25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 EKİM 2005 PAZAR 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edime Kocaeli Çanakkale Izmır Manisa Aydın Denizli S S S S PB PB PB S 21 25 23 21 23 23 26 23 Sinop B 19 Adana B 26 Zonguldak PB 20 Antaiya Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas B Y PB S S B PB 19 17 17 17 17 16 10 B 27 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkân Van B PB B B PB K K 24 18 20 16 16 13 11 PB 12 Yurdun kuzey ve doğu Kesrmtefi parçalı çok bulut- lu, Doğu Karadentz kıyılan ıle Doğu Anadoiu'nun gu- ne^ooğusu yağmurtu, dı- ğer .e^er az bulırüu ve açık geçecek Marmara'nmdo- ğusu ıle yurdun ıç kesımle- rinde sabah saatJennde sıs gorulecek. Hava scakiığ), tum yurtta 2 tfa 4 derece artacak Ruzgâr kuzey ve oat. yonlerınde orta kuv- veîteesecek DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn K Y Y B Y Y Y Y 3 12 11 15 15 15 15 15 Münıh Y 20 Zünh Berlın Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atina ü Y PB PB Y B B PB 18 14 26 18 19 8 21 21 B 19 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tiflıs Kahire PB Y B Y SY PB Y A 8 17 17 26 12 26 13 27 A 22 Açık Parçalı bulutlu : Sısiı - " _ - % E L U I L k Çok bulutlu . Yağmurlu > Gok gurultulu G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada bol, uygulamada perde gerisindeki türlü çeşit oyunla- ra alet! Başbakanlık Müsteşan ömer Dinçer'in öğretim üyeliğinden ihraç edileceği haberinin yayılmasından bir gün sonra Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın'ın tutuklanması arasındaki ilişkinin olası varlığı hâlâ tartışılıyor. Hukuksal olanakları zorlaması beklenen Müsteşar intihal (aşırma, kimine göre bilimsel hırsızlık) gibi bir suçla üniversitedeki yerini yitirebilir. Ne ki akıl hocaJı- ğı yaptığı, pek çok konuda (özellikle din-devlet konu- lannda) Başbakan'ı aydınlattığı, hatta yönlendirdiği için Başbakanlık'taki koltuğundan uzaklaştınlması ola- sılığı yüzde sıfır! AKP, sureti haktan görünüyor, oysa devlet gelene- ği, yasa, kural ve hukuk tanımıyor. Ülkemiz böyle dramatik bir süreçten geçmese, baş- ka birinin bilimsel emeğini aşırdığı için bağlı olduğu ku- mm tarafından meslekten men edilen birini, bir müs- teşan (suça ister inansın ister inanmasın) bir Başba- kan yanında ve yakınında tutmakta inat edebilir mi? Bu anlayışa bizde önemsenmeyen bir olay örnek gösterilebilir. Rektörün tutuklanmasından tam üç ay önce birCHP milletvekilinin Van'daki olaylan irdeleyen soru önergesini içtüzük gereği en geç 25 gün içinde yanıt vermesi zorunlu olmasına karşın, bu Başbakan yanıtlamıyor. • • • Bir yasa çıkararak dokunulmaması gereken (örne- ğin TUBİTAK gibi) kimi kurumlara el atan bu iktidann sıkıntısı YÖK'ü bir türlü ele geçirememekten kaynak- lanıyor. Tek başına iktidariann belirgin hastaJıklanndan biri- dir üniversitelerte dalaşmak. Adnan Menderes de on yıllık iktidannda üniversiteleri "adam etmeye" çalıştı; hatta iktidannın son günlerinde üniversitelerden gelen ağır eleştiriler nedeniyle profesörlere "kara cüppeliler" diye hakaret ederek saldırdı. Henüz aynı kıvama eri- şemedi bu iktidar, ama bayraktarlanndan biri olan Va- kit gazetesinin önceki günkü manşeti aynı kafayı yan- sıtıyor, manşetinde "Cumhuriyete cüppeli tehdit" di- yordu. Vakit'e oranla daha ölçülü yayın yapan Yeni Şafak, "YÖK'ün telaşıneden" diye soruyor. AKP kar- şrtı SP'nin yayın organı Milli Gazete ise "YÖK'ün 'ada- let' korkusu"nu manşete çıkanyor. Bu yayınlar bir bakıma AKP'ye egemen olan anla- yışı ve... Van'da laiklik karşıtı hareketlerin varlığını ve de... Van Rektörü Aşkın'ın savaşımında ne denli hak- lı olduğunu göstermeye yetmez mi? Van Üniversitesi'nde Aşkın'dan önce kimi öğretim üyelerinin eşleri çarşafla geziyor, kız erkek öğrencile- rin el ele yürümesi ters tepkilere yol açıyor. Oruç tut- mayan öğrenci bıçaklanarak öldürülüyor. Ramazanda kafeteryalar, lokantalar kapatılıyor. Mescit kapatan de- kan dinci gruplann ölüm tehdidiyle karşılaşıyor. Bu çağdışı gidişatı AKP de paylaşıyor. Laik, çağdaş bir ülke olma yolundaki savaşımın bir parçası olan Van'daki olayiann bütün eksikliği nedirdi- ye sorarsanız; kanıt olarak Van sokaklarında bu sava- şımın fazla hissedilmediğini, vatandaşlann bu savaşı- ma fazla ilgi göstermediğini, hatta Van'a giden rektör- lere sokakta gösterilen tertipli tepkileri yansıtan gaze- te haberlerini gösterebilirim. Van'daki manzara, bir ordunun cephe gerisinde des- tekten yoksun savaşa girmesi gibi bir durum sergiliyor. AL GÖZÜM SEYREYLE IŞIL ÖZGENTÜRK Oruç da ctvıdı • Baştarafı Arka Sayfada Hemen her dinde olan oruç tutmak, yani insanın en obur yanlannın bir sûreliğine de olsun disiplın altına alınması; neredeyse çınlçıplak kızlann hosteslik yaptığı, din adamı olarak, otellerde porao seyredip ardından da "Ben genç- lerin neler yaptığını merak ettiğim için o pornolan iz- ledim" gibi üç yaşındakı çocuklan bile güldürecek açık- lamalar yapan ve şimdilerde orucun cinsel ilişkiyle bozu- labileceğini pervasızca yumurtlayan sözde din adamlan aracılığıyla, dünyanın hiçbir yerinde böylesine cıvıklaştı- nlmamıştır. Yıllardır iddia ettiğim bir şey var, Türkiye as- la tran olamaz. Evet olamaz, çünkü bana kalırsa bu ülke- nin çoğunluğu dinlepek ilgiü değil, varsa yoksa belden aşa- ğı. Aksı olsaydı, bu sözleri söyleyen sözde din adamının çıktığı haber programlan protesto edilir, Beyaz Amca da girecek delik bulamazdı. Işin en şaşırtıcı yanı bütün bunlann muhafazakâr bir partinin iktidar dönemine rastlaması. Hadi itirafedelim, AK Parti iktidar olduğunda "Bunlar işin suyunu çıkaran şu televizyon programlanna biraz çekidfizen verirler" di- ye düşünmüştüm. Yani saflık işte. Kim derdi ki, bu muha- fazakâr iktidar kutsal emanetleri Kapalıçarşı maü gibi ül- ke dışında pazarlamaya kalkacak; kim derdi ki, ülkenin din adamlan bunlann döneminde en uçuk fantezilerini cümle ülke halkıyla paylaşmak için can atacak... Ama oluyor iş- te, yani pek bir dinsiziz. Bu arada yazımı yazarken erkek kardeşim telefon etti, durumdan onu da haberdar etmek zorunda kaldım. 0 da hemen bir kısa fılm konusu anlatıverdi. Efendim, duyulan bilinen o ki, ülkede röntgen timleri kurulmuş, bu timkr if- tar vaktine doğru ellerinde dürbünler ağaçlara tırmanma- ya başlıyorlarmış. Tam top atıldığında hurra herkes dürbün- lere asılıp, efendim terbiyemi bozmaym. Bu arada olanlar ağaçlara oluyormuş, çoğunun agırlıktan dallan kınlmış. İsilozgenturk(a superonline. com Baştaıı sona izlemek gerek I Baştarafı 1. Sayfada yısında büyük bir artış var. Biz önümû- ze gelen konuları gördükçe kaçaklan ka- patıyoruz. Havuzda balıklann kaçabile- ceği delikler var. Her seferinde bir deliği kapatıyoruz. Ondan sonra bir başka ara- yış içine giriyorlar. Eğer idareler de i>i ni- yetli değilse, ihaleyi iptal ediyorlar. Bun- lar da şikâyeti arttınyor. Artışın altında tabii bir de bu konuda uzmanlaşan ara- cılann bu işten para kazanmaya başla- malan var. Iş yükümüz çok arttı. Örne- ğin bu hafta 83 başvuruyu izleyeceğiz." KlK Başkanı Akkaynak, Dubaili Şeyh El Maktum'a Hazine ve belediyeye ait birta- kım arazi ve projelerin ihaleye çıkılmadan verileceğine ilişkin haberler hakkında ne düşündüğünün sorulması üzerine, "Siz va- tandaş olarak ne düşünüyorsanız aynı şe- yi ben de düşünüyorum. Ama bizim kap- samımız sadece kamu alımlan, yani ka- mu parasının harcanması ile ilgiü. Arsa satışı, takas edilmesi, projeye verilmesi gibi gelir getirici ihaleler bizim kapsamı- mızda değil" diye konuştu. KÎK Başkanı Sener Akkaynak, ihalelerde her şeyin yasaya uymasının, ihalelerin şeffaf olmasının da yeterli olmadığını belirterek "Bizim düşüncemize göre her şey yasaya uydu, ihale şeffaf oldu, açıkJandı. Bu yet- mez. fhalenin takibinin ilgiü idarenin ya- ni sıra bizim tarafımızdan da yapılması la- zım" dedi. Bu açıklamasının Istanbul Karaköy-Salı- pazarı mevkiinde yapılan Galataport ihale- sine uyduğunun anımsatılması üzerine Ak- kaynak şunlan söyledi: "Şöyle düşünün: Belediye zabıtası ha- li düzenler ve denetler; satıcıların bağı- np bağırmadığına, mallann düzgün dü- zenlenip düzenlenmediğine bakar. Ama ondan sonra çürük mal satılıp satılnıa- dığını, 1 kilo yerine yarım kilo satılıp sa- tılmadığını kontrol etmiyorsa ters bir ye- re gidiyor demektir. Burada sadece şek- le değil, içeriğe de bakmak lazım. thaJe- yi en etkin. en verimli. en ekonomik şe- kilde bağlamak, sonra da uygulamaya bakmak gerekiyor. Ama bu bizim dü- şüncemiz. Bu konuda bize sivasi bir is- tek gelmiş değil." Ormanda bulunan beyaz farelerin hastalık taşıyıp taşımadığı araştınlıyor Sarıyer'de fareler panik yarattı tstanbul Haber Servisi - Sa- nyer'de, Bahçeköy-Kilyos yolu çevresindeki ormanlık alana bı- rakılan, beyaz renkli çok sayıda canlı kobay faresi bulundu. Fa- relerden numune alan Istanbul Büyükşehir Belediyesi yetkili- leri, farelerin herhangi bir rrük- rop ya da hastalık taşıyıp taşı- madığını araştınyor. Önceki gece kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişi- lerce plastik kutular içinde or- manlık alana bırakılan farelerin kurulardan çıkarak yola dağıl- ması üzerine çevredeki yurttaş- lar, olayı yetkililere bildirdiler. Olay yerine gelen polis ekiple- ri, veterinerler ile Istanbul Bü- yükşehir Belediyesi Sağlık Işle- ri Müdürlüğü görevlileri, vatan- daşlann girmemesi için önce- lıkle farelerin bulunduğu alanı 150'yi bulan farelerin bir kısmının ölmek üzere olduğu belirtildi. güvenlik şeridiyle çembere aldı. Ilk belirlemelere göre 100-150 adet olduğu tahmın edilen fare- lerin bir kısmının ölmek üzere olduğu anlaşıldı. tstanbul Bü- yükşehir Belediyesi'nden yapı- lan açıklamada ise hayvanlar üzerinde cerrahi bir müdahale yapılmadığının görüldüğü be- lirtilerek kobay olarak kullanıl- dığı tahmin edilen 3 adet fare- nin incelenmek üzere Pendik Veteriner Araştırma Enstitü- sü'ne götürüldüğü, analizlerin 1 hafta sonra sonuçlanacağı be- lirtildi. tstanbul Büyükşehir Be- lediyesi Sağlık tşleri Müdür Yardımcısı Mahmut Gü- nenç'in de aralannda bulundu- ğu belediye ekipleri, gerekli nu- munelerin ahnmasından sonra farelerin bulunduğu ormanlık alanda ilaçlama yaptı. Bu ilaç- lama ile ormanlık alandaki çok sayıda fare itlaf edildi. Sağlık tşleri Müdür Yardımcısı Gü- nenç, Veteriner Müdürlüğü ekiplerinin farelerden gerekli numuneleri aldığını anımsata- rak sözlerini şöyle sürdürdü: "Arkadaşlar gerekJi numu- neleri aldılar, laboratuvara götürüyorlar. Laboratuvarda gerekli tetkikler yapılacak. Biz burada şu anda sadece ilaçlama yapıyoruz ve sorun giderilene kadar da burayı her gün düzenli olarak takip edeceğiz." BU'de yapılması planlanan konferansa durdurma karan vermişti Hâkim Yaman görevden ahndı 'Sözümün sorumluluğunu taşryonm' FRANKFURT (AA) - Alman Yayın- cılar Birliği tarafından verilecek "Barış Ödûlü"nü almak için Almanya'da bulunan yazar Orhan Pamuk, Ermeni konusuna iliş- kin "sözlerinin arka- sında olduğunu" söyledi. Ödül töreni öncesi Frankfurt Kitap Fuan'nda bir basın toplantısı düzenleyen Orhan Pamuk, ödülü almaktan dolayı çok mutlu olduğunu be- lirtti. Yaşar Ke- mal'den sonra bu ödü- lü alacak ikinci Türk yazar olan Pamuk, so- rulan yanıtlarken "Ben sözlerimin ar- kasındayım. Bu söz- lerimin sorumlulu- ğunu taşıyorum. Bu- nun arkasında, Os- manlı Ermenilerinin başına gelen şeyi Türkiye'de konuşa- bilme vardır. Ben bir romancıyım ve sorun insan acısı ve bunu konuşabilme soru- nudur" dedi. HİLAL KÖSE "tmparatorluğun Çöküş Dö- neminde Osmanlı Ermenileri: Bilimsel Sorumluluk ve Demok- rasi Sorunlan" başlıklı konferan- sa durdurma karan veren Istanbul 4. tdare Mahkemesi Başkanı Sa- dettin Yaman, görevinden ahndı. Adalet Bakanlığı, Boğaziçi Üni- versitesi'nde yapılması planlanan konferansı "Kimin ne konuşaca- ğı bilinmiyor" gerekçesiyle dur- duran Yaman'ın yerine yargıç Sa- bahatTuranı atadı tstanbul Bölge îdare Mahkeme- si üye hâkimliğine geri dönen Ya- man, 28 Temmuz 2005 'te Hâkim- ler ve SavcılarYüksek Kurulu'nun yetkilendirmesiyle tstanbul 4.1da- re Mahkemesi Başkanlığı görevi- ni üstlenmişti. tstanbul 4. tdare Mahkemesi, tartışmalı bir şekilde geçen eylül ayında Bilgi Üniversitesi'nde dü- zenlenen konferans için, Hukuk- çular Birliği'nin başvurusu üzeri- ne "yürütmeyi durdurma kara- n" vermişti. Konferansın yapıbnasına ilişkin ilgili mercilere gerekli başvurunun yapılıp yapılmadığı, konuşmacıla- nn hangi kriterlere göre seçildiği, herkese açık olup olmadığı, konuş- macılann giderlerinin ne şekilde karşılandığı gibi evraklann mah- kemeye sunulmasına kadar verilen karar, oyçokluğu ile ahnmıştı. Konferansın başlamasına iki gün kala durdurma karanyla karşılaşan akademisyenler, konferansı bir gün gecikmeyle Bilgı Üniversite- si'nde düzenlediler. Öte yandan, Sabancı ve Boğazi- çi üniversiteleri de, yürütmeyi dur- durma karannın iptali için itiraz- larda bulundular. ttirazlar, Istanbul Bölge tdare Mahkemesi'nce konferans bittik- ten bir gün sonra 26 Eylül 2005 'te karara bağlandı. Hükümete 'darbeci' benzetmesi ANKARA (ANKA) - AKP Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay, Anayasa Komisyo- nu'nda kabul edilen anayasa de- ğişiklik teklifine muhalefet şerhi koyarken AKP hükümetinin uy- gulamalannı da 12 Eylül Milli Güvenlik Konseyi'nin uygulama- lanna benzetti. TBMM Anayasa Komisyonu üyesi ve AKP Ankara Milletveki- liYarbay, AKP Grup Başkanvekil- leri tarafından 19 Ekim Çarşam- ba günü TBMM Başkanlığı'na verilen ve 21 Ekim Cuma günü de komisyonda görüşülerek kabul edilen, bütçe ile ilgili anayasa de- ğişiklik teklifine muhalefet şerhi koydu. Yarbay, muhalefet şerhinde, anayasa değişikliklerinin üzerin- de uzun süre çalışılması, tartışıl- ması ve kamuoyunda farklı gö- rüşlerin dillendirilmesi gereken bir süreci yaşaması gerekirken bu kadar kısa sürenin anayasa deği- şikliği gibi ciddi bir konunun gö- rüşülmesi için yeterli olmadığını bildirdi. Yarbay, "12 Eylül Milli Gü- venlik Konseyi, 'bizim çıkardı- ğımız kanun anayasaya aykıny- sa, anayasaya aykınlığı söz konu- su olamaz. Bu kanun için anaya- sanın o maddesi geçerli olmaz' diyordu. Şimdi de ona benzer bir durumla karşı karşıyayız. Hukuk devletinin keyfi yöne- timden uzak durması gerekir. Gücü eline geçiren 24 saatte is- tediği yasa>ı çıkanr anlayışı hu- kuk devleti ilkesiyle bağdaşmı- yor. Belli prosedürü var. Bunu sayısal çogunlukla hızlandır- mamız o hukuk devletinin ru- huna aykın olur. Şekli formali- tenin yerine getirilmesi yetmi- yor. Aynı zamanda tartışma or- tamının da oluşturulması gere- kir. Kamuoyunun bu konuda ikna edilmesi gerekir" dedi. TEŞEKKÜR Sevgili Varhğımız Yük. Müh. Em. Dz. Kd. Albay M. ZAKIR COŞKUNER'in Uzun süren hastalığı boyunca yakın ilgisini esirgemeyen arkadaş ve akrabalanmıza vefatı nedeniyle cenaze törenine iştirak eden, telefonla taziyede bulunan dostlanmıza, Dz. K.K.'lığı ve Kuzey Deniz Saha Komutanlığı personeline en derin saygılarımızla teşekkürlerimizi sunanz. EŞİVEKI2I istanbuVda bir ton eroin elegeçirüdi tstanbul Haber Servisi - tstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şube Müdürlüğü ekıp- lerince düzenlenen eşzamanh operasyonlar- da 1 ton 51 kilogram eroin ele geçirildi. Olayla ilgili 9 kişi gözaltına alınırken uyuş- turucunun bir Asya ülkesinden Türkiye'ye getirildiği belirtildi. tstanbul Emniyet Mü- dürü Celalettin Cerrah, Silivri, Bakırköy, Bahçelievler ve Avcılar'da yapılan eşzamanh operasyonda 1 ton 51 kilogram eroin ele ge- çirildiğini ve 9 kişinin gözaltına alındığını bildirdi. Cerrah, narkotik ekiplerinin uyuştu- rucu kaçakçılanna yönelik 5 aydır sürdür- dükleri çalışmalann neticesinde büyük bir operasyona imza attıklannı ifade etti. Teröristşüphesiyle bir Türk tutuklandı BOSNA HERSEK (ANKA) - Bosna Her- sek'te bir Türk, bir tsveçli ve bir Boşnak, terö- rist olduklan şüphesiyle tutuklandı. Bosna Hersek polisi, yaptığı açıklamada, terö- rist olabilecekleri şüphesiyle biri Türk diğerle- ri tsveç ve Bosnalı üç kişiyi tutukJadığını bil- dirdi. Şüphelilerin üzerinden silah ve çeşitli patlayıcılar çıktığı belirtildi. Tutuklanan kişile- rin isimleri ile etnik ve dini kimlikleri açıklan- madı. Üç şüphelinin de organize suçlar, savaş suçlan ve terorizmden sorumlu devlet mahke- mesine çıkanldıklan bildirildi. Bosna gazetele- ri, yakalanan kişilerin "Avrupa Birüği'ne üye bir ülkenin büyükelçiliğine yönelik" bir inti- har saldınsı hazırlığında olabileceğini belirtti. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Bu anlamda siyaset bilimine yeni deyimlerin de ek- lenmekte olduğunu söyleyebiliriz. Hafta içinde anlat- tıklarımızı bugün mizahtan izah isteyerek ve sözlük- leştirerek aktaralım. Biz yeni oluşmuş bazı temel de- yimleri yazalım, sanırım okur bunlan çok daha geliş- tirecek ve yaygınlaştıracaktır. • • • rftar borsası: Asıl adı iftar sofrasıdır. Siyaset bili- minin gelişimiyle birlikte o da değişim ve başkalaşım gösterdi. Devlet katındakilerle birlikte bir iftar sofra- sında görünmek önemli bir iftihar nedenidir. Burada görünen ve görüntülenenin borsa değeri de doğal olarak yükselir. İftar borsası düşerse borsa çadır yap- tı denir, yükselirse 5 yıldızlı otel yaptı tanımı kullanı- lır. (örn.; Dün akşam bütün iftar borsalarını dolaştım Istanbul'un, bir bakan aradım ihalelerdeki parmak iz- lerinde.) Teravih zirvesi: Asıl adı teravih namazıdır. Iftardan daha az kullanılan bir yöntemdir. Ancak çok önemli durumlarda toplanır. Asıl önemi öncesinde ve sonra- sında yapılan görüşmelerdir. Ucunda çok önemli pro- je karartarı olduğu için bu görüşmelere daha çok zir- ve denir. (örn.; Gönül zirve ister teravih bahane, iki- si birleşir teravih zirvesi olursa ne şahane.) Sahur buluşması: Asıl adı sahura kalkmaktır. A- ma kimi özel görüşmeleri kimseye yakalanmadan yapmak gerektiği için sabaha karşı planlama alış- kanlığı dogduğundan bu deyim ortaya çıktı. (örn.; Sa- hurda kapanır perde, hemen gelir bizim Ofer de, sa- hur buluşması deva olur her derde.) Cuma meclisi: Asıl adı cuma namazıdır. Ancak ik- tidarla birlikte herkes cumada görünmek istediği için adı değişti. özellikle iktidar mensuplarının gittiği ca- miler daha da kalabalıklaşır. Namazı kılmaktan çok camiye girerken ve çıkarken siyasetçiye ya da ikti- darın atadığı üst düzey bürokrata görünmek esastır. (örn.; Cuma meclisinden çıkarken vekilin elini sıktım ve terfi isteğimi kulağına fısıldayıverdim.) Hac neferi: Asıl adı hac seferidir. Ama hacca gi- dişle birlikte başka ışler de halledildiği ve oralarda daha üst amirlerle buluşulduğu için gidenlere za- manla hac neferi denmeye başlandı. Yapılan öteki iş- lerin dengelenmesi için arada bir hac neferi olmak şarttır. Halk arasında ünlü bir tekerlemesi vardır; Hac- da neferım, işte Ofer'ım, neferim, Ofer'im, neferim, Ofer'im, aferim! • • • Sözlük hızla genişlerken ekonomiye ve dış politi- kaya da ulaşmaması olanaksızdı. Bu alandan da bir- kaç örnek verelim, sözlüğün yeni fasiküllerini hazır- lamaya koyulalım... Sermayeddin dergâhı: Senmaye ve dergâh söz- cüklerinin bir araya gelmesiyle oluşmuş bir deyimdir. Eski dergâhlar bardak olduğu için sermaye yeni tez- gâh, affedersiniz dergâh olarak öne çıktı. Paranın di- ni imanı olmaz ama, kimilerinin hem dini hem imanı para olabilir. Bu tür durumlann artması nedeniyle ser- maye sözcüğü, tıpkı onu kullananlar gibi sermayed- din olarak değişmiş, gelişmiş, başkalaşmıştır. Bushullah: Amerikan başkanının bölgesel adıdır. Geçmiş uygulamalarla bugünkü arasında şöyle bir fark vardır; atalan, Riyad üzerinden VVashington'a gi- derken torunları VVashington üzerinden Riyad'a git- meyi yeğlemektedir. AB Tarikatı: Yeni yoldur. öteki tarikatlara gidiş de artık bu yöndendir. (örn.; AB için tarikat bir.) His senedi: Eski adı hisse senedidir. Artık devlete ait hisselerin tümü 'his'e dayalı verildiği için bu şekli aldı. (örn.; Aramızdaki duygular ortak hisse, al sana bir çuval hisse.) ankcumıvı cumhuriyetcom.tr 'Başörtüsü eylemlerine dikkat' Yurt Haberleri Servi- si - YÖK ıle AKP ıktida- n arasında gerginliğin tır- mandığı dönemde bazı kentlerde "Başörtüsüne Özgürlük" eylemlerinin düzenlenmesi dikkat çe- kiyor. Bursa'da Orhangazi Parkı'nda toplanan Öz- gür-Der Bursa Şubesi üyesi bir gnıp, sık sık YÖK aleyhine sloganlar attı. Grup adına açıklama yapan Eyüp Ural, "Ba- şörtüsü yasağı için ge- rekçe üretenler, 'Ne ya- palım, bu konuda yargı kararlan var' diyenler, yolsuzluk suçlaması ile rektörleri tutuklanınca ortahğı ayağa kaldır- makta" dedi. Sakarya'da Adapazan Kültür Merkezi önünde toplanan 30 kişi de YÖK aleyhine slogan attı. Ba- sın açıklamasının ardın- dan grup dağıldı. Izmir'de Konak Meydanf nda top- lanan "Başörtüsüne Öz- gürlük tzmir Platfor- mu" üyeleri türban yasa- ğının kaldınlmasıyla ilgi- li hiçbir gelişmenin olma- masına tepki gösterdi. Merhume Şaziment ve Ömer Özen'in oğullan, merhum Galip Özen ve Talip Özen'in kardeşleri, îpek ve Mehmet'in babalan, Osman ve Hasan'ın dedeleri, Semha Özen'in biricik eşi, Galatasaray Divan Üyesi 3932 MANSIJR TEVFİK ÖZE\ vefat etmiştir. Cenazesi 23 Ekim 2005 Paza günü (bugün) Teşvikiye Camii'nde kıhnacak öğle namazmı müteakip Merkez Efendi Aile Mezarlığı'na defnedilecektir. AİLESİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear