23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 ŞUBAT 2005 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA Dünyada ekonomik zorluklar yaşayan basın ya para babalannın denetimine giriyor ya da iktidann sesi oluyor Medyanın çarpıtüğı gerçelder M edyanın bir avııç büyük sermaye sahibinin elinde loplanarak tekellcşmesinden bu yana, eskiden az da olsa rastlandığı söylenen doğru, tarafsız haber, adeta salt söylencelerde var olan Aııka kuşu konumundadır. Bu sadece yazılı basın için değil tüm mcdya için geçerlidir. Ramonet'mn aktardığına göre Fransız medyasmın dev şırketı TF l'in patronu Bay Patrick Le Lay, bakın nasıl açık konuşıtyor: 'TF l'in işi, ürününü satması için Coca- Cola'ya yardimci olmaktır. Bizim Coca- Cola'ya sattığımız şey, emokrasinin 4. Kuvvet'den yoksun kalması, diğer erklehn iktidar karşısında zaafa uğraması anlamına da gelebileceği gerçeği unutulmamalıdır. Medyadan günümüzdeki büyük sermayeye ve iktidarlara bağımlı konumuyla 'gerçeği' beklemek abesle iştigaldir. Haberi çarpıtmanın, manipüle etmenin, düpedüz yalandan düzmeceye, abartmadan özetleyerek özünü örtbas etmeye, haber verir gibi görünerek habersizleştirmeye, haber bombardımanı ile insanların kafalannı karıştırarak haberin özünü gözden kaçırmaya, istenildiğinde haberi kesip biçip çarpıtmaya, gözden saklamaya uzanan inanılmaz sayıda 'teknikler' alabildiğine kullanılmaktadır. elımızdekı ınsan beynının zamanıdır. 'Bu, tecimsel tutkuyla, haber etiğinin, çelışkılı kanşımımn ne denlı tehlikeli olabıleceğini ortaya koymaktadır. Sözü edilen tehlike internette çok daha vahım boyutlara ulaşmıştır: 'AmiTikan ekonomik Patrick Le La magazin dergisi Forbes, Forbcs.com sitcsindc rcklam için ycni bir yöntemi uygulamaya koymuştur. Yeni yöntem, makalenın ıçıne reklam yerleştırilmesıdır. Yazann bılgısı dışında reklamverene, kuşkusuz, ücreti karşılığında bir 'anahtar sözciik' verilmektedir. Böylece mouse söz konıısu 'anahtar sn/cıığıııı üzerine geldiginde; 'reklam' anında açılan bir pencereyle ortaya çıkmaktadır. Gazeteciler simdilcrdc, kcndilcrinc reklam sö/.cüklerinin dolaylı degil doğrudan yazının içinc yerleştınlmesı, böylece de çok daha fazla para kazanılmasma sıranın ne zaman geleceğini sormaktadıı. Özetle, bu gidişle, 'reklamverene îlışiıı ılıııış gazeteciliğin de pabucunun dama atilacağı daha yazi, haber ve yorunıların gazetecı ya da yazarlar yenne 'reklam yazarları' taralindan yazılacağı günlcr uzak görünmcmcktcdir. Böylcsi bir içlidışlı ilişkilcrin hâkim olduğu ortamda sağhklı, doğru ve yansız habenn yol kazasına uğramadan okuyucuya ulaşması olası mıdır? Yanıtlannıası gereken soru bu. Diyojcn gibi yollara düşüp 'doğru haber' anyorum diyenlere rastlanılacağı giinler uzak değil. Q İ C y Y y c u DESTEĞİ YAŞAMSAL ÖNEMDE Ignacio Ramonet, dünyada parah gazetelenn yılda ortalama yüzde 2 kayba uğradığmdan söz ederken, endüstri dönenıi medyasının sonu mu, diye soruyor. F.ndişeienmekte yerden göğe haklı. Dünyanın her ycnnde finans darboğazına giren çok sayıda gazete düpedüz lıavlu atmadığı zaman ya para babalannın denetimine giriyor ya yükseksen derece dönerek iktidann borazanlığına sığınıyor. Kapanan gazetelenn ışsızlenne, nasılsa ayakta kalanlaıın tasaıruf balıanesiyle işlen çıkardıkları eklcniyor. Amerika'da 2000/2003 yıhnda işten çıkanlan gazetecılenn sayılan ikı bıni aşmış durumda. Ünlü Reuter haber ajansı 4 bin 500 çalışanını kapının önüne koyacağını açıklanuş bulunuyor. Birer ikiser büyük sermayenin eline geçen ya da iktidarlara iliştirilmiş dııruma gelmesine karşılık ilkelerınden tavız I rtadoğu'yu ateşe veren ABD saldırısının ardındaki büyük ve biricik bahane 'Irak'ta kitle imha silahlan var' şeklindeki düzmece haberler, Pentagon'un direktifleri uyannca yayımlandı. Mostar Köprüsü'nü bombalayarak yıkanların Hırvatlar olduğunun bilinmesine karşın bugün bile köprünün Sırplar tarafından yıkıldığını yazanların sayısı az değildir. vermeyen bir avııç bağımsız gazete sayısının giderek azalıp yoklara kanşmasının ne denlı tehlikeli olabilcceğini gönnek gcrekiyor. Bir zamanlar 4. Kuvvet diye adlandınlan, gerçekten de demokrasinin iktidarlann sultası altıııa girmesinın önlennıesmde diğer üç eıkle birlikte öneıııli bir işlevi yüklenerek bu adı büyük ölçüde hak eden basın, salt ülkemizde değil, dünyanın her yerinde bu soylıı nıtelığım neredeyse kaybetmek üzeredir. Daha açık bir deyişle, 4. Kuvvet, saf değiştirerek büyük sermayenin ve iktidarlann yanında yer alma eğilimi içindc göriinmektedir. Demokrasinin 4. Kuvvet'ten yoksun kalması, diğer crklerin iktidar karşısında zaafa uğraması anlamına da gelebileceği gerçeği unutulmamalıdır. Çare ile ilgili seçenekler ne yazık ki fazla değil. Bağımsız basının ayakta kalması, yaşamını sürdürmesı, okuyuculannın sürekli ve bilinçli desteğine bağlıdır. Aksı halde, ülkede ve dünyada olup bilenlerin ardındaki gerçeği görmek ve kavramak olası değildir. Basındaki krizin nedenleri konusunda Ramonet özetle şöyle diyor: "Aşırı ölçüde 'medyalaştınlan' toplumda insanlar paradoksal olarak lıabcrc güvensizlik duymaktadır. Haber alabildiğine geniş alanlara uhışıı kc 11. avııı zamanda, güvenilirliğini de sıfirlamaktadır. Çoğu zaman bu haberler yalanlanır. Spekülasyon ve gösteri gazeteciliğinin, enformasyon gazeteciliğine galebe çaldığı bir dönem söz konusudur. Sahneye koyına (ambalaj) olaylann doğrulanmasını yenilgiye uğratmıştır. Kötii gidişe karşı çıkmak yerine, çok sayıda gazete, 'çabukluk ve dolaysızlık' adına soruşturma gazcteciligini ycglemckte ve bir zamanlann 4. Kuvvet'ini gözden düşürmektedir. Kurucumuz Hubert Beuve-Mery her/aman 'olguların kutsal, görüşlerın özgür' oldugunu anımsatu dı. Anıa medyada genel olarak «oriikn bunun tanı tersidir. Gazclccik'r, giderek daha fazla, oldukça eııder sergiledikleri görüşlerini kutsal saymakta, olguları ise, görüşlerini doğrulamak için çarpıtmaktadırlar. Diinya basınında görülen düşüştcıı Lc Monde Diplanıatique de, kuşkusuz payını almışür. 2004 için kesin rakamlar henüz ortaya konmamışsa da düşüş yüzde 12 dolayında olabilecektir. Öysa LDM, 2001-2003 arasında satışıııı. yüzde 25'i de aşan rekor bir düzeyde arttırmıştı. LDM bugün, içeriğini daha da mükemmel hale getirmenin çalışması içindedir. Ama bizim için okuyuculann güveni her şeyin üstündedir. Gazetemizin bağunsızlığınuı korunması için okuyucıılarımızuı desteğine guveniyoı; onlardan, gazetemizi okumaya devam etmelerini, yeni okuyucular kazanması yönüııdc çaba göstcrmelerini istiyoruz." Ç A R P I T M A N I N TEKNİKLERİ Basından ve gcncl olarak medyadan, günümüzdeki büyük scrmaycyc vc iktidarlara bağımlı konumuyla 'gerçeği' beklemek abesle iştigaldir. Haben çarpıtmanın, manipüle etmenin, düpedüz yalandan düzmeceye, abartmadan, özetleyerek özünü örtbas etmeye, haber verir gibi görünerek habersizleştirmeye, haber bombardımanı ile insanların kafalarını kanştırarak habenn özünü gözden kaçırmaya, istenildiğinde haben kesıp biçip çarpıtmaya, gözden saklamaya uzanan inanılmaz sayıda 'teknikler' alabıldiğıne kullanılmaktadır. Son elli yılın taıihi bunun örnekleriyle doludur. O kadar ki, milyonlarca insan diin olduğu gibi bugün de basının ve medyanın ürettiği düzmece ya da düpedüz yalaıı haberlen gerçek diye algıladıklarından bütünüyle habersiz geçip gitmişlerdir bu dünyadan. Ramonet, anılan yazısında Batı'nın önde gelen gazete, haber ajansı ve TV'lerinin, bu tür yalan ve çarpıtmalarının örneklennı veriyor. Ortadoğu'yu ateşe veren ABD saldınsının ardındaki büyük ve biricik bahane 'lrak'taki kitle imha silahlan mavalıyla ilgili düzmece haberlen, Pentagon'un direktifleri uyannca yayımlayan, böylece de W. Bush'un saldırgan politikalanna, saldın öncesinden itibaren destek veren gazetelenn arasında, büyük prestıje sahıp Washıngton Post ve New York Times'in de yer aldığını sağır sultan bile duymuştur. NATO'nun Yugoslavya'ya saldın öncesinde giriştiği yoğun beyin yıkama, ABD ve Avrupa ülkelerinin neredeyse tümünün bu iilkcye bomba yağdırmak için nasıl bırbırlenyle yarıştıklan henüz belleklerden silınmemıştir. Bu büyük beyin yıkamanın ve ardından gelen bombaların gürültüsünde iç savaşı kunduklayan etnisiteyi kimin nasıl kışkırttığı, asıl amacı Yııgoslav birliğini parça parça ederek daha kolay yenılip yutulması olduğıı gereğı güme gıtmıştır. Beyin yıkama o denli etkili olmuştur ki, ünlü Mostar Köprüsü'nü bombalayarak yıkanların Hırvatlar olduğunun bilinmesine karşın bugün bile köprünün Sırplar tarafından yıkıldığına inanan ve bunu sıkılmadan yazan şaşkolozların sayılan az değildir. Neoliberalizntin yeni maskeleri * Tkinci Dünya Savaşı'nın bitiminden otuz yıl sonra, ıssız bir adada savaşın hâlâ devam etliğini sanan ünlü Japon askeri örneğindc olduğu gibi, neoliberal ekonominin küresel ölçekte süngüsüniin on üç yıllık yıkımdan sonra yaldızlannın iyice dökülüp süngüsüniin düştüğü Davos'ta bizzat ağababalan tarafından açıklanmasına ve baş aşağı gıdışı tersıne çevırecek hayli eğlendirici önlemleri devreye sokmaya hazırlanmalarına karşın, ülkemizde kimi şaşkın Japon askeri benzeri çok sayıda insanın bu gelişmelerden zerrece haberli olmadıklan anlaşılıyor. Bu takım, neoliberal ekonominin yıllardır süregelen egemenliğinin dünyadakı yıkımını ızlememış olabılır, ama ülkelerinin ıçınde debelenip durduğıı durumdan da nıı habersizlerdirler? Ama, gerek ülke çapında, gcrekse de küresel bağlamda yoksul kitlelerin daha da yoksullaşmasına karşın aşın ölçüde semiren parababalanna iliştirilmiş olduklanndan bu takımın olup bitenleri görnıezlikten gelmesını, kuşkusuz doğal saymak gerekmekledir. Ciddi Le Monde gazetesinin ekonomi yazarlanndan Eric Le Boucher (29.01.05) Davos'la ilgili yazısına 'Davos liberalizmde viraj aüyor' başlığı atrmş. Ve yazar 'Davos, (direksiyonu) sola mı çevirdi, diye soruyor. Birleşik Devlet'lerinden kapitalizmin zirvesi olarak ünlenen lsviçre kayak merkezine gelen 'globol liderler' hafta boyu suratlannı asmışlar. Çünkü, Dünya Ekonomik Forumu'nun düzenleyıcilen ve kuşkusuz dünyanın halı onlan biı 'zor seçim' (touglı choıces) karşısında bırakmıştı. Bunlar, yoksulluk, küresel hakkaniyet ve ikhm değişimleri gibi sorunlardı. Ama küresel ekonomi baglamında asıl işlerini de, kuşkusuz, unutmuş değillerdi: ' I uketicilerin geleceği', 'iş kolaı mak için ve elverişli yerler' vb. Le Boucher'e göre asıl sıkıntı yıne de bu, 'zor seçimlerdi'. Kanımıza 'eşyanın tabiaüna' bütünüyle aykın olmakla birlikte bir hayli eğlendirici olan tartışma konulannı yazar şöylece sıralamış: 'Şirketler'ın soylıı bir hedefi olabilir mi?', 'Acaba insan haklanna saygı kârlı bir iş mi?', 'Bizi Boucher insancd duruma ne getirebUir?'.. Forum vıraj almaya myetli, Yukarıdakı 'zor seçim' öğelerı ıse neoliberalizmın baş tacı edıldığı 9O'lı yıllann bir tiir günah çıkartması. Neoliberal gidişin karşıtlarının söyledikleri ise 'gerçeğin (a kendisi': "Gezegeninin yoihıııdolarladöşelideğil.'Ey işadamlan' gezegeniningüzelliğinin yerinde yeller esiyor! Radikal lslam tehlikesi, salgınlar, yaşlanma, yoksulluk, açbk, tsunamiler kol geziyor", 'Çevre insanlara düşman'. Irak'ta, Suudi Aıabistan'da, Çin'le, Tayvan arasında, Afrika'da riskler dorukta... Ekonomi, petrol fiyatlarının ve Amerikan açıklarının tehdidinde. Anketler, Amerika ve Avrupa'da halkların; gözleri kârdan başka bir şey görmeyen 'işadamlannı hiç sevmediklerini' ortaya koyuyor. Kürenin lıderlen ıse 'açgözlü, bencil, sömürgen ve çevre kirk'licisi' olarak görülüyor. Büyiık şirketlerin muazzam yolsuzlukları (Enron), şirket yöneticilerinin devasa gelirleri, toplum dışına itilerek kaderlerine terk edilmiş milyonlarca insan, havsalayı zorlayan eşitsizlikler, milyonlarca ınsanı ölümün eşığmde sûründûren açlık sorunu için parmağına oynatan yok. Afrika'da açlık sorununa çözünı olarak yıllardır sözü edilen ünlü 'Tobin vergisi', tıpkı dünyayi artık ciddi olarak tehdit ettığinden artık kımsenın kuşkusu bulunmayan çevre ve iklını sonınları (Kyoto Anlaşması) hâlâ Birleşik Devletler'in onayını bekliyor. Porto Allegre'de yüz binlerce insanın uyanlannın, ne denli haklı olsa da, bir kez daha kulak arkası edıleceğınden kuşku yok. Global tuzu kumlann, insanın mutluiuğuna yönelık işlenn de tatlı kârlar sağlayabüeceğine ınananacağı giine kadar, ki böyle bir şey 'ütopya' tanımına bile girmez, her şey, tüm olumsuzluklaı, insanlar uyannıadıkça, katlanarak sürecek, 'Küresel efendiler' koşun, insan haklarına yatırım yapın. Bu işte çok para var! ÜTTF
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear