıvil toplum kuruluşları ve bazı seçkin ki- tabevleri aracıhğıyla ulaşacaklan ücretsiz davetiyelerle, kapıdan ıse 5 YTL'lik rozet- ler aracıhğıyla gırebılecekler. 'AŞKIN FJLM FESTİVALİ' BAŞUYOR Sanatcı Melahat Pars yaşamım yitirdi SABİT HORASAN KONYA - Konya Büyükşehir Beledıyesı'nce düzenle- nen ve mistik fılmlerden oluşan 'Aşkın Film Festivali' bugün başlıyor. Konya'da 20 Mayıs'ta sona erecek festı- val 24-30 Mayıs tarihlen arasında da Eskışehır An ve AFM sinemalannda yınelenecek. Hoşgörü, kardeşlık, evrensel değerler üzerine kurulu Mevlana felsefesının ruhunu yansıtacak ıçerıkte oluşturulan festıval boyunca; her ülkeden, her kültürden mistik filmler sunulacak. tstanbul Uaber Servisi - Türk musıkısine pek çok sanatçı yetiştiren, "Ben Gamlı Hazan" ve "Civelek" gıbi beste- lere imza atan Melahat Pars (86), tstanbul'da yaşamını yitirdi. Pars'ın cenazesı, bugün Şışlı Camıı'nde öğleyın kılınacak cenaze namazının ardından Zıncirlıkuyu Mezar- lığı'nda toprağa venlecek. Müziğe, Mesut Cemil ile Mü- nir Nurettin Selçuk'un öğrencisı olarak başlayan ve 60 kadar besteye ımza atan Melahat Pars ıçın bugün saat 11.00'de tstanbul Radyosu önünde tören düzenlenecek. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Sanattaki Mahremiyet... "Yalnızlık gibidir bir tabloyla karşılaşmak, bir romanı, şiiri, öyküyü okumak, birfilmiya da ti- yatro eserini seyretmek! Yalnızlıklann en derin- lerde kalan bölümleri gibi. Bir an artık bu ka- dar fazlasını içinde barındıramayacağını his- seder gibi olursun; paylaşmak neredeyse ka- çınılmaz hale gelir. Paylaşırsın da; veyapaylaş- tığını sanırsın, her neyse. Ama gel gör ki, o en derinde kalan noktaya vardığında, tepeden tır- nağa bir acı, seni delen bir sancı olup çıksan bile, anlarsın ki artık o noktaya dokunulmazlı- ğını tanımak zorundasındır. Bir değeri olmuş- sa eğer o karşılaşmanın, o noktadan ötesi tü- müyle sana kalmalıdır! Yani sahiplenilmesi ge- reken bir tür mahremiyet gibi. Üstelik zaten paylaşılması olanaksızdır. Bu olanaksızlıkta di- renirsen, tek yapabileceğın onu, senin payla- şılamaz olanını ötekiler'in cehennemlerine at- maktır, o kadar!" Son zamanlarda, şimdilik 'Ressam Sadi'nin Son Tablosu' adını verdi- ğim ikinci romanım üzerindeyoğunlaştım. Bu- rada, Eskişehir'de, dahası bir iki ay önceki hastane günlerimde peşimi hiç bırakmayan bir roman. Oyle ki, evde hastaneye gitmek için acele toplanırken yanıma havlu ve terlik alma- yı unutmuştum, ama dizüstü bilgisayarım, he- men sokak kapısının yanına konmuştu! Şımdilerde, tıpkı ilk romanım 'Kıyıda Yaşa- mak'ta olduğu gibi, bu yeni romanda üstüme irili ufaklı, ama önüne geçilmez dalgalar halin- de gelmeye başladı. Doğrusu, hiç karşı koy- muyorum. "Şimdilikbu bir kenarda dursun, bi- riken günlük işlerin peşine düşeyim ", demiyo- rurm. Çünkü bir süre ihmal edilen günlük işler, ya sonunda günlük olmaktan çıkıyor, ya da iyi- ce kapıyı zorlayıp zamanın 'hemen' kesitinde çözümleniyor. Evet, yazımın girişindeki alıntı da yeni roma- nın başlangıç bölümlerine ait. Ama yazıldıktan sonra, romandan bağımsız olarak, kafamı ra- hat bırakmadı. Herhalde daha önce bilinçal- tımda da düşüncelerımin bir parçası olduğu için. Kafamda hep varolmuş bir soruyu açığa çıkardığı için. Bir sanat eseriyle karşılaşmadan kaynaklanan etkiyi başkalarıyla da paylaşmak, kimi zaman çok güçlü bir gereksinime dönü- şebilir; ancak, bu paylaşımı ne ölçüde başa- rabiliriz? Ve belki, daha da önemlisi, söz ko- nusu etkınin paylaşmamamız gereken bir ya- nı da var mıdır? Artık mahremiyetimize girme- si gereken biryan! Gerçek bir sanat eserinden etkilenmenin yol açtığı en önemli sonuçlardan biri, daha ön- ceden varolan düşünme boyutlarına biryeni- sıni eklemesidir. Ister dışımızda kalan, ister doğrudan kendi iç dünyamızın da bir parçası olan bir konu karşımıza böyle bir eserin kalı- bında çıktığında, ona ne kadar tanış olursak olalım, "Bunu daha önce hiç böyle düşünme- miştim!" deriz; demek zorunda kalırız; ve eser- le karşılaşma anından başlayarak, o 'böyle', düşünce evrenimizde giderek dal budak sal- maya başlar. önceden varolacağını hiç kesti- remeyeceğimiz, çok farklı bakış açılarına kay- naklık etmeye koyulur. Bence romandan yap- tığım alıntı, işte bu noktada önem kazanıyor: "... Bir değeri olmuşsa eğer o karşılaşmanın, o noktadan ötesi tümüyle sana kalmalıdır! Yani sahiplenilmesi gereken bir tür mahremiyet gi- bi. Üstelik zaten paylaşılması olanaksızdır. Bu olanaksızlıkta direnirsen, tek yapabileceğin onu, senin paylaşılamaz olanını ötekiler'in ce- hennemlerine atmaktır, o kadar!" Söz konusu etki, bir sürecin, daha önce va- rolmayan bir boyutta düşünce yürütmenin te- tikleyicisi olmuştur. Bu sürecin kendi iç dün- yamızdakı görünüşte sessiz akışını onu baş- kalarıyla paylaşmaktan kaynaklanacak gürül- tülerle bozmak, süreci ve süreçten kaynakla- nacak düşünceieri olası özgünlüklerinden yok- sun kılacaktır. Belki de düşünme eyleminin gerçekte ne olduğunu tam bilmemenin yol aç- tığı bir savruklukla, tamamlanmış düşünce ile henüz oluşum aşamasındaki düşünceyi baş- kalarıyla paylaşma arasında ayrım bulunma- dığına inanırız. Ve sanırım temel yanlışımız da buradadır: Oluşum aşamasındaki düşünce paylaşıldığında, ötekilerin cehennemlerinin et- kisıyle kirlenmeye, bütünüyle bizim olmaktan çıkmaya başlar. Paylaşım sonunda bize dö- nen, artık aslında bizim olmayan, yalnızca öy- le olduğunu sandığımız bir düşünce olacaktır. Sanat eserinden etkilenme bağlamında ise bu, bizim nasıl etkilendiğimizi anlatmak değil, fa- kat nasıl etkilenmemız gerektiğini başkaların- dan sormak anlamına gelecektir. e-posta: ahmetcemal(a superonline.com acem20 ' hotmail.com ÜLKER KUKLA FESTÎVALt • FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZİ'nde 11.00'de Teatro Dei Fauni (İsviçre) 'Bavulun İçindeki Orman'ı, Ann Westphal (Brezilya) 'Flamingo'yu sahneleyecek. (0 212 232 02 24) • PROFİLO KÜLTÜR MERKEZt'nde 11.00'de Maren Kaun Theatre (Almanya) 'Kafasına Pisleyeni Arayan Köstebek', 13.00'te Puppet House (Rusya) 'Obratzsov'dan Seçmeler'ı sahneleyecek. (0 212 232 02 24) BUGÜN • BABYLON'da 22.00'de Blues Explosion konseri. (0 212 292 73 68) • NARDİS JAZZ CLUB'da 21.00'de Group Passiflora konsen. (0 212 244 63 27) • SHAFT BLUES & JAZZ CLUB'da 23.30'da Gür Akad Band konseri. • AKBANK KÜLTÜR SAJNAT MERKEZİ'nde 11.00'de Boris Nahalka'dan atölye çalışması ve 20.00'de Deborah J. Carter Quartet konseri. (0 212 252 35 00) • ALMAN KÜLTÜR MERKEZİ nde 19.00'da Hans Bickel'den 'Dört Dilli tsviçre'den Çok Dilli İsviçre'ye' başlıklı konferans. (0 212 249 20 09)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear